:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi

Orjinalini görmek için tıklayınız: Psikiatri
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
Sayfalar: 1 2 3 4 5 6 7
Alkol bağımlılığı

Tarihçe

* 8 bin yıl önce Mezopotamyalıların arpayı ekmek yapmak için ilk ıslah etmesiyle bira yapımı başladı.

* 6 bin yıl önce Sümerler[/url] Godin Tepelerinde (Batı İran ve Anadolu) bira ve şarap içiyorlardı.

* Paleolitik çağda fermente edilmiş meyve
virgs.gif tahıl ve baldan alkol yapılıyordu.

* Metanolvirgs.gif Yunanca Methy ve Sanskritçe Madhu kelimelerinden gelir ve bal sarhoş eden madde anlamına gelir.

* Alkol kelimesi Arapçadan gelmektedir.

* Distilasyon İS 8. yy’da Arabistan’da başlamıştır.

Alkolizmin Kliniği

* Alkolizm davranışsal bir bozukluktur.

* Tekrarlayıcı olarak fazla miktarlarda alınan alkole bağlı problemler gelişmesi anlamına gelir.

* Alkolik kötü sonuçlar doğurmasına rağmen kompulsif bir biçimde alkol içmeye devam eder.

* Alkolizmde alkol alımının sınırlanması ile ilgili kontrol kaybolmuştur

İnsanlar neden içiyorlar?

- Zevk almak

- Duygudurumu düzeltmek

- Stresle başa çıkmak

- Alkol içme arzusu (craving, aş erme)

Alkoliğin hayatı

* İçenlerle arkadaşlık eder, evlenir

* İçmek için her zaman neden vardır: mutluluk, neşesizlik, gerginlik vs

* İçme fırsatları sonsuzdur: maç, av, parti, tatil, doğum günü vs

* Alkolizm ilerledikçe problemler artar, yalnız içmeye başlar, gizlice içer, şişeleri saklar, durumun ciddiyetini saklamaya çalışır

* Suçluluk duygusu gelişirvirgs.gif suçluluk ve pişmanlık duygularını bastırmak için daha çok içmeye ve sabahları kalkınca içmeye başlar.

Alkolizmde kısır döngü

Suçluluk ve anksiyete nedeniyle daha çok alkol alır, alkol aldıkça anksiyete ve depresyon derinleşir ve şu belirtiler ortaya çıkar: Uyku kalitesinde bozulma, gece uyanmalar, depresif duygudurumu, huzursuzluk ve sıkıntı hisleri, panik nöbetleri, göğüs ağrısı, çarpıntı, nefes almada zorluk …...

Alkolizmde fiziksel bulgular

- Arkus senilis: gözün kornea tabakasında yağ halkası

- Acne rosecea : kırmızı burun

- Palmar eritem: avuç içinde kırmızılık

- Asteriksis: Elde flapping tremor (büyük amplitüdlü titreme)

- Sigara yanıkları: parmakvirgs.gif göğüs vs’de

- Morarıklıklar (düşme ve çarpmalara bağlı)

- Hepatomegali (karaciğer büyümesi)virgs.gif karın ağrısı

- Spider anjioma

- Periferik nöropati (el ve ayaklarda his kusurlarıvirgs.gif uyuşma vs)

- Kan tetkiklerinde anormallikler: GGTvirgs.gif MCVvirgs.gif ASTvirgs.gif ALTvirgs.gif ürik asitvirgs.gif trigliseritlervirgs.gif üre yükselir

Doğal gidişvirgs.gif cinsiyet farkı

Erkeklerde daha erken başlar (20 civarı)virgs.gif sinsi gidişlidirvirgs.gif 30 yaşından önce problemleri farketmek zordur. 45 yaşından sonra başlama nadirdir.

Kadınlarda başlangıç daha geç olurvirgs.gif depresyon daha sıktır.

Alkolizm tipleri

Gamma tipi alkolizm: Çok aşırı miktarda alkolün aralıksız biçimde alındığı epizotların yaşandığıvirgs.gif ama aralarda alkol alınmayan dönemlerin olduğu alkolizm tipi. Örneğin kişi günler boyunca sızıncaya kadar alkol alıp ayılır ayılmaz içmeye devam eder. Sağlık durumu nedeniyle içemez hale gelince birkaç gün hasta yatarvirgs.gif daha sonra 1-2 hafta alkol almaz ve sonra herşey yeniden başlar. Bu kişilerde temel problem alkol alımı ile ilgili kontrol kaybıdırvirgs.gif yasal ve sosyal problemler ön plandadır. Bunun tersine “Fransız tipi alkolizm”de kişi sürekli olarak fazla ama aşırı olmayan miktarlarda alkol alırvirgs.gif alkol kullanımı bir hayat tarzı haline gelmiştir. Herhangi bir nedenle alkol içmeyi durdururlarsa alkol yoksunluğuna girebilirler. Uzun vadede sağlık problemleri ortaya çıkar.

Tip A-B ya da 1-2: Erken yaşlarda başlayanvirgs.gif ailede alkolizm öyküsünün varolduğuvirgs.gif antisosyal kişilik bozukluğu ile birlikte sık görülen kötü gidişli alkolizm ve daha geç yaşta başlayanvirgs.gif aile öyküsünün olmadığıvirgs.gif daha çok depresyonun eşlik ettiğivirgs.gif daha iyi gidişli alkolizm tipi.

Komplikasyonlar (alkolizmin sonuçları)

Sosyal:

Boşanma, terkedilme

İş sorunları, devamsızlık

Ev-iş-trafik kazaları

Adli problemler

Tıbbi: 1.Akut sorunlar 2.Kronik sorunlar 3.Yoksunluk belirtileri

Karaciğer harabiyeti, kardiyomiyopati (kalp büyümesi), anemi (kansızlık), yüksek tansiyon, trombositopeni (pıhtılaşma sağlayan hücrelerde azalma), miyopati (kas yıkımı), kanser, teratojenite (anne karnındaki bebekte anormallikler) [url=http://www.duygusuz.com/cikis.php?url=http://www.tekplatform.com/images/smilies/virgs.gif]pankreatit (pankreas iltahabı)virgs.gif pnömoni (zatüre)virgs.gif merkezi sinir sistemi bozuklukları (retrobulbar nöritvirgs.gifWernike-Korskof Sendromu ve bunamasıvirgs.gif serebeller atrofi)

Alkol Yoksunluğu belirtileri

Otonomik hiperaktivite (terlemevirgs.gif nabız 100’ün üstünde)
titreme
uykusuzluk
bulantı ve kusma
geçici halusinasyon ve ilüzyonlar: alkolü bıraktıktan sonra 1-2 gün içinde görülür.
psikomotor ajitasyon
anksiyete
grand mal konvülzyonlar (epileptik nöbetler): alkolü bıraktıktan sonra 2 gün içinde görülür.

Deliryum tremens: Uzun süre fazla miktarda alkol alan kişilerde alkolü kestikten 2-3 gün sonra ortaya çıkabilenvirgs.gif ölüm riski taşıyan bir tablodur.

Bilinç ve konsantrasyon bozukluğuvirgs.gif görsel halusinasyonlar (gerçekte var olmayan şeylerin görülmesi)virgs.gif bulunduğu zamanı ve yeri karıştırma ile kendini belli edervirgs.gif hızlı başlayıp dalgalı bir seyir gösterir.

En sık eşlik eden psikiyatrik bozukluklar:

- Majör Depresyon: Alkol bağımlılarının %30-50’sinde görülür

- Anksiyete bozuklukları: %30 sıklıktadır. Erkeklerde sosyal fobivirgs.gif Kadınlarda agorofobi sıktır.

- İki uçlu duygudurum bozukluğu (manik depresif b)

- Diğer madde bağımlılıkları: başta sigara olmak üzere esrar vs.

- Kişilik Bozuklukları: antisosyal ve sınırda kişilik bozuklukları.

Alkolizm tedavisi

* Alkolikler tedavi için başvurduklarında genellikle ‘dibe vurmuşlardır’ yani sağlıkvirgs.gif ailevirgs.gif meslekvirgs.gif sosyal yaşam vb yönlerden büyük kayıplara uğramış ve çaresiz duruma düşmüşlerdir. Bu hale düşmeden pek çok alkolik bu zevki terketmeye yanaşmazvirgs.gif ya da buna karar verse de kolayca vaz geçer. Önemli olan bu denli kayba uğramadan bu kısır döngüyü durdurmaktır. Bu nedenle kişinin alkolik olduğu yani alkol karşısında zayıfvirgs.gif hatta alkolün esiri olduğunu farkedip kabullenmesi düzelmenin başlangıç noktasını oluşturur. Erken dönemdeki alkoliklerin bu gerçeği farketmeleri için “motive edici görüşmeler” yapılır.

* Alkolizm tedavisi yoksunluk belirtileri kalktıktan sonra başlar

* Hedef ayıklıktır (sobriety): Eşlik eden psikiyatrik bozuklukların ayırıcı tanısı ve tedavisi için de bu önemlidir.

* Ekip tedavisi gerekir

* Tedavi hastanın ihtiyaçlarına göre seçilmelidir.

* Tedaviden sonra uzun süreli izlem gereklidir. Kişi uzun süre hastanede kalsa bile daha sonra izlenmezse alkole dönmesi kolaydır. Düzenli aralıklarla görüşmelere ya da kendine yardım gruplarına katılmalıdır.

* Nüksler (tekrarlamalar) ilk 6 ayda en sıktır.

İlaç tedavileri

* Disulfiram (Antabus)

* Antidipsojenikler:

Naltraxonevirgs.gif Acomprasate

* Seratonerjik antidpresanlar

* Lityum

Psikoterapi

* Sıcak ama biraz otoriter bir yaklaşım gereklidir.

* Adsız Alkolikler gibi kendine yardım grupları tedaviye entegre edilmelidir.

* Davranışçı-kognitif tedaviler iyi sonuç verir.

* Eğitimsel faaliyetler tedavinin önemli bir parçasıdır.

* Psikoterapilerde iç görü üzerinde yoğunlaşılmamalıdır. Psikanaliz gibi bu türdeki terapiler alkol kullanımını daha da arttırabilir.

* Hastanın içinde bulunduğu aile ele alınmalıdırvirgs.gif çünkü alkolizm bir “Aile Hastalığı”dır.
Alkolizmvirgs.gif aşırı alkol kullanımı

TANIMLAMA:
Genellikle alkolizmin tanımı tanımlayan kişiye göre değişir. En basit anlamda ve en eski tanımı, kronik ve aşırı alkol alınmasıyla oluşan hastalıktır. Bağımlılığın farmakolojik ve psikolojik tanımı, gittikçe artan dozlarda alkol alma isteğidir. Ancak bu tanım da çok yeterli değildir, çünkü alkolizm diğer bağımlılıklara pek benzememektedir. Afyon bağımlıları, gittikçe artan dozlarda ve sonunda öldürücü miktarda madde ihtiyacı duyarlar, ancak alkoliklerin ihtiyaç duyduğu alkol miktarı tek seferde öldürücü olmamaktadır.Alkolizmi tanımlamak için en belirgin sinyal kişinin davranış şeklidir. Modern tıp; alkolizmi sebebi bilinmeyen, belirgin anatomik işaretleri olmayan ve alkol bağımlılığıyla ortaya çıkan bir hastalık olarak tanımlar. Ayrıca, hem psikolojik hem de fiziksel tıp, alkolizmin bir başka hastalığın, çoğunlukla da psikolojik bir bozukluğun, semptomu olabileceğini söylemektedirler. Bu anlamda, alkolizm, kronik, ilerleyen bir hastalıktır ya da psikolojik veya fiziksel bir başka hastalığın belirtisidir.

BELİRTİ VE BULGULAR :
• Şunu unutmamak gerekir ki, alkolizm davranışsal bir bozukluktur ve sürekli ve artan miktarlarda alınan alkole bağlı problemlerin gelişmesi anlamına gelir.

•Bir alkolik, tüm kötü sonuçlarına rağmen sürekli alkol içmeye devam eder ve bir süre sonra alkol alımını sınırlayamaz bir hale gelir.

•Alkolikler genellikle, alkol içen kişilerle arkadaşlık edervirgs.gif hatta eşlerini bile onların arasından seçebilir.

•Alkolik bir insan içmek için her zaman bir sebep bulur. Bu mutluluk mutsuzluk gerginlik üzüntü neşesizlik olabilir. Ayrıcavirgs.gif içmek için her zaman fırsat yaratırlar maç av parti doğum günü düğün sünnet vb.

•Alkolizmin ilerledikçe, alkolik kişilerin sorunları da artmaktadır. Örneğin yalnız içmeye başlarlar, çevrelerinden saklayarak gizli içerler, şişeleri saklarlar. Bütün bu davranışların sebebi alkolik olduklarını çevrelerinden saklama arzusu duymalarıdır.

•Gittikçe artan bir suçluluk duygusu geliştiririler, bu suçluluk duygusu, pişmanlıkla birleşir ve bu duyguları bastırmak için daha çok içmeye başlarlar. Hatta sabah kalkar kalmaz içmeye başlarlar.

•Alkolizm bir kısır döngüye dönüşür. Suçluluğa ve alkolün yaptığı tahribata bağlı olarak kişide anksiyete ve depresyon başlar ve bu yüzden kişi daha çok alkol tüketir. Alkol tüketimi arttıkça depresyon derinleşir, kişi uyuyamamaya ya da sızmaya başlar, geceleri uyanır, depresif bir duygu durumu içine girer, kendisini sürekli huzursuz ve sıkıntılı hisseder, panik nöbetleri geçirir, göğüs ağrısı, çarpıntı ve nefes almada zorluk çeker.
• Arkus senilis: gözün kornea tabakasında yağ halkası

•Acne rosecea : kırmızı burun

•Palmar eritem: avuç içinde kırmızılık

•Asteriksis: Elde flapping tremor (büyük amplitüdlü titreme)

•Sigara yanıkları: parmakvirgs.gif göğüs vb.

•Morarıklıklar (düşme ve çarpmalara bağlı)

•Hepatomegali (karaciğer büyümesi)virgs.gif karın ağrısı

•Spider anjioma

•Periferik nöropati (el ve ayaklarda his kusurlarıvirgs.gif uyuşma vb.)

•Kan tetkiklerinde anormallikler: GGTvirgs.gif MCVvirgs.gif ASTvirgs.gif ALTvirgs.gif ürik asitvirgs.gif trigliseritlervirgs.gif üre yükselmesi.

ETKİLENEN SİSTEMLER:
Alkolün kalbe çok zararlı olduğu bilinmektedirvirgs.gif bir alkolik sadece kalp hastalığına yakalanma riski altında değildirvirgs.gif alkol kalbe direk zarar da verebilir. Çoğunluklavirgs.gif alkolizmvirgs.gif lipid seviyesinin aşırı yükselmesiyle oluşacak damar tıkanıklığıvirgs.gif kalp krizi ve erken ölümle sonuçlanır. Eğer alkolizm tedavi edilmezsevirgs.gif hasta kalp hastalıkları yüzünden büyük bir ihtimalle hayatını kaybedecektir.Aşırı alkol kullananlardavirgs.gif vücut vitaminsiz kalacak ve özellikle B vitaminin eksikliğinden kaynaklanan hastalıklar başlayacaktır. Alkol tüm zihin fonksiyonlarına zarar verecektir. Yapılan tüm beyin hücreleri araştırmalarıvirgs.gif alkoliklerin beyin hücrelerininvirgs.gif normale oranla çok daha hızlı bir şekilde yok olduğunuvirgs.gif hatta "hücre deposunun" zamanla tamamen boşaldığını ortaya koymuştur. Bu durumda ne yazık kivirgs.gif hastanın hemen hemen tüm zihinsel faaliyetleri durmaktadır. Gastrointestinal sistem de alkolden fazlasıyla zarar gören organ sistemlerinden biridir. Alkolizm sonucuvirgs.gif çok ileri düzeyde ülser (mide kanaması ya da delinmesi)virgs.gif ölümcül pankreas problemleri (akut pankreas vb.) ve pek çok başka hastalık ortaya çıkabilir. Ancakvirgs.gif tüm bunların arasında alkolizm konusu geçince en çok dikkat edilmesi gereken organ karaciğerdir.Alkolizm karaciğerivirgs.gif çok sinsi ve tehlikeli bir hastalık olan sirozla sarar. Sirozun ilk basamağıvirgs.gif karaciğer hücrelerinin zedelenerekvirgs.gif yağ zerrecikleriyle dolmalarıdır. Karaciğer hücreleri bozulupvirgs.gif yağla kaplandıkça karaciğer büyümeye başlar. Eğervirgs.gif alkolizm devam edersevirgs.gif yaralar oluşmaya başlar. Yaralar gittikçe çoğalır ve sonunda tedavi edilemez hale gelir. Siroz ilerledikçevirgs.gif alkolik çok daha ciddi sağlık problemleriyle karşılaşır. Bunlar çoğunluklavirgs.gif kan zehirlenmesi (amonyak ve bilirubin)virgs.gif iktidarsızlıkvirgs.gif kanamalarvirgs.gif bacakların ve bileklerin şişmesivirgs.gif vücutta asit üretilmesi (içi sıvı dolu bir göbek) olarak ortaya çıkmaktadır. Eğer erken teşhis yapılıpvirgs.gif tedaviye başlanmazsa siroz öldürücü bir hastalıktır.

ALKOLİZM TEDAVİSİ:
Alkolikleri tedaviye razı etmek zor bir iştir. Pek çok alkolikvirgs.gif hastalığını inkar eder. Alkolikler tedavi için başvurduklarında genellikle "dibe vurmuşlardır" yani sağlıkvirgs.gif ailevirgs.gif meslek ve sosyal yaşamlarından büyük kayıplar vermiş ve çaresiz duruma düşmüşlerdir. Bu hale düşmeden önce alkoliklervirgs.gif bu zevki terk etmeye pek yanaşmazlarvirgs.gif ya da buna karar verseler de kolayca vazgeçerler. Önemli olan bu denli kayba uğramadan bu kısır döngüyü durdurmaktır. Bu nedenle kişinin alkolik olduğu yani alkol karşısında zayıfvirgs.gif hatta alkolün esiri olduğunu fark edip kabullenmesi düzelmenin başlangıç noktasını oluşturur. Erken dönemdeki alkoliklerin bu gerçeği fark etmeleri için "motive edici görüşmeler" yapılır.
Alkol Tedavisinin Önemli Özellikleri Şunlardır:
•Alkolizm tedavisi yoksunluk belirtileri kalktıktan sonra başlar.


•Hedef ayıklıktır (sobriety): Eşlik eden psikiyatrik bozuklukların ayırıcı tanısı ve tedavisi için de bu önemlidir.


•Ekip tedavisi gerekir


•Tedavi hastanın ihtiyaçlarına göre seçilmelidir.


•Tedaviden sonra uzun süreli izleme gereklidir. Kişi uzun süre hastanede kalsa bile daha sonra

•izlenmezse alkole dönmesi kolaydır. Düzenli aralıklarla görüşmelere ya da kendine yardım gruplarına katılmalıdır.


•Nüksler (tekrarlamalar) İlk 6 ayda en sıklıkla görülür.


•Alkol tedavisivirgs.gif fizyolojikvirgs.gif psikolojik ve sosyal olarak sınıflandırılabilir. Çoğu zamanvirgs.gif fizyolojik tedavivirgs.gif psikolojik tedaviye ek olarak yapılmaktadır. Alkol tedavisinde psikoterapi vazgeçilmez bir yöntemdir.

KAYNAKLAR:

• Clarckvirgs.gif W.: alcoholism: Blocks to Diagnosis and Treatment. Am Med. 71:275-286virgs.gif1981
• Johnson B.virgs.gif Clarkvirgs.gif W.: alcoholism: a challenging physician-palient encounler. J Gen Internal Med. Vol 4 (Sepl/Oct): 445-452virgs.gif1989
• VVallacevirgs.gif J.: The new disease model of alcoholism. wesl J med. 152:502-505virgs.gif1990
• National ınslilule on Alcohol Abuse and Congress on alcoohol and Heallh DHHS: Rockvillevirgs.gif MDvirgs.gif 1990
Yazarı Dr. M. Dambro
ALZHEİMER HASTALIÄžIvirgs.gif BUNAMAvirgs.gifPRESENİL DEMANS

TANIMLAMA:

Alzheimer hastalığıvirgs.gif yaşlılıkla beraber ortaya çıkan ve başta unutkanlık olmak üzere çeşitli zihinsel ve davranışsal bozukluklara yol açan ilerleyici bir beyin hastalığıdır.
Beynin belli bölgelerindevirgs.gif bilinmeyen bir nedenle birtakım proteinler birikir. Bu da beyindeki haberleşmeyi sağlayan sinir hücrelerinin hasar görmesine yol açar.Tanısı ön planda öykü almaya dayanmaktadır. Demans sebepleri arasında birinci sırada gelir.Bellek ve bilişsel işlevlerde günlük yaşam aktivitelerini kısıtlayacak derecede kronik ve ilerleyici kayıpla karakterizedir. Yaşamın orta ve ileri evrelerinde ortaya çıkar ve 50 yaş altında görülmesi pek nadirdir. Alzheimer hastalığı'nın görülme sıklığı yaşla birlikte artarvirgs.gif 65 yaşında gözülme sıklığı yüzde 5’lerdeykenvirgs.gif 60 yaş üstünde yüzde 30’a çıkar.

BELİRTİ VE BULGULAR:
Alzheimer hastalığının ilk belirtisi genellikle unutkanlıktır. Yakın zamana ait bilgileri hatırlama ya da yeni bilgiler öğrenme güçlüğü görülür. Ayrıca konuşma bozukluğuvirgs.gif karar verme güçlüğüvirgs.gif kişileri tanıyamama ya da yolunu kaybetme gibi başka zihinsel sorunlar' da başgösterir.
Alzheimer hastalarında tabloya çoğu kez davranış ve kişilik bozuklukları da eşlik eder. Özellikle hastalık ilerledikçevirgs.gif birçok hastada depresyonvirgs.gif saldırganlıkvirgs.gif huzursuzlukvirgs.gif hayaller görmevirgs.gif uyku bozuklukları ya da amaçsızca dolaşma gibi ruhsal sorunlar görülebilir.
Zihinsel bozukluklar:
• Unutkanlık
• Öğrenme güçlüğü
• Konuşma bozukluğu
• Yolunu kaybetme
• Kişileri tanıyamama
• Karar verme güçlüğü

Ruhsal bozukluklar:
• Huzursuzluk
• İlgisizlik
• Saldırganlık
• Uyku bozukluğu
• Amaçsız dolaşma
• Gerçekdışı hayaller
• Depresyon

TANI:
Alzheimer belirtileri ile başvuran hastalara yapılacak radyolojik ve laboratuvar incelemeleri sonrası uygulanacak tanı kriterleri ile Alzheimer Teşhisi % 90 doğruluk ile konulabilmektedir.Alzheimer hastalığı bunamanın en sık nedenidirvirgs.gif ancak benzer belirtiler veren başka hastalıklar da vardır. Bu nedenlevirgs.gif Alzheimer hastalığının diğer bunama nedenlerinden tam olarak ayırt edilmesi gerekir.Sinir hastalıkları uzmanlarıvirgs.gif yani nörologlar ve ruh hastalıkları uzmanlarıvirgs.gif yani psikiyatristlervirgs.gif çeşitli testlervirgs.gif beyin filmleri ve laboratuvar tetkikleri sayesinde bugün büyük oranda kesin teşhis koyabilmektedir.

HASTALIÄžIN SEYRİ:
Alzheimer hastalığı yavaş ilerleyenvirgs.gif ancak zaman içinde günlük yaşamı etkileyerekvirgs.gif hastayı geri dönüşsüz bir şekilde bakıma muhtaç bırakan bir hastalıktır.
Genel olarak 3 evreye ayrılır:
•Birinci evredevirgs.gif unutkanlıkvirgs.gif bildiği yerleri tanıyamamavirgs.gif bazı kelimeleri bulamamavirgs.gif işine ve hobilerine karşı ilgisini yitirme gibi erken belirtiler verir ve genellikle hasta olduğunu kabul etmek istemez.
•İkinci evredevirgs.gif bellek kaybı belirginleşirvirgs.gif yakınlarının isimlerini unutabilirvirgs.gif yolunu kaybedebilirvirgs.gif konuşma bozukluğu artarvirgs.gif yıkanmavirgs.gif giyinme gibi gündelik işlerinde yardıma ihtiyaç duyabilir ve bazı hayaller görebilir.
•Üçüncü evredevirgs.gif artık aile üyelerini tanımayabilirvirgs.gif yemek yemede ve yürümede güçlükler başlarvirgs.gif idrarını ve dışkısını tutamayabilir ve ciddi davranış bozuklukları görülebilir.
Alzheimer hastalığıvirgs.gif yaklaşık 5-8 yıllık bir ilerleme süreci içinde hastayı yatağa bağlı ve tamamen bakıma muhtaç duruma getirir.



TEDAVİ:
Alzheimer hastalığını tamamen ortadan kaldıracak bir tedavi bugün için ne yazık ki yoktur. Ancak belli bir süre hastalığın ilerleme hızını durduracak ya da yavaşlatacak bazı yeni tedavi olanakları bulunmaktadır. Kolinesteraz inhibitörleri adı verilen bu yeni ilaçlarvirgs.gif beyindeki sinir hücrelerinin hasarı sonucu azalmış olan asetilkolin adlı haberci madde miktarının dengelenmesine yardım ederek zihinsel işlevleri korurlar. İlaç tedavisivirgs.gif Alzheimer hastalığını tamamen durdurmazvirgs.gif ancak bellek kaybı dahilvirgs.gif çeşitli zihinsel bozukluk belirtilerinin hafiflemesini sağlar. Böylelikle hastanın günlük yaşam aktiviteleri daha uzun süre korunur. Depresyonvirgs.gif huzursuzlukvirgs.gif uykusuzluk ya da hayaller görme gibi davranış bozukluklarını tedavi etmek için de uzun zamandır kullanılmakta olan çok sayıda etkili ve güvenilir ilaç bulunmaktadır. İlaç tedavisine karar verecek olan kişivirgs.gif nörolog (sinir hastalıkları uzmanı) veya psikiyatristtir (ruh hastalıkları uzmanı). Sonuçta ilaç tedavisivirgs.gif hastanın yaşam kalitesini artırır ve daha uzun süre kendine bakabilmesini sağlar.

KAYNAKLAR:
• Abramsvirgs.gif W.B. Berkow virgs.gif R. (eds.): Merck Manual of Geriatrics. Rahwayvirgs.gif NOvirgs.gif Merck Co.virgs.gif 1990
• Tierneyvirgs.gif M.C.virgs.gif et al.: The N1NCDS-ADRDA Work Group crileria for Ihe clinical diagnosis of probable Alzheimer's disease: A climcopathologic study of 57 canes. Neurology38:359virgs.gifl988
• Plurnvirgs.gif F. (ed.); Handbook of Physiology: Higher Finctions of the Nervous System. Bethesdavirgs.gif MDvirgs.gif American Physiological Societyvirgs.gif 1987
Yazarı Dr. M. Dambro
ANAREKSİA NERVOZA

Genel olarak 12-18 yaşları arasında başlayan ve şişmanlamaya karşı ağır korku yüzünden bilinçli olarak aşırı zayıf kalma çabaları ile belirlenen bir bozukluktur. Toplumda ortaya çıkma sıklığı bilinmemekle birlikte eskiden sanıldığı gibi çok ender rastlanan bir rahatsızlık değildir. Anoreksia Nervozalı bireylerin yaklaşık %95' i kadındır. Ve bir kişinin kız kardeşinde bu tür bir bozukluk varsa o kişide aynı hastalık riski belirgin oranda artmaktadır. Bozukluk daha üst sosyoekonomik sınıflarda daha sıktır.

En temel belirti aşırı kilo alma korkusudur. Bu durum kişinin yiyecek konusunda neredeyse fobik olacak noktaya dek varmasına neden olabilir. Şişmanlama korkusunun yanı sıra beden imgesinde de bozulma vardır. Buna bağlı olarak bu kişiler çok zayıf ve ince olsalar bile kendilerini şişman bulabilirler. Vücut ağırlığını kontrol altında tutabilmek için iki yolu kullanırlar: Kişilerin bir bölümü yiyecek alımını ileri derecede kısıtlarlar. Zaten aldıkları çok az yiyeceğin de çok az kalorili yiyecekler olmasına dikkat ederler. Bu kişiler buna rağmen ağır egzersizler de yaparlar. Diğer gruptaki kişilerde yiyecek alımının ileri derecede azaldığı açlık dönemleri ile aşırı yeme dönemlerinin birbirini izlediği gözlenir. Bu gruptaki kişilervirgs.gif aşırı yemeden sonra şişmanlayacakları korkusuyla boğazlarına parmaklarını bastırarak kusarlar. Sık sık bunu yapan kişilerin el sırtında deri sertleşmesi olabilir. Sık kusan kişilerde mide asidinin etkisiyle dişlerde bozukluklarvirgs.gif çürümeler olur.

Bu kişilerin yeme davranışlarında ve yiyeceklerle olan ilişkilerinde gariplikler gözlenebilir. Yiyecekleri saklayabilirvirgs.gif yemek yapmak için mutfakta saatlerce uğraşabilirler.

Anoreksia Nervoza' nın nedenleri günümüzde kesin olarak bilinmemektedir. Hastalığın oluşumu psikolojikvirgs.gif sosyolojik ve biyolojik olmak üzere üç boyutta ele alınabilir. Hastalığın ergenlikte ortaya çıktığı; bu dönemin cinsel ve sosyal çatışmalarla yüklü oluşu dikkate alınacak olursa; cinsel ve sosyal çatışmalarla başa çıkma konusundaki yetersizliklerin yiyeceklerden fobik kaçınma şeklinde ortaya çıkması öne sürülebilir.

Aşağıdakilerin varlığı halinde bu rahatsızlıktan bahsedilmektedir.

1-Bulunduğu yas grubu ve boy uzunluğu acısından normal kabul edilen en az kilo ya da bu ağırlığın üzerindeki bir kiloyu kendisi için uygun bulmayıpvirgs.gifkabul etmeme.

2-Yas ve boy göz önüne alındığında beklenenden daha düşük bir kilosu olmasına rağmen kilo almak veya şişmanlamaktan aşırı derecede korkma.

3-Kişinin kilosu ya da vücut şeklini algılayışında bozukluk vardır. Kişinin kendini değerlendirişinde kilo ya da vücut seklinin virgs.gifolağandan çok daha fazla ve anlamsız ölçüde bir yer kaplaması veya o anki kilosunun düşük olmasının öneminin farkına varmama.

4-Bayanlarda birbirini izlemesi gereken en az 3 adet döneminin olmaması

Bu rahatsızlığın kısıtlı ( bu durum yaşanırken kişide bir anda "patlayıncaya dek" yeme ya da kendini kusmaya ya da lavman- idrar söktürücüler ile yediklerini çıkarma davranışının olmadığı) tip ya da bu sayılan davranışların olduğu tiksinircesine yeme/ çıkartma tipi olarak 2 şekli vardır.

Hastaların çoğunun düşünce içeriği yemek ile ilişkilidir. Kimileri kalanvirgs.gif artanvirgs.gif yiyemedikleri yiyecekleri bırakamayıpvirgs.gif biriktirirvirgs.gif bazıları da hiç yapamayacağı yemek tariflerini edinmeye çalışabilir. Topluluk içinde yemek yeme konusunda isteksiz davranabilirler. Başlangıç ta çevrelerinden ilgi ve beğeni görmek için virgs.gif kendileri üzerinde kontrol sağladıklarını görmek amacıyla alınan besinleri kısıtlamaya başlarlar. Eski kilolarına ya da çevrelerinde görünüm olarak beğeni kazanan kişilerin kilosuna inmek için hedef belirler. Kendileri gün içinde farklı zamanlarda tekrar tekrar tartar
Tıkınırcasına yeme-çıkartma tipine ait grubun alkol-madde kötüye kullanımıvirgs.gif daha çok duygusal durumda dalgalanmalar ve cinsel aktivitelere sahip olupvirgs.gif dürtülerini kontrollerinin daha zor olduğu gözlenmiştir.

Kişiler kilo kayıplarını arttırmak için fiziksel egzersizler yapar ya da yorucu fiziksel uğraşılar içine girerler. Öyle ki kişi daha çok enerji harcayıpvirgs.gif kilo verebilmek için oturmayıpvirgs.gif ayakta durmayı yeğleyebilir ya da durduğu yerde el ve ayaklarını hareket ettirebilir. Kişinin toplumsal ilişkileri azalabilir. Sadece isvirgs.gif fiziksel egzersiz ve kilo düşünceleri ile ilgilidir. Bir deri bir kemik kalsa bile kilolu olduğu düşüncesindedir. Kişiler kendilerine listeler hazırlayarak kendilerine yasakladıkları yiyecekleri belirterekvirgs.gif bunları yemeyeceklerine yeminler ederler. Yarim kilo bile almaları onları zayıflıktan şişmanlığa geçtikleri seklinde düşündürür. Uzun sure bir konuya dikkatlerini veremezler . Kendilerine güvensizlik yoğun bir şekilde kendini hissettirmektedir. Gitgide sosyal çevrelerini kısıtlarlar.

Çocuk gelişiminin erken evrelerindevirgs.gif anne-çocuk iletişiminde çocuğun kendi başınavirgs.gifözgür davranışları üzerine yapılan müdahalelerin önemine dikkat çekilmektedir.

Anoreksia başlangıcı sonrasında genellikle obsesif- kompulsif davranışlar başlayabilir. Özellikle temizlik saplantıları ( ev temizliğine yönelik aşırı aktiviteler gibi) ve ders çalışma ile ilgili saplantılara rastlanabilir. Cinsel gelişimlerinde sorun olduğu gibi virgs.gif cinsel isteksizlik ve diğer cinsel sorunlar da beraberindedir.

Bu kişilerde hastalığın yol açtığı vücutsal değişimler:

Hastalarda kansızlıkvirgs.gif vücut su- tuz dengesinin bozulmasıvirgs.gif kanda kolesterol ve üre düzeylerinin artışıvirgs.gif karaciğer enzimlerinin yükselmesivirgs.gif tiroid bezi hormonlarının düşmesivirgs.gif kadınlarda ostrojen dediğimiz kadınlık hormonu virgs.giferkeklerde testesteron denen erkeklik hormonu düzeylerinde düşme sonucu cinsel işlevlerde azalmavirgs.gif kalp atımında azalma ve düzensizliklervirgs.gif beyin boşluklarının beyin dokusuna oranla kapladığı hacmin artışı oluşabilmektedir.

Kimlerde görülmektedir:

Bu rahatsızlık düzenli ve bol çeşitli yemek yeme olanaklarının olupvirgs.gif göze hoş görünmenin zayıf bir vücut yapısı ile paralel düşünüldüğü bati toplumlarındavirgs.gif kentsel alanlarda daha çok gözlenmektedir. Hastaların % 90-95 i kadındır. Anoreksia nervosa genç kızlarda % 0virgs.gif5 oranında saptanmaktavirgs.gif genellikle 12-25 yas arasında rastlanmaktadır.

Son yıllarda yurt dışında yapılan çalışmalara göre hastalığın yüz bin kişide 15-20 arasında görüldüğü saptanmıştır.

Rahatsızlığın oluşumunda etkili risk faktörleri:

- Yaşanılan sosyo-kültürel çevrenin etkisi ile zayıflığın kesin güzellik ölçütü olması durumu yaygınlaştırmaktadır. Bazı mesleki alanlar ( hosteslikvirgs.gif modellikvirgs.gif dans ve müzikle uğraşanlarda) bu yüzden özellikle risk altındadır.

-Bu rahatsızlığı olanların ailelerinde depresyonvirgs.gif alkolizmvirgs.gif şişmanlık ve gene bir yeme bozukluğuna daha çok rastlanmaktadır. Bu kişilerin annelerinin daha çok diyet yapıpvirgs.gifyeme bozukluğunun olduğuvirgs.gif sürekli diyet yapma düşünceleri ile haşır nesir olduklarıvirgs.gif kızlarının da diyetleri konusunda yoğun düşünceler içinde olabildikleri gözlenmiştir.

- Aile yapıları itibariylevirgs.gif bağımsız hareket serbestisinin verilmediği ve aile işleyişi açısından yeterli keyif alınmayan doyum sağlanamayan ilişkilerin varlığı.

-Öncesinde var olan aşırı şişman beden yapısı

-Çocukluk cağı başlangıçlı diabet ( seker hastalığı) varlığı

- Geçmişte yaşanan cinselvirgs.gif fiziksel tacizler.

Rahatsızlıktaki kişisel düşünce yapıları:

- Kişisel açıdan kendilerini yardıma muhtaç ama yardim edilemez görürler

- Kendi ve çevreleri üzerindeki denetimi kaybetme korkuları vardır.

- Aşırı bir şekilde başkalarının görüşlerine bağımlı olarak özgüvenlerini koruyabilenvirgs.gif onların yeterli ya da olumlu desteği olmadığında kendilerini bir hiç olarak görürler

- Bir şey ya tam olmalı ya da hiç olmamalı seklinde bir düşünce yapısı olan kişilerdir.

Hastalığın seyri:

Hastaların yarısının ilerleyen donemde iyileştiğivirgs.gif dörtte bir oranında hastanın kısmen iyileştiğivirgs.gif ancak bir miktar yakınmalarının sürdüğü belirlenmiştir. Hastalık sonucu olum oranının % 5 civarında olduğu gözlenmiştir.

Hastalığın gidisine olumsuz etki yapan faktörler:

-Ailede aşırı geçimsizlikvirgs.gif tartışmalı ortam

-bulimianın hastalığa eslik etmesi

-Kusmavirgs.gif dışkılamayı arttırıcı ilaç kullanımları

-Obsesif-kompulsifvirgs.gif histerikvirgs.gif depresifvirgs.gif nörotik davranış yapılarıvirgs.gif zeminde bulunan psikiyatrik sorunlar nedeniylevirgs.gif kişide vücutsal yakınmaların fazlaca gündeme gelmesi (gastritvirgs.gif kolit vb.)

-Hastalığı inkar eden davranışlar içine girilmesi.

Hastalığın gidisini olumlu etkileyen etmenler arasında ise erken başlangıç yaşıvirgs.gif hastalığı kabul etmek ve kendine güvenen bir kişilik yapısının bulunması sayılmaktadır.

Tedavi:
Anoreksia Nervozalı hastaların tedavisi çoğu kez güçlüklerle doludur. Hastaların çoğundavirgs.gif hastalık birkaç yıl önce başlamıştır. Tedaviye katılmak ve tedavi planları için isteksizdirler. Bu sebeple genellikle çocuklarının bu durumundan üzüntü ve endişe duyan anne babaları tarafından doktora getirilirler. Tedavide bireysel psikoterapivirgs.gif grup ve aile terapisivirgs.gif ilaç tedavisi gibi yöntemler kullanılabilir

Psikoterapide hastanın kendi duygularını uygun bir şekilde ifade edebilmesivirgs.gif yeme davranışı üzerine kurulu yanlış düşünce tarzının değiştirilmesi, vücuduna yönelik olumsuz algılamaların düzeltilmesi, özgüvenin oluşturulması, kişilerarası sorunların belirlenipvirgs.gif çözümüne yönelen bir yaklaşımın oluşturulmasına çalışılır.Tedavide davranışçı terapivirgs.gif aile terapisi ve grup terapisi kullanılabilir
ANAREKSİA NERVOZA

Genel olarak 12-18 yaşları arasında başlayan ve şişmanlamaya karşı ağır korku yüzünden bilinçli olarak aşırı zayıf kalma çabaları ile belirlenen bir bozukluktur. Toplumda ortaya çıkma sıklığı bilinmemekle birlikte eskiden sanıldığı gibi çok ender rastlanan bir rahatsızlık değildir. Anoreksia Nervozalı bireylerin yaklaşık %95' i kadındır. Ve bir kişinin kız kardeşinde bu tür bir bozukluk varsa o kişide aynı hastalık riski belirgin oranda artmaktadır. Bozukluk daha üst sosyoekonomik sınıflarda daha sıktır.

En temel belirti aşırı kilo alma korkusudur. Bu durum kişinin yiyecek konusunda neredeyse fobik olacak noktaya dek varmasına neden olabilir. Şişmanlama korkusunun yanı sıra beden imgesinde de bozulma vardır. Buna bağlı olarak bu kişiler çok zayıf ve ince olsalar bile kendilerini şişman bulabilirler. Vücut ağırlığını kontrol altında tutabilmek için iki yolu kullanırlar: Kişilerin bir bölümü yiyecek alımını ileri derecede kısıtlarlar. Zaten aldıkları çok az yiyeceğin de çok az kalorili yiyecekler olmasına dikkat ederler. Bu kişiler buna rağmen ağır egzersizler de yaparlar. Diğer gruptaki kişilerde yiyecek alımının ileri derecede azaldığı açlık dönemleri ile aşırı yeme dönemlerinin birbirini izlediği gözlenir. Bu gruptaki kişilervirgs.gif aşırı yemeden sonra şişmanlayacakları korkusuyla boğazlarına parmaklarını bastırarak kusarlar. Sık sık bunu yapan kişilerin el sırtında deri sertleşmesi olabilir. Sık kusan kişilerde mide asidinin etkisiyle dişlerde bozukluklarvirgs.gif çürümeler olur.

Bu kişilerin yeme davranışlarında ve yiyeceklerle olan ilişkilerinde gariplikler gözlenebilir. Yiyecekleri saklayabilirvirgs.gif yemek yapmak için mutfakta saatlerce uğraşabilirler.

Anoreksia Nervoza' nın nedenleri günümüzde kesin olarak bilinmemektedir. Hastalığın oluşumu psikolojikvirgs.gif sosyolojik ve biyolojik olmak üzere üç boyutta ele alınabilir. Hastalığın ergenlikte ortaya çıktığı; bu dönemin cinsel ve sosyal çatışmalarla yüklü oluşu dikkate alınacak olursa; cinsel ve sosyal çatışmalarla başa çıkma konusundaki yetersizliklerin yiyeceklerden fobik kaçınma şeklinde ortaya çıkması öne sürülebilir.

Aşağıdakilerin varlığı halinde bu rahatsızlıktan bahsedilmektedir.

1-Bulunduğu yas grubu ve boy uzunluğu acısından normal kabul edilen en az kilo ya da bu ağırlığın üzerindeki bir kiloyu kendisi için uygun bulmayıpvirgs.gifkabul etmeme.

2-Yas ve boy göz önüne alındığında beklenenden daha düşük bir kilosu olmasına rağmen kilo almak veya şişmanlamaktan aşırı derecede korkma.

3-Kişinin kilosu ya da vücut şeklini algılayışında bozukluk vardır. Kişinin kendini değerlendirişinde kilo ya da vücut seklinin virgs.gifolağandan çok daha fazla ve anlamsız ölçüde bir yer kaplaması veya o anki kilosunun düşük olmasının öneminin farkına varmama.

4-Bayanlarda birbirini izlemesi gereken en az 3 adet döneminin olmaması

Bu rahatsızlığın kısıtlı ( bu durum yaşanırken kişide bir anda "patlayıncaya dek" yeme ya da kendini kusmaya ya da lavman- idrar söktürücüler ile yediklerini çıkarma davranışının olmadığı) tip ya da bu sayılan davranışların olduğu tiksinircesine yeme/ çıkartma tipi olarak 2 şekli vardır.

Hastaların çoğunun düşünce içeriği yemek ile ilişkilidir. Kimileri kalanvirgs.gif artanvirgs.gif yiyemedikleri yiyecekleri bırakamayıpvirgs.gif biriktirirvirgs.gif bazıları da hiç yapamayacağı yemek tariflerini edinmeye çalışabilir. Topluluk içinde yemek yeme konusunda isteksiz davranabilirler. Başlangıç ta çevrelerinden ilgi ve beğeni görmek için virgs.gif kendileri üzerinde kontrol sağladıklarını görmek amacıyla alınan besinleri kısıtlamaya başlarlar. Eski kilolarına ya da çevrelerinde görünüm olarak beğeni kazanan kişilerin kilosuna inmek için hedef belirler. Kendileri gün içinde farklı zamanlarda tekrar tekrar tartar
Tıkınırcasına yeme-çıkartma tipine ait grubun alkol-madde kötüye kullanımıvirgs.gif daha çok duygusal durumda dalgalanmalar ve cinsel aktivitelere sahip olupvirgs.gif dürtülerini kontrollerinin daha zor olduğu gözlenmiştir.

Kişiler kilo kayıplarını arttırmak için fiziksel egzersizler yapar ya da yorucu fiziksel uğraşılar içine girerler. Öyle ki kişi daha çok enerji harcayıpvirgs.gif kilo verebilmek için oturmayıpvirgs.gif ayakta durmayı yeğleyebilir ya da durduğu yerde el ve ayaklarını hareket ettirebilir. Kişinin toplumsal ilişkileri azalabilir. Sadece isvirgs.gif fiziksel egzersiz ve kilo düşünceleri ile ilgilidir. Bir deri bir kemik kalsa bile kilolu olduğu düşüncesindedir. Kişiler kendilerine listeler hazırlayarak kendilerine yasakladıkları yiyecekleri belirterekvirgs.gif bunları yemeyeceklerine yeminler ederler. Yarim kilo bile almaları onları zayıflıktan şişmanlığa geçtikleri seklinde düşündürür. Uzun sure bir konuya dikkatlerini veremezler . Kendilerine güvensizlik yoğun bir şekilde kendini hissettirmektedir. Gitgide sosyal çevrelerini kısıtlarlar.

Çocuk gelişiminin erken evrelerindevirgs.gif anne-çocuk iletişiminde çocuğun kendi başınavirgs.gifözgür davranışları üzerine yapılan müdahalelerin önemine dikkat çekilmektedir.

Anoreksia başlangıcı sonrasında genellikle obsesif- kompulsif davranışlar başlayabilir. Özellikle temizlik saplantıları ( ev temizliğine yönelik aşırı aktiviteler gibi) ve ders çalışma ile ilgili saplantılara rastlanabilir. Cinsel gelişimlerinde sorun olduğu gibi virgs.gif cinsel isteksizlik ve diğer cinsel sorunlar da beraberindedir.

Bu kişilerde hastalığın yol açtığı vücutsal değişimler:

Hastalarda kansızlıkvirgs.gif vücut su- tuz dengesinin bozulmasıvirgs.gif kanda kolesterol ve üre düzeylerinin artışıvirgs.gif karaciğer enzimlerinin yükselmesivirgs.gif tiroid bezi hormonlarının düşmesivirgs.gif kadınlarda ostrojen dediğimiz kadınlık hormonu virgs.giferkeklerde testesteron denen erkeklik hormonu düzeylerinde düşme sonucu cinsel işlevlerde azalmavirgs.gif kalp atımında azalma ve düzensizliklervirgs.gif beyin boşluklarının beyin dokusuna oranla kapladığı hacmin artışı oluşabilmektedir.

Kimlerde görülmektedir:

Bu rahatsızlık düzenli ve bol çeşitli yemek yeme olanaklarının olupvirgs.gif göze hoş görünmenin zayıf bir vücut yapısı ile paralel düşünüldüğü bati toplumlarındavirgs.gif kentsel alanlarda daha çok gözlenmektedir. Hastaların % 90-95 i kadındır. Anoreksia nervosa genç kızlarda % 0virgs.gif5 oranında saptanmaktavirgs.gif genellikle 12-25 yas arasında rastlanmaktadır.
Son yıllarda yurt dışında yapılan çalışmalara göre hastalığın yüz bin kişide 15-20 arasında görüldüğü saptanmıştır.

Rahatsızlığın oluşumunda etkili risk faktörleri:

- Yaşanılan sosyo-kültürel çevrenin etkisi ile zayıflığın kesin güzellik ölçütü olması durumu yaygınlaştırmaktadır. Bazı mesleki alanlar ( hosteslikvirgs.gif modellikvirgs.gif dans ve müzikle uğraşanlarda) bu yüzden özellikle risk altındadır.

-Bu rahatsızlığı olanların ailelerinde depresyonvirgs.gif alkolizmvirgs.gif şişmanlık ve gene bir yeme bozukluğuna daha çok rastlanmaktadır. Bu kişilerin annelerinin daha çok diyet yapıpvirgs.gifyeme bozukluğunun olduğuvirgs.gif sürekli diyet yapma düşünceleri ile haşır nesir olduklarıvirgs.gif kızlarının da diyetleri konusunda yoğun düşünceler içinde olabildikleri gözlenmiştir.

- Aile yapıları itibariylevirgs.gif bağımsız hareket serbestisinin verilmediği ve aile işleyişi açısından yeterli keyif alınmayan doyum sağlanamayan ilişkilerin varlığı.

-Öncesinde var olan aşırı şişman beden yapısı

-Çocukluk cağı başlangıçlı diabet ( seker hastalığı) varlığı

- Geçmişte yaşanan cinselvirgs.gif fiziksel tacizler.

Rahatsızlıktaki kişisel düşünce yapıları:

- Kişisel açıdan kendilerini yardıma muhtaç ama yardim edilemez görürler

- Kendi ve çevreleri üzerindeki denetimi kaybetme korkuları vardır.

- Aşırı bir şekilde başkalarının görüşlerine bağımlı olarak özgüvenlerini koruyabilenvirgs.gif onların yeterli ya da olumlu desteği olmadığında kendilerini bir hiç olarak görürler

- Bir şey ya tam olmalı ya da hiç olmamalı seklinde bir düşünce yapısı olan kişilerdir.

Hastalığın seyri:

Hastaların yarısının ilerleyen donemde iyileştiğivirgs.gif dörtte bir oranında hastanın kısmen iyileştiğivirgs.gif ancak bir miktar yakınmalarının sürdüğü belirlenmiştir. Hastalık sonucu olum oranının % 5 civarında olduğu gözlenmiştir.

Hastalığın gidisine olumsuz etki yapan faktörler:

-Ailede aşırı geçimsizlikvirgs.gif tartışmalı ortam

-bulimianın hastalığa eslik etmesi

-Kusmavirgs.gif dışkılamayı arttırıcı ilaç kullanımları

-Obsesif-kompulsifvirgs.gif histerikvirgs.gif depresifvirgs.gif nörotik davranış yapılarıvirgs.gif zeminde bulunan psikiyatrik sorunlar nedeniylevirgs.gif kişide vücutsal yakınmaların fazlaca gündeme gelmesi (gastritvirgs.gif kolit vb.)

-Hastalığı inkar eden davranışlar içine girilmesi.

Hastalığın gidisini olumlu etkileyen etmenler arasında ise erken başlangıç yaşıvirgs.gif hastalığı kabul etmek ve kendine güvenen bir kişilik yapısının bulunması sayılmaktadır.

Tedavi:
Anoreksia Nervozalı hastaların tedavisi çoğu kez güçlüklerle doludur. Hastaların çoğundavirgs.gif hastalık birkaç yıl önce başlamıştır. Tedaviye katılmak ve tedavi planları için isteksizdirler. Bu sebeple genellikle çocuklarının bu durumundan üzüntü ve endişe duyan anne babaları tarafından doktora getirilirler. Tedavide bireysel psikoterapivirgs.gif grup ve aile terapisivirgs.gif ilaç tedavisi gibi yöntemler kullanılabilir

Psikoterapide hastanın kendi duygularını uygun bir şekilde ifade edebilmesivirgs.gif yeme davranışı üzerine kurulu yanlış düşünce tarzının değiştirilmesivirgs.gif vücuduna yönelik olumsuz algılamaların düzeltilmesivirgs.gif özgüvenin oluşturulmasıvirgs.gif kişilerarası sorunların belirlenipvirgs.gif çözümüne yönelen bir yaklaşımın oluşturulmasına çalışılır.Tedavide davranışçı terapivirgs.gif aile terapisi ve grup terapisi kullanılabilir
ANKSİYETE-2-

1 . Anksiyete



Anksiyete (bunaltı), hemen hemen her insan tarafından yaşanan bir duygudur.
Asıl amacı, yaşamın sürdürülmesi ve uyum davranışının gelişimini sağlamaktır. Ancak bir yere kadar sağlıklı olan bu duygunun yaşanması, bir noktadan sonra kişinin yaşamını ve diğer insanlarla olan ilişkilerini olumsuz olarak etkilemeye başlar. Bunaltı duygusu, olaylara içerdikleri tehlikelerle orantısız, uygunsuz ve abartılmış yanıtlar verilmesine neden olur.

Bunaltı, çeşitli bedensel ve ruhsal belirtilerle kendini gösterir. Başlıca bedensel belirtiler arasında çarpıntı, kalp hızında artma, tansiyon yükselmesi veya düşmesi, yüz kızarması nefes darlığı, yorgunluk hissi ve çabuk yorulma, titreme, karın ağrısı, bulantı-kusmavirgs.gif ağız kuruluğu, sık idrara çıkma, terleme ve ateş basması sayılabilir. Sıklıkla gözlenen ruhsal belirtiler ise, kontrolünü yitirme, aklını yitirme ve ölüm korkusudur. Tüm bu belirtiler, kişide endişe, dehşet, tedirginlik, gerginlik, sinirlilik ve çaresizlik gibi duyguların yaşanmasına neden olur.

Bunaltı, kalıtımsal, biyokimyasal, çevresel, kişisel etmenlerle ortaya çıkabildiği gibi,
çeşitli hastalıklar ve kullanılan bazı ilaçlara bağlı olarak da oluşabilir.

Bunaltı en sık gözlenen ruhsal belirtilerdendir. Fobilervirgs.gif panik bozukluğuvirgs.gif obsesif kompulsif bozukluk gibi çeşitli tipleri mevcuttur. Bunların arasında en sık karşılaşılanı fobilervirgs.gif yani korkulardır.

Fobivirgs.gif gerçekte tehlikeli olmayan bir nesnevirgs.gif etkinlik veya durumdan dolayı kişide sıkıntı yaratan ve mantıksız olan bir korku duyulması durumudur. Kişilervirgs.gif kedivirgs.gif köpekvirgs.gif böcek gibi hayvanlardan kan görmektenvirgs.gif yaralanma veya sakatlanmadanvirgs.gif doktor veya diş hekimindenvirgs.gif kapalı yerlerde kalmaktanvirgs.gif yükseklikten veya uçağa binmekten aşırı derecede korkabilirler. Bu tür durumlarvirgs.gif özgül fobivirgs.gif yani belli bir nedeni olan aşırı korku olarak adlandırılır.

Kişininvirgs.gif sosyal ortamlarda veya beceri gerektiren etkinliklerin yapılması söz konusu olduğundavirgs.gif utanç duyacağı durumlara düşecek davranışlar yapabileceği korkusuyla bu tür ortamlara girmekten çekinmesi isevirgs.gif sosyal fobi olarak adlandırılır. Kişiler az tanıdıkları insanların önünde konuşmaktanvirgs.gif yemek yemektenvirgs.gif toplantılarda söz almaktan kaçınmaya başlarlar.

Panik atak; aniden başlayan ve zaman zaman tekrarlayanvirgs.gif insanı dehşet içinde bırakan yoğun sıkıntı ya da korku nöbetleridir. Hastalarımızın çoğu zaman 'kriz' adını verdiği bu nöbetlere biz PANİK ATAÄžI diyoruz.



2 . Panik bozukluğu;



Tekrarlayanvirgs.gif beklenmedik Panik Atakları ve
Ataklar arasındaki zamanlarda başka
Panik Ataklarının da olacağına ilişkin sürekli bir kaygı duyma yada
Ataklara ve olası kötü sonuçlara karşı önlem olarak ( işe gtimemevirgs.gif sporvirgs.gif ev işi yapmamavirgs.gif bazı yiyecek yada içecekleri yiyip içmemevirgs.gif yanında ilaçvirgs.gif su virgs.gifalkolvirgs.gif çeşitli yiyecekler taşima gibi) bazı davranış değişikliklerinin görüldüğü ruhsal bir rahatsızlıktır.
Panik atak geçirme endişesivirgs.gif kişinin sosyalvirgs.gif mesleki ve ailevi yaşantısını önemli ölçüde etkileyebilir. Dışarı yalnız çıkmak istemeyebilir. Toplu taşıma araçlarına binmekten kaçınır. Kalabalık yerlerde bulunmakvirgs.gif kapalı yerlere girmek yoğun bir endişe yaratır. Kendisini emniyette ve rahat hissetmek için ilaçvirgs.gif kolonyavirgs.gif şeker gibi nesneleri yanında taşıyabilir.



3 . Obsesif-kompulsif bozukluk


Obsesif-kompulsif bozukluk yada toplumdaki yaygın adıyla " titizlik hastalığı"virgs.gif kişiyi rahatsız edici gelenvirgs.gif bir türlü akıldan çıkmayanvirgs.gif tekrarlayıcı dürtü yada düşüncelerin varlığı ( obsesyonvirgs.gif yani saplantı ) ve kişi bu saplantılarından kurtulabilmek için geliştirdiği davranışlardan(komplsiyonvirgs.gif yani zorlantı) oluşur. Örneğin zihinden uzaklaştırılamayan ''hastalık bulaşacağı saplantısı''na karşı geliştirilmiş olan sürekli yıkanma ve temizlenme davranışı bunun en sıkveyaygın şeklidir. Cinsel saplantılarvirgs.gif zarar verme ya da zarar görme saplantılarıvirgs.gif dini saplantılar ve bunlardan kurtulabilmeye yönelik geliştirilen sayı saymavirgs.gif tekrarlamavirgs.gif kapıyı veya ocağı kapattıktan sonra defalarca kontrol etme gibi kişiyi zorlayan davranışlarla da sıkça karşılaşılmaktadır. Bu hastalıkların kesin nedeni henüz yeterince bilinmemekle birliktevirgs.gif tedavisi konusunda önemli ve yüz güldürücü gelişmeler vardır. Psikoterapi ve ilaç tedavisi yararlı olmaktadır.


4 . Öneriler


Yanlız olmadığınızı unutmayın ...
Bu broşürvirgs.gif sizi bilgilendirmek amacıyla hazırlanmıştır. Sizde de benzer sorunların olduğunu düşünüyorsanızvirgs.gif bir doktora başvurunuz ve kendi başınıza herhangi bir ilaç tedavisine başlamayınız.
Borderline kişilik

Aşağıdakilerden en az besinin varlığı ile birlikte virgs.gifgenç erişkinlik döneminde başlayan virgs.gif kişilerle olan ilişkilerdevirgs.gif kendilik algısında ve duygulanımda tutarsızlıklar ve ani dürtüsel davranışlarla karakterize bir durumdur.

1-Gerçek ya da varsayılabilecek virgs.gif olası bir terk edilmeyi önlemek için çılgınca çaba harcamak.

2-Karsısındakileri aşırı büyütüpvirgs.gif göklere çıkarma ve aşırı değersizleştiripvirgs.gif gözden düşürerekvirgs.gif yerin dibine sokma gibi başkalarına aşırı değer.değersizlik verme ile giden tutarsız ilişkiler

3-Kimlik karmaşası denilen kendini algılayışındavirgs.gif arkadaşlıkvirgs.gif cinsel durum ya da önem verilen kültürel- ahlaki değer anlayışında değişkenlikler

4-Kendine zarar verme olasılığı fazla olan virgs.gif2 ya da daha çok durumda sonunu düşünmedenvirgs.gif aniden yapılan eylemler (aniden çok para harcamavirgs.gif madde kullanımıvirgs.gifhızlı ve tehlikeli araç kullanmavirgs.gif birden aşırı yemek yemevirgs.gif önceden düşünülmeyen uygunsuz cinsel davranışlar) .

5-Tekrarlayan bir şekilde intihar girişimlerivirgs.gif intihar tehditlerivirgs.gif kendi kendine zarar verme (bıçakvirgs.gifjilet vs. ile kendi cildini kesmevirgs.gif sigara ile yakmavirgs.gif kafasını virgs.gif yumruğunu sert yerlere vurma gibi)

6-Duygu durumunda aşırı tepkililiğe bağlı olarak sürekli duygusal değişkenlik hali (saatler içinde değişen surelerde birbirini izleyen öfkelilikvirgs.gif üzüntüvirgs.gif kaygıvirgs.gif sevinç dönemleri)

7-Kişinin kendisini sürekli olarak boşlukta hissetmesi .

8-Öfkeye hakim olamama (kavga etmevirgs.gif yüksek sesle hakaretvirgs.gifçiğlik atma eşya kırma gibi).

9-Stresle ilişkili gelip geçici kendine kötülük yapılacağı düşünceleri ya da dissosiyatif belirtiler

Rahatsızlığın asal özelliği karşılıklı birebir ilişkilerde virgs.gif kendilik algısı (kendine bakış virgs.gif kendini kabul ediş ve kendini sergileyiş) ve duygulanımda tutarsızlık ile ilişkileri etkileyebilen ani hesapsız davranışlardır.

Bu kişilerde sürekli bir ayrılık ve reddedilme fikri yaşandığı için bu gibi bir durumun izlenimi edinildiğinde duygulanımvirgs.gif kendilik hissi ve davranışlarda önemli farklılıklar yaşanır.Ayrılık ya da planlananların oluşmaması durumlarında yoğun öfke ve diğer belirtiler yaşanır. Yalnız baslarına olmaya dayanamaz ve birilerinin varlığına gereksinim duyarlar. Bu yalnızlığı önlemek için intihara yeltenebilirler.

Birebir ilişkilerinde özellikle karsı cinsten kişilere sürekli bağlanmavirgs.gif onları bir eski yunan tanrı ya da tanrıçaları gibi görüp yüceltirler. İlişkilerine çok büyük iddia ve hedeflerle baslarvirgs.gif gerektiğinden fazla özel hayatlarını paylaşırvirgs.gif karşılığında aynisini beklediklerinden duş kırıklığına uğrarlar.Bu kez onları daha önce oturttukları tahtlarından indirip gözlerinden düşürürler. Bu nedenle arkadaşlıkları gelip geçici ve fırtınalı bir seyir izler.

Hedeflerivirgs.gif inandıkları değerlervirgs.gif arkadaş yapılarıvirgs.gif cinsel eğilimlerivirgs.gif benimsedikleri görüşler virgs.gifmesleki heves ve amaçları değişkendir.

Devamlı olarak kendilerini boşlukta hissettikleri için uğraşıpvirgs.gif oyalanacak bir şeyler arıyor gibidirler. Karsı taraftan beklediklerini bulamadıklarında öfkelerini sergilervirgs.gif sonrasında bundan dolayı suçlulukvirgs.gif pişmanlıkvirgs.gif utanç duyguları yasar ve kendilerini değersiz virgs.gif zayıfvirgs.gif kotu hissederler.

Bu kişiler için" insanin kendi kendine ettiğini 7 mahalleli etmez "sözü çok uygun düşer.Kendilerine maddi ve manevi acıdan zarar verirvirgs.gif başladıklarını bitiremezlervirgs.gif "yüzüp kuyruğuna gelseler bile".

Yoğun stresli dönemlerde halusinasyon dediğimiz varolmayan sesvirgs.gifgörüntü vs. gibi algılarvirgs.gifkendi vücuduna ve çevreye yabancılaşma görülebilmektedir.

Kendileri yada çevreye yabancılaşma yasayabilirler. Kişisel ilişkilerinden ziyade kendilerini terletmeyeceklerini ve gerekli karşılığı alabileceklerini düşündükleri sanal şeylervirgs.gif cansız nesnelervirgs.gif ya da hayvanlar üzerinden doyum sağlamaya çalışıpvirgs.gif kendilerine güvenli bir liman oluşturabilirler.

Eğitim ve evlilik hayatları fırtınalı bir denizde filikayla yolculuk gibidir. Ayrılıkvirgs.gifboşanma ve tekrar bir araya gelmeler görülebilir.

Eşlik eden bozukluklar:

-Depresyon ve distimi
-Alkol-madde kullanım bozuklukları
-Yeme bozuklukları
-Travma sonrası stres bozukluğu
-Dissosiyatif kimlik bozukluğu
-Diğer kişilik boz.

Toplumda görülme oranı:

Genel nüfus içinde % 2-3 oranında görülmektedir. Araştırmalara göre hastanede yatanlar arasında %19 ; ayaktan tedaviyi sürdürenler arasında % 11 oranında olduğu gözlenmiştir.

Rahatsızlığın cinsiyet- kalıtım özellikleri :

Toplum geneli ile karşılaştırıldığında rahatsızlık gösterenlerin 1. derece yakınlarında beş kat daha fazla görüldüğü saptanmıştır.Ailede madde bağımlılığı virgs.gifantisosyal k.b. ve depresif bozukluklara karsı da daha yüksek bir risk vardır.

Rahatsızlığın oluş sebepleri:

Rahatsızlıktaki merkezi serotonin işlevindeki azalmanın öfkeli ve dürtüsel davranışlarla ilişkili olabileceği düşünülmüştür.

Bir başka görüşe göre de çocuk gelişmesinde 1virgs.gif5-2virgs.gif5 yas arası donemde çocuğun ayrılma ve kendi basına davranışlar sergileyebilme çabalarına annelerinden gelen cezalandırıcı tavırların şiddetli ayrılık korkularına yol açtığı öne sürülmüştür.

Gene benzer bir görüşe göre çocuk- ebeveyn ilişkisinin erken dönemlerindeki bozukluklar ( çocuğun yeterli dikkate alınmayıpvirgs.gif hislerini ve davranışlarını gözardı etmek çocukta uygun, olumlu ve sabit bir benlik hissi oluşmasını önleyecek virgs.gifsürekli desteğe gereksinim duyacaktır. Ailede duygusal paylaşımın olmaması , aile içi yoğun çatışmalar, küçük yaslarda ana-baba kaybı, ayrılığı, çocuğun yasadığı fiziksel ve cinsel tacizler rahatsızlığa eğilim oluşturur.

Ailesel özellikleri:

Bu kişilerin ailelerinde erken donemde ebeveyn kaybı,travma tik ayrılmalar ya da her ikisi yüksek oranda bulunmaktadır.
Genellikle her iki ebeveynde de belirgin bir şekilde psikiyatrik sorun vardır. Annelerde karasızlık ve depresyon gözlenirken;babalar ya meydanda yoktur ya da karakter itibariyle yoktur yada bozuktur.
Aileler saldırgan davranışlar, alkolizm, fiziksel ya da cinsel tacizler (ki bunlar hastaya da uygulanmıştır) nedeniyle yıpranmış veya parçalanmıştır. Rahatsızlık boşanmış ya da evlatlık verilmiş ailelerde daha fazla saptanmıştır.

Hastalığın sureci:

Rahatsızlık gençlik donemi öncesinde konuya dikkat verememe, öğrenme güçlükleri ve toplumsal çekilme, sosyal ortamlardan soğukluk ile kendini göstermektedir. Gençlik döneminde tüm yakınmalar başlamakta, yari sayıda vaka ise 40'larından sonra düzenli bir cevre ve is hayatına kavuşabilmektedir. Bununla birlikte çoğu eğitimini tamamlayamamakta, islerini kaybedip, evliliklerini ya da birlikteliklerini sürdürememektedir.
Rahatsızlıkta intihar tehditleri önemsenmelidir. Bu grup hastalarda % 8-10 oranında intihar sonucu olum görülmektedir.

Tedavi:

Bu kişilerin uzun sureli bireysel psikoterapiden faydalanırlar Bireysel terapide bilişsel- davranışçı terapi yanında duygulanım dalgalanmaları ve ani dürtüsel davranışlar için ilaç tedavileri uygulanabilmekte, intihar eğiliminin olduğu yoğun gerilim dönemlerinde kısa sureli hastanede yataklı tedavi uygun olmaktadır. Kişiler grup terapisinden faydalanabilmektedirler.
Rahatsızlığın cinsiyet- kalıtım özellikleri :

Toplum geneli ile karşılaştırıldığında rahatsızlık gösterenlerin 1. derece yakınlarında beş kat daha fazla görüldüğü saptanmıştır.Ailede madde bağımlılığı virgs.gifantisosyal k.b. ve depresif bozukluklara karsı da daha yüksek bir risk vardır.

Rahatsızlığın oluş sebepleri:

Rahatsızlıktaki merkezi serotonin işlevindeki azalmanın öfkeli ve dürtüsel davranışlarla ilişkili olabileceği düşünülmüştür.

Bir başka görüşe göre de çocuk gelişmesinde 1virgs.gif5-2virgs.gif5 yas arası donemde çocuğun ayrılma ve kendi basına davranışlar sergileyebilme çabalarına annelerinden gelen cezalandırıcı tavırların şiddetli ayrılık korkularına yol açtığı öne sürülmüştür.

Gene benzer bir görüşe göre çocuk- ebeveyn ilişkisinin erken dönemlerindeki bozukluklar ( çocuğun yeterli dikkate alınmayıpvirgs.gif hislerini ve davranışlarını gözardı etmek çocukta uygunvirgs.gif olumlu ve sabit bir benlik hissi oluşmasını önleyecek virgs.gifsürekli desteğe gereksinim duyacaktır. Ailede duygusal paylaşımın olmaması virgs.gif aile içi yoğun çatışmalarvirgs.gif küçük yaslarda ana-baba kaybıvirgs.gif ayrılığıvirgs.gif çocuğun yasadığı fiziksel ve cinsel tacizler rahatsızlığa eğilim oluşturur.

Ailesel özellikleri:

Bu kişilerin ailelerinde erken donemde ebeveyn kaybıvirgs.giftravma tik ayrılmalar ya da her ikisi yüksek oranda bulunmaktadır.
Genellikle her iki ebeveynde de belirgin bir şekilde psikiyatrik sorun vardır. Annelerde karasızlık ve depresyon gözlenirken;babalar ya meydanda yoktur ya da karakter itibariyle yoktur yada bozuktur.
Aileler saldırgan davranışlarvirgs.gif alkolizmvirgs.gif fiziksel ya da cinsel tacizler (ki bunlar hastaya da uygulanmıştır) nedeniyle yıpranmış veya parçalanmıştır. Rahatsızlık boşanmış ya da evlatlık verilmiş ailelerde daha fazla saptanmıştır.

Hastalığın sureci:

Rahatsızlık gençlik donemi öncesinde konuya dikkat verememevirgs.gif öğrenme güçlükleri ve toplumsal çekilmevirgs.gif sosyal ortamlardan soğukluk ile kendini göstermektedir. Gençlik döneminde tüm yakınmalar başlamaktavirgs.gif yari sayıda vaka ise 40'larından sonra düzenli bir cevre ve is hayatına kavuşabilmektedir. Bununla birlikte çoğu eğitimini tamamlayamamaktavirgs.gif islerini kaybedipvirgs.gif evliliklerini ya da birlikteliklerini sürdürememektedir.
Rahatsızlıkta intihar tehditleri önemsenmelidir. Bu grup hastalarda % 8-10 oranında intihar sonucu olum görülmektedir.

Tedavi:

Bu kişilerin uzun sureli bireysel psikoterapiden faydalanırlar Bireysel terapide bilişsel- davranışçı terapi yanında duygulanım dalgalanmaları ve ani dürtüsel davranışlar için ilaç tedavileri uygulanabilmektevirgs.gif intihar eğiliminin olduğu yoğun gerilim dönemlerinde kısa sureli hastanede yataklı tedavi uygun olmaktadır. Kişiler grup terapisinden faydalanabilmektedirler.
Boşanma ve çocuk üzerine etkileri

Boşanma hiç kuşkusuzvirgs.gif çocukların başına gelebilecek en sarsıcı olaylardan birisi ve potansiyel olarak onların gelişmelerini ciddi bir biçimde etkileyecek bir dizi değişikliği de beraberinde getirmektedir. “Potansiyel bir durumdurvirgs.gif çünkü boşanmış bir ailenin bireyi olarak yaşamak kaçınılmaz olarak çocuklara zarar veren bir durum değildir. Önemli olan anne ve babanın evliliklerinin sona ermesini nasıl karşıladıklarıvirgs.gif boşanmadan sonra hayatlarını ve ilişkilerini nasıl sürdükleri ve çocukları ile ilgilenmeye devam etmeleridir. 1 yılda 1 milyondan fazla çocukvirgs.gif anne baba boşanması ya da ayrılığı yaşamaktadır. Boşanmaya karşı çocukların tepkilerinin varlığının farkında oluşun artmasıylavirgs.gif 1960’lardan bu konu üzerine bir çok araştırma yapılmıştır.

1975’ten bu yana boşanmalar yılda 1milyonu aştı.
Bugün yapılan iki evlilikten biri boşanma ile sonuçlanacak
1983’te doğan çocukların %45’nin anne babası boşanacak. %35’inin anne babası tekrar evlenecekvirgs.gif %20’sinin anne ya da babası ikinci eşinden de ayrılacak.
Evliliklerin yarısı ilk 7 yıl içerisinde sona eriyor. Buna göre 1980’lerde doğmuş çocukların aşağı yukarı üçte biri 18 yaşına gelmeden tek ebeveynli bir evde yaşayacak.

Bu istatistiksel veriler boşanmanın ciddi bir sosyal sorun olduğunu şüphe götürmez bir tarzda kanıtlamaktadır. Ancak boşanmayı iyi ya da kötünün karşıtlığı olarak görmek çok basit bir yaklaşım olur.

Boşanma ile ilgili düşündürücü gerçeklerin ve anne babası boşanmış çocukların gelişimle ilgili ve psikolojik sorunlar yaşamak açısından diğer çocuklardan daha fazla risk altında olduğuna dair artan verilerin ışığı altındavirgs.gif giderek daha fazla çift aileyi dağıtmanın doğru olup olmayacağını sorgulamaktadır. Bazılarıvirgs.gif en azından çocuklar büyüyüp evden ayrılana kadarvirgs.gif kişisel isteklerini bir kenara atıp evliliği sürdürmeyi düşünebilir. Boşanmayı karşı tarafın istediği durumlardavirgs.gif eşler karşı tarafın önüne istatistikleri koyarakvirgs.gif karşı tarafta suçluluk duyguları uyandırıpvirgs.gif fikrini değiştirmeyi deneyebilir. Araştırma sonuçları göstermiştir ki; sadece çocukların iyiliği için bir arada kalmanın çok nadir işe yaradığıdır. Bazenvirgs.gif birarada kalmakvirgs.gif çocuklaravirgs.gif anlaşamayan eşlerin boşanmasından daha çok zarar verebilmektedir. Kasıtlı sessiz kalmalardanvirgs.gif sürekli bağrış çağrışlardanvirgs.gif fiziksel şiddet göstermeye kadar çeşitli anlaşmazlık tezahürlerine şahit olmuş çocuklarvirgs.gif boşanmış aile çocuklarından daha uyumsuzdur. Kısacasıvirgs.gif bazenvirgs.gif bir evlilik sorununu çözmenin tek yolu evliliği sona erdirmek olabilir.

Günümüzde evliliklerin sona ermesi sık rastlanır bir olay olduğu içinvirgs.gif bir çok çocuk- çok küçük olanlar hariç- boşanma kelimesini bilmektedirler. Eğer evliliğiniz bir süredir gergin ve mutsuzsavirgs.gif çocuklarınızın birşeylerin yolunda gitmediğinin farkında olmaları büyük bir olasılıktır. Kavganın-özellikle fiziksel şiddet ve alkolizm- bol olduğu ailelerdevirgs.gif çocuklar farkında olmadanvirgs.gif anne babalarının ruhsal durumlarını okumayı öğrenirler. Kızgın ya da mutsuz bir ebeveyne yaklaşmak için en doğru zamanı çeşitli ayrıntılardan yola çıkarak bulabilirler. Aynı şekilde ne zaman ortada olmamaları gerektiğini de bilirler. Boşanma hakkında az çok bir şeyler bilmek ve sürekli anne-babanın kavgasına tanık olmak bile birçok çocuğu anne babasının ayrılıyor ya da boşanıyor olduğu haberine hazırlamaz. Olay patladığı zamanvirgs.gif ki bu çoğu kez anne ya da babanın evden ayrılması ile kanıtlanırvirgs.gif bir çok çocuk gerçekten sarsılır. Eğer çocuk anne ve babasının kavgalarından uzak tutulmuşsa daha da büyük bir şok yaşar. İstismar eden biri bile olsavirgs.gif bir ebeveynden ayrı olmak çocukları dehşete düşürür. Çocuğun aileyi terk etmiş olan ebeveyni özlemesi doğaldır. Ebeveynin ayrılmış olması çocukların bağlılık duygularını yok etmez.

Amato ve Keith (1991) boşanmış ailelerin çocuklarıyla ilgili yapılan 92 çalışmanın metaanalizini yapmışlardır. Boşanma sırasında çocuğun yaşınınvirgs.gif çocuğun psikolojik ve sosyal uyum ve anne-baba ile ilişkilerine üzerine en anlamlı etki eden faktör olduğunu saptamışlardır. Her çocuğun gelişim hızı aynı olmasa davirgs.gif aynı yaş grubundaki çocuklar benzer özellikler taşır. Ailenin dağılmasıvirgs.gif aynı yetişkinlerde olduğu gibivirgs.gif çocuklarda da bir çok değişik duygusal tepkiye yol açar. Çocuklar bu duyguları ilerideki yaşamlarının çeşitli aşamalarında tekrar tekrar yaşayabilirler. İçinde bulundukları yaşa göre bazı duygular öne çıkarvirgs.gif diğerleri geri planda kalıp ilerki yaşlarda tekrar yoğunluk kazanır.



Sevilen Ebeveynin Kaybına Tepkiler

Disforik tepkiler
Diğer bakımvericiye tepkiler
Dışa vuran Tepkiler

Acı ve umutsuzluk Kendini rahatlatma Bağımlılık Kayıp korkusu Kızgınlık Huzursuzluk
Bebeklik Kederlivirgs.gif ağlayanvirgs.gif yastavirgs.gif apati Parmak emmevirgs.gif oyuncaklarına sarılma Yapışkanlık Ayrılık kaygısı Ayrımsız öfke Ajitasyon
Okul öncesi Ağlama (fakat azalmış)virgs.gif üzüntüvirgs.gif çekilme Masturbasyon Yapışkanlıkvirgs.gif bakım görme arzusu Ayrılık kaygısı Oyunlarda kızgınlık ve öfkenin dışa vurması Ajitasyon
Orta Çocukluk Ağlama, üzüntü Yapışkanlık mızmızlanma, bebeksi konuşma, bağımsızlık Okul fobisi İtaatsizlik, okuldan kaçma, suç işleme Huzursuzluk, okul başarısında azalma
Ergenlik Gözü yaşlılık, üzüntü, bitkinlik Okul fobisi Asilik, kavgacılık, kabalık, ilaç kötüye kullanımı, içki kullanma, evden kaçma, ¤¤¤¤üel aktlar Huzursuzluk, okul başarısında azalma





Okul öncesi yaşlar

Okul öncesi çocukların ebeveyn boşanmasına tepkileri

Regresyon
Emosyonel gereksinimlerde artma
Bağımlılık, Clinging (yapışkanlık, yetişkinin eteklerinin dibinden ayrılmama)
Artmış Agresyon
Korku, üzüntü, kızgınlık olarak gözlenebilmektedir.

Klinik çalışmalarda genel olarak okul öncesi dönemdeki çocukların akut yas dönemimi yaşantılarının benzer olduğu belirtilmektedir.

Gelişimsel evreye bağlı olarak 3 özgün faktör zedelenebilirliği (vulnerability) belirlediğine işaret edilmektedir (Roseby, 1985):

Cinsiyet (Gender): Bir çok bildiride okul öncesi erkeklerin, kızlara oranla daha fazla gelişimsel bozuklar gösterdiği ve bu problemlerin daha uzun sürdüğü gösterilmiştir (Emery 1982, Hetherington ve ark 1978, 1979, Hodges ve Bloom 1984, Kurdek ve Berg 1983, Wellerstein ve Kelly 1980b). Cinsiyetler arası fark olmadığını bildiren çalışmalarda vardır (Pett 1982, Reinhard 1977). Boşanmalarda sıklıkla evi baba terk etmekte, psikanalitik çerçeveden erkek çocuğun neden daha sık etkilendiği bu açıdan izah getirilebilmektedir. Okul öncesi çocukların boşanma sonrası babanın yokluğunda erkekliği telafi (compensatory masculinity), egosentrik düşünce ve ödipal korkularla izah edilmektedir (Roseby, 1985).
Boşanma öncesi evde yaşanan Stres: Boşanma öncesi yaşanan olayların niteliği önemlidir. Eğer boşanma öncesi şiddet ve çatışmalar yoğun yaşanmış ise çocuklar bozuklukları daha şiddetli yaşamakta ve uzun süreli etkilere daha yatkın olmaktadırlar (Wallerstein & Kelly 1974)
Ebeveynlik işlevlerinin yeterli gösterilmemesi (Lack of adequate parenting): Bu durum çocukların güven ve otonomi duygusunu olumsuz olarak etkilemektedir (Wertman 1972).
Kısa Dönemdeki (Akut ) Etkiler

Okul öncesi çocukların bilişsel, gelişimsel sınırlılıkları ve duygusal immaturiteleri sebebiyle, boşanmaya tepkileri abartılı olmaktadır. Wallersteib ve Kelly (1980b) okul öncesi çocukların boşanmanın akut dönemdeki kriz etkilerine oldukça duyarlı olduklarına dikkat çekmişlerdir. Bu semptomlar bu yaş çocuklarının olaylara immatur yaklaşımlarıvirgs.gif fantazi ile gerçeği ayırt etmede güçlüklerivirgs.gif bakım ve korunma için anne-babaya muhtaç ve bağımlı oluşlarının farkında oluşlarıyla ilişkilidir. Erkekler babanın gidişini kızlara oranla daha az tolere etmektedirler. Bu çalışmada ayrılık sonrasında 1 yıl sonra yapılan değerlendirmede bu çocukların çoğunda; regresyon, agresyon ve korkunun kaybolduğu gözlenmiştir. Eğer bu bulgular devam ediyorsa, bu durum boşanmanın kendisinden başka faktörlere bağlıydı. Bunlar: devam eden ebeveyn çatışması ve yetersiz anne-baba işlevlerinin olmasıydı. Bu durum çalışmadaki 34 çocuğun yarısında gözlenmekteydi. Bu durum ; çok küçük çocuklarda boşanma kararı ve erken yas evresinde kriz tepkilerinin normal olabileceğini düşündürmektedir. Wallerstein ve Kelly: ebeveyn çocuk ilişkisinin kalitesinin boşanmayı takiben ilk yılda küçük çocuğun durumla başa çıkabilmesinin en önemli belirleyicisi olduğu sonucuna vardılar.
Sayfalar: 1 2 3 4 5 6 7