| Hoşgeldin, Ziyaretçi |
Sitemizden yararlanabilmek için Kayıt olmalısınız.
|
| Kimler Çevrimiçi |
Toplam: 326 kullanıcı aktif » 0 Kayıtlı » 323 Ziyaretçi Bing, GoogleBot, Yandex
|
| Son Aktiviteler |
Araf Suresi 157. Ayet. On...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-18-2025, Saat: 12:06 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 13
|
İnancını Bu Dünyada Sorgu...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-16-2025, Saat: 03:19 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 21
|
Bizler İnatla, Atalarımız...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-15-2025, Saat: 05:11 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 21
|
Atatürk'ün Çocukluk Anıla...
Forum: Hayatı ve Anıları
Son Yorum: Serdar102
11-15-2025, Saat: 02:39 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 26
|
Ali İmran 78 -79. Ayetler...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-14-2025, Saat: 03:50 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 23
|
Günün Şiiri
Forum: Şiirler
Son Yorum: by-göçmenoğlu
11-14-2025, Saat: 10:13 AM
» Yorumlar: 9
» Okunma: 2,324
|
Adı Bende Saklı Sevgili.
Forum: Şiirler
Son Yorum: by-göçmenoğlu
11-14-2025, Saat: 09:41 AM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 27
|
Enfal Suresi 12. Ayet. ”V...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-12-2025, Saat: 04:03 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 27
|
Kendi Uydurmalarını Allah...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-09-2025, Saat: 04:22 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 40
|
Rivayetler Kur’an’ın Önün...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-08-2025, Saat: 11:25 AM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 33
|
|
|
| Şair Reklam Yazarı Hasan Sancak Kahpe Terör Durmalı dedi. |
|
Yazar: REKLAM YAZARI - 08-17-2011, Saat: 12:41 AM - Forum: Güncel Haberler
- Yorum Yok
|
 |
‘Bedeli Ağır Olacak’ Diyen Başbakan Erdoğana Şiirlerle Seslenen…
Şair Reklam Yazarı Hasan Sancak Kahpe Terör Durmalı dedi.
Alaçamlı=Köprübaşılı Halk Şairi, Reklam Yazarı, Eğitimci ve Gazeteci Hasan Sancak (55)AK Parti'nin 10. kuruluş yıldönümünde isim vermeden BDP'ye ve PKK'ya sert mesajlar gönderen "Bıçak kemiğe dayandı, bedeli ağır olacak" diyen Başbakan Erdoğan’a yazdığı
‘Kahpe Terör Durmalı’ şiir kitabındaki önemli gördüğü bazı şiirleri ile seslenerek, PKK nın bir an önce yok edilmesi için harekete geçmesini, idam yasasını çıkartmasını ve Kandil’deki bataklığın bir an önce kurutulmasını,buna parelel olarak da içerdeki sivrisineklerin kanatlarının kopartılmasını,şehirlerde terör estiren yandaşların sonsuza dek susturulması gerektiğini söyledi.
Konu ile ilgili görüşlerini dile getiren Sancak:’Bütün şehitlerimize Yüce Allah’tan rahmet, ailelerine de sabırlar diliyorum.Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı bir şair olarak ilk defa sözlerinde bu kadar kararlı olduğunu gördüm.Bu cümleler Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni yöneten kişi tarafından söylenmişse, dikkate alınması gerekir.Ramazan ayından sonra atılacak adımları Türk Milleti gibi ben de sabırsızlıkla bekliyorum.İnşallah verilen sözler yerine getirilir.Bu sözlerin takipçisi olacağız..Başbakanın söylediği '' Bizim medeniyetimizin geçmişinde, o cehalet döneminde bile kimse kimseye kurşun atmaz, kan dökmezdi. İşte bu bölücü terör örgütü ve onların siyasi uzantıları bakınız neler yapıyorlar. Daha dün 3 tane yavrumuzu şehit ettiler. Bakınız, unutmayın artık yine açık söylüyorum, bıçak kemiğe dayanmıştır diyorum ve bu ülkede bölücü terör örgütüyle arasına mesafe koymayanlar da bu suça iştirak ediyorlar, bunu da buradan açıklamak istiyorum ve onlar da bunun bedelini ödemeye mahkum olacaklardır.''
Sözlerine ben de katılıyorum.Bu söylenenler lafta kalmamalıdır.Meclis açıldığı zaman bir ihanet yasası çıkmalıdır.Eline silah,bomba,mayın alıp patlatmak isyeyene, en ağır cezalar verilmelidir.Mal ve mülklerine el konmalıdır.Bu vatan ne çektiyse kendisine ihanet eden soysuzlardan çekmiştir. Türkiye düşmanı devletlerin taşeronluğunu yapan bir örgüt, annelerin yüreğine kor düşürmektedir. Gelinler dul, çocuklarımız da yetim kalmaktadır. Meclisteki hain sesi muhakkak susturulmalıdır. Bizim vergilerimizle beslenenler, bölücülük ve yıkıcılık yapmaktadırlar. PKK lı teröristlere kardeşim diyerek, onlara sahip çıkılmakta ve methiyeler dizilmektedir.Türk Milleti’nin sabrı zorlanmaktadır. Terörü yapanlar, bunun sonucuna katlanmak mecburiyetindedirler. Büyük şehirlerde araçlar yakılmaktadır. Hangi devlet buna izin verir?Hem vatanın ekmeğini yiyeceksin,suyunu içeceksin,havasını teneffüs edeceksin.Sonunda da ihanet ederek,kinini kusacaksın.Buna asla müsamaha gösterilemez.Terörü yapanlar ya da yandaşlar en ağır cezalara çarptırılmalıdırlar.Durmadan af çıkartarak, şehit ailelerinin üzülmesine gönlümüz razı olmaz.Açılım toplu halde Türk Milletine yapılmalıdır.Geçim derdiyle inim inim inleyen vatandaşları göz yaşları dindirilmelidir .En büyük açılım budur.İşsizlik ve açlığa çözüm bulmak, en büyük açılım olacaktır.Türk Milletini parçalara bölme,üniter yapısını bozma kesinlikle kabul edilemez. Irak, terör üssü olmaktan derhal çıkartılmalıdır. ABD denen emperyalist devlet kilometrelerce uzaklıktan gelip, bir milyondan fazla Müslüman kardeşimizin ölmesine sebep olmuştur. Onlar oradadır. Biz sınırdan dalıp, askerlerimizi şehit edenleri teröristleri takip edemiyoruz.Sözde bağımsızlık istemiyoruz. Bağımsızlık özde olmalıdır. (O' DUR) ÖÄžRETMENİN EN GÜZEL ATATÜRK ŞİİRLERİ (2000) ONLAR ANALARIMIZ -ÖÄžRETMENİN EN GÜZEL ANNE ŞİİRLERİ. (2003)BENİM ANNEM MELEKTİ ('2005) çıkan üçtane şiir kitabımla birlikte basıma hazır elli taneden fazla şiir kitabım bulunmaktadır.50 tanesi de noter onaylı 1500 reklam senaryom bulunmaktadır.Aşağıdaki şiirlerimKahpe Terör Durmalı şiir kitabından alınmıştır.Duyarlı bir şair olarak onlarca sosyal konuları şiir kitabı haline getirdim..Ne yazık ki şiir kitaplarıma üç kitabımdan başka bir destek bulamadım.Bir şiir kitabını kalemle deftere yazmak, bilgisayara geçmek, sayfa düzenini yapmak, yanlışları düzeltmek, kelimeleri yerli yerine yerleştirmek… Büyük bir sabır ve çaba gerektirmektedir. Bunlar yapıldıktan sonra şiir kitabının okuyucuya ulaşması için paraya ihtiyaç vardır. Benim gibi maddi gücün yerinde değilse, beklemek mecburiyetindesin. Eğer gücünüz yerindeyse, şiiri seviyorsanız, reklâmınızı yaptırmak istiyorsanız bize ulaşınız. Destek olanların şiir kitaplarımın iç karton kapaklarında, renkli olarak tanıtımı olacaktır. Kendinizi, şirketlerinizin tanıtımını ve yaptığınız çalışmaları kamuoyuna istediğiniz şekilde duyurabilirsiniz. Belediye başkanlarının yaptığı icraatlar şiirleştirilir. İl ve ilçelerin en güzel şekilde şiirle tanıtımı yapılır. Bu duygu ve düşüncelerle Türkiye Cumhuriyeti Devletinin yüzyıllarca yaşamasını Yüce Mevlâ'mızdan diliyor, en derin saygı ve sevgilerimi sunuyorum’ dedi.
‘BEDELİ AÄžIR OLSUN’-KANDİL’ DE KARAYILAN
YERİNİ SÖYLÜYORUM-YOK OLSUN KARA YILAN
Söz havada kalmasın-ezin yılan başını
Gövdesinden ayırun-Karayılan başını
Bir füzelik işi var-Türkiye ‘mden sallayın
Hediye olsun deyin-orta yere yollayın
‘Bedeli Ağır Olsun’-Kandil ‘de Karayılan
Yerini söylüyorum-yok olsun kara yılan
Sevindirin milleti-ver bayramda hediye
Hainleri yaşatma-sevinmeli Türkiye
İki çıbanbaşı var-İmralı’da Kandil’de
N ‘olur tez günde gebert-sevinsin anne dede
‘Bedeli Ağır Olsun’-Kandil ‘de Karayılan
Yerini söylüyorum-yok olsun kara yılan
ABD ve İsrail-Avrupa devletleri
Asıl suçlu onlardır-kaybettik nice eri
Türkiye İran Irak-hele bir de Suriye
Orta yerde bir devlet-istenir sorun niye
‘Bedeli Ağır Olsun’-Kandil ‘de Karayılan
Yerini söylüyorum-yok olsun kara yılan
Uykudan uyanmalı-vakit geldi geçiyor
Doğuda Mehmetçiği-teröristler biçiyor
Atatürk’ün kurduğu-görün üniter yapı
Parçalara bölünür-zorlanmaktadır kapı
‘Bedeli Ağır Olsun’-Kandil ‘de Karayılan
Yerini söylüyorum-yok olsun kara yılan
El atına binenler-oradan tez inerler
Uşak ruhlu olanlar-alta doğru sinerler
PKK taşerondur-Doğuda yok ettiği
Bebek çocuk gençler çok-bellidir mahvettiği
‘Bedeli Ağır Olsun’-Kandil ‘de Karayılan
Yerini söylüyorum-yok olsun kara yılan
Köy ilçe ve illeri-çevirin de çevirin
Elinde silah varsa-tek atışla devirin
Türetme ve yaşatma-verme izin teröre
Devletin karşısında-başları eğdir yere
‘Bedeli Ağır Olsun’-Kandil ‘de Karayılan
Yerini söylüyorum-yok olsun kara yılan
Dağdaki ormandaki-patlatın cerahati
Etrafa bulaşmasın-kurtarın cemiyeti
İhanet yasasını-hemen çıkart Meclisten
Memleketin dört yanı-kurtulmalıdır sisten
‘Bedeli Ağır Olsun’-Kandil ‘de Karayılan
Yerini söylüyorum-yok olsun kara yılan
En büyük yandaşları-dinle hemen sorgula
Bomba mayın koydurtma-ne caddeye ne yola
Patlatmadan bindirin-kurtar yurtta her darı
Türk Milleti ağlıyor-gerçekten zarı zarı
‘Bedeli Ağır Olsun’-Kandil ‘de Karayılan
Yerini söylüyorum-yok olsun kara yılan
Memleket yanmaktadır-çaresizdir vatandaş
Evlatları mahvolur-gözlerinden döker yaş
Kendi vatanımızda-hainlik yapılıyor
Mehmetçikler kahpece-yerlere çarpılıyor
‘Bedeli Ağır Olsun’-Kandil ‘de Karayılan
Yerini söylüyorum-yok olsun kara yılan
Ağustos matem ayı-yurt için kara bir gün
Ev ocaklar yıkılır-dün bugün ve öbür gün
Yetmiş milyonluk ülke-döndü bir harabeye
Akrepler ve çıyanlar-kıyar anne ve beye
‘Bedeli Ağır Olsun’-Kandil ‘de Karayılan
Yerini söylüyorum-yok olsun kara yılan
Bataklık karşıdadır-sivrisinek içerde
Kanatlarını kopart-gördüğünüz her yerde
Hapse atıp yedirme-koy önüne ekmek su
Vatanım vatan desin-budur işin doğrusu
‘Bedeli Ağır Olsun’-Kandil ‘de Karayılan
Yerini söylüyorum-yok olsun kara yılan
Duyarlı bir şairim-memleket zorda ise
Beni uyku tutmuyor-dikkat edin bu sese
Yazıyor Şair Hasan-bayrak toprak vatan der
O canım Mehmetçiği-teröristler mahveder
‘Bedeli Ağır Olsun’-Kandil ‘de Karayılan
Yerini söylüyorum-yok olsun kara yılan
BAŞSAÄžLIÄžI MESAJI-YAYINLAMA BOŞUNA
İDAM YASASI GETİR-GİTMESE DE HOŞUNA
Sesimi duyan var mı-yetkili ve yetkisiz
Mehmetler şehit olur-yurtta çıkıyor kriz
Söyleyin ne yaptınız-hainleri övene
Meclisin kürsüsünden-milletime sövene
Başsağlığı mesajı-yayınlama boşuna
İdam yasası getir-gitmese de hoşuna
Alçaklar ve kahpeler-niçin gebertilmiyor
Sınırlar tutularak-altlara itilmiyor
Nerde idam yasası-işi savsaklamayın
Urganları ipleri-alçaklara dolayın
Başsağlığı mesajı-yayınlama boşuna
İdam yasası getir-gitmese de hoşuna
Oturmak vakti değil-yok etmek göreviniz
Mayını patlatanı- şok etmek göreviniz
Yapacak ora gelsin-yapmayanlar yol versin
Terörü yaşatmasın-şırıngayı bol versin
Başsağlığı mesajı-yayınlama boşuna
İdam yasası getir-gitmese de hoşuna
Kendini bir kez olsun-baba oğlu annenin
Yerine koyar mısın-amca dayı ninenin
Ne gerekirse yapın-kahpe nasıl yaparsa
Topunu kaplamalı-hem endişe hem tasa
Başsağlığı mesajı-yayınlama boşuna
İdam yasası getir-gitmese de hoşuna
Acaba rahat mıdır- tedbiri almayanlar
Kanunu çıkartmayıp-çareyi bulmayanlar
Yurdumda oluk oluk-kanlar dökülür iken
Oturmamanız gerek-kalbime batar diken
Başsağlığı mesajı-yayınlama boşuna
İdam yasası getir-gitmese de hoşuna
Şehit olan Mehmet’in-her birinin yerine
Dünya yıkılmalıdır-kıyılıyor erine
Hasan Sancak seslenir-bir kez olsun dinleyin
Terörü yaşatmayın-bu işi frenleyin
Başsağlığı mesajı-yayınlama boşuna
İdam yasası getir-gitmese de hoşuna
İDAM YASASI GETİR-MEHMETÇİÄžE KURŞUNU
ATANLARI SALLANDIR-YURDUMA GÖMME ONU
Nerde idam kanunu-Mehmetçikler ölüyor
Kansızlar şerefsizler-vatanımı bölüyor
Bir askerin yerine-beş bin tane terörist
Hemen ipte sallansın-yaşamasın çakal it
İdam yasası getir-Mehmetçiğe kurşunu
Atanları sallandır-yurduma gömme onu
Dinle milletvekili-hür ve bağımsızsınız
Yüreğimiz yanıyor-anne baba çocuk kız
Şu elleri kaldırın-tekrar idam yasası
Meclisimizden geçsin-kalplere sokma yası
İdam yasası getir-Mehmetçiğe kurşunu
Atanları sallandır-yurduma gömme onu
Puşta destek vererek-sakın hiç bakılmasın
Otobüs ve binalar-boşuna yakılmasın
Molotof ile ateş-atanlara deyin dur
Teröristi görürsen-o başını yere vur
İdam yasası getir-Mehmetçiğe kurşunu
Atanları sallandır-yurduma gömme onu
Şu an vakit geçiyor-milleti bir dinleyin
Vatanı böldürtmeyin-bu işi frenleyin
Meydanların sesine-kulak verin bir sefer
Polis Mehmet ölmesin-yeter diyorum yeter
İdam yasası getir-Mehmetçiğe kurşunu
Atanları sallandır-yurduma gömme onu
Gerçekten yakışmıyor-dinlemeyin kimseyi
Meclis yetkiyi verdi-boşalt hemen keseyi
Ne ABD ne AB-kargaya döndük bizler
İçimizden eksilmez-acı ile krizler
İdam yasası getir-Mehmetçiğe kurşunu
Atanları sallandır-yurduma gömme onu
Kapalı kapılarda-konuşma bırak bırak
Mevsimler değişiyor-bizlere gelir kurak
Hep oyalanıyoruz-oyalayandan olma
Hasan Sancak yazıyor-devamlı büyür yama
İdam yasası getir-Mehmetçiğe kurşunu
Atanları sallandır-yurduma gömme onu
‘KAHPE TERÖR DURMALI’-GELSİN HUZUR VATANA
YAZIKLAR OLSUN DERİM-HORLAYARAK YATANA
Memleketi bölenler-nedir bize kastınız
Anne baba çocuklar-yüreğimiz eder cız
İnsan olamazsınız-yarasa köpek çakal
Onlara yazık olur-defolup git hoşt çakal
‘Kahpe Terör Durmalı’-gelsin huzur vatana
Yazıklar olsun derim-horlayarak yatana
Askere polisime-sinsice adi plân
Asla doğurmasaydı-taş kalpli senin anan
Mahluk yiyip içiyor-veriyor ordan emri
Mehmet'im yok oluyor-kaybediyoruz eri
‘Kahpe Terör Durmalı’-gelsin huzur vatana
Yazıklar olsun derim-horlayarak yatana
Mayını patlatırsın-sokarsın bizi derde
Kalleşçe ve alçakça-yazık giden o merde
O Baykuşu susturun-ülkemde konuşmasın
İlmik boynuna geçsin-Kızılay'ımda asın
‘Kahpe Terör Durmalı’-gelsin huzur vatana
Yazıklar olsun derim-horlayarak yatana
Herkes leşe tükürsün-gömmeyin toprağıma
Bayrağım dalgalanmaz-yazık giden sağıma
Şerefsizler meydanda-konuşturmayın sakın
Kendisine gelmesin-yumruğu üstten çakın
‘Kahpe Terör Durmalı’-gelsin huzur vatana
Yazıklar olsun derim-horlayarak yatana
Anne baba çocuklar-ya yetim öksüz ya dul
Sıkıntı çekmemeli-geride kalan o kul
Sakın aman vermeyin-çıkmalı acil yasa
Öldürün yaşamasın-söylerim basa basa
‘Kahpe Terör Durmalı’-gelsin huzur vatana
Yazıklar olsun derim-horlayarak yatana
Durum gerçekten kötü-hangisini sayayım
Abluka altındayız-ölüyor anne bayım
Tavizler verilirse-sarar bizi endişe
Erken başlamalıyız-girişmeliyiz işe
‘Kahpe Terör Durmalı’-gelsin huzur vatana
Yazıklar olsun derim-horlayarak yatana
Gözyaşımız sel oldu-anne sorar ne zaman
Terör sona ermeli-vermemeliyiz aman
Hasan Sancak yazıyor-gelmez elinden bir şey
Beni duymalısınız-amca dayı dede bey
‘Kahpe Terör Durmalı’-gelsin huzur vatana
Yazıklar olsun derim-horlayarak yatana
DAÄžDAKİNİ NALLARSIN-YA O ŞEHİRDEKİLER
VATANDAŞLIKTAN ÇIKART-KANUNLA VERİN HABER
Yetkili duy sesimi-n’ olur anla bir kere
Şerefsizler kıymasın-ne polise ne ere
Gına gelmiştir gına-evlere apartmana
Hainler zarar verir-bütünüyle vatana
Dağdakini nallarsın-ya o şehirdekiler
Vatandaşlıktan çıkart-kanunla verin haber
Vurmak yakmak öldürmek-eğer demokrasiyse
Bunu kabul etmeyiz-yapılmasın vesvese
Dükkânlar arabalar-caddeler ve sokaklar
Hepsi de ablukada-raks ediyor kaltaklar
Dağdakini nallarsın-ya o şehirdekiler
Vatandaşlıktan çıkart-kanunla verin haber
Avrupa’nın kanunu-bizlere göre değil
Hepsi bölüp parçalar-gerçekleri anla bil
30- 40 sene sonra-kalmayacak topraklar
Rüzgârla savrulacak-dallar ile yapraklar
Dağdakini nallarsın-ya o şehirdekiler
Vatandaşlıktan çıkart-kanunla verin haber
Çakalı ve akrebi-itleri övüyorsa
Elleri kollarıyla-haince sövüyorsa
Alnına vur balyozu-gömme kokutma yurdu
Esamisi kalmasın-Irak’a gönder murtu
Dağdakini nallarsın-ya o şehirdekiler
Vatandaşlıktan çıkart-kanunla verin haber
Müsamaha etmeyin-sabah akşam ve gece
Gözetim altında tut-konuştur hece hece
Yurda alçaklık yapar-dağlarda vatansızlar
Kahpelik sergilerler-derinden vatan sızlar
Dağdakini nallarsın-ya o şehirdekiler
Vatandaşlıktan çıkart-kanunla verin haber
O yılanın başını-küçükken ezmeliyiz
Yurdumun dört yanında-özgürce gezmeliyiz
Öğretmen Hasan yazar-sağ olduğu müddetçe
Elinden düşmeyecek-ne kalem ne dilekçe
Dağdakini nallarsın-ya o şehirdekiler
Vatandaşlıktan çıkart-kanunla verin haber
HASAN SANCAK
ALAÇAMLI HALK ŞAİRİ
REKLÂM YAZARI
(EÄžİTİMCİ-GAZETECİ)
|
|
|
| Saç Sorununuzu ‘Bilimsel Çözün’ |
|
Yazar: saglikveyasam - 08-16-2011, Saat: 10:23 AM - Forum: Sağlık
- Yorum Yok
|
 |
Her sabah uyandığınızda yastığınızdan avuç avuç saç topluyor, kişisel aksesuarınızın en önemli parçası saçlarınızın günden güne azaldığını mı hissediyorsunuz?
Her çareye başvurdunuz ama bir türlü çözüme ulaşamadınız mı? Modern yaşamın getirdiği saç dökülmesi sorunun bilimsel çözümünü Akademi Saç Terapi Merkezi Saç Bakım Danışmanı Burcu Çayözü açıkladı.
Haber: Nilay Akgün
Günümüzde saç dökülme problemini erkek-kadın- genç ayırımı olmadan herkes yaşıyor. Yapılan araştırmalara göre ülkemizde her 3 kişiden biri bu sorunla karşı karşıya ve yaş sınırı günden güne düşüyor. Türkiye’de fazla bilinmeyen ama dünyada 150 yıllık bir geçmişe sahip olan “Trikoloji “ diğer bir deyişle ‘Saç Bilimi’ saç problemlerini bilimsel olarak araştırıp, kişiye özel çözümler sunuyor. Ülkemizde bu konuda hizmet veren Akademi Saç Terapi Merkezi’nin Saç Bakım Danışmanı Burcu Çayözü ‘Sorunu çözmek için nedeni bilmek gerekir ‘dedi ve bu konudaki soruları cevaplandırdı.
Saç neden dökülür?
Her saç dökülmesi aslında bir kayıp değildir çünkü saçın bir ömrü vardır ve her gün belli sayıda saç dökülmesi normaldir. Burada önemli olan nokta saç kaybının nedenidir. Hormonel düzensizlik, kansızlık, tiroit fonksiyonlarının sağlıklı işlememesi, yaşanan yoğun stres, diyette verilen hızlı kilolar saç dökülmesini de beraberinde getirir. Günlük saç kaybı 300-400 telle kadar çıkabilir. Saç derisi sağlıklı ve genel sağlık anlamında her koşul düzgünse dökülen saçlar tekrar geri gelecektir.
Saçla İlgili Doğru Bilinen Yanlışlar
Saç sık yıkanırsa dökülür mü?
Saç yıkamayla dökülmez. Saç yıkanırken sadece dökülmeyi aşamasına 2-3 ay önce gelmiş olan saçlar atılır.
Saç her gün yıkanmalı mıdır?
Eğer saç derisi yağlıysa saçı her gün yıkamak gerekir. Saç derisinin sağlıklı işleyişine destek olmak için deride biriken yağ, kepek, bakteri, günlük toksin, tuzun arındırılması gerekir.
Jöle ve saç spreyleri saçı döker mi?
Bunlar saçı dökmezler çünkü sadece saçın yüzeyinde kalan şekillendiricilerdir. İki-üç gün saçta jöleyle dolaşmak tabii doğru değildir.
Saç boyaları saç için zararlı mıdır?
Boya işlemleri saçta kimyasal bir yıpranma yaratır. Saç telinde, saçın üst yapısında kuruma- kırılma olabilir. Ama boya saç derisinin yüzeyinde kalan bir ürün olduğu için deri altına inip, saç kökünü zayıflatamaz ve saçın incelmesine, kökten itibaren dökülmesine neden olamaz.
Sarımsak saç için yararlı mıdır?
Antiseptik olan sarımsağın deri altına inme özelliği veya saç derisinde herhangi bir şekilde iyileştirici etkisi yoktur. Antiseptiktir ama saçı tedavi edici bir etkiye sahip değildir.
Şampuan ve saç kremi kullanmak saça zararlı mıdır?
Saçın yüzeyinin ve saç tellerinin temizlenmesi için kesinlikle şampuan kullanılması gerekir. Kimyasal işlem yapan bayanlar saç uçları için mutlaka saç kremi kullanmalı ve saçın dış tabakasını korumalıdır.
Kepek saçı döker mi?
Zaman içerisinde deri üzerinde biriken atık maddeler ve kepek saç derisinin gözeneklerini tıkayıp, saçın sağlıklı işleyişin bozabilir ve aksatabilir. Bu nedenle kepek saç derisinde oluşuyorsa arındırılması ve derinin sağlıklı işler hale getirilmesi gerekir.
Saç için doğru ürün nasıl seçilir?
Saç dökülme sebebini tam olarak bilmeyen biri kişi doğru ürünü seçip kullanamaz. Rastgele iyi bir ürünün denk gelme şansı çok düşüktür. Tek bir ürün herkesin problemini çözemez. Herkesin saç dökülme problemi de farklıdır. Elbette piyasada iyi ürünler vardır. Ama bu ürünlerin kişiye iyi gelip gelmeyeceği kişinin direk saç dökülmesi sebebine bağlıdır. O yüzden kesinlikle bir ürün kullanmadan önce uzmana danışmakta fayda vardır. Özelikle saç konusunda uzmanlaşmış bir hekim ve ya “ trichologist†lisanslı kişilerden yardım almalısınız.
Saç ne kadar zamanda iyileşir?
Ortalama 3 ila 6 aylık süreçte saçtaki gelişmeler gözlemlenebilir. Buradaki koşul uygulamaların düzenli, disiplinli, zamanın da yapılmasıdır.
Merkezinizde yapılan bir uygulama ne kadar sürüyor?
Bir uygulama süresi yaklaşık 30 - 45 dk. arasıdır. Öğle arasında uygulama yaptırıp sonra işinize geri dönebilirsiniz. Uygulama günlük yaşantınızı görüntü anlamında etkilemez ve çevrenize rahatsızlık vermez.
Sağlıklı saç için önerileriniz nelerdir?
Saçın temiz tutulması çok önemlidir. Çok fazla fön çektirmek, çok sık boya yaptırmak doğru değildir. Çünkü bunlar saçı yıpratan işlemlerdir. Saç her zaman kişinin görüntüsü için çok önemli bir aksesuarıdır. Bu nedenle saça çok iyi bakmak gerekir. Uzun süre saç olmayan bir alandan saç bir daha geri gelmez. Saçta bir problem hissedildiğinde zaman kaybetmeden bir uzmana danışmak ve profesyonel destek almak, yapılması gereken uygulamalar varsa bunlara biran önce başlamak çok önemlidir.
Akademi Saç Terapi Merkezi’nin farkı nedir?
Herkesin saç dökülmesi sebebi farklı olduğu için öncelikle kişiye özel analizler yapıyoruz ve özel programlar oluşturuyoruz. Bu programları birebir takip ediyoruz. Farklı ürün grupları oluşturarak kişinin en etkili çözümü almasını sağlıyoruz. Trikolojik olarak formüle edilmiş, deri altına kadar inen, nano moleküller yapıya sahip, saçın kökünden itibaren onarma ve yapılandırma özelliğine sahip olan ürünlerle uygulamalarımızı gerçekleştiriyoruz.
|
|
|
| Mevsimsel Gribe Karşı Neden&Nasıl Korunmalıyız? |
|
Yazar: saglikveyasam - 08-16-2011, Saat: 10:19 AM - Forum: Sağlık
- Yorum Yok
|
 |
Herşeyden önce bilinmesi gereken en önemli nokta: ‘Mevsimsel grip, basit bir soğuk algınlığı değildir’. Herkes mevsimsel gribe yakalanabilir.
Ancak risk grubu kişilerde daha ağır komplikasyonlara ve ölümlere yol açmaktadır. Aşılama, çok bulaşıcı olan mevsimsel gribi önlemenin en iyi yoludur.
Mevsimsel grip Influenza virüslerinin neden olduğu çok bulaşıcı bir solunum sistemi enfeksiyonudur. Grip virüsü bir kez bulaştığında en az 1 ya da 2 kişiye geçebilir. İlk belirtiler görülmeden bile başkalarına bulaşabilir.
Halkımız tarafından yeterince önemsenmeyen ‘Mevsimsel Grip’ hakkında sorular ve cevaplara gelince;
*’Mevsimsel Grip’ önemsenmesi gereken bir hastalık mıdır?
Genellikle sonbahar-kış aylarında görülen mevsimsel grip hastalığı, halk arasında sıklıkla soğuk algınlığı ve nezle ile karıştırılan, ancak sanıldığının aksine tehlikeli, hatta ölümcül olabilen bir hastalıktır. Kısacası; mevsimsel grip, basit bir soğuk algınlığı değildir .
* Dünyada yılda kaç kişinin grip nedeniyle hayatını kaybettiği tahmin ediliyor?
Her yıl influenza virüsünün; dünyada 3 ile 5 milyon arasında ciddi olguya, 250 bin ile 500 bin arasında ölüme neden olduğu tahmin edilmektedir. Çocukların %20’si gripten her yıl zarar görmektedir. Ayrıca tüm dünyada işgücü kaybının en önemli nedenidir. İşgücü kaybının % 10-12 sinin gripten kaynaklandığı bildirilmektedir. İkincil enfeksiyonları tetikleyip altta yatan hastalıkları alevlendirerek ciddi vakaların oluşmasına sebep olduğu da unutulmamalıdır.
*Grip hangi kişilerde daha tehlikelidir?
Grip, Influenza virüslerinin neden olduğu çok bulaşıcı bir solunum sistemi enfeksiyonu olduğu için herkes bu hastalığa yakalanabilir. 65 yaş üstü kişilerde ve küçük çocuklarda çok daha ciddi seyredip ölümlere yol açabilir.
Risk Grupları:
- 65 yaşından büyük kişiler
- Şeker hastaları (diyabet)
- Astım hastaları
- Kronik akciğer hastaları (bronşit vb.)
- Kronik kalp ve damar sistemi hastaları (koroner arter hastaları)
- Bağışıklık sistemi baskılanmış kişiler (kronik kan hastalığı olanlar, kanser hastaları, immünsupresif kullananlar)
- Huzurevi, bakımevi vb. ortamlarda yaşayanlar
- Böbrek bozukluğu (renal disfonksiyonu) olanlar
* Bu kişilerde grip nedeniyle gelişebilecek ciddi tablolar nelerdir?
Zatürre gribin önemli bir komplikasyonudur. Grip mikrobunun kendisi zatürreye yol açabileceği gibi grip zemininde üzerine eklenen diğer mikroplarda zatürrenin gelişme riskini artırır. Özellikle risk gruplarında zatürre gelişme riski çok fazladır. Bu tür gruplarda ölüm riski % 20’lere kadar çıkmaktadır. Bunun haricinde gribin belki de en önemli komplikasyonu altta yatan hastalığın alevlenmesidir. Grip nedeniyle kaybedilen hastaların büyük bir çoğunluğu biraz önce de belirttiğim gibi altta yatan diyabet, astım, koah, kalp, böbrek, karaciğer gibi hastalıkların komplikasyonlarının ortaya çıkmasıyla yaşamını yitirmiştir. Bu durum sık görülmektedir.
*Mevsimsel grip aşısı yaptırarak grip ve ona bağlı hastalıkları engellemek ya da korunmak mümkün mü?
Aşılama, çok bulaşıcı olan mevsimsel gribi önlemenin en iyi yoludur. Grip virüsü sürekli antijenik yapısını değiştiren bir mikroptur. Dolayısıyla grip aşısı her yıl bir önceki sene en sık rastlanan grip mikrobu türlerinin antijenik yapısı gözönünde bulundurularak hazırlanır. Dolayısıyla mevsimsel grip aşısı ile bu risklerden korunmak mümkündür.
* ‘Grip zatürreye çevirince öldürür’ söylemi doğru mudur? Bu durumdan aşıyla korunmak mümkün mü?
Gribe yakalanmak zatürreye neden olan mikropların yerleşmesine olanak sağlayarak zatürre gelişmesine neden olabilir. Gribin üzerine zatürre gelişirse hastaneye yatış ve ölüm riski artar. Bu nedenle mevsimsel grip aşısı ile bu risklerden korunmak mümkündür.
*Ülkemizdeki risk grubu kişiler mevsimsel grip aşı yaptırıyor mu?
Ülkemizde risk gruplarında erişkin aşılanma oranları çok düşüktür. Şuan % 5.9 – 14.9 grip aşılanma oranının %75 olması hedeflenmektedir.
*Daha fazla kişiyi aşılamak için neler yapılmalı? Grip aşısının hapını çıkarsalar, olmaz mı?
Daha fazla kişiyi aşılayabilmek için kişinin çok az acı hissedeceği mikroenjeksiyon türü intradermal (deri içi) aşılar çok yararlıdır. Gerek teknik nedenlerle gerekse de aşını her yıl değişkenlik göstermesi nedeni ile oral tablet eklinde aşı yapmak mümkün değildir.
*Deri-içi ‘Grip Aşısı’nın diğer aşıdan farkı nedir?
Çevreden gelen potansiyel olarak tehlikeli tehditlere karşı ilk savunma hattı deridir. Mevcut deneyimler, intradermal yolun son derece etkili olduğunu göstermektedir. Mikro-injeksiyon sistemi ile tam olarak dermise doğru miktarda antijeni verir. Deri içi grip aşısı 1,5 mm uzunluğunda çok küçük iğnesi olan mikroenjeksiyon sistemdir. Daha az miktarda aşı enjeksiyonu ile deri içine uygulaması kolaydır. (iğne korkusunu yenersiniz!) Kitlesel uygulamalar için de çok uygundur.
*Grip aşısını ne zaman yaptırmalıyız? Yılda kaç kez yaptırmak gerekir?
Ağustos ayı sonundan başlayarak sonbahar ve kış başlangıcı dönemi grip aşısının yapılması (mayıs ayına kadar aşı uygulanabilir) için ideal bir zamandır. Erişkinde yılda bir kez yapılması yeterlidir.
* Grip ve zatürre aşılarını ücretsiz yaptırabiliyor muyuz?
65 yaş üstü kişiler altta yatan bir hastalık olmasa bile grip ve zatürre aşısını ücretsiz olarak yaptırabilirler. Altta yatan kronik akciğer hastalığı, diyabet, kalp rahatsızlıkları, böbrek ve karaciğer yetersizlikleri olan hastalar, bu hastalıklarına ait bir sağlık kurul raporu aldıkları takdirde grip ve zatürre aşısından ücretsiz olarak yararlanabilirler.
|
|
|
| Üç harfli... |
|
Yazar: acemhe - 08-16-2011, Saat: 02:23 AM - Forum: Güzel Sözler
- Yorum Yok
|
 |
[INDENT][INDENT]
Bildiğim tüm acılar üç harfli,
Aşk , sen hatta acı"nın ta kendisi , üç harfli,
Koynuma sokulan karabasan sebepleri üç harfli,
Genelde bu kelimerin tek harfi sesli,
Tıpkı ben gibi,
Şimdi ölüm"e söyler misin sevgili,
Kaldırsın üstündeki aitlik ekini,
Ortaya iki sesli,
Ama ardından feryat konvoyu oluşturacak bir kelime çıksın,
Örneğin "ölü" gibi..
Düş"de üç harfli,
Tıpkı yok"luğun gibi,
Ben"de üç harfliyim,
Tıpkı boş"luğun gibi...
[/INDENT][/INDENT]
|
|
|
| Bir Daha Hiç Rastlamadım Sana .. |
|
Yazar: acemhe - 08-16-2011, Saat: 12:41 AM - Forum: Aşk (Genel)
- Yorumlar (1)
|
 |
[SIZE="3"][INDENT][INDENT]O akşam terastaydık gene. Gün çoktan batmıştı. Çamaşırlar asılıydı uzaktan şarkılar geliyordu ve kekik kokuları. Nedense her zamankinden başka bakıyordun bana.
Sonra usulca dedin ki:
'İlk kez bir erkeğin tenine dokunma isteği duyuyorum içimde.'
Benim için yaz başlamıştı.
'Dokun öyleyse,' dedim.
Sustun. Uzun uzun baktık birbirimize. Kendine nasıl karşı koyduğun okunuyordu yüzünün derinliklerinde. Sonra hiçbirşey söylemeden usulca kalktın, odana gittin, yavaşça örttün kapını. Saatlerce orada, gecede ve o terasta kaldım.
Sabah uyandığımda odanın kapısı açıktı, eşyalarını toplayıp gitmiştin baktım. Yalnızca terasta unuttuğun havlu çırpınıyordu rüzgârda.
Bir daha hiç rastlamadım sana, hirbir yerde hiçbir yazda. Düşünüyorum aradan tam on üç yıl geçmiş.On üç yıl önce içinde uyanan isteğin anısı saklı duruyor mu sende?
Birden adını hatırlamadığımı farkettim bu şiiri yazarken, ama terasta çırpınan havlunun rengi hâlâ gözlerimin
önünde.
Murathan Mungan.[/INDENT][/INDENT][/SIZE]
|
|
|
| Allah a ve elçisine yaptığımız büyük yanlış. |
|
Yazar: halukgta - 08-15-2011, Saat: 03:35 PM - Forum: İslam
- Yorum Yok
|
 |
Bizler İslam ı yaşarken, ne yazık ki Kur’an ile aramıza öyle yüksek duvarlar örmüşüz ki, Allahın güneşinden, aydınlığından, rehberliğinden istifade edemez olmuşuz.
Bugün sizleri düşünmeye davet etmek istediğim konu, bizlere öğretildiği gibi, Kur’an her konuda ayrıntılı bilgi vermemiş midir? Örneğin namaz kılın dediği halde, nasıl kılınacağını anlatmamış olabilir mi? Oruç tutmamızın bizlere sağlık getireceğini anlatan Allah, bu konuda gereken detayı vermemesi mümkün mü? Yine birçok kez bizleri zekât vermek için teşvik eden Allah, nasıl ve ne kadar, kimlere zekât verileceği konusunda, açıklama yapmamış olabilir mi? Hacca gidin emrini vermesine rağmen, bu konuda gerekenleri söylememiş olacağını düşünmek, ne kadar doğru olur?
Gerçekten bu konular öne sürülerek, İslam âlemi sonu belli olmayan bir yola doğru sürüklenmektedir. Bizlere Kur’an dışından öğretilenleri, Kur’an da bulamadığımızda, bakın Kur’an da her şey yokmuş diyerek, Allaha çok büyük saygısızlık yapmış olmuyor muyuz? Allah onlarca kez zikrettiği namaz kılın, zekât verin emrini vermesine rağmen, bu konuda açıklık getirmediğini söyleyerek, bu konuların detayını peygamberimize bırakmıştır sözlerine inanmamızı Kur’an onaylar mı, gelin birlikte Allahın rehberine bu soruyu soralım, bakalım ne cevap verecek.
Meryem 64: Biz sadece Rabbinin emrini indiririz/biz ancak Rabbinin emriyle ineriz. Önümüzdeki, arkamızdaki ve bunlar arasındaki her şey O'nundur. Rabbin asla unutkan değildir.
Ankebut 51: Kendilerine okunmakta olan Kitabı sana indirmemiz onlara yetmiyor mu? Şüphesiz bunda iman eden bir kavim için gerçekten bir rahmet ve bir öğüt (zikir) vardır.
Araf 52: “çünkü Biz, gerçekten de onlara, inanacak bir toplum için bir doğru yol, içinde bilgiye dayalı, ayrıntılı açıklamalarda bulunduğumuz bir kitap ulaştırmıştık”.
Enam 38: Yeryüzünde hiç bir canlı ve iki kanadıyla uçan hiç bir kuş yoktur ki, sizin gibi ümmetler olmasın. Biz Kitap'ta hiç bir şeyi noksan bırakmadık, sonra onlar Rablerine toplanacaklardır.
Yunus 37: Bu Kur'an, Allah'tan başkası tarafından yalan olarak uydurulmuş değildir. Ancak bu, önündekileri doğrulayan ve kitabı ayrıntılı olarak açıklayandır. Bunda hiç şüphe yoktur, âlemlerin Rabbindendir.
Kehf 54; Yemin olsun, biz, bu Kuran'da, insanlar için her türlü örneği değişik ifadelerle gözler önüne koyduk. İnsan ise varlığın, tartışmaya en çok tutkun olanıdır.
Nur 34: Andolsun ki biz size (gerekeni) açık açık bildiren ayetler, sizden önce yaşayıp gitmiş olanlardan örnekler ve takvaya ulaşmış kimseler için öğütler indirdik.
Nahl 89 :……. Sana bu Kitap'ı indirdik ki her şey için ayrıntılı bir açıklayıcı, bir kılavuz, bir rahmet, Müslümanlara da bir müjde olsun.
Yukarıdaki ayetlere benzer, daha birçok ayet yazabiliriz. Hepsinde anlatılmak istenen konu, Kur’an ın ayrıntılı açıklandığı, her şeyi açık seçik bildirdiği, hiçbir şeyi noksan bırakmadığını bizlere anlatıyor. Peki, bu kadar açık ayetleri görmemize rağmen, bizler neler söylüyoruz? Allah emrettiği ibadetleri detaylı açıklamamış, onu da peygamberimize bırakmıştır. Bunun ne kadar büyük bir hata olduğu, yukarıdaki ayetlerden sizce anlaşılmıyor mu?
Bakın bu konu ile ilgili Rabbim elçisine, bizlere neler söylemesini istiyor, bizlerin ve elçisinin, nereye uymasını emrediyor.
Ahkaf 9: De ki: 'Ben elçilerden bir türedi değilim, bana ve size ne yapılacağını da bilemiyorum. Ben, yalnızca bana vah yedilmekte olana uyuyorum ve ben, apaçık bir uyarıcıdan başkası değilim.
Enam 19: Sor: "Tanıklık bakımından hangi şey daha büyüktür?" De ki: "Benimle sizin aranızda Allah tanıktır. Bu Kur’an bana vahyolundu ki, onunla sizi ve ulaştığı herkesi uyarayım…..
Maide 45: ……Kim Allah'ın indirdiğiyle hükmetmezse, işte onlar, zalim olanlardır.
Ahzap 2: Rabbinden sana vah yedilene uy! Allah, yapmakta olduklarınızdan en iyi biçimde haberdardır.
Araf 3: (Ey insanlar), Rabbinizden size indirilene uyun ve O'ndan başka velilere uymayın. Ne kadar da az öğüt alıyorsunuz!
Maide 67: Ey resul! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan onun verdiği peygamberlik görevini yerine getirmemiş olursun. Allah seni insanlardan korur. Allah, küfre batmış topluluğa kılavuzluk etmez.
Aslında ayetler çok açık ve net, her şeyi anlatıyor. Allah elçisine, söyle onlara ben yalnız, bana vah yedilen yani Kur’an a uyuyorum, de onlara diyor. Devamında da yetki ve sorumluluğunu da açıklıyor. Ben apaçık bir uyarıcıdan başkası değilim. Yine yukarıdaki ayetlerde anlatılmak istenen ana konu, Allahın elçisinin yalnız Kur’an a uyacağı ve Kur’an ı bizlere tebliğ edip, ilmiyle sapmış toplumu ikna edip, onları Kur’an a davet edeceği anlatılıyor. Allah elçisine, sana vah yedilene uy, eğer sana vah yettiğimizi yani Kur’an ı, tebliğ etmezsen, görevini yapmamış sayarız diye de dikkatini çekiyor.
Bu ayetleri okuyan bizler, hala nasıl olurda Kur’an da namazın, orucun, zekâtın, Haccın detayı yok deriz dostlar. İşte bu yaptığımız apaçık Allah ın kelamına, nuruna saygısızlıktır. Bizler Kur’an dan öyle uzaklaştırılmışız ki, Allahın ayetlerine karşı kör olmuşuz. Bizler Kur’an dan öyle uzaklaştırılmışız ki, gözlerimize perdeler inmiş, gönüllerimiz taşlaşmış adeta, göremez olmuşuz gerçekleri. Kur’an dışından hurafelerle öyle beynimiz yıkanmış ki, apaçık ayetleri gördüğümüz halde, körlük yapmaya devam ediyoruz.
Allah Kur’an da her şeyi detaylı gönderdim ki anlayasınız diyor, bizler hala inatla Kur’an da her detay yoktur, deme gafletine düşüyoruz. Beşerin dine ilavelerini, adeta Kur’an ın HÂŞÃ‚ eksiği gibi görmeye devam ediyoruz. Rabbim bizleri affetsin. Allah ın apaçık söylediği sözlerin üstü örtülmüş, beşerin yalanları muteber olmuş ne yazık ki.
Bizler Allahın kelamı elimizin altında olmasına rağmen, anlamadan okuduğumuz içindir ki, Rabbin hükümlerinden habersiz yaşıyoruz. Bundan dolayıdır birileri, bizleri istediği gibi yönlendiriyor. Allahın ne söylediğinden habersiz bizler, kendimizi temize çıkarıp, karşımızdaki insanlara erdemli olmayı, nasıl İslam ı doğru yaşanması gerektiğini öğretmeye çalışıyoruz. Kur’an dan habersiz. Bakın Allah bu insanlara ne söylüyor.
Bakara 44: Siz kendinizi unutarak diğer insanlara erdemli olmayı mı öğütlüyorsunuz -hem de ilahi kelamı okuyup durduğunuz halde?- Siz hiç aklınızı kullanmaz mısınız?
Bizler Allahın kelamını okuyoruz ama anlamadan, bu durum da nasıl olurda ayetler üzerinde düşünebiliriz, aklımızı kullanabiliriz. Ne yazık ki günümüzde birileri Kur’an dan çok uzak, bunlar Kur’an dandır diyerek, büyük bir yanılgının peşinden gidiyorlar. Bunun farkına varalım ve Kur’an ı anlayarak, düşünerek, aklımızı kullanarak iman edelim ki, Rahmanın doğru kulları olabilelim.
Allah elçisinin öyle bir dikkatini çekmiştir ki, biz ümmetine Kur’an dışından, hiçbir şeyi, bunlarda Allah katındandır demesi, mümkün değildir. Çünkü bakın elçisine Rabbim ne diyor.
Hakka 44; Eğer bazı lafları bizim sözlerimiz diye ortaya sürseydi, 45 Yemin olsun, ondan sağ elini koparırdık. 46 Sonra ondan can damarını mutlaka keserdik.
Sizce Yüce Rabbim, daha nasıl anlatsın bizlere. Kur’an dışından bazı hükümleri, bilgileri Allah sözüdür diye, sizlere anlatsaydı, onun canını alırdık dedikten sonra, sizce peygamberimizin Kur’an da olmayan bir hükmü, bilgiyi, detayı, bunlarda Allah katındandır, uymamız gereken kesin hükümlerdir der mi?
Allah elçisinin görev ve sorumluluğunu çok açık birçok kez bizlere söylediği halde, bizler hala peygamberimizi, Allahın hükümlerine ortak etmeye çalışarak büyük günahlar işlemekteyiz. Bu yanlışı hatırlatanlara da, ne yani peygamberimiz postacımıydı diyerek, ona da büyük saygısızlık yapmaktayız. Allah affetsin. Hâlbuki Rabbim elçisinin yetki ve sorumluluklarını aşağıdaki ayette çok açık söylemiyor mu sizce?
Gaşiye 21: Artık sen, öğüt verip hatırlat. Sen, yalnızca bir öğüt verici, bir hatırlatıcısın.
Neml 92: 'Ve Kur'an'ı okumakla da (emrolundum). Artık kim hidayete gelirse, kendi nefsi için hidayete gelmiştir; kim sapacak olursa, de ki: 'Ben yalnızca uyarıcılardanım.'
Ahzap 45: Ey Peygamber! Hiç kuşkusuz, biz seni bir tanık bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderdik. 46 Ve Allah'ın izniyle bir davetçi, ışık saçan bir kandil olarak.
Ankebut 50: Dediler ki: “Ona Rabbinden mucizeler indirilseydi ya!” De ki: “Mucizeler ancak Allah katındadır ve ben ancak apaçık bir uyarıcıyım.”
Kehf 56: Biz elçileri, müjde vericiler ve uyarıcılar olmak dışında (başka bir amaçla) göndermeyiz. İnkâr edenler ise, hakkı batıl ile geçersiz kılmak için mücadele ediyorlar. Onlar benim ayetlerimi ve uyarıldıklarını (azabı) alay konusu edindiler.
Yukarıdaki ayetleri okuyarak tebliğ alan bir Müslüman, hala peygamberimizin görev ve sorumluluğunu anlamıyorsa, anlamak istemiyorsa, ona söyleyecek söz yok demektir. Allah açıkça biz elçilerimizi, müjde verici ve uyarıcı olmak dışında başka bir amaçla göndermeyiz dediği halde, bizler hala peygamberimizi, Allahın HÂŞÃ‚ hükmüne ortak edercesine, Kur’an dışından hükümler verme yetkisine sahiptir diyerek, nasıl büyük bir hatanın içinde olduğumuzun farkında bile değiliz.
Allah bizlere onlarca ayetinde, Kur’an ın ipine sarılmamızı, onu anlayarak okuyup, üzerinde dikkatle düşünmemizi emreder. Bakın bu konuda indirdiği ayet sizce çok açık değil mi? Kur’an ı sizler anlayamazsınız diyenleri, Rabbin bu sözleri onaylıyor mu?
Muhammet 24: Onlar Kur'an'ı düşünmüyorlar mı? Yoksa kalpleri kilitli mi? 25. Şüphesiz ki, kendilerine doğru yol belli olduktan sonra, arkalarına dönenleri, şeytan sürüklemiş ve kendilerine ümit vermiştir.
İşte üzerinde düşünmemiz gereken çok önemli bir ayet. Allah Kur’an üzerinde düşünmemizi, akıl yürütmemizi emredir. Kendilerine doğru yolu gösteren Kur’an geldikten sonra, sarılacakları rehber Kur’an olması gerekirken, bu kitabı bizler anlaşılması zor yapıp, bu kitapta her şeyin olmadığını söyleyerek, ayette Allahın söylediği gibi, doğru yolu gösteren Kur’an bizlere geldiği halde, başka kaynaklar arayanları şeytan kandırmış, bir bilinmeyene sürüklemiş ve kendilerine ümit vermiştir diyor. Anlayana sanırım yalnız bu ayet bile yeter. Anlamayana sözümüz meclisten dışarı.
Kur’an da bahsettiğimiz konu hakkında o kadar çok delil var ki, yeter ki onu anlamak için çaba gösterelim. Bakın Rabbim Kur’an da her şeyi bulamayanlara ne diyor.
Araf 185: Göklerin ve yerin hükümranlığına, Allah'ın yarattığı her şeye ve ecellerinin yaklaşmış olabileceğine bakmadılar mı? O halde Kur'an'dan sonra hangi söze inanacaklar?
Allah bizleri affetsin, bizler bu ve buna benzer onlarca ayetlerin üzerini örtüp, bu ayetler o devrin insanlarını ilgilendiriyor, bizleri kapsamıyor diyerek, şeytanın kucağına düşmüşüz. Kur’an dan sonra hangi sözlere, hangi kitaplara, edindiğimiz hangi velilere inandığımızı ve bugün ne hallere düştüğümüzü, düşünmek bile istemiyorum.
Sizlere Allahın rehberinden, birçok ayet örnekleri verdim. Başka bir ayet daha sizlere hatırlatmak istiyorum. Sizce Allah bizleri Kur’an dan imtihan edeceğini söylediği halde, bunun dışından da sorumlu tutar mı dersiniz? Lütfen ayet üzerinde dikkatle düşünelim.
Zühruf 44: Doğrusu Kur'an, sana ve kavmine bir öğüttür. İleride ondan sorumlu tutulacaksınız.
Allah sözünde durandır. Sizleri Kur’an dan sorumlu tutuyorum diyorsa, onun dışından asla hiçbir bilgiden, hükümden, detaydan sorumlu tutmayacaktır. Bize öğretilenleri lütfen Kur’an süzgecinden geçirelim. Kur’anı anlayarak bolca okuyalım, üzerinde bir öğrenci gibi düşünelim, akıl yürütelim, çünkü bu yolu ve yöntemi Rabbim söylüyor. Hepimiz Kur’an dan imtihan olduğumuzun bilincinde olalım. Onu sen anlayamazsın diyenlerin tuzaklarına düşmeyelim. Şunu sakın unutmayalım. Allah kullarına rehber olsun diye gönderdiğini söylediği kitap, asla zor anlaşılır olmaz. Kur’an da her detay yoktur diyenler, bizleri Kur’an dışına yönlendirenlerdir, lütfen onların tuzaklarına da düşmeyelim. Allah vermediği bir detay, açıklamadığı bir hükümden asla sorumlu tutmayacağını da unutmayalım.
Allah biz kullarını uyarıp, bakın nasıl dikkatimizi çekiyor.
İsra 36: Hakkında kesin bilgi sahibi olmadığın şeyin peşine düşme. Çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan sorumludur.
Kesin bilgi, emin kaynak yalnız Kur’an dır. Bunu Kur’an söylüyor. Ona uyan, onun süzgecinden geçen her bilgide, bizlerin başının tacıdır. Bizler eğer emin olmadığımız bilgilerle, Kur’an ın onay vermediği rivayetlerle İslam ı yaşamaya devam edersek, hakka batıl karıştırırsak, bunun hesabını da vereceğimizi lütfen unutmayalım.
Yazdıklarım, Rabbin rehberinden ayetler üzerinde düşündüğümde, kendi imtihanıma hazırlandığımda, benim anladıklarımdır. Sizlere düşen kendi imtihanınıza bizzat kendiniz hazırlanmak olmalı ve Kur’anı anlayarak bolca okuyup, onu başucumuzdan ayırmadan, gerektiğinde ona müracaat etmek olmalıdır.
Hiçbir şefaatin kabul görmediği o gün, yüzleri gülen kullarından olmak isteyen, Allahın rehberine sarılır ve onu anlayarak okuyup aklıyla, kalbiyle iman eder. Hiçbir velinin ardına düşmeden, yalnız Allah ı veli edinen, Kur’anı rehber alan kullarından olur.
Dilerim Rabbimden, kula kul olmayan, Allahın rehberine bilerek, anlayarak sarılan, düşünen aklını kullanan kullarından oluruz.
Saygılarımla Haluk GÜMÜŞTABAK
|
|
|
| Allah a ve elçisine yaptığımız büyük yanlış. |
|
Yazar: halukgta - 08-15-2011, Saat: 03:17 PM - Forum: İslam
- Yorum Yok
|
 |
Bizler İslam ı yaşarken, ne yazık ki Kur’an ile aramıza öyle yüksek duvarlar örmüşüz ki, Allahın güneşinden, aydınlığından, rehberliğinden istifade edemez olmuşuz.
Bugün sizleri düşünmeye davet etmek istediğim konu, bizlere öğretildiği gibi, Kur’an her konuda ayrıntılı bilgi vermemiş midir? Örneğin namaz kılın dediği halde, nasıl kılınacağını anlatmamış olabilir mi? Oruç tutmamızın bizlere sağlık getireceğini anlatan Allah, bu konuda gereken detayı vermemesi mümkün mü? Yine birçok kez bizleri zekât vermek için teşvik eden Allah, nasıl ve ne kadar, kimlere zekât verileceği konusunda, açıklama yapmamış olabilir mi? Hacca gidin emrini vermesine rağmen, bu konuda gerekenleri söylememiş olacağını düşünmek, ne kadar doğru olur?
Gerçekten bu konular öne sürülerek, İslam âlemi sonu belli olmayan bir yola doğru sürüklenmektedir. Bizlere Kur’an dışından öğretilenleri, Kur’an da bulamadığımızda, bakın Kur’an da her şey yokmuş diyerek, Allaha çok büyük saygısızlık yapmış olmuyor muyuz? Allah onlarca kez zikrettiği namaz kılın, zekât verin emrini vermesine rağmen, bu konuda açıklık getirmediğini söyleyerek, bu konuların detayını peygamberimize bırakmıştır sözlerine inanmamızı Kur’an onaylar mı, gelin birlikte Allahın rehberine bu soruyu soralım, bakalım ne cevap verecek.
Meryem 64: Biz sadece Rabbinin emrini indiririz/biz ancak Rabbinin emriyle ineriz. Önümüzdeki, arkamızdaki ve bunlar arasındaki her şey O'nundur. Rabbin asla unutkan değildir.
Ankebut 51: Kendilerine okunmakta olan Kitabı sana indirmemiz onlara yetmiyor mu? Şüphesiz bunda iman eden bir kavim için gerçekten bir rahmet ve bir öğüt (zikir) vardır.
Araf 52: “çünkü Biz, gerçekten de onlara, inanacak bir toplum için bir doğru yol, içinde bilgiye dayalı, ayrıntılı açıklamalarda bulunduğumuz bir kitap ulaştırmıştık”.
Enam 38: Yeryüzünde hiç bir canlı ve iki kanadıyla uçan hiç bir kuş yoktur ki, sizin gibi ümmetler olmasın. Biz Kitap'ta hiç bir şeyi noksan bırakmadık, sonra onlar Rablerine toplanacaklardır.
Yunus 37: Bu Kur'an, Allah'tan başkası tarafından yalan olarak uydurulmuş değildir. Ancak bu, önündekileri doğrulayan ve kitabı ayrıntılı olarak açıklayandır. Bunda hiç şüphe yoktur, âlemlerin Rabbindendir.
Kehf 54; Yemin olsun, biz, bu Kuran'da, insanlar için her türlü örneği değişik ifadelerle gözler önüne koyduk. İnsan ise varlığın, tartışmaya en çok tutkun olanıdır.
Nur 34: Andolsun ki biz size (gerekeni) açık açık bildiren ayetler, sizden önce yaşayıp gitmiş olanlardan örnekler ve takvaya ulaşmış kimseler için öğütler indirdik.
Nahl 89 :……. Sana bu Kitap'ı indirdik ki her şey için ayrıntılı bir açıklayıcı, bir kılavuz, bir rahmet, Müslümanlara da bir müjde olsun.
Yukarıdaki ayetlere benzer, daha birçok ayet yazabiliriz. Hepsinde anlatılmak istenen konu, Kur’an ın ayrıntılı açıklandığı, her şeyi açık seçik bildirdiği, hiçbir şeyi noksan bırakmadığını bizlere anlatıyor. Peki, bu kadar açık ayetleri görmemize rağmen, bizler neler söylüyoruz? Allah emrettiği ibadetleri detaylı açıklamamış, onu da peygamberimize bırakmıştır. Bunun ne kadar büyük bir hata olduğu, yukarıdaki ayetlerden sizce anlaşılmıyor mu?
Bakın bu konu ile ilgili Rabbim elçisine, bizlere neler söylemesini istiyor, bizlerin ve elçisinin, nereye uymasını emrediyor.
Ahkaf 9: De ki: 'Ben elçilerden bir türedi değilim, bana ve size ne yapılacağını da bilemiyorum. Ben, yalnızca bana vah yedilmekte olana uyuyorum ve ben, apaçık bir uyarıcıdan başkası değilim.
Enam 19: Sor: "Tanıklık bakımından hangi şey daha büyüktür?" De ki: "Benimle sizin aranızda Allah tanıktır. Bu Kur’an bana vahyolundu ki, onunla sizi ve ulaştığı herkesi uyarayım…..
Maide 45: ……Kim Allah'ın indirdiğiyle hükmetmezse, işte onlar, zalim olanlardır.
Ahzap 2: Rabbinden sana vah yedilene uy! Allah, yapmakta olduklarınızdan en iyi biçimde haberdardır.
Araf 3: (Ey insanlar), Rabbinizden size indirilene uyun ve O'ndan başka velilere uymayın. Ne kadar da az öğüt alıyorsunuz!
Maide 67: Ey resul! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan onun verdiği peygamberlik görevini yerine getirmemiş olursun. Allah seni insanlardan korur. Allah, küfre batmış topluluğa kılavuzluk etmez.
Aslında ayetler çok açık ve net, her şeyi anlatıyor. Allah elçisine, söyle onlara ben yalnız, bana vah yedilen yani Kur’an a uyuyorum, de onlara diyor. Devamında da yetki ve sorumluluğunu da açıklıyor. Ben apaçık bir uyarıcıdan başkası değilim. Yine yukarıdaki ayetlerde anlatılmak istenen ana konu, Allahın elçisinin yalnız Kur’an a uyacağı ve Kur’an ı bizlere tebliğ edip, ilmiyle sapmış toplumu ikna edip, onları Kur’an a davet edeceği anlatılıyor. Allah elçisine, sana vah yedilene uy, eğer sana vah yettiğimizi yani Kur’an ı, tebliğ etmezsen, görevini yapmamış sayarız diye de dikkatini çekiyor.
Bu ayetleri okuyan bizler, hala nasıl olurda Kur’an da namazın, orucun, zekâtın, Haccın detayı yok deriz dostlar. İşte bu yaptığımız apaçık Allah ın kelamına, nuruna saygısızlıktır. Bizler Kur’an dan öyle uzaklaştırılmışız ki, Allahın ayetlerine karşı kör olmuşuz. Bizler Kur’an dan öyle uzaklaştırılmışız ki, gözlerimize perdeler inmiş, gönüllerimiz taşlaşmış adeta, göremez olmuşuz gerçekleri. Kur’an dışından hurafelerle öyle beynimiz yıkanmış ki, apaçık ayetleri gördüğümüz halde, körlük yapmaya devam ediyoruz.
Allah Kur’an da her şeyi detaylı gönderdim ki anlayasınız diyor, bizler hala inatla Kur’an da her detay yoktur, deme gafletine düşüyoruz. Beşerin dine ilavelerini, adeta Kur’an ın HÂŞÃ‚ eksiği gibi görmeye devam ediyoruz. Rabbim bizleri affetsin. Allah ın apaçık söylediği sözlerin üstü örtülmüş, beşerin yalanları muteber olmuş ne yazık ki.
Bizler Allahın kelamı elimizin altında olmasına rağmen, anlamadan okuduğumuz içindir ki, Rabbin hükümlerinden habersiz yaşıyoruz. Bundan dolayıdır birileri, bizleri istediği gibi yönlendiriyor. Allahın ne söylediğinden habersiz bizler, kendimizi temize çıkarıp, karşımızdaki insanlara erdemli olmayı, nasıl İslam ı doğru yaşanması gerektiğini öğretmeye çalışıyoruz. Kur’an dan habersiz. Bakın Allah bu insanlara ne söylüyor.
Bakara 44: Siz kendinizi unutarak diğer insanlara erdemli olmayı mı öğütlüyorsunuz -hem de ilahi kelamı okuyup durduğunuz halde?- Siz hiç aklınızı kullanmaz mısınız?
Bizler Allahın kelamını okuyoruz ama anlamadan, bu durum da nasıl olurda ayetler üzerinde düşünebiliriz, aklımızı kullanabiliriz. Ne yazık ki günümüzde birileri Kur’an dan çok uzak, bunlar Kur’an dandır diyerek, büyük bir yanılgının peşinden gidiyorlar. Bunun farkına varalım ve Kur’an ı anlayarak, düşünerek, aklımızı kullanarak iman edelim ki, Rahmanın doğru kulları olabilelim.
Allah elçisinin öyle bir dikkatini çekmiştir ki, biz ümmetine Kur’an dışından, hiçbir şeyi, bunlarda Allah katındandır demesi, mümkün değildir. Çünkü bakın elçisine Rabbim ne diyor.
Hakka 44; Eğer bazı lafları bizim sözlerimiz diye ortaya sürseydi, 45 Yemin olsun, ondan sağ elini koparırdık. 46 Sonra ondan can damarını mutlaka keserdik.
Sizce Yüce Rabbim, daha nasıl anlatsın bizlere. Kur’an dışından bazı hükümleri, bilgileri Allah sözüdür diye, sizlere anlatsaydı, onun canını alırdık dedikten sonra, sizce peygamberimizin Kur’an da olmayan bir hükmü, bilgiyi, detayı, bunlarda Allah katındandır, uymamız gereken kesin hükümlerdir der mi?
Allah elçisinin görev ve sorumluluğunu çok açık birçok kez bizlere söylediği halde, bizler hala peygamberimizi, Allahın hükümlerine ortak etmeye çalışarak büyük günahlar işlemekteyiz. Bu yanlışı hatırlatanlara da, ne yani peygamberimiz postacımıydı diyerek, ona da büyük saygısızlık yapmaktayız. Allah affetsin. Hâlbuki Rabbim elçisinin yetki ve sorumluluklarını aşağıdaki ayette çok açık söylemiyor mu sizce?
Gaşiye 21: Artık sen, öğüt verip hatırlat. Sen, yalnızca bir öğüt verici, bir hatırlatıcısın.
Neml 92: 'Ve Kur'an'ı okumakla da (emrolundum). Artık kim hidayete gelirse, kendi nefsi için hidayete gelmiştir; kim sapacak olursa, de ki: 'Ben yalnızca uyarıcılardanım.'
Ahzap 45: Ey Peygamber! Hiç kuşkusuz, biz seni bir tanık bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderdik. 46 Ve Allah'ın izniyle bir davetçi, ışık saçan bir kandil olarak.
Ankebut 50: Dediler ki: “Ona Rabbinden mucizeler indirilseydi ya!” De ki: “Mucizeler ancak Allah katındadır ve ben ancak apaçık bir uyarıcıyım.”
Kehf 56: Biz elçileri, müjde vericiler ve uyarıcılar olmak dışında (başka bir amaçla) göndermeyiz. İnkâr edenler ise, hakkı batıl ile geçersiz kılmak için mücadele ediyorlar. Onlar benim ayetlerimi ve uyarıldıklarını (azabı) alay konusu edindiler.
Yukarıdaki ayetleri okuyarak tebliğ alan bir Müslüman, hala peygamberimizin görev ve sorumluluğunu anlamıyorsa, anlamak istemiyorsa, ona söyleyecek söz yok demektir. Allah açıkça biz elçilerimizi, müjde verici ve uyarıcı olmak dışında başka bir amaçla göndermeyiz dediği halde, bizler hala peygamberimizi, Allahın HÂŞÃ‚ hükmüne ortak edercesine, Kur’an dışından hükümler verme yetkisine sahiptir diyerek, nasıl büyük bir hatanın içinde olduğumuzun farkında bile değiliz.
Allah bizlere onlarca ayetinde, Kur’an ın ipine sarılmamızı, onu anlayarak okuyup, üzerinde dikkatle düşünmemizi emreder. Bakın bu konuda indirdiği ayet sizce çok açık değil mi? Kur’an ı sizler anlayamazsınız diyenleri, Rabbin bu sözleri onaylıyor mu?
Muhammet 24: Onlar Kur'an'ı düşünmüyorlar mı? Yoksa kalpleri kilitli mi? 25. Şüphesiz ki, kendilerine doğru yol belli olduktan sonra, arkalarına dönenleri, şeytan sürüklemiş ve kendilerine ümit vermiştir.
İşte üzerinde düşünmemiz gereken çok önemli bir ayet. Allah Kur’an üzerinde düşünmemizi, akıl yürütmemizi emredir. Kendilerine doğru yolu gösteren Kur’an geldikten sonra, sarılacakları rehber Kur’an olması gerekirken, bu kitabı bizler anlaşılması zor yapıp, bu kitapta her şeyin olmadığını söyleyerek, ayette Allahın söylediği gibi, doğru yolu gösteren Kur’an bizlere geldiği halde, başka kaynaklar arayanları şeytan kandırmış, bir bilinmeyene sürüklemiş ve kendilerine ümit vermiştir diyor. Anlayana sanırım yalnız bu ayet bile yeter. Anlamayana sözümüz meclisten dışarı.
Kur’an da bahsettiğimiz konu hakkında o kadar çok delil var ki, yeter ki onu anlamak için çaba gösterelim. Bakın Rabbim Kur’an da her şeyi bulamayanlara ne diyor.
Araf 185: Göklerin ve yerin hükümranlığına, Allah'ın yarattığı her şeye ve ecellerinin yaklaşmış olabileceğine bakmadılar mı? O halde Kur'an'dan sonra hangi söze inanacaklar?
Allah bizleri affetsin, bizler bu ve buna benzer onlarca ayetlerin üzerini örtüp, bu ayetler o devrin insanlarını ilgilendiriyor, bizleri kapsamıyor diyerek, şeytanın kucağına düşmüşüz. Kur’an dan sonra hangi sözlere, hangi kitaplara, edindiğimiz hangi velilere inandığımızı ve bugün ne hallere düştüğümüzü, düşünmek bile istemiyorum.
Sizlere Allahın rehberinden, birçok ayet örnekleri verdim. Başka bir ayet daha sizlere hatırlatmak istiyorum. Sizce Allah bizleri Kur’an dan imtihan edeceğini söylediği halde, bunun dışından da sorumlu tutar mı dersiniz? Lütfen ayet üzerinde dikkatle düşünelim.
Zühruf 44: Doğrusu Kur'an, sana ve kavmine bir öğüttür. İleride ondan sorumlu tutulacaksınız.
Allah sözünde durandır. Sizleri Kur’an dan sorumlu tutuyorum diyorsa, onun dışından asla hiçbir bilgiden, hükümden, detaydan sorumlu tutmayacaktır. Bize öğretilenleri lütfen Kur’an süzgecinden geçirelim. Kur’anı anlayarak bolca okuyalım, üzerinde bir öğrenci gibi düşünelim, akıl yürütelim, çünkü bu yolu ve yöntemi Rabbim söylüyor. Hepimiz Kur’an dan imtihan olduğumuzun bilincinde olalım. Onu sen anlayamazsın diyenlerin tuzaklarına düşmeyelim. Şunu sakın unutmayalım. Allah kullarına rehber olsun diye gönderdiğini söylediği kitap, asla zor anlaşılır olmaz. Kur’an da her detay yoktur diyenler, bizleri Kur’an dışına yönlendirenlerdir, lütfen onların tuzaklarına da düşmeyelim. Allah vermediği bir detay, açıklamadığı bir hükümden asla sorumlu tutmayacağını da unutmayalım.
Allah biz kullarını uyarıp, bakın nasıl dikkatimizi çekiyor.
İsra 36: Hakkında kesin bilgi sahibi olmadığın şeyin peşine düşme. Çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan sorumludur.
Kesin bilgi, emin kaynak yalnız Kur’an dır. Bunu Kur’an söylüyor. Ona uyan, onun süzgecinden geçen her bilgide, bizlerin başının tacıdır. Bizler eğer emin olmadığımız bilgilerle, Kur’an ın onay vermediği rivayetlerle İslam ı yaşamaya devam edersek, hakka batıl karıştırırsak, bunun hesabını da vereceğimizi lütfen unutmayalım.
Yazdıklarım, Rabbin rehberinden ayetler üzerinde düşündüğümde, kendi imtihanıma hazırlandığımda, benim anladıklarımdır. Sizlere düşen kendi imtihanınıza bizzat kendiniz hazırlanmak olmalı ve Kur’anı anlayarak bolca okuyup, onu başucumuzdan ayırmadan, gerektiğinde ona müracaat etmek olmalıdır.
Hiçbir şefaatin kabul görmediği o gün, yüzleri gülen kullarından olmak isteyen, Allahın rehberine sarılır ve onu anlayarak okuyup aklıyla, kalbiyle iman eder. Hiçbir velinin ardına düşmeden, yalnız Allah ı veli edinen, Kur’anı rehber alan kullarından olur.
Dilerim Rabbimden, kula kul olmayan, Allahın rehberine bilerek, anlayarak sarılan, düşünen aklını kullanan kullarından oluruz.
Saygılarımla Haluk GÜMÜŞTABAK
|
|
|
| Gideгseп Küseгim. |
|
Yazar: eRCi - 08-14-2011, Saat: 10:05 PM - Forum: Aşk (Genel)
- Yorum Yok
|
 |
[COLOR="Purple"] [SIZE="3"]Uzun uzun acilarimdan bahsetmek kissa kissa yazmak adini .
Uzaklardan hiç olmamissin gibi davranmak içden içe yanip kavrulmak .
Ve rivayeti belli olmayan acimsi tat veren bir omur icerisinde saatler haftalar aylar yillar . .
Baska bir deyisle " içerimde hâyal olan bekleyisler bekleyisler bekleyisler ve Kucultulmus vuslat âni . . " [/SIZE][/COLOR]
[COLOR="Purple"][SIZE="3"]Ellerime birakdigim teselliyi savuruyorum dogubatiguneykuzey. Hangi yorungeden gelip-gidecegin belli degil yâr .
Gonlumu avuttugum Senliklerim zaten defnediliyor yuregimden birer birer .
Be kadın gecmezmi benden senliklerim . .
Birakmazmi mazi ben'i gelecegin yorungesinde .? Yapdiklarin yapmadiklarin gozlerimin nâr-i figanlarinda .
Damla damla sen'i akitiyor okyanuslara Ve kocaman bir atlantis olusduruyor söz/yaslarim . .
Satir aralarinda kac defa 'sen' geciyor bilemiyorum .
Haram kiliniyor her bir kelime lugatimda helallik isteniyor her bir kelimeden .
Sozlerimin en mabetli yarasi oluyorsun izimde . Bire bir kiyaslama yapiliyor omrumde gidersen yok gelirsen yok !
Yokluklarinin arasinda varligina kavusmak o kadar inatci birsey ki hayallerde birakdigim vuslat ani dusuyor duslerimden . .
Ellerini en cokda gozlerini dusuruyorum satir aralarindan koca bir serinlik giriyor satirlarima . .
Buzul kelimeler yalpalaniyor dort bir yana bana adadigin ozlemler hasretlikler Ve o bas agritici gurbetin basrollerde !!
bu romanin bitmesine hazirlaniyorlar . [/SIZE][/COLOR]
[COLOR="Purple"][SIZE="3"]Fusunkar kelimeler siziyor murekkebimden iceri en çokda hüzne feda etmisim sözlerimi suskunlugumu içden içe feryadlarimi . .
Ve yarim senin yoklugun alisilmamis varliginin yarasiydi hayatimda . Hayat romaninda kalemi elime aldiran hep yârdi yâr olan hep nârdi .
Acitirdi yakardi kavururdu ustu ustune severdi mutlu ederdi ama yinede acitirdi ...
Bir halka gibi donup dururdu kendi etrafinda mutluluklar ozlemler hasretlikler gurbetlikler ve en sonunda bizi mahvetmeyi becerebilen yâra ' yâr' . [/SIZE][/COLOR]
[COLOR="Purple"][SIZE="3"]Gelmeleri gitmelerinden dahada can yakardi .
Varliginin cirasi yakip kavururdu benliklerimi kendimden gecerdim bu sensizlik mevsimlerinde.
O yuzden usul usul cekil gitmeye meyilliyim su saatlerde saat kac olursa olsun . Ben'i sen gecmekde .
Ayrilik yelkovanlari hizlica gecmekde .
Hoscakalmalara denk geliyor seni sevdigim zamanlar .
Geceyi vurdugu an zaman hoscakalmalari ayriliklar geciyor . .
Kapaniyor gonul kapilari !!
Anlamsizliklar kurcaliyor huznumu Anlayamiyorum anlamak istemiyorum .
Karmakarisikligin icinde sukutumun tek sesi oluyor seviyorumlar yine de vazgecememek yinede sevmek yinede aci cekmek . .
-Aman aman aman . .-
Gidesim geliyor sen'li hayat romanindan gecmisin izlerini bir cirpida silesim geliyor .
[COLOR="Red"]Git'ler sizlaniyor kose bucak . .
Git sen dogu guney bati kuzey . Karissin dunyam .
Git sen bAska bAska . .
Git sen . . . . [/COLOR]
Git ki tek noktada toplanayim yillarimin uzerinden acili bir ben gecirip yine yeniden yeni maceralara adimlarimi atayim .
Her son ki gibi hoscakal'lar serpilsin basimdan asagi.
Her son gibi elvedalari serpeyim basindan asagi .
Ve sende her son ki gibi gozlerini kacirip git ben'den .
Sessiz sessiz usul usul Goc yuregimden .
Ve bende gururumun verdigi son kararla yoluna guller serpeyim . . sahte tebessumlerimin ardinda saklansin cocuksu mirildanislarim . [/SIZE][/COLOR]
[COLOR="Purple"][SIZE="4"]" Gidersen kuserim sen gidersen kuserim " . .
" Ne aman'li bir yà r bendeki ne zamansiz bir nâr. Yakdi kavurdu bitirdi . Icimdeki lâl kelimeler olâl oldu çekdi gitti " [/SIZE][/COLOR]
..alıntıdır..
|
|
|
| Tevessül Duası ve Anlamı |
|
Yazar: Hasretiim - 08-14-2011, Saat: 06:51 PM - Forum: İslam
- Yorum Yok
|
 |
TEVESSÜL DUASI :
Allahumme innî es eluke ve eteveccehu ileyke bi nebiyyike nebiyyir rahmeti muhammedin sallallâhu aleyhi ve âlihi yâ ebel qâsim yâ resulellâh yâ imâmer rahmeti yâ seyyidenâ ve mevlânâ innâ teveccehnâ vesteşfa’nâ ve tevesselnâ bike ilellâhi ve qeddemnâke beyne yedey hâcâtinâ yâ vecihen indellâh işfa’ lenâ indellâh.
Yâ Ebel Hasen,Yâ Emir’el Mu’minin,Yâ Eli yebne Ebi Tâlib,Yâ Huccetellâhi elâ xalqihi yâ seyyidenâ ve mevlânâ innâ teveccehnâ vesteşfa’nâ ve tevesselnâ bike ilellâhi ve qeddemnâke beyne yedey hâcâtinâ yâ vecihen indellâh işfa’ lenâ indellâh.
Yâ Fâtimetezzehrâ,Yâ binte Muhammedin, yâ qurrate aynirresul yâ seyyidetenâ ve mevlâtenâ innâ teveccehnâ vesteşfa’ nâ ve tevesselnâ biki ilellâh ve qeddemnâki beyne yedey hâcâtinâ yâ veciheten indellâh işfa’î lenâ indellâh.
Yâ Ebâ Muhammedin, Yâ Hasenebne Ali,eyyuhel Muctebâ yebne resullillâh,yâ huccetellâhi alâ xelgihi yâ seyyidenâ ve mevlânâ innâ teveccehnâ vesteşfa’nâ ve tevesselnâ bike ilellâhi ve qeddemnâke beyne yedey hâcâtinâ yâ vecîhen indellâh işfa’ lenâ indellâh.
Yâ Ebâ Abdillâh,Yâ Huseyn ebne Aliyy eyyuheşşehid yebne resullillâh,yâ huccetellâhi alâ xelgihi yâ seyyidenâ ve mevlânâ innâ teveccehnâ vesteşfa’nâ ve tevesselnâ bike ilellâhi ve qeddemnâke beyne yedey hâcâtinâ yâ vecîhen indellâh işfa’ lenâ indellâh.
Yâ Ebel Hasen,Yâ Aliyyebne’l Huseyn,Yâ Zeyne’l Abidin yebne resullillâh,yâ huccetellâhi alâ xelgihi yâ seyyidenâ ve mevlânâ innâ teveccehnâ vesteşfa’nâ ve tevesselnâ bike ilellâhi ve qeddemnâke beyne yedey hâcâtinâ yâ vecîhen indellâh işfa’ lenâ indellâh.
Yâ Ebâ Ca’fer, Yâ Muhammed ebne Aliyy eyyuhel Bâqir yebne resullillâh,yâ huccetellâhi alâ xelgihi yâ seyyidenâ ve mevlânâ innâ teveccehnâ vesteşfa’nâ ve tevesselnâ bike ilellâhi ve qeddemnâke beyne yedey hâcâtinâ yâ vecîhen indellâh işfa’ lenâ indellâh.
Yâ Ebâ Abdillâh,Ya Ca’fer ebne Muhammed eyyuhes’ Sâdiq yebne resullillâh,yâ huccetellâhi alâ xelgihi yâ seyyidenâ ve mevlânâ innâ teveccehnâ vesteşfa’nâ ve tevesselnâ bike ilellâhi ve qeddemnâke beyne yedey hâcâtinâ yâ vecîhen indellâh işfa’ lenâ indellâh.
Yâ Ebel Hasen, Yâ Musebne Ca’fer,eyyuhel Kâzım yebne resullillâh,yâ huccetellâhi alâ xelgihi yâ seyyidenâ ve mevlânâ innâ teveccehnâ vesteşfa’nâ ve tevesselnâ bike ilellâhi ve qeddemnâke beyne yedey hâcâtinâ yâ vecîhen indellâh işfa’ lenâ indellâh.
Yâ Ebel Hasen, Yâ Ali yebne Musâ eyyuher Rızâ yebne resullillâh,yâ huccetellâhi alâ xelgihi yâ seyyidenâ ve mevlânâ innâ teveccehnâ vesteşfa’nâ ve tevesselnâ bike ilellâhi ve qeddemnâke beyne yedey hâcâtinâ yâ vecîhen indellâh işfa’ lenâ indellâh.
Yâ Ebâ Ca’fer, Yâ Muhammedebne Aliyy eyyuhet Taqiyyul Cevâd yebne resullillâh,yâ huccetellâhi alâ xelgihi yâ seyyidenâ ve mevlânâ innâ teveccehnâ vesteşfa’nâ ve tevesselnâ bike ilellâhi ve qeddemnâke beyne yedey hâcâtinâ yâ vecîhen indellâh işfa’ lenâ indellâh.
Yâ Ebel Hasen, Yâ Aliyyebne Muhammed eyyuhel hadîyyunnaqiyy yebne resullillâh,yâ huccetellâhi alâ xelgihi yâ seyyidenâ ve mevlânâ innâ teveccehnâ vesteşfa’nâ ve tevesselnâ bike ilellâhi ve qeddemnâke beyne yedey hâcâtinâ yâ vecîhen indellâh işfa’ lenâ indellâh.
Yâ Ebâ Muhammed, Yâ Hasenebne Aliyy, eyyuhezzekiyyul Askeriyy yebne resullillâh,yâ huccetellâhi alâ xelgihi yâ seyyidenâ ve mevlânâ innâ teveccehnâ vesteşfa’nâ ve tevesselnâ bike ilellâhi ve qeddemnâke beyne yedey hâcâtinâ yâ vecîhen indellâh işfa’ lenâ indellâh.
Yâ vasiyyel Hasen,vel xelefel Huccete eyyuhel qâimul muntazerul Mehdiyy yebne resullillâh,yâ hoccetellâhi alâ xelgihi yâ seyyidenâ ve mevlânâ innâ teveccehnâ vesteşfa’nâ ve tevesselnâ bike ilellâhi ve qeddemnâke beyne yedey hâcâtinâ yâ vecîhen indellâh işfa’ lenâ indellâh.
(Bu arada Allah’tan dileğini dile ve şunları söyle..)
Yâ sâadeti ve mevâliyye innî teveccehtu bi kum eimmetî ve uddetî li yevmi faqrî ve hâcetî illellâhi ve tevesseltu bi kum illellâh vesteşfa’tu bi kum ilellâh feşfaû lî indellâh vestenqizûnî minzunubî indellâh fe innekum vesîletî illellâh ve bi hubbikum ve qurbikum ercû necâten minellâhi fe kûnû indellâhi recâî yâ sâadeti yâ evliyâ Allâh sallallâhu aleyhim ecmaîn ve la’enallâhu a’dâ Allâhi zâlimîhim minel evvelîne vel âxirîn.Âmîn ya Rabbel Âlemîn..
ANLAMI:
Allah’ım! ben, rahmet peygamberi Muhammed Sallallahu aleyhi ve alih’i huzuruna vasıta ederek niyaz ediyor ve Sana yöneliyorum.
Ya Eba’l-Kasım, Ey Allah’ın resulü, ey rahmet önderi, ey efendimiz ve mevlamız!
Gerçekten biz seni vasıta ederek Allah’a yöneldik, şefaat diledik ve Allah’a yakınlaştık;
ve hacetlerimizin verilmesi için seni önümüze aldık;
Ey Allah katında şerefli olan, bize Allah indinde şefaat eyle.
Ya Eba’l-Hasan, Ey Müminlerin Emiri, Ey Ali b. Ebi Talib, Ey Allah’ın yaratıkları üzerindeki hücceti, ey efendimiz ve mevlamız!
Gerçekten biz seni vasıta ederek Allah’a yakınlaştık;
ve hacetlerimizin kabulü için seni öne aldık.
Ey Allah katında şerefli ola, şefaat eyle bize Allah indinde.
Ey Fatımet’üz Zehra, ey Muhammed (s.a.a) in kızı, ey peygamberin gözünün nuru, ey seyyidimiz ve serverimiz!
Gerçekten biz seni vasıta ederek Allah’a yöneldik, şefaat diledik ve Allah’a yakınlaştık;
ve hacetlerimizin verilmesi için seni öne aldık;
Ey Allah katında şerefli olan, şefaat eyle bize Allah indinde.
Ey Eba Muhammed, Ey Hasan İbn-i Ali, ey Mücteba, ey peygamberin torunu!
Ey Allah’ın yarattıklarına hücceti olan, ey efendimiz ve mevlamız! Gerçekten biz seni vasıta ederek Allah’a yöneldik, şefaat diledik ve Allah’a yakınlaştık;
ve hacetlerimizin verilmesi için seni öne aldık;
Ey Allah katında şerefli olan, şefaat eyle bize Allah indinde.
Ey Eba Abdillah, ey Hüseyin İbn-i Ali, ey şehid ve ey peygamberin torunu!
Ey Allah’ın yarattıklarına hücceti olan, ey efendimiz ve mevlamız!
Gerçekten biz seni vasıta ederek Allah’a yöneldik, şefaat diledik ve Allah’a yakınlaştık;
ve hacetlerimizin verilmesi için seni öne aldık;
Ey Allah katında şerefli olan, şefaat eyle bize Allah indinde.
Ey Eba’l-Hasen, ey Ali İbn-i Hüseyin, ey Zeynel-Abidin, ey peygamberin torunu!
Ey Allah’ın yarattıklarına hücceti olan, ey efendimiz ve mevlamız!
Gerçekten biz seni vasıta ederek Allah’a yöneldik, şefaat diledik ve Allah’a yakınlaştık;
ve hacetlerimizin verilmesi için seni öne aldık;
Ey Allah katında şerefli olan, şefaat eyle bize Allah indinde.
Ey Eba Cafer, ey Muhammed İbn-i Ali, ey İmam-ı Bakır, ey peygamberin torunu!
Ey Allah’ın yarattıklarına hücceti olan, ey efendimiz ve mevlamız!
Gerçekten biz seni vasıta ederek Allah’a yöneldik, şefaat diledik ve Allah’a yakınlaştık;
ve hacetlerimizin verilmesi için seni öne aldık;
Ey Allah katında şerefli olan, şefaat eyle bize Allah indinde.
Ey Eba Abdillah, ey Cafer İbn-i Muhammed, ey İmam-ı Sadık, ey peygamberin torunu!
Ey Allah’ın yarattıklarına hücceti olan, ey efendimiz ve mevlamız!
Gerçekten biz seni vasıta ederek Allah’a yöneldik, şefaat diledik ve Allah’a yakınlaştık;
ve hacetlerimizin verilmesi için seni öne aldık;
Ey Allah katında şerefli olan, şefaat eyle bize Allah indinde.
Ey Eba’l-Hasen, ey Musa İbn-i Cafer, ey İmam-ı Kazım, ey peygamberin torunu!
Ey Allah’ın yarattıklarına hücceti olan, ey efendimiz ve mevlamız!
Gerçekten biz seni vasıta ederek Allah’a yöneldik, şefaat diledik ve Allah’a yakınlaştık;
ve hacetlerimizin verilmesi için seni öne aldık;
Ey Allah katında şerefli olan, şefaat eyle bize Allah indinde.
Ey Eba’l-Hasen, ey Ali İbn-i Musa, ey İmam-ı Rıza ve ey Peygamberin torunu!
Ey Allah’ın yarattıklarına hücceti olan, ey efendimiz ve mevlamız!
Gerçekten biz seni vasıta ederek Allah’a yöneldik, şefaat diledik ve Allah’a yakınlaştık;
ve hacetlerimizin verilmesi için seni öne aldık;
Ey Allah katında şerefli olan, şefaat eyle bize Allah indinde.
Ey Eba Cafer, ey Muhammed İbn-i Ali, ey İmam Takıyyül-Cevad, ey peygamberin torunu!
Ey Allah’ın yarattıklarına hücceti olan, ey efendimiz ve mevlamız!
Gerçekten biz seni vasıta ederek Allah’a yöneldik, şefaat diledik ve Allah’a yakınlaştık;
ve hacetlerimizin verilmesi için seni öne aldık;
Ey Allah katında şerefli olan, şefaat eyle bize Allah indinde.
Ey Eba’l-Hasen, ey Ali İbn-i Muhammed, ye İmam-ı Hadi Naki, ey peygamberin torunu!
Ey Allah’ın yarattıklarına hücceti olan, ey efendimiz ve mevlamız!
Gerçekten biz seni vasıta ederek Allah’a yöneldik, şefaat diledik ve Allah’a yakınlaştık;
ve hacetlerimizin verilmesi için seni öne aldık;
Ey Allah katında şerefli olan, şefaat eyle bize Allah indinde.
Ey Eba Muhammed, Ey Hasen İbn-i Ali, ey İmam Zekiyyül-Askeri, ey peygamberin torunu!
Ey Allah’ın yarattıklarına hücceti olan, ey efendimiz ve mevlamız!
Gerçekten biz seni vasıta ederek Allah’a yöneldik, şefaat diledik ve Allah’a yakınlaştık;
ve hacetlerimizin verilmesi için seni öne aldık;
Ey Allah katında şerefli olan, şefaat eyle bize Allah indinde.
Ey İmam Hasen’ül-Askeri’nin vasisi ey (peygamber soyundan) hüccet olarak kalan iyi halef, ey kıyam etmesi beklenen Mehdi, ey peygamberin torunu!
Ey Allah’ın yarattıklarına hücceti olan, ey efendimiz ve mevlamız!
Gerçekten biz seni vasıta ederek Allah’a yöneldik, şefaat diledik ve Allah’a yakınlaştık;
ve hacetlerimizin verilmesi için seni öne aldık;
Ey Allah katında şerefli olan, şefaat eyle bize Allah indinde.
Ey efendilerim ve mevlalarım, ey İmamların, ey yoksulluk ve hacet günlerimde (yardımıma koşacak) vasilerim, ben sizi vasıta ederek Allah’a yöneldim;
ve sizinle Allah’a yakınlaştım, şefaat diledim;
Artık şefaat edin bana Allah indinde ve Allah katında beni yaptığım günahlardan kurtarın; sizsiniz benim Allah katındaki vesilelerim;
ve sizi sevmek, size yakınlaşmakla, Allah’tan kurtuluş ümit ederim.
Öyleyse Allah katında ümit (sermayesi) olsun bana ey efendilerim, ey Allah’ın velileri!
Allah rahmet etsin bütün onlara.
Allah lanet etsin, onlara zulmeden Allah düşmanlarına; evvellerinden sonlarına kadar…
Amin ey Alemlerin Rabbi!
|
|
|
| Nadi Ali Duası ve Anlamı |
|
Yazar: Hasretiim - 08-14-2011, Saat: 06:47 PM - Forum: İslam
- Yorum Yok
|
 |
Nadi Ali Duası:
Bismillahirrahmanirrahim
Nâdi Aliyyen mazharal acâib, tecidhu avnen leke fin nevâib. Lî ilallâhi hâcetî ve aleyhi mu’avvelî, kullemâ emartehu ve rameytu munqazî .Fi zillillâhi ve yuzlilillâhu lî. Ed’ûke kulle hemmin ve ğammin seyencelî.
Bi azametike yâ Allah. Bi nubuvvetike yâ Muhammed. Bi vilâyetike yâ Aliyyu yâ Aliyyu yâ Aliyy. Edriknî, bi haqqi lutfikel xafiyy. Allâhu ekberu ene min şerri a’dâike berî. Allâhu samedî, min indike mededî ve aleyke mu’temedî. Bi haqqi iyyâke na’budu ve iyyâke nesta’în.
Yâ ebel ğaysi eğisnî. Yâ ebel Haseneyni edriknî. Yâ seyfellâhi edriknî. Ya bâbellahi edriknî. Yâ huccetellâhi edriknî. Yâ veliyallâhi edriknî. Bi haqqi lutfikel xafiyy. Yâ qahhâru teqahharte bilqahr, vel qahru fî qahri qahrik. Yâ qahhâru yâ qâhiral aduvv. Yâ velliyel vâli. Yâ mazharal acâib. Yâ Murtazâ Ali.
Rameyte men beğa aleyye bi sehmillâhi ve seyfillahil qâtil. Ufevvizu emrî ilallâh. İnnellâhe basîrun bil ibâd ve ilâhukum ilâhun vahid. Lâ ilâhe illâ huver rahmânur rahîm.
Edriknî yâ ğiyâsel mustâğisîn. Yâ delîlel mutehayyirîn. Yâ emânel xâifin. Yâ mu’înel mutevekkilîn. Yâ râhimel mesâkîn. Yâ ilâhel âlemîn, bi rahmetike ve sallallâhu alâ seyyidinâ Muhammedin ve âlihi ecma’în. Vel hamdu lillâhi rabbil âlemîn.
Anlamı:
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla
Çağır Ali’yi;(zira o,) olağanüstü işlerin mazharıdır. Çağır ki, zorluklar anında onu kendine bir yardımcı bulasın. Benim Allah’tan bir dileğim var ve ona dayandım. Seni çağırıyorum ey Ali! Bütün hüzünlerim ve kederlerim yok olsun diye.
Ey Allah’ım, senin azametin; ey Muhammed, senin nübüvvetin ve ey ali, ey Ali, ey Ali, senin velayetin hürmetine! Bana yardım et, gizli lütfunun hakkı için! Allah (her yüce vasıftan) daha büyüktür. Ben düşmanlarından uzağım. Allah’a güveniyor, ondan yardım diliyorum. (Ey Allah’ım! Namazlarda okuduğumuz) “Yalnız sana kulluk eder ve yalnız senden yardım dileriz” cümlesinin hakkı için.
Ey yardımın babası, bana yardım et! Ey Hasan ile Hüseyin’in (as) babası, bana yardım et! Ey Allah’ın kılıcı, bana yardım et! Ey Allah’ın velisi, bana yardım et! Gizli lütfunun hakkı için, ey alt edici, sen alt edici yanınla alt ettin ve alt edicilik de senin alt ediciliğinin alt ediciliğindendir.
Ey alt edici, ey düşmanları alt eden ve ey sevenlere sevgili olan! Ey olağanüstü işlerin mazharı! Ey Murtaza Ali! Bana karşı saldırıya geçen azgınlara karşı Allah’ın okunu attın ve Allah’ın öldürücü kılıcı ile onları helak ettin! (O halde) işlerimi Allah’a havale ediyorum. Hiç kuşkusuz Allah, kullarını gözetendir ve ilahınız da tek ilahtır. Ondan başka ilah yoktur; bağışlayan-esirgeyendir.
Yetiş bana ey medet umanların mededi, ey şaşkınların kılavuzu, ey korkanların güvencesi, ey kendisine tevekkül edenlerin yardımcısı, ey miskinlerin acıyanı ve ey âlemlerin ilahı (olan Allah’ım)! Rahmetin hürmetine (sesimi duy)! Allah, efendimiz olan Muhammed’e (saa) ve onun Ehlibeyt’inin (as) tamamına salât göndersin. Tüm övgüler âlemlerin Rabbi Allah’adır.
|
|
|
|