| Hoşgeldin, Ziyaretçi |
Sitemizden yararlanabilmek için Kayıt olmalısınız.
|
| Kimler Çevrimiçi |
Toplam: 297 kullanıcı aktif » 0 Kayıtlı » 293 Ziyaretçi Baidu, Bing, GoogleBot, Yandex
|
| Son Aktiviteler |
Araf Suresi 157. Ayet. On...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-18-2025, Saat: 12:06 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 13
|
İnancını Bu Dünyada Sorgu...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-16-2025, Saat: 03:19 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 20
|
Bizler İnatla, Atalarımız...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-15-2025, Saat: 05:11 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 21
|
Atatürk'ün Çocukluk Anıla...
Forum: Hayatı ve Anıları
Son Yorum: Serdar102
11-15-2025, Saat: 02:39 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 26
|
Ali İmran 78 -79. Ayetler...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-14-2025, Saat: 03:50 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 23
|
Günün Şiiri
Forum: Şiirler
Son Yorum: by-göçmenoğlu
11-14-2025, Saat: 10:13 AM
» Yorumlar: 9
» Okunma: 2,323
|
Adı Bende Saklı Sevgili.
Forum: Şiirler
Son Yorum: by-göçmenoğlu
11-14-2025, Saat: 09:41 AM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 27
|
Enfal Suresi 12. Ayet. ”V...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-12-2025, Saat: 04:03 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 27
|
Kendi Uydurmalarını Allah...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-09-2025, Saat: 04:22 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 40
|
Rivayetler Kur’an’ın Önün...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-08-2025, Saat: 11:25 AM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 33
|
|
|
| Bir Salkım Üzüm |
|
Yazar: ÐŽeşaren - 08-24-2011, Saat: 11:44 PM - Forum: Genel
- Yorum Yok
|
 |
Bir Salkım Üzüm
Bir Salkım Üzüm Yazısı - Bir Salkım Üzüm Sepkin Coşkun - Sepkin Coşkun Yazıları
Ya olduğun gibi görün yada göründüğün gibi ol...
MEVLANA...
Hangimiz acaba olduğumuz gibi görüne biliyoruz ki, ya da göründüğümüz gibi olabiliyoruz?
Yıllar önce almanya'ya ilk geldiğim dönemlerde komşumuz vardı, Çöpçüydü Hasan amca dört çocuğu vardı. Fakat çocuklarını param yok diye kreşe yollamazdı. Bir kelime bile almanca öğrenmeden okula başlardı cocuklar. kötü not gelince eve bir güzel Hasan amca tarafından azar işitirlerdi. Sesi ta bizim eve duyulurdu '' siz adam olmayacaksınız. Okumayın, okumayın da benim gibi çöpçü kalın''diye feryadı figan ederdi.
Hasan amcalar her iki yılda birkaç haftalığına Türkiye'ye giderler, ailesini, akrabalarını ziyaret ederler ve Vatan hasreti giderirlerdi çolukçocuk.
Bunların evinde aylar öncesinden bir kaos yaşanırdı. Emmiye, dayıya, komşuya, komşunun komşusuna hediyeler alınırdı.
Eski bir Ford kullanırdı aslında Hasan amca.
Ama tatil öncesi bankadan kredi çeker Mercedes alırdı. Döndükten sonra da yana döne satmak isterdi. Malum bankaya borçlanmıştı Hasan amca.
İki yıl boyunca o borcu öderdi sonra hadii baştan bir daha.
köyde ona '' oo Hasan bey sen baya Almancı olmuşsun, bakıyorum da durumun çok iyi, kız gibi arabayı çekmişsin altına'' dedikleri zaman, bu sözleri duymaktan haz alırdı Hasan amca. anlatırkende gururlanarak anlatırdı çünkü.
Çöpçü deyip geçmeyin, zor iş ve de onurlu iş herkesin kirlettiğini onlar temizliyor aslında, bunun için mükafatlandırmalı onları.
Ayrıca çöpte bulduğu işe yarar şeyleri toplardı, radyo, tv, vazo gibi eşyaları biriktirir, sonra bit pazarında satar, böylelikle aile bütçesine biraz daha katkıda bulunurdu.
Ah bir de hava olsun diye bu kadar eziyete katlanmasa belki daha rahat bir hayatı olurdu Hasan amcanın...
Bizim köyle Fatma teyze.
Bir gün köye gittiğinde bu bayana bağdan üzüm toplamış getirmişler '' sen oralarda böyle tatlı üzüm bulamazsın Fatma bacı bak bağdan geldi afiyet olsun'' diye ikram etmişler.
Fatma teyze çok kibar ya, '' bana bir çatal verin, biz üzümü orda çatalla yiyoruz'' demiş.
Ve bunun üstünden yıllar geçmiş köylüler dilden dile hala anlatıp gülüyorlar.
Köylü aklı diyip geçmemek lazım, onlar hepimizden akıllı. Bir bakışta bilirler kimin ne olduğunu.
Hem ne demiş Atatürk ''köylü milletin efendisidir'' bu sözün üzerine daha ne denir ...
Bir de, bize has galiba, bazı durumlar vardır.
misafir odalarımız vardır evde süslüpüslü, tertemiz hatta aylarca o mobilyaların boya kokusu gitmez üzerinden kollanılmıyor ya ondan olsa gerek.
Misafir gelecek de kapısı açılacak o odanın.
Evin hanımı gururla açar kapısını. buyur eder misafirini.
neden? o odada oturmak o evde yaşayanların hakkı değil de, sırf ayda, yılda gelen misafirin hakkı mı?
Taman kardeşim sen de otur misafirinde otursun, olmaz mı yani?
Yemek takımlarımız vardır misafire has, anlaşılır gibi değil kendime kullanmadığım bir şeyi başkası için neden saklayım ki, sırf gösteriş bunlar saçma sapan şeyler...
İnsanlık bu ya, her zaman aynı ruh halinde olamıyoruz.
hasta oluyoruz, moralimiz bozuk oluyor vs. Kendini en kötü hissettiğin bir anda bir tanıdıkla karşılaşırsın.
''Nasılsın''? diye sorar karşındaki. İlk cevap hemen bir maske takıp ona en iyi halimizi göstermek olur ''çok iyiyim'' oysa hiç iyi değilsin. Tamam o anda hayat hikayeni anlatmak zorunda değilsin kimseye ama '' son günlerde biraz problemliyim'' ya da ''biraz rahatsızım'' desen incilerin mi dökülecek, karşındaki de bir insan...
Ya da ağlarken birinin '' aa sen ağlıyor musun'' diye sorması ne yalan söyleyim çok gıcığıma gider.
Hemen toparlarız kendimizi 'yookk ağlamıyorum' diye bir savunmaya geçeriz. Ağlayan birine ağlıyor musun diye soran kadar komik duruma düşeriz o an...
Cenazemiz olur insan şöyle rahatça kendi içinde yaşayamaz acısını. Tabiki çok güzel gelmeleri, acını paylaşmaları harika bir duygu, insansız olmaz zaten. Rahmetli ninem '' ölünde de dirinde de'' inasan lazım derdi.
Ama gelip, saatlerce oturup ve her birinin ayrı bir senaryo yazması kötü. ''yok şöyle olsaydı, yok böyle olsaydı'' da olmazdı sanki gibisinden.
Ya, güzel insanlar, olan olmuş, giden gitmiş susun artık gidin evinize. Olanla ölene çare yoktur bilmez misiniz.
Bırakında insanlar acısını içinde yaşasın ve kabullene bilsin. Ama yinede bunlar istisna tabi, böyle zamanlarda Allah kimseyi yalnız koymasın. bunun altını çizmek lazım...
Bizim spiikerimiz de bize benzer, gerçi eskidi bu ama yinede söylemeden geçemeyeceğim
Hatırlarsınız kaza geçirmiş kan revan içinde bir yaralıya '' acı var mı acı '' diye sormuştu sevgili abim...
Bir de bazı olaylar olur katıla katıla gülmek istersin ve o an hemen birinden bir ikaz gelir
'' çok güldünüz başınıza bir iş gelecek susun artık '' diye.
Allah aşkına gülmekten güzel şey var mı ki başa iş açsın.
Ee üzümü çatalla yiyen birine gülünür başka ne yapılır ki...
Keşke hepimiz ya olduğumuz gibi görüne bilsek ya da göründüğümüz gibi olsak, ne güzel olurdu her şey...
Sepkin Coşkun
|
|
|
| Pilli Bebek - Gündüz Yüzlü Kız |
|
Yazar: ÐŽeşaren - 08-24-2011, Saat: 11:38 PM - Forum: Online Videolar
- Yorum Yok
|
 |
[YT]Mlj5IQvZgyU&feature=feedlik[/YT]
Göz kırptı bir yıldız, yoksa ben mi öyle sandım
Geceyi uyutan <ADKLIK id=adklik0>günd</ADKLIK>üz yüzlü kız, yıldızlar dürttü seni andım
Bir evin vardı yokuş başında, orda derip çatardın günlerini
Şiddet içeren filmleri seyredemez yaşında
Bir gün kırılmış buldun ellerini
Geceyi uyutan gündüz yüzlü kız, yıldızlar dürttü seni andım
Geceleri heceledin, gündüzleri bocaladın
Bir kendini dinledin, bir de eli dinledin
Hiçbir şey anlamadın, hiçbir şey anlamadın
Geceyi uyutan gündüz yüzlü kız, yıldızlar dürttü seni andım
Geceyi uyutan gündüz yüzlü kız, yıldızlar dürttü seni andım
Geceyi uyutan gündüz yüzlü kız, seni içime gömdüm
|
|
|
| Her Vakit Bir Yanış.. |
|
Yazar: ÐŽeşaren - 08-24-2011, Saat: 11:36 PM - Forum: İslam
- Yorum Yok
|
 |
Her Vakit Bir Yanış..
“Aşk derdidir cihanda âşıka maksûd olan
Vasl-ı dilberdir hemîn bu dâr-ı dünyadan murâd” (Avnî: Fâtih Sultan Mehmed)
(Cihanda âşıka gereken şey aşk derdidir. Nitekim bu dünya evinden maksat da sevgiliye vuslattır.)
Ezân sesi duyuldu âşık bir anda silkindi…
“Ezan sesleri kalbimin mescidine öyle muhrik gelir ki onun tesiri ile gönül mâbedimin kapısı aşk ateşiyle yanar durur.” (Hazret-i Mevlânâ)
Suya koştu. Su harâreti keser fakat bu âşığın ateşini artırdıkça artırdı. Vuslatın dalına konacaksın ne de olsa mübârek olsun hey âşık. Bizi de al yanına bu kavurucu dünya çölleri bizi acımasızca yakmada. Gel bize bir nazar et de biz de yanalım aşkına... Hey âşık durma hadi uç öz vatanına… Bu çöllerde serap gördük hep onlarla avunduk. Derya deniz zannettiğimiz bataklıklarda kaldık. Meğer susuz kalmış olan biz suya kanan senmişsin. Hadi uç gayri durma buralarda…
Bizi de al yanına fakat bu ayağımıza bağlı prangalarla ne sen olabiliriz ne de yakınına gelebiliriz. Hadi durma uç öz yurduna ezel şarâbının mest-i hayranı olan âşık uç!
Kıyâma durdu. Rûhu yükseldi yükseldi… Uğruna zamanların mekânların ve maddenin acımasızca harcandığı bütün köleliklerin üzerinden baktı. Özgürlüğünü haykırdı.
“Ancak Sana kulluk eder ve ancak Sen’den yardım dileriz.” (el-Fâtihâ 5)
Başını eğdi huzuruna doyamadığı sevgilisinin önünde… “Ben batanları solanları kaybolanları sevmem” diyen İbrahim -aleyhisselâm- gibi büyük bir övgüyle:
“Azîm olan Allâh’ım!.. Sen her türlü kusur ve noksandan münezzehsin.” dedi.
Secdeye baş koydu. Hasret kalan sevgililerin buluşma ânında dökülen gözyaşları gibi feryat edercesine hıçkırıklara boğuldu.
“…Secde et ve yaklaş!” (el-Alâk 19) âyetinin sırrında kayboldu öldü dirildi sevdi sevildi eridi nûra garkoldu…
“Bize doğru yolu gösteren bizi kötülüklerden alıkoyan namaz beş vakitte kılınır. Hâlbuki âşıklar dâimâ namazdadırlar! O gönüllerindeki aşk başlarındaki ilâhî sevgi ne beş vakitle yatışır ne de beş yüz bin vakitle geçer gider!” (Hazret-i Mevlânâ)
Ayşegül Zobi
|
|
|
| Namazdaki İşaretleri Gör |
|
Yazar: ÐŽeşaren - 08-24-2011, Saat: 11:35 PM - Forum: İslam
- Yorum Yok
|
 |
Tekbir getirince kurbanlık koç gibi âlemden çıkarsın Ey ulu tekbirin manası şudur :
“Yarabbi huzurunda kurbanız!…”Hani koyun keserken ”Allahu Ekber-Allahu Ekber” dersin ya!…O ölesice nefsini keserken de bu söz söylenirAllahu Ekber de de; vehmî benliğinin başını kes ki can mahvolmaktan kurtulsun Ten; İsmail’e Can; Halil’e benzer Can yaptırdığı bu senin bedeninde tekbir getirdiğinde; ten kesilir yani beden kaydından çıkar şehvetlerden hırslardan kurtulur besmeleyle kesilmiş temiz bir kurban haline gelirKıyamette olduğu gibi Hak huzurunda saf tutulur Hesaba rabbi ile konuşup görüşmeye geçilir ALLAH huzurunda gözyaşı dökerek ayakta durmak kıyamet gününde kabirden kalkıp mahşer yerinde dikilmeye benzerHak :- Sana bunca zamandır mühlet verdim bana ne getirdin?… Ömrünü ne ile geçirdin verdiğim gıdayı ihsan ettiğim kuvveti ne uğurunda harcadın? Gözünü kulağını aklını arşa ait bütün cevherleri harcadın… bunlara karşılık ne getirdin?… Sana kazma ve bel gibi el ve ayaklar verdim bağışladığım bunca şeye karşılık ne var elinde neler getirdin bana?…derKıyamda iken kula gelen bu haberlerden kul utanır iki büklüm olur Rükûa varır Utanmaktan ayakta duramaya kudreti kalmaz rükûda ALLAH’ı tesbih ederALLAH’tan:- Başını kaldır rükûdan kıyama dön de sorulara birer birer cevap ver fermanı gelirO utanan kul rükûdan başını kaldırırfakat olgun bir iş yapmamış olduğundan yüzüstü yere düşerYine emir gelir:- Başını kaldır Secdeden kalk da yaptıklarından haber ver!…Tekrar utana utana başını kaldırır ama yine yılan gibi yüz üstü düşüverirHak tekrar sorar:- Başını kaldır da söyle kıldan kıla bütün yaptıklarını araştırmak istiyorum!…Artık ayakta durmaya kudreti kalmadığından Hakk’ın heybetli hitabı da canına tesir etmiş olduğundan o ağır yükün altında ezilir yere çöker otururHak:- Söyle bana ; sana nimet verdim nasıl şükrettin?… Sermaye verdim haydi göster kazandığını?… derKul sağ yanına dönüp peygamberlere o ululara selam verip :- Padişahlar bu kötü kişiye şefaat edin derPeygamberler:- Çareye baş vuracak gün geçti O orada yapılacak bir şeydi Elde alet oradaydı orada kalda A bahtsız kişi git oradan! Sen vakitsiz öten bir horozsun Bırak bizi kanımıza bulaşma derlerBunun üzerine sol tarafa başını çevirir Hısımından akrabasından yardım isterOnlar da:- Sus!… ALLAH’a kendin cevap ver Biz kim oluyoruz ki? Elini çek yakamızdan derlerNe bu yandan bir çare olur ne o yandan O biçarenin canı da yüz parça olur Herkesten ümidini keser de ellerini açar duaya başlar :- Yarabbi!… Herkesten ümidim kesildi Evvel de sensin âhir de Senden başka önü sonu olmayan yok!…Namazdaki bu hoş işaretleri gör de bunun eninde sonunda böyle olacağını bil Namaz yumurtasından civcivi çıkarmaya bak!… Yoksa; tane toplayan yolsuz yordamsız kuş gibi yere başvurup durma!…
Mesnevi
|
|
|
|