M a S a L Adlı Kullanıcıdan Alıntı:Hiç istemeden olmuş gibi, kaza ile değmiş gibi sokulur günah ve kirler ruhumuzun billur sularına. Paslı bir bıçak gibi bulandırıverir kalbin duru ayazmalarını. Sular üzerinde rüzgâr ürpertisi gibi, dudaklarımızda içli yakarışların kıpırtısını başlatır hatalar. Yağmurun çöllerin kumunu yarması gibi, içimizin de içinde sancılı itiraflara kuytular açar günahların darbesi. Vicdanımızın kulağının dibinde fısıltılı hesaplaşmalara çağırır bizi pişmanlıkların nefesi. Utandırır bizi. Utandırdığı gibi, utanabilir olduğumuzu da hatırlatır bize. Yüzümüz kızarır, başımız öne eğilir, mahcubiyetle kısılır gözlerimiz, belki gözyaşı dökeriz. Müşfik bir baba gibi teselli eder bizi pişmanlığımız: “Ağlıyorsun ya işte; o işi yapmayı yakıştıramadın kendine. Sen elinle ettiğinden fazlasısın. Sen bile isteye ettiğin günahtan daha yukarıdasın…”
Bu konu hakkında çok şeyler söylenir aslında. Pişmanlık hayatın her yerinde vardır. Ders çalışmazsın sınıfta kalırsın pişman olursun, bi anlık sinirle birinin kalbini kırarsın pişman olursun, işi bırakırsın pişman olursun. Bunlarda sana birer tecrübe olarak geri döner ama iş işten geçmiş olur. Telafisi çok zordur..
O yüzden bir şeye karar vermeden önce iki kere düşünmeliyiz. Unutmayalım ki bu hayat sadece bi kere yaşanacak. Bir ikinci perdesi daha yok..
Tşkler..