:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi
Konuyu Oyla:
  • Derecelendirme: 0/5 - 0 oy
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
18 Mart Çanakkale Zaferi
nofearheart
#1
Çanakkale Savaşı yalnız bizim tarihimizin değil yakın dünya tarihinin en önemli savaşlarından biridir.
Çanakkale Boğazı’nı savaş gemileriyle zorlayarak aşma, böylece İstanbul’a kavuşma isteği Avrupa büyük devletlerinin öteden beri özlemidir.
1914 yılında I. Dünya Savaşı’nın başlamasıyla İtilaf devletleri bu isteklerini gerçekleştirme fırsatının doğduğuna inandılar. Bu inançla İngiltere ve Fransa işbirliği yaparak 3 Kasım 1914 günü alacakaranlıkta Bozcaada’dan Boğaz’ın ağzına doğru yaklaştılar. Buradan istihkamlarımıza doğru ateş açtılar, İngilizler Seddülbahir ve Ertuğrul tabyalarını, Fransızlar da Anadolu yakasında Kumkale ve Orhaniye tabyalarını havantopu ile dövdüler. Cephaneliğimize isabet eden top mermisiyle on bir ton barut havaya uçtu, subay ve erlerimiz şehit düştü, İngiliz Donanma Komutanı Amiral Carden Çanakkale önlerinde gösteriler yaptı, düşman denizaltıları boğazı geçmeye kalktılar.
24 Kasım 1914 günü bir Fransız denizaltısı Boğaz sularında görüldü. bu denizaltıyı gören topçularımız düşman üstüne ateş yağdırmaya başladı. 2 Aralık günü İngiliz denizaltısı da bir deneme yaptı. Derinden engelleri aşarak Boğaz’a girdi. Yediyüzelli metre ilerde bulunan Mesudiye zırhlısına torpil atarak bu gemimizi batırdı. Zırhlımızda bulunan subaylardan on’u ve erlerimizden yirmi dördü şehit düştü.
19 Şubat 1915 günü düşman savaş gemileri öğleye kadar uzun menzil­li bir bombardımana girişti. Boğaz’a iyice sokuldular. Tabyalarımız akşama doğru düşman savaş gemilerine karşılık verdi. Ertuğrul ve Orhaniye tabyalarından atılan ateş karşısında düşman oldukça bocaladı.
İtilaf devletleri gemileri diledikleri gibi ilerleyemiyor, amaçlarına ulaşamıyordu. Lodos fırtınasını başarısızlıklarının nedeni olarak görüyorlar­dı. Havalar düzelince yeni saldırılar düzenlendi. Yine sonuç alınamayınca düşman gemilerine komuta eden Amiral Carden görevden alındı. Yerine 17 Mart 1915 günü Robeck atandı. Yeni komutan 18 Mart 1915 günü donan­mayla Boğaz’a saldıracağını, yakında İstanbul’da olacağını Londra’ya bildir­di.
Bu arada Çanakkale Müstahkem Mevki Komutanı Albay Cevat Çobanlı 17/18 Mart gecesi boğaz’a mayın hattı döşenmesi emrini verdi. Aldığı emir gereği Binbaşı Nazmi Bey Nusret Mayın gemisi ile o gece yirmi altı mayın, Boğaz’a on birinci hat olarak döşendi. Boğaz’daki mayın sayısı on bir hat olarak 400′ü aşmıştı.
18 Mart 1915
İngiliz ve Fransız savaş gemilerinden oluşan, o dönemin en büyük deniz gücü, üç filo olarak sabahleyin Çanakkale Boğazı’na girdi.
Bu donanmanın ilk grubunu oluşturan filoda, İngilizlerin Queen Elizabeth zırhlısı ile İnflexible, Lord Nelson ve Agamemnon savaş gemileri bulunuyordu.
İkinci grupta İngiliz Kalyon Kaptanı komutasında Ocean, İrresistible, Wengeance Majestic gibi savaş gemileri yer almıştı. Üçüncü filo ise Prince, Bouvet, Suffren gibi Fransız savaş gemilerinden oluşuyordu.
İngilizler ve Fransızlar zayıf Türk savunmasını kolayca susturarak Boğaz’ı kolayca geçebileceklerim umuyorlardı. Bu umut ve güvenle 18 Mart 1915 günü düşman savaş gemileri şiddetli bir ateşe başladılar. Rumeli Mecidiyesiyle merkez bataryaları şiddetli bir ateşe tutuldu. Boğazdaki düşman gemileri Hamidiye istihkamlarına yüklendi. Bunu gören Dardanos bataryaları ateşi üzerlerine çekmeye çalıştı. Az sonra, tüm gemiler, Dardanos’a saldırdı. Dardanos tabyamız saldırılara şiddetle karşı koydu. Bu arada Mesudiye tabyası da ateşe başlamıştı. Mesudiye üzerine ateş açılınca Hamidiye onun yardımına koştu. Bu arada kıyı bataryalarımız düşman üstüne ateş yağdırmaya başladılar. Bunalan düşman kaçmak isterken topçu atış­larıyla karşılaşıyordu. Düşman gemilerine göz açtırılmıyordu. Karşılıklı bu korkunç bombardıman bir saat kadar sürdü. Bu karşılıklı bombardımanı bir yabancı yazar şöyle anlatıyor:
«insan manzarayı gözlerinin önünde canlandırabilir. Kaleler, toz duman bulutları içinde kaybolmuşlarda Yıkıntıların arasından arada bir alevler yükseliyordu. Gemiler, çevrelerinde fışkıran sayısız su sütun­ları arasında yavaş yavaş hareket ediyorlar, bazen duman ve serpintiler arasında iyice görünmez oluyorlardı. Tepelerden ateş eden havan toplarının alevleri görülüyor, ağır toplar yer sarsıntıları gibi gümbürdüyordu.»
Bombardıman sırasında Türk tabya ve bataryaları büyük zarar görmüştü. Amiral Robeck Fransız gemilerini geri çekerek İngiliz savaş gemilerini ileri sürdü. Tam bu sırada müthiş patlamalar oldu. Bouvet ve Suffren savaş gemileri mayına çarparak sarsıldılar, manevra kabiliyetini kaybettiler. Bir gece önce Nusret mayın gemisinin döşediği mayınlar görevlerini yapmışlardı. Boğazın berrak sulan üzerinde bir dev gibi yatan Bouvet ve Suffren’e tarihi Hamidiye bataryamızın keskin nişancıları ateş açtılar. Çanakkale Geçilmez kitabının yazarı Alan Moorehead olayı şöyle anlatıyor.
«Saat 13.45′de Suffren’in az gerisindeki Bouvet müthiş bir patla­mayla sarsıldı. Güverteden göğe kesif bir duman yükseldi. Gittikçe hızlanarak yana yattı, devrilip gözden kayboldu. Olayı görenlerden birinin ifadesine göre «Bir tabak, suda nasıl kayıp giderse o da öylece kayıp gitti.»
Türk tabyaları, Boğaz’ı geçmeye çalışan düşman gemilerine durmadan ateş ettiler. Bu arada düşman Boğazdaki mayınları temizlemek için mayın tarayıcılarını boğaza soktu. Tabyalarımız mayın tarayıcılarına ateş açtılar. Açılan ateş yağmur gibi yağmaya başlayınca düşmanlar panik içinde kaçtılar. Bu arada düşman savaş gemilerinden İnflexible, İrressitible büyük hasar gördü. Batanlar oldu. Daha sonra Queen Elisabeth ve Agamemnon yaralan­dı. İtilaf devletleri Çanakkale Boğazı’nı denizden aşamadılar. Büyük kayıp­lar vererek : Çanakkale Boğazı’nın geçilemeyeceğini öğrendiler.
İtilaf devletleri Çanakkale Boğazı’nın savaş gemileri ile aşamayınca bu kez çıkarma yapmayı planladılar. Artık Çanakkale kara savaşları başlı­yordu. Kara savaşında düşmanın nereden çıkarma yapabileceği tartışıldı. Mustafa Kemal Kabatepe ve Seddülbahir’den, Alman komutan Von Sanders ise Bolayır ve Anadolu yakasından çıkarma yapılabileceği görüşündeydi. Alman komutanı Von Sanders’in görüşü ağır bastı, ve askerler o yöreye yerleştirildi.
Düşman güçleri 25 Nisan 1918 sabahı Mustafa Kemal’in düşündüğü noktadan saldırdı. 19. Tümen Komutanı Mustafa Kemal Kocaçimen’de Conkbayır’da, savaştı. Cephanesi biten askerlere :
— Süngü tak emrini verdi. Daha sonra ;
— «Ben size taarruz emretmiyorum. Ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman içinde yerimize başka kuvvetler ve başka komutanlar geçebilir» dedi. Tarihin bu en büyük siper savaşı başlamıştı. Siperler arası uzaklık sekiz on metre kadardı. Türk siperlerinden hiçbir asker ayrılmıyordu. Şehit düşenlerin yeri hemen dolduruluyordu. Her adım başına bir mermi düşüyor; toprak adeta tüterek kaynıyordu. Düşman dalgalar halinde Conkbayır’a doğru ilerliyordu. Bu arada Mustafa Kemal, Anafartalar Grup Komutanlığına atandı. Anafartalar Savaşı’nda düşmanın attığı şarapnel misketi Mustafa Kemal’in göğsüne isabet etti. Ancak cebindeki saate çarptığından bir şey olmadı.
Kısa sürede Türk ordusu her yerde büyük başarılar kazandı. Düşman şaşkına döndü, bozguna uğradı.
Çanakkale kara savaşlarının en önemli cepheleri; Kumkale, Beşike, Bolayır, Seddülbahir, Anbumu, Kabatepe, Conkbayırı ve Anafartalar’dır. 19 – 20 Aralıkta Anafartalar ve Arıburnu cephesi, 8-9 Ocak’ta Seddülbahir düşmanlar tarafından boşaltıldı. Böylece 1915 baharında parlak umutlarla karaya ayak basan birleşik düşman ordusu 1916 kışında bozguna uğrayarak çekip gitti.
Çanakkale savaşlarında 250 binin üzerinde askerimiz şehit düştü. Düşman kayıpları ise bu rakamın üstündedir.
Çanakkale savaşlarının unutulmaz kahramanı, Anafartalar Grup Komutanı Mustafa Kemal’in başarısı ilerde başlayacak Ulusal Kurtuluş Savaşı’mızın kaynağı oldu.
Bağımsızlığımızı savunmak, yurt topraklarımızı korumak için yapılan savaşlar kutsaldır. Çanakkale, Ulusal Kurtuluş Savaşımız kutsal destan savaşlara birer örnektir.

Şehitlerimizi rahmetle anıyoruz..
Ara
Cevapla
zeynepnur
#2
Bugünü bugün için şehit olanları unutmamalıyız bugünü onlara borçluyuz..
Ara
Cevapla
MaSaL
#3
2uha68n.jpg

[SIZE=4]Ey,mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü,
Kızkardeşimin gelinliği,şehidimin son örtüsü!
Işık ışık, dalga dalga bayrağım,
Senin destanını okudum, senin destanını yazacağım
.[/SIZE]

61435838.jpg

Sana benim gözümle bakmayanın
mezarını kazacağım.
Seni selamlamadan uçan kuşun
yuvasını bozacağım.


40944943.jpg

Dalgalandığın yerde ne korku, ne keder...
Gölgende bana da, bana da yer ver !
Sabah olmasın, günler doğmasın ne çıkar.
Yurda [SIZE=4]ay yıldızın
ışığı yeter.
[/SIZE]

61824887.jpg

[SIZE=4]Savaş bizi karlı dağlara götürdüğü gün.
Kızıllığında ısındık,
Dağlardan çöllere düşürdüğü gün.
Gölgene sığındık.

[/SIZE]
95726753.gif

Ey, şimdi süzgün, rüzgarlarda dalgalan;
Barışın güvercini, savaşın kartalı...
Yüksek yerlerde açan çiçeğim;
Senin altında doğdum,
Senin dibinde öleceğim
.


91119915.jpg

[SIZE=3]Tarihim, şerefim, şiirim, her şeyim:
Yer yüzünde yer beğen !
Nereye dikilmek istersen,
Söyle, seni oraya dikeyim
![/SIZE]
Cevapla
MaSaL
#4
10eja0w.jpg

Gönüllü Bombacı

"Henüz 13 yaşında bir küçük delikanlı... Fotoğrafın üzerinde bir not... "Gönüllü Bombacı" Başka bir bilgi düşülmemiş... Duruşuyla, kararlığıyla, gözlerinden okunan özgüveniyle "Gönüllü Bombacı"... Ne yapmıştı da ona bu sıfatı layık görmüşlerdi?"

awuooo.jpg

Kahraman Mehmet Çavuş

"Sağ kolumu kaybettim. Zararı yok. Sol kolum var. Onunla da pekâlâ iş görebilirim. Beni üzen ve yeniden birliğime katılarak, düşmanla çarpışmama engel olan şey, yaramın henüz kapanmamış olmasıdır. Hastahaneden çıkıp, harbe iştirak edemediğim için beni mazur görünüz. Affediniz komutanım."

- Mehmet Çavuş'un hastaneden yazdığı mektuptan-

n657xl.jpg

Siperlerde Düşman Gözetleyen Mehmetçikler

"Çanakkale Muharebeleri, bir hayat müdafaasıdır. Çanakkale Muharebelerinin sonunda ya kanlı bir ölüm yahut şanlı bir yaşamak vardır. Yaşamak, ancak bu muharebeleri kazanmakla mümkün olacaktı. Türkler, Çanakkale’yi yaşamak için müdafaa ettiler."


29wnzh5.jpg

Çanakkale civarında eğlence yapan birlik

"Sizin gibi şehitleri olan bir milletin evlâdıyız. İnanınız, tâ içimizden duyarak size söylüyoruz. Sizin muzaffer şehitliklerinizi, esir bir vatanın toprakları kuşatmayacaktır.” "

1zhs9c.jpg

57 nci Alay 1 nci Tabur Komutanı Binbaşı Zeki Bey
"27nci ve 57nci Alayların komutanlarının, subaylarının ve askerlerinin kahramanlıkları sayesinde o siperler içinde bulunan düşman kâmilen yok edildi. Bombalarla parça parça oldular. Siperler elimize geçtiği zaman içerileri düşman cesetleriyle doluydu. O, müthiş bir şeydi"

sqnx1s.jpg

Çanakkale muharebe sahası gerisinde istirahat eden birlik

".............Türk askerinin savaş ve dövüş hususunda haiz bulunduğu vasıfların başlangıçta lâyıkıyle takdir edilmemiş olması, İngilizler için felâket olmuştur........Türk askerinin ne yaman muharip olduğunu, İngilizler, ancak dövüştükten sonra anlamışlardır."
İNGİLİZ GENERALİ OGLANDER

a1l7av.jpg

Çanakkale'de Bir Subay Grubu

Birçok milletlerin askerlerini bir araya getiriniz. Hangilerinin Türk olduklarını size hemen söyleyeyim. Renkleriyle, elbiseleriyle değil, hareketleri ve tavırlarıyla belli olurlar.
MOLTKE

jqqnmd.jpg

Çanakkale'de Atlı Topçu Subayları

"Ey Türk oğlu! Bu öksüz, mazlum vatanı kurtarmak için şehit olan asker! Altın destanı tarihlere yeniden işledin."


142ho49.jpg

Kolordu Komutanı Esat Paşa ve Kurmay Subayları
"Çanakkale Muharebeleri, aynı zamanda gençliğin bizzat katıldığı muharebedir. Subay, astsubay, asker sıfatıyla orduya katılan binlerce mektepli, fikirle ahlâkın birleştiği her noktada, kudretlerinin büyüklüğünü ispat etmiştir."


opmh4l.jpg

7 nci Tümen Karargâhı Abdurrahman Bayırı'nda düşmanın çekilmesini müteakip sahili ve düşman siperlerini seyrederken

"Çanakkale Muharebeleri neleri gerçekleştirdi? Bugünü kurtardı. Maziye kahramanlığını ve büyüklüğünü iade etti.Vatanımızı, bizim için sonsuz vatan yaptı"

ix73gh.jpg

Mersinli Cemal Paşa atlı olarak karargahıyla birlikte

Genelkurmay Arşivlerinden



rkpoqb.jpg

Çanakkale'de savaşan komutanlardan bir grup:Önde oturanlar (sağdan); Hulusi ve Nazmi Beyler, Ayaktakiler (sağdan); 3. Kor. K. Esat (Bülkat) Paşa, Anafartalar Grubu K. Kur. Alb. M. Kemal Bey, Rüştü Bey. Arkadakiler (sağdan); Güney Bölge K.lığı danışmanı Kur. Alb. Kannengiesser Bey, soldan bozyakalı Wilmer Bey, daha geride Kor. Kur. Bşk. Yb. Fahrettin (Org. Altay) Bey, kalpaklı şahıs Kur. Kemal (ohri) Bey, yüzünün yarısı görülen Grup. Kur. Bşk. İzzettin (Org. Çalışlar) Bey.

wt7e6r.jpg

Çanakkale'deki Türk birliklerinden 3. Kolordu ve Kuzey Grubunun komutanı Tuğg. Esat (Bülkat) Paşa Gelibolu Yarımadası'ndaki karargahında (1915)

2m6llxz.jpg

Çanakkale cephesini yöneten 5. Ordu karargah subahları: Ayaktakiler (sağdan); İkinci Ordu Kur. Bşk. İsmet (İnönü) Bey, Yaver Ütğm. Asım Bey, Liman von Sanders'in yaveri süvari Bnb. Perike, 5. Ordu Kur. Bşk. Alb. Kazım Bey, 1. Ordu Kur. Bşk. Alb. Şükrü Bey, 2. Ordu Sıhhiye Bşk. Dr. Refik Münir Bey, Oturanlar (sağdan); Bahriye Nezareti Kur. Bşk. Yb. Rauf (Orbay) Bey, Güney Grubu K. Tuğg. Vehip Paşa, 5. Ordu K. Müşir (Mareşal) Liman von Sanders, Çanakkale Kor. K. Tuğg. Esat Paşa, Sıhhiye Dairesi Bşk. Tuğg. Dr. Süleyman Numan Paşa, İstanbul Merkez K. Tuğg. Cevat Paşa

2vi3703.jpg

General Hamilton (İng.) ve General Gouraund (Fr.) durum değerlendirmesi yaparlarken (1915). Fransız general ülkesine Çanakkale'de bir kolunu kaybederek dönecektir.

syp577.jpg

Alman ve Türk Paşalar Gelibolu Yarımadası'ndaki tabyaları denetliyor (1915)

6gzk8z.jpg
Deniz savaşlarının komutanları General Hamilton ve Amiral De Robeck

2ptvzus.jpg

Anafartalar Grup Komutanı M. Kemal muharebe arkadaşlarıyla (1915). Soldan; Kur. Bşk. Yb. İzzettin (Org. Çalışlar), arkasında Kur. Yzb. Tevfik (Kur. Alb. Bıyıklıoğlu), Grup K. Kur. Alb. M. Kemal, Dr. Hüseyin, Süvari Yzb. Pertev, Kur. Yb. Neşet (Bora), Süvari Ütğm. Saim (Korg. Önhon), Yzb. Hamit, Ütğm. Zeki (Org. Doğan)

ejbz1v.jpg


Şu Boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyada eşi?
En kesif orduların yükleniyor dördü beşi,
-Tepeden yol bularak geçmek için Marmara'ya-
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya.
Ne hayâsızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı!
Nerde -gösterdiği vahşetle- "Bu bir Avrupalı!"
Dedirir: Yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi,
Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yâhud kafesi!
Eski Dünya, Yeni Dünya, bütün akvâm-ı beşer,
Kaynıyor kum gibi... Mahşer mi, hakikat mahşer.
Yedi iklimi cihânın duruyor karşısında,
Ostralya'yla beraber bakıyorsun: Kanada!
Çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk;
Sâde bir hâdise var ortada: Vahşetler denk.
Kimi Hindû, kimi yamyam, kimi bilmem ne belâ...
Hani, tâ'ûna da zuldür bu rezil istilâ!
Ah, o yirminci asır yok mu, o mahhlûk-i asil,
Ne kadar gözdesi mevcud ise, hakkıyle sefil,
Kustu Mehmetçiğin aylarca durup karşısına;
Döktü karnındaki esrârı hayâsızcasına.
Maske yırtılmasa hâlâ bize âfetti o yüz...
Medeniyyet denilen kahbe, hakikat, yüzsüz.
Sonra mel'undaki tahribe müvekkel esbâb,
Öyle müdhiş ki: Eder her biri bir mülkü harâb.

Öteden sâikalar parçalıyor âfâkı;
Beriden zelzeleler kaldırıyor a'mâkı;
Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;
Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin.
Yerin altında cehennem gibi binlerce lâğam,
Atılan her lâğamın yaktığı yüzlerce adam.
Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer
O ne müdhiş tipidir: Savrulur enkâz-ı beşer...
Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el ayak,
Boşanır sırtlara, vâdilere, sağnak sağnak.
Saçıyor zırha bürünmüş de o nâmerd eller,
Yıldırım yaylımı tûfanlar, alevden seller.
Veriyor yangını, durmuş da açık sinelere,
Sürü halinde gezerken sayısız tayyâre.
Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler...
Kahraman orduyu seyret ki bu tehdide güler!
Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından;
Alınır kal'a mı göğsündeki kat kat iman?
Hangi kuvvet onu, hâşÃ¢, edecek kahrına râm?
Çünkü te'sis-i İlâhî o metin istihkâm.
Sarılır, indirilir mevki'-i müstahkemler,
Beşerin azmini tevkif edemez sun'-i beşer;
Bu göğüslerse Hudâ'nın ebedî serhaddi;
"O benim sun'-i bedi'im, onu çiğnetme" dedi.
Âsım'ın nesli... diyordum ya... nesilmiş gerçek:
İşte çiğnetmedi nâmusunu, çiğnetmeyecek.
ŞÃ»hedâ gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar...
O, rükû olmasa, dünyâda eğilmez başlar...
Vurulmuş tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor!
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!
Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhid'i...
Bedr'in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
"Gömelim gel seni tarihe" desem, sığmazsın.
Herc ü merc ettiğin edvâra da yetmez o kitâb...
Seni ancak ebediyyetler eder istiâb.
"Bu, taşındır" diyerek Kâ'be'yi diksem başına;
Ruhumun vahyini duysam da geçirsem taşına;
Sonra gök kubbeyi alsam da ridâ namıyle,
Kanayan lâhdine çeksem bütün ecrâmıyle;
Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan,
Yedi kandilli Süreyyâ'yı uzatsam oradan;
Sen bu âvizenin altında, bürünmüş kanına;
Uzanırken, gece mehtâbı getirsem yanına,
Türbedârın gibi tâ fecre kadar bekletsem;
Gündüzün fecr ile âvizeni lebriz etsem;
Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana...
Yine bir şey yapabildim diyemem hatırana.

Sen ki, son ehl-i salibin kırarak salvetini,
Şarkın en sevgili sultânı Salâhaddin'i,
Kılıç Arslan gibi iclâline ettin hayran...
Sen ki, İslâm'ı kuşatmış, boğuyorken hüsran,
O demir çenberi göğsünde kırıp parçaladın;
Sen ki, ruhunla beraber gezer ecrâmı adın;
Sen ki, a'sâra gömülsen taşacaksın... Heyhât!
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihât...
Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,
Sana âguşunu açmış duruyor Peygamber.

Mehmet Akif Ersoy
Cevapla


Konu ile Alakalı Benzer Konular
Konular Yazar Yorumlar Okunma Son Yorum
  Çanakkale Destanı (video) eRCi 5 1,046 04-13-2022, Saat: 12:02 AM
Son Yorum: wildfang
  Kahramanlar / Bir gazinin hatıralarında Çanakkale’nin kahraman çocukları CaNaT 5 1,014 12-12-2008, Saat: 04:53 PM
Son Yorum: DeRiN_SeSsİzLiK
  Çanakkale Hakkında Bilmediklerimiz: *Asİ-yÜrEk* 0 623 06-10-2008, Saat: 03:38 PM
Son Yorum: *Asİ-yÜrEk*
  çanakkale savaşı(heredot cevdet)anlatımı HÜDANUR 0 1,150 04-17-2008, Saat: 10:17 PM
Son Yorum: HÜDANUR
  Çanakkale Savaşı'nın Gizli Kahramanları CaNaT 0 734 10-18-2007, Saat: 12:39 PM
Son Yorum: CaNaT

Hızlı Menü:


Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi
  Tarih: 04-27-2024, 08:08 PM