:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi

Orjinalini görmek için tıklayınız: seLam
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
Sayfalar: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18
gece yalnızlık sarınca etrafı
bir gölge gelir oturur başköşeye
yüzü yok
sarılır bedeni bedenime
ruhumla dans eder gün ışıyana dek
ve
tek dal papatya bırakır giderken başucuma
gözlerimi açtığım her yeni günde bulurum seni
o papatyanın saflığında
umut vardır sevgi vardır her bir yaprağında
her geceyi soluksuz beklerim gözlerim yollarda
ruhumu ruhuna yüreğimi yüreğine hasret bırakma
gel bu gece bir sonraki gece
bir sonraki gecede.....
beklerim yüzü olmayan hayali sevdamı
sevgimin sonsuzluğunda
gözlerini açtığın an başlıyorum seni izlemeye
ilk adım geceden bıraktığım umutlar arasında
ayağını bastığın karanfil yaprakları
sonra yüzünü yıkıyorsun su sanıp
senin için akmadan kalan gözde yaş yüzüne vurduğun
aynaya baktığın an gülümsediğin ben
uyanmaktasın sevgilim
içindeki anlaşılmaz huzur
tüm gece başında kalıp sana dokunduğumdan
evet gün sen uyandın diye başlayacak
sen her yeni günde bana varıp
nasılsa tüm günde beni seveceksin
ben yoruldum sanma
her gece başucunda saçlarını okşayıp
güne senin için umut yükleyeceğim
sende gülümseyerek ödeyeceksin
sana olan sevgimi fazlasıyla

sana söylüyorum duyuyormusun
hani ellerim hiç boş kalmayacaktı
gözlerin yalnız bana bakacaktı
yüreğine benden başkası sahip olmayacaktı
bir tek ben olacaktım hayatında
ne var ki şimdi ellerim boşlukta
gözlerim yollara bakıyor
yüreğimde bilemediğim bir sızı
canım yanıyor
al ne varsa sana ait olanları
ben benimle kalıyorum
yüreğimde tamamlanmamış bir sevda
gözlerimde aşkın ışıltısı
umut ektiğim sabahlara
ben yine seninle uyanıyorum
ben olmasamda senin yüreğinde
sen olacaksın herzaman benimle
her istasyon,her otogar adresim oldu
bir trenden inersin sandım
otobüslerdeki her yolcuya
sensin diye baktım...
yada yolculuklara vurdum kendimi
kimsenin uğramadığı köylere
adı duyulmamış kasabalara gittim
senden bir iz aradım
sen yoktun...
seni aramaktan yorgun düşmüş bedenimi
karanlığın kucağına uzattım her gece
bir an önce sabah olsun diye uykunun
kollarına bıraktım kendimi...olmadı
kaç gece sabahı ettim gözlerimi kapamadan
kaç gece merdivendeki ayak seslerini dinledim
gelen sensindir diye
sen yoktun...
binlerce adım attım sokaklarda
her köşeyi,her parkı,her ağacı ezberledim
sevdaya bulanmış her kaldırım taşında
seni aradım
sen yoktun...

dün neredeydim bilemezsin
oradaydım hani seni ilk gördüğüm yerde
hani ağustosun sıcağında titrediğim
hani kalbimin yerinden çıkarcasına attığı
hani gözlerini gördüğüm anda yüzümün kızardığı
o yer varya
işte yüreğim seni sensiz yaşamaya başladığımdan beri
gidemediğim ve
seni sonsuzluğa uğurlarken bir daha
gitmemeye yemin ettiğim
seninle hayata başladığım
aşkın sevginin nedemek olduğunu
öğrendiğim yere gittim
anladın dimi
ilk tanıştığımız hep buluştuğumuz
mutluluğu paylaştığımız
ismini söyleyemediğim o yerdeydim
bu sefer yalnızlık vardı
gözyaşı vardı
umutsuzluk hakimdi orda
çünkü yüreğim
sen sen yoktun yanımda
düşlerimde mutluluğu çizdim hep
yüzü olmayan bir adamı
yaşattım hayallerimde
her gece ellerin ellerimde sabahladım
öyle sevmişim ki
bir gülüşüne açmış gözlerim
öyle tutkunum ki
hayalimde yaşattığım o aşka
alıp başımı gitmek istedim
bu bir kaçış değil
bir kara sevdadır,geç gelen mutluluktur
kolay mı sandın
hayalinde aşkı yaşatmayı
sen ayrılıktan söz ederken herhangi bir olay gibi
ellerimi ellerinden ayırsanda
yüreğim hissetmese de yüreğini
bu benim sevdam benim yaşattığım bir aşk
ben hiç sevmekten korkmadım ki
geceye katıyorum senin rengini
hüzünler zor geliyor artık
boş bakışlar dikiyorum resminin olduğu duvara
düşler kuruyorum gül bahçesi kokusunda
bir seni yine seni yalnız seni yazıyorum
takvim yapraklarını koparmadım
saati hiç kurmadım
gittiğin anda kaldı herşey
tıpkı benim sende kaldığım gibi
mevsimler geçiyor
yapraklar dökülüyor bir bir
kışı yaşayan yüreğim senin baharında
düşlüyorum işte ne yapsın bu deli gönül
sen gittiğin günde kaldı herşey
benim sende kaldığım gibi
vazgeçemediğim hasretin ve sevgin
büyüdükçe büyüyorsun o gecenin siyahında

Bir Evin Olmalı
Bir evin olmalı denize yakın
Bahçesinde sarı papatyalar açmalı
Deniz görünmeli her penceresinden
Martı çığlığından, dalga sesinden
uyku girmemeli gözlerine
Gemiler geçmeli uzaklardan
İçmelisin zamanı
En eşsiz gecelerden
En mutlu şafaklardan
Dalgalar kıyılarını dövmeli durmadan
Kumlar sıcaklığınla yanmalı
Her sabah güneşin doğduğu yer
boyanmalı gözlerini rengine
bahçede çiçekler seninle uyanmalı
Sevinmeli bir bir el sürdüğün eşyalar
Seninle herşey en güzel olmalı
Ağlamak kadar, gülmek kadar
İyot kokuları girmeli pencerenden
Geceleri ay odana halılar sermeli
Örtün olmamalı ışıktan başka
Ve kimse kapını çalmamalı
Dalgalardan ve mehtaptan başka
Bütün bu rezil insanlığa uzaktan
Onların varamayacağı bir yerden bakmalısın
Bir yana bırakmalısın bütün korkuları
Eriyip eriyip yeniden var olmalısın
Bir evin olmalı kaygılardan uzak
Bir evin olmalı denize yakın
Her şeye rağmen korkutmasın seni

Bu sevdanın ateşi

Her yangın önce başladığı yeri yakar

Sana küçük kendime büyük gelen yüreğimde

Yıllar geçse de senin adın yazar

Ve bil ki sevdiğim uslanmaz ruhum

Yaşadıkça seni sever

Seni sevdikçe yaşar...
Gözlerin türküler kadar sevdalı

Gözlerim seyrindedir harelerinin

Desen ki aşk için arşın arşın ölelim

Gözyaşlarına mendil olur yüreğim...
Sayfalar: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18