:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi
Hoşgeldin, Ziyaretçi
Sitemizden yararlanabilmek için Kayıt olmalısınız.

Kullanıcı Adınız:
  

Şifreniz:
  





Forumda Ara

(Gelişmiş Arama)

Forum İstatistikleri
» Toplam Üyeler: 16,696
» Son Üye: Klassohbet
» Toplam Konular: 98,543
» Toplam Yorumlar: 1,065,523

Detaylı İstatistikler

Kimler Çevrimiçi
Toplam: 356 kullanıcı aktif
» 0 Kayıtlı
» 352 Ziyaretçi
Applebot, Bing, GoogleBot, Yandex

Son Aktiviteler
Araf Suresi 157. Ayet. On...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
, Saat: 12:06 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 7
İnancını Bu Dünyada Sorgu...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-16-2025, Saat: 03:19 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 17
Bizler İnatla, Atalarımız...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-15-2025, Saat: 05:11 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 18
Atatürk'ün Çocukluk Anıla...
Forum: Hayatı ve Anıları
Son Yorum: Serdar102
11-15-2025, Saat: 02:39 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 21
Ali İmran 78 -79. Ayetler...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-14-2025, Saat: 03:50 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 23
Günün Şiiri
Forum: Şiirler
Son Yorum: by-göçmenoğlu
11-14-2025, Saat: 10:13 AM
» Yorumlar: 9
» Okunma: 2,321
Adı Bende Saklı Sevgili.
Forum: Şiirler
Son Yorum: by-göçmenoğlu
11-14-2025, Saat: 09:41 AM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 27
Enfal Suresi 12. Ayet. ”V...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-12-2025, Saat: 04:03 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 27
Kendi Uydurmalarını Allah...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-09-2025, Saat: 04:22 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 40
Rivayetler Kur’an’ın Önün...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-08-2025, Saat: 11:25 AM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 33

 
  Aşk Sen'siz yok oluşlarda.
Yazar: eRCi - 09-29-2011, Saat: 09:45 PM - Forum: Aşk (Genel) - Yorum Yok




umutlarin7cz8.jpg

ÖzLÜYORUM ...
ÖLÜYORUM
...





Gidişin sol yanımda bir bıçak kesiği
!
Sağ tarafımda yanlızlığın yarım kalan izi !
Can çekişmekde ruhumun her zerresi ...
Nefesim kesildi ...
Sesim kısıldı ...
Boğdum bütün hayallerimi !
Ellerim kanlı !


Titrek bedenim ayrılığından kalma bir korkak misali (!)
Sallanıyorum ...



Aklımın uçurumundayım yine .
Beynim toparlamıyor sensiz kelimelerimi .
Tek tek soktun yüreğimden sana dair harflerimi .
Devrikleştirdin Aşk'ka dair kurduğum en güzel cümlerimi ...
Fahili meçhul bıraktın yüreğimde işlenen bütün Aşk cinayetlerini ...



Düşüyorum !
Üşüyor yüreğim ...
Sessizce yaklaşıyor sol yanıma sancı !
Ağır ağır kanatıyor senin açtığın yaralarımı ... ... ...



D İ R E N E M İ Y O R U M !
Her adım atışımda ayrılık karşılıyor beni .
Bekliyor kapıda yanlızlığı ...
Bir selam versem koşup atlıyacaklar boynuma !
Sarıp sarmalıyacaklar tüm bedenimi ...
KA Ç I Y O R U M ...



Dönüş bileti olmayan yollara vurdum ben kendimi !
Bilmediğim bir kentin sabahında açıyorum gözlerimi ...
Gölgem bile sensizken terketti beni ...
B İ T İ Y O R U M ...



A Z A L I Y O R U M !
Hiçlikler sarıyor düşüncelerimi ...
Ben sensiz içimde çoğalan cümlelerimle virgul.gif biraz daha sana ÖzLÜYORUM SEVGİLİ ...
...
...
...

İyi dinle !!!
Aşk Sen'siz yok oluşlarda !!!
Sen Ben'siz ellerin koynunda !!!
Ben Aşk'sız

'Ölümün kucağında' ... ... ... ...





‎'Neden ölüyorsun?' sorusuyla eş değerdir aslında; 'Nereye gidiyorsun?' sorusu.
Gitmesi gerekiyordu; gitti. Ve benimse ölmem gerekiyordu öldüm.













Bu konuyu yazdır

  git diyorsun da
Yazar: ZencefiL - 09-29-2011, Saat: 02:36 PM - Forum: Maxi Geyik - Yorum Yok


Git diyorsun da olmuyor işte git demekle, herşeye rağmen gidemiyor insan. Metrobüs 3 lira olmuş haberin var mı ?Wink
Angel Wink

Bu konuyu yazdır

  Ana dilde İBADET konusu ve KUR'AN.
Yazar: halukgta - 09-29-2011, Saat: 10:34 AM - Forum: İslam - Yorum Yok

Ana dilde ibadet edebilme konusu, ne yazık ki diğer birçok konular da olduğu gibi tartışmalı ve karşılıklı atışmalarla geçmektedir. Bir kısım düşünce ana dilde ibadetin olamayacağını söylerken, bir kısmı ise Allahı anlayarak ve bilerek ibadet etmemizi zaten Kur’an istiyor, düşüncesiyle olabileceğini savunmaktadır. Biz iki düşüncenin de fikirlerine, delillerine bakalım ki daha sonrada Kur’an ın süzgecinden geçirip, kendimizce düşünüp doğrunun kararını verebilelim.

Önce ana dilde ibadet edebileceğimizi savunan düşüncenin delil ve fikirlerine bakalım.


(Namazda kuran tercümesinin okunup okunmayacağı tartışmasında " OKUNUR " diyenlerin dayandıkları Sünnet kaynaklı belge, Büyük sahabe Salman FARISI nin yaptığı FATIHA tercümesidir.

Daha sonraki fıkhı tespitlere dayanak noktası yapılan bu belgenin, Imam -i Azam Ebu Hanife tarafından fetva mesnedi olarak kullanıldığı Hanefi fıkhının temel kaynaklarından biri olan SERAHSI nin el-Mebsut adli eserinden öğreniyoruz.


Belge şudur: İlk Müslümanlardan ve Hz. Peygamber in seçkin arkadaşlarından biri olan İran asilli Selman Farisi Namaz sırasında Fatiha suresinin özgün metnini güzel okuyamadıklarını söyleyen ve bunun yerine Fatiha nin Farsça tercümesini okuyup okuyamayacaklarını soran ırkdaşlarına, bunun olabileceğini bildirmekle kalmamış, Fatiha yi Farsça ya çevirerek kendisine bas vuran kişilere göndermiştir ( Bk. Serahsi; Mebsut,1/36–37 )

Üzerinde olduğumuz konunun Sünnet açısından durumunu daha da önemli kılan başka bir belge vardır:

Salman Farisi arkadaşlarının Kendisine başvurması üzerine, Fatiha yi Farsça ya çevirip onlara vermeyi düşündüğünü Peygambere arz etmiş ve ondan onay aldıktan sonra işe girişmiştir. ( Bk. Tacu's-seria; Nihayetu Hasiyeti'l-Hidaye, Kiraat bölümü; Abhülhayy el-leknevi, Hidaye serhi, Dehli,1915 baskisi, sy,86.not:1;MUHAMMED Hamidullah; Kuran-i kerim tarihi ,sy;108 )

Ehlisünnet İnancının temel kabullerine göre,sahabelerin tümü MUKTEDA BIH ( Kendisine uymak dinen caiz olan müctehid ) Durumunda olduklarından, her birinin fetvasıyla ibadet geçerlidir.

Buna göre Selman in uygulaması başka hiç bir kanıt aramaksızın, Fatiha nin çevirisi ile ibadet edilmesini sağlamaya yetecektir. Nitekim Hanefi fıkıhçılar Fatiha nin çevirisi ile Namazın geçerliliğine HÜKMEDERKEN sürekli bicimde Selman in uygulamasına atıf yapmışlardır.

SAFII FAKIHI MUHAMMED B. Abdurrahman ed-DIMASKI nin eseriden Konuyu ustalıkla özetleyen bir kaç satiri vermek istiyorum:

IMAM-I AZAM EBU HANIFE söyle demiştir:

Namaz kılan kişi isterse Arapça özgün metni okur, isterse Farsça çevirisini.

Ebu Hanife nin Baş öğrencilerinden olan İmam Ebu Yusuf ve İmam MUHAMMED söyle demişlerdir:

Eğer fatiha yi Arapça metninden güzel okuyabiliyorsa Başka bir şeyi veya fatiha nin çevirisini okuması yeterli olmaz. Ama eğer Arapça metni güzel okuyamıyorsa, Fatiha nin kendi dilinden çevirisini okur. Bu da onun için yeterli olur. (Dimaski, MUHAMMED b. Abdurrahman; Rahmetu'l-Umme fi Ihtilafi'l-Eimme, Kiraatu's-Salat Bahsi )

Hanefi Fıkhının babası ve birinci derecede söz sahibi olan Imam-i Azam ın Kuran tercümesi ile ibadet meselesindeki Görüşleri ACIK ve KESINDIR :


Arap dilini bilen ve Kuran ı güzel bir telaffuz ile okuyabilenler de dâhil, namazda Fatiha yı tercümesinden okuyan herkesin namazı geçerlidir.

Büyük imam ın Bu fetvası herhangi bir mazeret veya zaruret kaydına bağlanmamıştır. Mutlak ve genel bir FIKHI görüştür. BIR GENEL FETVADIR.

İmamı Azam ın bu fetvasına göre, bir Müslüman örneğin Arap asıllı olsa veya Arapçayı öğrenip güzelce okuyabilse dahi,
Kuran ın çevirisi ile namaz kılabilir. Bunu yapabilmesi için kendisinden bir Mazeret istenmez.


İmamı Azam Görüsünün Hanefi FUKAHASINCA ayrıntılanan gerekçesi söyle özetlenir.


Kuran kâğıtlarda Yazılmış ve bizim Okuduğumuz Lafızlar değildir. Esas kuran o lafızların taşıdığı manadır ki, bir kelam-i nefsi ( ALLAH ın zati ile var olmaya devam eden söz ) olarak kalıptan kalıba dökülür. O kalıplar sonradan yaratılmış ( Muhdes ) Varlıklardır. Oysaki esas Kuran, MAHLÛK olmayan bir manadır. Hiç kuskusuz O,öncekilerin Zübürlerinde de vardı ( Şuara suresi,42 ) Buyrulması da bu gerçeği gösterir.

O halde esasi itibari ile mana olan KURAN ı Arapça lafız yerine, başka lafızlardaki çevirisinden Okumak mümkündür.


“Kaldı ki çeviri ile namaz kılmaya cevaz veren mutlak müçtehid sadece İmam-ı Âzam değildir. Tâbiûn nesli bilginlerinin tartışmasız hocası ve önderi olan ve tüm alanlarda müçtehid ve otorite kabul edilen Hasan el-Basrî (ölm. 110 / 728) ile Sûfî-bilgin Habîb el-Acemî de (öl. 120 / 737) bu konuda imamı Âzam gibi düşünmektedir.

Ensarî (Abdülali Muhammed b. Nizamuddîn), Fevâtihu’r- Rahamût adlı eserinde bize şunları söylüyor: “Mazeret halinde Kur’ân tercümesi ile namaz kılmak konusunda imameyn (İmam Ebu Yusuf ve İmam Muhammed) de İmam-ı Âzam’la aynı görüştedir. Velilerin ve âriflerin tacı, tarikat silsilelerinin halkalarından biri ve muhaddislerle (hadis ilmi ile uğraşanlarla), müçtehidlerin baş tacı Hasan el-Basrî’nin yakın dostu Habîb el-Acemî, Arapçaya dili çok yatkın olmadığı için namazlarında Kur’ân’ın Farsça tercümesini okurdu.



Şimdide ana dilde ibadete karşı çıkan düşüncenin bu fikre karşı ne söylediklerine bakalım.


İmam-ı Azam’ a, İran’ da yaşayan ve kitle halinde Müslümanlığı seçen bir topluluktan şöyle bir talep gelir.

Biz Müslüman olduk ancak Arapça bilmiyoruz. Kendi dilimizde ibadet edebilir miyiz?

Büyük İmam şu fetvayı verir:

Orijinal metinlerini ezberleyene kadar kendi dilinizde ibadet edebilirsiniz.

Cevap gayet açık ve nettir. İmam-ı Azam, anadilde ibadet konusuna ancak böyle bir durumda; o da orijinal metnin ezberlenmesine kadar ruhsat vermiştir.Bunun dışında, anadilde ibadet konusunda bir ruhsat yoktur.



Bir başka düşüncede fikrini söyle anlatıyor.


Öncelikle ibadetten kastın ne olduğunu ifade etmek lâzım. Eğer kişi dua edecekse bunu ana dilinde yapmasında hiçbir beis yoktur. Yalnız Arapça dua makbul olsaydı, pek çok insanın Allah’a sığınma ihtiyacı karşılanamaz, Arapça öğrenemeyenler dua gibi büyük bir hazineden mahrum kalırlardı. Bu durum elbette hikmet ve hakikate muhalif olacağından, her dilde dua edilmesi caizdir. İmanı elde eden insan mânisiz, müdahalesiz, engelsiz; her halinde, her arzusunda, her anda, her yerde rahmet hazinelerinin maliki ve mutluluk definelerinin sahibi olan ezel ebed padişahının huzuruna girip ihtiyaçlarını arz edebilir; dua vesilesiyle Allah’ın nihayetsiz rahmetini bulup, sonsuz kudretine dayanarak mükemmel bir ferah ve süruru kazanabilir. İşte bu kapı Almanca ile de açılır, Fransızca ile de açılır, Felemenkçe ile de Türkçe ile de açılır.
Madem öyledir; o hâlde namazı da anadilimizle kılalım, namaz surelerini Türkçe okuyalım denilirse bu son derece tehlikelidir, İslâm’ın ruhuyla ters düşmektir, daha açık ifadeyle bidâtttır, sapıklıktır.


Yukarıda sizlere naklettiğim ana dilde ibadeti kabul eden ve kesinlikle karşı çıkan iki düşünceyi okuduk. Doğrusu bizler ne yazık ki aklı bir kenara koyup, beşerin rivayetleri ne göre iman etmeyi daha uygun görmüş ve Kur’an ne söylüyor Rahman ne anlatıyor diye çok fazla merak etmemişiz.

Ana dilde ibadete karşı çıkan düşüncenin verdiği örnek düşündürücüdür. İmamı Azamın geçici olarak ana dilde ibadetini normal gören, fakat daha sonra Arapçayı öğrenme mecburiyeti getirmesini normal karşılayan düşünceyi, bana göre iyi analiz etmeliyiz. Acaba bir beşer, bu her kim olursa olsun. Rabbin vermediği bir ruhsatı, izni geçici olarak kullanabilir ve bunu geçici meşru kılabilir mi?

Gelin bu konuyu yukarıdaki bilgiler ışığında değil, Rabbin rehberinden yola çıkarak anlamaya ve düşünmeye çalışalım. Çünkü yukarıdaki rivayet ve hadis bilgileri dâhil, yani ana dilde ibadete onay veren bilgilerde, karşı çıkan düşüncede beşerin nakil yoluyla ilettikleridir. Her iki düşüncede yanlış olabilir, yada doğru olabilir, çünkü en emin yol KUR’AN dır. Bizler kesin kanıtları, delilleri ne olursa olsun Allah ın rehberinden aklımızla, mantığımızla bulmalıyız. En doğru yolda budur.


Kur’anı anladığı dilde okuyan bir insan, onlarca ayetinde, bizlere indirdiği ayeti düşünmemizi, akıl yoluyla mantığımızı kullanmamızı emreder. Yani ben ayetleri indirdim, koşulsuz inanacaksın demek yerine, ayetlerimi okuyun, düşünün aklınızı kullanın der. Bunu söyleyen Rahman tüm yarattığı kullarının kendi ana dilinde, indirdiği Kur’anı okumasına karşı çıkar mı? Bundan dolayıdır ki bizler, İslam dini için, AKIL DİNİDİR DERİZ. Gelin bizde böyle yapalım ve bu konuyu bizzat kendimiz Rabbin rehberinden yola çıkarak, acaba Allah ana dilde ibadet etmemize izin veriyor mu, bunu anlamaya çalışalım.


Bildiğiniz gibi Allah ın ilk emri okumaktır, peki nasıl okumak diye bir soru gelir hemen akla. Bakın Allah nasıl okumaktan bahsediyor.

Bakara 121: Kendilerine verdiğimiz Kitabı gereği gibi okuyanlar, işte ona iman edenler bunlardır. Kim onu inkâr ederse, artık onlar hüsrana uğrayanların ta kendileridir.

Allah acaba bizlere gönderdiği kitabı gereği gibi okumakla, neyi kastediyor olabilir. Çünkü ona iman edenlerin onu gereği gibi okuyacaklarını söylüyor. Bizler çocuklarımıza ders çalışmaları konusunda uyarırken, ne söyleriz? Oğlum ya da kızım, elindeki kitabı gereği gibi oku, yani anlayarak oku aklın başka yerde olmasın. Öğretmenin soru sorduğunda doğru cevap veresin diye uyarırız çocuklarımızı. Hemen düşünelim, bizler KUR’ANI gereği gibi yani anlayarak, tüm ayetler arasında bağlantıyı kurup, Rabbin ne söylediğini, bizlerin nasıl bir insan olmamız gerektiğinin tebliğini anlayabilmemiz için, hangi dilden okumalıyız? Arapça dersek, biz Arapça bilmiyoruz, bu durumda gereği gibi okumamız mümkün değil. Günümüzde hatırlayınız kurslarda Kur’anı okumasını öğretiyorlar, acaba gereği gibi mi okuyoruz dersiniz? Demek ki gereği gibi okumak ve anlayabilmek için, anladığımız dilden okumamız şart. Şimdide Nisa suresi 82. ayete bakalım.


Nisa 82: Kur'an'ı, iyice okuyup düşünmüyorlar mı? Eğer o, Allah'tan başka birinin katından gelseydi, elbette ki onun içinde birçok ihtilaf bulacaklardı.


Allah çok açık ve net bizlerin Kur’anı anladığımız dilden okumamızı istiyor. Yoksa Kur’anı iyice okuyup düşünmüyorlar mı der mi? Anlamını bilmeden okuyan, ayetler hakkında nasıl düşünsün ve anlasın. Bir örnek daha vermek istiyorum sanırım bu ayet hepsine bedel.

Zühruf 44: Doğrusu Kur'an, sana ve kavmine bir öğüttür. İleride ondan sorumlu tutulacaksınız.

Yüceler yücesi Allah size rehber olsun diye indirdim dediği kitap tan, huzuruma geldiğinizde hesap soracağım diyor bizlere. Bu durumda Allah Kur’anı nasıl okumamızı istiyor olabilir? Tabi dikkatle okuyup, anlayarak okumamızı istiyor. Buda anladığımız dilden okumakla olur. Bunun tersini nasıl düşünür de savunuruz? Şimdide şunu düşünelim, acaba Kur’an ın vermek istediği bilgiler, öğütler, Arapçanın sözcüklerinde mi, yoksa anlatmak istediği manasında mıdır? Allah yemin ederek kolaylaştırdım Kur’anı diyorsa, açık ve anlaşılır gönderdim açıklamasını da yapıyorsa, elbette gizli manaları olacak şekilde, herkesin anlayamayacağı bir tarzda göndermesi de mümkün olmayacaktır.

Kur’anın başka dile çevrilmeyeceğini söyleyip, Kur’an da ki bir kelimenin anlamı, başka hiçbir dilde karşılığının olmadığını söylemek, Rabbin tüm âleme, kâinata, cihana anlayacağı bir kitap göndermemiş demekle aynıdır. Eğer bunu savunursak tüm alemi Kur’anın güneşinden, rehberliğinden mahrum bırakmış oluruz ve Kur’anın anlatmak istediği manasından, anlamından uzaklaştırıp, Arapçanın dilini kutsamış oluruz, bunu da unutmayalım. Bunun tersini düşünmek, Rabbin adaletini sorgulamak olur. Zor anlaşılır bir kitap gönderip, daha sonra hesap sormak Rabbin adaletine asla sığmaz. Bir beşer yazdığı kitabı, tüm Dünya dillerine çevrilebiliyor ve tüm insanlık faydalanıyorsa, Allah katından gelen kitaba her dile çevrilmez, çevrilirse anlamı bozulur demek, KUR’ANIN evrenselliğine balta vurmak olur. Rabbim bundan korusun bizleri. Düşünün lütfen bir Almanı ya da İngiliz i İslam a davet etmek, Kur’an ile buluşturmak istediğimizde, onlara önce Arapça öğreneceksin dersek, onları Kur’an ile buluşturabilir miyiz?

Aslında çok fazla örnek verilebilir, fakat ana dilimizde namaz kılarken ibadet yapabileceğimize dair, apaçık kanıt aşağıdaki ayette sizce çok açık anlaşılmıyor mu? Yazımızın başında ana dilde ibadeti namaz dışında dua ederken savunan kardeşimiz, acaba aşağıdaki ayetlere Rabbimden namazlarında nasıl yardım isteyecek? Bilmediği bir dilde yardım istemesi mümkün olmadığını savunursak, Arapça bilmeyen Allah tan namazla yardım isteyemeyecek mi? Lütfen ayetler üzerinde düşününüz.


Bakara 153: Ey iman edenler! Sabır ve namaz ile Allah'tan yardım isteyin. Çünkü Allah muhakkak sabredenlerle beraberdir.

Bakara 45: Sabır ve namazla yardım dileyin. Bu, şüphesiz, huşÃ» duyanların dışındakiler için ağır (bir yük)dır.

Sizlere sormak isterim, eğer namazlarımızda Kur’an dilinden başka bir dil kullanılmaz diyor ve bunda iddia ediyorsak, acaba Arap olmayanlar namazlarında nasıl Yüce Rabbimden yardım dilesin? Şimdi birisi çıkıp şöyle diyebilir. Nasıl dua edileceğine dair ayetler var, onları okusun. Doğrudur duaların en güzeline birçok örnekler vardır Kur’an da. Bende hemen sormak isterim, acaba Allah böyle bir sınırlama yapmış mıdır? Yani size dua edecek örnekleri verdim, yalnız onlarla dua edin mi demiştir? Elbette hayır, Yüce Rabbim her konuda namazla kendisinden yardım istenebileceği kapısını ardına kadar açık bırakmıştır, aklınıza ne gelirse, her yardımı Yüce Rabbimden namazla dileyebiliriz, hem de anlayarak, bilerek, huşu ile.

Yüce Rabbin koymadığı bir yasağı kimse koyamaz. Bizler Yüce Rabbin ruhundan bir parçasıyız, onun lisanı yoktur. Bizlerin içinden geçirdiğimizi, isteklerimizi dili bir kenara bırakın manen zaten bilir. Biz insanlar sözcüklere muhtacız, ama Allah muhtaç değildir. Lütfen artık İslam ı şahlandıralım. Kur’anı duvara asılacak bir kitap olmaktan çıkarıp, anlayarak okuyalım ve anlayarak namazlarımızı kılıp, Yüce Rabbimden niyazda bulunalım, ondan yardım isteyelim. Allah o günkü topluma, bakın eğer ben size Arapça bir kur’an indirmeseydim, bana şunları söyleyecektiniz diyor.

Fussilet 44; Eğer biz onu başka dilde bir Kuran yapsaydık onlar mutlaka, "Onun ayetleri genişçe açıklanmalı değil miydi? Başka dilde bir kitap ve Arap bir peygamber öyle mi?" derlerdi….


Allah ayetlerini o kadar güzel açıklıyor ki, tabi anlayana anlamak isteyene. Allah size Arapça Kur’an indirmeseydim, bana itiraz edip sitem edecektiniz diyor. Ayetleri açıkça anlaşılır göndermeniz gerekmez miydi, biz Arap toplumuyuz ve peygamberimiz Arap, ama siz başka dilde bir kitap mı gönderdiniz diyecektiniz diyor. İşte Allah ın Arapça bir Kur’an göndermesinin nedeni bu dostlar, daha açık nasıl söylesin Yüce Rabbim? Ana dilde ibadet yapmanın günah olduğunu söyleyenlere, namazda Allah tan kendi dili ile yardım isteyemeyeceğini söyleyenlere, aynı mantıkla şunu sormak isterim; Arapça bilmeyen bir Türk toplumu ve Arapçadan başka dile çevrilmeyen bir kitap ve Rabbim anlamadığımız bir dilden bir rehber gönderip, daha sonrada bizi bu kitaptan mı hesaba çekecek?

Sorduğum soruyu herkes kendi nefisine sormalıdır. Kur’an ile irtibatı olanlar, onun rehberliğinden, güneşinden istifade edenler, eminim ki bu sorunun doğru cevabını verecektir. Rabbim cümlemizin yardımcısı olsun, çünkü içimize sokulan fitne o kadar büyümüş ve yerleşmiş ki, Rabbin gerçeklerini gören duyan bile yok.

SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK

Bu konuyu yazdır

  Bugün Doğanlar 29.09.2011
Yazar: sıla - 09-29-2011, Saat: 01:20 AM - Forum: Astroloji - Yorum Yok

Yaşamı bir serüven edası içinde yaşamaktan hoşlanırlar. Bilgelik yönleri gelişmiştir. Maddi konularda sezgilerine çok güvenirler. Hayatı keyifli yaşamaktan hoşlanırlar.

Bu konuyu yazdır

  Oğlak 29.09.2011
Yazar: sıla - 09-29-2011, Saat: 01:18 AM - Forum: Oğlak - Yorum Yok

Çevrenizde yaşanan yorucu aşk ilişkileri cesaretinizi kırsa da, aşka zaman ayırmaya çalışın. Birinin, gittikçe cazibe odağı olduğunuzu göremiyorsunuz. İş hayatınız dışındaki ilgisiz kalamadığınız yerleşmiş gündelik sorunlar, yalnız iş yaşamınızda değil, hayatın her alanında sizi isteksiz kılıyor. Bugünlerde işlerinizi biraz daha fazla önemsemelisiniz. Beklemediğiniz bazı para girdileri, uzun süreli rahatlamalar getirebilir. Gün içinde kendinize zaman ayırıp dinlenmeye özen göstermelisiniz.

Bu konuyu yazdır

  Balık 29.09.2011
Yazar: sıla - 09-29-2011, Saat: 01:16 AM - Forum: Balık - Yorum Yok

Kısmet dolu bir gün. Şansınız ve olayların akışı sizi hedefinize doğru hızla götürmektedir. Maddi ve manevi bakımdan kazançlar sağlamanız artık kolay olacak. Bazı iş arkadaşlarınızdaki önyargılı yaklaşımları çalışma hayatının klasik devinimleri olarak ele almak, zaman içersinde problemsiz ilişkileri getirebilir. Bu aralar içtiğiniz şeylere dikkat etmeli, soğuk gıdalardan uzak durmalısınız. Boğaz ve ses kısılmaları bir süre sizi uğraştırabilir.

Bu konuyu yazdır

  Kova 29.09.2011
Yazar: sıla - 09-29-2011, Saat: 01:15 AM - Forum: Kova - Yorum Yok

İlişkinizdeki sorunları çözmek adına partneriniz birçok adım attı, ama sizin bunları görmediğiniz şeklindeki görüşlerde, haklılık payı olabilir. Yeniden sıcak ilişkiler için ilk adımı, bu kez de sizin atmanız bekleniyor. Kısa bir süre sonra çıkmayı düşündüğünüz iş yolculuğu, kariyer anlamında ufkunuzu genişletecek. İş yaptığınız kişilerle kurduğunuz sıcak ilişkiler sizi gelecekteki bir ortaklığa hazırlıyor. Yakın bir arkadaşınızla para konulu gerginlikler yaşayabilirsiniz, hazırlıklı olun.

Bu konuyu yazdır

  Yay 29.09.2011
Yazar: sıla - 09-29-2011, Saat: 01:10 AM - Forum: Yay - Yorum Yok

İlişkinizi çevrenizde gereğinden fazla tartıştırıyorsunuz. Bu davranışınız sorun yaratabilir. Sorunları daha çok içerde çözme eğilimleri, rahatsızlık veren dış müdahaleleri en aza indirebilir. Meslek hayatınızda yeni olanaklar var. Uzun süredir yolunda gitmeyen iş hayatınız, karşınıza çıkacak bir fırsatla değişecek. Zekanıza güvenerek olumlu kararlar verirseniz, bu imkanı iyi şekilde değerlendirmiş olacaksınız. Harcamalarınızı kontrol edecek birine ihtiyacınız var.

Bu konuyu yazdır

  Akrep 29.09.2011
Yazar: sıla - 09-29-2011, Saat: 01:08 AM - Forum: Akrep - Yorumlar (3)

Hayatınızın tüm sorumluluklarını üstlenerek, kararlarınızı kendiniz vermek istediğiniz bir devredesiniz. Duygusallığa pek yer vermediğiniz ve enerji harcamak istemediğiniz bu devrede, mantık daha fazla iş başında. Koruyucu, otoriter, kural koyan yapınız, insanlarla problem yaşamanıza neden olabilir. Bir dostunuza kefil olmanız istenecek. Arkadaşınız kötü niyetli olmasa bile bu işte sizi biraz üzecek gibi görünüyor. Sağlık konularında geçici hareketlenmeler olabilir.

Bu konuyu yazdır

  Terazi 29.09.2011
Yazar: sıla - 09-29-2011, Saat: 01:04 AM - Forum: Terazi - Yorum Yok

İlişkinizde kızgınlık yaratan açmazlarınızın sevgilinizi daha çekici biri yaptığını inkar etmeyin. Arada bir sergilediği aşırı çıkışlarını kişilik özelliği olarak kabullenmek durumunda kalacaksınız. Fırsatları iyi değerlendirebilirseniz, uzun zamandır istediğiniz bir projenizi hayata geçirebilirsiniz. Cesaretinizi kıracak eleştirileri duymazdan gelin. Kendinize güvenin. Ciddiye almadığınız küçük harcamalar gözünüze batmıyor, ama sonradan sıkıntısını siz çekiyorsunuz.

Bu konuyu yazdır

  Tarih: 11-19-2025, 02:19 AM