:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi

Orjinalini görmek için tıklayınız: ''Sevgimi haketmeyen SEVGİLİ'YE(resimli)
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
Sayfalar: 1 2 3 4 5
1554302eqdhcqb62ap3tjlt1y23i4aqnfcy61490...ejdjl0.jpg
....Yasaklimsin ....
Bana yasak olan
Yasaklandiginda yasaklandigimsin !

Her silisimde sil bastan yazdigim...
Beynimde...Ezberim...
Kalbimde...Yasaklim...
Dilimde ...Mühürümsün...


Hersabah uyandigimda koynumda bulamadigim...
ama her yeni güne senle uyandigimsin !!!



Benligimdeki ''sen'' sin !
Buz keserken bile yüregim ''yaramsim''
Gönlümün ucurumda koparip atamadigim tek ''dalsin''

Ve...
Varsa bu gözlerde ''Sevgi''
Sebebi Sensin !!!
Sebebim Sensin!!!

Sorma...........
nasil ....niye diye
!!!! Ezberimsin !!!!!
7339042607gy.jpg

Bugün..."Sen'li düşlerle dolu uykusuz bir gecenin sabahında
yine sensizliğe uyandım..."



Seninle birlikte olmaya karar verdiğimde edindiğim risklerin farkında değildin.

Geleceğini ve mutluluğunu bir başkasının ellerine teslim etmek, savunmasız kalmayı baştan kabul etmekti senle olmak.

İşte seni böyle seviyordum ben. Sen benim gerçeğimsin uzun zamandır aradığım ama bir oyunun içinde bulduğum gerçeğim.

Seni dışarıya taşırken n’olur bana yardım et. Duygularım karıştı yine…

Güne başlıyorum, henüz ayak izleri ile süslenmemiş şehrim.

Ve işte ilk ayak izleri, tıpkı maviliğini kıskandırırcasına kendini göstermekten çekinmiyor geçmiş günlerimizde ki gibi taptaze bir günde bulacağım seni. Karanlığın hakim olduğu bir cennette yaşıyorduk seninle…

Uzaklardaydın, beni beklemeden gitmiştin ama bunu pek umursamıyordum. Kendimde açıklayamadığım koyu bir sessizlik ve düşlerimde imkansızlıklar yaşanıyordu.

Her uyanışta ölümü düşleyen bir ses ile çağrılıyordum. Yüreğimin yer altı insanları ağlıyordu. Yaşadığım dünyanın nöbetçileriydi çelişkiler.
Onlardan izin almadan dış dünyaya açılan penceremden dışarıya bakamıyordum.

Ve sonra geldi dediler, güneşi getirdi karanlık son buldu dediler.

İnanmadım… yaşamın allak bullak olmuş ve adına rutin dediğim koşuşturmacalarıma devam ettim bir süre daha.

Sonra bir gün penceremden bir ışık demeti girdi odama, çelişki nöbetçilerinin uykuda olduğu bir anda.

O parıldayan ve gözlerimizin sıcaklığa alışamamışlığına sunulan bir avuç ışığı geçmişimden gelen küçük bir çocuk getirdi bana…

Anıları ve düşleri alınmıştı çocuğun… Büyümeye odaklamışlardı beynini, kalbiyle düşünebilme yetisinden mahrum bırakmışlardı uzun bir süre…

Işığı gören gözlerim bir süre kendine gelemedi, işte tüm varlığıyla şimdi ellerimin arasında tutuyordum ve yüreğimden kayıp zamanlarım geçiyordu bir bir…

Kararımı vermiştim… Sana gelecektim…Tüm geçmişteki tüm acılarımı tekrar yaşamam gerekse bile bunu yapacaktım… Hırslarımı, nefretimi, kini ve kıskançlıkları , bir avuç ışıkla birlikte kızgın bir potanın içinde erittim, yüreğimin duvarlarında yankılanan acı ve korku dolu seslere kulaklarımı kapatarak…

İşte karanlık dünyanın o büyük ve aşılmaz denen kapısını açacak anahtar elimdeydi şimdi…

Evet… Çıktım o karanlık, iki yüzlü ve zalim dünyadan… İlk önce renklere alışmaya çalıştım ve her yanımı saran o müthiş ışığa…
Sonra yürümeye başladım ardıma bile bakmadan…

Arıyordum seni… Sanki hiç bulamayacakmış gibi…

Karanlıktan korkmuş bir çocuk misali yüreğim..

Hani uzatsan ellerini...Hani dokunsa parmaklarım dudaklarına...
Yüzümde hissetsem nefesini...

Geçecek gibi herşey..
Son bulacakmış gibi sonsuz çığlıklar...
Bir gün daha bitti benim için..
Maskemi çıkardım, durgun dünyam renklere yeltendi..
Bıraktım bi yana sabah karanlıklarındaki sahtelikleri..
Kendi aydınlığıma yol alma vakti..!

Bir gün daha bitti benim için...
Kara bahtlı bi zavallı olduğumu yine kimse öğrenmedi..
Yüreğimin penceresiz hücresinden acılarım seslenemedi..
Gözyaşlarımla yıkanıp aklanma vakti..!

1da27cbbd9c34c7db49724671b251c.jpg

Bir gün daha bitti benim için..
Yüreğimdeki suçlu çarpıntıyı hayallerim dizginledi..
Zamanın ne içi..ne büsbütün dışı..tıpkı şiirdeki gibi..
Yarı ölümler bile olsa beyaz kefenime bürünme vakti..!

Bir gün daha bitti benim için..
Hastalıklı senfoniler sağlam yaslara bıraktı yerini..
Renksiz ışıklı gündüzler nöbetini renkli karanlık gecelere devretti..
Dudağmın kenarında gün boyu sırıtan yırtık gülüşler gizlendi..
Sevinç dolu pırıltılı damlarda boğulma vakti..!
yalniz31qw.jpg

yar senin hediyen bir gönül ağrısı...


yaşayabilmek vardı düşlerimi seninle,elinden tutup,yüreğinde bulmak kendimi...dönme artık..geçti hevesim..bu ağrı beni ne zaman öldürür bilemem..sağ kalırsam eğer,ölen yarım da sen hariç bir allah ın kulu olamayacak..sen öldüreceksin beni...


ayrılık mı?
sen mi?
yoksa sevda mı?
hangisi sebebim olur?


sanırım sebebim bunların hepsi..çünkü bütün yollarda karşıma çıkan tek bir ben var...SEN!!!
uğrunda yapabileceğim herşey için kalbimi kefil gösteriyorum...
yaşamak istediklerimi seninle yaşamak istiyorum..


aklımın firarısın!!!
bi gün çıkagel sevgilim!!!


öldüresiye kaçtım kendimden..ben beni bilmiyorum,dedim ya sebebim ben oldum,sen oldun!!!öldüm!


ellerim yüreğimde çıkagel diye,
ya da yüreğim ellerinde...
neler vermezdim???
ölçemiyorum...
yok yapamıyorum!!
SaoL kardiSh Smile
Ne zaman yüreğimde bir deli tay gemi azıya alsa...
Ne zaman yağmur yürekli bulutlarla yarışsa gözlerim..
Ve ne zaman ürkek bir ceylan geçse düşlerimden..
Sen geliyorsun aklıma... Duru, berrak, engin, derin gözlerinle sen... Gelip oturuveriyorsun yüreğimin orta yerine.

"Ne zaman aklıma gelsen
Kırk ikindi yağmurları misali
Uzunca bir sağanak
Boşalıyor gözlerimden
Sana giden yollarda
Başlıyor bir tipi
Başlıyor bir boran"
O ünlü türküye inat, yolun sonu görünmüyor, dağlar geçit vermiyor. Lakin; gönül de ferman dinlemiyor. Bir al kızı oluyorsun düşlerimde. Hani ninelerimizin soğuk ve karlı kış günlerinde anlattığı, ağzımızdan buharlar çıkarak, soğuktan kızarmış burunlarımızla dinlediğimiz o masal kızı.. Hani yakaladığında senin olan ve her isteğini yerine getiren güzel peri kızı. Seni yakalamak için büyük çaba sarf ediyorum. Ama beyaz bir köpük gibi kayıveriyorsun avuçlarımdan. Ellerim boş kalıyor, gözlerim boş bakıyor, yüreğim boş...
Bir bebek oluyorsun sonra. Henüz emekleyen ve eşyalara çarpa çarpa yürümeye çalışan şirin ve afacan bir bebek. Ve yürüyorsun beynimde, bedenimde, yüreğimde.. tüm hücrelerimde yankılanıyor ayak seslerin.
Sonra deniz oluyorsun. Yemyeşil/masmavi bir deniz. Nice fırtınalara gebe engin bir deniz. Ve ben gözlerinin hapsinde müebbet muhabbete mahkum bir forsa. Yüreğim yüreğine prangalı, gönlüm gönlüne kilitli bir forsa. Mahkum sevinir mi hiç? Ama ben seviniyorum. Çünkü senin mahkumunum. Ne güzel bir mahkumiyet bu.

Ve sonra yağmur oluyorsun, rüzgar oluyorsun, bahar oluyorsun, aşk oluyorsun... Ama her şeyden önemlisi ben oluyorsun. Öyle bir ben ki; baştan aşağı sen... Fikrimin ince gülü, a yirmi dört ayarım, suna boylum, kalem kaşlım..

Yalan değil seni sevdiğim. Seni özlediğim yalan değil. Sensiz gecelere, öksüz hecelere, isyankâr ağıtlara, yetim türkülere, odamın duvarlarına sor. Dolunaya, ufuklara, başa karlı dağlara sor. Kalemime, bağlamama sor..
Bugün bunu bir kez daha anladım. Anladıkça ağladım, ağladıkça anladım..
Yokluğunda terk edilmiş bir Ankara gibiyim.. Tut sana uzanan ellerimden Sevda Ecesi... Sıla tükensin, hasret ölsün.
Tut... Ki Leyla Mecnun aşk görsün...
mydyingbrideb4d1b1c9de9251cb9l.jpg

Söndürme mumları!

Yoksa her şeyi görürüm. Bu hiç iyi olmaz, emin ol!

Senin göremediğin çok kabus var gözlerimin önünde, inan ki!

Susturma şarkıları! Yoksa her şeyi duyarım. Bu hiç iyi olmaz, emin ol!
Senin duyamadığın çok haykırış var kulaklarımın dibinde, inan ki!

İçimi deşiyor mırıldanmaları ölülerimin. Öldürdüğüm çok ben var avuçlarımda, inan ki!


Onları da ceplerimde kesik maskelerimin yanında taşırım.

Yüzümdeki donuk delirişler bundandır. Maskelerle ölüler yan yanadır hep. Yüzümdeki soluk vazgeçmeler bundandır.

İhanetlerle zamanlar iç içedir hep. Gözlerimdeki belirsiz kaçışlar bundandır. Kapılar geçmişe açılır hep. Gözlerimdeki keşfedilmemiş sevmişlikler bundandır.

Her şey iç içedir. Her şey gecenin sırtında. Gecikmeleri hep bundandır. Ağır ağır üstüme çökmesine sebep de bu yüklerdir.

Birilerini unutarak gelir uzun yolculuklarından.

Yarım kalmışlıklarım bundandır. Birilerini unutarak gelir uzun yolculuklarından, kırılır dökülürüm onların unutulmuşluklarında.

Biraz silkinseler, kuytularından ben savrulurum rüzgara. Kimse bulamaz kırık oyuncaklarımı.

Yarım kalmışlıklarım bundandır.


Söndürme mumları!


"Bahaneler üretiyorum yokluğuna dair.
Avuntularımı yarıştırıyorum mum ışığında,
Her bahanenin ardına seni gizliyorum...
Sen hala yoksun hiç bilmediğim sevdam
Ben her duada seni diliyorum..."

Engellere takılı kalmış yırtık pırtık bir aşk parçası elimde kalan.Ne tarafından tutsam diğer yeri dağılıyor.Birleştirmesi imkansız..

Bi kenara terketmek imkansız...

Ellerimde acının izleri..Silinmesi zaten imkansız..

Bedeli ödenmiş taraflar anlaşmış sözde...

Bitişi koymamıştı da unutulması koyuyor ister istemez deli gönlüme...
c5d2eae8b1d9637bc9e54bd46a1868.jpg

''Hergün yeni birşeylerden vazgeçiyorum
Dün de canımdan vazgeçtim sonuna kadar
Değersin her bir saat yeniden ölsemde
Kaldı ki ben kimim ki...ölmüşüm,kalmışım...''


Göz göregöre,içimdeki düşleri öldüresiye,yapamayacağımı,hep eksik kalacağımı bile bile senden vazgeçiyorum!Gittikçe acın artıyor,sol yanım daha bir sızlıyor olsa da bitirmek zorundayım,yokluğunla yetinmek zorundayım...Nasıl hesapsız bağlandıysam sana,nasıl sevdamı tuz yapıp bastıysam yarama,içimi ağlaya ağlaya nasıl kuruttuysam...elbet vazgeçmenin yolunuda bulurum meçhul bir zamanda...Nasıl yaparım ; sorma...

''Öyle bir yaşamak ki,ne türlüdür...sorma
Uzakta yaşamak yakınlardan yakın
Şimdi bir tek şey kalmış becerebildiğim
Bir sevgi,bir sevmek var gönlümde...''


Sana bırakıyorum güzel düşleri,o sıcak yaz güneşini ve en içten gülüşlerimi...Sevdayı kaldıramadık,tek yürel olamadık.Martılar üşüşürken simit kokusuna,herkes derin bir ohh çekmişken mutluluğa... vazgeçiyorum senden içli naralar ata ata...
Her bitiş yeni bir başlangıç ya;tüm başlangıçlarımı da sana bırakıyorum yaşanan en güzel anıların hatrına...Elveda!!!
x1pxzz39wveykizbqa7vhgiolyk3kj.jpg

Yaza inat bir güz ayazı var yüreğimde...Gelişinde sıcacıktı hani,bir temmuz sabahı araladın yüreğimin kapısını .Gülüşün vardı güneşedasıyla içime doğan,bakışın vardı serin bir su gibi ferahlatan...Ve gidişin vardı canımı yakan,yüreğimi darmadağın eden....

Haykıramadım,gitme kal diyemedim...Sen bindin otobüse hani ben bakakaldım geride,son bakışını yakalamaya çalıştım ama sen çoktan dönmüştün bana sırtını...

Sıcacık bir yaz sabahıydı bana gelişin.Ben sende kendimi temize çektim,tüm hırçın yanlarımı bir kenara bıraktım,o çocuk yüreğimi kocaman bir kız yaptım.Sana mucizem dedim sen beni duymadın.Neyi uğruma bıraktın ki ardında???Ben sana ''Can'' dedim sen yüreğini sımsıkı kapattın bana...

Şimdi sana sitem etsem ne olur,seni seviyorum desem ne olur!!!

Sen duvarları yıktığında ben Tanrıya bedelini ödüyordum gülüşünün,ama sen hiç umursamadın...


Yaşam bir ''DÜŞ'' uyuşmasıymış meğer,sende hayatıma en güzel ''DÜŞ'' oldun...Bu düşten uyandığım güdür kabusun başladığı...

Yaza inat bir güz ayrılığı yaşıyorum Karasal Yalnızlığımın Başkenti ANKARA'da...

.....Senli sensizliğe bir dün daha...
mesalemayna5nv.jpg

Penceremden dışarıya bakıyorum ve susuyorum,umut dolu sevgi dolu özlemlerle şarkımızı mırıldanıyoruz birlikte.

Allah'ım öyle bi heyecan sardıki yüreğimi uzatsam dokunacaktım ellerine o kadar yakındın ki bana.

İşte yine sanki zaman "büyü"lenmişti,ben "büyü"lenmiştim sana. Ruhum içime sığmıyordu. Ellerimiz kenetlenmişti birbirine koşuyorduk..



Öyle bir "büyü"ydü ki düşlerimde. Yerimden kalkıcak gücüm yok!

O gücü bulabilsem kendimde ,geleceğin yöne koşmayı düşlüyorum.

Dizlerim düşlerim kadar hızlı değil. Susuyorum ve yüreğimi göçmen kuşlarıyla sana yolluyorum.

Boş gelmeyeceklerdi biliyorum. Yüreğini ve gözlerini bırakacaklar avuclarıma. İşte o an, düşlerim gerçek. gerçeklerimde düşlerim olucak.

Sen sakın üzülme ben bu kadar susuyorum diye! Susuyorum sana, susuyorum, aşkımı hak edicek kadar yücesin. Bu kalp seni sevmeyi hak ediyor sende bu kalpte olmayı.

Hiç üzülme, küçüğün bu kalbi hep senin için taşıyacak. Ay ile yadızları, gök ile güneşi, martılarla denizi, güzel ile çirkini birleştireçeğim senin için.

Sonsuza kadar sen ile beni.

Korkma yüreğim seni taşıyacak kadar büyük ve güçlü, senden gelicek herşeyi kucaklamaya hazır, sensizliğe dayanacak kadar azimli.

Bu sevgim bu sevgi seninle yaşadığı sürede çoğalarak yaşıyacak.

Sevgine susuyorum,
Aşkına, sen olsanda Varlığına susuyorum.

Bedenlerimiz farklı yerlerde olsada ruhlarımızın buluşmasına kim engel olabilir?

Özgür bırak ruhunu. Gecenin karanlığını delen beyaz bulutlara sarılıp gelsin Ve buluşşun ruhumla.

Susuyorum yine,
Dön bana; bir yudum hasret, bir yudum acı en çokda sana susuyorum.

Dön bana, Gönlüm hasret aşkına. Ağlamaklı gözlerim.

Düşünceler düşler dört bir yanım. Aklım almıyor, duygular sarmış yüreğimi zehirli sarmaşıklar misali. Susuyorum yine, Susuyorum seVgine biliyorsun; Gel, Gel, Gel Diye...
Sayfalar: 1 2 3 4 5