:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi
Konuyu Oyla:
  • Derecelendirme: 0/5 - 0 oy
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Şehre Dön Efendim!...
MaSaL
#1
Yıllar yılıydı...

Çölde alevler ve küfürler kavuruyordu insanlığı.
Gün ortasında kızıl kayalara çarpan kan izlerini tutuşturmaktaydı nefesler dalga dalga. Geceler büsbütün yalandılar; belki hiç yaşanmadılar.

Sözcükler yetim, sevgiler hançer sokumlarına mahkumdu.
Körebeler çiziyordu gözlerini gerçeğin ve miller koyu grilerin katıksız acılarını besteliyordu kıymık kıymık yüreklerde.

Zamansız açan goncalardan kan akardı gülistanlara.
Çırçır böceklerinin rüya aralığında cinayetler işlenir; babalar kızlarını gömerdi toprağa. Cinnet karargâhına dönen yüreklerde hep aynı boşluk; hep aynı sesin ağına düşmekte kadınlar; şirk yüzlere dilden konuşmaktaydı her adımda. Masum kelebekler çarmıha gerilmekteydi, yalnızca masum ve narin oldukları için. Güçsüzlerin gücünü emerek güçlenirdi güçlüler...

Yıllar yılıydı...

Ve bir gün, Ebabiller, kara yere kardılar Ebrehenin fillerini asit yağmurlarınca. O gün, bir gonca, ana rahminde yetim kalmıştı ve Kabe'nin duvarını bir kırlangıçtı çığlık çığlığa kucaklayan Cebrail kanatlarıyla... Bir şair kollarını açmış yalvarıyordu Ukaz panayırında: Yaklaşıyor yaklaşmakta olan!.. Yaklaşıyor yaklaşmakta olan!..

* * *

Bir goncaydı; inciler kokulu... Hiçbir gül fidanı dökmemişti bunca kutlusunu goncanın, ve hiçbir gülde bir araya gelmiş değildi bunca güzellik. Bir goncaydı; dışından içi görülüyor, zâhirinden bâtını okunuyordu. Bir goncaydı; yeşil kundağında güli rânâ; belki berrak sadefinde düri yektâ...

Avizesi cevzâ, ışığı dolunay idi gecenin.

Melek kanatlarıyla döşendi Sündüs. Ve Gül, yıllar yılı, çağlar çağı beklenen Gül, fani can taşıyan kimseciklerden habersiz, kuytu bir iklimde, nazenin fidanının üzerinde açıverdi. Her an yapılan ve yeniden yıkılan köhne dünya, haberi olmasa da nesîmi câvidân bulacaktı. Ve bekleyenler, kaç bin yıldır Onu beklemekteydiler oysa. Âhir zaman kokusu yayıldı kuzeylere ve güneylere, mağrib ve maşrıklara...

Avizesi cevzâ, ışığı dolunay idi gecenin...

Bir Gül açtı, ve yeminler edildi ömrüne.

Bir Gül açtı, taşırdı sevinç ırmaklarını.

Bir Gül açtı, ve dünya ilk kez dünya olduğunu hissetti.

Bir Gül açtı, varlık doruğa ulaştı.

Bir Gül açtı, ve önünden sonu hayırlı oldu beşeriyetin.

Yeleleri rüzgâra yaslanmış küheylanlar şaha kalktılar sonra, Semaveden Saveye, Bahiradan Nuşirevana, haberler ilettiler dört bir yana.

Muştular size ve bize!.. dediler, Muştular toprağa ve suya!.. Kadim haberlerin haberi geldi. Karanlık gecenin kara bulutlarına dolunay doğdu.

Feleğin sazendesi kudûmuna sevinçle vurdu ve Arşı âlâda melekler gülbanga başladılar hep bir ağızdan Hicaz faslında:

Zaman o gül gibi gül görmedi zaman olalı

Gülün güzelliği dillerde dâsitân olalı

* * *

Şafak serinliğini dupduru sularla yıkadı melekler, ve gecenin rengiyle taradılar saçlarını Gül yüzlünün. Aynalara asılıp kaldı baharlar. Zaman ne kutlu zaman oldu, çağlar ne saadetli çağlar... Sevgioğulları oymağında... Sevinçli çocukların yüzünde... Kırağı çalmayan gül dallarında... Hep seçilmiş kullardı... Hep seçilmiş kalplerdi... El ele ve yan yana... Bir Gül'ün kokusuyla mest, bir Gülün rengiyle sarhoş!.. Ah! Ne olaydı Rabbim orda olsaydım!.. Orda açılsam, orda solsaydım!..

* * *

Asırlarca süren bir tatlı rüya idi. Hiç başımızı kaldırmadık yastıklardan, hiç gözümüzü açmadık nedense...

Derken film bitti, ışıklar yandı... Bir de baktık ki ifritlere sardırmışız dört bir yanını Gülün. Kokusunu karayellere kaptırmış; rengini muson yağmurlarına çaldırmışız...

Şimdi amansız sınırlar örülü aramızda. Baldıranlar döküyor dallarında gülbünler. Ve müziksiz son sahnede hep kötü adamların alaylı kahkahaları...

* * *

Kokunu ver bana Gülüm, boyanı ver bana!.. Mahmurluğuma ıtır ıtır sabûh, dimağıma elvan elvan lezzet ol... Seninle kendimi bulayım ya, ya kendimden geçeyim yeniden. Yani ki ya renginle boyanayım, ya rengin girsin yeniden rüyama; ve bir daha mahşerde uyanayım.

Sen Ahmed ü Mahmûd u Muhammed'sin Efendim(Sallallah.gifu Aleyhi Wesellem)

Hak'tan bize sultân-ı müeyyedsin efendim



-İskender Pala
Cevapla


Hızlı Menü:


Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi
  Tarih: 03-28-2024, 11:41 PM