| Hoşgeldin, Ziyaretçi |
Sitemizden yararlanabilmek için Kayıt olmalısınız.
|
| Kimler Çevrimiçi |
Toplam: 263 kullanıcı aktif » 0 Kayıtlı » 259 Ziyaretçi Baidu, Bing, GoogleBot, Yandex
|
| Son Aktiviteler |
Rivayetler Kur’an’ın Önün...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
, Saat: 11:25 AM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 9
|
Günümüzde bizlerin öyle b...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-07-2025, Saat: 04:14 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 15
|
Maide Suresi 41-42-43-44....
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-06-2025, Saat: 12:42 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 22
|
Allah’tan Başka VELİLER E...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-05-2025, Saat: 11:29 AM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 23
|
Bizlere Öğretilenleri, Ku...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-04-2025, Saat: 05:42 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 22
|
Nisa Suresi 34. Ayet Ve K...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-03-2025, Saat: 05:00 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 26
|
Allah Biz Kullarını Resul...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-03-2025, Saat: 11:29 AM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 19
|
Kamer Suresi 17-22. Maide...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-01-2025, Saat: 01:12 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 32
|
Allah Neden Bazı Ayetlerd...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
10-31-2025, Saat: 10:58 AM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 33
|
Nisa Suresi 153. Ayet Üze...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
10-27-2025, Saat: 04:08 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 40
|
|
|
| Koç 10.04.2012 |
|
Yazar: ZencefiL - 04-10-2012, Saat: 11:40 AM - Forum: Koç
- Yorumlar (2)
|
 |
Aşk hayatınız iyimser bir döneme giriyor. Kendinizi çekici hissedecek ve bu durum dış görünüşünüzü de olumlu etkileyecek. İş hayatınızda yeni girişimler yapmak için riske girmeye hazırsınız. Fakat aldığınız sorumluluklar sizi engelliyor. Soğukkanlı tutumunuz nedeniyle karar vermekte zorlanıyorsunuz. Evinizde yapmak istediğiniz değişimler için parasal kaynaklara ihtiyacınız olabilir. Önümüzdeki günlerde, böbreklerinizle ilgili sorunlar çıkabilir, dikkat edin
|
|
|
| Sen ve Ben... |
|
Yazar: acemhe - 04-09-2012, Saat: 10:31 PM - Forum: Aşk Hikayeleri
- Yorum Yok
|
 |
Fırtınalı bir hayatın ortasında birleştik. Sen, kendine yakın bulduğun insanların sana yaptığı hatalardan şikayet ediyordun., bense uzun yıllar acısını çektiğim bir aşkın yaralarını sarmaya çalışıyordum.
İyi birer dosttuk, her şeyi paylaşır olmuştuk. Bu yakınlaşmamızın kısa bir sürede olmasına rağmen zamanım öyle tatlı, öyle güzle geçiyordu ki ben içimdeki kıpırdanmalardan habersizdim.
Sanki rüyadaydım, gözlerimi açtığımda dostluğun yerini aşk almıştı. Kendimi tutamamıştım işte.
Duygularıma hakim olamamıştım. Sen benim aşkım, bense senin dostundum artık. Sana aşık olduğumdan habersizdin. İçimdeki volkan öyle taşmıştı ki patlamak için sabırsızlanıyordu.
Sonunda o gün gelip çatmıştı. Bütün duygularımı bütün hislerimi açıklamıştım ben sana. Sense bana sadece şaşkın bir ifadeyle bunların yalan ve şakadan ibaret olması için yalvarmıştın.
Bende sana bunların ne şaka ne de yalan olduğunu üstüne basa basa vurgulamıştım. İçim rahatlamıştı. Çünkü bir insana ‘’ seni seviyorum ‘’ demek kolay bir iş değildi. Yürek isterdi. Ben bu işi becerememiştim ama sonucuna da katlanmak elimde değildi. Çünkü asıl olan benim için bugündü ve ben bugün sana söylemem gereken şeyleri yarına bırakmamıştım. Yarın böyle bir fırsatın elime geçeceğini düşünerek bütün her şeyi açıklamıştım.
Dünya fani her an her şey olabilir bizim dünyamızda... Şimdi içim çok rahat ama bir o kadar da huzursuzum. Çünkü bunları sana anlatınca suçlu ben oldum. Şimdi o eski günleri arıyorum, hiç sebepsiz, ani ayrılışın şokunu üzerimden atamamamın sonucundandır. Ve zaman eskiden öyle güzel öyle tatlı geçerken şimdilerde, bin bir azap bin bir acıyla geçiyor.
O günün üstünden çok zaman geçti. Şimdi ben senden benim olmanı değil bana biraz hak vermeni istiyorum. Bana duyduğun nefreti duygularımın üstünden çekmen için yalvarıyorum. Bana ne kadar kızsan ne kadar nefret etsen de ben seni yine de seviyorum. Duydun değil mi? Seni seviyorum.
|
|
|
| Gitme ... Kal Bu Gece ... |
|
Yazar: acemhe - 04-09-2012, Saat: 09:47 PM - Forum: Aşk Hikayeleri
- Yorumlar (2)
|
 |
Alıntı:Gİtme kal bu gece ..Yanımda ol ..En
güzel kokularını sürün bu gece...En güzel elbiseni giy bu gece.. Bir mum ısıgı
yak odana..Saclarını cöz..Pencereni arala esen rüzgarda dagılsın mis kokulu
sacların..Basını koy gögsüme..Bagrıma yaslan ve gözlerini kapa ve anlat tüm
mutluluklarını bana..Hayallerini ve yasamak isteyipte simdiye kadar
yasayamadıgın tüm seylerini anlat bana..Agla biraz; senin gözbebeklerinden
süzülen gözyaslarını narin ellerimle sileyim..Gülümse biraz ; senin tatlı
gülüşlerinle bende gülümseyeyim..Cocuklugunu anlat yaramazlıklarını söyle
bana..Canımsın sen benim, kokunda Cennetin en güzel kokularını
bileyim..Biricigim sen benim, dudaklarındaki kor ates hissedeyim..Gözbebegimsin
sen benim , günesi sende bilip yarınlarımda senin hayallerinde
yasayayım.Dizlerinde uyumak isterim ama seninle uyumak istemiyorum seninle
sabahın ilk ısıklarını görmek istiyorum..Bir an rüzgarda üsüse bedenim kollarını
ac delice sarılayım..Anlattıgın tüm mutluluklarda seninle mutlu
olayım...Agladıgın tüm satırlarda bende gözbebeklerimi ıslatayım..Sarkıların en
güzelini senin icin dinleyeyim.Eger okyanus misali kalbinden bir damla sevgi
ayırdıysan bana, ayrı kentlerin aynı sabahında aynı sevdaya nefes alıyorsak
birbirimizi ne kadar cok seviyormusuz demek ki..Soframdaki asım, bereketli
ekmegim, bohcamdaki katıgım ve yarınlarımdaki umutsıgımsın sen benim.Meger ne
susamısım senin sevgine. Senin sevgini kana kana ictigimi bil.Aglarsam bir gün
gözbebeklerimi narin ellerinle sil..
Rüzgarı kabul et..Esen her rüzgarla
mutlulukların en güzelini bırakacagım yanına..Kücücük ellerinel tutuver soguk
elllerimi..Ürkek ceylana benzer yüregime Cennetin en güzel meleginin kalbini
yani kendi kalbini bırakıver bu gece..Hadi sahile inelim.Bak karsıda yasadıgın
koca sehrin ısıkları yanıyor..Ayaklarımıza denizin mutluluk dalgaları
vuruyor..Gelen her dalgada sevgimize bir mutluluk daha eklensin..Esen her yelde
sana Cennetin en güzel ciceklerin kokusunu hediye edeyim..Yıldızlara gülümse bu
gece yıldızların en parlaklarından sana bir tac yapıp o güzel saclarını
süsleyeyim..Avuclarını ac bulutların arasından tenine düsen her damlada mutluluk
olup düsecegim..Yak bir sigara daha..İcine cektigin her nefeste ben olayım..Ama
cigerlerine cek dumanını...Hep orda kalayım ben..Seninle huzur buluyorum.Sana
yazdıgım siirlerin her bir kelimesinde ayrı seviyorum seni...Yagmurdan sonra
gökkusagında acan tüm renklerde sevgini buluyorum.
Zordur
sevmeler..Ölümle yasam arasındaki ince cizgiye benzer sevgiler..Ayrılıklarda
ölümü; mutluluklarda ise en güzel sevgi diye bilirsin..Acılarının icinde bile
yarınlarındaki mutluluklarına bir mumısıgı yak..Yasadıgın mutlulukları kendine
kar say..Cünkü hayat o kadar kısa ki zamanın vuslatında nerde ne zaman bu
dünyadan gidecegimiz belli degil.
Seni sevmenin bedeli olarak canım
istense kosa kosa giderim Azrail' e.Pembe kösşkler, süslü şiirler vaat edemem
ama seni bir ömürboyu sevebilecek bir kalbi verebilirim sana..Benimle yasarken
uzaklarda zannetme beni..Ben bir nefes kadar yakın olacagım sana...GÜldügünde
bir gülüsün olup mutsuz insanlarin kalbine düsecegim..Aglarsan bir gün
gözbebeklerinden süzülip Cennetin bahcelerinde bir gül olup sevgiyi
anlatacagım..Belki mutlulukları yasarken zorluklar cıkacak karsına..Nefesin
daralacak zamanın derinliginde..Canında bezeceksin belki de ..Ama ben bir nefes
kadar hemen yanıbasında olacagım...Sakın pes etme..Gözlerini görmesem de
gözlerindeki rengarenk yasama sevincleri hissedecegim.Kokunu bilemesemde
Cennetin en kokusu oldugunu hatırlayıp esen her rüzgarda senin kokunu
arayacagım..Aşkın bedeli sorgulama..Sadece yasa beni..
BU gece yıldız
yıldız düsecegim avuclarına..Bir yagmur danesi olup damla damla tenine
düsecegim..Sadece simdi seviyor ve seviliyorsan sende sev seni senden cok
seveni..Sevgi varsa eger kalbinde ne gecmisindeki pişmanlıkları hatırla ne de
gelecegindeki günler bekle..Sadece bugündeki mutlulukların icindeki ben' deki
sevgilerine sarıl..Delice arzuladıgın ve kollarında olmaktan pişman olmadıgın ve
sesini duydugunda titredigin ve gözlerin icine bakmaktan usanmadıgın birisine
sevginin en güzelini yani kalbini ver..Ellerini acıp seni sen diye bekleyeni
sende bekletme..
Hadi bu gece sarıl mutluluklarındaki en güzel
sevdigine..Rüyalara uzanıp hic kalkmayalım..Sabah kalktıgımızda senin gül
yüzünle güne merhaba diyecegim..Sen uyurken bu kentin en güzel ciceklerini
toplayıp yatagına serecegim..Geçecegin tüm yollara ugrayıp mutluluklarla
süsleyecegim..Yazdıgım tüm siirlerde sana ait birseyler var...Her kelimede ayrı
sevdim seni..
Gece kabuslardan uıyanıp aglarsam gözbebeklerimdeki
gözyaslarımı siler misin? Sabah uyandıgında tatlı sesinden " seni seviyorum
canım " diye seslenir misin ? Bu gece gitme kal yanımda...Senin dizlerinde
uyuyakalayım..senin sevginde yasayayım...Son nefesimi senin yanında alayım..
|
|
|
| Bugün Senden Konuştuk... * Candan Ünal |
|
Yazar: acemhe - 04-09-2012, Saat: 09:33 PM - Forum: Makale
- Yorumlar (1)
|
 |
Bu aşkın hakkı değildi böyle gitmek, bu aşkın hakkı değildin sen… Belki de böyle aşık olmak benim hakkım değildi, kim bilir? Veya tam da hak ettiğimiz yerdeydik…
Ne zaman adını ansam, ne zaman seninle ilgili birini görsem, boğazımın orta yerinde bir şeyler düğümleniyor. Seni anlatıyorlar ya bana, ağrıma gidiyor. Seni birinden dinlemek ağır iş, insanın çocuğunu başkasının büyütmesi gibi….
Sık sık küfür ediyorum ardından, muhtemelen hissediyorsundur. Bir gece yarısı mesela, kalbini bir şey sıkıyordur, daralıyorsundur da, adını koyamıyorsundur….
Bir de teşekkür ediyorum sessizce. Seninle yüz yüze geldiğimizde söyler miyim? Asla! Zaten yüksekte duran ve önünü görmeni engelleyen egonu daha da şişirmemek için söylemem ama teşekkür ediyorum.
Bütün yaşanmışlıklarım arasında, şimdi ben olmama sebep olan ve hayatımın altında büyük harflerle imzası duran sen olduğun için…
Yaptıklarımızı düşünüyorum, anılarımızı, yüzümde tuhaf bir tebessüm oluşuyor. Gözlerim doluyor, burnumun direği sızım sızım sızlıyor. Neden bir türlü başaramadığımızı düşünüyorum, aklım almıyor. Bir insanın böyle sevilmeyi neden eliyle ittiğini aklım almıyor.
Sonra kendimi düşünüyorum. Defalarca benzer hataları yapan birini neden defalarca affettiğimi de aklım almıyor. Kendime kızıyorum. Biraz sana bağırıyorum aklımda, biraz kendime bağırıyorum.
Sen duymasan da helalleşiyorum içten içe, seninle olan hesabımı kapatıyorum. Ne alacağımız kalsın birbirimize, ne vereceğimiz diye; hem bu dünya için, hem ahret için bütün yaptıklarımızı eşitliyorum. Seni affediyorum… Kendimi ise henüz affetmedim….
Candan Ünal
|
|
|
| Saçı Kalınlaştıran, Uzatan Ürün Yoktur! |
|
Yazar: Sağlı@k ve Yaşam - 04-09-2012, Saat: 05:01 PM - Forum: Güzellik
- Yorum Yok
|
 |
Kadınların ortak sorunu; saçlarının uzamaması ve çabuk
kırılmasıdır. Özellikle sık saçını boyatan, kimyasal işlemler uygulayan
(perma, düzleştirme), fön ve maşalarla şekil veren kişilerde bu sorun
daha sık yaşanmaktadır.
Burcu Çayözü
Akademi Saç Terapi Merkezi
Saç Sağlığı Uzm. (Trikolojist)
Saçın uzama evresi her kişide farklı olmasına rağmen ayda ortalama
0,5-1,5 cm arası uzamaktadır. Erkeklerde saç uzama evresi daha hızlı
iken kadınlarda daha yavaştır. Ancak kadınların saçı erkeklere göre daha
uzun süre büyüme evresinde kalır. Bu nedenle saçı beline kadar uzayan
kişiler çoğunlukla kadınlardır.
‘Saçı kalınlaştıran ve uzatan ürün’ sloganlarının gerçekle ilgisi
yoktur. Saçın uzama hızı-süresi; genetik ve yapısaldır. Saçı sadece
omzuna kadar uzayan veya geçmiş dönemde uzadığı halde uzaması duran
kişilerde bunun nedeni içsel ve dışsal faktörlere bağlı olabilir. Saçın
kırılması ve kopması besin alımındaki soruna işarettir. Saçın kolay
kırılması; kişinin iyi beslenmediği veya yeterli miktarda besin
alamadığının göstergesidir. Bu durumda ilk olarak değerlendirilmesi
gereken besin dengesi ve kan değerleri olmalıdır. Bunun yanısıra saç
derisi genel sağlığını yitirdiğinde (saç derisinde kepek- aşırı yağlanma
oluşuyorsa) saç derisi tıkanıp saç yaşamsal fonksiyonlarını
yavaşlatabilir. Bu durumda saç iyi beslenemez, uzama evresi ve dış
kalitesi olumsuz etkilenir.
Saçı Kalınlaştıran, Uzatan Ürün Yoktur!
Saçın dış kısmındaki sorunlar ürünlerle bir noktaya kadar
onarılabilir. İnce bir saçı kalınlaştıran veya daha hızlı uzatan bir
ürün yoktur. Saçların dış kısmı ölüdür. Ancak saç eskiden sağlıklıysa ve
kolay uzayabiliyorsa uzman yardımıyla eski kalitesine dönmesi
sağlanabilir. Bu da ancak saç yapısının “saç çıkarken†sağlıklı olmasını
sağlamakla mümkün olur. Kalıcı fark ancak yeni çıkan saçların sağlıklı
olmasıyla elde edilebilir. Tüm saçlar yeni saçlarla yer
değiştirmektedir. Önemli olan yeni gelen saçların, sağlıklı ve güçlü
yapısının korunmasıdır.
Sağlıklı Saç=Sağlıklı Beslenme
Saçın daha sağlıklı ve sağlam olması istendiğinde öncelikle
protein açısından zengin ve dengeli beslenmek gerekir. Bununla birlikte
kan değerlerinin iyi olmasına özen gösterilmelidir. Demir ve kan
değerlerinde (B-12, Biotin, Folik asit, Çinko) eksikliği olmamalıdır.
Doğru sıklıkta ve kaliteli şampuanla yıkama, krem ve bakım ürünleri
kullanmak saç yapısının güçlü kalmasına yardımcı olur. Saç derisinin
temiz ve sağlıklı olması da kalitesi için önemlidir. Bu arada boya
işlemlerini uzun aralıklarla yaptırmak faydalı olacaktır. Saçı sık
boyamak zorunda olan kişilerin ağırlıklı dip boya tercih etmeleri ve
saçın dış kısmını 3-4 ay aralıklı sürelerde tam boya yaparak boyamaları
saçın kurumasını ve yıpranmasını önleyecektir. Ayrıca saça sık uygulanan
fön, maşa ve düzleştiriciler gibi sıcak işlemler yıpratıcı etkiye
sahiptir. Bu işlemleri sayıca azaltmak, sıcak işlemler öncesi saçın
sıcağa dayanıklılığını artıran tonikler kullanmak faydalı olacaktır.
|
|
|
| Ey Yüreğim Şimdi Gitme Zamanı |
|
Yazar: Orhan-38 - 04-09-2012, Saat: 02:58 PM - Forum: Aşk Mektupları
- Yorumlar (1)
|
 |
Yüreğim...sadece ve sessizce dinle ve selam et yüreğim sevdaya aşka dair ne varsa hepsine selam et...Bir yalvarışla çıkmıştık yola biz...bir haykırışla...umutlarımızı anlatmıştık susayan gönüllere biz sevdanın esiriydik yüreğim biz aşk askeriydik... Şimdi bir köşede bükükse boynumuz ağlıyorsak hala,incilmişsek yine toparlanma zamanı yüreğim bu yolda acının adını gül koyduk biz zehirin adını bal koyduk biz itselerde, herkesi dost bildik biz bilelim yüreğim hep böyle bilelim biz... Dertlere siper olma zamanı,gönüllerde sevda olma zamanı..yüreğim kışın bahar olma zamanı....
hadi bir umut yine kalkalım ayağa hadi silelim gözyaşlarımızı kimse görmesin bilmesin ağladığımızı dostumuz olan geceyi bekleyelim yüreğim ve de bizi yalnız bırakmayan yıldızlarımızı onları dost seçtik biz kendimize çünkü hem çok uzaktırlar hemde çok yakındırlar ve de ışıklarıyla geceyi ne güzel aydınlatırlar örtsün yüreğim gece bütün yaralarımızı saklasın bizim gözyaşlarımızı elimizi kaldırdık ya semaya biz....UNUTMA yüreğim biz istedik aşık olmayı RABBİMİZDEN...biz istedik dertleri can-ı gönülden...gelsin dedik...sevginin fedakarlığı olacaktı elbet.... Yüreğim aşıklar için burası sadece bir gölgelikti..yani o kadar kısaydı..O yüzden aşıklar buraya hiç kıymet vermediler....kimseyi incitmediler..değmezdi ki zaten bir gölgelikti bura onlar için...onların yurdu aşıklar diyarıydı.....ne kadar uzağız dimi yüreğim oraya..gayret yüreğim...gayret ve az sabret yüreğim....kapı kapı dolaşma zamanı şimdi...sevginin sahibini anlatmak için...kovulsak ta anlatma zamanı yüreğim aşkın sahibini tanıtmak için...anlatalım haykıralım ve yanalım yüreğim...nereye gidiyor bu insanlar diye....ağlayalım yüreğim ağlayalım...bize sevgiyi öğretmişti RABBİM....sevgiyi tanımamız için bize anne baba eş dost göndermişti.....ama bunlar araçtı yüreğim...basamak basamak HAKKA ulaşmak için....sevmekti yüreğim sadece onun için.... Hüzün mevsiminde dökülen yaprak gibiyiz....savrulduk her yere..kaybettik benliğimizi..unuttuk nerden geldiğimizi ve nereye gittiğimizi....ve şimdi yüreğim....hatırlama ve hatırlatma zamanı...gözler sahtelikleri gördü hep..eller sahteye uzandı hep...kaç el yetim başını okşuyor yüreğim...kaç el bir gözyaşı siliyor....oysaki bu eller bize yüreklere dokunmak için verilmişti...ve kaçımız şimdi gerçekleri görüyor..kaçımız işine geleni görüyor....oysa yüreğim bu gözler hakkı görmek için verilmemişmiydi.....ve kaçımızın kulağında sevgi sözcükleri çınlıyor....kaçımız iyi şeyler duyuyoruz..oysa bunların hepsi bize bir duyguyu büsbütün yaşamak için verilmişti....aşk...işte ozaman göz onu görürdü,kulak onu duyardı,ayak ona varırdı,el ona uzanırdı...... Hasret yükünü sırtlayarak çok yollar aldık...gözyaşlarımızı gönlümüze akıttık...ve yüreğim senle beraber kanadık,acıtıldık,incitildik,itildik..... varsın yapsınlar yüreğim....biz burda kalıcı değiliz...varsın yapsınlar yüreğim biz lanet edici değiliz....her şeyi gören her şeyi görüyor yüreğim...sen üzülme...mahzun olma.... Umut hayalimiz olsun..sevdamız sermayemiz olsun...gözlerimiz ışığımız olsun...sözümüz özümüz olsun...halimiz aşkımız olsun...benliğimiz hak esiri olsun.....güneşimiz rüyamız olsun....ve bir gün öldüğümüzde adımız aşık konsun.....hep diyorum ve hep diyeceğim yüreğim sanma aşk kolay değildir....aşıklar diyarınaavarmak kolay değildir...bedelde herşeyi ister....aşıklar kendilerini düşünmezlerdi kendileri yoktuki zaten onlar hiç buraya ait olmadılarki....onların yaşadığı acıları yaşamadan bu yolda sana yol yok yüreğim..yol yok...
''Gönderilmemiş aşk mektupları''
|
|
|
| Haykırıyorum Sana Eyy Hayat..!! |
|
Yazar: Orhan-38 - 04-09-2012, Saat: 02:46 PM - Forum: Haykır
- Yorum Yok
|
 |
Çare olacak mı, yaşadıklarımı haykırsam Kainattaki tüm canlılara.. Çare olacak mı, yaşadığım umutsuzluklarımı Kağıda döksem, birer birer.. Dağa, taşa, suya, kayaya anlatsam...Gönlümden kopup,gözümden taşan yaşlara Denizdeki dalgalara Gök yüzündeki,gündüz bulut, gece yıldızlara Yada yerdeki çimene,çiçeğe Börtü, böceğe, toprak, suya...Çare olacak mı, ağıt yaksam Türkü söylesem,dağda,taşta Çölde gezsem, serap görsem Bunca yaşanmışlığın ardından Hayattaki hayasızlığı protesto etsem!...Bi faydası olurmu ki O devrilen kocaman yılların ardından Geride kalan bezginliğe Umutla beklediğim,umutsuzluklara Savaş alanına dönen ömrüme Bitip tükenen, gün, ay ve yıllara Giden güzelliklere...Çare olacak mı yakalayamadığım mutluluğu Geri getirmeye haykırsam! ... İşte bütün gücümle haykırıyorum ...Hayata... !.Çaresizim....mutsuzum ey hayat...Bütün haykırışlarım sana...!!!!
|
|
|
| Bırak Bari Bu Sefer Bırak...! |
|
Yazar: Orhan-38 - 04-09-2012, Saat: 12:14 PM - Forum: Şiirler
- Yorum Yok
|
 |
Bırak,Bari bu sefer bırak.
Aşkın yarattığı taşkınlığın
Sana yakışıp yakışmadığını tartmayı bırak.
Bu sefer,
Sana yakıştığını düşündüğünden
Daha da fazlasıyla taşarak coş.
Tıpkı,
Bir havuzu köpürerek dolduran çeşme misali,
Aşkla taşarak, akmanı izleyeceğim
Bırak,
Bari bu sefer bırak.
İçinde uyanan renkleri,
Uyumla sergilemeye çalışan özeni bırak.
Nasıl ki; Güneş yağmura rast geldiğinde
Gökyüzüne,
Rengârenk bir gökkuşağı seriyor.
Sen de utanma,
Hadi!
Kendine yakıştırdığın renklere boyanışını izleyeceğim.
Tıpkı,
Rengârenk boyalı yüzünden utanmadan
Sahneye çıkan palyaçoları izler gibi,
Yaptığın şakaları, gürültülü gülüşümle alkışlayacağım.
Yüzündeki her mimiğin, gözündeki her gülüşün
Ayrı bir renge boyanışını izleyeceğim.
Bırak,
Bari bu sefer bırak.
Geçmişin gölgesinde, yabani otlar gibi büyüttüğün
Arsızca, ruhunu saran korkularını bırak.
Çekingenliğini, sessizliğe gizlemeyi bırak.
Konuştuğunda savurduğun sözcükler,
Beğenini, beklentilerini gün ışığına çıkardığında
Ellerim sana uzanıyor olacak.
Tıpkı,
Güneş ışığına soyunan taze bir filizin
Gün be gün, gökyüzüne uzanarak büyümesi gibi
Korkmadan uzat ellerini.
Bırak,
Bari bu sefer bırak.
Canını acıtır diye üzerine basamadığın,
Yürüdüğün yola, cam kırıkları gibi saçılmış duran,
Yenilmişlik yüklediğin vazgeçişleri,
Umutsuzluğunu bırak.
" Başka nerden yürüyebilirim " diye
Bir o yana bir bu yana dönüp, bakın
Tıpkı,
Bir arenadaki savaşçının, başka çıkar yollar araması gibi
Yürü, koş, zıpla, parendeler at.
Çünkü,
Neye izin verirsen, o kadarını yaşayabilirsin.
Aşka izin ver
Aşkın yolunda yürü.
Aşkın rengine boyan
Aşkı yakala,
Sımsıkı tut
Ve bir daha hiç bırakma…
''Gönderilmemiş aşk mektupları''
|
|
|
| Ben Seni Dağ Kokulu Yaylalarda Sevdim.. |
|
Yazar: Orhan-38 - 04-09-2012, Saat: 12:10 PM - Forum: Şiirler
- Yorum Yok
|
 |
Ben seni dağ kokulu yaylalarda sevdim ceylan bakışlım
nergizlerin ayışığına sevdalandığı seherlerde...
özlemlerin dindiği nehirlerde sevdim…
soluğun soluğuma bahar, soluğun soluğuma rüzgardı
kır çiçeklerini taşırdı içime her yaz...
...
Gittin,
zifir saçlarında unuttum hayatı...
ay sustu, yıldızlar küs, sular dalgın, gönül dargın
şimdi düşümde her gece bir orman yanıyor
bir dağ kanıyor her sabah kalbimdeki acılardan
yüreğime akan sızılı ırmaklar gibi,
kanayan şiirlere bırakıp gittin ömrümü...
Seni her özleyip duvarlara vurduğumda başımı
kafam değil, kalbim acıyor ah!...
şu sevemediğim rezil dünyada
sen ışık yüzlümdün benim, güzel gözlümdün,
nefesimin rüzgarı, ömrümün baharı, gönlümün varıydın
ah! şimdi hangi kıyıdan baksam rengi hüzündür aşkın
hangi güle sığınsam dikenler batıyor yüreğime...
Ben seni ışıl ışıl suların aydınlığında sevdim
gelinciklerin gelin edildiği bahçelerde
sen ki, Kelebeğim, akarsuyum, cangülümdün
ne zaman gözlerim gözlerine kelepçelense
bir öpücük kondurup alnıma kaçardın
ışıl ışıl bir sevda düşerdi yüreğime
bir gün görmesem özlerdim……
Yorgun düşmüş kervanlar gibi susuz çöllerde
rehin bırakıp gözlerimi yollarına gittin
mavi sevinçlerimi de alıp yanına ....
Kendi toprağında öksüz, çöllerde ağlayan yorgun bir ırmak
ve kırık dallarda inleyen yaralı bir rüzgar gibi
yaralı bırakıp gittin beni burada bir başıma...
Gittin işte, aşkın kanayan yanını bırakıp avuçlarıma
yeşile çalan umutlarımı da alıp yanına
bir tebessüm gibi hayatımdan çekip gittin usulca
Gittin,
Erkekler ağlamaz diyorlar inanma
oturup bir köşede öylece ağladım,
nehir oldu aktı gözlerim uzaklara
ve sonra
özlemlerimi ağır bir yük gibi vurup sırtıma,
binlerce hayal kırığı yaralarımla,
içimdeki en yüksek dağa kaçtım.
çıktığım her yolda saçların dolandı kalbime
bir akrep öptü yaralarımı her kanadığımda.
Şimdi hüzne bulanmış ayrılıklardan,
gam dokuyor yüreğim gittiğim her yerde...
hangi kente sığınsam dar geliyor efkarıma
hangi acımı yaksam,
hangi pencereden baksam rengi hüzündür hayatın
yüreğim yaralı döndüm çıktığım her yolculukta ...
şimdi özlemlerimi anlatamayacak kadar uzak
yalnızlığımı anlatamayacak kadar yorgunum...
Şirin’in aşkına deldiği dağın Ferhat kalbi ile
kalakaldım gönül diyarında öyle bir başıma umutsuz....
yüreğimi alıp avuçlarıma sana gelsem diyorum
sana sarılamayacak kadar yorgunum artık ah!..
sarılıp ağlayamayacak kadar yorgun...
Gittin,
bütün mevsimler değişti
devrilmiş öksüz ağaçlar gibi düştü boynum.
bütün dallar kırıldı, bütün ağaçlar kurudu
al şimdi nereye istersen oraya savur yapraklarımı
şimdi yaşamın en zor dağındayım
geriye dönsen ölürüm, dönmesen ölürüm...
Sen gittin karlar yağıyor kalbime
koyup başucuma uçurumları
hüzne göçtüm her gece
ayrılıklara gömüp yüreğimi
hiç bir yol çıkmadı umuda tükendim
özlemlerimi anlatamayacak kadar yorgun
yaralarımı saramayacak kadar uzaksın artık
gittin yaşamayı unuttum, ağlamayı, gülmeyi unuttum
ne zaman başladı bu hikaye, ne zaman bitti unuttum
bir seni unutmadım ...
bir seni unutamadım ...
bir seni unutm ...
bir seni...
bir se....
''Gönderilmemiş aşk mektupları''
|
|
|
| Yağmur Aşkına Kal |
|
Yazar: Orhan-38 - 04-09-2012, Saat: 12:02 PM - Forum: Şiirler
- Yorum Yok
|
 |
Seni nasıl unuturum usul boylum, nazlı huylum
yeşil gözlüm aybakışlım, bal sözlüm gülnakışlım
nasıl unuturum seni
deniz yeşili gözlerini, ipek sarısı saçlarını
kalbim kalbine düğümken
ben seni sevdiğim zaman
yağmur yağıyordu alanlara yeşil gözlüm
sokaklar ağlıyordu
kar yağıyor şimdi dağlara
gitme kal
yağmur aşkına kal
gidersen
gecenin siyahı çöker yüreğime
göç eder kelebekleri ömrümün
boynunu büker gelincikler
dağlar ceylansız
nehirler türküsüz kalır
Gidersen
tarlalar susuz
çocuklar uykusuz kalır bahar gözlüm
ben senin yürek kırgını gülüşünü sevdim en çok
umutsuzluğa umudu sürüşünü
acılara sevda yazışını sevdim
kendinle barışını yeşil gözlüm
seni seviyorum deyişini sevdim en çok
tüm sevgiler sürgünken
yaşamak bir türkü seninle bahar bakışlım
yediveren tomurcuk
gidersen boynu bükük kalır bu şehir
ölür kahrından bu içli çocuk
yokluğuna nasıl alışırım
dudağın dudağıma mühürken
ben senin en çok ince kırgın gülüşünü sevdim
seni seviyorum deyişini
bir ekmeği bölüşünü düşkünlerle
öksüzleri sevişini sevdim
ve yüzündeki hüznü yeşil gözlüm
bakınca insan gibi bakışını
ağlayınca çağlayanlar gibi akışını sevdim
insanı sevişini sevdim en çok yeşil gözlüm
omuzuna dayanmayı efkarlıyken
ve affedişini sevdim düşmanını bile
düşkünlere el uzatışını
hayatın bu kirli sahnesinde temiz kalışını sevdim en çok
bir umut gibi, bir türkü gibi, bir şiir gibi duruşunu
bin bahar tazeliğinde
saçlarına günün vuruşunu sevdim
ben senin bir gülü koparmasınlar diye
günlerce gül düşmanlarına yalvarışını sevdim
bir annenin acısına ağlayışını
tüm kavramları ve kuralları çiğneyip
küflenmiş törelere ve haksızlıklara karşı çıkışını sevdim
ben seni beyaz beyaz sevdim yeşil gözlüm
mavi mavi, yeşil yeşil, al al
seninle sokaklar dolusu çığlık, acılar dolusu yalnızlık
çiçekler dolusu sevgi ektik dağların doruklarına
maviler boyunca beyaz güvercinler uçurduk meydanlara
sınırlar çiçek açmaz dikenli teller içinde bahar gözlüm
gitme kal
gidersen
mutluluğumdan sızılar kalır yüreğimde
yarım elvedalar kalır, soğuk odalar, karanlık geceler
sensiz koma yüreğimi yağmur aşkına
seninle başlayan hikayem
seninle son bulsun yağmur gözlüm
elveda demek zor şeydir bilirsin..
''Gönderilmemiş aşk mektupları''.
|
|
|
|