:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi

Orjinalini görmek için tıklayınız: Fetih suresi ve anlamı
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
Bismillahirrahmanirrahim

1. Inna fetahna leke fetham mübina

2. Li yagfira lekellahü ma tekaddeme min zembike ve ma teahhara ve yütimme ni'metehu aleyke ve yehdiyeke siratam müstekiyma

3. Ve yensurakellahü nasran aziza

4. Hüvellezi enzeles sekinete fi kulubil mü'minine li yezdadu imanem mea imanihim ve lillahi cünudüs semavati vel ard ve kanellahü alimen hakima

5. Li yüdhilel mü'minine vel mü'minati cennatin tecri min tahtihel enharu halidine fiha ve yükeffira anhüm seyyiatihim ve kane zalike indellahi fevzen aziyma

6. Ve yüazzibel münafikiyne vel münafikati vel müsrikine vel müsrikatiz zannine billahi zannez sev' aleyhim dairatüs sev' ve gadibellahü aleyhim ve leanehüm ve eadde lehüm cehennem ve saet masiyra

7. Ve lillahi cünudüs semavati vel ard ve kanellahü azizen hakima

8. Inna erselnake sahidev ve mübessirav ve nezira

9. Li tü'minu billahi ve rasulihi ve tüazziruhu ve tuvekkiruh ve tusebbihuhu bükreten ve asiyla

10. Innellezine yübayiuneke innema yübayiunellah yedüllahi fevka eydihim fe men nekese fe innema
yenküsü ala nefsih ve men evfa bi ma ahede aleyhüllahe fe se yü'tihi ecran aziyma

11. Se yekulü lekel mühallefune minel a'rabi segaletna emvalüna ve ehluna festagfir lena yekulune bi elsinetihim ma leyse fi kulubihim Kul fe mey yemlikü leküm minellahi siy'en in erade biküm darran ev
erade biküm nefa bel kanellahü bima ta'melune habira

12. Bel zanentüm el ley yenkaliber rasulü vel mü'minune ila ehlihim ebedev ve züyyine zalike fi kulubiküm
ve zanentüm zannes sev' ve küntüm kavmen bura

13. Ve mel lem yü mim billahi ve rasulihi fe inna a'tedna lil kafirine seiyra

14. Ve lillahi mülküs semavati vel ard yagfiru li mey yesaü ve yüazzibü mey yesa' ve kanellahü gafurar rahiyma

15. Se yekulül mühallefune izen talaktüm ila meganime li te'huzuha zeruna nettebi'küm yüridune
ey yübeddilu kelamellah kul len tettebiuna kezaliküm kalellahü min kabl fe se yekulune bel
tahsüdunena bel kanu la yefkahune illa kalila

16. Kul lil muhallefine minel a'rabi se tüd'avne ila kavmin üli be'sin sedidin tükatilunehüm ev yüslimun fe in tütiy'u yü'tikümüllahü ecran hasena ve in tetevellev kema tevelleytüm min kablü yüazzibküm azaben elima

17. Leyse alel a'ma haracüv ve la alel a'raci haracüv ve la alel meriydi harac ve mey yütiilahe ve rasulehu yüdhilhü cennatin tecri min tahtihel enhar ve mey yetevelle yüazzibhü azaben elima

18. Le kad radiyallahü anil mü'minine iz yübayiuneke tahtes secerati fe alime ma fi kulubihim fe enzeles sekinete aleyhim ve esabehüm fethan kariba

19. Veadekümüllahü meganime kesiraten te'huzuneha ve kanellahü azizen hakima

20. Veadeküllahü meganime kesiraten te'huzuneha fe accele leküm hazihi ve keffe eydiyen nasi
anküm ve li tekune ayetel lil mü'minine ve yehdiyeküm siratam müstekiyma

21. Ve uhra lem takdiru aleyha kad ehatallahü biha ve kanellahü ala külli sey'in kadira

22. Ve lev katelekümüllezine keferu le vellevül edbara sümme la yecidune veliyyev ve la nesiyra

23. Sünnetellahilleti kad halet min kabl Ve len tecide li sünnetillahi tebdila

24. Ve hüvellezi keffe eydiyehüm anküm ve eydiyeküm anhüm bi batni mekkete mim ba'di en azferaküm aleyhim ve kanellahü bi ma ta'melune basiyra

25. Hümüllezine keferu ve sadduküm anil mescidil harami vel hedye ma'kufen ey yeblüga mehilleh ve lev la ricalüm mü'minune ve nisaüm mü'minatül lem ta'lemuhüm en tetauhüm fe tüsiybeküm minhüm mearratüm bi gayri ilm li yüdhilellahü fi rahmetihi mey yesa' lev tezeyyelu le azzebnellezine keferu minhüm azaben elima

26. Iz cealellezine keferu fi kulubihimül hamiyyete hameyyetel cahiliyyeti fe enzelellahü sekinetehu
ala rasulihi ve alel mü'minine ve elzemehüm kelimetet takva ve kanu ehakka biha ve ehleha ve
kanellahü bi külli sey'in alima

27. Le kad sadekallahü rasulehür ru'ya bil hakk le tedhulünnel mescidel harame in saellahü aminine muhallikiyne ruuseküm ve mükassiriyne la tehafun fe alime ma lem ta'lemu fe ceale min duni
zalike fethan kariba

28. Hüvellezi ersele rasulehu bil hüda ve dinil hakki li yuzhirahu aled dini küllih Ve kefa billahi sehida

29. Muhammedür rasulüllah vellezine meahu esiddaü alel küffari ruhamaü beynehüm terahüm rukkean süccedey yebtegune fadlem minellahi ve ridvana simahüm fi vücuhihim min eseris sücud zalike meselühüm fit tevrati ve meselühüm fil incil ke zer'in ahrace sat'ehu fe azerahu festagleza festeva ala sukihi yu'cibüz zürraa li yegiyza bihimül küffar veadellahüllezine amenu ve amilus salihati minhüm magfiratev ve ecran aziym.
RAHMAN VE RAHIM OLAN ALLAH'IN ADIYLA
ALINTIDIR
1. Şüphesiz biz sana apaçık bir fetih verdik.(1)
(1) Âyetteki &ldquofetih&rdquo ile daha sonra gerçekleşecek Mekke fethi kastedilmektedir. Ayrıca sûrenin inmesinden önce gerçekleşen ve Mekke fethine zemin hazırlamış olan Hudeybiye barışının kastedilmiş olması da mümkündür.
2,3. Ta ki Allah, senin geçmiş ve gelecek günahlarını bağışlasın, sana olan nimetini tamamlasın, seni doğru yola iletsin ve Allah sana, şanlı bir zaferle yardım etsin.
4. O, inananların imanlarını kat kat artırmaları için kalplerine huzur ve güven indirendir. Göklerin ve yerin orduları Allah&rsquoındır. Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
5. Bütün bunlar Allah&rsquoın; inanan erkek ve kadınları, içlerinden ırmaklar akan, içinde temelli kalacakları cennetlere koyması, onların kötülüklerini örtmesi içindir. İşte bu, Allah katında büyük bir başarıdır.
6. Bir de, Allah&rsquoın, hakkında kötü zanda bulunan münafık erkeklere ve münafık kadınlara, Allah&rsquoa ortak koşan erkeklere ve Allah&rsquoa ortak koşan kadınlara azap etmesi içindir. Kötülük girdabı onların başına olsun! Allah onlara gazap etmiş, onları lânetlemiş ve kendilerine cehennemi hazırlamıştır. Orası ne kötü bir varış yeridir!
7. Göklerin ve yerin orduları Allah&rsquoındır. Allah, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.
8. (Ey Muhammed!) Şüphesiz biz seni bir şÃ¢hit, bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderdik.
9. Ey insanlar! Allah&rsquoa ve Peygamberine inanasınız, ona yardım edesiniz, ona saygı gösteresiniz ve sabah akşam Allah&rsquoı tespih edesiniz diye (Peygamber&rsquoi gönderdik.)
10. Sana bîat edenler ancak Allah&rsquoa bîat etmiş olurlar.(2) Allah&rsquoın eli onların ellerinin üzerindedir. Verdiği sözden dönen kendi aleyhine dönmüş olur. Allah&rsquoa verdiği sözü yerine getirene, Allah büyük bir mükâfat verecektir.

(2) &ldquoBîat&rdquo, el tutuşup söz vermek demektir. Âyette, Hudeybiye&rsquode müslümanların, Hz. Peygamber&rsquoe bağlılık göstereceklerine, gerektiğinde onunla birlikte savaşacaklarına dair söz vermeleri kastedilmektedir. Bu olay, İslâm tarihinde &ldquoBey&rsquoatu&rsquor-Rıdvan&rdquo diye anılır.
11. Bedevîlerin (savaştan) geri bırakılanları sana, &ldquoBizi mallarımız ve ailelerimiz alıkoydu; Allah&rsquotan bizim için af dile&rdquo diyecekler. Onlar kalplerinde olmayanı dilleriyle söylerler. De ki: &ldquoAllah, sizin bir zarara uğramanızı dilerse, yahut bir yarar elde etmenizi dilerse, O&rsquona karşı kimin bir şeye gücü yeter? Hayır, Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.&rdquo
12. (Ey münafıklar!) Siz aslında, Peygamberin ve inananların bir daha ailelerine geri dönmeyeceklerini sanmıştınız. Bu, sizin gönüllerinize güzel gösterildi de kötü zanda bulundunuz ve helâki hak eden bir kavim oldunuz.
13. Kim Allah&rsquoa ve Peygambere inanmazsa bilsin ki, şüphesiz biz, inkârcılar için alevli bir ateş hazırladık.
14. Göklerin ve yerin hükümranlığı Allah&rsquoındır. O, dilediğini bağışlar, dilediğine ceza verir. Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
15. Savaştan geri bırakılanlar, siz ganimetleri almaya giderken, &ldquoBırakın biz de sizinle gelelim&rdquo diyeceklerdir. Onlar Allah&rsquoın sözünü değiştirmek isterler. De ki: &ldquoSiz bizimle asla gelmeyeceksiniz. Allah, önceden böyle buyurmuştur.&rdquo Onlar, &ldquoBizi kıskanıyorsunuz&rdquo diyeceklerdir. Hayır, onlar pek az anlarlar.
16. Bedevîlerin (savaştan) geri bırakılanlarına de ki: &ldquoSiz, güçlü kuvvetli bir kavme karşı teslim oluncaya kadar savaşmaya çağrılacaksınız. Eğer itaat ederseniz, Allah size güzel bir mükâfat verir. Ama önceden döndüğünüz gibi yine dönerseniz, Allah sizi elem dolu bir azaba uğratır.&rdquo
17. Köre güçlük yoktur, topala güçlük yoktur, hastaya güçlük yoktur. (Bunlar savaşa katılmak zorunda değillerdir.) Kim Allah&rsquoa ve Peygamberine itaat ederse, Allah onu, içlerinden ırmaklar akan cennetlere koyar. Kim de yüz çevirirse, onu elem dolu bir azaba uğratır.
18,19. Şüphesiz Allah, ağaç altında sana bîat ederlerken inananlardan hoşnut olmuştur. Gönüllerinde olanı bilmiş, onlara huzur, güven duygusu vermiş ve onlara yakın bir fetih(3) ve elde edecekleri birçok ganimetler nasip etmiştir. Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.

(3) Âyette sözü edilen fetih, Hudeybiye barışından hemen sonra gerçekleşen Hayber&rsquoin fethi olayıdır. Daha sonraki âyetlerde sözü edilen ganimetler de burada elde edilen ganimetlerdir.
20. Allah, size, elde edeceğiniz birçok ganimetler vaad etmiştir. Şimdilik bunu size hemen vermiş ve insanların ellerini sizden çekmiştir. (Allah, böyle yaptı) ki, bunlar mü&rsquominler için bir delil olsun, sizi de doğru bir yola iletsin.
21. Henüz elde edemediğiniz, fakat Allah&rsquoın, ilmiyle kuşattığı başka (kazançlar) da vardır. Allah, her şeye hakkıyla gücü yetendir.
22. İnkâr edenler sizinle savaşsalardı, arkalarını dönüp kaçarlar, sonra da ne bir dost, ne de bir yardımcı bulabilirlerdi.
23. Allah&rsquoın öteden beri işleyip duran kanunu (budur). Allah&rsquoın kanununda asla bir değişiklik bulamazsın.
24. O, Mekke&rsquonin göbeğinde, sizi onlara karşı üstün kıldıktan sonra, onların ellerini sizden, sizin ellerinizi onlardan çekendir. Allah, yaptıklarınızı hakkıyla görmektedir.
25. Onlar, inkâr edenler ve sizi Mescid-i Haram&rsquoı ziyaretten ve (ibadet amacıyla) bekletilen kurbanlıkları yerlerine ulaşmaktan alıkoyanlardır. Eğer, oradaki henüz tanımadığınız inanmış erkeklerle, inanmış kadınları bilmeyerek ezmeniz ve böylece size bir eziyet gelecek olmasaydı, (Allah, Mekke&rsquoye girmenize izin verirdi). Allah, dilediğini rahmetine koymak için böyle yapmıştır. Eğer, inananlarla inkârcılar birbirinden ayrılmış olsalardı, onlardan inkâr edenleri elem dolu bir azaba uğratırdık.
26. Hani inkâr edenler kalplerine taassubu, cahiliye taassubunu yerleştirmişlerdi. Allah ise, Peygamberine ve inananlara huzur ve güvenini indirmiş ve onların takva (Allah&rsquoa karşı gelmekten sakınma) sözünü tutmalarını sağlamıştı. Zaten onlar buna lâyık ve ehil idiler. Allah, her şeyi hakkıyla bilmektedir.
27. Andolsun, Allah, Peygamberinin rüyasını doğru çıkardı. Allah dilerse, siz güven içinde başlarınızı kazıtmış veya saçlarınızı kısaltmış olarak, korkmadan Mescid-i Haram&rsquoa gireceksiniz. Allah, sizin bilmediğinizi bildi ve size bundan başka yakın bir fetih daha verdi.(4)

(4) Âyette sözü edilen &ldquoyakın fetih&rdquo Mekke fethinden önce gerçekleşen Hayber fethi veya Hudeybiye barışıdır. Hudeybiye barışının fetih diye nitelenmesi, İslâm adına önemli açılımlar sağlamış olması sebebiyledir.
28. O, Peygamberini hidayet ve hak din ile gönderendir. (Allah) o hak dini bütün dinlere üstün kılmak için (böyle yaptı). Şahit olarak Allah yeter.
29. Muhammed, Allah&rsquoın Resûlüdür. Onunla beraber olanlar, inkârcılara karşı çetin, birbirlerine karşı da merhametlidirler. Onların, rükû ve secde hâlinde, Allah&rsquotan lütuf ve hoşnutluk istediklerini görürsün. Onların secde eseri olan alametleri yüzlerindedir. İşte bu, onların Tevrat&rsquota ve İncil&rsquode anlatılan durumlarıdır: Onlar filizini çıkarmış, onu kuvvetlendirmiş, kalınlaşmış, gövdesi üzerine dikilmiş, ziraatçıların hoşuna giden bir ekin gibidirler. Allah, kendileri sebebiyle inkârcıları öfkelendirmek için onları böyle sağlam ve dirençli kılar. Allah, içlerinden iman edip salih amel işleyenlere bir bağışlama ve büyük bir mükâfat vaad etmiştir.