:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi
Hoşgeldin, Ziyaretçi
Sitemizden yararlanabilmek için Kayıt olmalısınız.

Kullanıcı Adınız:
  

Şifreniz:
  





Forumda Ara

(Gelişmiş Arama)

Forum İstatistikleri
» Toplam Üyeler: 16,696
» Son Üye: Klassohbet
» Toplam Konular: 98,543
» Toplam Yorumlar: 1,065,523

Detaylı İstatistikler

Kimler Çevrimiçi
Toplam: 297 kullanıcı aktif
» 0 Kayıtlı
» 292 Ziyaretçi
Applebot, Baidu, Bing, GoogleBot, Yandex

Son Aktiviteler
Araf Suresi 157. Ayet. On...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-18-2025, Saat: 12:06 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 13
İnancını Bu Dünyada Sorgu...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-16-2025, Saat: 03:19 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 20
Bizler İnatla, Atalarımız...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-15-2025, Saat: 05:11 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 21
Atatürk'ün Çocukluk Anıla...
Forum: Hayatı ve Anıları
Son Yorum: Serdar102
11-15-2025, Saat: 02:39 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 26
Ali İmran 78 -79. Ayetler...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-14-2025, Saat: 03:50 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 23
Günün Şiiri
Forum: Şiirler
Son Yorum: by-göçmenoğlu
11-14-2025, Saat: 10:13 AM
» Yorumlar: 9
» Okunma: 2,323
Adı Bende Saklı Sevgili.
Forum: Şiirler
Son Yorum: by-göçmenoğlu
11-14-2025, Saat: 09:41 AM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 27
Enfal Suresi 12. Ayet. ”V...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-12-2025, Saat: 04:03 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 27
Kendi Uydurmalarını Allah...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-09-2025, Saat: 04:22 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 40
Rivayetler Kur’an’ın Önün...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-08-2025, Saat: 11:25 AM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 33

 
  Babür - Uluhan Ataç
Yazar: Hasretiim - 08-19-2011, Saat: 08:06 PM - Forum: Kitap - Yorum Yok

Kitap Özet
Platon Snop Bir Edayla Babür'ü Süzdü. Karşılıklı Ellerini Uzatıp Tokalaştılar...

Hareketli bir hayat yaşamış olan Babür, bir dönem gelmiş ve yalnız kalmıştır. Geçmişini, olmasını istediklerini ve olamayanları düşünmeye başlar. Felsefe ve mitoloji onu ilgilendirse de, o şimdi başka şeyler düşünmek ister. Kafasında bir sürü "niçin"ler vardır. Niçin? İstediği gibi bir aşk yaşayamamış, bir aile kuramamış, istediği arkadaş kadını bulamamıştır. Bu düşüncelerle hayaller dünyasına dalan Babür; ideal sevgiliyle, ölmüş baba ve annesi ile güncel konular tartışır, bir yandan da özlemini giderir.

Hayallerinde Eski Yunanistan'a giderek, Socrates ile politik felsefe üzerine sohbet eder. Eski Yunan medeniyeti, düşünürler, filozoflar ve onların ortaya koyduğu, bugün bile hala geçerli olan felsefeler ve teorileri tartışırlar.

Daha sonra Rönesans devrine geçip, İtalya'ya gider. Leonardo Da Vinci ile tanışıp, sanat ve sanat felsefesi üzerine konuşur.

"Hiçbir insan hayatı boyunca devamlı olarak mutlu olamazdı. Mutluluk, insanlara bazen gelir ve giderdi. Çünkü insan; düşünen, arzu eden, gördüklerine sahip olma arzusu kuvvetli bir yaratıktı" diyor Babür.

Hayatımızda yaptığımız her türlü sorgulamalara yer veren, okuyanı sürekli düşünmeye ve tartışmaya yönlendiren bir kitap Babür. Güncel konulara felsefi olarak bakan, akıcı bir üslupla yazılmış ve çok kolay okunabilen ilk felsefe kitabı olmayı da başarmış bu romanı bitene kadar elinizden bırakamayacaksınız. smiley.gif


Kitap Ön Yüzü
126132.jpg

Kitap Künyesi

Babür - Uluhan Ataç

Kerasus Yayınları

» Roman

Fiyatı : 15,00 TL

Ağustos 2011
200 sayfa,
ISBN: 9786056174599

Bu konuyu yazdır

  Merak
Yazar: melih123 - 08-19-2011, Saat: 07:55 PM - Forum: Hikaye Uydurma Bölümü - Yorum Yok

bir iyiyi öldürmektense on kötüyü öldürürüm
merhaba benim adım hakan size hikayemi anlatacam
Birgün arkadaşım mustafayla geziyorduk birden gözümüze ilginç ve eski bir ev takıldı tabi çok meraklıyızdır eve girdik eve girince içimizi ilginç bir his kaplamıştı nasıl desem nefretle hüzün arasında birşiydi orda ilginç bir oda vardı kapısı çok değişikti bizim bilğimiiz kapılardan değildi olanda ozaman oldu zatenmustafa gircem diye tutturdu ben çok korkmuştum evden koşarak kaçtım akşam olmuştu mustafa beni aradı ve ard arda on kere senin yüzünden oldu die tekrarlıyordu ve beni dinlemiyordu suratına kapatmak zorunda kaldım çünki susmuycaktı.
gece boyunca ne demek istediğini düşünüp durdum o gece hayatımın en kötü gecesiydi sabah olmuştu saat altı buçuktu kapı çaldı bu saatte bize kimse gelmezdi ben korktum kapıyı açtım mustafa karşımdaydı gözleri mosmor ağzından kan çıkıyordu olum mustafa noldu dedim senin yüzünden oldu dedi ve bana vurmaya başladı babam yetişmeseydi öldürcekti beni ben çok üzülmüştüm ve ne olduğunu anlamak için o eve gitmek zorunda kaçmıştım eve gittim ve o iğrenç korkunç ve acayip şekiller bulunan kapıya girdim.
kendimi hakimin karşısında gördüm ve büyümüştüm.
hakanın adam öldürmek suçundan müebet hapsine karar verilmiştir. ben adam öldürmedim yaaaaa nerdeyim beeeeen. korktuğum şey başıma geldi hapse girdim ve berbat bir hapishaneydi burda herşey vardı tecavüzcüsünden katiline kadar bütün pislik insanlar burdaydı burdan çıkmam gerekiyordu hapishanede bir hafta kaldıktan sonra yanıma mustafa gelmişti sen burda napıosun dedim seni kurtarmaya geldim dostum dedi ne olduğu hakkında fikrim yoktu biz büyümüştük ve daha suçumu bilmediğim halde hapishanedeydim ama burdan kaçmam gerekiyordu mustafa benim için hapishaneye girmişti ve beni kurtarıcaktı çok şaşkındım mustafaya bizim çocuk olduğumuzu buraya geldiğimizi anlatıyordum ama bana piskolojimin bozulduğunu söylüyordu hapishanede 1 ayımız geçtikten sonra mustafa öyle bir plan yapmıştıki bizi hapishaneden kurtardı aslına bu biraz gardiyanın tanıdık olmasındanda kaynaklanıyor ben tanımıyorum ama mustafa tanıyordu dışarı çıkmıştık ve bir mafya babasının yanına gittik bana hayatımda görmediğim kadar para ve bir silah verdi ve başkanı öldürmemi söyledi ama ben katil değilim öldüremem....
eğer öldürmezsem ailemi öldüreceğini söyledi bunu yapmak zorundaydım mustafaya kaçalım dedim ailelerimizide alarak sen delimisin dedi yapcas bu işi dedi adeta şok olmuştum ben öldürmem sen öldür dedim silahını çıkardı ve bana doğrulttu seni boşuna hapishaneden kurtarmadım başkanı öldürmezsen seni öldürürüm dedi tamam dedim tek yapmam gereken aklımı kullanmamdı ailemin yanına gittim onlar çok deişmişti onları şehirden çıkardım vebaşkanı öldürme günü geldiğinde mustafayı vurmak zorunda kaldım ve mafıa babasınıda vurdum ve tam evime dönerken arkamdan biri bana vurdu ve kendi zamanıma döndüm şimdi anlıyordum mustafanın neden beni dövdüğünü
bu olaylardan sonra bir gün konuşmadık ve bu olanların basit bir rüya olduğunu anladık Big Grin

Bu konuyu yazdır

  Kadının evlenme yaşı Kur'an da nasıl geçer.
Yazar: halukgta - 08-19-2011, Saat: 11:19 AM - Forum: İslam - Yorum Yok

Bir sitede yazılan bir yazıda, bir ayet öne sürülerek, küçük yaşta kızların evlenebileceği savunuluyordu. Yazıda örnek verdikleri ayette, kelimeleri cımbızlayarak delil arayanlar, kızın regli olmasa dahi, evlenebileceği izninden yola çıkarak, kendilerine delil arama çabası içindeydiler.

Elbette kızın evlenebilme şartı, regli olmasından ziyade, evlenme olgunluğuna erişmesidir, bazı hormon bozukluklarından nadir de olsa kızlarımız çok geç regli olabilir, doğurganlık özellikleri daha sonra faaliyete geçebilir. Bu onun evlenmesine engel değildir, en azından Kur’an bunu yasaklamaz. Ama yazıyı yazan arkadaşımız, aşağıda açıklayacağım ayeti, kendi düşüncesine ve ona öğretilenleri doğrulamak adına yorumladığında, küçük yaşta yani daha olgunluğa erişmeyen birisinin dahi, evlenebileceğine bağlamaya çalışması, içinde bulunduğumuz durumun, Kur’an dan çok uzak olduğumuzun, çok açık delilidir.


Konuyu açıklamadan önce küçük yaşta evlenilebileceği tezini savunan arkadaşın fikrini, bir an doğru kabul edelim. Şimdi de birlikte düşünelim, diyelim ki daha regli olma yaşı bile gelmemiş çocuğun, Kur’an evlenilebileceğini söylüyor varsayalım. Bu fikri savunan yazısında 9 yaş demiş, bu yaşı Kur’an da nereden çıkardığını bilmiyorum, böyle bir yaştan Kur’an asla söz etmez. Ama nereden çıktığını anlamak zor olmasa gerek. Peygamberimizin bir eşiyle evlendiğinde 9 yaşında olduğunu uyduran, peygamberimize iftira atanların sözlerine kandıkları anlaşılıyor.


İşte dostlar, eğer Kur’an ve akılla değil de, şehevi duygularla, ihtirasla ya da beşerin Kur’an a uymayan rivayetleri ile düşünürseniz, söyledikleri gibi oluyormuş. Kur’an adet görmeyen biriyle evlenmeyin demiyor, onunda ihtiyacı olduğunu bildiğinden, asla böyle bir ayrım yapmamış, ama adet görmeyen sözünden küçük yaştaki çocuk değil, olgun ve yetişkin bir kadın anlamalıyız, yoksa diğer ayetlerle doğru bağlantı kuramayız.

Peki, ölçümüz ne olacak o zaman evlenme yaşı konusunda? Çocuk yaşta evlendirmenin normal olduğunu düşünenler, acaba hiç düşünmüyorlar mı, karşımızdaki kızın olgunluğunu, küçük yaşta regli olmaya başlayıp, çocuk doğurduğunda, ona bakabilecek yaşta ve bilgi beceriye sahip mi, hiç mi düşünmek gerekmiyor tüm bunları? Doğurup onunla oyuncak gibimi oynayacak? Dokuz, on yaşında ki bir çocuğu lütfen çevrenizde bir izleyin, hala oyuncaklarla oynuyor, nasıl olurda İslam ı sübyancılar toplumu gibi gösterirsiniz? Oyuncakla oynayan bir kızı, nasıl evlilik gibi çok ciddi bir işe uygun görürsünüzde, çocuk doğurup birde onu sağlıklı büyüteceğine inanırsınız?

Dikkat ediniz kızın küçük yaşta evlendirilmesini benimseyenler, her ne hikmetse genelde, erkek konusunda aynı düşünmezler. Çünkü bilirler ki erkek, evini geçindirecek olgunlukta olmalıdır. Acaba kadınında en az evine bakabilecek, çekip çevirecek, ya da çocuğunu yetiştirecek olgunluğa sahip olması gerektiğini, neden düşünmezler dersiniz? İşlerine gelmedikleri için mi, yoksa anne babanın evlerine, çocuk yaşta birlikte oturarak, kendilerine hizmet eden, bir hizmetçi olarak kullanmak adına mı yapılır bu yanlışlar, ya da şehevi duyguların mantığın ve aklın üstünü örtmesimidir etkili olan. Yorum sizlerin.


Gelelim bahsettiğimiz arkadaşın ilham aldığı, kendisine dayanak yaparak, bakın demek ki adet görmeyen küçük yaşta kız bile olsa, evlenebiliyormuş diye anladığı ayete.

Talak 4: Âdetten kesilen kadınlarınızın iddet bekleme sürelerinde kuşkuya düşerseniz, onların iddetleri [b]üç aydır. [/b]Hiç âdet görmemiş kadınların süreleri de böyledir. Gebe olan kadınların süreleri ise yüklerini bırakmalarına kadardır. Kim Allah'tan korkarsa, O ona işinde bir kolaylık nasip eder.

Gerçekten Allah, her şeyden örnek verdim diyorsa bunun doğruluğunu, aklını çalıştıran her kez Kur’an dan görebiliyor. Bakın boşanan kadın, adetten kesilmiş olsa dahi, bir başkası ile evlenebilmesi için, bir zaman geçmesinin en doğru yol olduğunu söylüyor Allah. Bu ayette bahsedilen, önce adetten kesilen kadının belki hamile olabileceği kuşkusuyla, üç ay beklenmesini istiyor bir başkası ile evlenebilmesi için, çünkü adetten kesilebilir ama doğurganlığı devam edebilir endişesi ile bu zamanın beklenmesini istiyor.

Ayetin devamında söylenen ise, hiç adet görmemiş kadınlardan bahsediyor, buradan yaşı küçük çocuk olarak anlamak, Kur an da geçen diğer ayetleri bir kenara atmaktır. Bu ayette, günümüzde de kadınlar zaman zaman nadirde olsa, hormon bozuklukları sebebiyle, adet görmeyen kızlarımız, kadınlarımızdan bahsediyor. Günümüzde bile çocuğu olmayan kadınlarımızı düşünün, birde o devri hayal edin. Hormon bozukluğundan adet görmeyebilir, doğurganlığı da yoktur, ama evlenmeye engel değildir bu durum.

Engeldir diyenlere bu ayette geçen adetten kesildiği halde bir başkası ile evlenebilmesi için, onunda bekleme süresinin yine üç ay olduğunu söylemesidir. Adet görmeyen kadında aynen onun gibidir, dikkat edin burada yaştan bahsediliyor mu? Demek ki bu ayette hiç adet görmemiş kadın sözünden, daha küçük yaştaki bir kızında evlenilebileceğini çıkarmak, aklın ve mantığın ötesinde sapıklıktır. Hormon dengesizliklerinden adet olamayan, âdeti geciken kadının, evlilik döneminde belki hamile kalmış, yani kadınlık yumurtaları faaliyete geçmiş olabilir düşüncesiyle, onunda bekleme süresi üç aydır diyor. Bunun örneğini yaşamımızda görmekteyiz.

Lütfen çok fazla değil, birazcık düşünelim ayet üzerinde. Ayet neden bahsediyor ve açıklık getiriyordu? Evlenip boşanan kadınların, bekleme sürelerini anlatıyordu. Küçük 9–10 yaşındaki çocuk, evlenip birde bu yaşta boşanıp ta, başka bir erkekle evleneceğini, nasıl düşünürde hayal ederiz, sonrada bu ayeti kendimize delil alırız, doğrusu anlamakta zorlanıyorum. Allah sapıttırmasın.

Şimdide yine elimizdeki rehbere iyice bakalım ve şu soruyu soralım. Allah bir kızın evlenebilmesi için, hangi özellikleri taşıması gerektiğini söylüyor. Bakın Rabbim bu soruya, nasıl cevap veriyor.

Nisa sur.6: Yetimleri, nikâh çağına gelmelerine kadar gözetleyip deneyin. O zaman onlarda içinize sinecek bir olgunluk ve erginlik görürseniz, mallarını onlara geri verin. Büyüyecekler diye bu malları tez elden saçıp savurarak yemeyin. Zengin olan, iffetli davransın. Fakir olan ise örfün gerekli kıldığı oranda yesin. Mallarını kendilerine teslim ettiğiniz zaman yanlarında tanıklar bulundurun. Hesap sorucu olarak Allah yeter.

Bu ayette geçen sözcüklere lütfen dikkat ediniz, bakın Allah özellikle bir kızın evlenebilmesi için gerekli olan ölçüyü, daha nasıl açıklasın? Nikâh çağına gelmeleri sözünü açıkça kullanıyor ve açıklık getiriyor, demek ki bir nikâh çağı var, öyle söyledikleri gibi küçük yaştan bahseden ise asla yok, hatta bakın nikâh çağını da nasıl anlayabileceğimizi ne kadar güzel sözlerle açıklıyor.

(O zaman onlarda içinize sinecek bir olgunluk ve erginlik görürseniz..)

Demek ki aile reisi size emanet edilen yetimler de, ya da kendi evlatlarında, olgunluk ve erginlik görecektir evlenmeleri için, yoksa asla evlenmelerine müsaade edemez.

Kızı düşünün doğuracağı evladına nasıl annelik yapsın? Erkeği düşünün o aileye nasıl baksın? İşte Kur’an, işte açık seçik ayetleri. İsteyen aklını kullanır, Kur’an nuruyla nurlanır, isteyen kendisine öğretilenleri doğrulamak adına, Kur’an ayetlerinden uzaklaşıp sözcükleri cımbızlar, gerçeklerden uzaklaşır ve sanıya inanır.

Dilerim Rabbim, gönül gözleri açık, aklı ile iman eden, sanıdan uzaklaşılıp, Kur’an ı rehber alan, kulları arsına alır bizleri.

SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK

Bu konuyu yazdır

  Her Yerde Aşk
Yazar: sıla - 08-19-2011, Saat: 10:19 AM - Forum: Vizyondakiler - Yorum Yok

her-yerde-ask.jpg

[SIZE="3"][COLOR="DarkOrange"]Orjinal Adı: Manuale d’am3re - The Ages of Love

Yönetmen: Giovanni Veronesi
Oyuncular: Robert De Niro, Monica Bellucci, Laura Chiatti, Valeria Solarino, Riccardo Scamarcio
Senaryo: Ugo Chiti, Giovanni Veronesi
Görüntü Yönetmeni: Giovanni Canevari
Kurgu: Patrizio Marone
Tür: Komedi - Romantik Süre: 125 dk.
Yapım: 2010, İtalya
Gösterim tarihi: 19 Ağustos 2011

Kısa Bilgi: İtalya’da aşkın farklı hallerine bakış atan, romantik bir komedi.

Konusu:
İş için uzak bir sahil kasabasına gelen avukat, karısını ilk defa aldatan ünlü bir televizyoncu, en yakın arkadaşının kızına aşık olan Amerikalı. İtalya’da aşkın farklı hallerine bakış atan, romantik bir komedi.[/COLOR][/SIZE]

Bu konuyu yazdır

  Vampir cehennemi
Yazar: sıla - 08-19-2011, Saat: 10:17 AM - Forum: Vizyondakiler - Yorum Yok

vampir-cehennemi.jpg

[SIZE="3"][COLOR="DarkRed"]
Orjinal Adı: Stake Land

Yönetmen: Jim Mickle
Oyuncular: Connor Paolo, Nick Damici, Kelly McGillis, Bonnie Dennison, Danielle Harris
Senaryo: Nick Damici, Jim Mickle
Görüntü Yönetmeni: Ryan Samul
Müzik: Jeff Grace
Tür: Korku Süre: 98 dk.
Yapım: 2010, ABD
Gösterim tarihi: 19 Ağustos 2011

Kısa Bilgi: Vampir-zombilerin insanlığı ele geçirdiği bir dünya.

Konusu:
Medeniyetin çöktüğü bu kıyamet sonrası düzende, hayatta kalan çok az sayıda insan ise vampirlerden kaçarak yaşam savaşı vermektedir. Martin adlı bir genç de kendisini bu savaşın ortasında bulur. Ona ülkenin ‘Yeni Cennet’i olan kuzeye gitmesi için tek yardım edebilecek kişi acımasız bir vampir avcısı olan Mister’dir.[/COLOR][/SIZE]

Bu konuyu yazdır

  Arabalar 2
Yazar: sıla - 08-19-2011, Saat: 10:14 AM - Forum: Vizyondakiler - Yorum Yok

arabalar-2.jpg

[SIZE="3"][COLOR="Red"] Orjinal Adı: Cars 2

Yönetmen: John Lasseter ile Brad Lewis
Seslendirenler: Owen Wilson, Larry the Cable Guy, Michael Caine, Joe Mantegna, Emily Mortimer
Türkçe Seslendirme: Cem Yılmaz, Osman Gidişoğlu, Yekta Kopan, Ali Gül, Gülen Karaman, Altuğ Yücel
Senaryo: Ben Queen, John Lasseter, Brad Lewis, Dan Fogelman
Sanat Yönetmeni: Jay Shuster
Müzik: Michael Giacchino
Tür: Animasyon - Macera - Komedi Süre: 106 dk.
Yapım: 2011, ABD Dağıtım: UIP Filmcilik
Gösterim tarihi: 19 Ağustos 2011

Kısa Bilgi: Şimşek McQueen ve çekici Mater, dünyanın en hızlı araba yarışması için denizaşırı ülkelere gider.

Konusu:
Şimşek McQueen ve çekici Mater, dünyanın en hızlı arabasını belirlemek amacıyla düzenlenen yarışma için denizaşırı ülkelere gidince dostluklarını da yeni yerlere götürüyorlar. Fakat şampiyonluğa giden yol, Mater’in entrikalı bir maceraya girişmesiyle sürprizlerle dolar. Mater, ya Şimşek McQueen’e yardım edecektir ya da Finn McRoket ve Holley Shifwell’in yürüttüğü çok gizli görevde yer alacaktır.[/COLOR][/SIZE]

Bu konuyu yazdır

  Suikast
Yazar: sıla - 08-19-2011, Saat: 09:57 AM - Forum: Vizyondakiler - Yorum Yok

suikast.jpg

[SIZE="3"][COLOR="DarkGreen"]Orjinal Adı: The Conspirator

Yönetmen: Robert Redford
Oyuncular: James McAvoy, Robin Wright, Justin Long, Kevin Kline, Tom Wilkinson
Senaryo: James D. Solomon
Görüntü Yönetmeni: Newton Thomas Sigel
Müzik: Mark Isham
Tür: Tarihi - Dram Süre: 122 dk.
Yapım: 2010, ABD Dağıtım: Tiglon Film
Gösterim tarihi: 19 Ağustos 2011

Kısa Bilgi: Abraham Lincoln suikastinden sonra tutuklananlar ve mahkeme süreci.

Konusu:
Abraham Lincoln suikastinden sonra, yedi adam ve bir kadın, başkanı, başkan yardımcısını ve içişleri bakanını öldürmek için komplo kurmak suçundan tutuklanır. Aralarındaki tek kadın Mary, John ve diğerlerinin buluşup saldırıları hazırladıkları pansiyonun sahibidir. Avukat Frederick onu askeri mahkemede savunmayı başlangıçta gönülsüzce kabûl etmişken, dava ilerledikçe müvekkilinin suçsuz olabileceğini fark eder.[/COLOR][/SIZE]

Bu konuyu yazdır

  Patrondan Kurtulma Sanatı
Yazar: sıla - 08-19-2011, Saat: 09:51 AM - Forum: Vizyondakiler - Yorum Yok

Patrondan-Kurtulma-Sanati-1312786628.jpg

[SIZE="3"][COLOR="DarkSlateBlue"]Yapım: 2011 ~ ABD
Tür: Komedi, Suç
Yönetmen: Seth Gordon
Oyuncular: Colin Farrell, Jennifer Aniston, Kevin Spacey, Jamie Foxx, Jason Bateman, Donald Sutherland, Lindsay Sloane, Charlie Day, Meghan Markle, John Francis Daley, Jason Sudeikis, Chad Coleman, Celia Finkelstein, Dan Bakkedahl, Dawn Frances, Isaiah Mustafa, Jacqueline Buda, Jennifer Hasty, Kenyon Glover, Leo Azevedo, Michael Albala, Nastia Dekva, Nastia Walsh, P.J. Byrne, Travis Seaborn
Senaryo: John Francis Daley, Jonathan M. Goldstein, Michael Markowitz
Yapımcı: Brett Ratner, Jay Stern, Mary Rohlich, John Cheng, Diana Pokorny, John Rickard
Görüntü Yönetmeni: David Hennings
Müzik: Dana Sano, Libby Umstead
Süre: 1 saat 20 dk
Gösterim Tarihi: 12 Ağustos 2011 (Türkiye)

Konusu:
Yönetici adayı Nick Hendricks (Jason Bateman) fazlasıyla hak ettiği terfiyi alabilmek için günde 12 saat çalışmakta ve dengesiz amiri Dave Harken (Kevin Spacey) ne isterse yapmaktadır. Yine de bu terfinin asla gerçekleşmeyeceğini bilmektedir. Bir başka yerde, diş hekimi asistanı Dale Arbus (Charlie Day) diş hekimi Dr. Julia Harris’in (Jennifer Aniston) son zamanlarda iyice artan asılmaları karşısında özsaygısını yitirmemek için çabalamaktadır. Ve muhasebeci Kurt Buckman (Jason Sudeikis) şirketinin sahtekar yeni sahibi Bobby Pellit’in (Colin Farrell) onun kariyerini mahvetmeye kararlı olduğunu, ayrıca her şeyden habersiz bir insan topluluğunu toksik atığa maruz bırakmayı planladığını öğrenir.

Eğer patronunuz psikopatsa, ya da erkek avcısıysa ya da tam anlamıyla ahlaksızsa ne yapabilirsiniz?

İşten ayrılmak bir seçenek değildir. Bu canavarların durdurulması şarttır. Bu yüzden, fazladan bir kaç kadehin verdiği güçle, ve biraz da, sokaktaki karizması çok da sağlam olmayan tez canlı eski bir mahkumun (Jamie Foxx) kuşku verici tavsiyesiyle, üç kahramanımız dünyayı patronlarından sonsuza dek kurtulabilmek için dolambaçlı ama hataya yer bırakmayan bir plan yaparlar.
Fakat en iyi düşünülmüş planlar bile sadece onların ardındaki beyinler kadar iyidir.[/COLOR][/SIZE]


izlemem gereken bir film Big Grin

Bu konuyu yazdır

  Saklı Ruh
Yazar: sıla - 08-19-2011, Saat: 09:46 AM - Forum: Vizyondakiler - Yorum Yok

Hidden-3d-1312598996.jpg

[SIZE="3"][COLOR="Blue"]Yapım: 2011 ~ İtalya, Kanada
Tür: 3 Boyutlu, Gerilim, Korku
Yönetmen: Antoine Thomas, Jack Frost
Oyuncular: Devon Bostick, Cristina Rosato, Allan Kolman, Batuhan Kaya, Bjanka Murgel, çiğdem Sarıhan, Elliott Larson, Jason Blicker, Jordan Hayes, Sean Clement, Simonetta Solder
Senaryo: Coralina Cataldi-tassoni, Alan Smithy, Alana Smithy, Mariano Baino
Yapımcı: Don Carmody, Valérie D\'auteuil, Andrea Marotti, Danny Rossner, Alessandro Verdecchi, André Rouleau
Görüntü Yönetmeni: Benoit Beaulieu
Süre: 1 saat 45 dk
Gösterim Tarihi: 12 Ağustos 2011 (Türkiye)

Konusu:
İtalya ve Kanada ortak yapımcılığında İngilizce olarak çekilen film, ölümcül sırlar barındıran terk edilmiş bir deneysel tıp merkezini merkeze alıyor.[/COLOR][/SIZE]

Bu konuyu yazdır

  Kral Henry (Henri IV)
Yazar: sıla - 08-19-2011, Saat: 09:43 AM - Forum: Vizyondakiler - Yorum Yok

Henri-4-1302714850.jpg

[SIZE="3"][COLOR="DarkRed"]Yapım: 2010 ~ Almanya, ÇekCumhuriyeti, Fransa, İspanya
Tür: Dram, Romantik, Tarih
Yönetmen: Jo Baier
Oyuncular: Karl Markovics, Armelle Deutsch, Julien Boisselier, Roger Casamajor, Wotan Wilke Möhring, Aida Folch, André Hennicke, Andreas Schmidt, Antoine Monot Jr., Batuhan Kaya, Chloé Stefani, Christine Urspruch, Daniele Rizzo, Devid Striesow, Gabriela Maria Schmeide, Guido Föhrweißer, Hannelore Hoger, Joachim Król, Johannes Silberschneider, Karin Neuhäuser, Ludwig Skura, Manfred Schmid, Marta Calvó, Matt Zemlin, Sandra Hüller, Sven Pippig, Ulrich Noethen
Senaryo: Heinrich Mann, Cooky Ziesche, Jo Baier
Senaryo (Kitap): Heinrich Mann
Yapımcı: Ernst Petz, Veit Heiduschka, Jana Brandt, Jean Bigot, Regina Ziegler, Joan Antoni González, Carl Bergengruen, Gebhard Henke, Ralf Schmitz
Görüntü Yönetmeni: Gernot Roll
Müzik: Hans Zimmer, Henry Jackman
Süre: 2 saat 35 dk
Gösterim Tarihi: 12 Ağustos 2011 (Türkiye)

Konusu:
Fransa, 1563. Protestanlar ve Katolikler, inanç farklılıklarını mazeret göstererek, toprak ve iktidar için kıyasıya bir savaşa girmişlerdi. Protestanların başında Navarra Kralı Henri vardı. Ordusu Paris’e doğru ilerlerken, içindeki öfke yalnızca Katoliklere karşı değildi. Asıl intikam almak istediği, annesinin can düşmanı, Fransa Kraliçesi, Catherine De Medici’ydi. Medici Henri’ye, barışı sağlamak amacıyla, kızı Margot’un izdivacını teklif etti. Ancak düğünden sonra Paris tam bir kan gölüne dönmüştü. Henri, Aziz Barthelemy Katliamından sağ kurtulmuştu, ancak 4 yıl boyunca sarayda esir tutuldu. Fransa tahtına geçene kadar, canını ve askerlerini korumak için dinini değiştirmek zorunda bırakıldı. Tahta geçtikten sonra, Fransa topraklarında, monarşiyi yıkıp, düşünce ve inanç özgürlüğünü ilan ederek, ilk hümanist kral olarak tarihteki yerini almayı başardı.[/COLOR][/SIZE]

Bu konuyu yazdır

  Tarih: 11-20-2025, 09:37 AM