:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi
Hoşgeldin, Ziyaretçi
Sitemizden yararlanabilmek için Kayıt olmalısınız.

Kullanıcı Adınız:
  

Şifreniz:
  





Forumda Ara

(Gelişmiş Arama)

Forum İstatistikleri
» Toplam Üyeler: 16,695
» Son Üye: trendblooms
» Toplam Konular: 98,526
» Toplam Yorumlar: 1,065,505

Detaylı İstatistikler

Kimler Çevrimiçi
Toplam: 367 kullanıcı aktif
» 0 Kayıtlı
» 361 Ziyaretçi
Applebot, Ask.fm, Baidu, Bing, DuckDuckGo, GoogleBot

Son Aktiviteler
Nisa Suresi 153. Ayet Üze...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
10-27-2025, Saat: 04:08 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 20
Atatürk'ü Sevmek Zorundas...
Forum: Mustafa Kemal Atatürk
Son Yorum: Serdar102
09-09-2025, Saat: 08:31 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 186
ÖYLESİ'NE...
Forum: Güzel Sözler
Son Yorum: SunSet
08-28-2025, Saat: 10:17 AM
» Yorumlar: 12
» Okunma: 1,439
Tozlu Raflarda Kalmalı H ...
Forum: Kişisel Aşk Yazıları
Son Yorum: SunSet
08-27-2025, Saat: 11:31 AM
» Yorumlar: 3
» Okunma: 971
Gidene Mi Zor Kalana Mı ?
Forum: Kişisel Aşk Yazıları
Son Yorum: SunSet
08-27-2025, Saat: 11:05 AM
» Yorumlar: 2
» Okunma: 691
Diş Hekiminin Aşkı - Serd...
Forum: Aşk Hikayeleri
Son Yorum: Serdar102
08-26-2025, Saat: 07:21 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 206
Serdar - Genç Bir Yazar H...
Forum: Hikaye Uydurma Bölümü
Son Yorum: Serdar102
08-26-2025, Saat: 02:02 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 257
Sevimli Sürüngen Gabon'un...
Forum: Hikaye Uydurma Bölümü
Son Yorum: Serdar102
08-26-2025, Saat: 01:48 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 137
Gölgesiyle Yarışan Tay - ...
Forum: Hikaye Uydurma Bölümü
Son Yorum: Serdar102
08-26-2025, Saat: 01:45 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 135
Ot Yiyen Kaplan - Serdar ...
Forum: Hikaye Uydurma Bölümü
Son Yorum: Serdar102
08-26-2025, Saat: 01:39 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 126

 
  Taksiciler saldırı sonrası yüksek paralar aldı !!
Yazar: Ç@irkin - 06-29-2016, Saat: 12:20 PM - Forum: Güncel Haberler - Yorum Yok

Atatürk Havalimanı'nda meydana gelen terör saldırısı sonrasıtaksicilerin çaresiz yolculardan fahiş paralar istedikleri iddia ediliyor.

İstanbul Atatürk Havalimanı’nda en az 32 kişinin hayatını kaybettiği, 88 kişinin yaralandığı terör saldırısı sonrası, sosyal medya taksicilerin kişi başı 100 liradan yolcu taşıdığı iddiasını konuşuyor.

İddiya göre saldırıdan sonra taksiciler, sadece yabancı turistleri alıyor.

İşte o tepkilerden bazıları:

- Atatürk Havalimanı'nda taksiler kişi başı 100 liradan yolcu taşıyor ve sadece yabancı turistleri alıyorlar.

- Havaalanında mahsur kaldık. Taksiciler sadece turistleri alıyor. Bizlere ya 200 verirsiniz ya da almam diyorlar! Havalimanında patlamadan canımı zor kurtardım. Eve gitmek istiyorum, taksici 200 liraya götüreceğini söylüyor. Ne biçim ülke bura ya!!!!

- Taksi 4 kişi binin taksi metre dışında bir kuruş fazla talep eden olursa ağzını burnunu kırın hukuken suç değil..

- İnsanlar can derdindeyken taksi şöförleri taksimetreyi 100 dolardan açıyomuş gerçekten hayretler içerisinde insanlığın ölmesini izliyoruz ya

- Taksi şoförleri 100 dolar karşılığında eve götürüyormuş. Doğruysa Allah yedirmesin o parayı.

Bu konuyu yazdır

  Hain gülben ergenden utanç verici bir yorum !
Yazar: Ç@irkin - 06-29-2016, Saat: 12:10 PM - Forum: Güncel Haberler - Yorum Yok

Atatürk Havalimanı'ndaki patlamada en az 10 kişinin öldüğünün öğrenilmesinin ardından, Tayyip Erdoğan'ın davetlerinin vazgeçilmez konuğu Gülben Ergen, "Turistler kaçıyor" şeklinde skandal bir paylaşım yaptı.
Bekir Bozdağ'ın ilk belirlemelere göre 10 kişinin öldüğünü açıkladığı, onlarca yaralının bulunduğu Atatürk Havalimanı patlamasının ardından, şarkıcı Gülben Ergen, "Turistler kaçıyor" diyerek paylaşımda bulundu.

Patlamanın ardından Twitter hesabından patlamayla ilgili fotoğrafları paylaşan Gülben Ergen, şunları yazdı: "Yazıklar olsun insanlara yaşatılan bu korku, bu tedirginlik gittikçe boğazımıza dayanıyor. Turistler ülkemizden kaçıyor."

Cumhuriyet

Bu konuyu yazdır

  HDP Patlama sonrası dalga geçti
Yazar: Ç@irkin - 06-29-2016, Saat: 12:05 PM - Forum: Güncel Haberler - Yorum Yok

Terör örgütü PKK'nın siyasi kanadı HDP'nin Grup Başkanvekili İdris Baluken, İstanbul Atatürk Havalimanı'nda düzenlenen bombalı terör saldırısına ilişkin açıklama yaptı.

Baluken, "Her birimizin çalışma programı için kullandığı havaalanına yapılan saldırıyı şiddetle kınıyoruz." şeklinde konuştu.

HDP'li Baluken, şunları söyledi; "Basına düşen haberlere göre şu anda İstanbul'da art arda patlamalar ve silah sesleri olduğu yönündeki haberleri üzüntü ile okuduk. Her birimizin çalışma programı için kullandığı havaalanına yapılan saldırıyı şiddetle kınıyoruz.

Bu konu ile ilgili hükümet bilgilendirme yapmalı. Saldırılar yapılırken Atatürk Havalimanı gibi bir yerde bombalar patlarken bu ülkenin hükümeti, içişleri bakanı, istihbaratı, emniyeti ne yapıyor onu da merak ediyoruz."

Akit

Bu konuyu yazdır

  Paralel medyanın Saldırısı sonrası manşetleri ?
Yazar: Ç@irkin - 06-29-2016, Saat: 12:04 PM - Forum: Güncel Haberler - Yorum Yok

İstanbul Atatürk Havalimanı'nda düzenlenen terör saldırısında 36 kişi hayatını kaybederken 147 kişi de yaralandı.

Saldırının ardından tüm Türkiye tek yürek olurken Sözcü ve Cumhuriyet paçavraları skandal bir manşetle çıktı.

CESET FOTOÄžRAFLARINI MANŞETTEN VERDİLER!

Can Dündar yönetmenliğindeki Cumhuriyet gazetesi, "Ölüm terminali" manşetiyle çıkarken, manşette ceset fotoğraflarına yer verildi.



BRÜKSEL'DE OLUNCA!

Gazete, daha önce Belçika'nın başkenti Brüksel'de düzenlenen benzer terör saldırısından sonra "IŞİD AB'yi vurdu" manşetiyle çıkmıştı.

FRANSA'DA OLUNCA!

Cumhuriyet, Fransa'da düzenlenen saldırıdan sonra ise "Fransa çocuklarına ağlıyor" manşetini atmıştı.



SÖZCÜ'DEN ALÇAK MANŞET!

"Lanet olsun" manşetiyle çıkan Sözcü gazetesi de, hain saldırıda yaralanan küçük çocukları manşetine taşımaktan çekinmedi.

Akit

Bu konuyu yazdır

  Bu ifadeler Basın Ahlak Esasları’na aykırıdır
Yazar: Ç@irkin - 06-29-2016, Saat: 12:01 PM - Forum: Güncel Haberler - Yorum Yok

Peşinen hatırlatayım.

Basın İlan Kurumu Yönetim Kurulu toplanıp, “Bu ifadeler Basın Ahlak Esasları’na aykırıdır” diyecekse..

Alıntılayacağım sözler, benim değil.

Dokunmadıkları..

Dokunamadıkları..

Ceza kesemedikleri.

Kestikleri cezalarda da, kendilerini savunup, cezaları onaylatamadıkları Sözcü gazetesinde yayınlanmış sözler, bunlar...

Küfürbaz yazar Bekir Coşkun’un sözleri bunlar..

Bekir Coşkun’un yazısının girişinden bire bir alıntılıyorum:

“İsrail ile barış isteyen Yahudi dölüsün…”

“Anan Yahudi…”

“Piç İsrail uşağı…”

“Ulan Başbakanımız sayın (van minit) İsrail’e haddini bildirdi, ezdi geçti, niye bundan gocunuyorsun o… çocuğu…”

Bu sözleri hatırlatarak, “Şimdi ne oldu” diye soruyor Bekir Coşkun..

Ben de cevap veriyorum Bekir Coşkun’a..

Şimdi ne oldu, biliyor musun Bekir?

Yazının girişine alıntıladığın cümlelerin hepsi..

Bire bir ispatlandı..

Nasıl mı?

B. Coşkun’un kafası kalındır..

Anlatayım..

İsrail askerleri, Türklerin bulunduğu sivil gemiye saldırır..

“Hoop ne oluyorsunuz” deriz..

Bekir Coşkun’un köşesine taşıdığı yukarıya da alıntıladığım o cümlelerin muhatapları..

“İsrail ile niye kavga ediyoruz ki?” derler..

10 Türk’ü vahşice öldüren terörist İsrail’e itiraz etmeyip, ağzının payını vermeyip, sanki madalya takacakmışız gibi..

İsrail’e rest çekmemizi eleştirirler..

Sonra..

İsrail özür diler..

Tazminat ödemeyi kabul eder..

“Gazze’ye yardım edebilirsiniz, ama yardımları bir de benim denetlemem gerekir” diyerek Türkiye ile anlaşma zemini arar..

Anlaşma yapılır..

Bekir Coşkun’un yazısındaki o cümlelerin muhatabı olanlar, hiç utanmazlar:

“Madem anlaşacaktık.. Niye kavga ettik” diye, yine sahneye çıkarlar..

Dahası..

Utanmaz B. Coşkun’un yazısında bitiş cümlesindeki gibi: “Madem böyle olacaktı, o zaman biz bu b..u niye yedik?..” diye sorarlar..

Aslında her gün o b..u yediklerini unuturlar...

Nasıl mı?

Anlatayım..

Devirmek istedikleri Tayyip Erdoğan bu ülkede başbakan olmadan, cumhurbaşkanı olmadan önce.

İsmet İnönü başbakanlığında.. 1964’te Kıbrıs’a müdahale için plan yapılırken..

ABD Başkanı Johnson’un bir mektubu ile..

İsmet Paşa, hazırola geçip..

Müdahaleden vazgeçer..

Ambargonun lafı bile yetmişti..

Yani..

Bekir Coşkun’un ‘Yiyoruz’ dediğini, esasında eski dönemlerde yiyorduk..

1974’te Kıbrıs harekatını yaptığımızda..

ABD ve şürekası.. Daha önce Türkiye’ye sattıkları silahların yedek parçalarına ambargo uyguladılar.

“Mermisini vermeyeceğiniz silahı biz ne yapacağız? Programını kullanamadığımız savaş uçağını biz ne yapacağız” diyememiş..

Bekir Coşkun’un dediği o “b..”lu duruma bir daha düşmüştük..

Kimse cesaret edememişti, ABD’ye iki kelime etmeye..

Susmuş oturmuştuk.

Tarih 1992.

Ege Denizi’nde, NATO organizasyonu ile tatbikat yapılıyor.

Tatbikat sırasında, Saratoga uçak gemisinden ABD’lilerin attıkları iki ayrı atışla..

İkisi de isabet ederek.

5 askerimiz şehid olur..

Oysa Muavenet gemisini vuran füzelerin ateşlenmesi için..

Hataen oldu denilen ateşlemenin gerçekleşmesi için, 6 ayrı karara ihtiyaç vardır..

Nasıl olmuşsa, 6 ayrı karar sektirmeden ve hataen alınmış ve Muavenet gemimiz vurulmuştur.

Karşılığında ne denilmiştir?

“Geminizi vurduk, özür dileriz!”

Ardından da..

Sözümona tazminat adı altında..

İşlevsiz hale düşürülen gemi yerine, başka bir gemi tazminat olarak verilirken..

Önce verilip, sonra tazminat karşılığı verilen geminin de bedeli tahsil edilmiş..

Hani diyor ya..

Bekir Coşkun..

“Biz bu b..u niye ...” diye..

Aslında eski yıllarda..

Bekir Coşkun’un iktidarlarla kol kola girdiği yıllarda..

Bu bir gelenek imiş!

Şimdi şimdi..

Bir şeyler değişiyor..

“Gelen ağam, giden paşam” devri yerine..

Anında rest çeken..

“One minute” diyen bir dönemi yaşıyoruz.

Gemimize mi saldırıldı..

Anında büyükelçi geri çekiliyor..

Hava sahamız mı ihlal edildi..

Birincide nota..

İkincide af yok..

Ama eski alışkanlıklarını unutanlar..

“Ölen pilotun ailesine başsağlığı dilerim”i bile..

Bak bak.. Özür diledik işte..

Diyerek çarpıtıyorlar.

Aslında ortada Türkiye’nin dilediği özür mözür yok ama..

Velev ki özür dilediler..

O Rus uçağını da düşürdüler ya..

Var mı sizin tarihinizde, Rus uçağını düşürmek?.

Yok.

Siz sadece..

Hep “Bu b..u niye yedik” demiş, durmuşsunuz.

Şimdi şahsiyetli bir dış politikayı görünce..

Dünyanın devlerine posta koyan bir lideri görünce..

Yeri geldiğinde “Heeyyt” diyen..

Yeri geldiğinde, “hoşt”’ diyen lideri görünce..

Kıskançlığınızdan patlamışsınız..

Patlarken de havlıyorsunuz: “Madem anlaşacaktık.. Niye rest çektik”..

Eleştirdiğiniz lider, resti de çekiyor, anlaşmayı da yapıyor..

Ya siz?

Siz sadece, “Peki efendim.. Olur efendim. Nasıl uygun görürseniz efendim”i oynuyorsunuz!

Yani. Tam da bugünkü Türkiye’ye dediğiniz gibi...

Düne kadar..

Sabah akşam.. Sizler o “b..”lu işi yapıyordunuz!

AKİT

Bu konuyu yazdır

  Patlamada beton delindi
Yazar: Ç@irkin - 06-29-2016, Saat: 11:59 AM - Forum: Güncel Haberler - Yorum Yok

İstanbul Atatürk Havalimanı'nda dün 3 canlı bomba kendini patlattı.

Teröristin kendini patlattığı yerdeki beton, patlamanın şiddetiyle delindi.

Akit

Bu konuyu yazdır

  İranda büyük atama
Yazar: Ç@irkin - 06-29-2016, Saat: 11:58 AM - Forum: Güncel Haberler - Yorum Yok

İran'ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney, ülkenin ilk Genelkurmay Başkanı olan ve yaklaşık 27 yıldır bu görevde olan Firuzabadi'nin yerine, Tümgeneral Muhammed Hüseyin Bakiri'yi atadı.

Yeni Genelkurmay Başkanı Bakiri, 1980-88 yıllarındaki İran-Irak Savaşı sırasında İran Devrim Muhafızları'nın İstihbarat ve Operasyonlar Komutanı iken öldürülen ve rejim tarafından savaş kahramanı ilan edilen Muhammed Hasan Bakiri'nin kardeşi.

Ayetullah Hamaney, Tümgeneral Firuzabadi'yi yüksek askeri danışmanı olarak görevlendirdi.

Kaynak akit

Bu konuyu yazdır

  Topal Savcı Ünal Arık'ın İşkence İtirafları
Yazar: Şžiranlı@ - 06-22-2016, Saat: 05:05 PM - Forum: Güncel Haberler - Yorumlar (1)

DSCF3065-300x219.jpg
[SIZE=5]TOPAL SAVCI ÜNAL ARIK'IN İŞKENCE İTİRAFLARI
[/SIZE]

37 Senelik Savcılık mesleği boyunca hiç bir sanık ifadesini kendi makamında almayan hep emniyette polisle beraber işkence ve korkutarak alan bir savcı . Demeki bazı savcılar polisten bile betermiş.

Merhaba emmiler ben Kahraman Maraş-Pazarcıklı Emekli Cumhuriyet
Savcısı Mehmet Ünal ARIK...Eski Adalet Bakanı Şevket KAZAN'ın akrabasıyım.

Şevket Kazan 1997 de beni Adalet Bakanı Müsteşarı yapacakken Hükümet yıkıldı bu sebeple müsteşar olamadım ve pisikolik bunalıma girdim. Bu sebepten dolayı geçmişte yaptığım bazı yanlışlıklar dolayısıyla yıllar sonra vicdan azabı çekiyorum. Akşam yatınca rahat uyuyamıyorum. Bazen de altıma kaçırıyorum. Çünkü zamanında Solculara, Alevilere ve Kürtlere çok baskı yaptım. Bunlardan her kimse suç işleyince bunların ifadelerini Karakolda baskı ve işkence zoruyla zorla alıyordum. Sonra birde Doktoru karakola çağırıp birde darp yoktur diye rapor alıyorduk sonrada bu ifadelerle Solcu, Alevi ve Kürt sanıkları idama yoluyorduk hepsininde ceza almasını sağlıyordum.

ESKİDEN HEP BU ZİHNİYETLE SAVCILIK YAPTIM.
M.Ünal ARIK Em.Cumhuriyet Savcısı
Ben bu mesajı Emekli Cumhuriyet Savcıcı Ünal ARIK adına benden yazmamı rica ettiği için adına yazıyorum.
Gazi, seni tebrik ediyorum. Sarız Arıklarından değilsin. Halep Türkmenlerindensin. Pazarcık da 1500 kişi ARIK var. Beyleri benim. İsmim Ünal ARIK. Emekli Savcıyım. Telefon numaram 0 532 611 48 49. Kahramanmaraş Pazarcık İslahiye Muğla-Milas ve Adana yöresi Halep Suriye Türkmenlerindendir. İslâmla beraber 1300 yıl önce Anadolu'ya gelmişlerdir. Muhakkak ki hepsi Devletten yanadır. Allah'a kulluğu, etrafa hükmetmeyi şeref sayarlar. Benim 3.Dedem Halep Kadısıdır. Ben onun torunu olarak mesleğini icra ediyorum.
Saygılar sunuyorum. Gözlerinden öpüyorum. ÜNAL ARIK

ŞİMDİ ÇOK VİCDAN AZABI ÇEKİYORUM
Ben 17 Haziran 1949 Kahraman Maraş-Pazarcık doğumluyum. Çocukluğumdan beri büyüklerimden dinlediğim Solcu, Alevi ve Kürt düşmanlıklarınla büyüdüm. Kahraman Maraş katliamı baş sanığı "Ökkeş Şendiller çok samimi dostum olur." 1970 de Savcı oldum sırasıyla 1970-75 Tortum 1976-78 Besni 1978-79 Develi 1979-81 Hakkari 1981-83 Erzincan 1983-88 Muğla 1988-1991 Gaziantep 1991-2001 İzmir 2001-2007 Beyoğlu Cumhuriyet Savcı yardımılığı ve Cumhuriyet Savcılığı yaptım. 37 senelik bu savcılık görevlerimde Solcu, Alevi ve Kürtlerden her hangi bir kimse suç isleseydi onların ifadelerini asla keni makamımda almazdım gider Karakolda alırdım. İfadeleri almadan önce Polisleri tenbihlerdim korkutun derdim sanıklar çocuksa cinsel organına elektrik vereceğiz sonra "erkekliğin kalmaz" gibi psikolojik baskı, birde ayaklarını sandalyenin altından geçirtip ayakalarına vurdururdum. İfade alınca çocuğa sorardım derdim evladım polisler seni dövdülermi çocuk dövdüler diye cevap verince bende peki: "Biz sana her hangi bir şey yaptık mı derdim çocukta yok diyince bu iş kapanıyordu." Meslek hayatım boyunca Solcu, Alevi ve Kürt sanıklaın ifadelerini hep Karakolda polisle beraber baskı ve işkence ile aldım. Sağcı, Ülkücü ve Türk olunca hep kendi Savcılık makamımda alıyordum. Sanıklar Solcu, Alevi ve Kürt olunca bu sanıkların yakınlarını bile çoluk cocuk demeden gözaltına aldırır baskı ve işkence ile zorla tanıklık yapmaya zorlardım. Sonrada Doktoru yine Karakola getirtir darp yoktur diye rapor temin eder ve mahkemeye gönderirdim. İFADELERİ ALIP SANIKLARA VE ŞAHİTLERE ZORLA İMZALATTIKTAN SONRA SANIKLAR VE ŞAHİTLER İLE ALAY EDER VE DALGA GEÇERDİM. Yüzlerce sanıklar o ifadelerle ceza alırlardı.

Yaşı büyük Solcu, Alevi ve Kürt sanıkları ise Polise doğrudan işkence yapın çekinmeyin ben gerisini kapatırım derdim. Bunlara çıplak suya sokmak. Cinsel organlarına elektrik vermek, kafa üstü yere asmak gibi şeyler uygulatırdım. Bütün bunları yaparken arkamda Adalet Bakanı Şevket Kazan vardı. 1975 te Erzurum Tortum'da görev yaparken birinci karım Ayşe'den çocuğum olmadığı için, evli olduğum halde ikinci bir kızı Sakine'yi kendime ikince eş olarak aldım. Polis arabasının arkasında otururken ayaklarımı polisin kafasına kaldırıp polisleri bile aşağılardım. Babam yaşındaki gardiyanlara tokat atardım. Cezaevine giderken kapıyı hep tekme ile açardım. Hiç kapıyı elle açmazdım. Kapıları tekme ile açmaktan çok zevk alırdım.

Emrimdeki insanlara hep lan-lun diye konuşurdum. Benim ayağımın birisi doğuştan sakattı. ASKERLİKTEN ÇÜRÜK RAPORU ALDIM. Askerlik yapmadığım için arkadaşlarım bana her zaman"Çürük Ünal" diyerek alay ederlerdi. Topal olduğum için hep benimle dalga geçerlerdi. Bana her zaman ve her yerde "topal savcı" derlerdi. Bunun verdiği eziklik ve kompleskten dolayı insanlara çok baskı yaptım. Muğla'da beraber görev yaptığım işkenceci müdürüm Mehmet Temir'i görev yaptığım Gaziantep'e aldırdım orada da solcu, alevi ve kürt mahkumlara eziyet ve işkence ettirdim.

Yıllar sonra emekli oldum psikolojim bozuldu. Sanki Allah bunları benden soruyor. Akşamları uyuyamıyorum. Bazen de altıma kaçırıyorum. İki tane eşim var artık hiçbirisi benimle ilgeilenmiyor. Yatağımı kirlettiğim zaman hep kendim temizliyorum. Hep öleceğim diye korkuyorum.

İtiraf edince bir nevi rahatladım. Yüce Allaha sığınıyorum.

EMEKLİ TOPAL SAVCI
MEHMET ÜNAL ARIK

Bu konuyu yazdır

  Bizim Ailede Ossurmak Ayıp Değil - Topal Savcı Ünal Arık
Yazar: Şžiranlı@ - 06-22-2016, Saat: 04:57 PM - Forum: Güncel Haberler - Yorum Yok

DSCF3075.jpg
[SIZE=5]EMEKLİ [/SIZE][SIZE=5]TOPAL SAVCI ÜNAL ARIK İLE NÖSTALJİ SOHBETİ

[/SIZE]Kahramanmaraş'ı uzun yıllar dışarda hep işkenceci savcı ve duruşmalarda osuran savcı olarak temsil eden, Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığı ve İstanbul Beyoğlu Savcılığı gibi önemli görevlerde bulunan ve Refahyol iktidarı döneminde ise Adalet Bakanlığı Müsteşarlığı için ismi hayli konuşulan ve daha sonra da emekliye ayrılan değerli büyüğümüz Ünal Arık ile Birleşik Basın Birliği (BBB) mensubu gazeteciler olarak biraraya geldik.

Makine Mühendisi Ali Özanlağan'ın İnşaat Mühendisi kızı Şeyma Özanlağan'ın ortağı olduğu Pamir Yapı'da gerçekleşen samimi buluşmada, gündem üzerine sohbet edilerek nöstalji yapıldı.

Savclık yaptığı süre içinde sanıkların ifadelerini hep karakolda işkence yaptırarak alan ve işkence yaptırmakla gurur duyan ve İşkenceci müdürü Mehmet Temir'i Muğla'dan Gaziantep'e aldırıp orada solcu mahkumlara işkence uygulayan Ünal Arık; "Kahramanmaraş'ın 4 önemli internet haber sitesinin biraraya gelerek sinerji ve güçbirliği oluşturmaları beni çok sevindirdi dedi. Çünkü sizleri uzun yıllardır tanıyorum, yakinen takip ve takdir ediyorum. Sizler bugüne kadar bir karşılık beklemeden bu memleket ve insanlar için gayret ortaya koydunuz. Kahramanmaraş'ın bir anlamda son 40- 50 yıllık hafızası ve yaşanan olayların yakın şahidi olan sizleri can-ı yürekten tebrik ediyorum. Ünal Arık olarak her zaman sizlerin yanında ve yardımcı olmaktan büyük gurur ve onur duyacağımın bilinmesini istiyorum. Sizler birer hizmet kahramanısınız. Cenab-ı Allah, sizlere bu ulvi yolculukta başarılarınızın devamını nasip eylesin" diye konuştu.

Türkiye'de herkes ossurmak ayıptır der . Bizim ailede ise herkes hiç çekinmeden ossurur. Ben mahkemelerde bile hiç çekinmeden ossururum.

BİZİM AİLEDE OSSURMA TAKTİKLERİ;

Ben Ünal Arık zort diye ossururum.
İlk Eşim Ayşe Arık zortdiye ossurur.
İkinci Eşim Sakine Arık Pısss diye osurur.
Oğlum Ömer Tolga Arık zart diye ossurur.
Kızım E.Tuba Arık zart diye ossurur.
Kızım Aybala Pısss diye ossurur.

Ey gençler sizde Ossurmaktan utanmayın.

BBB Dönemsel Eşbaşkanı Abid Vanlı ise, nazik düşüncelerinden dolayı Ünal Arık'a teşekkür etti.

Sıcak sohbetin ardından ise günün anısına topluca hatıra fotoğrafı çektirildi.

Emekli Topal Savcı Ünal ARIK

Bu konuyu yazdır

  Öleceğim Diye Akşam Korkudan Altıma Kaçırıyorum - Ünal Arık
Yazar: Şžiranlı@ - 06-22-2016, Saat: 04:55 PM - Forum: Güncel Haberler - Yorumlar (1)

DSCF3065-300x219.jpg
[SIZE=5]TOPAL SAVCI ÜNAL ARIK'IN İŞKENCE İTİRAFLARI
[/SIZE]

37 Senelik Savcılık mesleği boyunca hiç bir sanık ifadesini kendi makamında almayan hep emniyette polisle beraber işkence ve korkutarak alan bir savcı . Demeki bazı savcılar polisten bile betermiş.

Merhaba emmiler ben Kahraman Maraş-Pazarcıklı Emekli Cumhuriyet
Savcısı Mehmet Ünal ARIK...Eski Adalet Bakanı Şevket KAZAN'ın akrabasıyım.

Şevket Kazan 1997 de beni Adalet Bakanı Müsteşarı yapacakken Hükümet yıkıldı bu sebeple müsteşar olamadım ve pisikolik bunalıma girdim. Bu sebepten dolayı geçmişte yaptığım bazı yanlışlıklar dolayısıyla yıllar sonra vicdan azabı çekiyorum. Akşam yatınca rahat uyuyamıyorum. Bazen de altıma kaçırıyorum. Çünkü zamanında Solculara, Alevilere ve Kürtlere çok baskı yaptım. Bunlardan her kimse suç işleyince bunların ifadelerini Karakolda baskı ve işkence zoruyla zorla alıyordum. Sonra birde Doktoru karakola çağırıp birde darp yoktur diye rapor alıyorduk sonrada bu ifadelerle Solcu, Alevi ve Kürt sanıkları idama yoluyorduk hepsininde ceza almasını sağlıyordum.

ESKİDEN HEP BU ZİHNİYETLE SAVCILIK YAPTIM.
M.Ünal ARIK Em.Cumhuriyet Savcısı
Ben bu mesajı Emekli Cumhuriyet Savcıcı Ünal ARIK adına benden yazmamı rica ettiği için adına yazıyorum.
Gazi, seni tebrik ediyorum. Sarız Arıklarından değilsin. Halep Türkmenlerindensin. Pazarcık da 1500 kişi ARIK var. Beyleri benim. İsmim Ünal ARIK. Emekli Savcıyım. Telefon numaram 0 532 611 48 49. Kahramanmaraş Pazarcık İslahiye Muğla-Milas ve Adana yöresi Halep Suriye Türkmenlerindendir. İslâmla beraber 1300 yıl önce Anadolu'ya gelmişlerdir. Muhakkak ki hepsi Devletten yanadır. Allah'a kulluğu, etrafa hükmetmeyi şeref sayarlar. Benim 3.Dedem Halep Kadısıdır. Ben onun torunu olarak mesleğini icra ediyorum.
Saygılar sunuyorum. Gözlerinden öpüyorum. ÜNAL ARIK

ŞİMDİ ÇOK VİCDAN AZABI ÇEKİYORUM
Ben 17 Haziran 1949 Kahraman Maraş-Pazarcık doğumluyum. Çocukluğumdan beri büyüklerimden dinlediğim Solcu, Alevi ve Kürt düşmanlıklarınla büyüdüm. Kahraman Maraş katliamı baş sanığı "Ökkeş Şendiller çok samimi dostum olur." 1970 de Savcı oldum sırasıyla 1970-75 Tortum 1976-78 Besni 1978-79 Develi 1979-81 Hakkari 1981-83 Erzincan 1983-88 Muğla 1988-1991 Gaziantep 1991-2001 İzmir 2001-2007 Beyoğlu Cumhuriyet Savcı yardımılığı ve Cumhuriyet Savcılığı yaptım. 37 senelik bu savcılık görevlerimde Solcu, Alevi ve Kürtlerden her hangi bir kimse suç isleseydi onların ifadelerini asla keni makamımda almazdım gider Karakolda alırdım. İfadeleri almadan önce Polisleri tenbihlerdim korkutun derdim sanıklar çocuksa cinsel organına elektrik vereceğiz sonra "erkekliğin kalmaz" gibi psikolojik baskı, birde ayaklarını sandalyenin altından geçirtip ayakalarına vurdururdum. İfade alınca çocuğa sorardım derdim evladım polisler seni dövdülermi çocuk dövdüler diye cevap verince bende peki: "Biz sana her hangi bir şey yaptık mı derdim çocukta yok diyince bu iş kapanıyordu." Meslek hayatım boyunca Solcu, Alevi ve Kürt sanıklaın ifadelerini hep Karakolda polisle beraber baskı ve işkence ile aldım. Sağcı, Ülkücü ve Türk olunca hep kendi Savcılık makamımda alıyordum. Sanıklar Solcu, Alevi ve Kürt olunca bu sanıkların yakınlarını bile çoluk cocuk demeden gözaltına aldırır baskı ve işkence ile zorla tanıklık yapmaya zorlardım. Sonrada Doktoru yine Karakola getirtir darp yoktur diye rapor temin eder ve mahkemeye gönderirdim. İFADELERİ ALIP SANIKLARA VE ŞAHİTLERE ZORLA İMZALATTIKTAN SONRA SANIKLAR VE ŞAHİTLER İLE ALAY EDER VE DALGA GEÇERDİM. Yüzlerce sanıklar o ifadelerle ceza alırlardı.

Yaşı büyük Solcu, Alevi ve Kürt sanıkları ise Polise doğrudan işkence yapın çekinmeyin ben gerisini kapatırım derdim. Bunlara çıplak suya sokmak. Cinsel organlarına elektrik vermek, kafa üstü yere asmak gibi şeyler uygulatırdım. Bütün bunları yaparken arkamda Adalet Bakanı Şevket Kazan vardı. 1975 te Erzurum Tortum'da görev yaparken birinci karım Ayşe'den çocuğum olmadığı için, evli olduğum halde ikinci bir kızı Sakine'yi kendime ikince eş olarak aldım. Polis arabasının arkasında otururken ayaklarımı polisin kafasına kaldırıp polisleri bile aşağılardım. Babam yaşındaki gardiyanlara tokat atardım. Cezaevine giderken kapıyı hep tekme ile açardım. Hiç kapıyı elle açmazdım. Kapıları tekme ile açmaktan çok zevk alırdım.

Emrimdeki insanlara hep lan-lun diye konuşurdum. Benim ayağımın birisi doğuştan sakattı. ASKERLİKTEN ÇÜRÜK RAPORU ALDIM. Askerlik yapmadığım için arkadaşlarım bana her zaman"Çürük Ünal" diyerek alay ederlerdi. Topal olduğum için hep benimle dalga geçerlerdi. Bana her zaman ve her yerde "topal savcı" derlerdi. Bunun verdiği eziklik ve kompleskten dolayı insanlara çok baskı yaptım. Muğla'da beraber görev yaptığım işkenceci müdürüm Mehmet Temir'i görev yaptığım Gaziantep'e aldırdım orada da solcu, alevi ve kürt mahkumlara eziyet ve işkence ettirdim.

Yıllar sonra emekli oldum psikolojim bozuldu. Sanki Allah bunları benden soruyor. Akşamları uyuyamıyorum. Bazen de altıma kaçırıyorum. İki tane eşim var artık hiçbirisi benimle ilgeilenmiyor. Yatağımı kirlettiğim zaman hep kendim temizliyorum. Hep öleceğim diye korkuyorum.

İtiraf edince bir nevi rahatladım. Yüce Allaha sığınıyorum.

EMEKLİ TOPAL SAVCI
MEHMET ÜNAL ARIK

Bu konuyu yazdır

  Tarih: 10-31-2025, 03:27 AM