Hoşgeldin, Ziyaretçi |
Sitemizden yararlanabilmek için Kayıt olmalısınız.
|
Forum İstatistikleri |
» Toplam Üyeler: 16,691
» Son Üye: orhand
» Toplam Konular: 98,518
» Toplam Yorumlar: 1,065,494
Detaylı İstatistikler
|
Kimler Çevrimiçi |
Toplam: 533 kullanıcı aktif » 0 Kayıtlı » 529 Ziyaretçi Applebot, Bing, GoogleBot, Yandex
|
Son Aktiviteler |
Acemhe'den :P
Forum: Güzel Sözler
Son Yorum: ÇiLeK
06-18-2025, Saat: 11:21 AM
» Yorumlar: 1,421
» Okunma: 79,704
|
Gidene Mi Zor Kalana Mı ?
Forum: Kişisel Aşk Yazıları
Son Yorum: Gü-lŞ«m-se
05-27-2025, Saat: 09:56 AM
» Yorumlar: 1
» Okunma: 415
|
Türk Askeri Çanakkale'de ...
Forum: Mustafa Kemal Atatürk
Son Yorum: Serdar102
05-05-2025, Saat: 01:07 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 566
|
Bıktım Artık Yalnızlıktan...
Forum: Aşk Hikayeleri
Son Yorum: Serdar102
05-05-2025, Saat: 12:56 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 270
|
Papağan İle Zürafa - Serd...
Forum: Hikaye Uydurma Bölümü
Son Yorum: Serdar102
05-05-2025, Saat: 12:51 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 147
|
Oğlak İle Kartal - Serdar...
Forum: Hikaye Uydurma Bölümü
Son Yorum: Serdar102
05-05-2025, Saat: 12:50 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 76
|
Zübeyde Hanım Doğumevi - ...
Forum: Hikaye Uydurma Bölümü
Son Yorum: Serdar102
05-05-2025, Saat: 12:48 PM
» Yorumlar: 2
» Okunma: 285
|
ÖYLESİ'NE...
Forum: Güzel Sözler
Son Yorum: SunSet
03-26-2025, Saat: 01:27 PM
» Yorumlar: 10
» Okunma: 892
|
Ben Serdar Yıldırım. Bu g...
Forum: Sen Yenisin Galiba ?
Son Yorum: Serdar102
03-12-2025, Saat: 11:38 AM
» Yorumlar: 3
» Okunma: 437
|
Ya Atatürk Olmasaydı? - S...
Forum: Mustafa Kemal Atatürk
Son Yorum: Serdar102
03-11-2025, Saat: 07:20 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 321
|
|
|
Uçuruma sürüklendiğimizin, artık farkında olalım. |
Yazar: halukgta - 08-01-2012, Saat: 06:19 PM - Forum: Kişisel Makaleler
- Yorumlar (4)
|
 |
Bugünlerde, ülkemizin içine sürüklendiği üzücü ve düşündürücü tabloyu, altı yedi yıl öncesinden tahmin edenler, sanırım müneccim değil, gerçekleri görenlerdi. Tabi o günlerde, bugün olacakları söyleyenlerin halini, bugün sizler çok iyi biliyorsunuz.
Evet, gerçektende bu gün bizleri yönetenler, ülkemizi tahmin edemeyeceğimiz kadar, büyük bir tehlikenin eşiğine getirmişlerdir. Şehit haberlerinin eksik olmadığı, hatta normal karşılanmaya başlandığı ülkemizde, adaletsizliğin toplum üzerindeki baskısı, gün geçtikçe ağırlaşmaktadır. Birde bunları yapanlar bu mevkie, toplumun inancını, itikatlarını kullanarak gelmesi, Rabbin Kur’an da uyardığı tabiriyle, halkı Allah ile aldatarak bunları yapmasıdır. Allah Lokman suresi 33. ayetinde bakın nasıl bir uyarıda bulunuyor bizlere.
(O yaman aldatıcı, sakın sizi Allah ile aldatmasın!)
Elbette toplumu Allah ile aldatanların, başarıya da ulaşmaları mümkün olmayacaktır. Allah Yahudi ve Hıristiyanları gönül dostu edinmeyin ve onlara çok fazla güvenmeyin diye bizleri uyarır. İşte Allah ın bu öğüdünü dinlemeyip, Amerika yı ve onun gizli ortağı İsrail in doğrultusunda gidenlerde, elbette ülkesini uçurumun kenarına getirmesi kaçınılmaz olacaktır.
Komşularımızla sıfır sorun politikasıyla işe başlayanlar, Amerika nın ve İsrail in zorlamalarıyla, tüm komşularımızla bizleri düşmen edenler, elbette halkını bilinmeze sürükleyecektir. Kendi düşünceleri ile bu ülkeyi yönetmedikleri, önce söylediklerinin tam tersini yapmaları, birilerinin isteği doğrultusunda hareket ettiğini, sizce göstermiyor mu?
Eğer kendi fikirleri doğrultusunda hareket etmiş olsaydılar, ben eminim ki ne Başbakanımızın söylemleri, nede hükümetin politikası böyle çıkmaza bu ülkeyi sürüklenmeyecekti. Sayın Başbakanım, lütfen Amerika nın oyunlarına gelmeyiniz. Onlara asla güvenmeyiniz. Zararın neresinden dönülürse kardır. Gelin tüm ülkenin siyasetçileri olarak bir araya geliniz, hatalarınızı itiraf ediniz ve bu ülkeyi bölünmeden elbirliğiyle uçurumun kenarından kurtarınız. Bunu yapmazsanız, bu toplum ve tarih sizleri asla affetmeyecektir.
Daha dün Suriye yi yönetenlerle, Sayın başbakanımızın kardeş pozlarını verdikten sonra, birden bire tam tersi politikayla değişmesini demi sorgulayan yok? İsrail e kafa tutar görünenler, gizliden izledikleri politikanın fark edilemeyeceğini mi zannediyorlar?
İsrail den özür bekleniyor. Özür dileyince yapılanlar, hunharca katledilen vatandaşlarımız gerimi gelecek? Bu davranış şekli Yahudi nin, Siyonist in inancında vardır. Çok kısa zamanda ince bir politikayla, İsrail den açıklamalar gelecek, hatta tazminat da verecekler, bunun hazırlığını görüyoruz. Peki, ondan sonra ne olacak? Gizli dostluk, işbirliği, artık açıktan yapılacak.
Lütfen dikkatle düşünelim. Suriye nin bölünmesi, güçsüz hale gelmesi, kimin işine yarar? Bu bölgede adaletin getirilmesini bahane edenler, yıllardır neredeler? Suriye petrol merkezi değil, peki nedir bu ülkenin konumu? Elbette İran dan sonra İsrail in korkulu rüyası olmasından kaynaklanıyor. Yani Sayın Başbakanımız ve hükümetimiz, İsrail in ekmeğine kaymaklı bir yağ sürüyor ki, üzerinde anzer balı var.
Halkımızda uykuya devam, çünkü Allah ın birkaç kez Kur’an da uyardığı, SAKIN SİZLERİ ALLAH İLE ALDATMASINLAR uyarısına, kulaklarımızı tıkadıkta ondan. Allah ın rehberini, anlaşılmaz yaparak yüksek bir yere asıp, beşerin kitaplarını rehber edinirsek, elbette böyle derin bir uykuya dalarız da, kimse uyandıramaz. Çünkü trans haline sokulmuş bir toplum yaratıldı. Böylece her istenen, çok rahat yapılabiliyor. Böyle davranan toplumların ne hale geldikleri, Kur’an da çok açık anlatılıyor.
Amerika ve İsrail in, bundan elli sene önce planladığı, bölgemizde ayrılıkçı bir Kürt devletinin kurulması ve bu devletin İsrail tarafından yönetilmesi planı, yıllardır Amerika ve İsrail tarafından gerçekleştirilmeye çalışılıyor.
Sinsice uygulamaya konan, bu planları ne yazık ki bugünkü hükümetimizin, yanlış politikaları sayesinde, adım adım ve çok hızlı gerçekleştirilmekte olduğunu görmek, beni derinden üzüyor.
Yahudi ve Hıristiyanların oyununa gelen yöneticilerimiz, kendi elleriyle din kardeşlerimize yapamadıklarını, bizlere yaptırmaya çalışıyorlar. Yani Müslüman ı Müslüman a kırdırıyorlar. Bizlerde seyrediyoruz, film seyreder gibi. Çünkü onlar biliyorlar ki, bu bölgeye kendilerinin girmesi çok zor ve tehlikeli. Onun içindir ki bizleri ateşe atıyorlar. Tabi bizleri yönetenlerde, bu tehlikeli planın parçası olduklarının, farkında bile değiller. Yoksa farkındalar mı? Bunu düşünmek bile istemiyorum.
Suriye de insan haklarını öne sürerek, olmadık bahaneler üreten Sayın Başbakanımız, acaba sırf Müslüman diye Myanmar da öldürülen, katledilen din kardeşlerimize, camilerde para toplanmanın dışında ne yapmayı düşünüyor?
Öldürülen, katledilen topluma para ne işe yarar? Avrupa insan hakları, Amerika nın insan haklarından bahseden, menfaat şebekelerini harekete geçirmek gibi bir düşüncesi var mı? Yoksa komşu ülkemiz için geliştirdiği söylemlerinden olan, sabrımızı taşırmasınlar türünden sözleri de, Myanmar da ki din kardeşlerimizi katledenler için söyleyecek mi Sayın Başbakanımız? Bu katliam yeni değil, yıllardır devam ediyor. Acaba neden önlem alınmıyor? Suriye de ki trajedi, bu bölgeden daha mı önemli? Suriye de yıllardır yapılan adaletsizlikler, yeni mi fark edildi yoksa?
Avrupalılar bu katliam dan endişe duyduklarını söylüyorlar. Aman Allah ın ne dert ne keder. Daha öncede Avrupalıların ataları, yapmadı mı aynı katliamları Müslümanlara? Acaba katledilenler Hıristiyan olsaydı böylemi konuşurlardı?
Bu zihniyetle hareket eden bizleri yönetenler, sakın şunu unutmasınlar. Adaleti kendilerine hak görenlerle birlikte olanlar, onlarla işbirliği yapanlar, gerçek adaletin huzurunda bir gün, hesap vermekten asla kaçamazlar.
Komşularımızda yaşanan olayları, ayrılıkçıları dışarıdan destekleyerek, huzursuzluk çıkartarak, parçalanması ve devleti yönetenleri etkisiz hale getirilmesine yardımcı olan, hükümeti yönetenler, olayların sonucunda çıkacak tablonun da hesabını yaptılar mı? Hiç sanmıyorum, çünkü bugünlerde telaş içindeler. Birileri ayrılıkçı bayrağını, dikti bile o bölgeye.
Çok yakında bizleri yönetenler, bu ülkeyi savaşa sürüklerse şaşmamak gerekir. Çünkü yanlış politikalarla, işin içinden çıkılamaz bir duruma getirdiler ülkemizi. Yanlış politikalar, ehil olmayan yöneticilerle, ülkemiz parçalanma tehlikesiyle karşı karşıya. Detayına girmek istemiyorum, çünkü hangi konudan bahsetsek, içler acısı.
Ülkemiz onca tehlikeli dönemlerden geçerken, yine toplumun en hassas konusu olan inancını ön plana çıkartarak, yapılan yanlışlar kamufle edilmeye çalışılmaktadır. Sayın Başbakanımız, hatırlarsınız geçmiş dönemin padişahları, sultanlarının genelinin şan, şöhret ve yaptıkları yanlışların unutulması adına yaptıkları görkemli camilerin, bir benzerini de kendisi yaptırma çabasında. Elbette camiler yapılsın, kimse karşı çıkmaz, buralar bizlerin ibadet yeri, Rahman ile buluştuğumuz mekânlar. Ama belediye Başkanlığından beri Kralların, sultanların hayallerini süsleyen görkemli cami yaptırma çabası düşündürücüdür.
Sayın Başbakanımıza şunu hatırlatmak isterim. Biz Müslümanların ibadet yerleri, Hıristiyan ve Yahudilerde olduğu gibi, görkemli ve ihtişamlı değildir. Tam tersine sade ve gösterişsizdir. Peygamberimizin yaşamını, sünnetini yaşamak isteyen, her yerden görülecek görkemli, ihtişamlı bir cami yaptırmak yerine, görkemli bir kütüphane, ilim tahsil eden eser yaptırarak, toplumumuzu okumaya, ilme yönlendirir ve okuma alışkanlığına sahip olmamız adına çaba gösterirse, işte o zaman unutulmayacak bir eser bırakmış olur. Çünkü okuma alışkanlığı olmayan toplum olarak, ne Kur’an dan haberdarız, nede gittiğimiz yolun farkındayız. Önce toplum okuyup bilinçlenmeli ki, o yapılan camilerde Rabbin huzuruna, şirk koşmadan durabilelim.
Ülkemizin geleceği karartıldı ve ne yazık ki çok üzücü günler bizi bekliyor. Gelecek nesle iyi miras bırakamayacağımız anlaşılıyor. Rabbim yardımcımız olsun. Çünkü toplumumuz hala bazı şeylerin farkında değil. Uçurumun kenarına gelince, ancak fark edecek gibi görünüyor.
Sanırım bizler suçluyuz ve ülke olarak cezamızı çekiyoruz. Çünkü Allah ın bizleri uçurumun kenarından kurtardığı, ülkemizin işgalini önlediği ve lider olarak gönderdiği ATATÜR KÜN kıymetini bizler, hiç ama hiç bilemedik.
Onu anlayamadık ve onun yolundan gidemedik. Toplumu ona düşman ettik. Söylemediklerini onun ağzından söyledik. İşine gelen onu, işine geldiği gibi anlattı, kullandı. Onun arkasına saklanan adaletsizleri, yalancıları, düzenbazları göremedik ülke olarak. Onun ruhunu, onun amacını, yapmak istediklerini anlamak isteyen olmadı bile. Anlamaya çalışanlarda baltalandı ve dışlandı.
Elbette Allah da, bu kıymet bilmezliğimizden dolayı, bizleri cezalandırıyor. Toplum kime oy vereceğini bilmez bir şekilde, güveneceği bir liderin yokluğunun acısıyla, ne yapacağını bilmez bir durumda kıvranıyor. Muhalefetin birlikte hareket etmesini bırakın, biz onlarla yan yana gelemeyiz diyecek kadar birbirine düşmanlıkları var. Ülkenin ne durumda olduğunun, farkında bile olmayan muhalefet, en az bizleri bu hale getiren hükümet kadar sorumludur. Onları da affetmeyeceğiz. Evet, Rabbim, biz tüm bunları hak ettik.
Rabbim ne olursun yaptığımız, değer bilmezlikten dolayı affet bizleri. Bizler büyük hata yaptık. Bizleri bağışla. Sen yücesin bağışlayıcısın, ne olursun bu kez de affet bizleri. Yoksa ülke olarak işimiz çok ama çok zor. Senin yardımına, mutlaka muhtacız Rabbim.
Saygılarımla Haluk GÜMÜŞTABAK
|
|
|
nick |
Yazar: Seyduna - 07-29-2012, Saat: 06:08 PM - Forum: İstekleriniz
- Yorum Yok
|
 |
Nickşmşn Seyduna Olarak değiştirilmesini istiyorum
|
|
|
özledim ! |
Yazar: Seyduna - 07-29-2012, Saat: 05:51 PM - Forum: Haykır
- Yorum Yok
|
 |
CANAT , Sibele , Esra abla , Ezberimsin .Yenemuko , yeşaren, Çilek , asi ve mai (:
Hepiniz Çok özlendiniz ,,
|
|
|
Ramazan ayının bereketi, nuru üzerinize olsun. |
Yazar: halukgta - 07-26-2012, Saat: 01:39 PM - Forum: İslam
- Yorum Yok
|
 |
Bereketli Ramazan ayına, şükürler olsun bu yılda kavuşmanın, heyecanı içindeyiz ülke olarak.
Allah bizlere ve bizden önceki toplumlara, oruç tutmamızı özellikle önermiştir. Peki neden? İşte önce bu sorunun doğru cevabını mutlaka bulmalıyız ki, orucun faziletlerinden gereği faydalanabilelim.
Allah Kur’an da indirdiği ayetlerin üzerinde, bizlerin özellikle düşünmemizi, aklımızı kullanmamızı ister. Eğer düşünmeden yerine getirirsek, nefsimizin etkisiyle verilen emirleri, tam anlamıyla yerine getirmekten nefis bizleri alıkoyabilir. Çünkü akıl devre dışı bırakıldığında, inancımızı da güçlü ve doğru yaşayamayız. Onun içindir ki Kur’an ın onlarca ayetinde, Allah bizleri düşünmeye davet eder.
Allah bizlerin, sırf kendisi için aç kalmamızı istemeyeceğine göre, demek ki bu bedenin, ruhun ve nefsin oruca ihtiyacı var demektir.
Oruç Allah ın bizlere emanet ettiği, bedenimizin dinlenmeye alındığı, ruhumuzun ve nefsimizin de terbiye edildiği aydır. On bir ay bizlere hizmet eden, bedenimiz ve onun çalışan organlarının oruç ayında, bakıma alındığı, tabiri caizse bedenin ve organlarının yavaşlatılmış bir çalışmaya girdiği aydır. Tıpkı fabrikaların bakıma alınması gibi. Elbette bu ayda, yalnız bedenimiz ve organlarımız değil, ruhumuzun ve nefsimizin de, çok önemli bir eğitimden geçtiği aydır.
Bu ayın önemini idrak edip, nefsine akılla hükmederek, gereği gibi bu aydan faydalananlara ne mutlu. Ömrünün geri kalan zamanı içinde, daha sağlıklı ve mutlu yaşamak isteyen, Ramazan ayını iyi bir şekilde değerlendirir. Bakın Allah oruç ile ilgili bizlere ne söylüyor?
Bakara 183: Ey iman edenler! Oruç sizden önce gelip geçmiş ümmetlere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki korunursunuz.
Demek ki Allah orucu tüm kullarına, korunmaları adına emretmiş. Peki, oruca ne zaman başlamamızı ve ne zaman bitirmemizi emrediyor Allah, gelin ona bakalım. Bakara suresi 187. ayetinde bakın nasıl tarif ediyor, herkesin anlayacağı bir şekilde oruca başlanacak vakti.
(Tan yerinin beyaz ipliği, siyah ipliğinden sizce seçilinceye kadar yiyin için; sonra da orucu gece oluncaya değin tamamlayın.)
Yaradan o kadar basit ve açık bir şekilde izah ediyor ki oruca başlama anını, anlamadım demek hiç mümkün değil. Peki, bizler Allah ın emrettiği vakitte mi başlıyoruz orucumuza? Tabii ki Kur’an ile bağımızı koparıp, Allah ile aramıza girenler, bizleri bu konuda da yanıltmaktan çekinmemişler.
Farklılığı dikkat ettiniz mi bilmiyorum, Ramazan ayına başlamadan bir gün öncesinde, sabah ezanı bizim bölgemizde 04;45 de okunuyordu. Sabah ezanı camilerde biraz erken okunur, çünkü ezan sesini duyana bir zaman verilir ki camiye gelebilsin. Yoksa ezan okunduğu zaman, sabah namazının tam vakti değildir. Onun içindir ki sabah namazının farzı hemen kılınmaz, önce sünneti kılınır, farzı için vaktinin girmesi beklenir. Bu arada Kur’an okunur.
Peki, oruca başladığımız ilk günün sabahı, ezan saat kaçta okundu dikkat eden var mı? Bir gün öncesi ile aynımı okundu? Orucun ilk günü, yani ezan okunmasıyla oruca başlama vakti diye ilan ettikleri ilk gün, Sabah ezanı 04;00 de okundu. Yani tüm toplum, hem erken oruca başladı hem de çok daha erken, sabah namazının vakti daha girmeden, namazı kılmaları sağlandı. Ne oldu da birden bire değişti?
Bunun farkında olmayanlar, ilk gün oruca başlamaya geç kaldığını zannederek, çok üzüldüler. Toplumu ezan okunmasıyla oruca başlatanlar ve bu vakitle de istediği gibi oynayanlar, Allah ın oruca başlama vaktini tarif ettiği zamandan, çok önce oruca başlatanlar, şunu sakın unutmasınlar, bunun büyük vebali vardır.
Lütfen havanın durumunu kontrol ediniz. Yaradan ın oruca başlamak için tarif ettiği vakit, yavaş yavaş günün ağarmasına hazırlandığı bir andır. Tıpkı sabah namazını tarif ettiği, Fecr vaktinde olduğu gibi. Ya bizleri oruca başlattıkları bu vakit nasıl bir zaman? Elbette gecenin zifiri karanlığı. Ne sabah namazının kılınma vakti, nede Allah ın oruca başlayın dediği vakte asla uymuyor. Her ikisinin vaktine, daha en az bir saat var. Lütfen sizlerde kontrol ediniz.
İşte bizler sorgulamadan, Allah ın rehberine danışmadan, yaşadığımız inancımıza düşündürücü bir örnek. Elbette bizleri Rabbin rehberinden uzak, kendi hurafe ve nefsi inançları doğrultusunda yönlendirmeye çalışanlar, milyonlarca Müslüman ın vebalini sırtlarında taşıdıklarını, asla unutmamalıdırlar.
Bizler din ve iman adına her konuda yaptığımız gibi, bu konuda da birilerinin güdümünde düşünmeden yaşıyoruz. Şunu sakın unutmayalım. Din ve imanımızı yaşamak şakaya gelmez. Eğer bizler bu Dünyada imtihanımızı yaşıyorsak, bu imtihanımızı başkalarına havale edemeyeceğimizin de artık bilincinde olmalıyız.
Dilerim bu Ramazan ayı, ülkemize ve tüm İslam âlemine sağlık, mutluluk ve huzur getirsin. Yine dilerim toplum olarak, Kur’an gerçekleri ile yüzleşen, onun nuruyla nurlanma çabasını gösteren, Rabbin halis kullarından oluruz.
Saygılarımla Haluk GÜMÜŞTABAK
|
|
|
Emre Aydın - İhtiyacım var sana |
Yazar: Av.bey - 07-26-2012, Saat: 03:35 AM - Forum: Online Videolar
- Yorum Yok
|
 |
Bugün biraz gerginim yine
Sesim değişik gelebilir biraz
Ama sen anlarsın
Bana katlanırsın
Tuhaf laflar edebilirim
Seni belki üzebilirim
Ama sen susarsın
Çünkü beni tanırsın
Öyle çabuk kızma derdin hep
Bu kadarda kolay alınma
O zaman beni sar hadi sarıl bana
Değişmez huylar bilirsin
Bir kerede sen dene alışmayı
Ben göğsüne yatarken öyle derin nefes alma
Bu ara ihtiyacım var sana
Ellerimi sakın bırakma
Bana huzur veren tek yer
Senin yanın unutma
Gün varıncaya kadar sabaha
Sakın hiçbir yere kalkma
Fazla bir şey istemem sadece dur burada...
<iframe width="420" height="315" src="http://www.youtube.com/embed/s3lHXD8EtgU" frameborder="0" allowfullscreen></iframe>
|
|
|
|