:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi
Konuyu Oyla:
  • Derecelendirme: 0/5 - 0 oy
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
ALLAH(c.c) nasıl misafir edilir
TutkuM
#1
Musa Aleyhisselâmın ümmeti:

- Ya Musa! Rabbimizi yemeğe davet ediyoruz. Buyursun bir gün misafirimiz olsun. Nemiz varsa ikram etmeye hazırız, dediklerinde Musa Aleyhisselâm, onları azarladı. <> diyerek bir daha böyle bir şeyi akıllarından bile geçirmemelerini tenbihledi. Fakat Musa Kelîmullah Turu Sina'ya çıkıp, bazı münasaatta bulunmak istediğinde, Allah tarafından şöyle nida olundu:

- <>

Musa Aleyhisselâm: <> dedi.

Allah (c.c.): <> buyurdu.

Musa Aleyhisselâm gelip kavmini durumdan haberdar etti, hazırlığa başlandı, koyunlar, sığırlar kesildi. Mümkün olduğu kadar mükellef bir yemek sofrası hazırlandı. Çünkü misafir gelecek olan ne bir vali, ne bir padişah, ne bir başka yaratıktı. Kâinatın yaratıcısı misafir olarak gelecekti. Hazırlıklar tamamlandıktan sonra, akşam üstü uzak yollardan geldiği belli; yorgun argın, üstü-başı birbirine karışmış bir ihtiyar gelip: <> dedi. Hz. Musa:

- Acele etme, hele şu testiyi al da biraz su getir bakalım. Senin de bir katkın bulunsun. Biraz sonra Allah (c.c.) gelecek, dedi.

Tabii adam daha fazla diretmeden çekip gitti. Yatsı vakti oldu, beklenen misafir halâ gelmedi. Sabah oluncaya kadar beklediler, halâ gelen giden yoktu. Neyse ümidi kestiler. Hz. Musa taaccüp içinde idi.

İkinci gün Hz. Musa Tur'a gidip:

- Ya Rabbi, mahcup oldum, ümmetim: <> diyorlar dediğinde, şöyle hitap olundu:

- Geldim ya Musa, geldim. Açım dedim, beni suya gönderdin, bir lokma ekmek bile vermedin. Beni ne sen, ne kavmin ağırladı.>> Bunun üzerine Hazreti Musa Kelîmullah:

- Ya Rabbi bir ihtiyar geldi sadece, o da bir kuldu, Allah değildi. Bu nasıl olur? dediğinde Cenabı Allah:

- <> buyurdu.

Demek ki, Allah için yapılan her şey, bizzat Allah'ın kendisine yapılmış gibi olmakta, Allah o kimseden razı olmaktadır.


Ara
Cevapla
barbaros
#2
izninizle bir katkıda ben yapayım (alıntıdır)

"Bir gün Peygamber ziyaretinize gelse,
Yalnızca birkaç günlüğüne çalsa kapınızı,

Merak ediyorum neler yapacağınızı..."


Bunu okuduğunuz anda, inancı sıkı veya gevşek nasıl biri olursanız olun hafiften sarsılıyorsunuz.

Gerçekten de ne yaparız Peygamber kapımızı çalıverse! Hele O'nu dilinden düşürmeyen ama bir yandan da hayatın harala gürelesi içine "düşen"ler nasıl bir telaşa kapılırlar acaba?

Ancak bu şiirimsi metni yazan aslında neler yapacağımızdan emin. Diyor ki...

"Biliyorum

Böylesine şerefli bir konuğa en güzel odanızı açacağınızı,

Ona sunacağınız yemeklerin en iyisi olacağını,

Ve inandırmaya çalışacağınızı,

Onu evinizde görüyor olmaktan mutluluk duyacağınızı;

Fakat söyleyin bana,

Evinize doğru gelirken gördüğünüzde,

O'nu hemen kapıda mı karşılayacaksınız?

Yoksa içeri almadan önce, aceleyle,

Bazı dergileri, gazeteleri çarçabuk saklayıp

Yerine Kur'an'ı mı koyacaksınız? "

Diyor ki...

"Peki ya dünyalık müziğinizi, kasetlerinizi de saklayacak mısınız?

Ve bunun yerine ortalığa,

Kitaplığınızın raflarında tozlanmış,

Hadis kitapları mı çıkaracaksınız?

Hemence içeriye girmesine izin verecek misiniz?

Yoksa telaşla ne yapayım diyerek,

Sağa sola mı koşturacaksınız?"

Diyor ki...

"Tanıştırmaktan onur duyacak mısınız en yakın arkadaşınızı onunla?

Yoksa hiç karşılaşmamalarını mı umardınız,

Peygamberin ziyareti bitene dek birbirleriyle?

Şimdi söyleyin açık yüreklilikle,

Onun kalmasını ister misiniz sizinle?

Sonsuza dek, hep birlikte...

Yoksa rahat bir nefes mi alacaksınız,

Ziyareti bitip gittiğinde?"



***

Kabul edelim ki çok etkileyici bir sorgulama bu!

İnananların kendilerini hep eksik, hep kusurlu görme (ama alttan alta da kendilerini değil de çağı suçlu çıkarma) eğilimini destekleyici mahiyette bir etkisi var.

Ve adım gibi eminim ki, bu metin şimdi Mevlit Kandili ve Kutlu Doğum Haftası nedeniyle yine internette sık sık karşımıza çıkacak, e-mektup yoluyla ondan ona dolaşacaktır.

Yalnız namazında niyazında olanlara değil, belki daha çok da benim çevremden insanlara; yani az çok bu manevi iklimi soluyan ama kafası hep bulanık kalanlara ulaşacaktır.

O yüzden, belki "senin üzerine vazife değil ki" diyeceksiniz bana ama konuyla ilgili bir iki satır not düşmek istiyorum şu köşeye...

Çünkü bu gönül çalan, inananları hemen etkileyen metnin ciddi sorunları var.


***

Asrı Saadet, bazılarının uzaktan uzağa sandığının aksine aynı bugün gibi insani ve toplumsal eksikler, kusurlar, hınçlar, nefretler, düşmanlıklar, ayrılıklar, açgözlülükler ve yalan imanların iktidarıyla doluydu.

Merak eden açar kitapları okur, okuyunca da şaşkınlıktan küçük dilini yutar.

O çağı "saadetli" kılan O'nun varlığıydı.

O'nun yaşadığı bir dönemde yaşamak, aynı vakti ve atmosferi solumaktı saadet...

"Peygamber ziyaretimize gelse ne yapardık?" diye dövünmeye kalkışmadan önce bunu bilmek gerekir. O, içerisinde hangi rüzgarlar esiyor olursa olsun, ziyaretinin değerini bilen her evin değerini vermişti!

O'nu yakından tanıyanların deyişiyle "umanı umutsuzluğa düşürmeyen, güleryüzlü, yumuşak huylu, asla bağırıp çağırmayan" Peygamber'in ziyaret ettiği bir eve "bakalım içeride ne kusurlar ne sapkınlıklar göreceğim" fikri ve duygusuyla gireceğini hayal etmek ve ettirmek yanlıştır.

Ziyaret edilenler açısından da asıl olan O'na gönüllerini açmalarıdır. Yoksa yalancıktan çeki düzen verilmiş evlerini değil...

Korkuya, telaşa ne gerek var?

Huysuzluğa, karamsarlığa ne gerek var?

Gelen Peygamber...


***

"Bir an önce gitmesini isteme" konusuna gelince...

Kimsenin bu konuda başkası yerine konuşma, bu soruyu siyasal-toplumsal bir sorgulama haline getirme hakkı yok.

Çünkü...

Gelen "sevgili"yse eğer, kim gitmesini ister?



Ara
Cevapla
Ebu-CeNDeL
#3
İki tane çok çok güzel paylaşım Allah© razı olsun ..diyecek bir söz yok zaten çok güzel ifade edilmiş bence;

Gelen "sevgili"yse eğer, kim gitmesini ister?....
Ara
Cevapla
barbaros
#4
serhad_26 Adlı Kullanıcıdan Alıntı:İki tane çok çok güzel paylaşım Allah© razı olsun ..diyecek bir söz yok zaten çok güzel ifade edilmiş bence;

Gelen "sevgili"yse eğer, kim gitmesini ister?....


eğerki bu yazılardan nasiplenebiliyor isek ne mutlu bize.saygılarımla.
Ara
Cevapla
GCLRNFNS
#5
sibel Adlı Kullanıcıdan Alıntı:Musa Aleyhisselâmın ümmeti:

- Ya Musa! Rabbimizi yemeğe davet ediyoruz. Buyursun bir gün misafirimiz olsun. Nemiz varsa ikram etmeye hazırız, dediklerinde Musa Aleyhisselâm, onları azarladı. <> diyerek bir daha böyle bir şeyi akıllarından bile geçirmemelerini tenbihledi. Fakat Musa Kelîmullah Turu Sina'ya çıkıp, bazı münasaatta bulunmak istediğinde, Allah tarafından şöyle nida olundu:

- <>

Musa Aleyhisselâm: <> dedi.

Allah (c.c.): <> buyurdu.

Musa Aleyhisselâm gelip kavmini durumdan haberdar etti, hazırlığa başlandı, koyunlar, sığırlar kesildi. Mümkün olduğu kadar mükellef bir yemek sofrası hazırlandı. Çünkü misafir gelecek olan ne bir vali, ne bir padişah, ne bir başka yaratıktı. Kâinatın yaratıcısı misafir olarak gelecekti. Hazırlıklar tamamlandıktan sonra, akşam üstü uzak yollardan geldiği belli; yorgun argın, üstü-başı birbirine karışmış bir ihtiyar gelip: <> dedi. Hz. Musa:

- Acele etme, hele şu testiyi al da biraz su getir bakalım. Senin de bir katkın bulunsun. Biraz sonra Allah (c.c.) gelecek, dedi.

Tabii adam daha fazla diretmeden çekip gitti. Yatsı vakti oldu, beklenen misafir halâ gelmedi. Sabah oluncaya kadar beklediler, halâ gelen giden yoktu. Neyse ümidi kestiler. Hz. Musa taaccüp içinde idi.

İkinci gün Hz. Musa Tur'a gidip:

- Ya Rabbi, mahcup oldum, ümmetim: <> diyorlar dediğinde, şöyle hitap olundu:

- Geldim ya Musa, geldim. Açım dedim, beni suya gönderdin, bir lokma ekmek bile vermedin. Beni ne sen, ne kavmin ağırladı.>> Bunun üzerine Hazreti Musa Kelîmullah:

- Ya Rabbi bir ihtiyar geldi sadece, o da bir kuldu, Allah değildi. Bu nasıl olur? dediğinde Cenabı Allah:

- <> buyurdu.

Demek ki, Allah için yapılan her şey, bizzat Allah'ın kendisine yapılmış gibi olmakta, Allah o kimseden razı olmaktadır.


çok güseldi sibelim mükemmeldii cenabı allah bizleri affetsiinn......
Ara
Cevapla
GCLRNFNS
#6
barboroscum sana da tşk ederimm allah rası olsun ikinizdende....
Ara
Cevapla
barbaros
#7
gecelerin efendisi Adlı Kullanıcıdan Alıntı:barboroscum sana da tşk ederimm allah rası olsun ikinizdende....


sağolun ben tşk ederim.
Ara
Cevapla
Ebu-CeNDeL
#8
barbaros Adlı Kullanıcıdan Alıntı:eğerki bu yazılardan nasiplenebiliyor isek ne mutlu bize.saygılarımla.


İnşaALLAH nasiplenenlerden oluruz kardeş..Selam ve Dua ile..
Ara
Cevapla
TutkuM
#9
ben hepinize teşekkür ediyorum bu konulara ilginizi kesmadiğiniz için allah hepinizden razı olsun(amin)
Ara
Cevapla
Ebu-CeNDeL
#10
sibel Adlı Kullanıcıdan Alıntı:ben hepinize teşekkür ediyorum bu konulara ilginizi kesmadiğiniz için allah hepinizden razı olsun(amin)


Amin..Ecmain ...
Ara
Cevapla


Konu ile Alakalı Benzer Konular
Konular Yazar Yorumlar Okunma Son Yorum
  Kıssadan Hisse/ Herşey Allah’ın dilemesiyledir Pessimist 1 553 04-11-2022, Saat: 06:54 PM
Son Yorum: wildfang
  Allah'a ?nanMayanLara ?thaf OLunuR €BeRimSin 1 486 04-02-2022, Saat: 04:22 AM
Son Yorum: wildfang
  misafir sevmeyen kad?n!!! ozgur_yasarim 3 792 04-01-2022, Saat: 01:43 AM
Son Yorum: wildfang
  Allah(c.c.) nasıl misafir edilir? HÜDANUR 2 794 03-18-2009, Saat: 01:36 PM
Son Yorum: ufuk_can
  Allah(c.c.)'ı bilir misin? HÜDANUR 3 740 09-27-2008, Saat: 12:28 AM
Son Yorum: Seyduna

Hızlı Menü:


Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi
  Tarih: 04-27-2024, 08:41 PM