:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi

Orjinalini görmek için tıklayınız: Mikrop-3
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
Ekrem başarmıştı, her şey umduğu gibi olmuş yaptığı mikrop etkisini
göstermişti. Mikrop’u yaptığından beri 1 yıl geçmiş ve artık mikrobu dünya ile
paylaşma zamanı gelmişti, çok mutlu olması gerekiyordu ama mutlu değildi. Saat
1’di, gazeteciler saat 5’te gelecekti onların önüne çıkmadan önce biraz uyuyup
dinlenmek istedi. Rüyasında eski sevgilisi Nagihan’ı gördü sarıldı, defalarca
öptü tam “neden” diyordu ter içinde uyandı. Gördüğü rüya onu çok etkilemişti
bir süre kendine gelemedi. Aradan 5 yıl geçmişti ama hala Nagihan’ı
unutamamıştı. Nagihan’da doktordu bir seminerde tanışmışlar ve bir daha hiç
ayrılmamışlardı… Ekrem çok mutluydu Nagihan ile o kadar iyi anlaşıyorlardı ki
ilk tartışmaları tanıştıktan bir sene sonra olmuş oda birkaç gün sürmüş, hemen
barışmışlardı. Bir gün ansızın, hiçbir neden yokken Nagihan Ekrem’in hayatından
çıktı. Ekrem defalarca telefon etmiş, her yerde onu aramış ama bulamamıştı… Ekrem
uzun süre evinden çıkmadı hep kendi kendine “neden”diyordu. Ekrem Nagihan’dan
ilk haberi üç ay sonra almıştı. Ekrem’in bir arkadaşı “Nagihan evlendi”
demişti. O gün o an gözlerini kapadı ve Allah’a yalvardı “bir daha gözümü açmak istemiyorum beni al”
diye ama olmadı hayat her şeye rağmen devam ediyordu. O günden sonra Nagihan
ile birkaç kere seminerlerde denk gelmişler ama hiç konuşmamışlardı. Ekrem
gurur yapmıştı hiç düşünmeden, bir kelime etmeden evlenip giden bir kızla
konuşacak hiçbir şey olamazdı “her şey yalanmışâ€ deyip toprak attı sevgisinin
üstüne... Ancak ne kadar toprak atsa da geçen yıllarda hiç unutamadı sevdiğini,
sevgisi bir yolunu buluyor canını acıtıyordu. Ekrem bir süre sonra kendini
çalışmaya verdi ve bir gün“Mikrop” fikri uyandı kafasında… Senelerini verip ve başardı…
Ekrem mikrobu yapınca acısı bitecek sanıyordu. Zannediyordu ki Nagihan’ı anlayacak
ve yüreğindeki ateş sönecek… Hiçbir şey istediği gibi olmadı, evet mikrobu
yapmıştı ama acısı bitmemişti her şeye rağmen, hala Nagihan’ı seviyor ve acı
çekiyordu. Düşünceler onu uzaklara götürmüştü bir anda kendine geldi “Şimdi
değil” dedi kendi kendine“şimdi açıklayamam mikrobu” “önce gururu bir kenara
bırakıp Nagihan’la her şeyi konuşmalıyım” Koştu, normalde 20 dakikada gideceği
laboratuvara 5 dakikada vardı, içeri girdiğinde konuşamayacak kadar yorulmuştu
sadece ağzından “seninle konuşmalıyız” çıktı. Nagihan sanki onu bekliyordu, sanki
aradan 5 yıl geçmemişti yakındaki bir cafeye gittiler. “Neden” dedi Ekrem “neden
her şey bu kadar güzelken bırakıp gittin.” ,“Seninle kavga ettiğimiz geceyi
hatırlıyor musun?” diye sordu Nagihan.”Evet” dedi Ekrem. Nagihan: “O gece çok üzgündüm ilk kavgamızdı, biriyle
konuşmak iyi gelir diyerek yaşadığımız her şeyi Kadir’e anlattım; biliyorsun o
benim eski arkadaşımdı. Biraz içersek iyi gelir dedim, Kadir’le gördüğümüz ilk bara girdik. Oda bir
süre önce sevgilisinden ayrılmıştı. Yavaş başladık içmeye ama içimdeki acı öyle
büyüktü ki hızlandım kadehler birbirini kovaladı, Kadir’de acılıydı oda
durmadan içiyordu, ikimizde kör kütük sarhoş olduk sonunda… Kadir beni evime
getirdi ve orada bende bağlantı kesirdi… Uyandığımızda ikimizde çıplaktık ve
hiçbir şey hatırlamıyorduk, çok utandık Kadir hemen kalkıp gitti. Sonra barıştık
seninle ben yaşadıklarımı hep söylemek istedim sana ama öyle mutluyduk ki
bozmak istemedim. İki ay böyle geçti, sonra bir gün hamile olduğumu öğrendim ne
yapacağımı şaşırdım iki aydır konuşmadığım Kadir’i aradım her şeyi anlattım.
Önce çocuğu aldırmak istedim ama; dünyaya gözlerini açmamış olsa bile; bir cana
kıyamadım, kıyamazdım. Kadir ile evlenmeye karar verdik…Sana anlatamazdım,
anlatırsam daha fazla acı çekersin diye düşündüm ve öylece bırakıp gittim seni.
Evet, şimdi beraber olamayız bir çocuğum ve eşim var ama bu seni sevmeme engel
değil seni hala çok seviyorum ve seveceğim.” Ekrem’de hala Nagihan’ı seviyordu
oda içinde yıllardır tuttuğu, söyleyememenin onu bitirdiği o iki kelimeyi
söyledi… Sarıldı sevdiğine, öptü doyasıya ama ikisi de biliyordu bu son görüşmeleri olacaktı. Ekrem
sevgilisiyle hiç görüşmeyecek olsa da artık mutluydu, kafasındaki tüm sorular
cevabını bulmuştu. Mikrop’un önemi kalmamıştı artık, mikrobu açıklamaktan vazgeçti,
mikrop ile ilgili her şeyi yaktı, yok etti… Birkaç gün sonra Serkan geldi Ekrem
yaşadıklarını uzun uzun anlattı. sözlerini “artık serbestsin, keşke mikrobu yok
edebilsem ama panzehiri yok ne yazık ki ama bir daha hiç kimse kullanamayacak
seninle beraber ölecek oda” diyerek
bitirdi. Ekrem mutlu ve huzurluydu artık…

Serkan
laboratuvardan çıkınca bir yılda yaşadıklarını düşündü bir hüzün kapladı tüm
bedenini. Mikrop’tan önceki hayatı aklına geldi Melek’le geçen yıllar ne kadar
mutluydu kendi kendine “bir ev, bir araba ve maaş değer miydi” dedi. O gün
evine kapattı kendini ve uzun süre çıkmadı, artık evinden sadece arada
alışveriş yapmak için çıkıyordu. Günden güne zayıfladı, sağlığı da bozulmaya başladı
artık ölümü bekliyordu… Bir gün kapı
çaldı gelen Melek’ti Serkan’ın kendini evine kapattığını ve sağlığının
bozulduğunu öğrenmiş dayanamamış gelmişti. O günden sonra o da Serkan ile
beraber yaşamaya başladı. Serkan her geçen gün düzeldi Melek’in gelmesiyle
beraber kendine geldi ve bir gün yaşadığı her şeyi anlattı sevgilisine “benim
içimde mikrop var ve panzehiri de yok git kurtar kendini, mutlu olamayız biz”
dedi. Gitmedi Melek, sevgilisini yalnız bırakmadı her yerde onunlaydı ve hep el
eleydiler. Serkan nereye baksa Melek’i gördü. Bir gün Serkan Melek’ten başka
hiçbir kızı görmediğini anladı. Mikrop yok olmuştu panzeri sevgiydi mikrobun;
karşılıksız, saf sevgi… Melek mikrobu yok etmeyi başarmıştı. Serkan ile Melek
hemen evlendiler. Ekrem kendini suçlu hissediyordu onlara masallardaki gibi bir
düğün yaptı ve her şeyini çocuklarım dediği Serkan ile Melek’e bıraktı…


Son