:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi
Hoşgeldin, Ziyaretçi
Sitemizden yararlanabilmek için Kayıt olmalısınız.

Kullanıcı Adınız:
  

Şifreniz:
  





Forumda Ara

(Gelişmiş Arama)

Forum İstatistikleri
» Toplam Üyeler: 16,693
» Son Üye: mar7w7
» Toplam Konular: 98,525
» Toplam Yorumlar: 1,065,504

Detaylı İstatistikler

Kimler Çevrimiçi
Toplam: 375 kullanıcı aktif
» 0 Kayıtlı
» 370 Ziyaretçi
Applebot, Ask.fm, Bing, GoogleBot, Yandex

Son Aktiviteler
Atatürk'ü Sevmek Zorundas...
Forum: Mustafa Kemal Atatürk
Son Yorum: Serdar102
09-09-2025, Saat: 08:31 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 25
ÖYLESİ'NE...
Forum: Güzel Sözler
Son Yorum: SunSet
08-28-2025, Saat: 10:17 AM
» Yorumlar: 12
» Okunma: 1,211
Tozlu Raflarda Kalmalı H ...
Forum: Kişisel Aşk Yazıları
Son Yorum: SunSet
08-27-2025, Saat: 11:31 AM
» Yorumlar: 3
» Okunma: 828
Gidene Mi Zor Kalana Mı ?
Forum: Kişisel Aşk Yazıları
Son Yorum: SunSet
08-27-2025, Saat: 11:05 AM
» Yorumlar: 2
» Okunma: 569
Diş Hekiminin Aşkı - Serd...
Forum: Aşk Hikayeleri
Son Yorum: Serdar102
08-26-2025, Saat: 07:21 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 59
Serdar - Genç Bir Yazar H...
Forum: Hikaye Uydurma Bölümü
Son Yorum: Serdar102
08-26-2025, Saat: 02:02 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 79
Sevimli Sürüngen Gabon'un...
Forum: Hikaye Uydurma Bölümü
Son Yorum: Serdar102
08-26-2025, Saat: 01:48 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 42
Gölgesiyle Yarışan Tay - ...
Forum: Hikaye Uydurma Bölümü
Son Yorum: Serdar102
08-26-2025, Saat: 01:45 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 41
Ot Yiyen Kaplan - Serdar ...
Forum: Hikaye Uydurma Bölümü
Son Yorum: Serdar102
08-26-2025, Saat: 01:39 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 40
Atatürk'ün Çocukluk Anıla...
Forum: Hayatı ve Anıları
Son Yorum: Serdar102
07-25-2025, Saat: 12:21 AM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 111

 
  Suud kralının dikkatine.!!!
Yazar: history - 07-31-2012, Saat: 07:07 PM - Forum: Mustafa Kemal Atatürk - Yorum Yok

557286_10151133332058530_873896377_n.jpg

Bu konuyu yazdır

  nick
Yazar: Seyduna - 07-29-2012, Saat: 06:08 PM - Forum: İstekleriniz - Yorum Yok

Nickşmşn Seyduna Olarak değiştirilmesini istiyorum

Bu konuyu yazdır

  özledim !
Yazar: Seyduna - 07-29-2012, Saat: 05:51 PM - Forum: Haykır - Yorum Yok

CANAT , Sibele , Esra abla , Ezberimsin .Yenemuko , yeşaren, Çilek , asi ve mai (:

Hepiniz Çok özlendiniz ,,

Bu konuyu yazdır

  Federiko facebook dondurucu kurban bidaha açamaz facesini
Yazar: deli_kral - 07-28-2012, Saat: 07:49 PM - Forum: Live Messenger - Yorumlar (1)

bBPSv.png

DOWLOAND LİNK

Link Kaldırıldı.

Bu konuyu yazdır

  Ramazan ayının bereketi, nuru üzerinize olsun.
Yazar: halukgta - 07-26-2012, Saat: 01:39 PM - Forum: İslam - Yorum Yok

Bereketli Ramazan ayına, şükürler olsun bu yılda kavuşmanın, heyecanı içindeyiz ülke olarak.

Allah bizlere ve bizden önceki toplumlara, oruç tutmamızı özellikle önermiştir. Peki neden? İşte önce bu sorunun doğru cevabını mutlaka bulmalıyız ki, orucun faziletlerinden gereği faydalanabilelim.

Allah Kur’an da indirdiği ayetlerin üzerinde, bizlerin özellikle düşünmemizi, aklımızı kullanmamızı ister. Eğer düşünmeden yerine getirirsek, nefsimizin etkisiyle verilen emirleri, tam anlamıyla yerine getirmekten nefis bizleri alıkoyabilir. Çünkü akıl devre dışı bırakıldığında, inancımızı da güçlü ve doğru yaşayamayız. Onun içindir ki Kur’an ın onlarca ayetinde, Allah bizleri düşünmeye davet eder.

Allah bizlerin, sırf kendisi için aç kalmamızı istemeyeceğine göre, demek ki bu bedenin, ruhun ve nefsin oruca ihtiyacı var demektir.

Oruç Allah ın bizlere emanet ettiği, bedenimizin dinlenmeye alındığı, ruhumuzun ve nefsimizin de terbiye edildiği aydır. On bir ay bizlere hizmet eden, bedenimiz ve onun çalışan organlarının oruç ayında, bakıma alındığı, tabiri caizse bedenin ve organlarının yavaşlatılmış bir çalışmaya girdiği aydır. Tıpkı fabrikaların bakıma alınması gibi. Elbette bu ayda, yalnız bedenimiz ve organlarımız değil, ruhumuzun ve nefsimizin de, çok önemli bir eğitimden geçtiği aydır.

Bu ayın önemini idrak edip, nefsine akılla hükmederek, gereği gibi bu aydan faydalananlara ne mutlu. Ömrünün geri kalan zamanı içinde, daha sağlıklı ve mutlu yaşamak isteyen, Ramazan ayını iyi bir şekilde değerlendirir. Bakın Allah oruç ile ilgili bizlere ne söylüyor?

Bakara 183: Ey iman edenler! Oruç sizden önce gelip geçmiş ümmetlere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki korunursunuz.

Demek ki Allah orucu tüm kullarına, korunmaları adına emretmiş. Peki, oruca ne zaman başlamamızı ve ne zaman bitirmemizi emrediyor Allah, gelin ona bakalım. Bakara suresi 187. ayetinde bakın nasıl tarif ediyor, herkesin anlayacağı bir şekilde oruca başlanacak vakti.


(Tan yerinin beyaz ipliği, siyah ipliğinden sizce seçilinceye kadar yiyin için; sonra da orucu gece oluncaya değin tamamlayın.)

Yaradan o kadar basit ve açık bir şekilde izah ediyor ki oruca başlama anını, anlamadım demek hiç mümkün değil. Peki, bizler Allah ın emrettiği vakitte mi başlıyoruz orucumuza? Tabii ki Kur’an ile bağımızı koparıp, Allah ile aramıza girenler, bizleri bu konuda da yanıltmaktan çekinmemişler.

Farklılığı dikkat ettiniz mi bilmiyorum, Ramazan ayına başlamadan bir gün öncesinde, sabah ezanı bizim bölgemizde 04;45 de okunuyordu. Sabah ezanı camilerde biraz erken okunur, çünkü ezan sesini duyana bir zaman verilir ki camiye gelebilsin. Yoksa ezan okunduğu zaman, sabah namazının tam vakti değildir. Onun içindir ki sabah namazının farzı hemen kılınmaz, önce sünneti kılınır, farzı için vaktinin girmesi beklenir. Bu arada Kur’an okunur.

Peki, oruca başladığımız ilk günün sabahı, ezan saat kaçta okundu dikkat eden var mı? Bir gün öncesi ile aynımı okundu? Orucun ilk günü, yani ezan okunmasıyla oruca başlama vakti diye ilan ettikleri ilk gün, Sabah ezanı 04;00 de okundu. Yani tüm toplum, hem erken oruca başladı hem de çok daha erken, sabah namazının vakti daha girmeden, namazı kılmaları sağlandı. Ne oldu da birden bire değişti?


Bunun farkında olmayanlar, ilk gün oruca başlamaya geç kaldığını zannederek, çok üzüldüler. Toplumu ezan okunmasıyla oruca başlatanlar ve bu vakitle de istediği gibi oynayanlar, Allah ın oruca başlama vaktini tarif ettiği zamandan, çok önce oruca başlatanlar, şunu sakın unutmasınlar, bunun büyük vebali vardır.

Lütfen havanın durumunu kontrol ediniz. Yaradan ın oruca başlamak için tarif ettiği vakit, yavaş yavaş günün ağarmasına hazırlandığı bir andır. Tıpkı sabah namazını tarif ettiği, Fecr vaktinde olduğu gibi. Ya bizleri oruca başlattıkları bu vakit nasıl bir zaman? Elbette gecenin zifiri karanlığı. Ne sabah namazının kılınma vakti, nede Allah ın oruca başlayın dediği vakte asla uymuyor. Her ikisinin vaktine, daha en az bir saat var. Lütfen sizlerde kontrol ediniz.

İşte bizler sorgulamadan, Allah ın rehberine danışmadan, yaşadığımız inancımıza düşündürücü bir örnek. Elbette bizleri Rabbin rehberinden uzak, kendi hurafe ve nefsi inançları doğrultusunda yönlendirmeye çalışanlar, milyonlarca Müslüman ın vebalini sırtlarında taşıdıklarını, asla unutmamalıdırlar.

Bizler din ve iman adına her konuda yaptığımız gibi, bu konuda da birilerinin güdümünde düşünmeden yaşıyoruz. Şunu sakın unutmayalım. Din ve imanımızı yaşamak şakaya gelmez. Eğer bizler bu Dünyada imtihanımızı yaşıyorsak, bu imtihanımızı başkalarına havale edemeyeceğimizin de artık bilincinde olmalıyız.

Dilerim bu Ramazan ayı, ülkemize ve tüm İslam âlemine sağlık, mutluluk ve huzur getirsin. Yine dilerim toplum olarak, Kur’an gerçekleri ile yüzleşen, onun nuruyla nurlanma çabasını gösteren, Rabbin halis kullarından oluruz.


Saygılarımla Haluk GÜMÜŞTABAK

Bu konuyu yazdır

  Emre Aydın - İhtiyacım var sana
Yazar: Av.bey - 07-26-2012, Saat: 03:35 AM - Forum: Online Videolar - Yorum Yok

Bugün biraz gerginim yine
Sesim değişik gelebilir biraz
Ama sen anlarsın
Bana katlanırsın
Tuhaf laflar edebilirim
Seni belki üzebilirim
Ama sen susarsın
Çünkü beni tanırsın

Öyle çabuk kızma derdin hep
Bu kadarda kolay alınma
O zaman beni sar hadi sarıl bana
Değişmez huylar bilirsin
Bir kerede sen dene alışmayı
Ben göğsüne yatarken öyle derin nefes alma

Bu ara ihtiyacım var sana
Ellerimi sakın bırakma
Bana huzur veren tek yer
Senin yanın unutma
Gün varıncaya kadar sabaha
Sakın hiçbir yere kalkma
Fazla bir şey istemem sadece dur burada...




<iframe width="420" height="315" src="http://www.youtube.com/embed/s3lHXD8EtgU" frameborder="0" allowfullscreen></iframe>

Bu konuyu yazdır

  Özledim
Yazar: history - 07-25-2012, Saat: 09:39 PM - Forum: Güzel Sözler - Yorumlar (1)

179107_479166695437600_81951438_n.jpg

Bu konuyu yazdır

  BluffTitler DX9 iTV 8.3.1.3 (3 Boyutlu Yazı Animasyonu Hazırlama Programı)
Yazar: deli_kral - 07-24-2012, Saat: 03:04 AM - Forum: Live Messenger - Yorum Yok

burdan indir
https://www.box.com/files/0/f/0/1/f_2697800326

Birbirinden güzel 3D resimler ve yazılar hazırlayabileceğiniz harika bir program. Üstelik içinde yüzlerce efekt barındırıyor.Göz kamaştırıcı 3D metin animasyon videoları oluşturun.
Arkadaşlarınızı veya müşterilerizi 3 boyutlu bir başlık ile etkilemek istiyorsunuz fakat profesyonel bir programla vakit kaybetmek istemiyorsunuz.
BluffTitler olağanüstü 3 boyutlu yazı animasyonları hazırlamak için en iyi yoldur.Easy (Kolay) modda çalıştırırsanız hazır şablonlarla daha kolay yazılar yaratabilirsiniz.


2551.jpg
4712.jpg

Bu konuyu yazdır

  İçimde patlayacağına...
Yazar: kı@ymı@k=) - 07-22-2012, Saat: 03:26 AM - Forum: İtiraflar - Yorumlar (24)

khjdfwkgejhl.şwk

Bu konuyu yazdır

  Hüküm yalnız Allah ındır.
Yazar: halukgta - 07-20-2012, Saat: 08:05 PM - Forum: İslam - Yorum Yok


İslam ı yaşarken yaptığımız en büyük yanlış, Allah ın verdiği hükümlerine, edindiğimiz yanlış itikatların etkisiyle, elçisini de ortak etmeye çalışmamız olmuştur. Bu yanlışı yapmamızın en büyük nedeni de, bizlerin Kur’an ile arasına girenleri, sorgulamadan kabul etmemizdir.

Allah açıkça hüküm verdiği ve HÜKÜM YALNIZ ALLAH INDIR dediği halde, Allah ın bu hükmünü görmezden gelmemiz, bizleri rivayetlerin ve sanının peşi sıra gitmemizi sağlamıştır.


Bakın Yaradan, hükmünü nasıl bu konuda açıkça vermiş ve bizlere iletmiş.

Enam 57: De ki: Şüphesiz ben Rabbimden gelen apaçık bir delile dayanıyorum. Siz ise onu yalanladınız. Çabucak gelmesini istediğiniz (azap) benim yanımda değildir. Hüküm ancak Allah'ındır. O hakkı anlatır ve O, doğru hüküm verenlerin en hayırlısıdır.

Demek ki Allah ın elçisi de, Allahın gönderdiği delillere dayandığını, onun dışına çıkmadığını, hükmü yalnız Allah ın verdiğini, doğru hüküm veren yalnız Allah olduğunu, çok açık bir şekilde anlatıyor.

Maide suresi 44. ayette de Allah bizleri uyararak bakın ne söylüyor?

(Kim Allah'ın indirdiği (hükümler) ile hükmetmezse, işte onlar kâfirlerin ta kendileridir.)

Buradan da anlaşılıyor ki, hem peygamberimiz, hem de ondan sonra devleti yönetenler, yalnız ve yalnız Allah ın Kur’an da hüküm verdiği ile topluma hükmetmesi gerektiği apaçık anlaşılıyor. Bu durumda peygamberimiz Kur’an ın hükmetmediği bir konuda sizce hüküm verebilir mi, bu kadar açık ayetler varken?


Peygamberimiz de, Allah ın Kur’an da vermediği hükümleri verme yetkisi vardır diye iddia edenlere, aşağıda ki ayeti de hatırlattığımda, hala inat ediyorlarsa, onlara söyleyecek sözümüz yok demektir.


Hakka 44; Eğer bazı lafları bizim sözlerimiz diye ortaya sürseydi, 45 Yemin olsun, ondan sağ elini koparırdık. 46 Sonra ondan can damarını mutlaka keserdik.

Ayette Allah ın elçisini, apaçık nasıl dikkatini çektiğini anlamaya çalışmayanlara gözlerini, kulaklarını, gönüllerini kapatanlara ne yapılabilir ki? Allah sizlere inancınızı, imtihanınızı yaşamak adına gönderdiğim kitaba elçim, asla hiç bir şey ilave edemez, bunu sakın unutmayın diyor bizlere. Bunu anlamamakta ısrar edip, Kur’an dan hurafe inançlarına delil aramak adına, kelimelerin ardı sıra anlamlar çıkartıp, gönüllerini perdeleyenlere yapacak hiç bir şey yok demektir.

Enam suresi 19. ayette Allah elçisine deki onlara diyerek, bakın bizlere ne söylemesini emrediyor.

(Bu Kuran bana vahyolundu ki, onunla sizi ve ulaştığı herkesi uyarayım.)

Sizce her şey çok açık değil mi? Yine Araf suresi 3. ayetinde;

Araf 3: (Ey insanlar), Rabbinizden size indirilene uyun ve O'ndan başka velilere uymayın. Ne kadar da az öğüt alıyorsunuz!

Enam suresi 50. ayetinde;

(Yalnız bana vah yedilene uyarım ben!")


Her şey o kadar açık ve net bizlere iletildiği halde bizler, bu gerçekleri perdeleyerek, ne yani peygamberimiz postacımıydı deme saygısızlığını gösterebiliyoruz. Bunu söyleyenlere şunu sormak gerekmez mi, ne yani peygamberimiz Yüce Rabbin hüküm ortağımıydı? Bunu üzülerek yazıyorum, ama ne yazık ki bunlar günümüzün acı gerçekleri.

Bu konuda, yine Kur’an a bakmaya devam edelim. Allah bakın açıkça hükmün kendisinde olduğunu, nasıl bizleri uyararak söylüyor.

Enam 62: Sonra insanlar gerçek sahipleri olan Allah'a döndürülürler. Bilesiniz ki hüküm yalnız O'nundur ve O hesap görenlerin en çabuğudur.


Maide 49: (Sana şu talimatı verdik): Aralarında Allah'ın indirdiği ile hükmet ve onların arzularına uyma. Allah'ın sana indirdiği hükümlerin bir kısmından seni saptırmamalarına dikkat et. Eğer (hükümden) yüz çevirirlerse bil ki (bununla) Allah ancak, günahlarının bir kısmını onların başına bela etmek ister. İnsanların birçoğu da zaten yoldan çıkmışlardır.


Bu iki ayetten de anlaşıldığı gibi, hüküm yalnız Allah ın dır, onu uygulamak ve topluma Allah ın hükümleri ile hükmetmek, peygamberimizin ve devleti yönetenlerin görevidir. Zaten Allah Kefh suresi 26. ayetinde bakın ne diyor bizlere.

(Kendi hükmünde hiç kimseyi ortak kılmaz.)


Allah Kur’an da, biz her şeyden nice örnekler verdik diyorsa, elçisine verdiği görevin tanımını da yapmıştır. Gelin şimdide ona bakalım. Acaba Allah elçisine, nasıl bir görev vermiş?


Ahkaf 9: De ki: "Ben, resuller içinden bir türedi değilim! Bana ve size ne yapılacağını da bilmiyorum. Bana vahye dilenden başkasına da uymam! Ve ben, açıkça uyaran bir elçiden başkası da değilim.


Enam 48: Biz peygamberleri ancak müjdeleyiciler ve uyarıcılar olarak göndeririz. Kim iman eder ve kendini düzeltirse onlara korku yoktur. Onlar mahzun da olacak değillerdir.


Ankebut 18: "Eğer yalanlarsanız bilin ki, sizden önceki ümmetler de yalanlamıştı. Resule de düşen, açık bir tebliğden başka şey değildir.


Ahzap 45-46: Ey Peygamber! Biz seni bir şahit, bir müjdeleyici, bir uyarıcı; Allah’ın izniyle kendi yoluna çağıran bir davetçi ve aydınlatıcı bir kandil
olarak gönderdik.



Ankebut 50: Dediler ki: “Ona Rabbinden mucizeler indirilseydi ya!” De ki: “Mucizeler ancak Allah katındadır ve ben ancak apaçık bir uyarıcıyım.”


Ne dersiniz, Allah ın elçisine verdiği görev ve sorumluluk, sizce çok açık anlatılmamış mı? Anlatılmış ise, bizlerin yaptığı bu yanlışı nasıl açıklayabiliriz? Bu hatanın sonucunu tahmin eden var mı? Hiç sanmıyorum, bunun farkında olabilseydik, her saniyemizi Rahman dan özür dilemekle geçirirdik.

Allah bir ayetinde Kurtuluşa erenlerden bahseder ve bakın bu kurtuluşa erenlerin, kimler olduğunu söyler bizlere.


Bakara 5. İşte onlar, Rablerinden gelen bir hidayet üzeredirler ve kurtuluşa erenler de ancak onlardır.


Bu ayet üzerinde lütfen dikkatle düşünelim. Eğer hidayete erenlerden olmak istiyorsak hurafenin, sanı bilgilerin ardından değil, Allah katından gelen, FURKAN ın, doğru ile eğriyi ayıran Kur’an ın peşi sıra gidenlerden olalım. Çünkü Allah emin olmadığımız bilgilerin ardı sıra gitmeyin diye, bizleri nasıl uyarıyordu hatırlayalım.


İsra 36: Hakkında kesin bilgi sahibi olmadığın şeyin peşine düşme. Çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan sorumludur.


Allah o kadar güzel uyarıyor ki bizleri, aklını zerre kadar kullanan, her şeyi çok açık anlayacaktır. Kur’an ı kendi koruması altına aldığını söyleyen Yaradan, yalnız ve yalnız Kur’an ın peşi sıra gitmemizi apaçık anlatıyor. Daha da ileri giderek, Kur’an ile yetinmeyenlere, atalarının yanlış itikatlarına, hurafelerine iman etmeye devam edenleri de uyarıp, bakın ne söylüyor.


Ankebut 51: Karşılarında okunup duran bir kitabı sana indirmiş olmamız onlara yetmiyor mu? Bunda, inanan bir toplum için elbette ki bir rahmet ve bir öğüt vardır.


Araf 185: Allah'ın göklerdeki ve yerdeki mülkiyet ve tasarrufuna, Allah'ın yaratmış olduğu herhangi bir şeye ve ecellerinin gerçekten yaklaşmış olması ihtimaline hiç bakmadılar mı? Artık bu Kur'ân'dan sonra başka hangi söze inanacaklar.


Evet, Rabbim ne yazık ki, bugün biz Müslümanların büyük çoğunluğu, Kur’an ı yeterli görmüyor ve Kur’an da her şey yoktur, özet bilgiler vardır diyoruz. Ne olursun affet bizleri. Daha da ileri giderek, İslam ı daha iyi anlayabilmeleri ve yaşayabilmeleri için, beşeri kitaplara yönlendiriyorlar toplumu. Böylece Kur’a ile toplumun arasına girilmiş oluyor.


Verecek o kadar çok örnekler var ki Kur’an dan. Bizlere düşen Allahtan başka VELİ edinmeden, Kur’an ile aramıza asla kimseyi sokmadan, ondan yararlanmak olmalıdır. Elbette her bilgiden ve âlim kişilerden faydalanmalıyız. Bunda hiç şüphe yok. Çünkü her insan aynı kapasitede değildir, araştırmalı ve daha iyi anlamak adına çaba göstermelidir. Ama önce Allah ın yemin ederek kolaylaştırdığı, Kur’an a bakmalı ve onu anlamaya bizzat çaba harcamalıdır.

Allah Zühruf suresi 44. ayetinde bakın ne diyor.


(Doğrusu Kur'an, sana ve kavmine bir öğüttür. İleride ondan sorumlu tutulacaksınız.)


Yaradan bizleri Kur’an dan sorumlu tutacağını söylüyorsa, sizce bizleri ilgilendiren, muhkem ayetleri anlaşılması zor olarak Kur’an da bizlere gönderip, daha sonrada sorumlu tutar mı? İnanın ne söylediğimizi bilmiyoruz. Daha da kötüsü, nasıl yanlış itikatların peşi sıra gittiğimizin ise, hiç farkında değiliz.


Gelin Kur’an ı anlayarak, bilerek, üzerinde düşünerek her gün bolca okuyalım. Allah ayetleri okuyup, anlayanların gönül gözünü açarım diyorsa, bizlere düşen biraz çaba göstermek olmalıdır. Birilerinin söylemlerinin peşi sıra giderek, imtihan olunmaz. Eğer imtihan olduğumuzu biliyor ve inanıyorsanız, lütfen Allah ın rehberini bir öğrenci misali anlayarak ve düşünerek okuyalım dersimizi çalışalım. Bakın her şeyin o zaman, nasıl çok daha farklı olduğunu göreceksiniz.

Dilerim cümlemizin gönül gözleri açık, gözleri ve kulakları perdelenmemiş, Rabbin halis kulları arasında oluruz.

Saygılarımla Haluk GÜMÜŞTABAK

Bu konuyu yazdır

  Tarih: 09-12-2025, 07:30 PM