:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi
Hoşgeldin, Ziyaretçi
Sitemizden yararlanabilmek için Kayıt olmalısınız.

Kullanıcı Adınız:
  

Şifreniz:
  





Forumda Ara

(Gelişmiş Arama)

Forum İstatistikleri
» Toplam Üyeler: 16,695
» Son Üye: trendblooms
» Toplam Konular: 98,536
» Toplam Yorumlar: 1,065,515

Detaylı İstatistikler

Kimler Çevrimiçi
Toplam: 303 kullanıcı aktif
» 0 Kayıtlı
» 300 Ziyaretçi
Baidu, Bing, GoogleBot

Son Aktiviteler
Kendi Uydurmalarını Allah...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-09-2025, Saat: 04:22 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 17
Rivayetler Kur’an’ın Önün...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-08-2025, Saat: 11:25 AM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 16
Günümüzde bizlerin öyle b...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-07-2025, Saat: 04:14 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 21
Maide Suresi 41-42-43-44....
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-06-2025, Saat: 12:42 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 26
Allah’tan Başka VELİLER E...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-05-2025, Saat: 11:29 AM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 26
Bizlere Öğretilenleri, Ku...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-04-2025, Saat: 05:42 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 24
Nisa Suresi 34. Ayet Ve K...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-03-2025, Saat: 05:00 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 28
Allah Biz Kullarını Resul...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-03-2025, Saat: 11:29 AM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 21
Kamer Suresi 17-22. Maide...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-01-2025, Saat: 01:12 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 34
Allah Neden Bazı Ayetlerd...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
10-31-2025, Saat: 10:58 AM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 35

 
  Sevmek
Yazar: icimdekises - 03-03-2012, Saat: 12:49 AM - Forum: Aşk Hikayeleri - Yorum Yok

Önce facebook’tan ortak arkadaşlarını sildi, sonra iş yerinde uzaklaşarak, karşılaşmaları tamamen tesadüflere bıraktı… Aşk mutluluk demekti, sevdiğini üzmemek ve hiçbir şekilde sevdiğine rahatsızlık vermemek…

Delikanlı hiç olmayacak bir zamanda birinden hoşlanmış, “olur ya” demiş “hoşlanmadır geçer…” Günler geçmiş büyümüş içindeki, öyle bir zaman gelmiş ki tek düşüncesi o olmuş. Söylese olmaz, söylemese içini yakıp kavurur. “Yok” demiş “olmaz” “uzaklaşmalısın ondan, sana yasak” Gönül yasak dinler mi? Uzaklaşmak istemiş ondan, başlamış kızın kötü yanlarını aramaya uzaktan uzağa bakmış yürüyüşüne, hareketlerine, konuşmasına… Hep bir kusur aramış kızda kusur ararken kızda önceden görmediği farklı güzellikler görmüş.

Aynı yerleri adımlıyorlarmış, rahatsız etmek olmaz demiş, ne gitmiş yanına ne de konuşmuş gereksiz yere, tamamen tesadüflere bırakmış o tesadüfler olduğunda da sonsuz bir mutluluk duymuş. Kızın her yeri güzelmiş boyu, posu, yüzü, gözü… Ama delikanlı en çok gülüşünü seviyormuş aslında çok gülmüyormuş kız hanım hanımcıkmış, her hareketi ölçülü ama arada yakalıyormuş gülüşünü kız gülüyormuş, delikanlı mutlu oluyormuş. Hani insan hayal eder ya sevdiğinle evlenmişin, çoluk çocuğa karışmışın, mutlu yuvan olmuş gibi… Delikanlının öyle büyük hayalleri yokmuş o sadece sevdiğine doya doya bakmak el ele gezip onu sevgisini anlatmak istiyormuşâ€¦. Keşke hayaller gerçek olabilse…

Delikanlı merak ediyormuş, kız acaba ona karşı duygularını ne kadar saklasa da hissetmiş midir diye… Arada acaba bilmeden bir rahatsızlık verdim mi diye de düşünürmüş keşke her şey konulaşabilse, hoşlanıyorsa hoşlanıyorum, rahatsız oluyorsa rahatsız oluyorum diye, gerekirse söküp atar kalbini gene de rahatsızlık vermezmiş delikanlı.

Kız çok huzurluymuş bir gün ona bir konuşma sırasında “kafam çok rahat” demiş. Delikanlı çok sevmiş bu sözü, kızın böyle huzurlu olması ona da huzur vermiş garip bir şekilde kızın sözleri aklına gelince oda huzura kavuşmuş. Şimdi böyle bir kızı nasıl huzursuz edebilir ki ondan hep dikkat etmiş her hareketine içi içini yemiş resimlerine baktıkça gözleri dolmuş ama tek kelime etmemiş sevdiğine…

Zaman hızla akmış ve bir gün artık duyguları sığmaz olmuş hiçbir yere ya söyleyecek ya patlayacak. Söyleyeceğim demiş kızın yanına gitmiş kızın mutluluğunu görmüş vazgeçmiş kendi kendine “insan sevdiğine huzursuzluk verir mi?” demiş. O gün gömmüş içindeki her şeyi içine, bir daha ne kızın yanına gitmiş, ne de bakmış o güzel gözlerine bazen içinde fırtınalar kopmuş, içi içini yemiş ama asla kaldırmamış kafasını. “Sen yeter ki mutlu ol”” demiş kendine kendine “gerisi boşâ€¦â€

Bu konuyu yazdır

  İslam inancında geçen, Arefe günü ve Kur'an........
Yazar: halukgta - 03-02-2012, Saat: 11:01 PM - Forum: İslam - Yorumlar (1)

Bugün geleneksel İslam inancında, çok önemli bir yeri olduğu anlatılan, AREFE günü konusunu konuşmak ve sizleri bu konu üzerinde düşünmeye davet etmek istiyorum.


Kur’an a baktığımızda, bizlere öneminden bahsedilen, Arefe gününden hiç bahsedilmez, tek kelime dahi geçmez Kur’an da. Fakat bizlere ulaşan rivayetlerde ise, bu güne atıfta bulunarak, çok şeyler anlatılır. Bizlere bu konu ile ilgili anlatılan, dikkat çekici ve düşündürücü bir örnek vermek istiyorum.


(Arefe gününe hürmet ediniz! Çünkü Arefe, Allahü teâlânın kıymet verdiği bir gündür. (Hadîs-i şerîf-Riyâd-un-Nâsihîn)


Bu rivayet hadis üzerinde dikkatle düşünelim. Allah sizlere rehber olsun diye gönderdim dediği Kur’an da, her şeyden nice örnekleri verdim dediği halde, Allah ın kıymet verdiğini söyledikleri AREFE günü hakkında, Rahmanın Kur’an da hiç söz etmemesi normal midir sizce?


Arefe günü Allah ın, çok özel ve kıymet verdiği bir gün olsaydı, bizlere bu konuda KUR’AN da gerekli, detaylı açıklama yapmaz mıydı sizce? Eğer günümüzde bizlere öğretilen, Kur’an da her şey yazmaz, O özet bilgidir, fikrine inanmış isek, bu düşüncenin, inancın bizleri nerelere götüreceğini, kimlerin oyuncağı yapacağını lütfen iyi düşünelim.


Allah ne diyordu Kur’an ayetleri için? Biz Kur’an da her şeyden nice örnekleri, sizlere sıraladık ki anlayasınız, ders alasınız demiyor muydu? Allah ayetlerini, detaylı açıkladığı örneklerini veriyordu. Hiçbir şey eksik bırakmadık, sizleri Kur’an dan sorumlu tutuyorum, emin olmadığınız bilginin ardı sıra gitmeyin, diyen Rabbin ikazlarını nasıl unuturuz? Bizlere öğretilen ama Kur’an ın hiç bahsetmediği bu bilgilerden ne kadar eminsiniz? Bu soruyu kendimize hiç sorduk mu? Bence iş işten geçmeden, bu soruyu kendimize soralım.



Arefe günü konusu üzerinde daha iyi düşebilmemiz için, önce günümüzde bu gün hakkında, bakalım bizlere neler anlatılıyor.




(Arefe, Zilhicce ayının dokuzuncu günüdür. Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselam bu ayın ilk on günü hakkında büyük müjde ve teşviklerde bulunmuşlardır. Bu teşviklerde Kurban Bayramı arefesinin ayrı bir yeri vardır. Çünkü insanlara gönderilen İlahi hükümlerin artık tamamlandığını bildiren "Bugün dininizi tamamladım" (1) mealindeki âyet-i kerime bugünde nazil olmuştur.)



Önce yukarıdaki bilgiler üzerinde düşünelim. Kurban Bayramı bildiğiniz gibi Kur’an ın emri ile değil, peygamberimizin ümmetine bir hediyesidir. Tıpkı Ramazan bayramı gibi. Allah Kurban kesin der, ama hacca gittiğimizde kesmemizi emreder. Elbette Allah için, istediğimiz zamanda Kurban kesebiliriz. Oruç tutun der, ama bayram yapın demez. Bu durumda Allah emri olmayan, Kurban bayramının bir gün öncesine verilen isim olan Arefe günü, sizce Allah katında çok önemi olan bir gün olabilir mi? Eğer olsaydı bizlere Rabbim bildirmez miydi Kur’an da? Elbette bildirirdi.



Bizlere gönderilen İlahi hükümlerin artık tamamlandığını bildiren ( Bugün dininiz tamamlandı) ayeti bugünde nazil olduğunu rivayet etmeleri, acaba bu günü kutsallaştırır mı? Bizler çok özel günleri, kendi nefsimizce edinip, birde o günlere çok özel kutsallıklar yükleyerek neler söylüyoruz. İsterseniz bu gün üzerine yüklediğimiz, kutsal değerlerden bazı örnekler verelim.



Arefe ne güzel gündür. O gün rahmet kapıları açılır.


Arefe gününe hürmet edin! Arefe, Allah’ın kıymet verdiği bir gündür. (Hürmet etmek, günah işlememekle olur.)


(Duanın faziletlisi, Arefe günü yapılanıdır.)


Arefe gecesi ibadet eden, Cehennemden azat olunur.

(Arefe günü oruç tutana, Âdem aleyhisselamdan, Sur’a üfürülünceye kadar yaşamış bütün insanların sayısının iki katı kadar sevap yazılır.)

(Arefe günü tutulan oruç, bin gün [nafile] oruca bedeldir.)

(Arefe gününden üstün bir gün yoktur. O gün Allahü teâlâ, yeryüzündekilerle iftihar ederek göktekilere, “Ey gök ehli, kullarıma bakın, rahmetime kavuşmak ve azabımdan kaçmak için uzak yerlerden geldiler…” buyurur. Arefe günü Cehennemden o kadar çok kul azat edilir ki, başka günlerde bu kadar azat olmaz.)


(Arefe günü tutulan oruç, geçmiş ve gelecek yılın günahlarına kefaret olur.) [Müslim] [Yani Arefe günü tutulan oruç, geçmiş ve gelecek bir senede yapılan tevbelerin kabul olmasına yarar.]

(Arefe günü [Besmeleyle] bin İhlâs okuyanın günahları affolup duası kabul olur.) [Ebu-ş-şeyh]


Ne dersiniz, bu kadar önemli bir gün, gerçekten Rabbin katında olsaydı, bizlere her şeyden nice örnekler verdik ki anlayasınız dediği Kur’an da, açıklamaz mıydı Allah bizlere?


Hatırlayınız bizler buna benzer bir günü, geceyi daha Allah özellikle belirtmediği halde, yine kendi nefsimizce, yukarıda saydığımız hükümlerin benzerlerini de yükleyip, o geceyi tespit etmemiş miydik?



Hatırladınız değil mi? Kur’an ın ilk indirilmeye başlandığı gün, yani Kadir gecesi. Hâlbuki Allah bu geceyi özellikle hangi gece olduğunu söylememiş, ama bir Ramazan ayında indirilmeye başlandığı bilgisini vermişti. Ama bizler nefsimizin verdiği hırsla, illaki o günün hangi gün olduğunu öğrenme çabasına girmişiz. Bu gecenin hangi gece olduğunu, peygamberimizden bile öğrenemediğimizde, yani peygamberimiz, biliyordum ama Allah bana unutturdu dediği halde, yinede inatla peşini bırakmayıp, Ramazanda bir geceyi, Kadir gecesi ilan etmişiz. Hâlbuki Allah Ramazanın her gecesini, aynı hassasiyetle, huşuyla geçirmemizi istemesine rağmen, bu nefsimize zor geldiğinden olsa gerek, bizler bu güzelliği, mağfireti, bir geceye indirme gafletinde bulunmuşuz.



Dikkat ederseniz, Kur’an ın ilk indirilmeye başlandığı ve Allah ın öneminden bahsettiği o geceyi öğrenme çabamız hiç bitmemiş. Bizler işin kolayına kaçıp, illa o geceyi öğrenip, diğer günlerde yaptığımız günahları affettirmenin yollarını aramışız sürekli.


Nefsimizin bu zayıf yanı, Kur’an ayetlerinin indirilişinin sonunda da, aynı yolu ve yöntemi ne yazık ki kullanmış. Allah artık bu din kemale ermiştir, yani dininizi tamamladım dediği ayet indirildiği gün de, eğer bu gün söyledikleri gün ise, çünkü Allah bugünün hangi gün olduğunu, Kur’an da asla bahsetmemiştir ve bizlere bildirmemiştir. Allah bu bilgiyi vermediğine göre, bizlerin bu yola meyletmemiz ne kadar doğru olur? Allah ne Kur’an ın indirilmeye başlandığı gün, nede Kur’an ın tamamlandığı günden asla bahsetmemiş ve bizlere bildirmemiştir.




Arefe günü oruç tutan, BİN gün oruç tutmuş gibi olacağını, o gün yapılan duaların daha faziletli olduğunu ve buna benzer birçok hüküm bazından verilen görüşlerin doğruluğunu nasıl anlayacağız? Allah sorumlu olduğumuz Kur’an da tek kelime dahi bahsetmediyse, nasıl olurda bizler bunlara inanıp ta, inancımızı bu bilgilere göre yön verirde yaşarız?



İşte bizler İslam ı ne yazık ki böyle yaşıyoruz. Bu hataya benzer o kadar çok yanlışlar yapıyoruz ki. Kur’an dan delili, kanıtı olmadan, rivayetlere dayanan bir inanç yaratmışız kendimize. Allah ın bu konudaki ikazlarına kulaklarımızı tıkamış yaşayıp gidiyoruz. Sizce yürüdüğümüz bu yol, Allah a ulaşır mı?


Allah özellikle Kur’an da, hiçbir gece ya da gün belirterek, o güne özelikle bir kutsallık vermemiştir. Kur’an ın indirilişi konusundan da bahsederken, Ramazan ayı içinde bir gece olarak bahsetmesi, aslında bizlerin Ramazanın her gecesi, Kadir gecesini aramamız içindir.


İslam toplumlarının kullandığı takvim, Hicri takvimdir ve aylar sabit değildir. Böylece Ramazan ayıda her mevsime gelecek şekilde dolaşır. Allah Ramazan ayında Kur’an ın indirildiğini söylediği halde, hangi mevsime denk gelen Ramazan ayında olduğunu dahi özelikle belirtmemiştir, bugünde bu bilinmez.


Böylece bizlerin ömrümüzün 32 yılı içinde, tüm Ramazan aylarının her gecesinde aynı huşu yu, gayreti göstermemizi sağlamıştır Allah. Bizler bu inceliği, mantığı düşünmek, anlamak işimize zor geldiğinden, kendimizce işin kolayına kaçıp, önemli geceler edinmenin yollarını aramışız her zaman. Bunu yaparken de, peygamberimizin ismini kullanmışız. Bu nefsimize daha kolay gelmiş, çünkü öyle büyük günahlar işlemişiz ki Allah ın affetmeyeceği, bu günahlardan da kurtulmanın yollarını aramış durmuşuz.



Hatırlayınız Rabbim ne diyor ve uyarıyordu bizleri? Emin olmadığınız bilginin ardı sıra gitmeyin, sizleri sorumlu tutarım diyordu. Sizce en emin yol Kur’an değil midir? Kur’an ın hiç bahsetmediği rivayetlere inanmak, sizce emin bir yol mudur? Kur’an ın vermediği hükümlerden bahsedenlere Allah, şahitlerini getirsinler diye ikaz ediyordu bir ayetinde.


Hemen şu soruyu soralım kendimize. Kur’an ın tek kelime bile bahsetmediği, açıklık getirmediği, AREFE günü ve bu güne yüklediğimiz onca kutsallığı, kimler haber verdi bizlere? Doğruluğu hakkında emin misiniz? Allah hesap günü, bu rivayetlere inananlara, şahitlerinizi getirin bakalım derse, ne cevap vereceklerini iyice düşündük mü?



Peygamberimiz şahidimizdir diyenlere, şunu hatırlatmak isterim. Allah elçisine, kullarını Kur’an ile uyarma görevi vermiştir. Hatta bir ayetinde, eğer bizim söylemediğimiz sözleri, bunlarda Allah katındandır deyip sizlere anlatsaydı,onun şah damarını keserdik diyerek, çok net hükmünü de vermiştir. Bu durumda peygamberimizi şahit gösterenler, çok dikkatle düşünmelidir, çünkü O örnek insan birçok hadisinde, bizleri Kur’an a yönlendirmiştir. Kendi sözlerinin saptırılacağını, değiştirileceğini bildiğinden, benim adıma söylenecek sözleri, Kur’an ile karşılaştırın ki yanılmayasınız uyarısının yapmıştır bizlere. Böylece büyük yanlışlara açılan kapıyı da, peygamberimiz kapatmıştır.


Hesabın görüleceği gün, peygamberimizin de şahitliğinde, eğer Allah bu bilgileri nereden aldınız da inandınız diye sorduğunda, tüm bu bilgilere inananlar, acaba peygamberimizden aldık dediklerinde, peygamberimizin vereceği cevabı hiç düşünüyorlar mı? Sanırım hatırlatacağım ayet üzerinde iyi düşünmeyenler, yanlış yapmaya devam edeceklerdir. Bakın hesap günü peygamberimiz ne söyleyecekmiş. Bunu dahi Allah bizlere, şimdiden hatırlatıyorsa, bu ayeti anlamaya çalışmayanlar, beşerin sözlerine bu inanılmaz ayeti feda edenlerin, mahşer günü sizce halleri nice olur dostlar? Yorum ve karar sizlerin.

Furkan 30; Ey Rabbim! Benim toplumum bu Kuran' ı devre dışı tuttular.


Bu konuda söylenecek anlatılacak ve AREFE gününe atfedilerek yaptığımız o kadar büyük yanlışlar var ki, doğrusu anlatmakla bitmez. Bizlere düşen din ve iman adına anlatılanları, Kur’an süzgecinden geçirmek olmalıdır. Sizlere Rabbin bir ayetini hatırlatmak istiyorum. Düşünene, aklını kullanana büyük dersler var.



Araf 33: De ki: Rabbim ancak açık ve gizli kötülükleri, günahı ve haksız yere sınırı aşmayı, hakkında hiçbir delil indirmediği bir şeyi, Allah'a ortak koşmanızı ve Allah hakkında bilmediğiniz şeyleri söylemenizi HARAM kılmıştır.


Allah yukarıdaki ayette konumuz ile ilgili, çok dikkat çekici iki cümle ile bizleri uyarıyor.


Hakkında hiçbir delil indirmediği bir şeyi,
Allah hakkında bilmediğiniz şeyleri söylemenizi HARAM kılmıştır.

İşte bizlerin yaptığı büyük yanlış. Allah, hakkında Kur’an da hiçbir delil indirmediğimiz şeyleri konuşmanızı, inanmanızı HARAM kılıyorum diyor, fakat bizler nelere iman ediyoruz. Daha açıkçası her gün, haramı tıka basa yediğimizin, farkında bile değiliz.


Bugün İslam âleminin büyük bir bölümü, çok büyük yanlışların ardı sıra giderek, Rabbin halis dininden sapmaktadır. Kurtuluşumuzu, Kur’an ın ipine sarılmakta aramalıyız. Ona sarılan ve onun onayını almadan hiçbir bilginin ardı sıra gitmeyen, kurtuluşa erecektir. Bunu söyleyen Allah ve elçisidir.



Şunu asla unutmayalım. Allah bizleri Kur’an dan sorumlu tutacağını söyleyip, Kur’an ın ipine sarılmamızı emrediyorsa, Allah sözünü tutandır. Allah a ulaşmak isteyen, onun halis kulu olma çabasıyla çırpınan, onun rehberliği ve ışığından asla ayrılmayandır. Çünkü peygamberimizde yalnız ve yalnız Kur’an ı hayatına geçirmiş ve onun ışığında yaşamıştır. Peygamberimizin sünnetini takip etmek isteyen, Kur’an ın emrinden asla ayrılmamalıdır.


Saygılarımla Haluk GÜMÜŞTABAK


Bu konuyu yazdır

  Zorunda mıyım?! :D
Yazar: Av.bey - 03-02-2012, Saat: 02:38 PM - Forum: Online Videolar - Yorumlar (6)

<iframe width="420" height="315" src="http://www.youtube.com/embed/IQw_fzb3o0E" frameborder="0" allowfullscreen></iframe>

Bu konuyu yazdır

  Sen de Beni Sevemeyeceksin * Candan Ünal ...
Yazar: acemhe - 03-02-2012, Saat: 01:51 PM - Forum: Makale - Yorum Yok

Belki birkaç gün sürecek heyecanın. Birkaç hafta, en çok birkaç ay; sonra sineceksin, sessizleşeceksin, halin kalmayacak yanımda koşmaya veya sen öyle zannedeceksin.
Korkacaksın, üşeneceksin, devam etmeyeceksin; sen de beni sevmeyeceksin. Yüreğim hiç ses çıkarmayacak, bir defa başlarsa hiç durmayacak gözyaşlarıma engel olacağım akmasın diye.
Bu filmi seyrettiğimi düşüneceğim defalarca, endişelerini göreceğim ama elimden bir şey gelmeyecek. Senin de sesin titreyecek, gönlün atacak ama büyük gelecek düşlerim, gideceksin…
Oysa ne basit şey benimle yaşamak! Çok basit, sadece seveceksin. En saf halinle, yalansız seveceksin. Hepsi bu kadar…
Kadın olmamı izleyeceksin, izin vereceksin. Koluna yatıracaksın, gücünü hissedeceğim. Seveceksin basitçe, saçlarımı okşayacaksın, kadınım diyeceksin arada, gülümseyeceksin.
Ben sana nasıl erkek olman gerektiğini öğretemem, sen içinden geleni yapacaksın ve sadece sevmeyi deneyeceksin.
Kalbimin derinlerinde korunmaya muhtaç, her şeyiyle teslim olmaya hazır o kadını göreceksin. Yorgunluğumu anlayacaksın, verdiğim savaşların arasından koşup sana geldiğimde kollarını açıp liman olacaksın.
Ağladığımda, yaslayıp göğsüne başımı her şeyin geçeceğini söyleyeceksin. Kızgınlığımın orta yerinde, kime bağırıyorsam artık, gözlerinle beni sakinleştireceksin. Seni düşündüğümde her şeyin yoluna gireceğini bileceğim. Hepsi bu kadar…
Ama biliyorum, sen de diğerleri gibi beni sevmeyi beceremeyeceksin…. Boş ver!
Candan Ünal

Bu konuyu yazdır

  Bugün doğanlar 02.03.2012
Yazar: ZencefiL - 03-02-2012, Saat: 12:46 PM - Forum: Astroloji - Yorum Yok

Araştırmacı yapıları yüzünden, akademik kariyer yapmaya müsaittirler. Çevresini çok çabuk etkilerler ve onların yaşantılarını yönlendirmeye kalkabilirler. Tek kusurları; aşırı inatçı olmalarıdır.



Bu konuyu yazdır

  Balık 02.03.2012
Yazar: ZencefiL - 03-02-2012, Saat: 12:45 PM - Forum: Balık - Yorum Yok

Aşk hayatınızdaki hareketlilik, duygularınız ile mantığınız arasındaki dengeyi kaybetmenize yol açıyor. Özellikle bugün vereceğiniz kararlarda mantığınızın sesini dinleyin. İş yükünüz fazlasıyla arttı ve azalmasını istemekte çok haklısınız. Bu sorunu doğru kişilerle konuşmanız gerekiyor. İstikrarlı ve düzgün ilişkileriniz, haklı talebinizi karşılıksız bırakmayacak. Parasal yönü ağır basan ve umut vadeden işler gündeminizi doldurabilir. Terlemeyle gelen rahatsızlıklara dikkat

Bu konuyu yazdır

  Kova 02.03.2012
Yazar: ZencefiL - 03-02-2012, Saat: 12:44 PM - Forum: Kova - Yorum Yok

Duygusal anlamda sizi rahatsız eden bazı sorunlarınızı sevgilinizle paylaşmadığınız sürece huzursuzluğunuz devam edecek. Sevgilinizin desteğini alırsanız, kendinizi rahatlamış hissedersiniz. İş konusunda kendinize güvenin! Çok yönlülüğünüz, doğal yeteneklerinizle beslendiğinde altından kalkamayacağınız iş yok gibi görünüyor. Hiç ummadığınız yerden gelen para sizi çok sevindirecek. Zihninizi bugünlerde meşgul eden sağlık endişeleriniz, biraz kuruntu gibi.

Bu konuyu yazdır

  Oğlak 02.03.2012
Yazar: ZencefiL - 03-02-2012, Saat: 12:43 PM - Forum: Oğlak - Yorum Yok

Moraliniz bozuk da olsa neşeli havanızla her zaman çevrenizi etkiliyorsunuz. Bugün de gülümsemenizi yüzünüzden eksik etmeyin. Kendinize ve arkadaşlarınıza zaman ayırmak için fırsatlar yaratın. İkili ilişkilerinizde iletişim yoluyla tüm problemlerinize çözüm bulabilirsiniz. Bir zamanlar kenara ayırdığınız küçük bir para, bugünlerde imdadınıza yetişecek. Sağlığınızla ilgili küçük aksilikler yakanızı bırakmıyor. Acılı ve yağlı yemekleri azaltmanızda fayda var.

Bu konuyu yazdır

  Yay 02.03.2012
Yazar: ZencefiL - 03-02-2012, Saat: 12:43 PM - Forum: Yay - Yorum Yok

Sevgilinizin çekiciliğine duyduğunuz hayranlığı kıskanıyorsunuz. Bu, kendinizle hesaplaşmanız gereken bir sorun olarak karşınıza çıkabilir. İş konusunda daha kararlı gözükmek zorundasınız. Hedeflerinizin ön hazırlığında daha niyetli görüntü vermenizin beklenmesi çok doğal. Kafanızdaki birtakım soruları açığa çıkarmanız faydalı olacak. Para konusunda gerçekçi olmanız gerektiğini hiçbir zaman unutmayın. Sağlığınızla ilgili endişeleriniz yine yersiz çıktı. Ama bu sizi pek rahatlatmadı.

Bu konuyu yazdır

  Akrep 02.03.2012
Yazar: ZencefiL - 03-02-2012, Saat: 12:41 PM - Forum: Akrep - Yorumlar (2)

Birlikte olduğunuz kişiyle gereksiz ve şiddetli bir tartışma yaşamışsınız. Aşk hayatında huzur ve mutluluğu yakalamanıza çok az kaldı. Uyumlu ve güzel günler sizi bekliyor. Mesleğinizle ilgili bazı endişeleriniz ya da sizi huzursuz edebilecek beklentileriniz olabilir. Düşüncelerinizin bir kısmını kendinize saklamanız, gergin ortamların kolay sakinleşmesi açısından daha doğru olacak. Bugünlerde bir satın alma işiniz var, yüklü miktarda masraf yapacaksınız.

Bu konuyu yazdır

  Tarih: 11-11-2025, 07:49 AM