:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi
Konuyu Oyla:
  • Derecelendirme: 0/5 - 0 oy
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Uzun Oluşundan Korkmayin ..mutlaka Okyun
ezoo20
#1
Bulutların üzerinde dolaşan ve kimsenin göremediği yaşlı kadın, eteklerindeki sarı yaprakları savurdu yeryüzüne. Sonbaharın kokusu yayılırken caddelere, büyük şehrin çılgın gürültüsü ve kalabalığında kimse fark edemedi bu kokuyu. Cennetten bir melek indi, ayakları çıplak ve kanatları titreyerek. Meleklerin cinsiyeti olmazdı ama o bir kadının bedenine ve hislerine sahipti. Hücrelerine kadar hissediyordu bunu. Yüreğinin taşıdığı ağır heyecanı kimselerle paylaşamayacağını bildiği için, bir an önce onu bulunduğu yerde bırakıp, işe başlamalıydı. Gördüğü her kareyi gözlerine hapsedip, yürümeye başladı. Kalabalığın arasındaki yalnız ve suskun melek, yolda yaldızlı izler bırakıyordu. Havayı tıpkı bir makas gibi ikiye bölen çığlığı duydu birdenbire . Çaresizliğin sesi gizliydi içinde. Karşıdaki binanın çatısından aşağı atlamak isteyen genç kızın çığlığıydı duyduğu. Gözünü kapattı, açtığında onun yanındaydı. Atlamaktan vazgeçirmeliydi, yeniden hayata tutunmasını sağlamalıydı. Kulağına fısıldayacağı sırada, kırmızı ve siyahın en güzel tonunu gördü. Gecenin karanlığında doğan kızıl bir güneşin ışıkları değdi yüreğine. Ağzında biriken sözcükleri tükürüğünün içine hapsedip, yuttu.

“Sen kimsin?”
“Senin gibi bir meleğim ben de.”
“Daha önce hiç görmemiştim seni. ”
“Bu mümkün olamaz. Bu evrende beni tanımayan yoktur. Sana kimse bir şey anlatmamış küçük melek.”
“Burada ne yapıyorsun?”
“Senin yapmayı düşündüğün şeyi. Kızı ikna etmeye çalışıyorum.”
“Bu çok iyi olacak. Yeryüzüne ilk defa iniyorum ve ilk görevimde yanımda başka bir meleğin olması çok iyi. ”
“Pekala izle o zaman.”

Siyahlar içindeki melek, kıza yaklaşıp kulağına bir şeyler fısıldadı. Birkaç saniye sonra, tüm vazgeçilmişlikleri sırtına yükleyen kız, kendini aşağı bıraktı ve yere düştüğünde betonun soğukluğunu hissedecek kadar bile yaşayamadı. Melek şaşkındı ve ölümün yarattığı soğuk hava suratına çarpıyordu.

“Ama…Kendini öldürdü.”
“Maalesef, onu ikna edemedim.”
“Nasıl?”
“Üzgünüm, keşke sen konuşsaydın.”

Siyahlı melek tüm keşkeleri ardında bırakıp, yok oldu. Kızın ölümüne ağıt yakan meleklerin şarkısı yankılanıyordu gökyüzünde. Kanatlarını açıp, gökyüzüne havalanmadan, kızın kaderinde ölüm olabileceği düşüncesiyle avuttu kendini. Yine de pişmanlık ve suçluluk duygusu birer böcek şeklinde kanatlarından yukarı doğru tırmanmaya başlamışlardı.

Melek cennete geri döndüğünde düşünceliydi. Yaşamaması gereken bir duygunun tohumları dolaşıyordu bedeninde. Yüreğini yakan bir ateş vardı. Onu birden küle döndürüp, küllerinden tekrar tekrar doğmasını sağlayan bir ateş. Cevabını bildiği soruyu sordu kendine.
“Melekler neden sevemez? Sevmek kötü bir şeyse eğer, neden insanların birbirini sevmeye çalışmasını sağlıyoruz?”
“Çünkü bu imkansız.”

Yanı başında baş meleklerden birini görünce, gözünden damlamak üzere olan yaş, geri çekildi.

“Neden imkansız?”
“Bizler meleğiz ve görevlerimizi yerine getirmek için buradayız. Üstelik bizim görevlerimiz, Dünya'da yaşayan tüm canlılardan daha zor. Görevimizi canla başla yapmak için, tek sevgimiz Tanrı’ya ve onun yarattıklarına olmalı. Tüm evreni kapsamalı. Yalnızca bir kişiye veremeyiz onu, yalnızca bir kişinin üzerinde yoğunlaştıramayız. İşte o zaman bu “aşk” olur ve sevgili yavrum, hiçbir meleğin kaderine ve yüreğine aşk işlenmemiştir.”
“Bunu anlayamıyorum. Sevmek, aşık olmak kötü bir şey değil ki.”
“Elbette değil ama melekler aşık olamaz. Şu andaki hislerini, düşüncelerini biliyorum. Tüm tabuları yıkacak bir duygu saklıyorsun içinde. Üzülmek istemiyorsan, bundan vazgeç, özellikle de bu aşktan. Kötülük var onun içinde, biraz daha dikkatli bakarsan sen de göreceksin.”
“Ne olursa olsun vazgeçemem. Öyle güzel bir duygu ki bu, anlatmam imkansız. Bunun için kanatlarımdan bile vazgeçerim. ”
“Sakın yapma. Bir meleğin gururudur kanatları. ”
“Biliyorum ama…”
“Ama aşkın yanında önemi yok kanatların” diye tamamlayacaktı cümlesini. Susmanın daha iyi olduğunu düşündü. Meleğin yanından ayrılırken, aşkın peşinden gitmeye çoktan karar vermişti.

Yeryüzüne ikinci inişinde, mermilerin arasında buldu kendini. Bombalar yanı başında, vahşi bir hayvan gibi bağırarak patlıyordu. Silahını cılız bir oğlana doğrultan askeri gördü. Ağlayarak askere yalvaran çocuk, o kadar zayıftı ki silahla vurmaya bile gerek kalmadan, askerin bir tek tekmesiyle bile ölebilirdi. Havaya yükselen toz bulutu yavaşça yere inerken siyahlı melek’i tekrar gördü. Melek askerle çocuğun olduğu yerden geçtiği anda, asker tetiğe bastı. Çocuk ölmüştü. Ölüme rağmen siyahlı melek’in gözlerindeki mutluluğu görünce şaşırdı.

“Neden gülüyorsun?”
“Görevimi başarıyla yerine getirdim, bunun için gülüyorum. ”
“Bir insanın başka bir insanı öldürmesi mi seni mutlu ediyor?”
“Evet. Üstelik öldürülen masum biriyse, oldukça mutlu olurum. ”
“Sen melek değil misin?”
“Evet. Sana daha önce de söyledim, tıpkı senin gibi bir meleğim ben. Yalnız ufak bir fark var.”
“Nedir?”
“Sana göstereyim. ”

Siyahlı melek’in gösterdiği yere baktı ve kötünün, çirkinin, yanlışın olduğu yerde gördü onu.

“Benim adımı bilmelisin küçük melek. Hırsızın ellerinde yaşayanım ben, sapığın iki bacağının arasında, fahişenin kirli dudaklarında, uyuşturucu satıcısının torbasında, katilin namlusunun ucunda yaşayanım. İnsanların günahları yakar ateşimi. Onları kandırırım ve hiç birini sevmem. Sevmediğim için de cennetten kovuldum.”
“Sen…”
“Adım Şeytan, küçük melek. ”

“Şeytan” lafını duyunca, yüreğini kaplayan ateş, bir mum alevi gibi küçücük kaldı. Beyninin içinde tekrarlayıp durduğu “neden” sorusuna cevap verecek kimse yoktu. Meleklerin kaderinde aşk olmazdı, olursa da acı verirdi işte. Kötülerin en kötüsüne aşık olmuştu. Daha önce onun Şeytan olduğunu anlamadığı için kızdı kendine.

“Ben bunu bilmeliydim. Ne kadar aptalım.”
“Sen benim Şeytan olduğumu anlamadın ama ben senin beni sevdiğini biliyorum.”

Alev yeniden güçleniyordu.

“Biliyor musun?”
“Evet. Bak, ne kadar kötü olsam bile, bana duyulan bir sevgiyi karşılıksız bırakamam.”

Aşk öyle büyük, öyle kutsal bir duygu olmalıydı ki, Şeytan bile karşısında boyun eğiyordu. Mutluydu, yüreğine konan minik bir kuş vardı ve onu tutmasa yüreğiyle birlikte uçup gidecekti.

“Gerçekten mi?”
“Evet. Elini ver bana ve benimle gel. ”

Elini uzatacakken, kendisiyle konuşan meleğin sesini duydu.

“Sakın gitme. Seni kandırıyor. Gidersen ona hizmet edeceksin ve seni hiçbir zaman sevmeyecek. ”
“Hayır, onunla gidiyorum ben. Sizin yaşamaya korktuğunuz aşkı verecek o bana. ”

Cehennemin kapısından girince, içerideki güçlü ateş kanatlarını yaktı. Canı yanmıştı ama önemsemedi. İsteyerek gelmişti buraya. Şeytan’ın gülümseyerek kendisine sarılmasını beklerken, etrafta dolaşan korkunç görünümlü zebanilerden biri geldi yanına. Ucu yanmış kanatlarını tutup kopardı.

“Ne yaptığını zannediyorsun sen?”
“Burada bu kanatlara ihtiyacın yok. Şimdi görevine başlamalısın. ”
“Görevim mi?”
“Evet. Efendimiz sana söylemedi mi? Bundan sonra görevin “kötülük” olacak. Efendimiz için yapacaksın bunu. ”

Zebaninin son kelimelerini dinlemedi bile. Kandırıldığını anlamıştı. Yerde duran kanatlarını alıp, koşarak cehennemin kapısına kadar geldi. Meleklerin sesini duydu.

“Hadi, cennete geri gel. O seni affedecek. Yeniden kanatların olacak. ”
“Yapamam. Ben affedilmeyi de, kanatları da hak etmiyorum. Bundan sonra kötüyü, yanlışı, çirkini görmek ve hiçbir şey yapamamak olsun cezam. Onları her gördüğümde pişmanlık ve çaresizlik yaksın bedenimi. ”

Sözlerini bitirince, bulunduğu yerden boşluğa bıraktı kendini. Gökyüzünden şehrin kalabalığına düşen kanatsız meleği kimse fark etmedi.

“Duyuyor musun? Uzaklarda bir yerlerde, hüzünlü bir şarkı söyleniyor sanki.”

Adam, başını kadının omzuna yasladı. Serin havaya yağmur da eşlik etmeye başlamıştı.

“Meleklerin şarkısı. Çok hüzünlü olmalı ki ağlıyorlar. ”
“Ağlıyorlar mı?”
“Evet. Yağmur, meleklerin gözyaşıdır.”

Kanatlarını kaybeden cezalı melek söylüyordu bu hüzün şarkısını. Gözlerinde biriken, dışarı akıtamadığı gözyaşlarının ve bedenine hapsettiği pişmanlıkların, çaresizliklerin acısını tüm hücrelerinde hissederek söylüyordu.
Ara
Cevapla


Konu ile Alakalı Benzer Konular
Konular Yazar Yorumlar Okunma Son Yorum
  Musalla Ta??(biraz uzun ama okumaya de?er...) MasaL_perisi 4 559 04-02-2022, Saat: 05:56 AM
Son Yorum: wildfang
  Babam Seyrediyor(mutlaka Okuyun) DeRiN_SeSsİzLiK 5 724 10-29-2008, Saat: 07:46 PM
Son Yorum: ßloodly_Darq
  Gerçek Sevgi (mutlaka okuyun) ChoiceMaster 4 571 08-25-2007, Saat: 12:22 AM
Son Yorum: can6745
  çok acıklı okuyun mutlaka mehmetkılıc 0 692 06-01-2007, Saat: 05:53 PM
Son Yorum: mehmetkılıc
  Aşk (Ben biliyorum..) GERÇEKTEN SÜPER MUTLAKA OKUYUN... CReATuRE 2 576 06-01-2007, Saat: 12:38 AM
Son Yorum: GCLRNFNS

Hızlı Menü:


Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi
  Tarih: 05-02-2024, 12:29 PM