:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi

Orjinalini görmek için tıklayınız: bütün temel fıkraları
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link

Temel yeni yaptığı ahırına hayvanları yerleştiriyormuş. Fakat sıra develere geldiğinde, develerin kapıdan geçemediğini anlamış. Başlamış kapının üst kısmını parçalamaya. Ordan geçen biri.
adam Birader napıyon sen?
temel:
Ula devenin boyni çok uzun , kapıyu uzatayrum
adam:
Ulan salak kapının girişindeki toprağı biraz kazsana..
temel:
Salak sensin da, devenin boynu uzun ayakları değul !!!
Dursun, çok feci bir trafik kazası geçirir... Koma halinde hastaneye kaldırırlar. Tedavi olurken kendine gelir. Yatağında bakar ki bir kolu yok... Hepten morali bozulur, asabileşir. Bir taraftan da hastaneyi birbirine katar:
Ben tek kolla nasıl yaşarım şimdi!
Diye bağırıp çağırır. Kendini hastanenin penceresinden atıp intihar edeceğini söyler. Doktorlar başına toplanır, bakarlar Dursun ciddi, başlarlar nasihata:
Bak evladım, insan tek kolla da yaşayabilir, ölmediğine şükretsene. Sonra beterin beteri var. Geçen yıl Temel de kaza geçirdi. Onun iki kolunu birden kesmek zorunda kalmıştık... Ama o senin gibi bağırıp, hastaneyi birbirine katmadı. Şimdi de gül gibi yaşayıp gidiyor. İnanmazsan git de bak.
Dursun, bir an sakinleşir, gider yukarı mahallede Temel'i bulur. Bir de bakar ki, Temel'in hakikaten iki kolu kesik ama, Temel bahçede kıvır kıvır oynuyor, hem de nasıl oynuyor...
Bizim Dursun'un kafası karışır ve hayretle Temel'e yaklaşır:
Ula Temel, eyi ki seni gördüm, yoksa hayatum gideyidi. Ula bizim bi kolumuz kesildi diye intihar edeceğidum. Ama senin, iki koli kesik vaziyette, hem de bi dansöz gibi oynamana karşı teselli oldum... Şu dünyanın haline bak, benum tek kolum kesildi diye intihar edecek kadar beyinsuzum, sense iki koli yok göbek ataysun... Derken, Bizim Temel patlar:
Ula sen manyak misun, ne göbek atmasi. Sırtım fena halde kaşuniyi... Patlayrum.


ah yazıııııııkkkkk :yikildim:
[COLOR="Indigo"]Iki boyaci olan Temel (kisa boylu) ile Idris (uzun boylu), bir bayrak diregi boyama isini almislar. Bu is icin ne kadar boya alacaklarini hesaplamak icin diregi olcmeye calismislar. Capini olcmek kolay olmus ama yuksekligi?? Onu olcmek icin Temel Idris'in omuzlarina cikmis ama diregin tam tepesine ulasamamis. Idris;
'Ben senden uzun boyluyum. Bir de ben deneyim' deyip Temel'in omuzlarina cikmis ama gene ayni sonuc... Oturup ne yapacaklarini dusunurken yanlarina iriyari bir adam yaklasip ne yaptiklarini sormus. Temel'le Idris sorunu anlattiktan sonra, adam diregi yerden guc bela sokup yere yatirmis. Boyunu olcup tekrar yerine diktikten sonra yoluna devam etmis. Gittikten sonra Idris'le Temel bakisip gulusmusler:
'Aptal herife bak! Biz ona yuksekligini sorduk o bize uzunlugunu verdi.' [/COLOR]


Big Grin Big Grin
[COLOR="Blue"]Temel, kahvehanede arkadaşlarına av maceralarını anlatmaktadır:
Geçenlerde ormana ava gittum. Birden bi ayi ile karşulaştum. Tüfeği atıp kaçmağa başladum. O da beni kovalamaya başladi. Tam ayinun nefesini ensemde hissettuğum anda ayi kayup yere düşti. Bu durumu fırsat bilip arayi açmağa çaliştum. Ama ayi gene peşima düşti. Gene tam nefesini ensemde hissettuğum anda ayi tekrar kayup yere düşti. Ben tekrar arayi açmağa çalıştum.
O arada Dursun, dayanamayarak sorar:
Ula Temel, çok cesaretli adamsun. Ben senun yerinde olsam, altuma ederdum.
Temel atılmış:
Ula sen ayinun neye basup kayduğunu zannedeysun? [/COLOR]
Temel ile Dursun çocukluk arkadasıdır…
60lı yaslarda birgün Dursun Temele akşam yemeğine gitmiş.
Temel karısıyla hep aşkım hayatım gibi sözlerle hitap ediyormuş…
Dursun ise bu yıllardır süren aşkı hayretle izliyormus.
Temelin eşinin olmadığı bi ara dursun temelin kulağına eğilerek :
- ya Temel demiş yaş 60 küsür yıldır hala karına aşkım canım diyorsun ne güzel anlasıyorsunuz demiş… Temelde Dursuna dönerek :
- ula çaktırma karımın adını unuttum demiş.
Amerika'da 50 katli bir otelin en üst katindan genç bir kiz kendini asagiya atmis o sirada üst katlarin birinde pencereden disari seyreden bir Fransiz, kizin yukaridan geldigini görünce hemen kollarini açmis ve kizi yakalamis.
- Hayatim bak ne kadar genç ve güzelsin, neden intihar ediyorsun, bak hayat ne kadar güzel. Simdi seninle bir Fransiz lokantasina gideriz, karnimizi doyurduktan sonra bir diskoya gideriz, dans edip içki içeriz ondan sonra da benim odaya gelir sevisiriz diyince kiz birden "Genemi seks" diye bagirip adamin kollarindan kurtulup kendini asagiya birakmis.
Otelin orta katlarinda bir Italyan kizin geldigini görünce kollarini açip yakalamis. O da Fransiz gibi,
- Neden intihar ediyorsun güzelim, simdi seninle bir Italyan lokantasina gidip nefis bir spagetti yeriz, sonra da diskoya gidip egleniriz, oradan çikip benim odaya geliriz sana Italyan erkeklerinin gücünü gösteririm, diyince kiz yine "Genemi seks" diye çiglik atarak onunda kollarindan kurtulup kendini asagi atmis.
Bu sirada otelin 10.katinda disariyi seyreden Temel, kizin geldigini görünce kollarini açip yakalamis.
- Uyy ne kadar cüzel kizsin daa; neden ölmek isteysun. Hacan simdi bir lokantaya gidip karnimizi doyururuz ondan sonrada biraz egleniriz, daha sonra gelip seni odana yatiririm, bende kendi odama yatarim, dinleniriz, diyince kiz hayretler içinde "Ya seks" diye sormus. Bu soruyu duyan Temel kollarini yanlara açip "Orospiii" diye bagirarak kizi asagiya birakmis.

:yikildim:
- Temel yurt dışında bir göl kenarında oturuyordu. Gölde avlanmak için, ruhsat gerek. Bir gün elinde olta, yem torbasıyla sahile doğru yürürken, bekçi yaklaşıp sordu: “Ruhsatınız var mı?” Temel yanıtladı: ”Paluk tutmayrum çi...” Görevli “Ama tutacaksınız?” Temel’den bir yanıt daha: “Pelçi tutarum, pelçim tutmam daa!..” Temel göle ulaştı. Kıyıya oturdu, oltaya yem taktı ve suya attı. Cebinden ruhsatı çıkardı: ”Şimdi tutayrum!..”
Temel 90 yaşına gelmiş. Ölümden çok korkuyormuş. Bir gün yolda giderken Azrail’le karşılasmış. Temel, “Herhalde benim canımı almaya geldi.” diye düşünmüş. Sonra da içinden “Belki de çocuk taklidi yaparsam, çocuk olduğumu zanneder ve uzaklaşır.” diye geçirmiş. Başlamış “Ingaaaa, ıngaaaaa...“ diye bağırmaya. Azrail, yanına gelmiş ve Temel’in kulağına fısıldamış, “Addaa!..”
Temel bir dağ başında oturuyormuş ve en büyük zevki günlük gazete okumakmış. Fakat tembelmiş ve gazete alabileceği tek yer oturduğu dağın eteğindeki bakkalmış. Bu iş için hep Fadime’yi gönderirmiş. Fadime birgün bu işten sıkılmış ve pazartesi günü 7 tane o günün gazetesinden almış ve bir gazeteyi verip diğerlerini saklamış. Ertesi gün de Temel gazete isteyince bir gün önce aldığı gazetelerden birini “Ben çıkıyorum” deyip işlerini hallettikten sonra çıkarıp vermiş. Çarşamba günü yine Temel gazete istemiş. Fadime yine işlerini halledip Temel’e gazeteyi vermiş. Perşembe günü yine Temel gazete istemiş Fadime yine vermiş. Akşama doğru Temel Fadime’yi çağırıp; “Fadime...” demiş, “... dünyada ne salak insanlar var; dört gündür aynı adam aynı yerdeki ağaca arabasını çarpıyor!..”:yikildim::kop::lol:
Temel sinirli bir şekilde doktorunu arar ve:
- Ula doktor bu verdiğin bebek yüzünden bir senedir ağız tadıynan sigara içemiyyrum. - Hayrola Temel ne oldu?
- Ula verdiğin bu tüp bebek zırt pırt gaz kaçiriyy!..