:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi

Orjinalini görmek için tıklayınız: seLam
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
Sayfalar: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18
umutsuzluk verip mutluluk aldın
seviyorum deyip beni aldattın
girdin hayatıma bırakıp kaçtın
yüreğimden aşkını alabildin mi

mutluluğumun önünde perde oldun
her kapına gelişimde beni kovdun
aldım haberini gül gibi soldun
söyle mutluluğa doyabildin mi

hem kendine yazık ettin hemde bana
sende alışmışsın artık acılara
suç bizimmi yoksa bahtımızmı kara
acı dolu günleri sayabildin mi

ben senin ateşinde kavrulup yandım
bütün sözlerine inanıp kandım
başkalarıyla mutlu ourum sandın
yerime başkasını koyabildin mi
saatlerce seni anlatmak istiyorum bendeki seni
bırak ben anlatayım o sendeki esrarengiz güzellikleri
bırak bırak ki anlatayım o bıçak gibi bakışları
yalnız ben söyleyeyim yüreğime kazıdığım bendeki ismini
söylemesin ne olur başkaları

ben söyleyeyim bırak sadece seni seviyorum denen kelimeyi
başkaca kimseler söylemesin çünkü kimse bilemez seni
benim gibi sevmeyi
ne kadar yakıştığını söyleyeyim yüzüne gülmeyi
bırak ne olursun yalnız ben anlatayım bendeki seni

ah bir bilseler bendeki senin sevgini anlatamam ki
hiç kimse kalmazdı beni seven ne yapsam da kurtulamam ki
ama bir görseler benim gibi seni bir görseler beni deli gibi seveni
neyse sus bırak kimse değil yalnız ben anlatayım bendeki seni

yalnız ben anlatayım duruşunu yürüyüşündeki endamı
susturma beni ben anlatayım bendeki bıraktığın son anı
yalnızca ben anlatayım içimdeki alev alev sevdanı
bırak ne olur bir kez daha anlatayım bendeki seni

yıllar geçse de inan kadınım bu ömür sensiz bitse de
o kadar zaman sonra bile bugünkü gibi seni anlatmak
hiçbir şeyini unutmadan benim gözümle gördüklerimi
bırak ne olur son kez anlatayım bendeki seni
uzat alnını son kez öpeyim seni
''insanız'' diyoruz, kime sorarsan,
doğruyu, yanlışı ayıramadık.
sevgiyi yokettik, çaldık kalplerden,
servettir diyerek, koruyamadık...

doymaya, bir lokma ekmek yeterken,
çoğunun, gözünü doyuramadık.
yalanlar yanlışlar haykırılırken,
doğrunun sesini duyuramadık...

savaşlar kapladı güzel dünyayı,
öfkeden yandıkta, soğuyamadık.
öyle çok sevdik ki, dünya malını,
para pul hırsından uyuyamadık...

koptuk mazimizden, örften töreden,
menfaat yolundan ayrılamadık.
geride düşmanlık nefret bıraktık,
bir yürekte, bir nokta yer yapamadık...

dostluğu sattıkta üç beş kuruşa,
kuzuyla, kurt kadar dost olamadık.
çok zengin olmuşuz, neye yarar ki?
Cennet'ten, bir karış yer alamadık...
YAPAMADIK...
Kalbim sıkıştı nefesim durdu,

Neler çektiğimi söyleyemedim,

Yanına yaklaştım dilim tutuldu,

Seni sevdiğimi söyleyemedim.



İnan ki istedim bin kere,

Ama yapamadım bir kere,

Cesaret yokmuş bir zerre,

Seni sevdiğimi söyleyemedim.



Kahroluyordum gördükçe,

Saklanıyordum ürkekçe,

Tutup kolundan erkekçe,

Seni sevdiğimi söyleyemedim.



Aşkınla mum gibi eriyip akıp,

Sakladım sevgimi kendimi yakıp.

Ellerini tutup, gözlerine bakıp,

Seni sevdiğimi söyleyemedim.
Kalıtsal yorgunlukların
sırası değildi biliyordum...
Ama nedense
içimde taşımaya çalıştığım umutlarım
hep ağır geliyordu,
yük oluyordu,
sırtıma dayanılmaz ağrılar biniyordu...
Kekeme muziplikler yeterli değildi yaşamda...
biliyordum...

Yüzüne bakıyorum sevgili...
alnındaki çizgileri
yollarıma benzetiyorum
kahve fallarında hep kapalı çıkan...
ellerimdeki çizgilerle
yüzleştiriyorum...
üç vakte kadar
acılarım var diyorum...
hayat çizgin uzun
ama bendekiler sana kısa kalıyor diyor
ve üzüyorum kendimi...
Beden kaygısı taşımayan yorgunlukların
sırası değildi biliyorum...
ve hep bu yüzden kendimi acıtıyorum...

Yüzüne bakıyorum sevgili...
dudaklarının pembeliğinin
ne kadar da yaşamsal olduğuna inandırıyorum kendimi..
dudağındaki yer yer oluşmuş ufak çatlakların üzerinde yürürken burkuyorum bileğimi...
yine sana düşüyorum...
her ve hep parantezlerinin içinde...

Sorgulandığımda
beni suçlu bulan
soruların yorgunluklarını taşımanın sırası değildi biliyordum...
Kaderist aşamalar kaydedilmiyordu
günlük felsefelerde...
ve ben
asla filozofu olmak istemedim
adlandıramadığım duyguların...
perdelerim güne kapatırken kendini
oyuncular makyajlarını temizliyorlar ...
kırılgan otlar bitiyor
ve sivri uçları duvarlarımdan açıyor gözlerini...
durmuş saatim yine doğruyu gösteriyor...
umarsızca koşuyorum...
umarsızca acıtıyorum...

Yüzüne bakıyorum sevgili...
gözlerin ....
evet gözlerinde kalıyorum...
sırası değildi ama...
biliyorum...
bu sefer biliyorum...
Hep yağmuru bekliyorum
Güneş doğmasın istiyorum geceme
Hep sonbaharı istiyorum aslında
Gözlerinin parıltısının ortaya çıkmasını istiyorum
Çiçekler kururken
Ağaçların güzelliği kaybolurken
Senin filizlenmeni istiyorum
Bir türlü düşmek bilmeyen gözyaşımda
Ne olur gel diyorum
Sesimi ben duyamıyorum
Bir gün gelecek
Sesimi mutsuzlara yol yapacağım
Bakışlarını çocukların gülümsemelerine koyacağım
Hiç durmadan yürüyeceğim
Ucu bucağı görülmeyen aydınlığa
Seni yol yapacağım
Yorulmayacağım...
bucansanahayran361tr2.jpg
Ses titresimlerimden sesimi
Gözlerimin halesinden gözlerimi
Gölgemden gülümsemelerimi
Kiskanirdin ellerden ellerimi

Simdi sen
Yaban illerde
Yaban ellerde
Yabanci dillerdesin
Kimbilir kimlerle dertlesmektesin
Derdimin dermani
Gönlümün fermani
Umutlarimin celladisin

Sana çikiyor sevgi yollari
Sende kenetleniyor
Çikmaz sokak oluyor ask'in
Diyordun
Simdi sen çikmazlardasin
Yüregine astigin asma kilidin
Anahtarlari raks ediyor avuçlarimda
Çildiriyor kalemler
Suursuz heceler
Uçusuyor dizeler
Intihar ediyor siirler
Birer birer
Iyi ki yoksun
Bu gece
Geldin ya!
Şimdi herşey güzel seninle.
Yürümenin, konuşmanın,
nefes almanın bir başka anlamı var artık.
Sen varsın ya, herşey bambaşka gözlerimde...
Sen yoksun...
Seni sevmekle başladı her şey
Ve dayanılmazlık.
Gözlerim nehir,
Yanaklarım bataklık.


Yıldızları toplayıp koynuma koymuşum,
Gece içimde parlıyor
Sanki her yerim evren
Sen yoksun.


Karanlıkta yazıyorum şiirlerimi
Ellerimde tütün kokusu,
Parmaklarım yanık
Toz bulutu misali hatıralarım yanıbaşımda
Sen hala yoksun.


Kül rengi yüzümde bir hüzün;
Hüzün ki ağlamaklı,
Sağ elim saçlarımın arasında,
Beynimde kare kare sen
Başım gövdeme ağır,
Gövdem kendime.
Sen yoksun diye bunca kelam,
Sen yoksun diye bunca feryat.
Ama ne fayda?
Kim bilir kulakların hangi tınıda
Bense…
Sen hep yoksun.
Yoksun ki yanımda.
Sayfalar: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18