Hoşgeldin, Ziyaretçi |
Sitemizden yararlanabilmek için Kayıt olmalısınız.
|
Forum İstatistikleri |
» Toplam Üyeler: 16,691
» Son Üye: orhand
» Toplam Konular: 98,518
» Toplam Yorumlar: 1,065,494
Detaylı İstatistikler
|
Kimler Çevrimiçi |
Toplam: 511 kullanıcı aktif » 0 Kayıtlı » 509 Ziyaretçi Bing, GoogleBot
|
Son Aktiviteler |
Acemhe'den :P
Forum: Güzel Sözler
Son Yorum: ÇiLeK
06-18-2025, Saat: 10:21 AM
» Yorumlar: 1,421
» Okunma: 79,839
|
Gidene Mi Zor Kalana Mı ?
Forum: Kişisel Aşk Yazıları
Son Yorum: Gü-lŞ«m-se
05-27-2025, Saat: 08:56 AM
» Yorumlar: 1
» Okunma: 422
|
Türk Askeri Çanakkale'de ...
Forum: Mustafa Kemal Atatürk
Son Yorum: Serdar102
05-05-2025, Saat: 12:07 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 579
|
Bıktım Artık Yalnızlıktan...
Forum: Aşk Hikayeleri
Son Yorum: Serdar102
05-05-2025, Saat: 11:56 AM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 275
|
Papağan İle Zürafa - Serd...
Forum: Hikaye Uydurma Bölümü
Son Yorum: Serdar102
05-05-2025, Saat: 11:51 AM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 152
|
Oğlak İle Kartal - Serdar...
Forum: Hikaye Uydurma Bölümü
Son Yorum: Serdar102
05-05-2025, Saat: 11:50 AM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 76
|
Zübeyde Hanım Doğumevi - ...
Forum: Hikaye Uydurma Bölümü
Son Yorum: Serdar102
05-05-2025, Saat: 11:48 AM
» Yorumlar: 2
» Okunma: 285
|
ÖYLESİ'NE...
Forum: Güzel Sözler
Son Yorum: SunSet
03-26-2025, Saat: 12:27 PM
» Yorumlar: 10
» Okunma: 892
|
Ben Serdar Yıldırım. Bu g...
Forum: Sen Yenisin Galiba ?
Son Yorum: Serdar102
03-12-2025, Saat: 10:38 AM
» Yorumlar: 3
» Okunma: 441
|
Ya Atatürk Olmasaydı? - S...
Forum: Mustafa Kemal Atatürk
Son Yorum: Serdar102
03-11-2025, Saat: 06:20 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 324
|
|
|
Atatürk ve bu gün... |
Yazar: history - 04-30-2012, Saat: 10:54 AM - Forum: Mustafa Kemal Atatürk
- Yorum Yok
|
 |
Mustafa Kemal ATATÜRK
‎"Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur. Yalnız ...şurası var ki, din Allah ile kul arasındaki bağlılıktır. Softa sınıfının din simsarlığına müsaade edilmemelidir. Dinden maddi menfaat temin edenler iğrenç kimselerdir. İşte biz bu vaziyete karşıyız ve buna izin vermiyoruz. Bu gibi din ticareti yapan insanlar masum halkımızı aldatmışlardır; Bizim ve sizlerin asıl mücadele edeceğimiz ve ettiğimiz bu kimselerdir. Hangi şey ki, akla, mantığa, halkın menfaatine uygundur; biliniz ki, o bizim dinimize de uygundur. Eğer bizim dinimiz aklın mantığın uyduğu bir din olmasaydı, mükemmel olmazdı, son din olmazdı."M.K.ATATÜRK
|
|
|
Hiç Dönmezmiş Gidenler... |
Yazar: Orhan-38 - 04-30-2012, Saat: 10:53 AM - Forum: Şiirler
- Yorumlar (4)
|
 |
hiç dönmüyor gidenler
oysa ki ben...
yaşamın kıyısında sahile vuran minik bir dalgaydım
göz yaşlarım hırçınlığımdı sensizliğim kederimdi
ne senim vardı öylesine çok
ne de sensizliğim vardı alabildiğince az
ve... hep bir tarafım bir eksik bir yarımdı
senden kalan bir ayrılık bestesiydi
hıçkırıklarıma karışan
ve bir akşam vaktinde düştün avuçlarımdan
bir damla su misali gibiydin
tutamadım...
sensizliğimin gölgesinde büyüdüm işte
her köşe başı ayrı keder sakladı senden öteye
ve suskunluğum aslında bir çığlıktı
sen duymasan da ben haykırdım olabildiğince
ve sen... gittin işte
her gelişin sazlı sölü karnavaldı yüreğimde
ama ya sebebsiz gidişin
sessiz bir sukunetin gölgesinde kaldı nedensizce
biliyorum ki ...
sevda burçlarına sevgi pankartlarımı açmayacağım artık
her kapı çalışında sevinmeyeceğim çocuk gülüşüyle
ve her bir yanım senden eksik yaşayacağım
yanlız sileceğim adını tümcelerimden
her gidişe ayrı bir dönüş derler aslında
ama bilmezler ki hiç dönmezmiş gidenler......
''Gönderilmemiş aşk mektupları''
|
|
|
Yediğiniz Meyve Çekirdeklerini Etrafa Atın |
Yazar: Aydos37 - 04-27-2012, Saat: 11:45 PM - Forum: Güncel Haberler
- Yorum Yok
|
 |
Yediğiniz Meyve Çekirdeklerini Etrafa Atın
Yeryüzünün aldığı yağmur oranı 10 yıllık aralıklarda artar. Bu sene (2010) dünyanın periyodik olarak en çok yağmur alan yıllarından biri olacak, bu nedenle yediğiniz kayısı, şeftali, kiraz, vişne, karpuz, kavun, erik vb. meyvelerin çekirdeklerini lütfen çöpe atmayın, hele çöp poşetlerine ASLA hapsetmeyin. Mümkünse herhangi bir yerde toprağın 10 cm altına gömün. Üzerine de bir bardak su dökün.
Gömme imkanınız yoksa bi poşette bu çekirdekleri biriktirip yanınıza alın ( yada arabanıza koyun) arsa, tarla, toprak yol kenarı, yamaç gibi toprağı gördüğünüz alanlara bu çekirdeklerinizi savurun, korkmayın bu çevre kirliliği değildir aksine çevre için yeni hayattır. Doğa hemen o yeni çekirdekleri kucaklar ve besler…
Yapacağınız en kötü hareket çekirdekleri poşetlere hapsetmektir ! Bunu yapmayın ve yaptırmayın.
Yapılan çalışmalarda doğaya başıboş atılan yada dikilen bu çekirdeklerin en az yarısının yeşerip ağaç veya bitki olduğu kanıtlanmış.
En büyük israflardan birisi meyve çekirdeklerinin çöpe atılması, ülkemiz adına küçümsenemeyecek büyük bir servet…
Daha yeşil bir ülke için, daha temiz hava için, toprak kaymasını önlemek ve yeni nesillerimize yeşil bir dünya bırakmak için hep birlikte elimizden geldiğince meyve çekirdeği gömelim, savuralım, fırlatalım…
Bu uygulama TEMA tarafından başlatıldı ve bilinçli toplum olarak bizlerin desteklerini bekliyor, Doğaya yardım etmek, gelecekte etrafımızı saracak beton ve gökdelenlerden alamayacağımız oksijeni karşılamak için bile bu çekirdeklerden çıkacak ağaçlara ihtiyacımız olacaktır.
Poşete koymadığınız her çekirdek için şimdiden teşekkürler,
|
|
|
"İnebolu Savaşı" |
Yazar: Aydos37 - 04-27-2012, Saat: 11:40 PM - Forum: Güncel Haberler
- Yorum Yok
|
 |
"İnebolu Savaşı"




Bu yıl üçüncüsü düzenlenen gece, İstanbul Esenler Kültür Merkezi`nde gerçekleştirildi.
İstanbul`da bulunan İnebolu Dernekler Platformu`nun düzenlediği 3. İnebolulular Gecesi Esenler Kültür Merkezinde yapıldı. Geceye AK Parti İstanbul Milletvekili İnebolulu hemşehrimiz Dr. Haldun Ertürk ve AK Parti Esenler İlçe Başkanı Av. Umut Özkan da katıldı.
Kastamonupostası
Gecede bir konuşma yapan milletvekilleri Dr. Haldun Ertürk, bu geceyi organize ederek, kendilerini hemşehrileriyle buluşturan derneklere teşekkür etti.
Ertürk, " İnebolu dışında aş ve iş peşinde ekmeğinin mücadelesini veren hemşehrilerimiz zaman zaman bir araya gelerek hasret gideriyorlar. Birlik ve beraberlik içinde güzel tablolar sergiliyorlar. Dayanışma içinde oluyor, kaynaşıyorlar, tanışıyorlar. Bu tablo güzel bir tablo. Bu organizasyonları yapanları kutluyorum" dedi.
Geceye katılımı engellemek için İstanbul`da bir grubun hoş olmayan çalışmalar yaptığını, onbinlerce mesaj atarak, telefon ederek, bu geceye katılımı engellemeye çalıştığını, böyle bir davranışın hiçbir haklı gerekçesinin ve mantığının olmadığını dile getiren Dr. Haldun Ertürk, "Ben böyle davranış içine girenleri kınıyorum, teessüf ediyorum. Bu davranış hiç etik değil. Kendin gelmeyebilirsin ama engellemek için mesaj üstüne mesaj atılması ve bizzat hemşehrilerimize telefon ederek geceye katılımı engellemeye çalışmaları kabul edilemez" dedi.
AK Parti Esenler İlçe Başkanı Av. Umut Özkan da yaptığı konuşmada "hepimiz İneboluluyuz. İstanbul`da yaşayan İnebolulular olarak birbirimize sahip çıkmalı, yardımcı olmalı, destek olmalıyız. Birlik ve beraberliği muhafaza etmeliyiz. Birlik ve beraberliği zedeleyici, araya nifak tohumları ekecek söylem ve eylemlerden uzak durmalıyız. Bunun kimseye faydası olmaz. Böyle davrananlar kaybetmeye mahkumdurlar. Ayrılık ateşini körükleyenler, kendi yaktıkları ateşten zarar görürler" dedi.
Gecenin düzenlenmesinde büyük emeği olan Ahmet Rüzgar da konuşmasında "burada çok güzel bir atmosfer var. Burada özverili dernek başkanlarının katkılarıyla hazırlanan İnebolu Gecesi var. Coşku var, sevgi var. Bu ortamdan neden rahatsızlık duyuluyor, anlamak gerçekten zor. Bu geceyi engellemek için onsbinlerce insana mesaj atanlar, telefon ederek bu geceye katılmayın diyenler, ne yaptıklarının farkında değiller. Bunların yaptıklarına herkes tepki duyuyor. Hatta daha da ilerisi de var ama söyleyemiyorum. Bunların yaptıkları ayıptır. Bir de isimlerine bakın; "İnebolu Dernekler Federasyonu"... Bir federasyon kendi ilçesinin dernekleri tarafından hazırlanan bir etkinliği s te eder mi? Ben bunları şiddetle kınıyorum. Kaybeden kendileri oldu. Kendilerini bitirdiler. Bu etkinliği düzenleyen arkadaşları da itidalli ve sağduyulu olmalarından dolayı tebrik ediyorum. Bu engellemeleri yapanlar İnebolu Meselesinde ve davasında iyi niyetli değiller. Herkes de bunu gördü" diye konuştu.
Gecede Sudi Topal, Mehmet Reis, Mustafa Şerbetçi ve Ahmet Rüzgara plaket verildi. Gecede makbuz karşılığı yardım da toplantı. Toplanan yardımlar alınacak gıdalar, İnebolu Kaymakamlığı`nın tespit ettiği fakir ve muhtaçlara dağıtılacak.
Gecede Kastamonulu sanatçılar Ahmet Aykın, Cesur Can, Ilgaz, Gülcan Kara, Kemaneci Rıfat ve ekibi, Grup 37 tiyatro ekibi sahne aldı.
|
|
|
Allah elçisine, sen olmasaydın kainatı yaratmazdım, demiş olabilir mi? |
Yazar: halukgta - 04-27-2012, Saat: 10:52 AM - Forum: İslam
- Yorumlar (1)
|
 |
Allah yarattığı kullarına, akıl ve özgür iradesi verdikten sonra, yinede yalnız bırakmamış, onlara rehberler yol göstericiler göndermiştir. Fakat ne yazık ki biz Rabbin kulları, Allah ın rehberinden istifade etmesini bilememiş, nefsimizin esiri olarak, adeta beşeri putlar yaratmışız kendimize.
Yahudiler ve Hıristiyanlar, Allah ın rehber olsun diye gönderdiği kitaplarında hiç bahsetmediği halde, görev verdiği elçilerini adeta putlaştırarak, Allah ın oğlu yakıştırmasını yapmışlardır. Kur’an da bu konudan bahsederek, bakın ne diyor bizlere.
Tevbe 30: Yahudiler: "Uzeyr, Allah'ın oğludur." dediler; Hıristiyanlar da: "Mesih, Allah'ın oğludur." dediler. Kendi ağızlarının sözüdür bu. Kendilerinden önce inkâr edenlerin sözlerine benzetme yapıyorlar.
Bu yanlış inancın ardı sıra gidenlere bizler, Allah evlat edinmez, O yücedir eşi benzeri yoktur, doğmamıştır, doğrulmamıştır diye cevap veririz, Kur’an dan aldığımız bilgiler ışığında. Bakın Allah evlat edindi diyenlere, Yaradan nasıl bir cevap veriyor.
Bakara 116: "Allah çocuk edindi." dediler. HâşÃ¢! Böyle bir şeyden arınmıştır O! Tam aksine, göklerdekiler de yerdekiler de O'na aittir. Bunların tümü O'nun önünde boyun bükmektedir.
Allah yarattığı kulunu evlat edinmeyeceğini, böyle bir davranıştan arınmış olduğunu söylüyor bizlere. Tam aksine göklerde ve yerde ne varsa Allah a ait olduğu ve onun önünde herkesin boyun eğdiğini söylüyor.
Şimdide acaba buna benzer büyük hataları, biz Müslümanlarda farkında olmadan yapıyor olabilir miyiz? Hemen verdiğiniz cevabı duyar gibiyim. HâşÃ¢ asla, Allah evlat edinmez, dediğinizi duyar gibiyim. Peki, yarattığı kulunu evlat edinmeyen, eşi ve benzeri olmayan, yüceliğini hayal bile edemediğimiz, ol dediğinde her şeyin olduğu bir yaratıcı güç, yarattığı kullarından Habib, Halil yani sevgili, dost, arkadaş edinir mi? Hadi bakalım şimdi bu soruma, nefsinizde cevap veriniz.
Ne yazık ki bizler, diğer ehli kitabın yanlışlarına öyle bir düşüyoruz ki, belki de onlardan daha büyük bir yanılgı içindeyiz. Allah evlat edinmez diyoruz, ama bugün bizler, evlat edinmekten hiçbir farkı olmayan, hatta daha da ileri gidercesine bakın neler söylüyoruz. Aşağıdaki sözleri Allah ın söylediğine inanıyoruz, Kur’an da tek kelimesi geçmediği halde.
(Ey Resulüm, İbrahim’i Halil [dost], seni de Habib [sevgili] edindim. Senden daha sevgili hiç bir şey yaratmadım. Senin, benim indimdeki yüksek derecenin bilinmesi için, dünyayı ve dünya ehlini yarattım. Sen olmasaydın, kâinatı yaratmazdım.) [Mevahib-i ledünniyye]
Ne dersiniz, Allah evlat edinmez ama yarattığı kulları içinden dost, sevgili, arkadaş edinir mi? Birde yarattığı âlem bir tarafa, sen bir tarafasın şeklinde sözler söyler mi? Sen olmasaydın bu âlemi yaratmazdım, senden daha sevgili hiç bir şey yaratmadım. Senin benim indimdeki yüksek derecenin bilinmesi için, dünyayı ve dünya ehlini yarattım demiş olabilir mi? Kur’an ın özüne, ayetlerine ve Rahmanın eşsiz, tarifsiz yüceliğine, uyuyor mu bu sözler?
Bizler Allah evlat edinmez dedikten sonra, nasıl olurda Allah yarattığı kulları arasından peygamberimizi dost, sevgili edindi deme yanlışını gösterebiliriz? Bunu düşünen var mı? Bu bilgiler Kur’an da olmadığına göre, bizlere hangi emin yoldan geliyor da, bizler hiç şüphe duymadan iman ediyoruz?
Hz. İsa Allah ın oğlu demekle, yazdığım ve kutsi hadis adı altında geçen yukarıdaki hadisin, bir birinden farkı var mı? Hıristiyanların Hz. İsa Allah ın oğlu diye inanmaları ile bizler onların yaptıkları bu büyük hatadan daha ileri giderek, Peygamberimiz olmasaydı Allah bu âlemi yaratmazdı, düşüncesine inanırsak, hataların en büyüğünü yapmış olmaz mıyız sizce?
Bizler rivayetleri, sanıyı Kur’an ın ne yazık ki önüne geçirerek, dinden ne derece uzaklaştığımızın farkında bile değiliz. Hâlbuki Allah yeryüzündekilerin tümünü, kimler için yaratığını apaçık bakın nasıl söylüyor.
Bakara 29: O Allah'tır ki, yeryüzündekilerin tümünü sizin için yarattı. Sonra göğe saltanat kurdu da onları yedi gök halinde düzenledi. O Âlim’dir, her şeyi çok iyi bilir.
Ne dersiniz sizce Kur’an ayetlerine, kutsi hadis diye nakledilen bu sözler uyuyor mu? Ne yazık ki kutsi hadis adı altında, Kur’an a eş tutularak, toplum öyle bir aldatılıyor ki, Yahudileri de, Hıristiyanları da bu konuda geride bırakıyoruz.
Aşağıdaki bilgilere ve düşünceye inandığımızda, sizce Kur’an dan uzaklaşıp, bir meçhule doğru gitmiş olmuyor muyuz?
Arş üzerinde, cennetteki her şeyin üzerinde benim ismim vardır.
Hadisi şeriflerde buyuruluyor ki;
Adem aleyhisselam cennetten çıkarılınca, ya Rabbi Muhammed aleyhisselamın hürmetine beni affet diye dua etti.
Allahü teala ise,( Ne cevap vereceğini bildiği halde, cevabını da diğer insanların duyması için) Ya Âdem onu henüz yaratmadım nereden bildin? Buyurdu.
Âdem Aleyhisselam da, Arştaâ€La ilahe illallah Muhammed ün Resulullah†yazılı olduğunu gördüm anladım ki, şerefli isminin yanına ancak en çok sevdiğinin, en şerefli olanın ismini layık görürsün dedi.
Allahü teala buyurdu ki: “ Ya Âdem doğru söyledin. O bana insanların en sevgilisidir. Onun hürmetine dua ettiğin için seni affettim. Eğer Muhammed aleyhisselam olmasaydı, seni yaratmazdımâ€
Cennette her ağacın yaprakları üzerinde, la ilahe illallah Muhammed ün Resulullah yazılıdır.
Allahü Teâlâ yine buyurdu ki:
Ya Âdem, Muhammed aleyhisselamın ismi ile her ne isteseydin kabul ederdim. O olmasaydı seni yaratmazdım.
Mirac’da Allahü teala, peygamber efendimize,( Senden başka her şeyi senin için yarattım) buyurunca, Resulullah sallallahü aleyhi ve sellem de,( Ben de senden başka her şeyi, senin için terk ettim) dedi. ( Mirat-ı Kâinat) denilmektedir.
Acaba bu bilgilerin nerelerden bizlere ulaştığı konusunda, hiç düşünen var mı? Hiç sanmıyorum, akıl bir kenara bırakılmış, edindiğimiz velilerin peşi sıra öyle bir gidiyoruz ki, bataklığın içinde çırpındığımızın bile farkında değiliz.
Hâlbuki Allah bizleri çok açık uyararak, hakkında bilgin olmadığı, yani emin olmadığın şeyin ardına düşmeyin, sizleri sorumlu tutarım demişti. Emin olacağımız bilgininde Kur’an olduğunu ve onun ipine sarılmamız gerektiğini de, birçok kez Kur’an da tekrar etmişti bizlere.
Allah bir ayetinde, biz bu kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmadık diyerek, hakka batıl karıştırmamamız için uyarır bizleri. Ama bizler yukarıdaki bilgilerin, Kur’an da olmadığını bildiğimiz halde, hiç araştırma gereği dahi duymadan, inanmakta sakınca bile görmeyiz. Çünkü bizler inancımızda, imanımızda Kur’an ı yeterli görmeyiz de ondan.
Yine Yaradan Araf suresi 33. ayetinde, hakkında hiçbir delil indirmediği bir şeyi, Allah hakkında bilmediğiniz şeyleri söylemenizi haram kılmıştır diye verdiği hükmü, unuttuk mu yoksa? Halbuki Allah sizleri Kur’an dan sorumlu tutuyorum diye uyarmamış mıydı bizleri? Bu ayetleri hatırlayan, duyan yok mu?
Tüm bunları söylediğimizde, bu bilgilere inananlar şunu söylüyorlar. İslam âleminin büyük bir çoğunluğu buna inanıyor. Bir akıllı azınlık siz misiniz, diye karşılık veriyorlar. Yaradan bunlara da cevap veriyor ve bakın Kur’an ın dışından rivayetlerle dine hüküm koyanlara, yani sanıya iman eden çoğunluğa nasıl cevap veriyor.
Enam sur. 116: Yeryüzündeki insanların çoğunluğuna uyarsan, seni Allah yolundan saptırırlar. Sadece sanıya uyarlar onlar ve sadece saçmalarlar.
Demek ki, çoğunluk öyle inanıyor demek büyük hata. Daha da büyük hata, emin olmadığımız rivayet, sanı yani zannetmek, emin olunmayan bilginin ardı sıra gidenler için, Yaradan ın söyledikleri çok dikkat çekicidir. Onlar sadece SAÇMALARLAR diyor.
Peygamberimiz gayb konusunda, Allah ın Kur’an da bildirdiği dışında hiçbir gaybı bilgisi olmadığını söylüyor bizlere. Bakın birkaç örnek.
Neml 65: De ki: Göklerde ve yerde, Allah'tan başka kimse gaybı bilmez. Ve onlar ne zaman diriltileceklerini de bilmezler.
Hud 123: Göklerin ve yerin gaybı (sırrı) yalnız Allah'a aittir. Her iş O'na döndürülür. Öyle ise O'na kulluk et ve O'na dayan! Rabbin yaptıklarınızdan gafil değildir.
Enam 50: De ki: Ben size, Allah'ın hazineleri benim yanımdadır, demiyorum. Ben gaybı da bilmem. Size, ben bir meleğim de demiyorum. Ben, sadece bana vahyolunana uyarım. De ki: Kör ile gören hiç bir olur mu? Hiç düşünmez misiniz?
Yukarıda ki ayetlerle, bizlere rivayet edilen hadisler birbirini onaylıyor mu? Peygamberimiz, bana bildirilen dışında gaybı ben bilmem diyor. Ama biz peygamberimizin söylediğini iddia ettiğimiz (Arş üzerinde, Cennetteki her şeyin üzerinde benim ismim vardır.) sözlerine inanabiliyoruz. Daha çok detaylar verilen bilgiler, acaba nereden alındı? Kimler verdi Kur’an ın tek kelime bile bahsetmediği bu bilgileri bize diye, hiç düşünmüyor muyuz?
Bizler İslam ı günümüzde öyle bir yaşıyoruz ki, cahiliye dönemini aratmıyor. Kur’an devre dışı kalmış, rivayetlerle İslam yaşanır olmuş. Şükürler olsun ki elimizde dimdik duran, Rabbin korumasında, hesabını vereceğimiz FURKAN var. Varda, ondan istifade eden, onu anlayarak okuyan, üzerinde düşünen var mı, işte orası önemli.
İslam toplumu, ne yazık ki büyük bir yanılgının ardı sıra giderek, Kur’an ı devre dışı bıraktığının farkında bile değil. Edindikleri velilerin kitapları, toplumun elinden düşmüyor. Kur’an peygamberimizin mahşer günü söyleyeceği gibi, ne yazık ki devre dışı bırakıldı.
İslam toplumu olarak, halimiz hiçte iç açıcı değil. Ne olur affet bizleri Rabbim. Gözlerimizdeki, gönlümüzde ki gaflet perdesini kaldır bizlerden. Yaptığımız hatalarımızı görmemizi sağla bizlerin. Böyle devam ederse, geçmiş kavimlerin uğradığı cezalardan, bizlerde asla kurtulamayacağız.
Saygılarımla Haluk GÜMÜŞTABAK
|
|
|
Dünyanın en şanssız şanslı insanı |
Yazar: ÐŽeşaren - 04-27-2012, Saat: 12:39 AM - Forum: Enteresan Olaylar
- Yorumlar (1)
|
 |
DÜNYANIN EN ŞANSSIZ ŞANSLI İNSANI !
(Gerçek bir hikaye)

Günümüzden tam 50 yıl önce, 1962 yılında Frane Selak adlı Hırvat müzik öğretmeni, Saraybosna'dan Dubrovnik'e giden trende, tüm dünyanın kendisini tanıyacağından habersiz yolculuk ediyordu.
Selak'ı taşıyan tren raydan çıktı ve donmuş nehre devrildi. Kazada 17 yolcu hayatını kaybederken Selak kıyıya kadar yüzüp kurtuldu. Selak kazayı sadece kırık bir kol ve çiziklerle atlattığı için çok mutluydu.
Bir yıl sonra, Selak uçakla Zagreb'den Rijeka'ya yolculuk ediyordu. Bir anda uçağın kapısı açıldı ve insanlar dışarı çekildi. Selak da uçaktan dışarı uçanlar arasındaydı. Uçak bir kaç dakika içerisinde yere çakıldı ve 19 kişiye mezar oldu.
Selak gözlerini açtığında hastanedeydi, şansı sayesinde bir saman yığınına düşmüş ve orada bulunup hastaneye kaldırılmıştı. Bu kazayı da sadece ufak sıyrıklarla atlattı.
1966 yılında bindiği otobüs yoldan çıktı ve bir nehre uçtu. Kazada dört kişi öldü, Selak hafif yaralı olarak kurtuldu.
Selak, 1970 yılında otomobiliyle yolculuk ederken aracı alev aldı. Salek aracı durdurup kendini dışarı attı, ardından aracı havaya uçtu.
1973 yılında bozuk bir benzin pompası Selak'ın otomobilinin motoruna benzin akıttı, araç alev aldı, Salek bu kazadan da kurtuldu ancak saçlarının büyük bir kısmı yandı.
1995 yılında ise, Zagreb'de Frane Selak'a bir otobüs çarptı, ancak bu kazayı da Selak ufak sıyrıklarla atlattı.
1996 yılında aracıyla bir dağ yolunda ilerleyen Selak, döndüğü virajın ardından bir kamyonun üzerine geldiğini gördü ve aracını yolun dışına yöneltti. Aracı yoldan çıkıp, uçurumdan yuvarlanırken Selak araçtan atladı ve bir ağaca tutundu. Aşağı baktığındaysa tam 90 metre altında aracının patladığını gördü.
Selak artık "şansı" -ya da kimilerine göre şanssızlığı- konusunda dünya çapında üne sahipti. Tüm dünyanın takip ettiği Selak'ın öyküsü mutlu sonla bitti.
2003 yılına gelindiğinde, hayatında ilk kez piyango bileti alan Selak, büyük ikramiye olarak 1 milyon dolardan fazla para kazandı.
Selak hayat hikayesini anlatırken "Buna iki şekilde bakabilirsiniz" diyor; "Ya dünyanın en şanssız insanıyım, ya da en şanslısı. Ben ikincisinin doğru olduğuna inanıyorum."
2004 yılında Doritos, Avustralya'da bir TV reklamında oynatmak üzere Selak'la iletişime geçti. Bu teklifi ilk başta kabul eden Selak, daha sonra fikrini değiştirdi ve Sidney'e uçakla gitmeyi reddetti. Selak buna sebep olarak da "Şansımı test etmek istemiyorum" dedi.
|
|
|
|