| Hoşgeldin, Ziyaretçi |
Sitemizden yararlanabilmek için Kayıt olmalısınız.
|
| Kimler Çevrimiçi |
Toplam: 378 kullanıcı aktif » 0 Kayıtlı » 374 Ziyaretçi Baidu, Bing, GoogleBot, Yandex
|
| Son Aktiviteler |
Araf Suresi 157. Ayet. On...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
, Saat: 12:06 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 9
|
İnancını Bu Dünyada Sorgu...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-16-2025, Saat: 03:19 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 20
|
Bizler İnatla, Atalarımız...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-15-2025, Saat: 05:11 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 21
|
Atatürk'ün Çocukluk Anıla...
Forum: Hayatı ve Anıları
Son Yorum: Serdar102
11-15-2025, Saat: 02:39 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 25
|
Ali İmran 78 -79. Ayetler...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-14-2025, Saat: 03:50 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 23
|
Günün Şiiri
Forum: Şiirler
Son Yorum: by-göçmenoğlu
11-14-2025, Saat: 10:13 AM
» Yorumlar: 9
» Okunma: 2,322
|
Adı Bende Saklı Sevgili.
Forum: Şiirler
Son Yorum: by-göçmenoğlu
11-14-2025, Saat: 09:41 AM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 27
|
Enfal Suresi 12. Ayet. ”V...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-12-2025, Saat: 04:03 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 27
|
Kendi Uydurmalarını Allah...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-09-2025, Saat: 04:22 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 40
|
Rivayetler Kur’an’ın Önün...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-08-2025, Saat: 11:25 AM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 33
|
|
|
| Boğa 17.09.2011 |
|
Yazar: sıla - 09-17-2011, Saat: 09:39 AM - Forum: Boğa
- Yorum Yok
|
 |
Kendinizi özgürleştirmenin yolunu arıyorsunuz. Kendi gerçeğinizin peşinden giderken, kimi zaman rehberliğe ihtiyacınız olabilir. Yardım istemeden önce, kendi yapabilirliklerinize ve kaynaklarınıza bakmalısınız. İşinizi ilgilendiren davranışlarınızda daha duyarlı, ilgili, anlayışlı, adaletli olacaksınız. Bu şekilde davrandığınız için arkadaşlarınızdan destek görmeniz ve sorunlar yaşamanız söz konusu olmayacak. Hatta kendinizi daha rahat hissedebilirsiniz.
|
|
|
| Koç 17.09.2011 |
|
Yazar: sıla - 09-17-2011, Saat: 09:38 AM - Forum: Koç
- Yorumlar (1)
|
 |
Ayrılığın acısı hala içinizde. Kendinize yeni bir yol seçmek istiyorsunuz. Ancak yaşadıklarınızı unutmak için kendinize biraz zaman tanıyın. Bundan sonra ayrılışın net ve olumlu bir şekilde sona ermesi için neler yapmanız gerektiğini düşünün. İşinizle bağlantılı beklediğiniz haberleri bugün alabilirsiniz ve çok heyecanlanabilirsiniz. Ani kararlar vermeden önce detayları tekrar gözden geçirmelisiniz. Bugünlerde yapmayı düşündüğünüz bazı harcamalar bütçenizi sarsabilir.
|
|
|
| Erzincan keşiş dağları Atatürk portresi |
|
Yazar: MaSaL - 09-16-2011, Saat: 09:06 PM - Forum: Mustafa Kemal Atatürk
- Yorumlar (1)
|
 |
Alıntı: 

Erzincan'ın Keşiş Dağları eteklerinde bulunan 'Düz Parmaklar Sırtı' adı
verilen tepedeki Atatürk portresi, uzaydan bile görünen tek Türk
özelliği taşıyor
27 yıl önce 3 bin gönüllü askerle 29 günde tamamlanan 176 metre boyunda
7 bin 500 metrekare alan üzerine yapılan dev portre için Ressam Mustafa
Aydemir, portreyi dağladan toplanan taşlarla yaptığını anlattı
Kısa dönem askerlik yaparken hayalinin bölümünü gerçekleştiren Aydemir
"Aslında orada o resmin askerler ve kent üzerindeki moral etkisini
düşünerek hareketli, sesli bir portre tasarlamıştım Portrenin Türk Milleti'ne ait olduğunu düşünerek altına imzamı atmadım Taşları insan zincirleri oluşturularak, dağın tepesine taşıdık Dağda çalışırken, kurt sürüleri çadırımızı bastı Ayı sürüleri ile de karşılaştık Çok zorluklar çektik Zaman zaman geceleri de çalıştık 'Dağdan Bakan Gözler' kitabında yaşadıklarımızı ve yaptıklarımızı anlatıyorum" dedi
Vatani görevini 59'uncu Topçu Tugay Komutanlığı'nda 4 ay kısa dönem er
olarak yapan ressam Mustafa Aydemir, 1982'de 3 bin gönüllü askerle 600
ton taş, 210 ton harç ve 200 ton boya kullanarak böyük bir proje
başlattı 7 bin 500 metrekare alan üzerine kondurulan Atatürk portresi 29 günde tamamladı Mustafa Aydemir, "Bu resim benim hayalimin sadece bir kısmı idi Aslında Atatürk'ün askerler ve kent üzerindeki moral etkisini düşünerek hareketli ve sesli portre tasarlamıştım Bu da dünyada ilk olacaktı Ama bunun için gerekli bütçe çıkmayınca resim yapıldığı gibi kaldı" diye konuştu
TAŞLAR, İNSAN ZİNCİRİYLE TEPE NAKLEDİLDİ
Portrenin dağdan elle toplanan taşlardan yapıldığını vurgulayan evli ve 4
çocuk babası Mustafa Aydemir, şöyle dedi: "Deprem bölgesi üzerinde
olmasına karşın yüzlerce yıl sonraya kalması için planladığım çalışmada
çok hassas davrandık Dağdan gelen yağmur sularından oluşan sellerin resmi aşağıya kaydırmaması için, drenaj çalışması yaptık Çevredeki tepelerden toplanan taşları insan zincirleri oluşturularak dağın tepesine taşıdık
Çalışmalar sırasında kurt ve ayıların saldırısına uğradık Çok zorluklar çektik Ama başta o dönemki Tugay Komutanı rahmetli Hidayet Güngör ve 3 bin askerle bu büyük çalışmayı ortaya çıkardık "
Atatürk portresini bitirdikten sonra ödül olarak kendisi ve ekibine
tezkerelerinin imzalanarak verildiğini, portrenin altına imzasının
atılmasının söylendiğini vurgulayan ressam Aydemir, "İlk defa bir emre
karşı geldim ve erken terhis istemedim Vatani görevimi günü gününe tamamladım Portrenin Türk Milleti'ne ait olduğunu düşünerek de altına imza atmadım Gelen yoğun baskı sonucu 27 yıl sonra portreyle ilgili belgesel bir kitabın hazırlanması için çalışmalara başladım Çalışmasına başladığım 'Dağdan bakan gözler' kitabı önümüzdeki yıl tamamlamış olacak" dedi
ERZİNCAN'IN GURURU
Erzincan Valisi Abdulkadir Demir, göreve başladığı gün dikkatini çeken
ilk şeyin 3'üncü Ordu Komutanlığının bulunduğu alandaki dev Atatürk
portresi olduğunu vurguladı
Vali Demir, portrenin kimler tarafından yaptığını araştırdığını
belirterek şöyle konuştu: "Askerliğini yapan ressamın böyle bir fikir
ortaya attığını, o dönemki komutanların da personel ve malzeme desteği
vermesiyle böyle muhteşem bir eserin ortaya çıktığını öğrendim
Ulu Önder Atatürk'ün gönüllerimize kazınan resminin böyle dağa yansıması Erzincan için onur vesilesidir Erzincan'ın bütün yüksek kesimlerinden görebilebilen resim, kardan veya yağmurdan etkilenmiyor Bu resim 27 yıldır sanki bugün yapılmış gibi duruyor "
Yaklaşık 5 yıl önce gittiği Erzincan'ın dağlarında dev Atatürk
portresini gördüğünü anlatan Petrol Jeoloğu Sezgin Aytuna, uzaydan
görülebilen dünyanın en büyük portresinin bu olduğunu dile getirdi
Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde bulunan portrenin yapımında kullanılan
teknik sayesinde bozulmadığını hatırlatan Aytuna, Anrkara'da Türkiye
Petrol Jeologları Seminerleri nedeniyle TPAO Araştırma Merkezi'nde
düzenlenen etkinlikte Erzincan'da, kentin kuzeyindeki bir tepeye
yapılmış Atatürk portresini keşfettiğini söyledi Aytuna, "Portrenin fotoğrafını çektim 2007'de bir belgesel için portreyi yapan kişiyi aramaya başlayınca ressam Mustafa Aydemir'e ulaştım Dünyanın en büyük portresi, yurt dışındaki insanların da ilgisini çekiyor" dedi
Mustafa Aydemir kimdir?
RESSAM Mustafa Aydemir, 1953 yılında Antalya'da doğdu
Antalya Lisesinden mezun olduktan sonra 1979 yılında İstanbul Devlet
Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek Resim Bölümünden mezun oldu 1982 yılında askerlik görevini yapmak üzere Arzincan 59'ncu Topçu Tugay Komutanlığında 4 ay kısa dönem er alarak yaptı Halen İstanbul'da oturan Baydemir, adamı evli ve 4 çocuk babası
|
|
|
| Çocuğun Anaokuluna Uyum Süreci |
|
Yazar: MaSaL - 09-16-2011, Saat: 08:31 PM - Forum: Anne ve Bebek
- Yorum Yok
|
 |
Çocuğun anaokuluna başlama süreci ve uyumu
Anaokulu Seçimi Nasıl Olmalı
Anaokuluna Uyum süreci
Psikolog Eda Gökduman Okula uyum sürecinde aile ve okul birlikte çalışmalıdır Aile ve okul tarafından uygulanan davranış biçimleri aynı olmalıdır ve merak edilenleri sizlerle paylaşıyor

Çocuğun aileden ayrı kalmayı başardığı bu ilk sosyalleşme sürecinin başarı ile tamamlanması çok önemlidir
Zamanında başarılmamış olan gelişimsel aşamalar ilerleyen dönemlerde
daha zor başarılmakta, psikolojik olarak çocuğu daha olumsuz etkilemekte
ve sağlıklı gelişimi olumsuz etkileyerek diğer gelişim alanlarına da
zarar verdiği gözlenmektedir
Psikolog Eda Gökduman Okula uyum sürecinde aile ve okul birlikte çalışmalıdır Aile ve okul tarafından uygulanan davranış biçimleri aynı olmalıdır ve merak edilenleri sizlerle paylaşıyor
Uyum süreci; bilişsel süreç ve davranışsal süreç olarak iki aşamalı yapılmalıdır 
1) Bilişsel Süreç; Aile ; çocuk anaokuluna başlamadan önce çocuğu okul ve orada karşılaşacağı durumlarla ilgili bilgilendirmelidir Başlangıç aşamasında yanında ve güvende olacağı hissettirilmelidir Aksi halde çocuk, annesinin onu bırakıp gideceği, yalnız kalacağı duygusunu yaşar Bu duygu uyum sürecine zarar verir Okula gideceksin, sen artık büyüdün ifadesi bazı çocuklarda endişe yaratabiliyor Bu nedenle okul kelimesinden çok oyun oynanılan yer ifadelerinin kullanılması daha yararlıdır
2) Davranışsal Süreç;
Çocukla okula gitmeden önce öğretmeni ile tanışmanız ,çocuğunuzun
kişilik özelikleri , sevdiği oyunlar, hassas olduğu konular ile ilgili
bilgi vermeniz de çok yararlıdır Öğretmen; bu bilgilere sahip olursa çocukla daha kısa ve hızlı bir şekilde iletişim kuracaktır Bilişsel süreçte okulla ilgili genel fikre sahip olan çocuğunuz artık okulu görmeye daha fazla hazırdır O gün uykusuz olmamasına , hasta olmasına ve farklı bir stresel süreç yaşamamasına dikkat etmelisiniz Aksi halde yaşanılan huzursuzluk okul kavramı ile birleşecek ve okula uyumunu zorlaştıracaktır
İlk Gün! İlk karşılaşma anında ; öğretmeni ile sıcak iletişim en önemlisidir Bunun için kontrol çocukta olmalı ve güven duygusunun geliştirilmesine başlanmalıdır İlk gün sıkılmaması çok önemli olduğundan okulda geçirilen süre çok uzun olmamalıdır Yemek ve uyku gibi aktiviteler ertelenmelidir Aksi halde çocuk okulla ilgili yemek yedirilen ya da uyutulan bir yer düşüncesine sahip olacaktır
Çocuğun yanında olan kişi ( anne, bakıcı , anneanne) ; öğretmenle
kaynaşmanın sağlanması için mekansal olarak biraz uzakta durabilir Bu konuda öğretmen aileyi çocuğun beklentilerine göre yönlendirmelidir
Başarılı geçen ilk günün ardından ; keyifli bir eve dönüş süreci okulla ilgili olumlu düşünceleri pekiştirecektir Evde ; öğretmenin ismi ve okulda yapılan aktiviteler hatırlatılabilir İkinci gün ; süre biraz daha uzatılır Gün içerisindeki gereksinimlerin karşılanmasında öncelik öğretmenindir Eğer çocuk istemezse bu konuda zorlanmamalıdır 
Ayrılma sürecine ; çocuk kadar anne de hazır olmalıdır Anne endişelerini hissettirdiği ve çocuktan aşama aşama uzaklaşmadığı sürece çocuğun okula uyumu zorlaşacaktır Eğer çocuk anneye çok fazla bağlıysa, anne duygusal olarak hazır değilse alıştırma aşamasında bir başkası görev almalıdır
Uyum sürecinde; birkaç hafta süren huysuzluk ve uykusuzluk dönemleri yaşanabilir Anneye bağımlılık artabilir İştah azalabilir ve uyku düzeni bozulabilir Gece korkulu rüyalar görülebilir Bu davranışlar oldukça doğal tepkilerdir Çocuk uyum sağlamaya başladıkça ortadan kalkacağından endişelenilmemelidir Sorun uzun süre devam ederse okul psikoloğu ile görüşülmesi ya da dışarıdan bir uzman desteği alınması yararlı olacaktır
Ailenin kararlı olması ve okulla uyum içerisinde çalışması çok önemlidir Endişeler okul psikoloğu, pedagogu , yönetim ve öğretmen ile paylaşılabilir
Her çocuğun okula uyum süresi birbirinden farklıdır Bu nedenle başka çocuklarla asla kıyaslanmamalıdır Bu süreç çocuğun kişilik yapısına ve ailenin yetiştirme biçimine göre değişebilmektedir
Okul öncesi dönem; bir çocuğun gelişiminde çok önemli bir yer tutmaktadır Bu nedenle başarılamamış her uyum süreci çocuğun gelişimine zarar verecektir Bu dönemde çocuğa anlayış ve sabır gösterilmelidir Zorlama biçimindeki davranışlar çocuğun duygusal gelişimine ve psikolojisine zarar verir Bu nedenle okul seçerken ; okulda bir pedagog ve psikoloğun varlığına dikkat etmelisiniz
|
|
|
| Çocukların Okulda Beslenmesi Nasıl Olmalı? |
|
Yazar: MaSaL - 09-16-2011, Saat: 08:31 PM - Forum: Anne ve Bebek
- Yorum Yok
|
 |
Çocuğum Okulda Nasıl Besleniyor, Çocuklar okulda nasıl beslenmeli nelere dikkat etmeli?
Çocuğum Okulda Neler Yiyor, Çocuğum Okulda Nasıl Besleniyor diye merakmı ediyorsunuz?
Çocukların Okulda Beslenmesi Nasıl Olmalı?

Okulların açılmasına çok az bir süre kaldı ve anne - babalar çocuklarının beslenmesi konusunda endişelenmeye başladı bile Okul çağında çocukların sağlıklı beslenmeleri için neler yapılması gerektiğini Diyetisyen Şengül Sangu ya sorduk
* Okul kantinlerinde satılan cips, şekerleme, çikolata, bisküvi,
poğaça, kek gibi gıdaların esas yemek yerine ve çok miktarlarda
yenilmesini engelleyin
* Bu nedenle çocuğunuza verdiğiniz cep harçlığını, bu yanlış seçimlerden bolca yapmasına engel olacak şekilde ayarlayın
* Beslenmesinde, meyve, ayran, süt, kuru üzüm, kuru kayısı, fındık,
ceviz gibi yararlı, vitamin, protein ve kalsiyum içeriği yüksek
yiyecekler bulundurun
* Kahvaltı, bu yaş grubu için günün en önemli öğünüdür
Uzun süren açlıktan sonra enerji ihtiyacının karşılanmasında, vücut
için gerekli besin öğelerinin günün ilk saatlerinde vücudun en fazla
ihtiyaç duyduğu dönemde vücuda dengeli bir şekilde alınmasında, kan
şekeri düzeylerinin dengelenmesinde, böylece dikkatin derse
yoğunlaşmasında, güne daha dinamik başlamalarının sağlanmasında etkili
olduğundan kahvaltının yapılmasına çocuklarınızı özendirin
* Çocuğun enerji deposunu dolduracak, proteinden zengin gıdaları tercih edin
* Sürülebilen çikolata, bal, reçel gibi tatlılar yerine kan yapıcı ve
kemik gelişimi için kalsiyum içeren pekmeze kahvaltıda yer verin
* Genellikle hafta sonu tüketilen yumurta sayıca gerektiğinden az yenir Oysa yumurta yüzde yüz emilebilen en kaliteli protein kaynağıdır ve kan yapıcıdır Yanında çay içilmesi demir emilimini engeller, ayrıca çok fazla kaynatılması da besin değerini düşürür
* Kahvaltılara az miktarda ilave edilen domates, salatalık, maydanoz
gibi vitamin ve posa içeren sebzeler iştah açıcı ve barsak
çalıştırıcıdır Kahvaltıda sadece ve sürekli mısır gevreği+süt alımı belki pratiktir ama sakıncalıdır
* Okulda verilen alternatifler sağlıklı beslenme alışkanlığının kazandırılmasına yönelik olarak seçilmelidir Okul kantinlerinde taze meyve satılabilir, dengeli hazırlanmış sossuz sandviçler verilebilir
Ayrıca okulda hazırlanan alternatiflerin hazırlama koşullarının
hijyenik olması bu çağ çocukların sağlığı için ayrı önem taşımaktadır
|
|
|
| Okul çantasının ağırlığı ne kadar olmalı? |
|
Yazar: MaSaL - 09-16-2011, Saat: 08:30 PM - Forum: Anne ve Bebek
- Yorum Yok
|
 |
Okul çantasının ağırlığı ne kadar olmalı?
Sırt çantaları Ağırlığı ne Kadar Olmalı?
Okul çantası ve Ağırlığı Hakkında Bilgiler
Okul çantalarının ağırlığı öğrencileri nasıl etkiler ideal okul çantası kaç kilo olmalı?
Okul çantasının tek omuzda taşıması omurga eğriliğine, ağır çanta ise duruş bozukluğuna yol açıyor Araştırmalar, okul çocuklarında bel ağrısı görülme sıklığının yüzde 70 olduğunu gösteriyor

Uzmanlar, sırt çantalarının seçiminde ve kullanımında ailelere ciddi sorumluluklar düştüğünü belirtiyor
Bilinçsiz kullanılan sırt çantalarının çocukların gelişimini olumsuz
etkilediğini ifade eden Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr Rabia Cerrah Karanfil uyardı: ''Çantaların ağırlığına bağlı olarak omurgaya aşırı yük gelmektedir
Çantanın uygun olmayan pozisyonda taşınması okul çocuklarının
gelişmekte olan eklem, kas ve eklemleri birbirine bağlayan bağlarda
zorlanma, bozuk yürüyüş ve bozuk duruşa neden olarak belde kas
gerginliği mekanizmasını başlatabilir, hatta ciddi kronik bel ağrısına
sebep olabilir
Çocukların çantayı tek omuzda taşıması omurga eğriliklerine neden
olmakta, normalden fazla ağır çantaların kullanılması çocukların öne
doğru eğilmesine sebep olarak duruş bozukluğu oluşturmaktadır
Dengelerini bozup düşmelerine sebep olmakta, sırt ve bel ağrısı bacak
kaslarında gerginliği artırarak ağrı oluşmasına yol açmaktadır Duruş bozukluğu ise solunumu da etkilediğinden daha da önem taşımaktadır ''
VÜCUT AÄžIRLIÄžININ YÜZDE 15'İNİ GEÇMEMELİ
Çocukların taşıdığı çantaların omuz askısının normalden daha fazla omuz
bölgesine baskı yapmasının dolaşım bozukluğuna sebep olduğunu ve ağrıya
yol açtığını ifade eden Karanfil, ''Çocuklarda okul çantasının ağırlığı
vücut ağırlığının yüzde 15'ini geçmemelidir'' diye konuştu
Çocukların eve ***ürmeleri gerekmeyen okul gereçlerini, kitap ve
defterlerini çantanın yükünü hafifletmeleri için okulda bırakmalarını
söyleyen Karanfil, şu tavsiyelerde bulundu: ''Ağır olan malzemeler sırta
en yakın bölgede en arkada taşınmalı
Yük sırta eşit dağıtılmalı, her iki omuz askısı takılmalı, dar askı
omuz baskısını artırıp dolaşımı bozduğu için omuz askısı geniş çantalar
tercih edilmeli Çantalarda bel kemeri kullanılmalı, kenar göğüs askıları kullanılmalı, yük vücuda yakın olmalı Çantaların sırt desteği olmalı, çok sert malzemeden olmamalı, ortopedik sırt desteğine sahip olmalıdır Sırt çantası uzun süre kullanılmamalı, uzun süreli kullanım gerekiyorsa tekerlekli olanı tercih edilmelidir ''
A A
|
|
|
| Zeki Çocuklar Yazıyı Ters mi Yazıyor? |
|
Yazar: MaSaL - 09-16-2011, Saat: 08:26 PM - Forum: Anne ve Bebek
- Yorum Yok
|
 |
Bazı çocuklar d harfini p , u harfini n , r harfini de tersten yazıyor Korkmayın bunun nedeni sevindirici olabilir  
Adana da özel bir hastanede aile terapisti olarak görev yapan Dr
Obengül Ejder, ilköğretim çağındaki bazı çocukların yazıları doğru
okumasına rağmen, d harfini p , u harfini n , r harfini de tersinden
yazdığını belirterek, bunun zeka geriliği olmadığını, velilerin
kaygılanmaması gerektiğini söyledi Tıp dünyasında disleksi olarak tanımlanan bu sorunun eğitimciler ve veliler tarafından yeterince bilinmediğine dikkat çeken Dr
Obengül Ejder, disleksili ünlüler arasında bilim adamı Albert Einstein,
kalipso müziğinin kralı Harry Belafonte, ressam Leonardo Da Vinci,
İrlandalı yazar William Butler Yeats, heykeltıraş Auguste Rodin, şarkıcı
ve sinema oyuncusu Cher in bulunduğunu vurguladı
Dr Ejder, "Dislekside yaş sınırı yok, ömür boyu da sürebiliyor Disleksi özellikleri olan çocuklar okuma yazmayı zamanından geç öğreniyor ama hiç öğrenmeme gibi bir durum söz konusu olmaz Tedavisi için kullanılan bir ilaç yok Terapi ya da özel eğitimle bu çocukların gelişimi sağlanır" dedi
Çocuğa disleksi tanısının konulabilmesi için zekasının normal veya normal üstü olması gerektiğini belirten Dr Ejder, "Disleksi zeka geriliği demek değildir
Eğer okumada yaşanılan zorluk, zeka geriliği, işitme kaybı ya da başka
nörolojik sorunlarla ortaya çıkıyorsa o zaman disleksiden söz edilemez
Zeka özelliği olan çocuklar, beklenilen başarıyı ortaya çıkartmadığında
disleksiden şüphelenilir ve bunun için ekstra değerlendirmelere gerek
duyulur" diye konuştu
DİSLEKSİ ÖZELLİÄžİ TAŞIYAN ÇOCUK SAYISI FAZLA
Türkiye de disleksi özellikleri olan çocuk sayısının oldukça fazla olduğunu ifade eden Dr
Obengül Ejder, "Eğitimciler ve aileler tarafından yeterince
bilinmediğinden, bu özellikteki çocuklar gerek okul, gerekse aile ve
çevre içinde pek çok zorlukla karşılaşıyor Disleksi özellikleri olan çocuklar okuma yazmayı zamanından geç öğrenirler Hiç öğrenmeme gibi bir durum söz konusu olmaz ama sorunun şiddetine göre çocuğun hangi alanda zorlanacağı farklılık gösterir
Genel olarak okuma yazmayı öğrenseler de, okuma yazma kalitesinde
yaşanan zorluklar da disleksinin özellikleri arasındadır" ifadelerini
kullandı
DİSLEKSİ NÖROLOJİK BİR SORUNDUR
Disleksi hakkında yapılan araştırmalarda birden çok etken olduğunu kaydeden Dr
Ejder, disleksinin genel olarak nörolojik ve genetik geçişli bir sorun
olarak tanımlandığını anlatıp, tedavi yöntemine ilişkin şunları söyledi:
"Tedavide özellikle kullanılan bir ilaç yoktur Terapi ya da özel eğitim dediğimiz yöntemlerle bu çocukların gelişimi sağlanır İlaç tedavisi, sadece eşlik eden sorunlar olduğunda bu sorunların semptomatik tedavisi için sürece dahil olabilir
Dislekside eğitimsel terapi çalışmalarının amacı, çocuğun güçlü ve
zayıf yanlarını ortaya çıkarmak, zayıf yanlarını destekleyecek
teknikleri öğretmek, güçlü yanlarını öğrenmelerini desteklemektir Erken tanı bu çocukların gelecekte alacakları eğitimin tespiti açısından çok önemlidir
Unutulmamalıdır ki disleksi tanısı konulan çocukların yarıdan azı,
başarılı bir gelişim gösterirken, erken dönemde teşhis edilen çocukların
çoğu, kendi akranları ile aynı seviyeye taşınabilmektedir
Bu konuda ailelerin bir uzmandan yardım alması sorunun çözümünde yol
gösterecek ve ileride telafisi mümkün olmayacak yanlışların önüne
geçecektir "
|
|
|
|