:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi

Orjinalini görmek için tıklayınız: Beyazlar gelininin gelinligi...benim kefenim olsun !..
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
Sayfalar: 1 2
Yine eski günlerin buram buram..özlem kokusu geldi burnuma..

Irkildim..
korktum...sende bilirsin gömdükya herseyi ! biri deser yarami..
acitir seni gömdügüm yüregimi..hissettirir seni bana diye..
Kanadim/K(a)niyorum..



Son el'veda..

Hic olmadigin kadar eL'sin bana
ve ben ..hic birzaman böyle gercek bi veda etmedim sana!
en azindan el sallamaya calistim ardindan..
yoklugunda yere cöken bedenimi yinede ayakta tutup
Son bi gücle..Ayakta durup Kendine iyi bak diyebildim..
Hakkimi helal ettim /askim ucurumda.
Sen hosca/kal bile diyemedin -;
Kizmiyorum sana... ilk suskunlugun degil ya ! Yine konusmana engel olanlar vardir..
Eminim buna...



Bilirim..cünkü en cok ben incildim..
Bilirim cünkü cok can'imi kaybettim biyerlerde..

Sahip cikamadigim ruhumla.. Baska elleri tutamayan ellerimle..
Yoklugunun o kahrolasi gercekligiyle..
.. K/aniyorum..

Hergün her an..Yasanmisliklara degil..Yasanamamisliklara ?!.
Bilmem hatirladinmi Sevdigim..
Cümleler bogazima tikaniyor..artik sevdigim diyemiyorum sana !!
El'sin... Gülüsleri sevdigimin gülüslerine benzeyen bir yabanci
Hatirladinmi yabanci..??
Bana söyledigini.."kurdugumuz hayaller gercek olucak kafani takma demistin"
Güvendim..belki en büyük hatamdi bu..

Ama bak..



Farkettinmi ?
Yaninda O beyazlari giymis olan (ben degilim) ?

Öptügünde alnindan sizlamadimi dudaklarin/Tuttugunda elinden titremedimi ellerin ?



Zamanda bi yanlis vardi belki..yada mekanda .. Cabuk bulduk birbirimizi
cabuk kaybettik !

Öyle sevdimki... bi insan bi insani nekadar sevebiliyorsa..
En sinir boyutta..en büyük cezayla kanattim ömrümü ugruna.. SEVDIM
damla/madimi beyazlara ???



Seni sevdim be
Simdi el oldun bana.. Uzaklardan sana bakmaya bile gücü yok artik gözlerimin!
Eee...Ihanet etmeni istemem yanindakine.



Sen gittin;Ben bittim...


Hep öyle degilmiydi..Sen yaralardin ben acirdim !
ama bundan cok yakamazdin canimi...

Beyazlar gelininin gelinligi...benim kefenim olsun !..



Dedim ya...
Sevdim Sadece sevdim...(haddimden cok)
Yüzüne bakarak susacağım.
Öfke berkitilmiş silahım bir yanıma düşmüş, gardım düşmüştür sevdanın karşısında. Sana layık kelimeler bulamıyorum. Mahrem ve bakir bir elif ba arıyorum durmadan. Mümkün mü?


Yüzüne bakarak susacağım.

Sana bakan bu gözler ardında esmer, nazlı bir mazi göreceksin. Bir yağmur tanesi midyenin tam yüreğine düşecek; inci olacak, sen baktığın zaman. Yücelerden ak bir bulur geçecek, bir çocuğun elinden kaçan bir balon. Sen bakacaksın ve içli mısralar dökülecek kalemim ucundan. Bir başım, bir yüreğim ile dikilmiş karşında şefkatin umarken, bir bakacaksın, yanacağım.

Yüzüne bakarak susacağım.

Yüzüme bakarak sus sevgili.
Gözümü yollara dikmiş, susuyorum. Yılların gurbet kahrını bıkmadan, usanmadan taşıyan eski bir demiryolu, bir buharlı tren; demir, yağ lekeleri, gıcırtılar arasında "hasret"in portresini çiziyor. Işıklar karanlık bakar yüreğe. Ölümler hasret, toprak hasret, ağaç hasret, su hasret...

"Üç bardak çay hatırına, üç gurbet türküsü."


Yağmur yağıyordu.

Kapıda göründü ansızın bahar gibi
Mütebessim bir şiir kondurdu saçlarıma.
Döndün dedi.
Döndüm.
Buz kesmiş ellerini yangınıma bastı.
Bir muştu bahşetti göz bebeklerime.
İşte senin için yazdıklarım.
Bu hasretin resmi.
Ve naçar yüreğim bir demet menekşe.
Yüzüne bakarak sustum.
Yüzüme bakarak sustu sevgili.

Saat derin bir sükuta düştü. Bir muhabbet düştü avuçlarımıza. Saçlarını okşadım barıştı bütün dünya. Ağladım. Ağladık. Vuslattı birbirine karışan göz yaşlarımız.


Fanustaki balık, aşka şahit kılıyordu kendini.

Yüzümüze bakarak susarak.
Bugün yorgunum gönlüm ,yılgınım anılardan, sebepsiz hüzünlerden, zamansız sevmelerden,bırakıp gidenlerden,ölgünüm...


Günler geçip gidiyor,yıllar yüzümdeki çizgilere her an bir yenisini ekliyor,aynalarda gözlerim,yüzümdeki çizgilerden hesap soruyor,cevaplarını alamayacağı sorular...



Çaresizlik nedir bilirmisin? Gönlüm, sen hiç biçare çaresizliklere yenildin mi?,kaybolmuş yüreklerden umut dilendin mi?ben umutsuz umutlara uzattım ellerimi ellerim boşluklarda bomboş kaldı ...



Bugün dalgınım gönlüm, denizde giden bir vapurun ardında bıraktığı köpükler gibi,içimde biriken duygularım,sebepsiz ayrılıklara daldım, nedensiz sebepler aradım bulamadım ...



Baharlara özendim ,çiçekler ektim saksılara, ellerimde toprak tortusu,şimdi yağmur diliyorum ektiğim tohumlara...



Dedim ya dalgınım gönlüm gözlerim karşı dağlarda ,yağmurun düştüğü topraklarda,bir umut aradım çaresiz de olsa biçare yalnızlığıma...



Nasıl düşerse bir yağmur damlası bulutlardan topraklara,bende düşüyorum her ayrılıktan sonra sonu olmayan yalnızlıklara



Anlıyorsun değil mi gönlüm,yıllar nasıl da hükmediyor, acımasız zamanlara,biçare umutlar çaresiz çaresizliklere saklanıyor...



Bugün her günden daha yorgunum gönlüm,yağmurlara saklanmak istiyorum,yağmur damlalarıyla birlikte toprağa düşüp kaybolmak,kim bilir belki de yeniden doğmak...
Gözümü yollara dikmiş, susuyorum. Yılların gurbet kahrını bıkmadan, usanmadan taşıyan eski bir demiryolu, bir buharlı tren; demir, yağ lekeleri, gıcırtılar arasında "hasret"in portresini çiziyor. Işıklar karanlık bakar yüreğe. Ölümler hasret, toprak hasret, ağaç hasret, su hasret...
Kara trenin loş vagonunda vuslatına kavuşmanın yangınıyla,derin derin uzaklara bakarsın,yollar bitmez,her istasyonda sanki dahada uzar.Ellerini uzattığında tutacak kadar yakınken kavuşamazsın,sanki yollara yol,hasrete hasret eklenir.Yarin kokusu gelir aklına ellerinde buğday rengi saçları,gözlerinde hafif tebessümde sıkılgan pembeleşmiş yüzü...Yollara,trene yalvarırsın adeta,vuslatıma,yarime kavuşturun,diye....yollar uzar,uzar.....ve uzar....

Güzel bi yazıydı,arkadaşıma teşekkürler.
Bugün dalgınım gönlüm, denizde giden bir vapurun ardında bıraktığı köpükler gibi,içimde biriken duygularım,sebepsiz ayrılıklara daldım, nedensiz sebepler aradım bulamadım ...
Yağmur berekettir ,derler atalarımız,bende ise hüznün şarkısı.Melodisi yürekleri sızlatır,çatılara düşen damlalar ritmidir yanlızlığın.Delice dolaşırım sokaklarda,yağmurla,o hüzünlü melodiyle,sensiz yanlızlıklara doğru delice koşar giderim.Gelmiyeceksin biliyorum,kendime itiraf edemem,sensizliği kabullenmem ne kadar zor ise,yağmurda delicesine yürümek,melodisiyle kahırlanmak da o kadar tesellisi...
Harika bir yazıydı,teşekkürler arkadaşım....
ALıntı yapacak cümLe seçemedim, tümüyLe güzeL bir yazı..
Bir çift göz hatrına ne çok susa(ya)biLiyor insan..

TeşekkürLer acemhe.
[IZLESENE]280096[/IZLESENE]


Neye dokunsam senin tenin her nereye baksam sen varsın…

Ne aaaifle okuduğum şiirler avutuyor ne de o aşığı olduğum radyodan gelen hoş melodiler okşuyor ruhumu. Senle birlikte boşaldı her şeyin içi senle birlikte kayboldu anlamı sanki her şeyin...

Ne kadar oldu bilmiyorum
Sen gideli kahvaltı edemiyorum
Çok uzun zamandır böylesi yalnızlığı yaşamıyorum

Giderken o bahar kokulu gülüşünü de götürdün yanında. Düşmanlığım bu yüzden belki de baharlara. Ve sevmiyorum artık çiçekleri ve genzimi yakıyor kokuları. Yağmurda sokaklarda ıslanmalarımı da aldın benim yalın ayak yürürken ruhumu temizlediğim...

En sevdiğin koltuk boş
Yasakladım herkese
Sen gelince aynı bul diye
En sevdiğin çiçekler
Vazoda yine
Gelirsen koklarsın diye

Sokaklarımı çaldın vicdanıma ve ruhuma dar gelen aşkımı da götürdün giderken. Dalgaların melodisine o yosun kokusuna kaldırdığım kadehimdeki zehrin de tadını aldın benden... Sigaramı çaldın benden ciğerlerime çekerken dumanını hırsala beynimdeki benle savaşta kullandığım elimdeki tek silahımı aldın... Şimdilerde kadehimde mermi olduğunu söylüyorum dostlarıma beyaz su yerine...

Ne kadar oldu bilmiyorum
Dokunur diye müzik dinlemiyorum
Hatta cezalandırdım kendimi
Arkadaşlarımı bile görmüyorum

O candan sarılmalarımı aldın benden içimdeki yaramaz çocuğu öldürdün... Hayallerimi vurdun giderken sırtına düşlerimi yok edip kapanmaz yaralar açtın en cesur görünen yanlarıma... Ellerim ceplerimde yürüyüşlerimi ve o çok sevdiğim yalnızlıklarımı da anlamsızlaştırdın gidişinle...

En sevdiğin koltuk boş
Yasakladım herkese
Sen gelince aynı bul diye
En sevdiğin çiçekler
Vazoda yine
Gelirsen koklarsın diye

Oysa ölüm kadar sevmiştim seni...
Onun kadar gerçek ve onun kadar dost bilmiştim seni...
catslk.jpg



Sadece varlığını hissetmek bile yeterli mutlulukların en zirvesine çıkabilmek için!
Dokunması bambaşka ama ... Hissederek seviyorum seni !
Gözlerimle değil Yüreğimle seviyorum seni ...
Ellerimle değil Kalbimle dokunuyorum sana ...
Biliyorum vuslat' yakınlarda...Ve yine biliyorum sabretmesini bilmeli insan..
Sabrediyorum !!
Çok değil..Uzatsam belki elimi dokunucak gibiyim sana..
Biraz Sabır..Biraz Zaman..
Elbet birgün kavusacağim sana !
Seni seviyorum Bi'tanem
Mutluluğumsun..
%21_%2817%29%7E32.gif
Sokaklarımı çaldın vicdanıma ve ruhuma dar gelen aşkımı da götürdün giderken. Dalgaların melodisine o yosun kokusuna kaldırdığım kadehimdeki zehrin de tadını aldın benden...
Müdavimi olduğum,sahildeki o eski bankla söyleşilerimizi bir bilsen.Odertli,ben dertli,gece katılıyor sohbete,dalgalarda,yanımızda,hiddetle anlatıyor yaşadığı ihaneti.Dertliler meclisinde dert içiyoruz,mezemizde ihanet.Uzun uzun anlatıp döküyoruz gözyaşlarımızı,sevgiye hasret,sana hasret...
Çok güzel bi yazıydı,duygularına sağlık,teşekkürler arkadaşım...
Yorumlayan yüreklerinize sağlık, teşekkür ederim Smile
Sayfalar: 1 2