:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi
Hoşgeldin, Ziyaretçi
Sitemizden yararlanabilmek için Kayıt olmalısınız.

Kullanıcı Adınız:
  

Şifreniz:
  





Forumda Ara

(Gelişmiş Arama)

Forum İstatistikleri
» Toplam Üyeler: 16,695
» Son Üye: trendblooms
» Toplam Konular: 98,526
» Toplam Yorumlar: 1,065,505

Detaylı İstatistikler

Kimler Çevrimiçi
Toplam: 352 kullanıcı aktif
» 0 Kayıtlı
» 348 Ziyaretçi
Applebot, Baidu, Bing, GoogleBot

Son Aktiviteler
Nisa Suresi 153. Ayet Üze...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
10-27-2025, Saat: 04:08 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 19
Atatürk'ü Sevmek Zorundas...
Forum: Mustafa Kemal Atatürk
Son Yorum: Serdar102
09-09-2025, Saat: 08:31 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 186
ÖYLESİ'NE...
Forum: Güzel Sözler
Son Yorum: SunSet
08-28-2025, Saat: 10:17 AM
» Yorumlar: 12
» Okunma: 1,438
Tozlu Raflarda Kalmalı H ...
Forum: Kişisel Aşk Yazıları
Son Yorum: SunSet
08-27-2025, Saat: 11:31 AM
» Yorumlar: 3
» Okunma: 971
Gidene Mi Zor Kalana Mı ?
Forum: Kişisel Aşk Yazıları
Son Yorum: SunSet
08-27-2025, Saat: 11:05 AM
» Yorumlar: 2
» Okunma: 691
Diş Hekiminin Aşkı - Serd...
Forum: Aşk Hikayeleri
Son Yorum: Serdar102
08-26-2025, Saat: 07:21 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 206
Serdar - Genç Bir Yazar H...
Forum: Hikaye Uydurma Bölümü
Son Yorum: Serdar102
08-26-2025, Saat: 02:02 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 256
Sevimli Sürüngen Gabon'un...
Forum: Hikaye Uydurma Bölümü
Son Yorum: Serdar102
08-26-2025, Saat: 01:48 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 136
Gölgesiyle Yarışan Tay - ...
Forum: Hikaye Uydurma Bölümü
Son Yorum: Serdar102
08-26-2025, Saat: 01:45 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 135
Ot Yiyen Kaplan - Serdar ...
Forum: Hikaye Uydurma Bölümü
Son Yorum: Serdar102
08-26-2025, Saat: 01:39 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 126

 
  SLM
Yazar: aniani - 01-31-2017, Saat: 04:01 PM - Forum: Sen Yenisin Galiba ? - Yorumlar (3)

HAYRLI GUNLER DILIYORUM HEPINIZE YENIYIM ARANIZDA

Bu konuyu yazdır

  Kur'an da İnancımız Adına, Her Şeyin Olmadığına, Israrla İddia Edenlere.
Yazar: halukgta - 01-29-2017, Saat: 01:56 PM - Forum: İslam - Yorum Yok

İslam inancımızda, geleneksel düşünceler o kadar güçlü ki, ne yazık ki ayetlerin doğru anlaşılmasını önlüyor. Enam suresi 38. ayette geçen, “BİZ KİTAPTA HİÇ BİR EKSİK BIRAKMADIK.” Hükmünden rahatsız olanlar, bir kısmı iyi niyetle öğrenmek amacıyla, bir kısmı ise art niyetle öyle sözler söyleyerek batılı, hurafeyi ısrarla savunuyorlar ki, Kur’an ın indiriliş amacına bile ters düşüyor. Birkaç arkadaşım bu konuda yazdığım bir yazıma, şöyle cevaplar vermiş, birleştirerek cevap vermek istiyorum.

“Haluk Bey, o zaman bende derim ki, Neden Kur’an da bütün tarihi bilgiler, matematik, fiziğin gökbilimi, keşifler, icatlar yok. Her şey var diyorsun, ama namaz konusunda ben detay göremiyorum. Ne rekât sayısı var, nede namazda okuyacağımız ayetler açıklanmamış. Her şey varda nerede bu bilgiler? Zekâtımızı ne kadar vereceğimizin miktarı bile, Kur’an da açıklanmamıştır.”

Değerli arkadaşlarım, Kur’an ne fizik kitabıdır, nede matematik. Kur’an bizlere rehberdir, yol göstericidir ve Allah a kulluk görevimizi nasıl yapacağımızın öğretmenidir. Bunun dışında Kur’an dan  bilgiler aramayalım. Belki müteşabih anlamda ipuçları bulabiliriz. Bu farklı bir konudur. Ama yol gösterici ve kulluk görevimizi yapabilmemiz adına da, her bilginin olduğunu söyleyen, KUR’AN IN BİZZAT KENDİSİDİR.  Bazı kardeşlerimiz, din adına her şeyin olduğu, Kur’an da değil, Allah ın huzurundaki saklı kitapta ( Levh-i Mahfuzda) olduğunu özellikle söylemekte ve buna inanmaktadırlar. İlginç olan Enam suresinde geçen bu ayette, biz kitapta hiçbir eksik bırakmadık derken, asla böyle bir bilgi vermediği halde, inatla, din adına her bilginin Kur’an da olmadığı, Allah katında ki saklı kitapta (Levh-i Mahfuzda) olduğu ısrarla iddia edilmektedir. Gelelim Kur’an ın bahsettiği, Allah ın katındaki korunmuş saklı kitap, (Levh-i Mahfuz) hakkında, bakalım nasıl örnekler var Kur’an da.

Neml 75: GÖKTE VE YERDE GÖZE GÖRÜNMEYEN HİÇBİR ŞEY YOKTUR Kİ, APAÇIK BİR KİTAPTA BULUNMASIN. 

Rad 39: Allah dilediğini siler; dilediğini sabit bırakır. KİTABIN ANASI/ANAYASA O'NUN KATINDADIR. 

Büruç 21–22: HAKİKATTE O, KORUNMUŞ LEVHADA/Levh-ı Mahfûz'da bulunan şerefli Kur'ân'dır. 

Hadid 22: Gerek dışınızda, gerek içinizde olup biten musibetler daha biz yaratmadan önce BİR KİTABA KAYDEDİLİR. Bu, Allah'a göre çok basit bir işlemdir. 

Yasin 12: Şüphesiz ölüleri ancak biz diriltiriz. Onların yaptıkları her işi ve bıraktıkları her eseri yazarız. BİZ, HER ŞEYİ APAÇIK BİR KİTAPTA KAYDEDERİZ.

İsra 58: Ne kadar ülke varsa hepsini kıyamet gününden önce toplumsal bozulmadan dolayı ya helâk edecek veya en çetin bir şekilde onlara azap edeceğiz. BU, KİTAPTA YAZILIDIR. 

Vakıa 77,78: Şüphesiz bu, değerli bir Kur'ân'dır, KORUNMUŞ BİR KİTAPTADIR. 
(Tüm ayetler Sayın Bayraktar Bayraklının, mealinden alınmıştır.)

Ayetlerin tamamına baktığınızda, Allah ın katındaki korunmuş, saklı ana kitaptan bahsettiği, yazdığım ayetlerin hepsinden anlaşılıyor. Zaten bu bilgilerin Kur’an da olması mümkün değil. Çünkü Kur’an da gaibi bilgilerin olamayacağı, bu bilgilerin Allah katında olduğu bizlere diğer ayetlerde bildiriliyordu. Ayetlere tek tek bakalım. Göklerde ve yerde, gözle bizlerin göremediği her şeyin, Allah katındaki korunan kitapta yazdığını söylüyor. Devamındaki ayette, Allah gizli, saklı konularında olduğu ana yasa kitabının, kendi katında olduğu açıklamasını yapıyor. Bizlere indirilen Kur’an ın, korunmuş levhalara yazılmış, saklı kitaptan indirildiği açıklamasını bir kez daha yapıyor. Hadid 22. ayette ise, bizlerin bilmesinin mümkün olamayacağı, yaptıklarımızın karşılığı olarak, başımıza gelecek musibetlerinde, kitapta daha önceden kayıt altında olduğu açıklaması yapılıyor. Bizlerin yaptığı her şeyin Allah ın katındaki kitapta, kayıt altına alındığı belirtiliyor. İsra 58. ayette de, kıyametten önce, yaptıklarının karşılığı kendilerine verilecek diyor ve tüm bunlarında Allah, kendi katındaki kitapta yazdığı belirtiliyor. Vakıa 77 ve 78. ayetlerde de, çok açık bir şekilde, Kur’an ın Allah katından, korunmuş kitaptan indirildiğini açıklıyor.

Ayetlerin tamamında dikkat ederseniz, görünmeyen şeylerden, gaibi bilgilerden bahsediyor ve bu bilgilerin ana korunmuş kitapta (Levh-i Mahfuz) da kayıt altında olduğu bilgisi veriliyor. Dikkat ederseniz bu bilgiler, bizlerin bilmemesi gereken çok özel bilgiler. Hatırlayınız peygamberimiz ne diyordu ayette? “GAYBI BİLMEM BEN.” Kur’an ın da Allah ın katından, indirildiğini söylüyor ve ne diyordu Rabbimiz Kur’an da? 

Kur’an ın ipine sarılın. Her şeyden nice örnekleri, değişik ifadelerle verdik ki anlayasınız. Emin olmadığın bilginin ardına düşmeyin, sorumlu tutarım. Sizleri Kur’an dan sorumlu tutuyorum. Çok daha net bir hüküm veriyor ve bakın ne diyor Allah Kur’an için. 

Enbiya 10: Andolsun, SİZE ÖYLE BİR KİTAP İNDİRDİK Kİ, SİZİN BÜTÜN ŞEREF VE ŞANINIZ ONDADIR. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız?(Diyanet meali)

Bütün şan ve şerefemizin içinde olduğu bir kitapta, hala imanımız ve yol gösterici olmak adına, her bilginin olamayacağını söylememiz akla, mantığa ve Kur’an a uyuyor mu? Şimdi de anlamını saptırmak için uğraş verilen ayeti yazalım.

Enam 38: Yeryüzünde gezen her türlü canlı ve (gökte) iki kanadıyla uçan her tür kuş, sizin gibi birer topluluktan başka bir şey değildir. BİZ KİTAP’TA HİÇBİR ŞEYİ EKSİK BIRAKMADIK. Sonunda hepsi Rablerinin huzuruna toplanıp getirilecekler. (Diyanet meali)

Yukarıdaki ayeti okudunuz. Biraz önce verdiğim ve ayetlerde Allah ın katındaki ana kitaptan bahsettiği ayetleri de okudunuz. Diğer ayetlerin tamamını okuduğunuzda, Allah ın katındaki kitaptan bahsedildiği anlaşılıyor. Siz yukarıdaki ayeti okuduğunuzda, BİZ KİTAPTA HİÇ BİR ŞEYİ EKSİK BIRAKMADIK sözünden, Allah hangi kitabı kast ediyor olabilir? Allah aşkına lütfen, hiçbir etki altında kalmadan doğru söyleyiniz. 

Çok net anlaşılıyor ki, Allah Kur’an ı kast ederek, biz Kur’an da sizlere yol gösterici olarak, imanınızı yaşamak adına, tüm bilgilerin verildiği bir kitap indirdik dediği çok açık anlaşılıyor. Bu uyarılardan sonra hala, Kur’an da din ve inancımız adına her şey yoktur, bu kitaptan kast edilen Allah katındaki saklı kitaptır dersek, unutmayınız, KUR’AN A İMAN ETMEK YERİNE, ONUN YANINA KOYDUĞUNUZ VE KUR’AN I BİZLERE ANLATIYOR, AÇIKLIYOR DEDİĞİNİZ KİTAPLARA İMAN ETMİŞ OLURSUNUZ. İSLAM TOPLUMUNUN YOLDAN SAPMASINA EN BÜYÜK NEDEN, BU SÖZLERE VE DÜŞÜNCELERE İNANMAKTIR.

Lütfen Kur’an ı, beşeri kitaplarıyla karşılaştırmayalım. Kur’an bir nurdur, ışıktır, yol göstericidir ve eşi benzeri yoktur. Onun açıklamadığını hiç kimse açıklayamaz. Lütfen bu gerçeği artık kabul edelim. Allah Kur’an dan bahsederken, yemin olsun ki bu kitabı sizler için kolaylaştırdık der. Sorumlu olacağımıza hükmedilen bir kitabın, ibadetlerimiz adına, gereği gibi açıklanmadığına ve daha sonrada bu kitaptan Allah ın, bizleri sorumlu tutacağına nasıl inanırız. ALLAH NEDEN GEREKLİ AÇIKLAMAYI YAPMASIN, DETAYLARI VERMESİN, BUNU DA MI DÜŞÜNEMİYORUZ. 

Lütfen namaz, zekât, Hac ve oruç gibi önemli ibadetlerimizin, Kur’an da gerektiği kadar, açıklanmadığını söylemeyelim, dinden saparız. FIKIH inancının, ibadetlerimize ilavelerini Kur’an da göremediğimizde, bakın şunlar ya da bunlar yok demeyelim. Allah emrettiği her ibadetin, çok kolay ve basit açıklamasını Kur’an da yapmış, okuyalım ve bunları öğrenelim, ama bizlere öğretilenleri Kur’an da aramayalım. Allah ın Kur’an da bizlerden istemediklerini, sınırlamalar yaparak listeler vermediği şeyleri de, Kur’an ın HÂŞÂ eksiği gibi görmeyelim, onaramayacağımız büyük günahlara gireriz. 

Allah Kitapta, BİZ HİÇ BİR ŞEYİ EKSİK BIRAKMADIK diyorsa, bunu farklı anlamlara çekip, TAM TERSİNİ KANITLAMA ÇABASI İÇİNE GİRMEYELİM. Lütfen şunu unutmayalım. Kur’an Allah katından geliyor bizlere. Din ve inancımız adına, sorumlu tutulacağımız bütün bilgilerin, Kur’an da olmadığını söylersek ve bunu savunursak, HÂŞÂ Allah bizlere gerektiği bilgileri yeteri kadar vermeyen, bizleri beşere muhtaç eden, daha sonrada bu kitaptan hesap soracağını söyleyen, konumuna getirmiş oluruz ki, bunu hiç birimiz, kendimize bile isnat edilmesini istemeyiz. 

Ankebut 51: KENDİLERİNE OKUNAN KİTABI SANA İNDİRMİŞ OLMAMIZ ONLARA YETMEDİ Mİ? Şüphesiz bunda inanan bir kavim için bir rahmet ve bir öğüt vardır. (Diyanet meali)

Karar ve yorum sizlerin. Cahiliye döneminde, hurafe ve batıl inançların etkisinde olanlarda, Allah ın indirdiği kitap için aynı şeyi söylemişlerdi. Allah onlara cevabını vermiş. Bende soruyorum ve diyorum ki, Allah indirdiği Kur’an da HÂŞÂ, eksikler mi buldunuz da, Kur’an sizlere yetmiyor? Hesap günü hepimiz için çok yakın. Ama bunun farkında bile değiliz. Üzülmek istemiyorsak, Kurtuluşun Kur’an da olduğunu söyleyen, Allah a kulak verelim.


Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK

Bu konuyu yazdır

  Enam Suresi 38. Biz Kitapta Hiç Bir Eksik Bırakmadık.
Yazar: halukgta - 01-23-2017, Saat: 12:46 PM - Forum: İslam - Yorum Yok

Bizler Kur’an ayetlerini doğru anlamak istiyorsak, mutlaka yine Kur’an ın açıklamalarından, verdiği örneklerden yola çıkarak, anlamanın yolunu yöntemini seçmeliyiz. Bu konuda bir örnek vermek istiyorum, önce ayeti yazalım daha sonra üstünde birlikte düşünelim.

 
Enam 38: Yeryüzünde gezen her türlü canlı ve (gökte) iki kanadıyla uçan her tür kuş, sizin gibi birer topluluktan başka bir şey değildir. BİZ KİTAP’TA HİÇBİR ŞEYİ EKSİK BIRAKMADIK. Sonunda hepsi Rablerinin huzuruna toplanıp getirilecekler. (Diyanet meali)
 
Bu ayette geçen çok dikkat çekici bir cümle var. BİZ KİTAP’TA HİÇBİR ŞEYİ EKSİK BIRAKMADIK. Ne yazık ki geleneksel İslam anlayışı bu ayette geçen, bu cümleden çok rahatsız, onun içinde bu cümleye öyle bir anlam yüklüyorlar ki, ayette geçen bu cümlenin, neredeyse bizlere vermesi gereken anlamını alıp götürüyor. Siz ayeti okuduğunuzda ne anladınız? Yani Allah hangi kitapta, hiçbir eksik bırakmadığından bahsediyor olabilir. Elbette hiç şüphe yok ki, bizlerin sorumlu olduğumuz Kur’an dan bahsediyor olması gerekmez mi? Ama bundan hoşnut olmayan bazı kişiler, batıl inançlarını sürdürme amacıyla, bu ayette geçen bu kitabın, Kur’an olmadığını söylüyorlar ve bakın nasıl açıklıyorlar.
 
Ayette yer alan Kitap’tan maksat, levhi mahfuzdur. Biz kitap da her şeyi beyan ettik, eksik bırakmadık, ne varsa hepsini onda yazdık, size bildirdik denilirken levhi Mahfuz’da bunları yaptık” denilmektedir.”
 
Peki, bu bilgiyi nereden alıyoruz, kanıtımız nedir? BİZE TEBLİĞ EDİLMEMİŞ BİR KİTAPTA, HER ŞEYİN OLMASININ BİZE NE FAYDASI OLUR? İşte her zaman karşımıza çıkan soruların, aynısı bu konuda da yine karşımıza çıkıyor. Eğer kanıtını Kur’an dan buluyor ve gösteriyorsak, başımızın üstünde yeri var, kabul ederiz. Ama böyle bir bilgi ayette yoktur. Bu ayetin öncesine baktığımızda da hatta tebliğe, davete yani Kur’an a uyanlardan bahseder. Örneğin vakıa suresinde, Allah ın katındaki saklı, korunmuş kitaptan bahsederken, Kur’an ın da bu kitaptan indirildiği anlatılır, ama ayetlerden bunu açıkça anlarız. İlginç olanı, Allah katındaki ana kitaptan indirilen bir NUR, nasıl olurda her bilgiyi içermez, din ve iman adına her açıklamayı bizlere yapmaz, bunu da mı düşünemiyoruz. Allah ın, HÜKMÜME HİÇ KİMSEYİ ORTAK ETMEM, ikazını da hatırlatmak isterim.
 
Yine Enam 115. ayette Kur’an kast edilerek, Rabbinin sözü, doğruluk ve adalet bakımından tamamlanmıştır der. Düşüne biliyor musunuz Allah bizlere rehber, yol gösterici olsun diye indirdiği kitapta, her bilginin olduğunu, eksik bırakılmadığını söylüyor ama birilerinin bu hiç hoşuna gitmiyor. HÂŞÂ Allah ın eksikliğini tamamlayanlar mı var yoksa aramızda? Din ve iman adına, sorumlu olacağımız bilgilerin hepsinin, Kur’an da olamayacağını nasıl düşünürüz? Allah ın bu açıklamasından tedirgin olanların telaşını çok iyi anlıyorum. EĞER ALLAH IN KUR’AN DA, HİÇBİR EKSİK BIRAKMADAN, HER ŞEYİN AÇIKLADIĞINA İNANDIKLARI TAKDİRDE, İNANDIKLARI TÜM RİVAYETLER VE BATIL İNANÇLARI ÇÖKECEK VE YOK OLACAKTIR. TELAŞLARI BUNADIR. Atalarının inançlarını sürdürmek isteyenler, kendi inançlarını yaşamak adına, aşağıdaki ayetin de aynı mantıkla anlamını değiştirmekten çekinmemişlerdir.
 
Nahl 89: Ey Muhammed!) Her ümmetin kendi içinden üzerlerine bir şahit göndereceğimiz, seni de onların üzerine bir şahit olarak getireceğimiz günü düşün. SANA BU KİTABI; HER ŞEY İÇİN BİR AÇIKLAMA, doğru yolu gösteren bir rehber, bir rahmet ve Müslümanlar için bir müjde olarak indirdik. (Diyanet meali)
 
Allah, elçisine gönderdiği Kur’an dan bahsederek, mahşer günü seni Müslümanlara şahit olarak getireceğimiz günü düşün dedikten sonra, şahit olarak sorumlu tutacağı Kur’an için, bakın ne diyor. “SANA BU KİTABI, HER ŞEY İÇİN BİR AÇIKLAMA OLSUN DİYE GÖNDERDİK”. Demek ki Allah bizleri doğru yola iletecek, bizler için müjde olan Kur’an da, her bilgiyi açıklamış olduğunu söylüyor. Ama Kur’an da her şeyin olamayacağına kendisini inandıranlar, bu ayetin hükmünü de örtmek ve batıl inançlarına devam etmek isteyenler, bakın nasıl bir örnek veriyorlar ayetin anlamını saptırmak adına.
 
HER ŞEY’DEN; MAKSAT TÜM ŞEY DEĞİLDİR, bundan maksat, umum ifade edip husus bildirmektir, tıpkı şu ayette geldiği gibi dikkatli okuyalım, Allah şöyle buyurur: “O (RÜZGÂR), RABBİNİN EMRİYLE HER ŞEYİ YIKAR, MAHVEDER.” (Ahkaf–25) Ayet, Ad ve Semud kavminin üzerine gönderilen rüzgârın her şeyi darmadağın ettiğini haber verir. "Bu kavimlerin elebaşı, diyarları, elde ettikleri yerle bir oldu" denilir.  Peki, yeryüzün hepsi mi yerle bir oldu sadece Ad ve Semud kavmi mi? Elbette ki "Ad ve Semud helak oldu Yeryüzü olmadı" denilir.”
 
Değerli kardeşlerim, bizler nefsimizi memnun etmek adına, işte ayetlerin anlamları ile böyle oynuyoruz. Söylediklerini ve verdiği örnekleri karşılaştıralım. Allah Nahl 89. ayetinde peygamberimizin, mahşer günü bizlerin üzerine şahit olarak çağrılacağından bahsediyor ve şahitliğini de, DAHA ÖNCE SİZLERİ SORUMLU TUTUYORUM DEDİĞİ Kur’an dan yapacağını ve bu kitabın gönderilme nedenini açıklıyor ve diyor ki Yaradan; SANA BU KİTABI, HERŞEY İÇİN BİR AÇIKLAMA OLARAK GÖNDERDİK.  Peki, her şey kelimesini sınırlayıp, farklı anlamalara çekenler nasıl bir örnek vermişler ona bakalım. Allah cezalandıracak kavmin üzerine rüzgâr, fırtınalar gönderip, HER ŞEYİ yıkıyor mahvediyor. Diyorlar ki burada her şeyi mahvediyor derken, bütün dünyayı değil, yalnız cezalandırılması gereken kavimden bahsediyor. İyide bu örnekte anlatılan ile Kur’an da her şeyin açıklanmış olmasını nasıl örnek verip karşılaştırırız? Birisinde Allah sorumlu olduğumuz Kur’an da, bizlerin sorumlu olduğu her şeyin açıklandığını söylüyor, diğerinde bir kavmin cezalandırılması ve bu kavmin her şeyiyle yok olduğu anlatılıyor.
 
İşte bizler ayetlerin anlamlarını böyle saptırmaya çalışıyoruz, peki neden? Sırf atalarının Kur’an da bahsedilmeyen, batıl inançlarını yaşamak adına. Allah emin olmadığınız bilginin ardına düşmeyin. Kur’an ın ipine sarılın dedikten sonra, Kur’an da her bilginin olmadığına inanmak, bizleri yaratan Rabbimize çok büyük saygısızlıktır hatırlatırım. Şöyle düşünün lütfen, ALLAH ZUHRUF 44. AYETİNDE, SİZLERİ KUR’AN DAN SORUMLU TUTUYORUM DEDİKTEN SONRA, SORUMLU TUTTUĞU KİTAPTA, BİZLERİN İMTİHANI ADINA, HER BİLGİNİN OLAMAYACAĞINI NASIL SÖYLERİZ VE  BUNA İNANIRIZ?
 
Kur’an da imtihanımız adına, sorumlu olduğumuz her bilginin olduğuna kanıt, bazı örnek ayetler sizlere hatırlatmak istiyorum. Tüm bunlara inanmak tabi sizlere kalmış. Hepimiz kendi imtihanımızı yaşıyoruz. Yorum ve karar sizlerin.
 
Araf 174: Belki inkârdan dönerler diye AYETLERİ BÖYLE AYRINTILI BİR ŞEKİLDE AÇIKLIYORUZ. (Diyanet vakfı meali)
 
Araf 3: (Ey insanlar) RABBİNİZDEN, SİZE İNDİRİLENE UYUN ve O'ndan başka dostlara uymayın. Ne kadar da az öğüt alıyorsunuz! ( Elmalı meali)
 
Ankebut 51: KENDİLERİNE OKUNAN KİTABI SANA İNDİRMİŞ OLMAMIZ ONLARA YETMEDİ Mİ?[419] Şüphesiz bunda inanan bir kavim için bir rahmet ve bir öğüt vardır. (Diyanet meali)
 
Araf 185: Göklerin ve yerin hükümranlığına, Allah'ın yarattığı her şeye ve ecellerinin yaklaşmış olabileceğine bakmadılar mı? O HALDE KUR'AN'DAN SONRA HANGİ SÖZE İNANACAKLAR? (Diyanet vakfı meali)
 
Araf 174: Hakka dönsünler diye işte ayetleri böylece AYRI AYRI AÇIKLIYORUZ. (Diyanet meali)
 
İsra 89: Andolsun, biz bu Kur’an’da insanlara HER TÜRLÜ MİSALİ DEĞİŞİK ŞEKİLLERDE AÇIKLADIK. Yine de insanların çoğu ancak inkârda direttiler. (Diyanet meali)
 
Araf 52: Gerçekten onlara, inanan bir toplum için yol gösterici ve rahmet olarak, ilim üzere AÇIKLADIĞIMIZ BİR KİTAP GETİRDİK. (Diyanet vakfı meali)
 
Nur 34: Andolsun ki biz size (gerekeni) AÇIK AÇIK BİLDİREN ÂYETLER, sizden önce yaşayıp gitmiş olanlardan örnekler ve takvâya ulaşmış kimseler için öğütler indirdik. (Diyanet vakfı meali)
 
Nisa 174: Ey insanlar! ŞÜPHESİZ SİZE RABBİNİZDEN KESİN BİR DELİL GELDİ ve size apaçık bir nur indirdik ( Diyanet vakfı meali)
 
 
Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK

Bu konuyu yazdır

  "Ben Sende Yandım SevgiLi.."
Yazar: eRCi - 01-19-2017, Saat: 09:03 PM - Forum: Aşk (Genel) - Yorumlar (1)

Seni Buldum Cehennemde Yanarken,

O kadar Sıcak ki,

Gelemezdim Sevgini Göremeseydim,




Hani Bir Gün Demiştin Ya Bana,

Cehennemde Dahi Olsam Gelirmisin Diye,

Sen Beni ÖyLe Sev ki,

Cehennemde BiLe Seninle YanMaya Razıyım Demiştim,

Ben Senin Sevgini Gördüm,

ÖyLe Hissettirdin ki,

Yüreğimi Delercesine,

Kırıp Döktün Adeta,

BekLe GeLiyorum Sevdiğim,

Dayanır mı Bedenim Bu SıcakLığa Bilmem,

Etim Bürünürmü Kemiğe Onuda BiLmem,

Senin Sevgini Düşündükçe Buz Kesiyorum,

BöyLe Sevgi,

BöyLe Sevda,

Cehennem SıcakLığına Meydan Okuyamaz Diyordum,

Nasılda Seviyormuşsun Beni,

Hani Bir Nefes Alışında,

Bir Kez YaşLanıyoruz Ya,

Hani Bir Yağmur Yağdığında,

Nasıl Bereketi Artar Ya,

Sen Benim Öyle Mabedim Oldun ki,

Kurduğum CümLeLerin Hepsinde Sen Geçtin,

İçtiğim Suda Yüzünü Görür Oldum,

Sen Bana Cehennemdeyim GeL yanaLım Dedin Ya,

Ben SeninLe Cehennemde DeğiL,

Cennetin Cehenneminde Yanmaya GeLdim,

Sevdim Seni Yüreğine Yandığım,

Hemde Tek Bir Kor'um Kalmamacasına,

Benden Tek Bir İz Olmamacasına,

Ben Seni Sevdim,

O Tertemiz Yüzünü,

O Herkese SöyLemediğin KeLimelerin,

Hepsini Bir Bir Duydum,

Sen Duysan GeLmezmiydin SevgiLi,

Şimdi Senin Yanına GeLiyorum,

Bir KişiLik Daha Yer Var mı,

Alırmısın Beni Yanına,

Cehennemin SıcakLığı,

Bizim Sevdamızın Yanında Kâr mı..

Ben Cehennemi Y a n m a k BiLirdim,




"Ben Sende Yandım SevgiLi.."

Bu konuyu yazdır

Heart İŞTE DEVLET İŞTE SAHİBİ
Yazar: anahro - 01-10-2017, Saat: 07:52 PM - Forum: Kendi Şiirleriniz - Yorum Yok

İŞTE DEVLET İŞTE SAHİBİ

GetFileAttachment?id=AQMkADAwATY0MDABLTl....com&isc=1

[b]Hüzün dolu onur Saygı Duruşu.[/b]
[b]Nefesin kesilir, dilde tutulur.[/b]
[b]“Korkma Sönmezle “ başlar kalp vuruşu.[/b]
[b]Vatan, Şehitlerle elde tutulur.[/b]
[b] [/b]
[b]Telaşsız, sabırlı, sakin mi sakin,[/b]
[b]Bu yüzden görevde dikkatli durur.[/b]
[b]Tam donanımlı teröristler lakin.[/b]
[b]Hayatı uğruna teröristi vurur.[/b]
[b] [/b]
[b]Vatanın bekası şehidin canı,[/b]
[b]Sanma bedeni kara toprak olur.[/b]
[b]Bayrağın üstünde şahadet kanı.[/b]
[b]Şehit sevgisi gökte bayrak olur.[/b]
[b] [/b]
[b]Anında yerinde bir müdahale.[/b]
[b]Teröristler amacına ermedi.[/b]
[b]Dönecekti dökülen kanlar sele.[/b]
[b]FETHİ katliama izin vermedi.[/b]

[b]Kahramanlığına ne söylesem az.[/b]
[b]İfade etmeye söz, zor bulunur.[/b]
[b]Orhan, mübalağasız şu mısrayı yaz.[/b]
[b]“Kalplerde, Fethi adlı kor bulunur.[/b]
[b] [/b]
[b]ORHAN AFACAN[/b]
[b]İZMİR-07.01.2017[/b]

Bu konuyu yazdır

Photo Yarım kalan sevgiye
Yazar: eRCi - 01-10-2017, Saat: 09:08 AM - Forum: Resimler Diğer - Yorum Yok

[img]VPzZXy.jpg[/img]

Bu konuyu yazdır

  Sakın Bizler, Şirk Koşan Müşriklerden Olmayalım?
Yazar: halukgta - 01-09-2017, Saat: 12:16 PM - Forum: İslam - Yorum Yok

Allah Kur’an da, kendisine şirk koşanı, asla bağışlamayacağını söyler bizlere. Önce ayeti yazalım daha sonra Allah şirk koşmakla neyi kast ediyor, onu birlikte düşünelim.
 
Nisa 48: Şüphesiz Allah, KENDİSİNE ORTAK KOŞULMASINI ASLA BAĞIŞLAMAZ. Bunun dışında kalan (günah)ları ise dilediği kimseler için bağışlar. Allah’a şirk koşan kimse, şüphesiz büyük bir günah işleyerek iftira etmiş olur. (Diyanet meali)
 
Demek ki şirk koşmak Allah katında, bağışlanmayacak çok büyük bir günah. Bunu yapan bir insan, Allah a iftira etmiş olur diyerek, günahın ne derece büyük olduğunu, üstüne basa basa söylüyor. Peki, şirk koşmak ne demek,  önce bunu doğru anlayalım. ŞİRK HERHANGİ BİR YARATILMIŞI, ALLAH IN BİR KISIM YETKİLERİNE ORTAK ETMEK, ALLAH İLE BİRLİKTE ANMAKTIR.
 
Konuyu doğru anlamak için, şöyle bir açıklama yapmamız doğru olur. ALLAH A ŞİRK KOŞANLAR, ALLAH IN YERİNE BİR BAŞKA ALLAH, YARATICI KOYMUYORLAR.  ŞİRK KOŞTUKLARI KİŞİLERİ ALLAH IN YANINA KOYUYORLAR, ALLAH İLE BİRLİKTE ANIYORLAR. Allah ın tek elindeki yetkilerinin bir kısmından veriyorlar. Hâlbuki Allah ile birlikte hiç kimseyi anamayız, onun yanına hiç kimseyi koyamayız, onun yetkilerini hiç kimseye veremeyiz. Çünkü Allah ne diyordu ayetinde, HÜKMÜME HİÇ KİMSEYİ ORTAK ETMEM. Buradan da anlıyoruz ki, Allah yetkilerini hiç kimseye vermemiştir. Allah a şirk koşan kişiye de Müşrik deniyor.
 
Üzerinde dikkatle durmamız gereken, çok önemli olan ise, Allah ın yetki ve sorumluluklarını, yaratılmış kişilere veren müşrikler, iman ettiğini söyleyen insanlardan olmalarıdır. YANİ BU KİŞİLER ALLAH A, ELÇİSİNE HATTA GÖNDERİLEN KİTAPLARA İMAN ETTİKLERİNİ SÖYLEYEN, AMA İMANIN GEREKLERİNİ, ALLAH IN KİTABINDA HÜKMETTİKLERİNİ, GEREĞİ GİBİ YERİNE GETİRMEYENLER OLDUĞUNU UNUTMAMALIYIZ.
 
Gelelim şirk konusuna. Allah a şirk koşanlar neler yapıyor da, Allah bu konuda hiç tavizsiz, bunları yapanları asla affetmeyeceğim diyor. Bu konu çok önemli, Allah korusun farkında olmadan bu hataya sakın bizlerde düşmeyelim? Düşmemek içinde, konuyu dikkatle araştırmalıyız. Allah a ortak koşulanlar kimler, önce ona bakalım.
 
Araf 191: Hiçbir şeyi yaratamayan, kendileri yaratılan şeyleri Allah’a ortak mı koşuyorlar? (Diyanet meali)
 
Buradan da anlıyoruz ki, bizim gibi insanlar, yani yaratılmışlar. Peki, bu yaratılmış insanlara bizler, nasıl bir yetki yüklüyoruz da, Allah ın tek elindeki yetkisini onlara veriyoruz. Hemen Kur’an ın verdiği örneklerden yola çıkarak düşünelim. Allah şefaat tümden bana aittir, hiçbir şefaatin fayda vermediği o günden sakının dediği halde, bizler edindiğimiz velilere, şeyhlere, efendilere, ya da farklı kişilerinde şefaat etme yetkisinin olduğunu söylüyor ve buna inanıyorsak, ALLAH IN TEK ELİNDE BULUNAN BİR GÜCÜ, YETKİYİ BİR YARATILMIŞA, BEŞERE VERİRSEK, ALLAH A ŞİRK KOŞMUŞ OLURUZ. İşte bu yanlışı yaparsak, MÜŞRİKLERDEN OLURUZ.
 
Cahiliye döneminde, yaşadığı dönemde o devrin saygın ve sevilen insanlarından olan LAT, MENAT ve UZZA diye anılan ve öldükten sonra heykelleri yapılıp kabeye konmuş kişilerden, Allah ile aracılık yapmasını ve kendilerine şefaatçi olmaları isteniyordu. Allah bunları ikaz ediyor ve bu kişilere hiçbir yetki verilmediği, bunlar sizin atalarınızın uydurmalarıdır diyor Allah ayetinde.
 
Örnekler o kadar çok ki. Allah sizleri Kur’an dan hesaba çekeceğim, biz kitapta her şeyden nice örnekleri verdik, kitapta hiçbir eksik bırakmadık, Kur’an ın ipine sarılın dediği halde, Allah ın kitabına eğer bizler, Kur’an tek başına imanımızı yaşamak için yeterli değildir. Her bilgiyi Kur’an da bulamayız. FIKIH kitapları ve hadisler olmasaydı Kur’an kapalı kalırdı, anlayamazdık dersek, Allah ın kitabına ve Rabbimizin tek elindeki Allah ın dinine, BEŞERİN KİTAPLARINI ŞİRK KOŞMUŞ OLURUZ. Bunları söyleyen ve inananlarda Müşrik olur Allah korusun.
 
Bu örnekleri çoğalta biliriz. DİN ALLAH IN DİNİDİR, NE ORTAĞI VARDIR, NEDE YARDIMCISI. Hükümleri Allah yalnız ben veririm diyor da, Allah ın hükümlerine, elçisinin de ilaveler yaptığına inanır ve emin olamayacağımız rivayet bilgileri de dine sokarsak,  hem peygamberimize iftira atmış, hem de peygamberimizi, Allah ın dinde ortağı konumuna getirmiş oluruz ki, buda şirktir. Bakın Allah kendisinden başka kişilerden yardım bekleyenlere, nasıl bir örnek veriyor.
 
Enam 40- 41: De ki: “Ne dersiniz, size Allah'ın azabı gelse veya o kıyamet gelip çatıverse siz, ALLAH'TAN BAŞKASINA MI YALVARIRSINIZ? Doğru sözlü iseniz söyleyin bakalım!” Hayır, yalnız O'na yalvarırsınız da, O dilerse, yakındığınız belâyı uzaklaştırır. Siz, ortak koştuklarınızı unutuverirsiniz. (Bayraktar Bayraklı meali)
 
Sanırım bu örnek, bizler için çok büyük bir ibret. Ama gözler görüyor, nefisler hissediyorsa tabi. Allah ın yanında veliler, şeyhler, efendiler edinip, onlardan şefaat ve yardım bekleyenlere, bende aynı soruyu soruyorum. Başınıza büyük bir bela gelse, ya da kıyamet gelip çatsa, siz Allah ın yanında, edindiğiniz velilere, şeyhlere mi yalvarıp yardım istersiniz, yoksa bizleri yaratan Allah a mı yalvarıp yardım dilersiniz?
 
Allah o zor anınızda, hepsini unutursunuz ve yalnız Allah a yalvarıp, Allah dan yardım istersiniz diyor. Madem zor anımızda, hesabın görüleceği o çetin gün, yalnız Allah aklımıza gelecek ve yalnız ona sığınacaksak, BU DÜNYADA İMTİHANIMIZI YAŞARKEN, NEDEN ALLAH IN YETKİ VE SORUMLULUKLARINI, YARATILMIŞ BİR BEŞERE YÜKLEYİP ŞİRK KOŞUYORUZ?
 
Allah geçmiş toplumlarda da aynı yanlışları yapan, Allah ın yanında şefaatçiler edinenlere, aynı uyarılarını yaptığını söylüyor ve bizlere de bu örnekleri verip, aynı hataları yapmamamız için uyarıyor. Bir örnek daha vermek istiyorum.  Çünkü konu çok önemli ve aynı hataları bizlerde ne yazık ki yapıyoruz.
 
Fatır 14: Eğer onları çağırsanız, çağrınızı duymazlar. Duysalar bile çağrınıza karşılık veremezler. KIYAMET GÜNÜ DE SİZİN ORTAK KOŞTUĞUNUZU İNKÂR EDERLER. BUNLARI SANA HİÇ KİMSE, HAKKIYLA HABERDAR OLAN (ALLAH) GİBİ HABER VEREMEZ. (Diyanet meali)
 
Değerli din kardeşlerim. Lütfen artık Allah ın bu uyarılarına kulak verelim. Allah bu dünyada bizlerin edindiği velilerin, şeyhlerin, efendilerin bizlerin seslenişlerimizi, yardım isteklerimizi asla duyamayacağını söylüyor.  Hatta kıyamet günü sizler bu kişilerden şefaat beklerden, onlar gerçekler ile yüzleştiklerinde, utançlarından sizin onları ortak koştuğunuzu, yani onlardan yardım ve şefaat beklediklerini, İNKÂR EDERLER DİYOR. Çok daha ilginç olanı, imtihanımız bitmeden, emaneti teslim etmeden, bu gerçekleri Allah dan başka hiç kimse, sizlere haber veremez diyor. Diyor ama Allah ı dinleyen ve bu acı gerçeklerden ibret alanlar nerede.
 
Dilerim Allah ın bu uyarılarını dikkate alan, Rabbin halis kullarından oluruz.
 
Saygılarımla

Haluk GÜMÜŞTABAK

Bu konuyu yazdır

  HEY GİDİ GÜNLER HEY
Yazar: eRCi - 01-06-2017, Saat: 08:06 PM - Forum: Sohbet - Yorumlar (6)

Nerede o eski gunler neydi bir zaman bu forum be tolga ne gunler geçirdik burada insan özlüyor eski gunleri

Bu konuyu yazdır

Rainbow ÖMÜRDEN KAYBOLAN BİR SENEMİZ
Yazar: anahro - 12-29-2016, Saat: 11:23 AM - Forum: Kendi Şiirleriniz - Yorum Yok

Bu sevinç ,kutlama söyleyin niye.?
Ömürden kaybolan bir senemiz var.
Muhtacız bu gece en çok tövbeye.
Günahlar la dolu bir sinemiz var.

Ölü olan kalbi diriltir İsa. (Hz.)
Bunu anlamakta meselemiz var.
Hadisle övüldük bizler bilhassa
Hak dini İslam la sinsilemiz var

Uluslar arası Miladi takvim.
Zorunlu olarak tercihimiz var.
Günahkar duayı cevaplayan kim.?
Güneş, ay, hicri üç takvimimiz var.

Hicret yaptı İsa tekrar dünyaya
Tebliğine kalpten teşrifimiz var.
Ahir fitne başladı kabarmaya.
Mehdi Resul İsa güvencemiz var.

Gecen senelerin sorumluluğu.
Yüzde aç korkumuz,endişemiz var.?
Gelen senelerin hali, zorluğu
Ne hazırlığımız, ne tedbirimiz var


ORHAN AFACAN
20.01.2016-İZMİR

Bu konuyu yazdır

  Allah ın Sünneti İle Elçisinin Sünneti Farklı Mıdır?
Yazar: halukgta - 12-22-2016, Saat: 05:17 PM - Forum: İslam - Yorum Yok

İslam inancında çok bahsedilen ve hatta örnek almamız gerektiği konusunda, birçok hadislerin olduğu bir konu vardır. Peygamberimizin sünneti. Önce sünnet kelime olarak ne anlama geliyor onu doğru anlayalım ki, doğru bilgilere ulaşabilelim. Daha sonrada üzerinde düşünebilelim.

Sünnet kelime anlamı olarak, YOL, GİDİŞ, PRENSİP, KANUN DEMEKTİR. İslam toplumları arasında bu kelime, Peygamberimizin örnek davranışlarına verilen isim olduğu gibi, bir başka tarifte de şöyle anlatılır. 

“Hazreti Muhammet’in Müslümanlarca uyulması gerekli sayılan davranışlarıyla, şu ya da bu konuda söylemiş olduğu sözlerin tümü, Hazreti Muhammet’in koyduğu kurallar ve Müslümanlara gösterdiği yol.”

İslam inancında sünnet konusuna verilen anlamlar, genel olarak bu sözlerle ifade edilir. Peki, Kur’an sünnet sözcüğüyle bizlere ne anlatıyor ve bu kelimeden bizler ne anlamalıyız. Bunu doğru anlamak için ayetlere bakalım. 

Fetih 23: Allah'ın öteden beri gelen kanunu/sünneti budur. ALLAH'IN KANUNUNDA/SÜNNETİNDE ASLA BİR DEĞİŞİKLİK BULAMAZSIN.( Elmalı meali)

İsra 77: Bu, senden önce gönderdiğimiz bütün peygamberlerimiz hakkındaki SÜNNETİMİZDİR. Bizim SÜNNETİMİZDE herhangi bir değişme göremezsin.  (Elmalı meali)

Nisa 26: Allah, size (hükümlerini) açıklamak, size, sizden öncekilerin YOLLARINI göstermek ve tövbelerinizi kabul etmek istiyor. Allah, hakkıyla bilendir, HÜKÜM VE HİKMET SAHİBİDİR. (Diyanet meali)

Bu ve buna benzer birçok ayete baktığımızda, Kur’an ın sünnet kelimesine verdiği anlam, ALLAH IN KANUNU, ALLAH IN BİZLERE ÇİZDİĞİ YOLU ANLAMLARINDA KULLANILMIŞTIR. Ayetlere dikkat ederseniz, Allah ın sünnetinde yani kanunlarında, bizlere çizdiği yolda, asla bir değişiklik olmayacağını, üstüne basa basa söylüyor. 

Kur’an ın bu açıklamalarından sonra, gelelim günümüz İslam toplumunda, peygamberimizin sünneti sözüne verilen anlama. Ayetlerdeki açıklamaları okudunuz, Allah benim sünnetimde yani kanunlarımda asla bir değişiklik olmaz dedikten sonra, acaba peygamberimiz Allah ın sünnetine, bunlarda benim sünnetim, yani dinde koyduğum kanunlarım, kurallarım anlamında sünnetler ilave etmiş olabilir mi? ÇÜNKÜ GELENEKSEL FIKIH İNANCINDA, ALLAH IN ELÇİSİNİN, TIPKI KUR’AN GİBİ, DİNE HÜKÜM KOYMA YETKİSİ DE VARDIR DİYE İNANILIR.

Bunu söylemek ve düşünmek bile insanın içini titretiyor. Kur’an ın tümüne iman ettiğini söyleyen bir Müslüman, peygamberimizin Allah ın sünnetine/kanunlarına ilaveler yapabileceğine asla inanmaz ve inananları Kur’an ile uyarır. Buradan da anlaşıldığı gibi, peygamberimiz Kur’an ın koyduğu kurallara, kanunlara asla ilaveler yapmamış, yalnız Allah ın tebliğ ettiği Kur’an a uymuştur. 

Allah Kur’an da, peygamberimizi örnek almamızı istemiştir. Çünkü peygamberimiz yaşamı, davranışlarıyla, hareketleriyle örnek bir insandı. 

Ahzab 21: Andolsun ki, Resûlullah sizin için, Allah'a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah'ı çok zikredenler için GÜZEL BİR ÖRNEKTİR.( Diyanet vakfı meali)

Bakın Allah elçisinin, bizler için örnek bir insan olduğunu söylüyor. Allah ve ahiret gününe iman etmiş bir Müslüman için, peygamberimizin yaşamı, insanlar arasındaki ilişkileri, davranışları ve hayata bakışı, elbette yalnız Kur’an ın çizgisinden yürüyüşü, bizler için örnektir. Peygamberimiz söyledikleri gibi, Allah ın dinine ilave ettiği hiçbir şey yoktur, Kur’an a baktığımızda olamayacağını açıkça görüyoruz. Yoksa peygamberimizin bıraktığı sakal, kültürleri gereği giydi kıyafet, ya da sevdiği yemekler değildi bizler için örnek oluşu. Çünkü bu örnekler hem kişisel, hem de yöreseldir, dinin ölçüleri dışındadır. Kişinin kişisel zevkini yansıtır. 

Ne yazık ki bizler, Kur’an dan öyle uzak İslam ı yaşıyoruz ki, Kur’an ın özüne inemediğimiz, onun felsefesini, öğretisini anlayamadığımız içindir ki, dinin dışındaki yöresel, kültürel ve şekilsel konuları din zannediyoruz. Böyle olunca da, ALLAH IN SÜNNETİNDEN UZAKLAŞMIŞ, KENDİMİZE ADETA ŞEKİLSEL, AMA DİN İLE İLGİSİ OLMAYAN KONULARIN OLDUĞU, GÖRSEL SÜNNETLER, İNANÇLAR YARATIYORUZ. Dış görünüşe önem verdiğimiz içinde, hep aldanıyoruz.
 
Peygamberimizin bizler için örnek oluşunu, ne yazık ki kavrayamamışız, peygamberimizin örnekliğinden de faydalanamamışız. Onun adına uydurulan öyle sözlere inanmışız ki, adeta peygamberimizi, dinde Allah ın ortağı yapmışız. Hâlbuki Allah ayetlerinde açıkça ben kanunlarıma, hükmüme, sünnetime hiç kimseyi ortak etmem uyarıları, bizleri hiç etkilememiş. Emin olamayacağımız sözlerin ardından, hiç düşünmeden gitmişiz, gitmeye de devam ediyoruz.

PEYGAMBERİMİZİN SÜNNETİ, ALLAH IN SÜNNETİNDEN FARKLI DEĞİLDİ, ZATEN FARKLI OLAMAZDI. Çünkü Allah ın elçisine verdiği görev, sana indirdiğim Kur’an ile yani benim sünnetimle, kullarıma hükmet demiş ve bu konuda birçok ayet indirmişti. Onun içindir ki Kur’an a uyan, yani Allah ın sünnetine uyan, elçisinin yolundan gidiyor demektir. Eğer peygamberimizin, Kur'an ın dışından dine ilaveler yaptığına inanır ve bunları da dinin asli unsuru sayarsak, hem Allah ın yolundan, hem de elçisinin yolundan, sünnetinden ayrılmış, yanlışlara sapmış olacağımızı lütfen unutmayalım.


Değerli din kardeşlerim. Ömür su misali akıp gidiyor, lütfen kendimize gelelim. Bu dünyanın yalanlarına, ihtiraslarına kanmayalım. Bir gün emaneti teslim edeceğimiz vakit geldiğinde, son pişmanlıklarımızın fayda etmeyeceğini unutmayalım. Lütfen Allah ın sünnetine, beşeri sünnetler ilave etmeye çalışanların ardı sıra gitmeyelim, sözlerine inanmayalım. Hesap günü inanın çok, ama çokkkkk pişman oluruz.

Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK

Bu konuyu yazdır

  Tarih: 10-30-2025, 07:24 PM