:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi

Orjinalini görmek için tıklayınız: Aşka Ve Sevgiye Dair
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
Sayfalar: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37
ilh54cb9.jpg
CEBINDEN SOKAKLARA DOKÜLEN GIDISIN


yurek odalarimi

gidisler doldurmusken tika basa

yildizlar kaymaz artik gokyuzunde

dudak uclarimda buz tutar dilekler

seni getirmediginden

gun isiklarini da yasak eder

daha bir siki orterim perdeleri


her zaman karanlik

yalnizligin kokusu sinmis

ve sonunda sana cikmayan yollariyla

koca kent derin uykulara dalar

seni getirmediginden

uykuyu haram eder

bilinmedik sokaklari kesfe cikarim her gece yeniden


bugday basaklarinin ruzgarda usumesi

baliklarin suyu titretmesi

ve kuslarin kanat cirpmasina benzer gozlerindeki aydinlik

o kadar masum

o kadar cocuksu

ve o kadar huzunlerden uzak


cebinden sokaklara dokulen gidisine benzesin gelisin de

kavusmalar yayilsin dort bir yana

ben

ben yeniden gelmeni ozledim

A. ISIK
Giderken beni de beraberinde goturdu. Ondan geriye kalanlari da ben kaldirdim. Mektuplari kutularin icine biraktim. Resimler digerlerine ait resimlerin hemen yaninda duruyor. Siir pek yazmamisti zaten... Ama nafile, Ondan henuz kurtulamadim. Yazdiklari yalnizca bir kagit parcasinin uzerinde olsa da , okudugumda sesi kulaklarimda yankilaniyor. Resimlerine ne zaman baksam goz kapaklari kimildiyor. Evde dolasirken ayaklarima anilar dolaniyor. Gulumsemesi duvarlara asili resimlerin uzerine takilmis kalmis. Ne kadar ugrassam cikmiyor. Mavi koltukta hala sicakligi duruyor ve kimi zaman bir alelade tisort henuz onun kokusunu atamamisken elime geliveriyor. İste o an deliriyorum. Panik icinde kendimi dipsiz bir kuyunun icinde cirpinirken buluyorum. Duvarlar uzerime geliyor, Mavi koltuk beni icine cekiyor ve alelade bir tisort bogazima dugum ustune dugum atiyor.

Disari, iceriden farksiz. Yalniz da degilim ustelik . Koca bir yaz, bana eslik etti . Ben ne kadar agladiysam, o kadar da yagmur yagdi. Gunes saygi ile bulutlarin arkasinda kaldi.

Şimdi, yani o yokken hayat gozume batiyor. Ne gunesli gunler , ne ihtirasli insanlar , ne de ulvi amaclar umurumda. Bir ben varim. Milyarlarca insan bir yana , ben hemen suraya yalnizlar bulvarinin kose basina ... nukleer bir savasin ardindan yapayalniz kalmis gibiyim dunyada Üstelik de onsuz... Yani eskisinden daha gucsuz , yani daha kirilgan, yani daha anlamsiz...

images.php?m=42000_X8eUz6.jpg
Kac gecedir seni uyuyorum,
Seni uyaniyorum kac sabahtir,
Bilmiyorsun !
Ismin hala dudaklarimda gizli,
Seni iciyorum sabah aksam kac dumandir,
Gozlerimde tutuyorsun.
Seni ağliyorum kac damladir,
Seni guluyorum,
Bilmiyorsun !
Kac siirdir seni yaziyorum kalbime
Seni ciziyorum kac resimdir
Seni cağiriyorum turku, turku,
Bilmiyorsun !
Kac gundur seni usuyorum,
Sana yaniyorum kac haftadir
Bilmiyorsun !
Kac buluttur islaniyorum askindan
Yuzum sen, gozum sen, sacim sen oldun.
Kac aynadir sen duruyorsun karsimda
Kac ormandir yaniyorsun yureğimde
Bilmiyorsun !

Kac olumdur oluyorum ardindan
Kac mezardir gomuyorum askini, olmuyor.
Seni neden sevdiğimi, nasil sevdiğimi
Bilmiyorsun !
Kac gecedir seni uyuyorum,
Seni uyaniyorum kac sabahtir
Bilmiyorsun !
Kac zamandir sana ihtiyacim var;
Bilmiyorsun !

images.php?m=41996_ChKDS.jpg



__._,_.___
images.php?m=42436_maldi19.jpg

Sozlerin artik ikna etmedigi bu yasimda, aglamak da artik zor geliyor, zoruma gidiyor.
Benden sana, soylemesi zor, yazmasi kolay bir kelime; Hoscakal.
Aldatildigimi bildigim bu geceden sana son bir yazi, son bir hatira.
Seni her cagirdigimda, artik yuregime yumruk atamayacaksin. Ben de bir baskasinin yasak bahcesine ugramayacagim. Artik ne gelmeni isteyecegim, ne de kalmani....
Bu aksam masamdaki tek bir mumu kendim icin yaktim. Senin oturdugun iskemle bos, ev bos... Ihanetin resmi boslukta cizili...
Simdi sen bir baska masada baska gozlerlesin. Yuregindeki pembe yalanlar buyudukce buyuyor. Karaya calan pembeler...
Kim, kimi kandiriyor bu alemde? Kumdan kalelerimiz her dalgada yikiliyor.
Kimseyi yolundan dondurecek gucum yok artik. Dayaniksizim, dayanaksizim...
Oldugun yerde kal...
Hoscakal...
Bir hayaldi kurduğum..
Sadece sana kurulu bir hayat, bir zaman dilimi…
OL(a)madı!


Düşünmeyi unutmak istiyorum şimdilerde…
Her harf ‘sen’ olmak adına beynime yerleşiyor…
Bense istemiyorum..
Hiçbir kelime, hiçbir cümle…
Olmuyor !


Alıyorum kalemi elime, beynimi işgal eden tüm harfleri bırakıyorum satırlara…
Önce, sallanıyorlar kalemimin ucunda…
Sonra, düşüyorlar gelişi güzel satırlarıma..
Tek hamle, bin kelime gözlerimde…
Her biri çok ağır, taşınmıyor anlamaya çalışmadan !
Dört yanım çığlık…
Harfleri unutmak,
Kelimeleri birer birer aklımdan, bilinmezliğe sürüklemek..
Boşlukta dolaşmak istiyorum !
Olamıyor !


Seviyorum, seviyorsun, seviyor !

Bir duygu, bir çelişki…
Ben seviyorum ‘düş’ gibi..
Sen seviyorsun ‘hayal’ gibi…
O seviyor ‘masal’ gibi



Sevmek ? diyorum sessizce…
Düşlerime hapsediyorum duygularımı..
Seviyorum, sevdikçe düş’üme saplanıyorum !


Hayal kurar gibi seviyorum senli düşünceleri..Bir masal oluyorsun, kelime kelime içimde büyüyen…Susuyorum sensizliğe..
Sadece sen, bir hayal ve ben…
Yani ‘sevmek’ bende ki ‘sen’…

Susuyorum, susuyorsun, susuyor…


Bir istek, bir eylem…
Ben susuyorum ‘yalnızlık’ gibi…
Sen susuyorsun ‘hüzün’ gibi…
O susuyor ‘acı’ gibi…




Susmak ? diyorum korkarak…
Haykırıyor içim..Yalnızlığa bürünüyor tüm sesler…Acıtıyor suskunluk, hüzünü..
Kelimelerim saklanıyor kendinden…
Boğuluyorum bukadar sessizlik içinde !


Seviyorum; ‘düş, hayal ve masal’...
Susuyorum; ‘yalnızlık, hüzün ve acı’...
Ve gidiyorum;Yalan misali….


alıntı
Hoş geldin kadınım benim hoş geldin
yorulmuşsundur;
nasıl etsemde yıkasam ayacıklarını,
ne gül suyum ne gümüş leğenim var,
susamışsındır;
buzlu şerbetim yok ki ikram edeyim
acıkmışsındır;
beyaz ketenli örtülü sofralar kuramam
memleket gibi yoksuldur odam.

Hoş geldin kadınım benim hoş geldin
ayağını basdın odama
kırk yıllık beton, çayır çimen şimdi
güldün,
güller açıldı penceremin demirlerinde
ağladın,
avuçlarıma döküldü inciler
gönlüm gibi zengin
hürriyet gibi aydınlık oldu odam...

Hoş geldin kadınım benim hoş geldin.

NAZIM HiKMET
belki bir gun ozlersin.. sen bir yerde, basin dizlerinin arasinda, ben savrulmusum caresiz.. gectigin her kose basinda hayalim, her aydinlikta golgem ve her alevde gozlerim.. kolay mi unutup gitmek?.. duvarlarin arasinda soluksuz kalacagini bilerek.. Gecelerin harap olan saatlerinin, sabaha dogru gozlerinde actigi yaralarin aciklamasi ne peki? acaba, o zaman da "OLMUYOR!.." diyebilecek misin israrla? sanmiyorum bebek.. kandirma kendini.. sirtimdaki yansimalarini gorup te gulebilecek misin bebekler gibi?.. ya da, goz kapaklarimda biriken sevdamla islandigin an, gozlerime bakabilecek misin masumca? omrunu, tum varini yogunu, sevdiginin anlik bir gulucugune adayabilecek kadar cesur musun? hatta, sacindan dusen bir teli tutmak icin, bedenini yoluna serip, gozyaslarina direnecek kadar guclu olabilir misin? bunlari yapmaya yeter mi yuregin? simdi, kaldirabilir misin sevdami? kac hayat ederim senin icin?...

belki kizarsin bana.. "ben mi sev dedim?" dersin icinden.. evet, sen demedin. peki yuzun var mi unut demeye? hangi yaramdan bicaklarini sorumlu tuttum? soyle, kanimin hangi damlasinda sana kizdim? ya da, hangi suskunlugunda haykirdim? hic kirdim mi seni?.. biliyorsun yaptiklarimi.. peki, agliyor musun yapmadiklarin zihnini fethedince? hic bir zaman suclu gostermedim seni kendime. istikrarsizdi kararlarim, biliyordum gercegi.. sirf sen uzulme diye.. sen uzulme diye savasmadim huzunlerimle.. buruk duygularla gulemezdin ki, zedelenmesin istedim hislerin.. fakat sen, israrla ama istemeden tasirdin yalnizligimi.. sakin bir koy iken goz pinarlarim, alabora oldum sevdanla.. saclarinin firtinasiyla yikildi yarinlarim.. soylesene hadi, susma.. hakkin var miydi bunlara? hakkin var miydi yarinlarimi gommeye? susma, hadi "OLMUYOR!.." de...

belki de lanet edersin kendine.. keskeler dokulur dilinden.. cekik gozlerinden akan olur pismanliklarin.. huzunlerin alevlenir damarlarinda, cigerlerin parcalanir kokumdan uzakta.. ya umutlarin duslerini dahi terkedince ne yapacaksin? kime kosacaksin? kime siginacaksin o zaman soyle? kim saracak seni sevdayla? kimin omzunda uyuyacaksin? hangi birini belli edeceksin ki yanindaki adamlara? hangi hatan daha az acitacak canini? hangi adam anlayabilir ki seni? ya da, onlara anlatacak misin beni? anlamalarina imkan var mi hayallerimi? Adimi fisildayabildigin, seni kabul eden tek dost, soguk duvarlar olunca filizlenir yuregime gomdugun asil acilar.. bir bir boy verir, saplanir yuregine.. iste o zaman talan olur mahsul.. iste o zaman ellerinle korukledigin atesim islatir yanaklarini.. soyle, gozyaslarini kim silecek o zaman? yanindakiler mi? sanmam.. okudugun her romanin bas kahramani ben iken, dinledigin her sarkinin sozlerinde adim varken, kurmaya calistigin her hayalin hasretimle yanarken, unutamazsin sen beni, cuzdaninda halâ resmim varken.. iste o zaman anlarsin beni.. gogsumde bas harfin, kulaklarinda sesim.. unut hadi unutabilirsen
79069123.png
"Yalnizim cunku sen varsin"
...
ayriligin saati kac geciyor bilmiyorum
yalanlarimla bir hiclikteyim
beni icinden kac

bu kentte her yagmur kendini aglar
aklima dussen yalnizlik oluyorum
...
gozlerim ihanete ihbar tasiyor
kuskulu bir cinayeti fisildiyor kaslarina
...
susmak en inatcisi olmaktir yalnizligin
en susmakta neydi oyle
sen en dinlerken
...
yasadisiyim
tutukla beni gozlerimden
...
"gel" desen gelirdim
"git" dedin ve gittin
...

Kahraman Tazeoglu - Araz siirinden

Erkek kadına dedi ki:
-Seni seviyorum,
ama nasıl,
avuçlarımda camdan bir şey gibi kalbimi sıkıp
parmaklarımı kanatarak
kırasıya
çıldırasıya...
Erkek kadına dedi ki:
-Seni seviyorum,
ama nasıl,
kilometrelerle derin, kilometrelerle dümdüz,
yüzde yüz, yüzde bin beş yüz,
yüzde hudutsuz kere yüz...
Kadın erkeğe dedi ki:
-Baktım
dudağımla, yüreğimle, kafamla;
severek, korkarak, eğilerek,
dudağına, yüreğine, kafana.
Şimdi ne söylüyorsam
karanlıkta bir fısıltı gibi sen öğrettin bana..
Ve ben artık
biliyorum:
Toprağın -
yüzü güneşli bir ana gibi -
en son en güzel çocuğunu emzirdiğini..
Fakat neyleyim
saçlarım dolanmış
ölmekte olan parmaklarına
başımı kurtarmam kabil
değil!
Sen
yürümelisin,
yeni doğan çocuğun
gözlerine bakarak..
Sen
yürümelisin,
beni bırakarak...
Kadın sustu.
SARILDILAR
Bir kitap düştü yere...
Kapandı bir pencere...
AYRILDILAR...
NAZIM HİKMET
Sayfalar: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37