:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi
Konuyu Oyla:
  • Derecelendirme: 0/5 - 0 oy
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Psikiatri
PesmisT GirL
#31
Kişilik bozuklukları: asosyal kişilik

Antisosyal kişilik bozukluğu

Aşağıdakilerden en az 3'unun varlığı ile birlikte virgs.gif15 yasından beri suren başkalarının haklarını saymayıpvirgs.gif diğerlerinin haklarına saldırı ile kendini gösteren kişilik bozukluğudur.

1-Tutuklanmasına yol açacak davranışlarda ısrar ile kendini gösteren yasalara uygun virgs.gifsosyal davranışlara uyamama
2-Devamlı olarak yalan söylemevirgs.gif farklı takma adlar kullanmavirgs.gif zevk ya da kişisel çıkarı için başkalarını aldatma gibi dürüst olmayan davranışlar
3-Aniden sonucunu düşünmeden yapılan davranışlarvirgs.gifgelecek için planlar yapmama
4-Tekrarlayıcı kavgavirgs.gif dövüş virgs.gifsaldırılar ile birlikte öfkelilik hali
5-Kendisivirgs.gif yakınları ya da başkasının güvenliği ile ilgili umursamazlık hali.
6-Bir isi yürütememe veya parasal sorumluluklarını yerine getirmeme ile giden sürekli bir soru suçluk durumu
7-Başkasına zarar vermişvirgs.gif fena davranmış birseller çalmış olmasına rağmen duruma ilgisiz kalıpvirgs.gif kendini hakli göstermeye calisi k ve bundan vicdan azabı duymamak.

-Kişinin en az18 yasında olması ve 15 yas öncesi davranım bozukluğu belirtileri göstermeye başlamış olması gerekmektedir.

Rahatsızlığın olusunda rol alan etkenler:

Ani dürtüsel hareketler ve saldırgan davranışların beyindeki anormal serotonin işlevi nedeniyle olduğu düşünülmektedir. Bu kişilerin genetik yatkınlık durumları olmasa bile virgs.gif erken çocukluk dönemlerinde anne- babanın maddi ya da manevi yokluğuvirgs.gif ebeveynin cezalandırıcıvirgs.gif aşağılayıcı tavırlar sergilemesi.

Rahatsızlık psikopati ve sosyopati olarak da bilinmektedir.Hastada 15 yas öncesinde davranım bozukluğu belirtileri vardır. (insan ya da hayvanlara yönelik saldırganlıkvirgs.gif mala zarar vermevirgs.gif başkalarına ait şeyleri çalma ve sahtekarlıklar yapma(ev-okuldan kaçmavirgs.gifhırsızlık) ve kurallarıvirgs.gif disiplini önemli derecede bozma) Bu davranışlar sürekli kendini göstermektedir. Bu kişiler yasadışı isler peşinde koşarlar. Başkalarının düşünceleri onlar için önemli değildir.

Toplumda görülme oranı:

Erkeklerde % 3virgs.gifkadınlarda % 1 oranında görülmektedir. Madde kullanımı nedeniyle yataklı tedavi görülen kurumlar ve adli mekanlar ya da cezaevlerinde daha yüksek oranda görülmektedir. Çoklukla yalan söylervirgs.gif çevrelerindekileri aldatırvirgs.gif çıkar elde etmek ya da sadece zevk almak için başkalarını kullanır ya da yanıltırlar. Öfkelerine hakim olamayıpvirgs.gifkavga ederlervirgs.gifeslerivirgs.gif çocuklarıvirgs.gif ana- babalarını döverler. Ana-baba olmanın gereklerini yerine getiremezvirgs.gif düzenlivirgs.gif sakin bir aile hayati oluşturamazlar. Tehlike oluşturacak etkinliklere atılırlar (hızlı ve zikzaklar yaparak araba kullanmavirgs.gif alkollü araç kullanımıvirgs.gif tekrarlayan kazalar yapma gibi ).

Farklı ve zararlı cinsel ilişkiler ve alkol-madde kullanımı görülebilir. Sorumluluklarını yerine getirmedikleri için isten atılmalarıvirgs.gif işverenle tartışmaları fazladır. Herkes gibi düzenli ve doğru yoldan yasayamazlar. Çok is değiştirirler. Yokluk içinde kalıpvirgs.gif sokaklarda yatabilirler. Askerlikleri aldıkları cezalar nedeniyle uzarvirgs.gif uzun sureli hava değişimi raporları alırlar.Yaptıklarından pişman olmazlar.Kibirli bir görünüm sergilerler.

Kimlerde daha çok rastlanmaktadır?

Genellikle sosyoekonomik düzeyi düşük ve kırsal kökenli kişilerde görülmektedir.

Hastalığın seyri:

Eğer kişi yapılan eylemler sonucu ya da kotu yasam koşulları sonrası ölmezse virgs.gif rahatsızlık 40 yas sonrasında etkinliğini azaltabilir.

Ailesel yatkınlık:

Bu bozukluk hastanın 1. derece akrabalarında genel topluma göre daha çok görülmektedir. Ayrıca bu kişilerin akrabalarında somatizasyon bozukluğu ve madde kullanım bozukluğu da yüksek düzeydedir. Sebepleri:

Çocuklukta dikkat eksikliği- hiperaktivite bozukluğu olan çocuklarda ileri donemde görülme riski yüksektir.
Ara
Cevapla
PesmisT GirL
#32
. kleptomani

Kleptomani ( zorlantılı çalma hastalığı):

İhtiyacı olmadığı hemen kullanmayacağı halde ve maddi değeri nedeniyle satma düşüncesi olmadan bir takım nesneleri izinsiz olarak alarak onlara sahip olma şeklinde bir dürtü kontrol bozukluğudur. Kişinin aslında o malı satın alabilecek yeterli maddi birikime sahip olduğu ancak buna rağmen bu davranışı gerçekleştirdiği gözlenmiştir. Bu davranış daha önceden düşünülmemiş ve planlanmamış olup aniden gerçekleştirilir. Bu davranış birinden intikam alma amacıyla yapılmamıştır. Birey bu davranışın yanlış ve uygunsuz olduğunun bilincindedir. Kişiler bu davranışı gerçekleştirmek için başkalarından yardım istemezler. Tarihte Fransa kralı 4. Henry ve Sardunya kralı Victor un bu özelliklere sahip olduğu bilinmektedir.

Rahatsızlığın çocukluk yaşlarında başladığı belirlenmiştir. Kişi bu davranışı gerçekleştirmeden önce yoğun bir gerilim hisseder. Bu davranış akabinde mutluluk rahatlama ve büyüklük hissi içine girmektedir.

Rahatsızlık hakkında yapılan çalışmaların azlığı ve bu durumların kişiler tarafından gizlenmesi ve bu durumu gerçekleştiren kişilerin sağlık hizmetlerinden çok adli makamlara sevk edilmeleri nedeniyle gerçek sıklığı tam olarak bilinemese de bin kişide altı kişide rastlandığı saptanmıştır. Yakalanan dükkan hırsızlarının % 5-25 inde saptanmıştır.

Hastaların genel özellikleri:

Kadınlarda erkeklere göre yaklaşık dört kat daha sık görülmektedir. Cinsiyetler arasındaki oranın bu kadar yüksek olmasının bir nedeni de erkeklerin böyle bir durumda çoğunlukla hastaneler yerine cezaevlerine gönderilmeleri olabilir. Kadınlarda ortalama olarak 30-35 yaşta; erkeklerde 50-55 yaşta daha sık görülmektedir. Hem erkek hem de kadınlarda diğer dürtü kontrol bozuklukları rahatsızlığa eşlik edebilir. Erkeklerde daha çok piromani (dürtüsel olarak ateş yakıp yangın çıkarma) ve hastalık derecesinde kumar oynama ve tekrarlayıcı patlayıcı davranım bozukluğu ile bir arada iken; kadınlarda trikotilomani ( dürtüsel olarak saç ve vücut tüylerini yolma hastalığı) ile beraber bulunabilmektedir. Rahatsızlık sosyoekonomik düzey ile doğrudan ilişkili olmayıp bu durumdaki kişinin sosyokültürel düzeyi yüksek de olabilmektedir.Kişiler bu davranışlarına engel olabilmek için sosyal hayatlarını kısıtlayabilir ve çevrelerinden uzaklaşabilir alışveriş yapmamaya çalışabilirler.

Hastalığa neden olabilecek etmenler:

Çocukluk döneminde yaşanan olumsuz koşulların sonucu gelişen kayıp yaşantıları önemli etkenler arasındadır. Kleptomanik davranışlar da bunların etkisini gidermeye yöneliktir. Bilinçaltındaki bu anıların kişiyi zorlaması ile oluştuğu düşünülmektedir. Bu kişilerin çocukluklarındaki aile hayatlarının oldukça travmatik ve sorunlu olduğu saptanmıştır. Bu bireylerde narsisistik (kendine olan sevgiilgi ve destekler) kırılmaların özgüven yaralanmalarının sonucu olarak ortaya çıktığı da düşünülmektedir. Kişinin özsaygısı ve değerliliğine yönelik yapılan saldırılar ilerleyen dönemlerde kişinin olgun bir benlik yapısı geliştirmesine engel olur ve bu tür davranışlara zemin hazırlar.

Kleptomani eylemleri bir kayıp yaşantısını izleyerek de gelişebilmektedir. Bu duruma kadınlarda çocukların evden uzaklaşması; erkeklerde andropoz döneminde rastlanabilir. Kadınlarda gerilimin arttığı adet dönemleri ve hamilelik dönemlerinde bu tür eylemler artmaktadır. Özellikle bizim toplumumuzda hamile kadınlarda başkasının evinde misafir iken yiyecek maddelerine karşı olan bu davranış ilgi çekicidir.

Bu tür davranışlarda odaklanılan maddeler kişi için cinsel bir anlam da taşımaktadır. Çok etkileyici bir parfüm ya da kişi için cinsel anlam ifade eden bir kitap kolayca çanta ya da elbise içine girebilmektedir.Bu kişilerde sıklıkla cinsellikle ilgili sorunlara da rastlanabilmektedir. Çeşitli psikiyatrlara göre çocukta 3-5 yaş arasında gözlenen ve Freud tarafından “fallik dönem” olarak adlandırılan çocuğun cinsel organlara yönelik ilgi ve hareketlerinde artışın olduğu dönemlerde karşılaşılan sorunlarla ilişkili olduğu düşünülmektedir.

Freudun ruhsal yapı modeline göre kişide doğuştan geldiği düşünülen ve her an istediği herşeyi fütursuzca yaparak haz almayı hedefleyen altbenlik (id) ile; anne-baba öğretmen vb gibi otorite konumundaki kişilerin ahlak anlayışlarının etkisi ile oluşturulupbunun tam tersi bir şekilde “hiçbir yerde ve asla” şeklinde hareket eden kişinin topluma uyumu için kişinin istek ve eylemlerine sınır koyan üstbenlik (superego) ve bunların ikisi arasındaki dengeyi sağlayan asıl uygulayıcı güç olan benlik (ego) arasında düzenli bir danışma ve uzlaşma olmalıdır. Kleptomani davranışları gösteren kişilerde bu düzenli işleyişin bozulduğu ve üstbenliğin etkisini çok arttırarak acımasızlaştığı ve kişinin kendisini suçlamak cezalandırmak küçük durumlara düşürmek için bu tür hırsızlık eylemlerine giriştiği düşünülmektedir.

Kleptomani kişide varolan obsesif kompulsif bozukluk (saplantı-zorlantı bozukluğu) ve depresif bozuklukların farklı bir görünümü olabilir. Kleptomanik davranışlar ile kişi kendisini geçici olarak iyi hissederek kaygısını ve ruhsal çökkünlüğünü azaltmayı hedefler. Bununla birlikte bu dürtüsel eylemlerin artarak devam etmesi ve oluşturduğu sorunlar bu rahatlamanın buzdağının üstünü yoketmekle aynı anlama gelmektedir.

Kleptomanin eşlik ettiği psikiyatrik bozukluklar arasında dissosiyatif bozukluklar duygudurum bozuklukları ve yeme bozuklukları da sayılabilir. Bu rahatsızlık başka vücutsal hastalıkların sonucu da görülebilmektedir. Bunlar arasında epilepsi (sara) beyin atrofisinin görüldüğü durumlar ve demans (bunama) bazı ilaç tedavilerinin yan etkileri ve bazı tümörler sayılabilir.

Tedavi:

Kişinin geçmişi ve şu anı ile ilgili zedeleyici olayların saptanarak bunlara yönelik uygun düşünce şemaları geliştirilmesi ve toplumsal ilişkilerdeki uygunsuz savunma mekanizmalarının değiştirilmelerini hedefleyen terapiler dürtüsel hareketleri ve kaygı durumunu azaltmaya yönelik ilaç tedavileri ve gerekirse hipnoz ile başarılı sonuçlar alınmaktadır.
Ara
Cevapla
PesmisT GirL
#33
Kokain bağımlılığı

Tarihçe

* Kokain Güney Amerika’da yetişen Eritroksilon Koka bitkisinden elde edilen bir alkaloiddir.

* Yerliler eski dönemlerden beri bunun yapraklarını uyarıcı etkisi için çiğnerler.

* Bugün kötüye kullanılan kokain (kokain alkoloidi) ilk kez 1860’da izole edildi.

* Lokal anestetik olarak kullanılmaya başlandı. 1800’lerde bir çok hastalığın tedavisi için kullanıldı.

* 1880 ve 1990’larda kokaine çok değer verilirdi. Papa Leo XII Sigmund Freud Jules Verne and Thomas Edison gibi bir çok ünlü isim tedavide kullanımını önerdi.

1914’de uyuşturucu olarak sınıflandırıldı.

* Coca-cola orjinal olarak kokain içermekteydi ve 1888’de ‘‘yorgunluğu geçiren içecek’’ olarak reklam yapıyordu. Coca-cola daha sonra kokaini içeriklerinden çıkarmış ve yerine kafein koymuştur.

Kokain (argodaki adıyla KOK ya da KAR) bağımlılık potansiyali en yüksek ve en tehlikeli maddelerden biridir. Beyaz bir tozdur.

Kokainin tek dozu bile fiziksel bağımlılık yapabilir!

***** (Krek) Kokain

Serbest baz KREK kokainin en güçlü formudur.

Dumanı içe çekilerek kullanılır. Rock (RAK) da denilen kullanıma hazır formda satılır.

1-2 kullanım bile aş erme duygusu yapabilir.

Saldırganlık yapabilir.

Kokain kullanım yolları:

1. Burna çekme(snorting) En sik kullanılan yoldur. Populer metod bir ayna üzerinde çizgiler yapmakve bir çubuk ya da rulo yapılmış banknot ile çekmektir. 3 dk’da etki eder.

2. Enjeksiyon (Shooting) Daha risklidir. Kokain suda eritilip enjekte edilir. 20 sn’de etki eder. Enjekte edilen madde saf ve steril olmadığı için risklidir. İğne paylaşımı Hepatit B ve C (sarılık) ve AIDS dahil enfeksiyon riski getirir. Her iki madde de (kokain ve krek) enjekte edilebilir.

3. Dumanını içe çekme (Smoking): Beyne kokaini göndermenin en hızlı yolu budur. Krek (rak) formu bu yolla kullanım içindir. 10 sn’den kısa bir sürede etki eder. En kolay bağımlılık yapan yol da budur.



Kombine tehlike: Kokaetilen

Kokain ile alkol kullanımı birlikte olduğunda her bir maddenin verdiği zarar riski ekleniyor. İnsanlar bilmeden bedenlerinde karmaşık bir kimyasal deney yapıyorlar. İnsan karaciğeri bu iki maddeyi birleştirerek ‘cocaethylene’ (kokaetilen) denilen bir madde üretir. Bu kokainin öforizan etkisini arttırırken ani ölüm riskini de yükseltir.

MİTLER VE GERÇEKLER

Yüksek sınıfın kullandığı elit bir madedir/ Kokain ve krek her sosyoekonomik seviyede kullanılmaktadır.

Kokainin yan etkisi yoktur/ Tremor (titreme) konvülzyon (sara nöbeti) enfeksiyon kalp krizi inme psikoz ve ani ölüme neden olabilir.

Kokaine bağımlı olmak için uzun süre gerekli/ Birkaç kullanımla bile olabilir.

Performans düzeyini arttırır/ Kronik kullanım performansı ileri derecede düşürür.

Bağımlılık yapmaz/ Bağımlılık riski çok yüksektir. Birçok insan bırakmak için profesyonel yardıma ihtiyaç duyar.

Sadece enjekte edilirse bağımlılık yapar/ Bütün kullanim formları bağımlılık yapar. Dumanını çekmek enjekte etmek kadar bağımlılık yapıcıdır.

Kullanım sıklığı



Kokain kullanımında Amerika’da son yıllarda düşüş vardır. Ancak bağımlı sayısı yıllar içinde oldukça sabit kalmıştır. Krek kısmen kokainin yerini almıştır.

Etki mekanizması

Dopaminin dopamin taşıyıcısı tarafından geri alımının engellenmesi.





Etki süresi ve şekli

Kokainin etkileri hemen hissedilir ve 30-60 dk gibi kısa bir süre devam eder.

Bağımlıların etkiyi devam ettirmek için ard arda kullanmaları gerekir.

Etkisi kısa olmasına rağmen metabolitleri kan ve idrarda 10 gün kalır.

Beyindeki etkisi

PET (pozitron emisyon tomografisi) bulguları: Mezolimbik D2 nöronal aktivite azalması. Aş erme sırasında mezolimbik dopamin sisteminin aktivasyonu. PET bulguları bıraktıktan sonra 1 yıl devam eder. Tamamen normale dönme olduğu ise şüphelidir.





Kokain kullanımının ruhsal belirtileri

*Yükselme (coşku) hissi ile birlikte aşağıdakilerden en az biri olur

- Düşük dozlarla zihinsel ve fiziksel performansta artış

- Öfori (neşe) ve enerji artışı

- Hiperaktivite (hareketlilik)

- Afektif (duygusal) küntleşme yorgunluk üzüntü ya da sosyal geri çekilme

- İnsanlarla daha fazla birlikte olma konuşkanlık

- Kişilerarası ilişkilerde duyarlılık

- Anksiyete gerginlik ya da öfke (ajitasyon irritabilite)

- Uyanıklık hali

- Grandiyosite (kendini büyük görme)

- Kalıplaşmış yineleyici davranışlar

- Yargılama bozukluğu

- Tehlikeli olabilecek cinsel davranış

Kokain kullanımının fiziksel belirtileri (aşağıdakilerden en az 2 tanesi olur)

- Taşikardi (kalp hızında artış)

- Pupiller dilatasyon (göz bebeklerinde genişleme)

- Kan basıncında yükselme

- Terleme ya da titreme

- Bulantı ya da kusma

- Kilo kaybı

- Psikomotor ajitasyon (davranışlara yansıyan huzursuzluk hali)

- Kas zayıflığı solunumun baskılanması göğüs ağrısı ya da kalpte ritm bozukluğu (aritmi)

- Konfüzyon epileptik (sara) nöbet disknezi distoni ya da koma.

- Algı bozukluğu (varsanı) eşlik edebilir.

İstenmeyen etkiler

- Burunda konjesyon ( dolgunluk) inflamasyon kanama ülser perforasyon (delinme)

- Dumanı çekme ile bronş ve Akciğerde harabiyet

- Damardan kullanım ile mikrop kapma emboli AIDS geçisi

- Minör nörolojik etkiler: akut distoni tik migren tipi başağrısı

- Kalp üstüne etkileri: Miyokard enfarktüsü (MI) aritmi kardiyomiyopati

- Beyin damarları üstüne etkileri: Nonhemorajik serebral infarkt (beyin damarlarında tıkanma) TIA (geçici iskemik atak)

- Epileptik nöbet (sara): Acil başvuruların %3-8’ini oluşturur.

- Ani ölüm: özellikle ‘‘speedball’’ (kokain ve eroin bir arada) ile ölüm riski fazladır.

Kokain Yoksunluğu Belirtileri


Kullanımdan 30-60 dakika sonra depresyon ( “crash” )

- Disforik duygudurumu (anksiyete çabuk sinirlenme)

- Yorgunluk

- Canlı hoş olmayan rüyalar

- Uykusuzluk ya da aşırı uyuma

- İştah artışı

- Durgunluk ya da huzursuzluk ve sinirlilik

Kokain Yoksunluğunun Seyri

* Hafif-orta derecede kullanımda yoksunluk belirtileri 18 saat sürer

* Ağır kullanımda ise yoksunluk tablosu 1 hafta kadar sürer.

* Yoksunluk belirtileri kokaini bıraktıktan sonraki 2.-4. günler arasında en fazladır. Bazen haftalarca aylarca sürer

* Kokain bırakıldığında kokain için aş erme en belirgin duygudur.

* Kokain bırakıldığında intihar riski ortaya çıkar ya da artar.

* Kokain bağımlıları kokaini bıraktıklarında alkol sakinleştirici ilaçlar uyku ilaçları benzodiyazepin gibi ilaçlarla yoksunluk belirtilerinden kurtulmaya çalışırlar.

Kokain bağımlılarının kokaini bıraktıktan sonra yeniden başlama nedenleri

1. Dürtüsel davranış (%37)

2. Sosyal baskı (%10)

3. Riskin çok az olduğunu düşünme (%10)

4. Mutlu ve heyecanlı hissetme (%10)

5. Gergin hissetme (%10)

6. Depresyonda olma (%10)

7. Aş erme (kokain için şiddetli arzu duyma) (%7)

8. Diğerleri (%6)

Kimin kokain kullandığından süphelenmeli?


* Kişilikte açıklanamayan değişiklikler

* Huzursuzluk ve sinirlilik

* Konsantrasyonda (dikkati toplamada) bozulma

* Kompulsif (tekrarlayıcı) davranış

* Şiddetli uykusuzluk

* Kilo kaybı

* İş ve evde görevlerini yerine getirememe

* Artan borçlar ve bunları ödeyememe (kokainin pahalı olması ve iş veriminin düşmesi nedeniyle)

* İş yerinde sık sık ortadan kaybolma (kokainin etki süresi kısadır ve bağımlıları sık kullanmak zorunda kalır)

* Nazal konjesyon (burunda tıkanıklık ve iç kısmında kızarıklık)

Kokainmanlarda görülen diğer psikiyatrik hastalıklar

Kokain bağımlılarında diğer psikiyatrik rahatsızlıklar sık görülür.

Tedavi için başvuran kokainmanlarda psikiyatrik hastalık sıklığı (RDC ile)

Şimdiki %
Geçmiş %

Herhangi bir psikiyatrik bozukluk 55.7
73.5

Affektif bozukluklar 44.3
60.7

Anksiyete bozukluğu 15.8
20.8

Şizofreni 0.3
1.3

Alkolizm 28.9
61.7

Antisosyal kişilik bozukluğu 7.7
7.7


Kokaine bağlı psikotik bozukluk

- Paranoid hezeyanlar ve hallusinasyonlar kullanıcıların %50’sinde görülür.

- Doz kullanım süresi ve kişisel duyarlılığa bağlı olarak gelişir

- Damardan kullananlar ve krek kullanıcılarında daha sıktır.

- Erkeklerde daha sıktır.

- En sık görülen belirti paranoid hezeyanlardır.

- İşitsel hallusinasyonlar sıktır. Görsel ve taktil hallusinasyonlar (ör. formiksayon) seyrek görülür.

- Tuhaf cinsel davranışlara ve intihara yol açabilir.

Tedavi

* Kokainmanların kendiliğinden tedaviye başvurması seyrektir.

* Kokain bağımlılarının en önemli problemi kokain için “aş erme”dir.

* Negatif pekiştirme için sosyal psikolojik biyolojik stratejiler tedaviye katılmalıdır.

* Dopaminerjik agonistler (Amantadin Bromokriptin) aş ermeyi azaltabilir.

* Trisiklik antidepresanlardan Bupropion ve antiepileptiklerden Karbamezapin’in de etkili olduğuna işaret eden çalışmalar varsa da bu husus kesin değildir.

* Immünoterapi (kokain antikoru oluşturan aşı) ile ilgili çalışmalar vardır.

* Psikostimülanlar (Ritalin vb.) kokain bağımlılığının altında yatan bir dikkat eksikliği sendromunun olduğu vakalarda yararlı olabilir ancak bu ilaçlar da bağımlılık yapabildiği için dikkatli olunmalıdır.
Ara
Cevapla
PesmisT GirL
#34
İki Uçlu Duygulanım - MANİ-

İki uçlu duygulanım bozukluğu ( bipolar afektif bozuklukvirgs.gifPMDvirgs.gifmanik depresif bozukluk) ne demektir?

Kişinin bazı dönemlerde çökkünlük (depresyon) dönemleri yaşaması ile birlikte virgs.gifkimi zamanlar da taşkınlık (mani) ya da bunun daha hafif bir sekli olan hipo mani dönemlerinin görülmesi ile seyreden bir psikiyatrik bozukluktur

Mani nasıl bir durumdur?

Kişinin her zamanki normal halinden farklı olan ve sürekli bir şekilde aşırı neşelivirgs.gif(her şeye gülüpvirgs.gif kimseyi umursamadan şarkılarvirgs.gifoyunlarvirgs.gifdanslar etme gibi) ya da yerinde duramayacak şekilde gergin(bazen aşırı öfkelivirgs.gif saldırganvirgs.gif küfürlü konuşma gibi) ve kendini yükseklerde gören bir duygu durumu vardır. Bu dönem sırasında aşağıdakilerden en az üçü bulunmaktadır:

· Kişinin kendine verdiği değer aşırı derecede abartılıdırvirgs.gif(grandiyozite)virgs.gifses tonu aşırı güvenli bir şekildedir. Bu durumda kendini çok güçlüvirgs.gifgüzelvirgs.gifözel yeteneklere sahipvirgs.gifPeygamber ya da Tanrı gibi hissedebilmektedir.

· Uyku hiç yok gibidirvirgs.gifhiç uyumadan günlerini geçirebilir.

· Her zamanki halinden çok daha fazla konuşmaktadır. O kadar hızlı ve sürekli konuşmaktadır ki konuşması sırasında araya girmeniz çok zordur.

· Düşünceleri adeta birbiri ile yarışmaktadır. Konudan konuya atlarvirgs.gifbelli bir konu üzerinde duramaz.

· Dikkatini belli bir yerde toplayamaz ve dikkati önemsiz virgs.gifkonu dişi nesnelere takılır.

· Belirli bir amaca yönelik olarak sosyal ortamlardavirgs.gifiste virgs.gifokulda ya da cinsel aktivitede artış vardır.(Aniden seyahatler yapmavirgs.gif önceki normal halinden farklı olarak daha çekici görünmek için renklivirgs.gif parlakvirgs.gif aksesuarları bol ve daha açık saçık virgs.gifkendinden beklenmeyecek tarzda giyinmevirgs.gif toplum içinde ve ibadethanelerde ibadetlerinde diğerlerini rahatsız edici derecede aşırı artışlar gibi.)

· Önemli zararlar oluşturabilecek zevk verici etkinliklerevirgs.gif sonucunu düşünmeden girme (eşya ya da para dağıtmavirgs.gifgereksiz ve fazla harcamalar virgs.gifanlamsız yatırımlar yapmavirgs.gif aşırı hızlı araç kullanmavirgs.gifcinsel ilişkide sınır tanımama gibi)

Bu durum kişinin mesleki yaşamı ve sosyal ilişkilerinde önemli bozulmaya yol açmaktadır. Kendine ya da başkalarına zarar vermesini önlemek için ya da psikotik özelliklerin varlığında ( kişinin kendisini peygamber hissedip Allah tan emir aldığını düşünmesi ya da gizli bir takım güçleri olduğuna inanıpvirgs.gifispata çalışma gibi inanılmaz fikirler ve eylemler)hastaneye yatırmak gerekmektedir

İki uçlu bozukluk hangi yaşlarda baslar?

Ergenlik öncesi nadir görülen bu bozukluk erkelerde ortama 18 virgs.gif kadınlarda 20 yaşta başlamaktavirgs.gif 60 yaş sonrası nadir görülmektedir.

İki uçlu bozuklukta kadın ve erkekler açısından farklılıklar var midir?

Kadın ve erkeklerde yaklaşık eşit oranda görülmektedir. İlk atak erkeklerde manivirgs.gifkadınlarda ise depresyon seklindedir.

Kalıtımın rolü var mıdır?

Birinci derece akrabalarda bu bozukluğun bulunması halinde risk %25virgs.gif anne ve babanın her ikisinde birden bulunması halinde risk % 50-75 ‘ lere yükselmektedir

İki uçlu bozukluk niçin önemlidir ?

- intihar olayları yüksek bir oran tutmaktadır
- alkol ve madde kullanım bozuklukları da eslik etmektedir.
- eğitimvirgs.gifmesleki ve sosyal alan virgs.gif evlilik hayatında sorunlara yol açmaktadır.
- anti sosyal davranışlar ile suça eğilim artmaktadır.
- hızlı döngülü ( bir yıl içinde 4 ve daha fazla hastalık atağının olması) ya da aşırı hızlı döngülü ( saatler ya da ünlerle değişen çok sayıda atağın varlığı) hal oluşabilmekte bu da çok yıpratıcı olmaktadır.
- yeme bozukluklarıvirgs.gifsosyal fobi ve panik bozukluk gibi kaygı bozuklukları da eslik edebilmektedir.

Hastalığın gidişini kötü etkileyen özellikler:

- Erken ya da geç yaşta başlangıç
- atak sayısının ve hastanede yatış sayısının çokluğu
Ara
Cevapla
PesmisT GirL
#35
MİGREN

Baş Ağrıları

Yaşamının herhangi bir döneminde baş ağrısından yakınmayan insan yoktur. Ancak baş ağrılarını iki şekilde değerlendirmek gerekir. Birincisi çeşitli hastalıkların bulgusu olarak baş ağrısıvirgs.gif ikincisi ise başlı başına bir hastalık olarak baş ağrısı. Birinci gruptaki baş ağrıları genellikle gözlerdenvirgs.gif kulakvirgs.gif burunvirgs.gif boğaz hastalıklarındanvirgs.gif dişlerden kaynaklanan baş ağrılarıdır. Genellikle bu tür baş ağrılarının teşhis ve tedavisi daha kolaydır.
Baş ağrılarını şu şekilde sınıflandırmak mümkündür:

Migren tipi damarsal baş ağrılarıvirgs.gif
Gerilim baş ağrısıvirgs.gif
Kombine yani damarsal ve gerilim baş ağrısının birlikte bulunuşuvirgs.gif
Migren dışı damarsal baş ağrısıvirgs.gif
Psikiyatrik nedenlere bağlı baş ağrısıvirgs.gif
Kafa içinde inflamasyona bağlı baş ağrısıvirgs.gif
Gözdenvirgs.gif kulaktanvirgs.gif dişlerdenvirgs.gif burun ve sinüslerden kaynaklanan baş ağrılarıvirgs.gif
Boyundaki yapılardan kaynaklanan baş ağrıları.

Migren

Migrenin Belirtileri Nelerdir?

En sık rastlanan belirtivirgs.gif hafiften başlayarak çok şiddetlivirgs.gif zonklayıcı karaktere dönüşen baş veya boyun ağrılarıdır. Ağrı genelde (ama her zaman değil) başın bir tarafında olur ve en az bir kaç saat devam eder. Ağrı geçtikten sonra migren hastası kendini genellikle yorgun ve bitkin hisseder. Bazen de bir mutluluk duygusu taşıyabilir.

Diğer belirtiler (bu belirtiler baş ağrısından önce veya baş ağrısı esnasında olabilir):

Kabızlık veya ishal
Sinirlilik
Mide bulantısı ve / veya kusma
Işığa karşı duyarlılık
Gürültüye karşı duyarlılık
Kokulara karşı duyarlılık
Kafa derisinde hassasiyet
Kan damarlarında gözle görülebilen genişleme
Boyun ve / veya omuz ağrısı veya tutukluğu
Vücudun uç noktalarında (ellervirgs.gif ayaklar) ağrıvirgs.gif sızı
Dokunma hissinde azalma

Aura dönemi ( Genelde klasik migrende ağrı başlangıcından önce) belirtileri:
Görme duyusunda bozukluklar
- Kör noktalar
- Işık noktaları görme
- Görme duyusunun tünel gibi olması
Görme ve duyma ile ilgili halusinasyonlar (yanılsamalar)
- Zikzak şekilleri görme
- Gelin teli şeklinde görüntüler
Vücudun bazı bölgelerinde uyuşma
Kulak çınlaması
Konuşma bozuklukları
Başka duyular ile ilgili bozukluklar

Diğer sık rastlanan belirtiler:
Karın şişliği
Üşümevirgs.gif el ve ayaklarda soğukluk
Esneme
Ağız kuruluğu
Vücutta su toplanması
Terlemede artış
Burun akması
Sık idrara çıkma
Açlık – tatlı yeme isteği veya iştahsızlık
Konsantrasyon bozukluğuvirgs.gif dikkatin azalmasıvirgs.gif düşüncede yavaşlama
Kelime bulma güçlüğüvirgs.gif konuşurken takılma
Durgunlukvirgs.gif donukluk bazen de aktivitede aşırı artış
Kalp atışlarının hızlanması
Yüksekten başı dönme

Migreni Başlatan Etkenler Nelerdir?
Migrenin fizyolojik nedenleri ne olursa olsunvirgs.gif pek çok migren hastasıvirgs.gif migreni başlatan bazı faktörler tespit etmişlerdir. Bu faktörler her migren hastası için farklılıklar göstermekle birlikte en sık ifade edilenleri şunlardır:

Çevresel faktörler:
- Yükseklik değişiklikleri
- Hava kirliliği (ozon ve sis)
- Parlak güneş ışığı veya lamba ışığı
- Flüoresan ışıklar veya titreyen herhangi bir ışık (örneğin; tavan vantilatörlü odalarvirgs.gif jaluzi içinde
süzülen güneş ışığıvirgs.gif bilgisayar monitörleri)
- Saçın kuyruk şeklinde sıkıca bağlanması veya saç tokaları
- Yüksek ve devamlı gürültü (örneğin; bebek ağlamasıvirgs.gif vantilatör sesivirgs.gif güç kaynaklarının sesivirgs.gif
yankılanan koridorlar vs.)
- Parfümler
- Kuvvetli diğer kokular ve kimyasal maddeler: Kumaş boyasıvirgs.gif duvar boyasıvirgs.gif çöp kokusuvirgs.gif araba
egzoz dumanı vs.
- Hava durumundaki değişiklikler (basınç farklılıklarıvirgs.gif nemde farklılıkvirgs.gif hava sıcaklığında değişiklikvirgs.gif
kuvvetli rüzgarvirgs.gif kasırga)
- Havasız ortamlar
- Mevsimsel değişiklikler (sonbahar ve ilkbahar en kötü zamanlardır)


Cacophony - Rosemary El'Hage

Yiyecek ve içecekler:
- Alkol ( özellikle kırmızı şarap)
- Sentetik tatlandırıcılar
- Kafein ( fakat bazı hastalarda migreni azaltır)
- Hindistan cevizi ve hindistan cevizi yağı ( güneş losyonları da dahil)
- Narenciye
- Çin yemekleri
- Hazır çorbalar
- Hazır peynir tozu maddeleri
- Soya proteini ve soya sosları
- Baharat ve hazır soslar
- Et terbiyesi için hazır soslar
- Bira mayası
- İçlenmiş şarküteri ürünleri
- Hazırvirgs.gif yağsız kavrulmuş fındık ve fıstık
- Bazı patates cipsleri
- Peynir suyu
- Zeytinyağı
- Turşular
- Tuz
- Ekşi krema veya yoğurt
- Soğanvirgs.gif Domatesvirgs.gif Ispanakvirgs.gif Taze bezelyevirgs.gif Patlıcanvirgs.gif Fasulye gibi sebzeler
- Kızartmalar
- Deniz ürünleri
- Tavuk ciğeri
- Yiyeceklerde kullanılan boya maddeleri ( özellikle kırmızı)
- Buğday ürünleri
- Muzvirgs.gif Kivivirgs.gif Mangovirgs.gif Ananasvirgs.gif Kırmızı erikvirgs.gif Çilek gibi bazı meyveler
- Çikolata
- Mısır
- Papaya

Davranış kalıpları:
- Öğün atlama
- Fazla uyuma veya uyku eksikliği
- Temizlik maddeleri veya kokulu deterjanlar
- Uçak yolculukları
- Doğum kontrol hapları
- Sigara ve diğer tütün ürünleri
- Su kaybı
- Kadınlarda hormonal değişiklikler ( migrenler adet öncesivirgs.gif adet esnasında veya adetin sonunda
artabilir ve genellikle hamileliğin üçüncü ayından sonra yok olur)
- Oruç tutmakvirgs.gif fazla karbonhidratı bir anda almak gibi kan şekerinin düşmesine neden olan
durumlar
- Fiziksel travma
- Başa basınç uygulama ( fakat bazen migreni azaltır)
- Uyku düzeninde değişiklik
- Stresvirgs.gif özellikle stresin birden yok olması ( hafta sonu baş ağrısı sendromu)

İlaçlar dışında neler migren ağrısını azaltmakta yardımcı olur?
Esas yöntem virgs.gifkaranlık ve sessiz bir odada uyumak gibi görünmekte. Bazıları için fonda hafif bir müzik veya gürültüsüz bir TV kanalının olması daha rahatlatıcı olabilir. Diğer önleyici yöntemler:

- Akupunktur
- Soğuk hava veya duş
- Egzersiz
- Boyun arkasına sıcak kompres
- Saf oksijen
- Baş ve boyun masajı
- Duş: Bir kaç dakika sıcak sonra soğuk sonra tekrar sıcak duş.
- Ayakları sıcak suya sokma
- Kusma
- Başa buz kompresi
- Başın bir tarafına sıcakvirgs.gif diğer tarafına buz kompresi yapmak
Ara
Cevapla
PesmisT GirL
#36
Narsistik kişilik

Aşağıdakilerden en az besinin varlığı ile erişkinliğin erken dönemleri de başlayan virgs.gif üstünlük hislerivirgs.gif beğenilme ihtiyacı ve kendini başkasının yerine koyamayıpvirgs.gif insanlara uygun yaklaşımlarda bulunamama ile seyreden bir rahatsızlıktır.

1-Kendisinin başkalarından çok daha önemli olduğu duygusu içindedir. ( gösterdiği başarıları virgs.gif sahip olduğu becerilerini çok daha olağanüstü olarak görüpvirgs.gif yeterli bir temeli olmamasına karsın çok değerli ve yüksek bir şahsiyet olarak bilinmeyi bekler.)

2- Düşünceleri virgs.gifhayalleri büyük bir güçvirgs.gif engin bir dehavirgs.gif kusursuz bir güzellik ve mükemmel virgs.gif sonsuz sevgi üzerinedir.

3-Özelvirgs.gif benzeri olmayan biri olupvirgs.gif kendisini ancak çok zeki ve ustun nitelikli kişilerin anlayabileceğini düşünür ve sadece bu kişilerle ilişki kurupvirgs.gif dostlarını bu kişilerden seçmeyi düşünür.

4-Çevresindekiler tarafından çok beğenilmeyi bekler.

5-Hak ettiği duygusu içindedir. Sahsına özelvirgs.gif başvuran diğer kişilerden farklı bir tedavi uygulanacağı düşünceleri ve davranışları içindedir.

6-Diğer insanlarla karşılıklı ilişkilerinde bencilcevirgs.gif çıkar düşünerek hareket eder. Başkalarının zaaflarından yararlanıpvirgs.gif hedeflerine ulaşmayı gözetir.

7-Kendini diğer kişilerin yerine koyupvirgs.gif onların hissettikleri virgs.gif düşündükleri ya da ihtiyaçları konularını anlamaya ve bunlara saygı duymaya isteksizdir.

8-Genellikle başkalarının başarılarıvirgs.gif yaptıkları virgs.gif değerleri ve onların genel olarak varlıklarını kıskanabilirler. Diğerlerinin de kendilerini kıskandığını düşünürler.

9-Kendini beğenmişvirgs.gif ukala ve küstahça tutumlar içine girerler.

Kendilerinin çok önemli virgs.gif vazgeçilemez oldukları seklinde bir düşünce içerikleri vardır. Halk arasında"Büyük dağları ben yarattım" denen tavırlar içindedirlervirgs.gif gösterişçi ve kendini metheden konuşma ve davranışlar içindedirler. Bunların karşılığında bekledikleri ilgivirgs.gif övgü virgs.gif hayranlık ifadeleri ile karsılaşmadıklarında hayrete düşüpvirgs.gif hayal kırıklığı ve mutsuzluk dönemleri yasayabilirler. Başkalarının da kendi başarılarındaki katkısını gözardı edipvirgs.gif onları hesaba katmazlar. Otorite ya da üst düzey kişilerle ilesin kurmak için çabalayıpvirgs.gif bağlantı kurdukları bu kişilere abartılı nitelikler atfederler. Bu şekilde kendilerini de bu kişilerden varsayarlar. Daima bir kurumun en yetkilisi ( başhekimvirgs.gif profesörvirgs.gif mudurvirgs.gif komutanvirgs.gif işveren vs.) gibi en yetkili ile iletişime geçipvirgs.gif diğerlerinin fikirlerine aldırmazlar.

Devamlı olarak birselde ne kadar iyi olduklarıvirgs.gif oradakilerin kendilerini nasıl el üstünde tutupvirgs.gif değer verdiğivirgs.gif sevgi ve saygıyla karşılandığı üzerinde düşünürler. Çevrelerinden sürekli övgüvirgs.gif alkış beklerler. Sıra beklemekvirgs.gif izin istemekvirgs.gif yol vermek onların sözlüğünde olmayan kavramlardır. Çünkü kendilerine göre hersele hakları vardır ve daima bir öncelikleri olduğu düşüncesi içindedirler. Başkalarından bu konularda destek ve yardim göremediklerinde öfkelenirler. Başkalarını kendi isleri ve keyfi için köle gibi kullanabilirvirgs.gif yakın çevrelerini üst düzey ya da kendilerini pohpohlayacak kişilerden seçerler (en güzel virgs.gifen tanınmış kişiyle görünmekvirgs.gif arkadaşlık etmekvirgs.gif bu amaçla o tur kişilerin bulunduğu sosyal klüpvirgs.gif derneklere giripvirgs.giffaaliyetlerde bulunmak gibi).

Diğer kişilerin içinde bulundukları durumlar konusunda aşağılayıcıvirgs.gif eleştiricivirgs.gif ilgisiz ve hafife alır bir tavır sergilerkenvirgs.gif kendinin karsılaştıklarını derinlemesine aktarmaya çalışarak cifte standart uygulayabilirler.
Herkesin başarısına haset edipvirgs.gif onların hiç birsele layık olmadıklarıvirgs.gif kendilerinin de isterlerse kolayca onu yapabileceklerini düşünürler.

Kendilerine yapılan en ufak yapıcı eleştiri ya da düzeltmevirgs.gifekleme ve öneri bu kişileri ağır bir şekilde yaralayabilir. Bu durumda küçük duşmuşvirgs.gif mahvolmuş virgs.gifortada bırakılmış hissedebilirler. Bu durumda aniden hiddetlenipvirgs.gif kırıcı olabilirler. Bunlardan ötürü sosyal ilişkileri bozuk olup başarıları devamlı olamaz. Başkaları ile yarışma gerektiren islerde yenilme riski nedeniyle virgs.gifbu islere karsı isteksizlikleri is ve sosyal hayatta beklenen düzeyin altına düşmelerine yol açabilir.

Birlikte bulunabilen rahatsızlıklar:

-Majör depresyon

-Distimi

-Anoreksia nervosa

-Madde kullanım bozukluğu

-Kişilik bozuklukları ( histrionikvirgs.gif borderlinevirgs.gif
antisosyalvirgs.gif paranoid k.b.)

Kimlerde görülebilmektedir:

Vakaların yarıdan çoğunu erkekler oluşturmaktadır. Toplumda % 1 den daha az oranda görülmektedir.

Tedavi:

Bireysel psikoterapi uygulanmalıdır. Tedavide kişiliğe ait abartılı beklentilervirgs.gif düşünceler ve davranışların uygun ve gerçekçi olanlarla değişimivirgs.gif kişiler arası yaklaşımların düzeltilmesi ve kırılgan yapı üzerinde çalışılır.
Ara
Cevapla
PesmisT GirL
#37
Obsesif kişilik

Aşağıdakilerden en az dördünün varlığı ile virgs.giferişkinliğin erken dönemlerinde başlayan virgs.gif kişisel ilişkilerivirgs.gif kişinin verimliliğini etkileyen bir şekilde aşırı düzenlilikvirgs.gif mükemmeliyetçilikvirgs.gif içsel ve dışsal kaynaklı olayları ve ilişkileri kontrol üzerine aşırı yoğunlaşma ile giden bir kişilik bozukluğudur.

1- Kişi yaptığı bir iste ayrıntılara o kadar dalarvirgs.gif kurallarvirgs.gif listeler programlamalarvirgs.gif hesaplar ve bağlantılar ile öyle uğraşır kivirgs.gif neredeyse yaptığı şeyin gerçek amacınıvirgs.gif hedeflerini unutur.

2- yaptığı isi bitirmesini güçleştirebilecekvirgs.gif engel olabilecek aşırı bir mükemmeliyetçilik içindedir.

3- Kendini dostlarından ve hoşça vakit geçirebileceği etkinliklerden ayrıvirgs.gif uzak bırakacak derecede ve ekonomik durumla açıklanamayacak bir şekilde hayatini is ya da bir şeyler üretmeye adar.

4- Kültürel ve dinsel özelliklerle açıklanamayacak bir şekilde ahlakvirgs.gif doğrulukvirgs.gif dürüstlükvirgs.gif manevi değerlervirgs.gif sadakatvirgs.gif şerefvirgs.gif prensip gibi konularda vicdaninin sesini aşırı derecede dinler ve gerekli hoşgörüvirgs.gif anlayış ve esnekliği göstermez.

5- Kendisivirgs.gif ailesi ve çevresi için özel bir anlam ve değeri olmasa bile eskiyipvirgs.gif yıpranmış ya da değeri olmayan şeyleri atamazvirgs.gif elden çıkaramaz.

6- Başkalarının da tam anlamıyla kendisi gibi düşünüpvirgs.gif hareket etmedikçevirgs.gif ayni yöntemi kullanmadıkçavirgs.gif onlarla ortak bir çalışma içine giremez.

7- Para harcama (kendine ya da başkasına hediye almavirgs.gif bir şeyler ısmarlamavirgs.gif gerekli şeyleri alma gibi) konusunda kendisi ve başkalarına yönelik cimri bir tutum içindedir.

Para gelecekte belki hiç olmayacak şeyler için elde tutulması gerekli bir şey olarak düşünülür.

8- Kuralları konusunda son derece kati ve inatçıdır.

Bu kişiler aşırı dengelivirgs.gif olculu ve yaptıklarını tekrarlamaya meyilli kişilerdir. Yanlış yapmamak için defalarca kontrol edervirgs.gif kontrolün kontrolünü yaparlar. Bu nedenle bitirmeleri gereken sureyi asarlarvirgs.gif öğrenci olanlar sınav kağıdını en geç teslim edenlerdir. Detaylarla uğraşmaları ve aşırı kontrolleri dolayısıyla gecikmeleri nedeniyle başkalarının kendilerine öfkelenmelerine yol acarlar. Zamanlamaları kotudur. En iyisinivirgs.gif en beğenilecek durumu gerçekleştirme düşünceleri seklindeki mükemmeliyetçilikleri nedeniyle gerilim içine giripvirgs.gif kolayca yapılabilecek şeyleri içinden çıkılamaz hale getirebilirler.

Zevk alınabilecek etkinlikleri (hobilerle uğraşmakvirgs.gif tatil yapmak gibi) sürekli bir başka zamanda yapmaya karar verdiklerindenvirgs.gif düzen sürekli is yapmak üzerine kuruludur. Böyle bir tatile zorlandıklarında ise zevk alamazvirgs.gif o esnada da is yapmaya çalışır ya da tatili aşırı programlı ve yakınları için katlanılamaz hale getirebilirler.

Bu durumdaki kadınlar her günvirgs.gif her an temizlik pesindedir. Evleri adeta bir laboratuar ya da ameliyathane gibi sürekli aşırı bir temizlik içindedir. Bundaki ufak bir değişiklik kişinin toz bezini tekrar eline almasına yol acar. Her gün pencerelervirgs.gif duvarlarvirgs.gif yerler silinirvirgs.gif halılar her gün alt komşunun başından aşağı silkelenir. Evde yapılacak tamirvirgs.gif boya virgs.gif eve gelecek çocuklu bir misafir vs. bu kişilerin ev düzenini bozacağından adeta bir kabustur.

Her şeyin önceden kararlaştırıldığı gibivirgs.gif prensiplerinevirgs.gif kitabında yazılanın harfi harfine uygun olarakvirgs.gif fazladan kesinleştirdikleri ahlak boyutlarında yapılmasına başkalarını ve kendilerini zorlarlar. Otoriteye kati bir uyum içindedirler. Babalarındanvirgs.gif üstlerinden öğrendikleri gibivirgs.gif esneklikten yoksun bir şekilde davranırlar ve davranılmasını isterler.

Atmayavirgs.gif değiştirmeyevirgs.gif hediye etmeye ilimli bakmazlar. Evlerivirgs.gif masalarının üzeri gereksizvirgs.gif değersizvirgs.gif eskimiş evrakvirgs.gif eşya vs. ile doludur. Mutlaka bir sure sonra gerekli olabileceği düşüncesi içindedirler.

Daima kendi yaptıklarının en doğru olduğuna inandıkları için başkalarının yardim ve önerilerini dikkate almazlar.

Para onlar için ekonomik darlık içinde olmamalarına karşın, iyi, sağlıklı bir şekilde yasamak için değil; ileride yaşanabilecek sağlıksız, kotu günlerde harcanması gereken bir sigorta gibidir. Bu nedenle ufak şeyler için bile para harcamazlar. Kendileri de ileride bir şey ısmarlamak zorunda kalacakları için başkalarının kendilerine bir cay ısmarlamalarını bile istemezler.

Her davranışları, isleri, ilişkileri dakikalar çerçevesinde programlıdır. İşlerin öncelik sıraları konusunda ikilemlere düşebilir, karar vermekte zorlanabilirler. Çevreleri üzerinde kontrol sağlayamadıkları durumlarda sinirlenir, ancak bu sinirlilik hallerini dolaylı yollardan gösterirler ( istenilen şeyi geç yapmak, hizmet karşılığı gereken ücreti vermemekte direnmek gibi).

Duygularını belli etmemeye çalışır, karikatürize bir İngiliz tipi gibi belli bir duygu aralığı içinde kalırlar. Duygusal alışverişin yoğun olduğu ortamlarda rahat davranamazlar. Çevrelerindekilerin bu tur duygu yüklü davranışlarını anlayamaz ve hoş görmezler. Duygularını gösteremeyipvirgs.gif her zaman mantığı on plana alırlar.

Toplum genelinde % 1; psikiyatriye başvuranlar arasında % 3-10 oranında rastlandığı gözlenmiştir. Erkeklerde kadınlara göre iki kat daha çok görüldüğü gözlenmiştir. Ailenin daha büyük yastaki çocuklarında, detaylara dikkat, tekrarlama, olay ve inceliklere dikkat gerektiren islerde çalışan kişilerde daha çok görüldüğü saptanmıştır.

Oluş nedenleri:

Bir görüşe göre çocuğun 2-4 yaşları arasında "anal donem" denilen diski kontrolünün kazanılmaya başlandığı donemde tuvalet eğitimi sırasında yapılan baskıvirgs.gif onaylamama ve bu eğitimi çok erken vermenin bu tur bir kişilik yapısına yönelttiği düşünülmektedir.

Bunu izleyen başka bir görüşe göre ise çocuğun gene ayni dönemlerdeki kendi başına bir şeyler gerçekleştirme ile utanç çatışmasının yaşandığı bu evredevirgs.gif çocuğun duyguvirgs.gif düşünce ve dürtülerin ifade edişine ebeveynlerce uygulanan aşırı kontrol ve takdirsizliğin çocukta bu yönde bir yapı oluşturabileceği düşünülmüştür.

Birlikte görülebilen psikiyatrik bozukluklar:

Diğer kişilik bozuklukları (özellikle kaçıngan ve paranoid k.b.)

Majör depresyon.

Tedavi:

Bireysel ya da grup terapi etkili olmaktadır
Ara
Cevapla
PesmisT GirL
#38
Obsesif kompulsif bozukluk

Saplantı zorlantı bozukluğu (SZB)

Kişinin önemli sayılabilecek sure vaktini oyalayan (günde 1 saatten daha uzun sure tutan) belirgin sıkıntıya veya işlevselliğinde önemli ölçüde bozulmaya yol açan tekrarlayıcı obsesyon ya da kompulsiyonlarla suren bir psikiyatri bozukluğudur

Obsesyon Saplantı - Nedir?

Kişinin isteği dışında gelen Kişinin kabul etmek istemediği uygunsuz olarak düşünülen belirgin sıkıntıya neden olan sürekli düşünceler dürtüler ya da göz önüne getirilen görüntü seklinde düşlemlerdir.Bunlar Kişinin kendi denetiminde değildir

Kompulsiyon zorlantı Nedir?

tekrarlayıcı davranışlar ( el yıkama sıraya koyma kontrol etme gibi ) yada zihinsel ( dua etme sayma sözcükleri sesiz bir biçimde yineleme gibi )eylemlerdir.
Kompulsiyonlar sıkıntıyı gidermek amacı ile yapılmaktadır bunları yapmaya adeta zorlanmış gibi hissetmektedir.Sıkıntıyı gidermek yada önlemek korku yaratan bir olayı durumu etkisizleştirmek yada önlemek üzere tasarlanır

En sik görülen depresyonlar pislik ve bulaşma korkularıdır (dokunulan yere mikrop hastalık bulaşacağı seklinde ) yineleyen kuşkular ( elektriği acık bırakılıp bırakılmadığı gibi bir eylemi yerine getirip getirmediği konusunda tereddüt etmek gibi ) bazı şeylerin belirli bir düzen içinde olmasına gerek duyma saldırgan korkunç dürtüler ( kendine veya çevresine zarar verme yaralama düşünceleri çevresindekilerin basına bir kaza geleceği çevresindekilere kotu uygunsuz şeyler söylenebileceği düşünceleri gibi ) ve cinsel düşüncelerdir ( gözünün önüne tekrarlayarak gelen cinsel görüntülerdir).

Kişi mikrop bulaşmasın diye sık sık el yıkayabilir ellerini vücudunun diğer bölgelerini deterjanlarla yıkayıp cildine zarar verebilir her gün temizlik yapıp herkesi kendi kurallarına uymaya zorlayabilir ibadetlerini tam olmuyor veya yanlış yapılıyor diyerek tekrar tekrar yapabilir belli yerlere basmadan yürümeye çalışıp yolunu uzatabilir yakınlarının veya kendisinin basına kotu bir şey geleceğini düşünerek ilgisiz bir takım şeyleri yapmaya kendisini zorlayabilir ( terlikler düz durmaz ise esinin öleceği kapıdan dışarı çıkmadan 7 kez duvara dokunmaz ise evde bir terslik olabileceği gibi ) bir şeyi yapıp yapmadığını olup olmadığını defalarca başkasına sorma gibi kendini üzen bir düşüncenin etkisini gidermek için ısrarla dua etme veya başka bir şey düşünme ihtiyacı gibi durumlar gözlenebilir.

Ne sıklıkta görülür?

%1-18 arasında görüldüğü saptanmıştır.Hafif şekilleri de dahil olmak üzere hayat boyu rastlanma orani %59 olarak bulunmuştur.

Obsesif kompulsif bozuklukta başlangıç yaşı

Genellikle ergenliğin başlangıç yaslarında baslarken çocukluk yaslarında da başlayabilmektedir. Hastaların üçte ikisinde belirtiler 25 yasinden önce baslar.% 15 ten az vakanın ise 35 yas sonrasında başladığı saptanmıştır. Ortalama başlangıç yası 20 olup erkeklerde ortalama 19 kadınlarda ise ortalama başlangıç yaşı 22 olarak saptanmıştır

Kalıtımın rolü var mıdır ?

Bu kişilerin birinci derece yakınlarında % 35 oranında benzer bir rahatsızlığa rastlanmıştır.

Hastalık nasıl başlamakta ve sürmektedir ?

Yarıdan fazla kişide belirtilerin aniden başladığı gözlenmiştir. % 50-70 hastada yakınmaların gebelik ev değiştirme cinsel sorun yakın bir akrabanın kaybı gibi stresli olaylar sonrasında başladığı gözlenmiştir. Zaman zaman artıp azalmalar seklinde dalgalanmalar gösterdiği gözlenmiştir. Alevlenmelerde stresin etkisinin olabildiğinden bahsedilmektedir
Bu rahatsızlıga ait örnekler

Temizleme seklinde zorlantılar kadınlarda kontrol etme seklinde olan zorlantılar erkeklerde daha çoğunluktadır. Kişiler hastalıklarını gizlemeye mantıklı açıklamalar yaparak önemsememeye eğilimlidirler. Ancak temizlik zorlantları sebebiyle temizlik maddesi harcamaları yüklü bir tutar oluşturmakta ayrıca komşuları ile hali silkeleme gece yarısı temizlik nedeni ile gurultu yapmaları sonrasında tartışmalara neden olmaktadırlar.

Emin olamadığı için çok uzak yerlerden evine donupkapısını elektriğini tüpünü kontrol eden kişiler bulunmaktadır.
Zarar verme zorlantısı olanlar çatal makas kibrit bıçakip hatta tırnak makası gibi kesici ve cinayet filmlerinde rastlanabilecek sahneleri anımsatacak araçlara dokunamazlarbakamazlar. Çocuklar ve karşıt cinsiyetteki kişilerle ayni ortamda kalamayabilirler.

Bir diğer görünüm de istifleme ve zorlantılı satın almadır. Kişi çok ucuz olduğu için elinde fazla olsa da gereksinimi olmasa da gördüğü bir mali almadan edemez. Ev bir hurdacı dükkanına dönebilir. Kişiler tatile giderken bir araba dolusu tamir malzemesini de beraber götürebilirler öyle ki giyeceklere zor yer bulunur. Otomobili olmayan bir kişi otomobil lastikleri alıp bir kenara koyabilir bir gün gelip araba alırsam lastiği patlarsa diye düşünebilir. Çok eski tarihe ait faturaları biriktirir bir gün gelir de bana milyarlık borç çıkarırlar diye 20 yıllık senetleri atamazlar.

İçinden dine yönelik küfürler geçmesi seklinde zorlantıları olan kişiler toplu olarak dinsel ibadetlerden kaçınabilirler. Tekrar tekrar abdest almanamaz kılma tövbe etme gibi girişimlerde bulunabilirler.

Günlük hayatta nasıl adlandırılmaktadır?

Halk arasında vesvese olarak bilinmektedir. Dinle ve temizlikle aşırı uğraşıların olduğu ve sözcüğün kökenini Kuran dan aldığı waswasa (beynin şeytani düşünce ve kararsızlıklarla haşir nesir olup ibadetleri yapamamak) tan gelmektedir.

SZB (OKB) neden oluşmaktadır ?

Beyinde bazı bölgelerden salgılanan serotonin ve dopamin denen kimyasal maddelerin rol aldığı sistemlerin aşırı çalışması ile ilişkili bulunsa da başka maddelerin de etkili olduğu düşünülmektedir. Gene bu kişilerin beyinlerinin bazı bölgelerinde kan akimi ve metabolizmada artışların olduğu görülmüştür

SZB olan hastaların kişilik yapıları

Bu hastaların % 25 inde obsesif kompulsif kişilik bozukluğu özellikleri bulunmaktadır. Bu kişiler çevreleri üzerinde denetim oluşturmaya eğilimlidirler. Daima olculutedbirli olup dışarıdan soğuk ve sert olarak nitelenebilirler. Temizliğe düşkündakik ve düzenlidirler. Çok tutumludurlar ve başkalarına hediye vermeleri paylaşmaları çok kısıtlıdır. Kendi istedikleri yapılmayıp karsı çıkıldığında inatçı ve sinirli olabilmektedirler. Konuşmalarını uzatmaya bazen de gereksiz ayrıntılara dalmaya ve dinleyen Kişinin rahatsız olmasına yol açabilirler
Hastalığın gidisini kotu etkileyen belirleyiciler

zorlanıların ileri derecede anlamsız olması

beraberinde majör depresyonun bulunması

eslik eden bir kişilik bozukluğunun bulunması.
hastalığın çocuklukta başlaması

Saplantılara direnememe (bir zorlantıya yol açması)

Hastalığın gidisini iyi etkileyen belirleyiciler

bir stres sonrası başlaması

Kişinin çevresi ile sağlam iyi ilişkiler içinde olması

yakınmalarında artıpazalma ve yoklamalar seklinde dalgalanmaların olması

SZB ve diğer psikiyatrik rahatsızlıklar

Hastalık en çok depresyon ile bir arada bulunmaktadır. Yaklaşık üçte bir hastada SZB ile birlikte majör depresyon bulunmaktadır

SZB niçin önemlidir

Aşırı temizlik nedeniyle ciltlerinde bozukluklaryaralar açılabilir.

depresyondaki gibi SZB da da intihar riski vardır

ileri dönemlerde çevreleri ile iletişimleri bozulureve kapanıp çevreden uzaklaşabilirler evde de hep ayni şeylerle vakit geçirmekten başka is yapamayabilirler.

cinsel ilişkiden kaçınabilir olabilecekse bile bunu bir kurallar silsilesi haline getirip ayrılık ve boşanmalara zemin hazırlayabilirler.

islerini çok yavaş yaptığından ve belirli kalıpların dışına çıkamadığından is verimi düşüpmesleki sorunlar yasayabilir çevrelerini etkileyip çocukları ve esinin hayatlarını kısıtlayabilir.

SZB tedavisi :

1-)İlaç tedavisi: Depresyonda da kullanılan ve antidepresan denen ve serotonin sistemine etkili ilaçlarla tedavipsikiyatrist kontrolünde yapılmalıdır. İlaçların bağımlılık potansiyeli yoktur.

2-)Davranışçı tedavi: Kişiye saplantılarının miktar ve şiddetine göre verilen ödevlerle zorlantılarını yerine getirmeleri engellenir. % 60-75 hastada basarili sonuçlar vermektedir
Ara
Cevapla
PesmisT GirL
#39
orthoreksia nervoza

Son zamanlarda doğal hayatın bozulması hava kirliliğiartan kanser vakaları kalp hastalıkları vb. nedenlerle herkes yedikleriiçtikleri besinler üzerinde daha titizlikle durmaya başlamış durumdadır. Ailesi Istanbul dışından gelmiş olanlar kendi yörelerinin ürünlerini bulmaya çalışmakta konuşmalarında o günlerin meyva sebze yada etlerinden nostaljik bir tad alarak bahsetmektedirler. Bu durum tabii ki ailesi İstanbul kökenli olanlar içinde geçerlidir. Onlar da Çengelköy salatalıkları Yalova elmaları Kanlıca yoğurtlarından benzer bir şekilde bahsetmektedirler. O dönemlerde yapay gübreler yoktu toprağın özelliği de doğal olarak farklıydı. O koşulları aynı şekilde tekrar oluşturamayız. Fakat bir an için düşünün ki sadece en katkısız en doğal en temiz en taze besini almak için seferber olmuşsunuz. Hatta tazelik öyle bir düzeydeki sizin için topraktan çıkartılan sebze 15 dakika geçmeden sizce yenilmeli hiç buzdolabına girmemeli hiçbir şekilde endüstri ortamından geçmemeli . Bunun için her defasında üreticinin bulunduğu ortama bile gitmeniz gerekebilir. Belli miktarda suyla haşlamanız ya da belli sürede haşlamanız kızartmamanız gerektiğine inanıyorsunuz ve bunu ancak evinizde sağlayabilirsiniz çünkü diğer insanlar sizin gibi yemek yemiyorlar. Ne kadar zor bir durum değil mi?

Henüz tüm dünya psikiyatristlerinin ortaklaşa bir şekilde oluşturdukları geçerli tanısal sınıflandırmalarına girmemiş olsa da günümüz dünyasında sık olarak bu durumdaki kişilerle karşılaşmaktayız.Rahatsızlık ismini Eski Yunancada saf doğru ve gerçek anlamındaki ‘ortho’ sözcüğü ile besinlerini kısıtlama ile karakterize bir yeme bozukluğu olan ‘anoreksia nervosa’ adlı rahatsızlığın bileşiminden almaktadır.

Bu kişiler sadece doğadan geldiği gibi saf besinlerle beslenmeyi hedefleyip onun haricindekilerden kaçınan kişilerdir. Bu gıdalardan ne kadar yiyecekleri bunların nereden ne koşullarda geldiği ile aşırı ilgilidirler. Bu turden gıdaları hangi mekanlarda bulabileceklerini araştırıp buralara yönelirler. Hayatları neredeyse tükettikleri besinlerin sağlıklılığı üzerine kurulmuştur. Besinleri bozan nedenler ya da bozulmayı önleyecek katkı maddeleri üzerine yoğun bir şekilde odaklanmışlardır. Kişiler uzun süreli olarak mükemmel en saf diyet peşindedirler. Genellikle vegeteryan bir beslenme düzenine sahiptirler.

Orthoreksia anoreksia nervosa’ya ( kişinin kendine göre aşırı kilolu olduğu düşüncesiyle bazen çok zayıf olmasına rağmen yemek yemeyi kesmesi durumudur) besinlerin kısıtlanması yönünden benzemektedir. Ancak anoreksiada alınan besin miktarı ve tipi kısıtlanırken ortorekside besinin kalitesi üzerine odaklanılmaktadır. Ayrıca alınan besinlerden en iyi şekilde yararlanmak için uzun süreaşırı bir şekilde ağız içinde çiğneme gibi davranışlar gözlenmektedir. Katkı maddeli gıdalardan şeker ve tuzdan kaçınılır sadece çiğ sebze ve meyve ya da sadece pişirilmiş gıdaların tüketimine yönelinmektedir. Bunun sonucunda kişinin alması gereken proteinvitamin mineral ve yağlar alınamadığından kişide kansızlık kemik erimesi hatta ileri durumlarda ölümlerle karşılaşılabilmektedir.

Kişi bu durum nedeniyle hayatını olduğu gibi dolu dolu ve rahat bir şekilde yaşayamamaktadır. Bireyler aşırı kaygılı bir duruma gelmekte etraflarındaki kişilerin de beslenmesine bu şekilde yön vermeye çalışmaktadırlar.Kişinin geçmişinde yaşadığı ağır sorunlar nedeniyle çevresi ve dış dünya ile olan sorunları ile aktif bir şekilde başaçıkamaması ya da gereken tepkileri verememesi nedeniyle varolan kaygısını yenebilmek için bilinçaltı bir savunma mekanizmalarıyla düşüncelerini başka bir konuya odaklaması sonucunda gerçekleşmektedir.

Burada önemli olan nokta normal ve anormali ayırmaktır.Kısa süreli olarak kişilerin doğal besinlere önem vermesi bazı besinleri geçici olarak terketmesi bu rahatsızlığın kapsamına girmemektedir. Rahatsızlığı olan kişiler normalden farklı olarak sosyalmesleki işlevselliklerinde bozulmalar gösterirler. Günlük hayatları besinlerin niteliğini düşünmekle geçmektedir. Bunun altında günlük yaşam olayları ile başedemeyipgünlük streslerden kaçınma çabaları yatabilmektedir. Kişilerin çevreye ve kendileri dışındakilerin hazırladıkları gıdalara olan güvensizliklerinin temelinde kendilerine olan güvensizlikler yetersizlik duyguları yatabilmektedir. Bu şekildeki davranışları ile çevrelerin karşı kendilerini daha güçlü çevrelerini etkileyebilecek doğruyu gösterecek bir öğretmen gibi hissedebilirler. Yaşanan çaresizlikleri ya da sorunları zihinlerinden bu şekilde uzaklaştırarak tutunacakları söz sahibi olacakları bir durum oluşturmuş olurlar. Bu durumdaki bireyler genel olarak dış dünya hakkında olumsuz düşünmekte ancak bu düşüncelerden kaçabilmek için bu duygularını sadece besinlerin olumsuz bir şekilde hazırlandıkları yönünde bir düşünceye çevirmektedirler. Sürekli olarak mükemmellik peşinde koştukları için bunu gerçekleştirememeleri kendilerinden çevrelerinden memnun olmamaları bu alana yansımış ve mükemmel gıdalara yönelerek bu amaçlarını dolaylı olarak gerçekleştirmelerine hizmet etmiştir.

Bu kişilerde sıklıkla evlilik cinsellik mesleki ortam ailesel ilişkiler ve kendilerini algılayışları ile ilgili sorunlara rastlanmaktadır. Daha çok 20-40 yaş grubu arasında genellikle kadınlarda sosyoekonomik ve kültürel düzeyi yüksek kişiler arasında görülmektedir. Bu durumdaki kişilerin daha çok kentsel alanlarda yaşadıkları düşünülmektedir.

Bu durumdaki kişiler günde en az 3 saatlerini besinleri düşünerek geçirmektedirler. Ertesi gün yiyecekleri besinleri bugünden planlamaktadırlar. Yediklerinden zevk almak yerine bunu bir erdem olarak görürler. Bu konuda çok katıdırlar bu alışkanlıklarından taviz vermezler. Bu şekilde yediklerinden dolayı kendilerine verdikleri değeri artmış hissederlerözgüvenlerini arttırırlar. Bu şekilde beslenemeyenleri küçümserler. Bu kişilerin bu şekilde besinleri bulma ve hazırlamaları kendi evleri dışında mümkün olmadığından dışarıda bir şey yemez ve içmezler başka şehirlere ya da misafirliğe gitmemeye ya da gitseler bile orada yememeye özen gösterirler. Genellikle bu sebeplerden yalnız yemek yemeyi yeğlerler zaman içinde toplumdan uzaklaşmaya başlarlar. Nadiren bu tür besinler dışında yemek zorunda kaldıklarında bundan dolayı büyük bir suçluluk pişmanlık içine girerek üzüntü duyarlar. Bu şekilde beslendiklerinde kendi üzerlerinde kontrol sağladıklarını hissederek daha rahat olduklarını varsayarlar.

Tedavilerinin psikiyatristlerce bireysel ya da grup terapileri ile yapılmaları uygundur. Bireysel terapilerde kişinin geçmiş yaşantı öyküsü alınarak yaşadıkları zorluklar karşısında kullandıkları uygunsuz başetme mekanizmalarının gösterilerek uygun savunma mekanizmaları geliştirilmesi kendilerine çevrelerindekilere ve dış dünyaya karşı olan olumsuz bakış açılarının düzeltilmesi sonucunda bunların uzantısı olan bu tür davranış ve düşünce yapılarının düzeltilmesi amaçlanır. Tedavi edilmediği takdirde kansızlık kemik erimesi gibi vücutsal rahatsızlıkların görülmesi yanında genelleşmiş kaygı bozukluğu panik ataklar ve depresyon gibi ruhsal hastalıklara da yol açabilmektedir

Bu durumda olan kişilerin tedavi için psikiyatristlere yönelmesi gerekmektedir. Çünkü sadece bu rahatsızlık bir buzdağının su yüzünde görülen kısmını oluşturmaktadır. Daha derinlerde kişilik sorunları kaygı bozuklukları saplantı-zorlantı bozukluğu bulunabilmektedir. Unutulmaması gerekli olan gıdalarımızı en uygun ve faydalı bir şekilde almaya çalışırken ruhsal dünyamızı uygunsuz sağlıksız duruma getirmemektir.
Ara
Cevapla
PesmisT GirL
#40
Otizm - her yönüyle -

OTİZM

Kendi dünyalarında yalıtılmış (izole) otizmli bireyler farklı ve uzak gözükürler ve başkaları ile duygusal bağlar oluşturmazlar. Bu şaşırtıcı beyin bozukluğu olan bireyler çeşitli belirtiler ve engeller göstermesine karşın çoğu diğer insanların düşüncelerini duygularını ve gereksinimlerini anlama yetisine sahip değildir. Sıklıkla dil ve zeka tamamen gelişmemiştir iletişim ve sosyal ilişkilerde güçlük yaşamalarına neden olur. Otizmli çoğu birey sallanma veya başını vurma gibi tekrarlayıcı aktivitelerle uğraşır veya her gün ki alışmış oldukları rutinleri alışık tarzda tekrar ederler. Bazıları ses dokunma görüntü ve kokuya acı verecek derecede duyarlıdır.

Otizmli bireyler çocuk gelişiminin tipik aşamalarını takip etmezler. Bazılarında gelecekteki soruna ait ip uçları doğumdan itibaren gözlenebilir. Çoğu olguda problemler yaşıtı çocuklarla karşılaştırıldığında daha fark edilir hale gelir. Diğer çocuklar gelişimlerini devam ettirirken bu çocuklar 18-36 ncı aylar arasında aniden insanları reddetmeye başlarlar yabancı gibi davranmaya başlarlar kazanmış oldukları dil ve sosyal becerileri kaybederler.

Anne-baba gibi öğretmen ve bakım verici de otizmli çocuk veya yetişkinle iletişim ve bağlantı kurma çabalarında hayal kırıklığı yaşayabilir. Sürekli tekrarlayıcı davranışları ile uğraşırken size aldırmıyormuş gibi hissedebilirsiniz. İç gereksinimlerini tuhaf yollarla ifade etmesi sizde hayal kırıklığı yaratabilir. Çocuğunuz hakkında hayalleriniz ve ümitlerinizin gerçekleşmemesi sizi üzebilir.

Günümüzde bu çocukların sosyal dil ve akademik becerilerini iyileştirmek için yardım eden metotlar vardır. Erişkin otizmli bireylerin %60 dan fazlası yaşamları boyunca bakıma gereksinin duymalarına karşın günümüzde bu kişiler için uygun destek yanında bu bireylerde belli alanlarda meslek edindirme ve topluma katma yönünde girişimler vardır.

Otizme dünyanın her yerinde her bölgesinde gözlenir. Bütün ırk din ve ekonomik düzeylerde gözlenir. Çocuklukta başlar her 1000 kişiden 1-2 sini etkiler erkeklerde kızlara oranla 3-4 kez daha sık gözlenir. Bozukluk gözlenen kızlar daha ağır belirtiler göstermeye ve daha düşük zeka düzeyine sahip olmaya eğilimlidir. Otizm aileyi ve toplumu değişik alanlarda bir yönüyle etkilemektedir.

Problemi Anlama

Otizm Nedir?
Otizm bireyin iletişim başka insanlarla iletişim ve çevreye uygun tepkisini engelleyen bir beyin bozukluğudur. Bazı otizmli bireyler nispeten yüksek işlevlidir konuşma ve zekaları sağlamdır. Diğerleri mental retarde sessiz ve ciddi dil gelişim gecikmeleri gösterirler. Bir kısmının tekrarlayıcı ve basmakalıp düşünce tarzları vardır.

Otizmli bireylerin hepsi tamamen aynı belirti ve eksiklikler göstermemesine karşın yordanabilecek tarzda davranışı etkileyen sosyal iletişim motor ve duyusal problemler sergilerler.

Otizmli Olan ve Olmayan Bebeklerin Davranışlarındaki Farklılıklar
Otizmli Bebekler
Normal Bebekler

İletişim

Göz temasından kaçınırlar

İşitmiyormuş gibi gözükürler

Dil gelişimi başlar aniden konuşma duraklar



Annenin yüzünü araştırılar

Seslerle kolayca uyarılabilirler.

Kelime sayısı gittikçe artar ve gramere uygun kullanma başlar


Sosyal İlişkiler

Başkalarının farkında değillermiş gibi davranırlar

Kışkırtılmaksızın başkalarına karşı fiziksel saldırır

Kabuğunda yaşıyordur girmek zordur

Annesi odadan ayrıldığında ağlar yabancıların yanında kaygı duyarlar

Acıktığında ya da hayal kırıklığı durumlarında keyifsiz olur

Aşina yüzleri tanır ve gülümser




Çevrenin Araştırılması

· Tek bir şey veya etkinlik üzerinde takılıp kalırlar

· Sallanma veya el çırpma gibi tuhaf eylemler yaparlar

· Oyuncakları koklar veya yalarlar

· Yanık ve sıyrıklarda duyarsız olabilir elini gözüne sokma gibi kendini yaralayıcı davranışları olabilir
Bir ilgi çekici nesne veya etkinlikten diğerine geçiş yaparlar

Nesnelere ulaşmak için vücudunu amaçlı kullanırlar

Oyuncakları inceler ve oyun oynarlar

Doyum ararlar acıdan kaçınırlar.



Not: Yukarıdakiler gözlenebilecek belirtileri göstermektedir. Uzman değerlendirmesi olmadan tanı koymak için yeterli değildir.

Sosyal Belirtiler
Başlangıçtan beri çoğu bebek sosyal varlıklardır. Yaşamın ilk dönemlerinde bebek insanlara gözlerini diker bakar sese yönelir kendini sevdirmek için bir parmağı yakalar ve hatta gülümser.

Bunların tersine çoğu otizmli çocuk hergün ki insan iletişimindeki alış verişi öğrenmede büyük güçlük yaşarlar. Bebekliğin ilk birkaç ayında bile çoğu otizmli iletişime girmez ve göz temasından kaçınırlar. Yalnız olmayı tercih ediyorlarmış gibi gözükürler. Kişilerin sevgi ve sıcaklık gösterisine direnç gösterebilir veya kucaklama ve sarılmaya pasif katılım gösterirler. Daha sonraları sevgi ve kızgınlığa nadiren tepki gösterirler. Diğer çocuklardan farklı olarak anne babalarından ayrıldığında sıkıntı duymaz veya anne baba geri döndüğünde rahatlamazlar. Çocuklarının kendilerine sarılması oyun oynama ve öğrenme gibi etkinliklerini bekleyen anne baba yanıt alamayınca hayal kırıklığına uğrarlar.

Otizmli bireyler başkalarının hislerini ve düşüncelerini anlama ve yorumlamada da güçlük çekerler. Gülümseme göz kırpma ve yüz buruşturma gibi örtülü sosyal ipuçlarını çok az anlarlar. Oturup kucağınızı açar ve “buraya gel” jestleri yapıldığında anlamakta zorluk çeker. Jestler ve yüz ifadelerini yorumlayamaz ve sosyal kelimelerde şaşkınlık gösterebilirler.

Bu problemlere ilaveten otizmli bireyler başkalarının bakış açısından birşeye bakmada güçlük çekerler. Bu nedenle başka kişilerin eylemlerini anlayamaz ve yorumlayamazlar.

Bazı otizmli bireyler zaman zaman fiziksel olarak saldırgan olmaya eğilimlidir sosyal ilişkileri kurmaları bunların daha zordur. Bazıları özellikle alışık olmadığı uyarıldığı ortamlarda veya sinirlenip hayal kırıklığına uğradığında kontrolü kaybederler. Eşyaları kırar başkalarına saldırır ve kendilerine zarar verebilirler. Örneğin Alan kızdığında veya reddedildiğinde ısırıyor ve tekme atıyordu. Paul pencereleri kırıyor eşyaları fırlatıyordu. Bu çocuklar ayrıca kendine zarar verici davranışlar başlarını vurma saçlarını çekme ve kollarını ısırma davranışları gösterebilirler.

Dil Güçlükleri

Üç yaşına kadar birçok çocuk dili öğrenmede beklenen önemli bir kaç aşamayı geçerler. En erken olanlardan biri badıldamadır. Birinci doğum gününe doğru bebek tipik olarak ilk kelimeleri söyler ismi söylendiğinde döner bakar isteyeceği bir oyuncağı işaret eder hoşlanmadığı bir şey önerildiğinde hayır anlamında tepkide bulunur. İki yaşına kadar çocuk “köpeğe bak” veya “daha fazla kurabiye” gibi cümlecikleri konuşur ve basit yönergeleri takip edebilir.

Araştırmalar göstermiştir ki otistik tanısı konmuş çocukların yaklaşık yarısı yaşamları boyunca sessiz kalırlar. Bazı otizmli bebeklerde yaşamların ilk 6 ayında badıldama olur fakat sonra kesilir. İşaret dili ile veya özgün elektronik aletlerle iletişim kurabilirler fakat asla konuşamaya bilirler. Diğerlerinin dil gelişimi 5-8 yaşına kadar gecikebilir.

Konuşan otizmli bireyler dili olağan dışı tarzlarda kullanırlar. Bazıları anlamlı cümleler oluşturacak tarzda kelimeleri birleştiremezler. Bazıları yalnızca tek kelime olarak konuşurlar. Bazıları duruma uygun olmayacak tarzda cümlecikleri tekrarlar.

Bazı otizmli bireyler işittiklerini papağan gibi tekrar ederler bu durum ekolali (yansımalı konuşma) diye adlandırılır. Israrlı eğitim olmaksızın başka insanların cümleciklerini yankılı tarzda tekrar otizmli bireylerin devam eden tek dili olabilir. Tekrarladığı sorduğu bir soru soru gibi tekrar olabilir veya televizyondaki bir reklam olabilir. Bazıları haftalar önce söylenen bir cümleyi tekrarlayabilir. Otizmi olmayan bir birey söylenenleri tekrar etme aşamasını üç yaşına kadar geçer.

Otizmli bireyler zamirleri karıştırmaya da eğilimlidir. “benim” “ben” ve “sen” gibi kelimeleri konuştuğu kişiye bağlı olarak anlamlarını değiştirerek kullanmakta sorun yaşarlar. Alan’ın öğretmeni “benim ismim ne?” diye sorduğunda “benim ismim Alan” diye zamirleri karıştırarak yanıt verir.

Bazı çocuklar çeşitli farklı durumlarda aynı cümlecikleri söylerler. Bir çocuk örneğin zaman zaman “arabaya bin” cümleciğini gün boyunca söyler. Bu farlı durumlarda tuhaf karşılanabilir. Fakat bunun bir anlamı olabilir. Çocuk her dışarıya çıkmak istediğinde “arabaya bin” cümleciğini kullanıyor olabilir. Onun zihnine göre “arabaya bin” cümleciği dışarıya çıkmakla eş olabilir. Başka bir çocuk her mutlu olduğunda “süt ve kurabiye” diyebilir. Bu cümleciği her zevk aldığı eylem için kullanabilir.

Aynı şekilde otizmli birey vücut dilini anlamakta da güçlük çeker. Çoğumuz hoşlandığımız birşey hakkında konuşurken gülümseriz veya bir soruyu cevaplayamadığımızda omuz silkeriz. Fakat otizmli çocukların yüz ifadeleri hareketleri ve jestleri nadiren söylediği şeyle eştir veya tamamlıyordur. Seslerini tonu duygularını yansıtmaz. Yüksek perdeli ses tonu melodik veya düz veya robot benzeri konuşma yaygındır.

Otizmli bireyler gereksinim duydukları şeyleri başkalarına bildirmekte jest ve dili kullanmakta yetersizlerdir. Yani istedikleri şeyleri çığlık atarak veya kişiyi oraya götürerek isterler. Temple Grandin kendinin de sahip olduğu otistik bozukluk hakkında iki kitap yazmış istisnai bir otizmli kadındır. Yazar konuşmamayı son derece kişi için hayal kırıcı olduğunu belirtir. Tek iletişim yolunun çığlık atma olduğuymuş. Sıklıkla kendi kendine mantıksal olarak düşüncesi “şimdi çığlık atacağım çünkü bunu yapmak istemediğimi bu tarzda anlatabilirim” tarzındaydı. Gereksinimlerini anlatmak için daha iyi yollar buluncaya kadar otizmli bireyler başkalarıyla iletişim kurmayı bu yollarla yaparlar.

Tekrarlayıcı Davranışlar ve Obsesyonlar



Otizmi olan çocukların genellikle fiziksel olarak normal gözükmesine ve iyi kas kontrolü olmasına rağmen tuhaf tekrarlayıcı hareketleri onları diğer çocuklardan ayırt ettirir. Parmaklarını devamlı tarzda fiske vurma ellerini kant gibi çırpma veya ileri geri sallanma bir çocuğun saatlerini alabilir. Çoğu kollarını sağa sola sallar veya parmakları üzerinde yürür. Bazıları belirli pozisyonlarda aniden donakalır. Uzmanlar bu davranışları stereotipi veya self-stimulasyon (kendini uyarıcı davranışlar) olarak adlandırır.

Otizmli bazı bireyler belirli eylemleri defalarca tekrarlamaya eğilimlidir. Otizmli çocuk saatlerce çubuk krakerleri bir çizgi üzerine sıralamayla uğraşabilir. Veya Alan gibi odadan odaya koşarak ışıkları açıp kapamayla uzun süre vakit geçirir.

Bazı otizmli çocuklar kendileri için tehlikeli veya sağlıksız objelere saplantı gösterebilirler. Örneğin bir çocuk tuvaletten sınıfa dışkı taşımada ısrar edebilir. Onun başka şaşırtıcı komik veya can sıkıcı davranışları olabilir. Örneğin bir kız digital saatlere takıntısı olabilir ve yabancıların kollarında digital saat gördüğünde onların kollarına sarılabilir.

Bilinmeyen nedenlerle otizmli çocuklar belirli çevrelerde uyumlu davranırlar. Çoğu aynı gıdaları yemek ister aynı yerde oturmak isteyebilirler. Odadaki bir resmin yeri değiştirildiğinde veya diş fırçasının yeri hafifçe değiştirildiğinde kızgın olabilirler. Alışılmış olduklarının (rutin) dışında küçük değişiklikler örneğin okula farklı bir yoldan gitmek gibi büyük huzursuzluk yaratabilir.

Bilim adamları bu çocukların tekrarlayıcı ve obsesif davranışlarına olası bir kaç açıklama getirmişlerdir. Belki de sıralama ve aynılık ısrarı onların duyusal karmaşa olan dünyalarında kısmen stabilite sağlamaktadır. Belki de böylece bazı acı veren uyaranlara blok koymaktadırlar. Diğer bir kuramda ise bu davranışların iyi veya kötü çalışmasıyla ilişkili olabileceği ileri sürülmektedir. Çevredeki herşeyi koklayan bir çocuk çevreyi araştırmak için stabil olan koku duyusunu kullanarak yapmaktadır. Belki de tersi doğrudur sönük olan bu duyusunu uyarmaya çabalıyor olabilir.

Tekrarlayıcı davranışlar ve obsesyonlar çocuğun hayali oyun (imaginative play) kurmasını da kısıtlar. İki yaşına kadar çoğu çocuk taklide dayalı yaratıcılık yapar. Kafasına şapkayı ifade edecek tarzda yuvarlak kase takarak canlandırır. Veya annesinin yaptıklarını taklit eder annesinin mutfakta yemek yapma eylemini oyuncaklarla kendisi canlandırır. Oysa otizmli çocuklarda bu durumun aksine taklit nadirdir. Oyuncakla amacına uygun oynama yerine oyuncağı saatlerce sallar veya çevirirler veya koklayıp durular.


Duyusal Belirtiler

Eğer çocukların algılamaları tam ve sağlıklı olursa işitme görme veya hissetme yoluyla öğrenebilirler. Ancak duyusal bilgi hatalı ise veya çeşitli duyulardan gelen girdileri uygun bir resim halinde birleştirmekte sorun yaşıyorsa çocuğun algılaması karışabilir. Otizmli bireylerde bunlardan biri veya ikisi görülebilir. Yani beyine ne gelen sinyalleri almada veya bütünleştirme de sorun olabilir.

Açıkçası beyinin kötü işlevi sonucu otizmli çoğu çocuk belirli seslere dokunuşa tatlara ve kokulara ya aşırı alışıktır veya bu duyular onlar için aşırı acı verici ve rahatsız edicidir. Bazı çocuklar elbiselerinin ciltlerine dokunmasında çok rahatsız olurlar ve başka birşeylere odaklanamazlar. Başka bir otizmli çocuk sıcak bir kucaklamayla (dokunuş ile) rahatsız olabilir. Bazı otizmli çocuklar elektrik süpürgesinin sesinde uçak sesi veya rüzgar sesi vb. seslerde kulaklarını kapar veya çığlık atarlar. Temple Grandin’de yüksek ses tonlarında huzursuz olduğunu ve kulağını kapatmak zorunda kaldığını belirtmektedir.

Otizmde beyin gelen duyu uyaranlarını uygun olarak ayarlayamıyor gibi gözükmektedir. Bazı otizmli çocuklar aşırı sıcak veya soğuğun farkında olamaya biliyor veya diğer çocuklara oranla abartılı tepkiler verebiliyor. Otizmli bir çocuk düşme sonucu kolu kırılabiliyor fakat asla ağlamaya biliyor. Veya başka bir otizmli çocuk irkilmeden aşını şiddetli bir tarzda duvara vurabiliyor. Aksi olarak otizmli çocuğa hafif dokunduğunda çığlıklar atabiliyor.

Olağandışı Beceriler

Bazı otistik bireyler olağanüstü beceriler gösterirler. Birkaç becerisi olağandışı olabilir. Küçük yaşlarda düz çizgiler ve karalama yaparken bazı otizmli çocuklar ayrıntılı çizimler üç boyutlu gerçekçi resimler çizebilirler. Bazı otistiklerin görme becerileri o kadar iyi olabilir ki karmaşık yap-boz oyunlarını yapabilirler. Bazıları konuşmaya başlamadan önce bile olağandışı okumalar gösterebilirler. Gelişmiş işitme yetenekleri olanlar önceden öğrenmedikleri müzik aletlerini çalabilirler bir şarkıyı bir kere dinlemekle çalabilir veya işittikleri müziğin notalarını çıkarabilirler. Dustin Hoffman’ın oynadığı “yağmur adam” filmindeki gibi bazı otistik bireyler tüm TV şovlarını akıllarında tutabilir telefon rehberi sayfalarını ezberleyebilir veya son 20 yıldır büyük ligdeki basketbol oyunlarının sonuçlarını akılda tutabilir. Buna karşın zeka adacıkları veya bilgin becerileri nadir gözlenen durumlardır.

Otizm Tanısı nasıl Konur?

Anne babaların ilk dikkatlerini çeken diğer çocuklara oranla olağandışı davranışlar göstermeleridir. Çoğu olguda bebekliklerinde insanlara ve oyuncaklara tepkisiz veya bir madde üzerine uzun süreli bakıp durma söz konusudur. Normal olarak gösteren bebeklerde de bu belirti başlayabilir. Sevecen badıldaması olan bir todler aniden sessizleşebilir çekilebilir veya kendine zarar verici davranışları başlayabilir.

Bunlar olsa bile ailenin tanı arayışı yıllar sürebilir. Akraba ve tanıdıklar “her çocuğun gelişimi farklıdır” veya “istemediğinden yapmıyor” gibi ifadelerle ailenin ihmal etmesine yardımcı olabilirler. Ancak bunların hepsi için uygun değerlendirmeler yapılması gerekir.

Tanı Prosedürleri

Otizmde tanı koydurucu görüntüleme veya kan tetkiki gibi herhangi bir tıbbi tetkik yoktur. Ancak birkaç tıbbi rahatsızlık otizme benzeyen belirtilere yol açabilmektedir. Bu nedenle otistik belirtiler gösteren çocuğun pediatristi; işitme kaybı konuşma problemleri mental retardasyon ve nörolojik problemleri ekarte (dışlaması) etmesi gerekir. Bu hastalıklar dışlanır dışlanmaz hekim çocuğu otizm üzerine uzmanlaşmış profesyonellere yönlendirilmesi gerekir. Bu profesyoneller: çocuk psikiyatristi çocuk psikologu gelişim pediatristleri ve pediatrist nörologlardır.

Otizm uzmanları tanı koymada çeşitli metotlar kullanırlar. Standartize edilmiş puanlama ölçekleri kullanarak uzmanlar çocuğun dil ve sosyal davranışını yakından gözler ve değerlendirirler. Çocuğun davranışı ve gelişim durumunu açığa çıkarmak için anne babayla bir yapılandırılmış görüşme formu çerçevesinde görüşülür. Ailenin elindeki video görüntüleri fotoğraflar ve bebeklik albümlerinin gözden geçirilmesi gelişim basamaklarını yoklarken herbir davranışının ne zaman gerçekleştiğinin hatırlamalarına yardımcı olabilir. Uzmanlar bazı genetik ve nörolojik hastalıkları araştırmak için testler isteyebilir.

Uzmanlar otizmle aynı davranış ve belirtilerin çoğunun gözlenebildiği Rett bozukluğu ve Asperger bozukluğu gibi diğer durumları da düşünebilirler. Rett bozukluğu progresif (ilerleyici) bir beyin hastalığı olup yalnızca kızlarda gözlenir otizmdeki gibi tekrarlayıcı el hareketleri dil ve sosyal beceri kaybı vardır. Asperger bozukluklu çocuklar çok büyük olasılıkla yüksek işlevli otistiklerdir. Tekrarlayıcı davranışlar ciddi sosyal ilişki sorunları ve sakarca hareketleri olmasına karşın dil ve zekaları genellikle normaldir. Otizmden farklı olarak asperger bozukluğu çocukluğun daha geç dönemlerinde fark edilir.

Tanı Kriterleri

Gözlemler ve test sonuçları değerlendirildikten sonra aşağıdakiler bulunduğu taktirde otizm tanısı konur:

· Sosyal ilişkilerin olmaması veya kısıtlı olması

· Gelişmemiş iletişim becerileri

· Tekrarlayıcı davranışlar basmakalıp ilgi ve aktiviteler.

Otizmli bireyler her alanda bozukluklar gösteririler ancak her bir semptomun şiddeti bireyden bireye değişiklik gösterebilir. Ancak tanı için bu belirtilerin 3 yaşından önce gözükmesi gerekir.

Bazı uzmanlar ailenin umutsuzluğa kapılacağından korktuklarından otizm tanısını koymaktan kaçınırlar. Bu nedenle otizm yerine geçecek genel terimler kullanabilirler. Bu çocukların davranış ve duygusal durumlarını basitçe tanımlamakta; “otizm benzeri davranışlı ciddi iletişim bozukluğu” “çoklu duyusal sistem bozukluğu” “duyusal bütünleştirme işlev bozukluğu” gibi terimleri kullanabilirler. Daha hafif veya daha az belirti gösterenlere sıklıkla “yaygın gelişim bozukluk (YGB)” tanısını koyarlar.

Otizm veya Asperger bozukluğu gibi tanılar tedavi yaklaşımları bakımından anlamlı farklılıklar göstermesine rağmen özel eğitimde yol belirlemede açısından önemli olabilir. Ancak hekimler bu bozukluğun geçici olduğunu belirtecek tarzda yanlış umutlar vermiş olabilir.

Otizm’in Nedenleri Nelerdir?

Genellikle otizmin beyin yapısındaki veya işlevlerindeki anormalliklerden kaynaklanıldığına inanılmaktadır. İnsan ve hayvan beyin gelişimi çeşitli yeni araştırma araçları kullanılarak değerlendirerek bilim adamları normal beyin gelişim ve bozuklukların nasıl oluştuğu hakkında daha çok şeyler keşfetmektedirler.

Fetusun beyini gebelik boyunca gelişir. Birkaç hücre ile başlayarak bu hücreler büyüyüp gelişerek nöron adı verilen milyarlarca beyin hücresine dönüşürler. Bir süre sonra beynin belirli alanları belirli işlevler için anahtar rol alırlar. Nöronlar göç sonrası yerlerine yerleşir yerleşmez çevresindeki nöronlara bağlanmak için uzun fiberler gönderirler. Bu yolla beyinin diğer alanları ve vücut bölgeleri arasında iletişim sağlanır. Her bir nöron nörotransmitter adı verilen kimyasallar yoluyla aldığı sinyali bir sonraki nörona aktarırlar. Doğuma kadar beyin işlevleri farklı olan alanlara ayrılır bu alanların herbirinin işlevleri ve sorumlulukları çok önemlidir.



Beyinin farklı bölümleri farklı işlevlere sahiptir:

· Hipokampus: son yaşantıları ve yeni bilgiyi hatırlama imkanı sağlar (bellek işlevi)

· Amigadala: duygusal tepkilerimi yönlendirir.

· Beyinin frontal lobları: problem çözme ileriye dönük plan yapma başkalarının davranışlarını anlama dürtülerimizi kontrol etme işlevleri vardır.

· Parietal loblar: işitme konuşma ve dili kontrol eder.

· Beyincik: denge vücut hareketleri koordinasyon ve konuşma sırasında kasların hareketlerini düzenler.

· Korpus kallozum: bilginin beyinin bir tarafından diğer tarafına geçişini sağlar.






Beyinin gelişimi doğumla durmaz. Beyin yaşamın ilk bir kaç yılında değişmeye devam eder. Yeni nörotransmitterler etkin hale gelir ve iletişim için yeni yolaklar oluşur. Dil duygu ve düşünce süreçlerinin temelinin oluşturan nöral ağlar için temel oluşur ve şekillenir.

Buna karşın bilim adamları normal beyin gelişimine birçok sorunun engelleyici etkisi olabileceğini bildirmektedir. Hücreler beyinde yanlış bir yere göçebilir. Veya nöral yolaklardaki veya nörotransmitterlerdeki sorunlardan dolayı iletişim ağının bazı kısımlarının işlemesinde sorunlar olabilir. İletişim ağındaki bir problem nedeniyle duyusal bilgi düşünceler duygular ve eylemleri koordine etmekte başarısızlık olabilir.

Araştırmacıların bir kısmı gelişen beyinde ne gibi anormallikler oluştuğunu incelerken diğerleri otizmli beyinde şu anda saptanan anormallikler üzerinde durmaktadır. Bilim adamları limbik sistemi de araştırmaktadırlar. Limbik sistemin yapılarından biri olan amigdala sosyal ve duygusal davranışı düzenlemekte yardımcı olmaktadır. Yüksek işlevli otizmli çocuklarla yapılan bir çalışmada bunlarda amigdala’da anormallik olduğu fakat hipokapmusun sağlam kaldığı gözlenmiştir. Başka bir çalışmada amigdala’sı doğumda hasara uğratılmış maymunlar izlemeye alınmış bunlarda otizmli çocuklar benzer şekilde fiziksel olarak büyümüşler fakat artan tarzda çekilme ve sosyal ilişkiden kaçma görülmüştür.

Sinir sisteminin kimyasal ulakları olan nörotrnsmitterlerindeki farklılıklar da araştırılmıştır. Bir çok sayıdaki otizmli bireyde nörotransmitter olan serotonin düzeyinde yükseklikler bulunmuştur. Nörotransmitterlerin beyin ve sinir sisteminde impulsların iletiminden sorumlu olduğunun saptanmasından sonra bu çocuklarda duyusal distorsiyonun olabileceği düşünülmektedir.

Manyetik Rezonans görüntüleme ile yapılan çalışmalarda özgün mental görevler sırasında beyindeki belirli bölgelerdeki enerji değişimi incelenmiş. Problem çözme ve dil görevleri sırasında ergen otistiklerde otizmi olmayanlara oranla daha az beyin aktivitesi olduğu gözlenmiştir. Küçük çocuklarla yapılan bir çalışmada pariyetal bölgelerde ve korpus kallozumda düşük aktivite düzeyleri saptanmıştır. Bunun beyinin belirli bölgelerinin bir sorun olduğunu veya impulsların beyinin bir bölgesinden diğer bir bölgesine geçişinde sorunlar olduğunu düşündürtmektedir.

Yukarıda sayılan problemlerin herbiri bütün otizmli bireylerde gözlenmez. Bu otizmin herbireyde beynin farklı bölgelerden kaynaklanan sorunlardan kaynaklandığını düşündürebilir. İleride otizmin biyolojik temellerinin kesin olarak saptanması tedavi ve korunma yöntemlerini daha iyi belirleyecektir.

Beyin Gelişimini Etkileyen Faktörler

Bazı araştırıcılar bir hastalığın bir nesilden diğer nesile geçişinde sorumlu genetik mekanizmaları araştırırken diğerleri gebelik ve diğer faktörleri araştırmışlardır.

Genetik : yapılan birkaç ikiz çalışmasında bazı beyin işlev bozukluklarının genetik geçişinin yüksek olasılıklı olduğunu düşündürmektedir. Örneğin aynı yumurta ikizlerinde çift yumurta ikizlerine oranla otizmin aynı anda bulunma olasılığı daha fazladır.

Bir otizmli çocuğa sahip bir anne babanın diğer bir otizmli çocuğa sahip olma riski hafif derecede artar. Bu durum genetik bir ilişkiyi düşündürür. Buna karşın otizme özgün tek bir gen saptanamamıştır. Göz rengi gibi tek bir gen ile geçiş olsa idi daha çok aile bireyinde görülmesi beklenirdi. State-of-the-art gene splicing yöntemi ile genetik kodun irreguler segmentlerinin araştırılmasında genetik olabileceğinin düşündürmektedir.

Bazı bilim adamları genetik geçiş olan şeyin genetik kodun irreguler segmentleri veya 3-6 unstable genin bazı kümelerinin olduğuna inanmaktadırlar. Çoğu insanda yanlış kod yalnızca minör problemlere yol açabilir. Fakat belirli şartlar altında unstable genler doğmamış bebeğin beyin gelişimini ciddi şekilde etkileyebilir.

Gebelik ve Diğer Problemler: Gebelik boyunca fetusun beyni gittikçe büyür ve daha karmaşık hale gelir yeni hücreler oluşur belirli bölgeler özgünleşir ve iletişim ağları oluşur. Bu dönemde normal beyin gelişimini bozan herhangi birşeye maruz kalma durumunda çocuğun duyusal dil sosyal ve bilişsel işlevlerini yaşam boyu etkileyecek etkiler oluşabilir.

Bu nedenle araştırıcılar gebelik sırasında annenin sağlık durumu doğumda yaşanan sorunlar veya belirli çevresel etmenler gibi beyinin gelişimini olumsuz etkileyebilecek belirli durumların olup olmadığını sorgulamaktadırlar. Kızamıkçık gibi viral enfeksiyonlar özellikle gebeliğin ilk üç aylık döneminde otizm ve retardasyon dahil çeşitli problemlere yol açabilmektedir. Doğumda bebeğin oksijensiz kalması veya diğer doğum komplikasyonları otizm riskini artırabilir. Buna karşın kesin bir ilişki yoktur. Otistik olmayan birçok çocukta doğum sırasında belirli sorunlar yaşamaktadırlar tersi olarak doğumda herhangi bir sorun yaşamamış birçok otizmli çocuk mevcuttur.

Eşlik Eden Bozukluklar Var mıdır?

Birkaç bozukluk yaygın olarak otizme eşlik etmektedir. Bunlardan bazıları bu tablonun sorumlusu olarak kabul edilmektedir.

Mental Retardasyon

Otizmde mental retardasyon sık gözlenir. 0tizmli bireylerin %75-80’i çeşitli derecelerde mental olarak retardedir. %15-20’si aşırı derecede mental retardasyona sahiptir (IQ 35 altında). Otizm mental retardasyon anlamına gelmez. %10’nundan fazlasında ortalama zeka veya üstüne sahiptir. Çok az kısmı olağandışı yetenekleri olabilir.

Zekalarını testler ile değerlendirmek güçtür çünkü çoğu zeka testi otistik olmayan bireylere göre düzenlenmiştir. Otistik bireyler alışılmış yollarla çevreyi algılayamaz veya ilişki kurmazlar. Test edildiklerinde bazı alanlarda yeteneklerinin normal veya hatta daha üstün fakat bazı alanlarda özellikle çok zayıftır. Örneğin görme becerisine dayalı test kısımlarında oldukça iyi iken dil becerilerine dayalı test kısımlarında çok düşük puanlar alırlar.

Konvulziyonlar

Yaklaşık otizmli bireylerin 1/3 ünde erken çocuklukta veya ergenlikte konvulziyon gelişir. Belirli nörotransmitterlerin aktive olmasıyla nöbetlerin başlamasının ilgisi olup olmadığını araştırılmaktadır. Çoğu nöbetler ilaçla kontrol edilebilmektedir.

Frajil X

Otizmli bireylerin 1/10 unda çoğunlukla erkeklerde Frajil X saptanır. Mental retardasyonun da sıklıkla birlikte olduğu genetik bir hastalıktır. Otizme özgü olmayan birçok fiziksel özellikler taşır.

Tubero Skleroz

10000 doğumda bir gözlenen nadir bir bozukluktur. Otizm ile arasında bazı ilişkiler vardır. Tubero skleroz olan bireylerin ¼ ünde otistik belirtiler taşırlar.
Ara
Cevapla


Hızlı Menü:


Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi
  Tarih: 05-09-2024, 04:07 AM