:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi
Hoşgeldin, Ziyaretçi
Sitemizden yararlanabilmek için Kayıt olmalısınız.

Kullanıcı Adınız:
  

Şifreniz:
  





Forumda Ara

(Gelişmiş Arama)

Forum İstatistikleri
» Toplam Üyeler: 16,695
» Son Üye: trendblooms
» Toplam Konular: 98,539
» Toplam Yorumlar: 1,065,519

Detaylı İstatistikler

Kimler Çevrimiçi
Toplam: 384 kullanıcı aktif
» 0 Kayıtlı
» 380 Ziyaretçi
Applebot, Baidu, Bing, GoogleBot

Son Aktiviteler
Ali İmran 78 -79. Ayetler...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
, Saat: 03:50 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 9
Günün Şiiri
Forum: Şiirler
Son Yorum: by-göçmenoğlu
, Saat: 10:13 AM
» Yorumlar: 9
» Okunma: 2,298
Adı Bende Saklı Sevgili.
Forum: Şiirler
Son Yorum: by-göçmenoğlu
, Saat: 09:41 AM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 16
Enfal Suresi 12. Ayet. ”V...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-12-2025, Saat: 04:03 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 21
Kendi Uydurmalarını Allah...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-09-2025, Saat: 04:22 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 32
Rivayetler Kur’an’ın Önün...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-08-2025, Saat: 11:25 AM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 28
Günümüzde bizlerin öyle b...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-07-2025, Saat: 04:14 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 31
Maide Suresi 41-42-43-44....
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-06-2025, Saat: 12:42 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 35
Allah’tan Başka VELİLER E...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-05-2025, Saat: 11:29 AM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 30
Bizlere Öğretilenleri, Ku...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-04-2025, Saat: 05:42 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 27

 
  KÖŞE KAPMACA
Yazar: qeLincik - 12-01-2011, Saat: 06:59 PM - Forum: Aşk (Genel) - Yorumlar (1)

Sevqili dediqin ne ki
Yalan söylememek özqürlüqü
Komşu selamı kadar hesapsız
Her yıl daha fazla sevdik zamansız
Günün her vakti sabah
Ve istersek her qece aydınlıktı
Sen yokken seni sevmek
Daha qüzeldi
Kırılmasın diye üzerine titrerdim
Sen üşüyorum sandın
Sevqililik ne ki
Kalplerin birbirine emaneti
Seni bulduqumda kendini kaybetmiştin
Benim olduqunda kendimi kaybettim


CY

Bu konuyu yazdır

  Sevgiliye Açılmamış Mektup
Yazar: acemhe - 12-01-2011, Saat: 05:58 PM - Forum: Aşk (Genel) - Yorumlar (2)

Varlığın, yokluğuna özdeş şimdi…
Yazıyorum birkaç dakika ağlamışlığın ve gözyaşının üstüne…

…
Sen bulanıklaşsan da, gözüm hep ufuktaki yalnız haberciyi gördü… Buğulanmış cama çarparken yağmur damlaları, ben çizdim bir kâlp içine iki bedeni…
Zamanın bilmem hangi köşesindeydik hatırlamıyorum. İşime gelmeyen buluşmalardan kaçmadım sen varsın diye… Çam diplerinde petunyaları kuruturken ellerimizde, sen bana SENİ SEVİYORUM derken bile bakamıyordum gözlerine. Utancımdan … alışık olmadığımdan belki … belki de o öpülesi dudaklarından ayıramam dudaklarımı diye, korkumdan.. Farkına varamadım gerçeklerin.. Gözlerine saklanmış hainliği sezseydim eğer; … eğer, denizlerden çaldığın dalganın, bir mühür gibi yüreğime leke yapacağını çözebilseydim, mayasız öperdim seni.. Özüm’süz …

…
Güzel kelimeler istiyordum senden … Ay ışıklarıyla yıkanmış, okuyunca en çirkin anlarımın anlamlaştığı, okuyunca dokunduğun gözlerimin mızmızlaştığı …

…
Kulağımın arkasına fısıldanmış güzel kelimeler biriktirmiştim ben sana oysa… terk edip gitmeseydin ansızın; duyacaktın … Ben çırpınırken bir kaşık suyun derinliğinde boğulmamak için, sen görünce beni böyle çaresiz, beni böyle çırılçıplak; tutup çıkarırsın diye uzatmıştım ellerimi..Sen, biraz yukardan ifrit dolu yüreğinle bakıp gülmüştün hâlime.Oysa ben susmanı bekliyordum.. birde ıslak bedenimi sarmanı… bir “NEYİN VAR SENİN” e öyle ihtiyaç duymuştum ki o an; anlatmak istedim, ama sen … yoktun..!

…
Yıllar geçti aradan.. ve farkında olmadan…
Adımlarım daha büyük, daha hızlı ve daha sağlam…
Yokluğunda büyüttüğüm acılarımı her gün tazelemek zoruma gitmeye başladı. Ve hasretinin bitime uğraması gerekti. Eylüldü.. hüzün mevsimiydi.. nasıl unuturdum seni? Yaprakların salına salına karıştığı toprağı öpüyordum, “Vatanım” diye değil! Sen dön diye…

…
-Köylü kız- büyüsü bozulduğunda ben öğretmen olmuştum.. Hani rüyalarımın en güzel sahnesinde seyrederken, göz yaşlarımı tutamadığım … hani en mateminde gecenin; üzerimde bir hamal gibi taşıdığım sensizlik yükünü atmak istediğimde, düşünüp de derinlere daldığım….
Hatırladın mı?
Saçlarım; senin bildiğin kadar sıradan değil artık..
Gözlerime durulmayı öğrettim..
Dudaklarıma kilit vurdum konuşmasın diye..
Yüreğimdeki seni her gece zindana attım bensizliğin acısını, sensizliğin acısını çektiğim gibi çek diye! !

…
Gitme Sevgili!
Sokak aralarında yitirdiğim aklımı geri ver bana.. yüreğim yüreğinde.. Böyle kuru bir beden ne işe yarar sensiz.. Ya dünümü ver, yada hakkımı! çok mu arzu ettiklerim?
Hayatının kısa film akropollerinde hiç mi karem yok? Senaryoda figüran olarak ölmek istemiyorum.. al beni de gözlerine…
…
Gözünle gördüğün her seksiyonda bir sahtekârlık, her parselinde acı ve göz yaşı… Güzel kelimelerinden duymak istiyordum bir ikindi çayı ertesinde.. Dudaklarından dökülmedikten sonra, adıma yazılan mektupların ne albenisi var ki?

…
Evlendim…Soğuk duvarlarında, gece lâmbasının aydınlattığı kadar görebildiğim dünyanın eşiğinde, bedenimi saran başka kolları sen zannedip doyasıya, hissedilmeyen kokunu sineye çektiğim günler aklıma geldi..

Evlendin…İkinci sayfa haber bültenlerinden öğrenmek istemezdim… Bilmek isterdim yerime koyduğun biblonu… Kim bilir hangi Can sırada bekliyordu Yanmak için… Farkında olmadan işlediğin günahın bedelini ödeyeceksin demiştim … Yüreğimi yüreğine koymuş olsaydın farkına varırdın süzülmemiş gerçeklerin… Arsız gönül kuşun konmuştu bir başka evin bir başka penceresine…Açar mıydı? …

…
Yıllar geçti aradan … farkında olmadan.
Cebimde kimsenin göremediği bir öfke saklı sevdiğim… Çıkardığımda dağ dayanmaz ki gönlün dayansın? Ben, kaybolmuşluğun sefasını sürerken, sen, bensizliğin nedametini çekiyorsun… Hissediyorum bunu…Ne ektin ki biçesin?

Beni arıyorsan;
Yokum! !
Sisle çevirdiğin bu evren, artık benim olmadığı kadar, seninde değil! !
Zaman hızla akıp gidiyor..
Yıllar sonra bugün, bakıp da halime gülmeyeceğim… Gözlerime durulmayı öğrettim…
Dudaklarım, dudaklarında güneşe selam çakmayacak artık..
Erkekçe, namusluca çekip gideceğim gözlerinin önünden;
Arkasına bile bakmadan…
…
Dur! !
Yaklaşma…
Yollarına toz olduğum sevgili! !
Dudak büktüğüm gidişine…
Yüz eskittiğim zamanla..
Ey Yüreğimi yüreğine bir kez olsun konuk edemediğim sevgili! ! !
Dokunma ellerime..
O eller ki, zamanın bir köşesinde, okul kaçışlarının heyecanıyla atan kâlpleri bir bedene dolduran; sonra Tek can ile kenetlenip kaderin vahametini inadıyla kıran eller…

…
Git..

Varlığın, yokluğuna özdeş şimdi…
Yazıyorum birkaç dakika ağlamışlığın ve gözyaşının üstüne…

Bu konuyu yazdır

  İslam dininde bölünmeye giden yollar ve nedenleri.
Yazar: halukgta - 12-01-2011, Saat: 02:19 PM - Forum: İslam - Yorum Yok

Günümüzde İslam ı anlatan, hatta gelin gerçek İslam ı sizlere yaşatalım diyen topluluklar, tarikatlar, cemaatler görürüz. Hepside aynı peygambere, aynı kitaba iman ettiği halde, inanılmaz farklılıklar göze çarpar. Bu tarih boyunca da farklı boyutlarda devam etmiş, günümüze kadar gelmiştir. Aslında bu farklılıklar, yalnız İslam dininde değil, diğer ehli kitap dinlerinde de görülmektedir.

Peki, nedir bu farklı olanlar ve neden farklı? İşte sizleri düşünmeye davet etmek istediğim konu, bu farklılıkların neler olabileceği, nedenleri konusunda olacaktır. Ben bazı konulara sizlerin dikkatinizi çekmek istiyorum. Bu yazıyı okurken inanıyorum sizlerde, yapılan başka yanlışları hatırlayacaksınız. Çünkü saymakla bitmezde ondan.

Önce düşünelim. Allah bizlerden ne istiyor ve bu istediklerini açıkça belirtmiş mi? Burası önemli. Sorumlu olduklarımız tek tek açıklanmış ve apaçık belirlenmiş mi?

Gelin önce bu sorumuza, Kur’an dan cevap arayalım. Sanırım tek bir ayet dahi, aklını kullanana yeterli olacaktır.

Zühruf 44: Doğrusu Kur'an, sana ve kavmine bir öğüttür. İleride ondan sorumlu tutulacaksınız.


Allah aslında çok açık bir tebliğde bulunmuş ve demiş ki; Sizlerin sorumlu olduğunuz kitap Kur’an dır. Allaha güvenen, ona dayanan bir insan, bu kadar açık bir hükmü göz ardı ederek yaşıyorsa, sanırım Kur’an ı doğru anlaması ve İslam ı Allah ın emrettiği yolda yaşaması, mümkün olmayacaktır.

Şu soruyu kendimize soralım. Allah sizleri bu kitaptan sorumlu tutacağım diye hüküm verdikten sonra, bu kitabın vermediği bir hükümden de, sizce bizleri sorumlu tutar mı? Aklı olana her şey o kadar kolay ki. Onu kullanmayana, sanırım ne yapsak fayda etmeyecektir.

Nefsimize sormamız gereken bir başka soru daha. Acaba bizleri imtihan edeceğini apaçık söylediği bir rehber kitap, bizlere gerekli olan her şeyin olmadığı, herkesin anlayamadığı, zor anlaşılan bir kitap olabilir mi? Bu sorulara doğru cevap bulan, yaptığımız yanlışların ana nedenini anlayacaktır.

Aynı kitaba inandığımız halde, farklı İslam ı yaşamamız, Allah ın ayetlerine gereği gibi iman etmediğimizden kaynaklanmaktadır. Bakın Allah sizleri Kur’an dan hesaba çekeceğim dediği halde, bizler neler söylüyoruz Allah ın rehberine?

İslam ı doğru yaşamak istiyorsanız yalnız Kur’an yetmez. Çünkü Kur’an özet bilgiler verir ve herkes anlayamaz. İslam ı doğru yaşamak isteyen, fıkıh kitaplarından öğrenmelidir.

Ne dersiniz, bu düşünce doğru diyebilir miyiz? Allah sizlere rehber olsun diye gönderdim diyor Kur’an ı, fakat biz Rabbin rehberine neleri layık görüyoruz. Aldığımız bir cihazın, kullanma kılavuzuna bile böyle bir saygısızlık yapmayan bizler, nasıl olurda Rabbin katından bizlere, rehber, kılavuz olsun diye indirdiği Kur’an a bu saygısızlığı yaparız, doğrusu anlamakta güçlük çekiyorum.

Ne yazık ki günümüzde, genelde bu soruya verilen cevap, yukarıda yazdığım düşünce doğrultusunda olduğu içindir ki, bizler sayısını dahi bilemediğimiz bir şekilde bölünmüşüz. Bölünmeye de devam ediyoruz. Hâlbuki Allah sakın, dinde bölünmeyin, sizlere kolay anlaşılır, detaylı, aklını kullanana anlayabileceği bir kitap gönderdim, demiyor muydu? Yüce Rabbimi dinleyen bile yok.

Kur’an da her şey yoktur diyerek bizleri, beşerin birbirinden çok farklı, fıkıh kitaplarına yönlendirmeleri, bölünmenin ana kaynağını oluşturmuştur. Halbuki Allah bizleri Kur’an dan sorumlu tutmamış mıydı? Sizce Kur’an da her şey açıkça anlatılmış olmasaydı, Rahman böyle bir ayet indirir miydi? Bakın Allah Kur’an için ne söylüyor, bu ayetleri apaçık tebliğ alan bizler, bu rivayetlere inanırsak, elbette kendi nefsimizde yarattığımız bir dine inanmamız kaçınılmaz olacaktır.

Enam 38: Yeryüzünde hiç bir canlı ve iki kanadıyla uçan hiç bir kuş yoktur ki, sizin gibi ümmetler olmasın. Biz Kitap'ta hiç bir şeyi noksan bırakmadık, sonra onlar Rablerine toplanacaklardır.

Nur 34: Yemin olsun ki, size, gerçeği açık-seçik anlatan ayetler, sizden önce gelip geçmiş olanlardan örnekler, korunanlar için de bir öğüt indirdik.


Araf 174: İşte ayetleri böyle ayrıntılı olarak açıklıyoruz, olur ki dönerler.

Yüce Rahman açıkça, biz bu kitapta hiçbir eksik bırakmadık dediği halde, bizler bu kitapta her şey yoktur diyorsak, gittiğimiz yol sizce Allah a ulaşır mı? Sizlere gerçeği açık seçik ve ayrıntılı verdik dediği halde, bizler bu kitap için hala inatla, özet bilgiler vardır demeye devam edersek, bize öğretilenleri Kur’an da bulamadığımızda, bakın her şey yazmıyormuş Kur’an da diyerek büyük yanlış yaparsak, sonumuz nice olur dostlar?

İşte sizlere, yüzlerce farklı İslam yaşanmasına neden olan yol ve yöntemden, bazı örnekler sundum. Bunları söyleyenlere inandığımızda, kendimizce birçok inanç sistemleri yaratırız. Elbette böyle bir yol izlediğimizde, öyle farklılıklar çıkacaktır ki, sonunda bizlerde neye inanacağımızı şaşırmamız, kaçınılmaz olacaktır.

Bir arkadaşımız benim bir yazıma verdiği cevapta, bakın neler söylemiş.

(Eğer aklınız ile konuları çözümlemeye çalışıyorsanız boşuna kürek sallarsınız. Çünkü Din akıl terazisi ile ölçülmez. Eğer herkes kendi aklına göre İslam dinini yaşamaya çalışırsa, o zaman binlerce ortaya İslam dini ortaya çıkar. )



Aslında içinde bulunduğumuz yanlışı, bu sözler çok iyi anlatıyor. Allah Kur’an da bizlere nasıl bir yol yöntem izlememizi emrediyordu? Aklını kullanmayı bırak ta, verdiğim emirlere mi bak diyordu? Yoksa tam tersini yaparak, gönderdiğim ayetler üzerinde düşünün, aklınızı kullanın ve sakın velilerin ardına düşmeden, doğru yolu bulun mu diyordu?

İşte aynı kitaba inandığımız halde, belki de birbirinden çok farklı, yüzlerce İslam dini yaratmamızın ana kaynaklarından biriside, bu düşüncenin altında yatıyor. Önemli olan baktığımız pencerenin, doğru pencere olup olmadığıdır. Kur’an penceresinden bakmayıp, edindiğimiz velilerin penceresinden bakan, elbette Rabbin gerçeklerini de göremeyecektir.

Gelin bu soruyu Kur’an a soralım. Bakalım Allah aklımızı kullanmadan mı iman etmemizi istiyor, yoksa tam tersine aklımızı özellikle kullanmamız önerisinde mi bulunuyor? Birkaç örnek verelim.

—Yunus suresi 100. ayetinde, Akıllarını güzelce kullanmayanları Allah pislik içinde bırakırım der ve bizleri uyarır.

—Aliimran 7. ayetinde Allah, ancak aklıselim sahipleri düşünüp anlar, diyerek düşünmenin önemine işaret eder.

—Bakara 197. ayetinde Allah, Ey temiz akıl sahipleri, Benden korkup-sakının uyarısı ile akla atıfta bulunur.

_Maide suresi 58. ayetinde Allahın ayetlerini düşünmeyen kullarına seslenişi de düşündürücüdür. Bu davranış, onların düşünemeyen bir toplum olmalarındandır.

— Enfal 22. ayetinde, Allah katında en kötü kişilerin bakın kimlerin olduğunu söylüyor. Akıllarını işletmeyen sağır-dilsizlerdir.

Bu ayetlere benzer yüzlerce ayet vardır ki, Rabbim bizleri akılla, düşünerek imanımızı yaşamamızı ister. İşte bu ayetleri görmezden gelip, beşerin sözlerine inananlar, elbette aynı kitaba iman ettiğimiz halde, farklı inançlar yaratıp, peşinden koşacaklardır.

Bana cevap veren kardeşimiz, eğer akılla Kur’an ı anlamaya kalkarsak, farklı inançlar, farklı İslam anlayışlarının çıkacağını söylemişti hatırlayınız. Hâlbuki günümüzde, tam tersine bu farklı inançların çıkmasının asıl nedeni, Kur’an ı, İslam ı anlamaya çalışırken, aklımızı kullanmadan iman etmemizden kaynaklandığı, sizce çok açık değil mi?

Hastanın tedavisi için, önce doğru teşhis koymak gerekir. Allah velilerin ardına düşmeyin, din ve iman adına veliniz yalnız benim diyen Rabbime kulak vermeyen bizler, elbette kendi nefsimizce edindiğimiz veliler sayesinde, farklı inançlar, dinler yaratmamız kaçınılmaz olacaktır.



Bizlerin unuttuğu bir şey var, oda bu Dünyada imtihanda olduğumuz gerçeğidir. Okulda nasıl imtihan olduğumuzda, çok farklı notlar alınıyor ve her öğrenci okul bitiminde çalıştığı, çaba gösterdiği ölçüde başarı sağlıyorsa, bizlerde Allah katında imtihanımızı, bizzat kendimiz yaşamalıyız. Hiç kimse bir diğerinden, kopya çekerek aklını kullanmadan, çaba göstermeden, Allah ın rehberi ile buluşmadan, başarılı olacağını sanmamalıdır. Çünkü kopya çekmeye çalıştığı kişinin verdiği cevaplarının doğru olduğunu bilmeden, bizlerinde aynı hatayı yapma riskimizin olduğunu unutmamalıyız.

Geçmişte buna benzer bir örneği hatırlarım. Bir arkadaşımız imtihan notları açıklandıktan sonra şöyle yakınıyordu diğer arkadaşına. Ben seni çalışkan bilirdim. Senin yaptıklarının bende aynısını geçirdim kâğıda. Meğer yanlışmış, senin yüzünden zayıf aldım demişti. Daha sonrada yine aynı arkadaşımız, soruları kitaptan araştırdığında, cevaplarının çok kolay olduğunu, keşke çalışsaydım dediğini hiç unutmuyorum.

Bizlerin Yaratıcısı Rahman, bizleri imtihan edeceği kitabı, yemin ederek kolaylaştırdığını söylediği halde, bu kitabı herkes anlayamaz, Kur’an da her şey yoktur, onu veli insanlar anlar diyerek, imtihan olacağımız kitabı ve sorumlu olduğumuz konuları değiştirenlerin peşi sıra gidenler, elbette farklı İslam anlayışı içinde olacaklardır. Sizce bunu yapanların, Rabbin imtihanından geçer not alma şansı ne olabilir? Bu sorunun cevabını Rabbin huzurunda, hep birlikte göreceğiz.

Ben bütün yazılarımda, özellikle aynı konu üzerin de durup, dikkatinizi çekmeye çalışıyorum. Oda Kur’an ı anlayarak okumak ve Rabbin ayetlerini bir bütün olarak düşünmeye davet etmektir. Bunu yapanları hiç kimse, Allah ile asla aldatamaz, kandıramaz.

Hepimiz Kur’an ın öğrencisi olurda, onun nurundan nasiplenmek adına çaba harcarsak, bir gün Kur’an ın nuruyla gözlerimiz ve gönlümüz parlayacaktır. İşte bundan sonra, yanlış yapmamızda mümkün olmayacaktır.

Dilerim Allah ın verdiği aklı kullanan, sorumlu olduğumuz Kur’an ın ipine sıkı sıkı sarılan ve Kur’an ın nuruyla gözleri ve gönlü parlayan, Rabbin halis kullarından oluruz.

Saygılarımla Haluk GÜMÜŞTABAK

Bu konuyu yazdır

  Bugün Doğanlar 01.12.2011
Yazar: sıla - 12-01-2011, Saat: 01:03 PM - Forum: Astroloji - Yorum Yok

İletişim ve yollarla ilgili kazançları her zamana çok fazla olacak fakat dağınıklıkları yüzünden fırsat kayıpları yaşayacaklardır. Dengelenmeye her zaman ihtiyaçları vardır. Hafızaları çok güçlüdür.

Bu konuyu yazdır

  Balık 01.12.2011
Yazar: sıla - 12-01-2011, Saat: 01:01 PM - Forum: Balık - Yorum Yok

Aşk hayatınız hareketlenmeye başladı. Katılacağınız bir davette sizi derinden etkileyecek biriyle tanışabilirsiniz. Ancak yine de çok yüksekten uçmamakta fayda var. İş konusunda da kendinizi fazla zorlamamaya özen gösterin. İş arkadaşlarınızla aranızda meydana gelecek gerginlikler size başarısızlık olarak geri dönebilir. Ayrıca bu durumun başarısız olmanızı isteyenler için bir fırsat yaratacağını da unutmayın. Ödemelerden biraz sıkıldınız, destek almanız gerekebilir.

Bu konuyu yazdır

  Kova 01.12.2011
Yazar: sıla - 12-01-2011, Saat: 01:00 PM - Forum: Kova - Yorum Yok

Sevginizi ifade etmede zorluk çekebileceğiniz bir gün. Sağlıksız bir ilişkiyle sürdürülen bir gönül oyunundan rahatsızlık duyuyorsunuz. Bu ilişkiyi bir düzene sokmaya çalışın. İşleri iyi dağıtmanıza rağmen başınızı kaşıyacak vaktiniz yok. Sizi epeyce yorulacağınız günler bekliyor. Harcamalarınızı kontrol edecek birine ihtiyacınız var. Midenizin sağlıklı olmasına güvenerek, her türlü abur cuburu yiyorsunuz. Ama bir gün çok pişman olabilirsiniz. Bunlar daha sonra size kilo ve mide ağrısı olarak geri dönecektir.

Bu konuyu yazdır

  Oğlak 01.12.2011
Yazar: sıla - 12-01-2011, Saat: 12:57 PM - Forum: Oğlak - Yorumlar (1)

Sevgilinizle bir soğukluk yaşıyorsunuz. Daha ilgili ve anlamaya yönelik bir yaklaşım aranızdaki sorunları çözebilir. Bugün her zamankinden daha fazla sorumluluk üstlenmek zorunda kalabilirsiniz. İşinizle ilgili olumlu gelişmeler olurken resmi evraklarla ilgili bazı sorunlar yaşamanız mümkün. Parayla ilgili bazı sorunlarınızı çözebileceğiniz bir gün. Moraliniz iyi ama yine de soğuk havanın getirebileceği nezle ve grip gibi küçük hastalıklara karşı tedbirli olmanızda fayda var.

Bu konuyu yazdır

  Yay 01.12.2011
Yazar: sıla - 12-01-2011, Saat: 12:56 PM - Forum: Yay - Yorum Yok

İşlerinizde yoğunlaşmanız nedeniyle aşk hayatınızda bazı sıkıntılar olabilir. Partneriniz aşka sizin gibi bakmıyor! Aslında gayet açık sözlü, rahat bir insan olmanıza rağmen, gereksiz yere ketum olmaya çalışıyorsunuz. İşinizde daha yüksek bir performans elde etmek aslında elinizde. Biraz daha planlı ve programlı hareket etmeli, strateji kurmaya çalışmalısınız. Bazı gündelik sıkıntılarınız olsa da parasızlık çektiğiniz söylenemez. Abur cubura olan düşkünlüğünüz sağlıksız beslenmenize yol açıyor.

Bu konuyu yazdır

  Akrep 01.12.2011
Yazar: sıla - 12-01-2011, Saat: 12:55 PM - Forum: Akrep - Yorumlar (2)

Karşıt düşünceli olduğunuz sevgilinizin düşüncelerine saygı duymazsanız, ilişkiniz uzun sürmez. Çelişkide olduğunuz konuların sizin için olan önemini değerlendirin. Bir-iki gündür sinirleriniz biraz gergin. Bu gerginlik size yanlış işler yaptırabilir. Bugün tartışmalardan uzak durmanızda yarar var. Duygularınızın karmaşıklığı ve aceleciliğiniz, maddi konularda hatalı davranmanıza yol açabilir. Yapacağınız spor ve aktiviteler sizi daha da canlı ve hayata bağlı biri haline getirecek.

Bu konuyu yazdır

  Terazi 01.12.2011
Yazar: sıla - 12-01-2011, Saat: 12:54 PM - Forum: Terazi - Yorum Yok

Sevgiliniz sizin yaşam kaynağınız. Kesinleşmemiş konular kafanızı kurcalarken, geleceğe ilişkin umutlarınız gittikçe yoğunlaşıyor. Yalnız ilişkinizin ciddiyetini yavaş yavaş aile büyüklerine de anlatmaya başlamalısınız. Kariyerinizi doğrudan etkileyecek bir toplantıda bulunmanız mümkün. Soğukkanlı olmanız ve kontrolü elden bırakmamanız gerekiyor. Maddi konularda kendinizi çıkmazda hissedebilir ve çeşitli sorunlarla karşılaşabilirsiniz. Bugün stresten uzak durmaya çalışın.

Bu konuyu yazdır

  Tarih: 11-15-2025, 09:19 AM