:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi

Orjinalini görmek için tıklayınız: »»-(¯`·.·´¯)->Her günüm senle,duygularla doğuyor ღღ(melek ile duygu seli)
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
Sayfalar: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18
Hatırlıyor musun?
Hatırlıyor musun?
Sen benim ilk aşkımdın, ilk göz ağrım,
''Gün gelecek, bu aşkta bitecek'' diyenlere aldırış etmez,
inanmazdım.

Taki ayrılık acı yüzünü bize gösterene kadar,
İster, kaderimiz böyleymiş, diyelim,
İstersen, nazar,
Bana yalan gelirdi ya,
Demek ki her güzel şey gibi aşkında bir sonu var.

Sonuçta üzülen yine ben oldum,
Sense sessiz kaldın bu bitişe,
Öyle ya sana aşinaydı bu ayrılık tablosu,
sen alışıktın terkedilmeye,
Bense bir türlü alışamadım, seni yalnız bırakıpta gitmeye,
İlk değildim senin için, kimbilir, son da olmayacağım belkide...
BEKLİYORUM!

Gece karanlık. Ve umutlarım solmaya başladı. Nerden başlamalı bilemiyorum. Ama ömrümün en uzun gecesiydi belkide. Bir kaç sihir iki paket sigara ve yarım kalmış bir yalvarma. Bütün gece karşımda durdular sanki hiç gitmeyecek bir rüyaya dalmış, kabuslarım olarak çıkmıştı karşıma. Bir bir düşündüm konuştuklarımı ve bir bir yargıladım kendimi. Biliyorsun tarafsız olmak lazım maçta. Hele ki hakem olmak en zoru aslında. Ben bütün karanlıklarıma rağmen hakem olmayı seçmiştim. Gözlerimdeki bütün yaşlara rağmen iyi görürüm demiştim sana. Biliyorsun tanıyorsun beni ve bu beklemek kahrediyor beni... Sana anlatamadıklarım için özür dilerim ve sana unutturamadıklarım için. Üstüne gelişlerim de sırf bu yüzden değilmiydi zaten. Bilirsin söylemiştim; kaya güçlüdür ama suyun sürekliliği parçalar onu. İşte sürekli aynı düşünceler sürekli aynı kahroluşlar. Kırdım mı seni? incindin mi yoksa? Umarım affedersin beni.

Bu uzun bekleyişler kahrediyor beni. Bir sigara daha yakıyorum yanlızlığıma ve bir koca bekleyiş daha çıkan dumanlarda.Seni çok özledim....
Bu gece yokluğunun dökümünü yapıyorum. Aylar önce sensizliğe yazdığım şiiri okudum, bir de dün gece yazdığımı... Hiç fark yok... Neden azalmıyorsun bende? Neden gidişin dün gibi? Neden sana yazdığım her yazı, hep aynı yerde tıkanıyor? Ben bugüne kadar kimseyi yokluğunda bu kadar önemsemedim...
Kimseyi yokluğunda bu kadar özlemedim... ve şuna emin ol; hiç kimse, yokken bu kadar sevilmedi... Benim karşıma "aşk" diye bu sonucu çıkaran, yarım kalmışlıktan başka bir şey değil, bunun farkındayım .. Ama iyi ama kötü, bitmeli her hikaye! Sen bitmedin. Bitmeyensin .. Ayrılığın adını koyamadık sevgilim. İşte bu yüzden kopamadık birbirimizden bir türlü. Ben yarım kalan ve adı konmayan hiç bir şeyi unutmam...unutamam..... içimde sızısı kalır. Ya her şey yaşanacağı yere kadar yaşanıp sona ermeli ya da ayrılık söz konusu olduğunda bir daha kimsenin çıtı çıkmamalı!

Biz bunu başaramadık, ayrılamadık! Sen yaşanıp da bitseydin eğer hatırıma gelmezdin. Seni bu kadar yazılası yapan, yarım kalmışlığındır. .O gecenin sabahında, ayrılığın aklına nereden geldiğini biliyorum...Anlamıştın benim soyut' a tutkun olduğumu... O yüzden gittin kim bilir... Sevilmek için, güzel hatırlanmak için, kayıplara karışmayı tercih ettin... haklıydın belki de... Olağan hiç bir şeyi sevemedim ben hayatım boyunca.....

Herkesin,her an yaşadığı hiç bir şeyi benimsemedim... Ben yaşadığım hiçbir aşkı hayatın akışına bırakmadım. Bunu yapanlar her zaman kaybeder... Zaman denilen kavram düşmanıdır aşkın...
eğer ortada aşk denen bir şey varsa, ne yapıp edip zamanı durdurmalı. Biz bunu başaramadık.... oysa bu o kadar zor bir şey değildi sevgili... Farklı bir dokunuş,ağızdan çıkan ve bugüne kadar kullanılmamış bir söz yeterdi zamanı durdurmaya..... Ben, aşktan söz açıldığında zamanı durduramayan kimseyi sevemedim... Ondandır belki de varlığında sevemediğim insanları, yokluğunda düşlemek.... Belki de onandır, yanındayken yüreğinin gurbetine düştüğüm bir sevgiliyi, sılasında özlemek .. Yokluğun hiç de adil değil... beni yok ediyor, seni var ediyor sevdiğim.. Evet seviyorum seni varlığına rağmen! Ben varlığınla-yokluğunun tezadını çözemedim... seni yaşamak istemiyorum! .... öyle bir sen yarattım ki sen yokken, yaşanıldığı an yitirir anlamını... sen yokken yarattığım sen, yasakladı sana dokunmamı... Sana düşman bir sen var içimde.... seni senle savaştırıyorum, olan bana oluyor...

Gidişin beni yaralamadı, aksine daha bir sevilir hale geldin...Varlığındaki seni, yokluğundaki sen kadar sevemezdim... "Keşke sen yanımda olsaydın,keşke bir şeyler yapıp da seninle zamanı durdursaydık" diye hayıflanmıyorum artık..... Her ne kadar adı konmasa da bir kopuşun, her ne kadar vazgeçmeyi beceremesek de, ayrılık ihtiyaçtandı bu hikayede....
Yazık! son sözü zaman söyleyecek... Yazık! bu sefer hayatın acımasız akışına bıraktık aşkı... Ben senden kalan ayrılığa bile yas tutamıyorum adam gibi! Bunu engelleyen senin varlığın... ben bunca zaman yokluğundaki senle hayatı paylaşsaydım ve böyle bir senle ayrılığı yaşasaydım, hiçbir şiir kolay kolay hayata döndüremezdi beni... işte bu kadar güzeldir senin yokluğun... işte bu kadar ayrılğına üzülmemi engelliyor varlığın.....

VARLIÄžININ CANI CEHENNEME, YOKLUÄžUNU ALMA BARİ.....
Hasretin girdabına düşürüp beni,
Nasıl boğulduğumu görme İSTEMEM...
Su kadar muhtaç olduğum sevgini,
Sadaka niyetine verme İSTEMEM...

Çekinmeden ayrılık sözleri edip,
Beni hiç düşünmeden bırakıp gidip,
Acıyıp halime "Yazıktır" deyip,
Arada bir lûtfedip gelme İSTEMEM...

Akrebin kıskacında erirken zaman,
Sensizliğin acısıyla yanıyorken can,
Gözlerimden yaş değil kan damlıyor kan,
Gelip de gözyaşımı silme İSTEMEM...

Önce umudun ışığını söndürüp,
Yaşadığım hayatı tersine döndürüp,
Beni bir değil, bin kez öldürüp,
Sonra yüzüme gülme İSTEMEM...

Hani bu sevda hiç bitmeyecekti,
Hani aşk içimizden gitmeyecekti,
Biz ölsek de sevgimiz ölmeyecekti,
Yalan ise sözlerin sevme İSTEMEM...

Ya hep yanımda ol, ya da hiç gelme,
Vereceksen sevgini naz ile verme,
Önce ağlatıp sonra yüzüme gülme,
Ya çılgınca sev ya da hiç sevme,

Yazdığım her satırda nasıl bittiğimi,
Hasretin çölünde yitip gittiğimi,
Sensizliğe her an sitem ettiğimi,
Bilme sevdiceğim bilme İSTEMEM....
Caddelerde sisli, puslu bir kış ikindisi. Ağaçlarda salkım salkım eski zamanlardan kalma anılar... Yapraklarda yere düşmeye hazırlanan yağmur damlaları... Bir yaprak kıpırdıyor işte, gümüşi bir damla usulca yere düşüyor. Sen sanki, yaprakların arasından bana müzipçe gülüyorsun. Beni her zaman şaşırtırsın zaten. Beni her zaman güldürmeyi bilirsin. Farkına bile varmadan bir şarkı dökülüyor dudaklarımdan "Caddelerde rüzgâr, aklımda aşk var."

Rüzgâr keskin ıslığı ile şarkıma eşlik ediyor. İstasyon Caddesi'nin tenhalığı nedense ilk defa içime dokunuyor. Arabaya binsem ve birlikte gezdiğimiz yerlere gitsem, evimde şiirler okuyarak telefonunu beklesem, telefonunun gelmediği zaman seni başka yerlerde arasam. Sonra sen gelsen yanıma, yine "seviyorum" desen, ben yine senin gözlerinde sonsuzluğa mahkum edilen aşkımı görsem. Ayrıca şarkılar gerçek oldu bu kez. Caddelerde rüzgâr, aklımda aşk var.

Yalnızım, üşüyorum, özlediğimse çok uzaklarda. Bahçeme melekler yağıyor, hepsi de tanıdık. Senden doğan, gözlerinde hayat bulan, bizi koruyan, kollayan ve en önemlisi ikimizi bir araya getiren melekler... Son kez yine seninle gezmiştik oraları. Sen kimbilir belki de, uzak bir kıtanın, uzak bir şehrindesin şimdi.

Benimse herşeyim aynı. Geceleri bodrum katlarına yağmur daha çok yağıyormuş, bugünlerde bir tek bunu ögrendim. Bir de geceleri daha uzun sanki, bitmek bilmiyor. Bana anlatmak için neler biriktirdin içinde? Benim sana anlatacağım yeni birşeyler yok. Dedim ya, her şey aynı. Ama sanki biraz mahsunluk çöktü üzerime, bir de gülüşlerim sanki biraz azaldı. Sen olsaydın hemen anlardın. Sen benim herşeyimdin. Arkadaşım, dostum, öğretmenim, talebem, sevdiğim.

Koşulsuz bir sevgiyle sevdim seni, bağlandım. Sen kimbilir belki de, uzak bir kıtanın, Uzak bir şehrindesin şimdi. Benimse içimde kocaman bir boşluk var. Hayır, Üzülmüyorum, içimdeki boşlukta birtek özlemin yankılanıyor. Hayır, sana anlatmak için yeni şeyler biriktirmiyorum içimde, çok istesen hikayeler uydururum. Ama hikayelerimden önce itiraflarım olacak. Kendimden bile gizlediğim duygularımın itirafları. Sana aşık olmaktan delice korktuğumu, sana bakarken içimin titrediğini. Daha pek çok, sırrımı anlatacağım sana.

Gerçi anlatmama gerek yok, sen zaten hepsinin çoktan farkındasın... Sen kimbilir, belki de uzak bir kıtanın, uzak bir şehrindesin şimdi.

Bense odamda senden uzak. Hayır beni merak etme, üzülmüyorum. Biliyorum, ikimizde yoktuk bu aşk başladığında ve çok iyi biliyorum, sonsuzluğa mahkum edildi bizim aşkımız. Dedim ya, beni merak etme. Üzülmüyorum. Yalnızca biraz, biraz üşüyorum...
Unutamadığımsın
Sen unutmuştun beni
Bende seni unutabilir miyim diye
Dün sabah mezarlar kazdım sevdama
Nehirler aradım sensiz akan onca gözyaşıma
Mezarlar kazdıkça sevdama
Nehirlere aradıkça gözyaşıma
Daha çok sevdim seni
Ve anladım ki ; aşkıma mezar kazılsa da
Sen benim unutamadığımsın..

Sen unutmuştun beni
Bende seni unutabilir miyim diye
Dün gece ayrılığının zehirini içirdim dudaklarıma
Karanlığın yağlı ipini geçirdim boynuma
İçtikçe ayrılığının zehirini
Hissettikçe ölümün ipini
Daha çok sevdim seni
Ve anladım ki ; ölümler sunulsa da
Sen benim unutamadığımsın..

Sen unutmuştun beni
Bende seni unutabilir miyim diye
Acımasızca hançerleri sapladım yüreğime
Pusular kurup aç kurtları saldım gözlerime
Hançerleri sapladıkça
Kurtlara yem oldukça
Daha çok sevdim seni
Ve anladım ki ; pusular kurulsa da
Sen benim unutamadığımsın..
Sensizlikte başladım yeni bir güne... Bu nasıl bir şey biliyor musun? Bilemezsin...
Bilseydin,aynı acıyı sende yaşatsaydın yaşatır mıydın bana bunu...Kaç gün oldu senle aynı şehirde değiliz.ne kadar tuhaf değil mi? Aynı şehirde olup da seni görmediğim halde sanki uzansam dokunacaktım sana ama burdan asla...
Gözlerim bir noktaya dalmış öyle; duraksadım bir an...Karşımda hayalini hatırlıyor da ne düşündüğümü hiç hatırlamıyorum.
Geceyi seviyorum ya! ayrı bir güzelliği var karanlık çöktüğünde sanki bütün rezillikleri kapatıyor.
Offff! Gene yoksun yanımda... Seni çok seviyorum ama yazık bunu sen bile bilmiyorsun. Ah sevdiğim yanımda olup da bana sarılmanı nasıl isterdim. Ama olmadı olacak mı dersen, aslaaaaaa......
Üzülme ama sakın ağlama seni sonsuz bir aşkla seviyorum.
Üzülme seni hayalinle yaşatmaya devam ediyorum,
Ne kadar sürer bende bilmiyorum!!!

Balkondayım şimdi,ya sen nerdesin? Bildiğim bir yerde mi?
Belki de sen de gittin benden sonra başka bir şehre kim bilir?

Burayı seviyorum. Şarkımızı dinliyor ve kötü değil hep iyi yönünle seni düşünüyorum. Hatalarını hatırlamıyorum,ihanetini unutuyorum.

Evde de kimse yok(!) resmini aldım karşıma, , biraz seni seyrediyorum. Neler neler yaşıyorum. Kendimi dinliyorum da çok kızıyorum kendime.... Sonra elime kalemi alıp yazıyorum...

Ben senden uzaktayım sevgili,
Çok özledim seni,
Bir gün dönecek misin geri,
Yoksa ben mi gelip alayım seni,
sevgili;
Sen benim yüreğimsin,
Ama sen hiç düşünmez bırakıp gidersin,
Seni asla affetmeyeceğim bilirsin....
Of ne zordu bu aşk(!)
Seni sevmediğimi zannedip gidiyorsun,
Aşk değil bu bir sürgün,kaçak
Sakın arkaya dönme,
Sakın sakın,
Çünkü o an anlayacaksın
Sana olan sevgimi,
Seni seviyorum....
SENİ SEVİYORUM EYLÜL BAKIŞLIM


Bende olduğundan beri
ne zaman aynaya baksam; kendimi bulamıyorum.
Gözlerimde gözlerini, dudaklarımda gülüşünü görüyorum.
Hep nefesini soluyorum, tenimde bir ürperti beliriyor.
Koca şehir susuyor sadece sesin çınlıyor kulaklarımda.
Bakabildiğim kadar ileride, dokunabildiğimce yakındasın
ama hasret kalıyorum bebek yüzlüm gülüşüne.


İstanbul gibi bakıyorsun bana, gizemli ve buğulu.
Hem içinde olup, hem yalnız yaşamak bilsen ne kadar zor geliyor.
Hayat kavgasını sürdürüyor sevdam.
Aşk can çekişiyor gecelerimde.
Tenine susuyorum Marmara’nın derinliklerinde.
Yeditepe çalıyor sanki seni benden, yavaş yavaş tüketiyor.


Gökyüzüne yıldızlarla tutunan peçesini çıkarıyorum karanlığın.
Pencereden yatağına süzülen ay ışığı olmak,
yüzünü sürdüğün yastık olup düşlerine avuç açmak için.
Bedeninde serilmeliyim gece gibi.
Meleklerin uyurken bıraktığı gülüşü seyretmeliyim başucunda.


Kalmamı istermisin, yıldızlar bir bir gömülürken sabaha?
dokunmamı istermisin ayaz düşen tenine?
Hani utanmazlığın koynunda
kendinle sevişmelerinde yanında olmamı istermisin ?


Kuruyan teninde terden boncuklar yapabilirim,
güzel bir melodideki piyano tuşları gibi dokunabilirim vücuduna,
kıvrımlarınla ahenkli yaşayabilirim seni.
Rüzgârın dağlarla kucaklaşmasını,
dalgaların kıyılara cilvelerini getir aklına.
Önce, süzülmelerini hisset kumlara köpüklerinin,
sonra kızışan rüzgârla tut ellerimi.
Tüm gücünle sarıl biçare kimliğime.
Açlığımı, susuzluğumu, sırlarımı bitir gecede.
İçimde kıpırdanışların, yüreğimde sıcaklığın, dudaklarımda
titreyişleri sevdanın, tenimin ürpertisinde nefesin olmalı...


Dağıt, hazan düşen yatağımı. Güneşim ol eylül gözlüm.
‘Seni istiyorum’ diye yutkunduğum nefesimi al dudaklarımdan,
sırlarımı çöz öpüşlerinle. Ay gibi yum gözlerini geceye,
yıldız gibi kay geç düşlerimden. Tadını bilmediğim,
tenine düşmediğim hayal olmaktan çık, dökül şehvetinle.


Söyleyemem sana yanan tenimi, kıvılcımı düştü bir kez içime.
Kıvranışlarım kadar sessiz uykusuzluğum.
Her dokunuşumda kendime, haykırışlarım suskunluğum aslında.


Kendime sarılıp yatağın bir ucunda tüm ürkekliğimle gelişini beklerim.
İçimden akan ılıklığı, sıcak sevdayı sana sunmak,
sadece hayalinle bütünleşerek yaşamak çok zor be aşkım...
‘SEN’ bendeysen, benimsen.. Neden gecelere isyanım?


Kirpikten bulutlarını arala artık, güneş gözlerinde kapalı kalmasın,
Uyan! Dünya güneşe, ben sana kavuşayım.
Seni seviyorum eylül bakışlım.
Tek kanatlı,solgun düşlerimi,yüzünde kanayan o kutsal ışıkla aydınlatan sonsuzluk meleğim...
SANA NEYİ ANLATAYIM?
"EVET YANLIZIM...
Sadece bunu söyleyip susmak isterdim...Ebediyyen susmak.
Çünkü canım acıyor..
Konuştukça,arzuladıkça,özledikçe,en kötüsü yaşadıkça canım acıyor..''

Ruhumu yaktıktan sonra şimdi de damarlarımda dolaşan sensizliğin etimi yakan acısını mı?O acıyı uyutsun diye sığındığım,ama sevgini orada da hep ama hep kaybettiğim soğuk rüyalarımı mı?
Odamın tavanındaki yoksulluğumu ve kimsesizliğimi harç yapıp içine doldurduğum o derin,o sonsuz çatlakların altında ,sen,diye her gece koynuna girdiğim o zamansız ölümlerimi mi?
Şimdi burada değilsin.
Ama beni duyabiliryorsun,biliyorum.Kapat gözlerini benim için ve dinle n'olur.Çünkü bunu sana ancak bir kez söylemeye cesaretim var.Seni ait olduğun çevre için değil,bana ait olman için değil,karşılığında beni sevmeniz için değil...Sadece sen olduğun için sevdiğimi söyleyebilseydim...
Ne zaman sevgine acıksam kendi kalbimi yedim.
Kendi etimi...Aşkımı....Ruhumu yedim.
"YÜREÄžİMİN EN SAKLI YERİNDE YALNIZCA SENİN ELİN DOLAŞMIŞTI"
Seni yollarca,şehirlerce uzağından sevdim.
Seni kelimelerce,şiirlerce yakınından sevdim.
Seni,dünya üzerinde sanki ilk kez benim için kalemi eline alıp yazdığın mektuplarca sevdim.
Seni umutsuzca,beklentisizce,hayallerce sevdim uzağından.
Zamanla kırgınlık kimlik değiştirdi ve vazgeçiş oldu benim için.
Unutmanın en ağırı unutamadan unutmaktır.Seni sonsuza kadar kaybetmek,kimlik değiştirdi ve unutmak oldu benim için...
Anlamadın mı artık,varlığım sana acı vermek için değil,sadece seni sevebilmek için yaşadım ben...
Hala seninle geçireceğim anların telaşıyla ,tüketir gibi yaşıyorum sensiz geçen günlerimi...Seninle geçen zaman bir daha tekrarı mümkün olmayan,doğaçlama bir melodi gibi benim için.
Sanki birlikte yazılmış kaderimizin sayılı dakikalarından an çalıyorum.Öyle birikmişsin ki içimde...
Seni yaşamakla tüketmem,seni sıradanlaştırmam mümkün değil.İçime çektikçe çoğalıyorsun sevgili...
"Sevgilim,beni bensiz bırakma olur mu?
Çünkü sen nereye gidersen git,ben oradayım.
Benim başka gidecek bir yerim yok.Benim senden başka gerçeğim yok.
Sende yaşıyorum ben sadece.
Senin kalbinin "TOPRAKLARINDA YAŞIYACAÄžIM SENLE KİMSE OLMADAN HAYAT,DÜNYA,İNSANLAR OLMADAN YAŞIYACAÄžIM
SADECE SENİN KALBİNLE" SENİ SEVİYORUM..
~~Söylenemeyen~~



Ben, sana ne söyleyebildim ki bunca zamandır?..



Yağmur bırakmadan geçen bulutlar gibiydi zihnimdeki düşünceler; dilime düşmeyen, sözcüklere dönüşmeyen!..
Ben, sana ne söyleyebildim ki bunca zamandır?..



Her zaman fazla oldu söyleyemediklerim, söyleyebildiklerimden!..
Her zaman; bir bilinmez lisandaki çözülmez şiirleri koklayıp, hissettirmeye çalıştım sana...
Her zaman biraz daha zaman kolladım seslenmek için sana, ve her zaman hayıflandım;
Ben, sana ne söyleyebildim ki bunca zamandır?..



Kendi karanlığında; güneşe görünmek için karar veren bir tohum gibiydim...
Zordu çıkmak gömüldüğüm çamurdan;
Ama güzeldi!.......
Sen güzeldin ve ben, güzelleşiyordum seni düşündüğümde!..
Kendi karanlığında; güneşe görünmeye karar verip yeşillerini giyen bir tohum gibiydim...



Boyutları değişiyordu hayatımın...
Yani, değiştiren sendin boyutlarını hayatımın; büyüyordum, gelişiyordum, genişliyordum...
Söyleyebildiklerimden çoktu her zaman, söyleyemediklerim; bu yüzden kelimelerimin arası açılıyordu!..



Sığdıramadığım her duygu; iki kelimemin arasındaki boşlukta gizli...
O yüzden, yazdıkça parmaklarım,,, ve işte yine o yüzden söyledikçe dilim topallıyor!..
Toparlayamıyorum zihnimi...
Seni özlüyor, ve terliyorum özledikçe;
Seni koklamak için...
İçimdesin!
Sayfalar: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18