:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi

Orjinalini görmek için tıklayınız: İclal Aydın * Senin Miyim?
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
Bu aralar okuyorum... Yazmak bazen suskunluk çekiyor...

İnsanın susma isteği yazıya da vuruyor. Üstelik ben güzel şeyler okudukça yazabilenlerden değil yazmaktan korkanlardanım. Nursel yazmış bunu...

Eskiden yazarken daha mı cesurdum? Bilmiyorum ama...

Sevdiğim iyi bir şeyi paylaşmak istiyorum...

Yazan Nursel Calap...

Okuyun, seveceksiniz...

Çok seven herhangi bir kadın soruyor: “Senin miyim?“

***


Kırmızı şeritli tabağına yapışan şeker yüzünden ince belli bardağı yerinden ayıramadığımıza güldüğümüz o erken vakti hatırlıyor musun? O zaman çok güzel gülüyordum! Güneş gözlerime batırıyordu çocukken çizip sarıya boyadığım oklarını. Kapattığımda kirpikleri de güzeldi güzel gözlerimin... O zamanlar sana güzeldim.

Senin güzelindim de, senin miydim gerçekten?

Atkı takmaktan hiç hoşlanmayan boynuma önce öpüp sonra ısrarla doladığın atkını neredeyse yaz gelene kadar her gün taktığım o kışı hatırlıyor musun? O zaman çok güzeldi boynum! Kolyeler, fularlar satan her tezgâhta geçirdiğim uzun dakikaları beni seyrederek geçirirdin sesini çıkarmadan. Yaslandığın duvar kadar güçlüydün o zamanlar.

Koruyup kollayarak kendini de güçlü hissettiğin minik sevgilindim de, senin miydim gerçekten?

Okumak istediğim kitaplar daha önce senin okuduklarındı, çoğunu kitaplığında gördükten hemen sonra alıp uykusuz okumuştum. Hep hakkında bir şeyler söylemiş olduğun filmleri seyrettim o zamanlar. Bazı sahnelerinde seninle kendimi hayal ederek birkaç kere seyrettiklerim de oldu.

Sen mırıldanırken duyup sevdiğim şarkıları dinleyerek yeni bir dil öğrendim. Karşılaştığım her duruma karşı, ani ya da düşünerek nasıl tepki verebileceğimi seni izleyerek belirledim. Hayata karşı duruşumda çocukluğumda belirlenmemiş bir karakter özelliği belirdiyse, senin sayende edindim.

Oluştuğum, sancı içinde ben olduğum dönemde bana sen bulaştın!

Şimdi neysem biraz sen... Öyleyse ben senin miyim?

Okumak, seyretmek, görmek, edinmek, paylaşmak, öğrenmek ve hatta öğretmek için hamurumdan gelen bir şeyler kullanmam gerektiğinde seni de görüyorlar bende. Bilmeseler de...

Bende biraz da sen varsın. Söylesene, senin miyim?

Beni anlatırken, tarif ederken “gibi” diyorlarsa gibi’nin solundaki kelimede sen varsın mutlaka biraz. Çünkü ben hamurken senindim: Senin güzelin, senin akıllın, senin tatlın, senin...

Şimdi yaptıklarıma benzer şeyler yapanları tarif edenlere benim “gibi” olduklarını söylüyorlar bazen. Bazılarının gözleri tıpkı benimki “gibi” bakıyor, inceleye, düşüne...

Birilerine bulaştım, benden olanlar, ben olanlar var. Benim olanlar da...

Ama söyle, ben senin miydim?

Peki hâlâ senin miyim?

Öyleyse neden sen eski sen değilsin?