:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi

Orjinalini görmek için tıklayınız: Sana yazıLan bir kitap için önsöz...
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
Sayfalar: 1 2
Yine bir gece yarısı,yine sensiz bir akşamda kalbim kendini satırlarda buldu...
İçimdeki tarifi imkansız bu sıkıntıyı gecenin bu saatinde sadece bu satırlarla paylaşıyordum...
Ne yaptıysam bu sıkıntıyı atamadım içimden.
Uyumak istedim izin vermedi içimdeki.
Sanki bana inat sanki sana inat ve belkide bize inat düşünmemi sağlıyordu bazı şeyleri...
Düşündükçe kendime gömülüyordumvirgs.gifdüşündükçe nefes alışım zorlaşıyordu...Ve arka planda yılmaz erdoğan'ın bir şiiri bana eşlik ediyordu..
'' Yeni bir sayfada sana bakmak '' diyordu şiirde...
İçimdekileri öyle anlatıyorduvirgs.giföyle kalbime tercuman oluyordu ki bu şiir bilemezsin.
Defalarca dinliyorum hemde hiç bıkmadan...
Evet yeni bir sayfada sana bakmayı o kadar çok istedim ki ama yapamadımvirgs.gifyapamadınvirgs.gifyapamadık sevgili!
Ama sen öyle sadesin ki içimde öyle cennet kokulusun ki merak etme her zaman öyle kalacaksın içimde...
Ve bende öyle sade bırakıcam ki kalbimi senden sonra kimse karıştıramayacak...
Çok yoruldu bu kalp sevgilivirgs.gifçok acılar çekti...
Ama sen yorulma istiyorumvirgs.gifbenim çektiklerimi çekme istiyorum...
Bu yüzden sevgili işte bu yüzden kendimi kendimle baş başa bırakıyorum ve seni sadece beyaz bir kağıtta paylaşıyorum...
Yılmaz Erdoğanında dediği gibi
'' VERDİÄžİM BÜTÜN SÖZLER SENDE KALSIN İSTERİMvirgs.gifBEN SANA GÜLÜM DERİMvirgs.gifGÜL SANA BENZEDİÄžİ İÇİN ÖLÜMSÜZvirgs.gifYAZDIÄžIM BÜTÜN ŞİİRLER SANA BAŞLAYAN BİR KİTAP İÇİN ÖNSÖZ '' ...
kısa ve öz... çok güzelmiş canım paylaştığın için teşekkürler ... Smile
bir sefer gördüm seni çaresizliğimin yanıbaşında,
dağınık saçlarında bulduğum gözlerindi,
beni çağıran günaha!

beni böyle yol ardına koyup,
bırakıp kaçandın sana her bakışımda…

imkansızımdın,
gülümdün,
vakitsizliğimin ortasında…

bir bakışına kandığım kadınımdın
uykusuzluğumda,

beni böyle çaresiz bırakan sözlerindi ellerini tuttuğumda..
omzumdaki yokluktun sen bir bakıma

imkansızımdın,
canımdın
her nefes alışımda…

günleri kovaladık bize ait olmayan dakikalarda,
gece olunca
başka omuzlarda,..

seni özlediğim dakikalarla uyudum
akşam olunca ve benim kahrolası zifiri karanlığımda…

bir sefer tuttum ellerini,
bilemem belki sondu bu kalabalıkta..

ama sen benim dağınık saçlımsın …
bestelenmiş al yazmalımsın hala..

çıkmazlarımsın düz sokaklarda…
imkansızımsın,
belki de son hatamsın bu dünyada…

bir sefer yaşadım seni,
oysa kaç sefer yıkılıyoruz
bu imkansızlığın ortasında…

beni böyle senli yaşatan nefesindi,
bana dokunduğunda…
parçalanmış günahları sayamıyorum anla!

Ben senim,
Sen oldum!
Sendeyim,
Sana gelemiyorum
Bestelenmiş selvi boylum!

zorda kalıp
yine sende koştuğum!
zamansızlığım,
pişmanlığım,
dağınık saçlarında bakışlarına vurulduğum!

kadınımsın yarını olmayan dakikalarda…


bana ait olmayan kadınsın işte,
kadersizliğimin ortasında!

yok çarem
gelemiyorum…
gidemiyorum da senden
parçalanmış bedenlerimiz ortada…

sevdim seni
dağınık saçlarının arasından her baktığında

çiçeğime verdiğim isminle gülüyorum bahtsızlığıma…
gonca gül’ümsün sen
esen rüzgarda…

kör kuyularım,
parçaladığım evimsin günahımda..

kimin ahı bu sana,
bana…
kimin ah’ını çekiyoruz böyle uluorta..

böyle terazisi bozuk dünyada,
hangi çatının bedelini ödüyoruz,
aşk bedelsiz değil miydi biara…

günahlarıma davet ettiğim arzum,
dağınık saçlım,
notalarda yaşattığım selvi boylum,
yazması alım!
imkansızım!

kaçmak isteyipte yol bulamadığım!

sen ben oldun da,
ağlamaktasın!
ah benim bu günahlarım!

seni ağlatan kaderin,
beni ağlatmaz mı sanırsın!

dağınık saçlarının arkasından,
söyle ne kadar daha yanacağım…

notası güzel,

selvi boylum,

al yazmalım!

sonu yok bu aşkın! ...
Senin nakaratın şarkılarda yazılı,
hepsini dinledim...
hikayeni, sevişini, uğrunda dönen dünyanı...
hepsini okudum..
Ve daha çok sevdim,
seni..
Ve nice mektuplar yazdım.Hep ''canım sevgilim'' diye başlayan,

''şizofrenim'' diye biten..
Gemici satırlarımda oldu...Avuçlarımla ellerini ıslattığım...Mavi pusuda
yatan zamansız yağmurlarımız gibi..
Unuttun mu...

-Bu gemiyi nerede unuttular usta.... -

Beş dakika daha ''kal''...
biraz seveyim
sonra ben giderim
yemin ederim.
Elimden kaçıran varmış gibi mi sevmeli...''Bir an önce tutun çapanıma, tut,
tutun sevginle! Yoksa kaçırırlar gönül gemini...''

- Bu gemiyi nereye kaçırdılar usta.... -

''İyi geliyordun acıyan yaralarıma...''
Bir de baktım ki acıyan yaram `sen´ oldun...Hiç kabuk bağlamayan...Hep kan
bağlayan...İzinsizce, izini hücrelerime işleyen...
Ve hiçbir yolunun dönüşü olmadı !
Yolunda ardımı kıra kıra ilerledim.
İlk aşkımı devirecek kadar sevdim.Sen de biliyordun, öyle seviyorum
ki..dönüşü olmayan tüm yollarıma inat !
Sabahtan çıkan her yol, geceye yol alıyordu...
Kahrolası gece...Şah kesiliyordu karşımda, ukala! Yarama tuz basıyordu,
vicdansız!
Gece, gece ve yıldızları...Kaymaya niyetsiz âmâlı...Sanki sırtlarından
asılı..Bir ben miyim, kayan..Bir ben miyim, kendi kendini yakan..Bir ben
miyim, aleviyle aydınlatamayan..Ve sevmeyi öğrenemeyen....

- Bu gemi yâra gider usta.... -

Gece seni yanıma usul usul koyuyordu, yâr..Her doyamadığım geceye bir
karabasan...

Öyle ağırsın ki aklımda, assalar boynumdan bir o kadar rahatlarım inan..
Bazen beyaz bir güvercindesin, bazen denizde, bazen de aynı baktığımız
gökyüzünde...Bense, sen neredeysen oradayım; beyaz güvercinde, denizde,
mavideve aldığın her nefeste...
Belki de bundandır, kalkıp gitmeye üşengeçliğim..


- Bu gemi yüreğime gider usta... -

Kaç yıllık can varsa üzerimde, sadece sana yaşatıyorum yâr...

Yâr,
saatin kaç olmuş, alaylı...Silahım olsa, çeksem, vursam...Akrep bugünleri
ısırsa, yelkovan dünlere tutunsa...Ve dünde tekrar tekrar yaşasak..

- Bu zamanda, bu gemi nereye gider usta.... -

O sabah kalktığımda gözbebeklerim olduğu yerde kayıp düştü..
Bir gözümden ben...Bir gözümden sen...
Birileri gitmişti.. anladım..
Anladım ki orucumsun..
Senin iftarın yok mu..
Sana kavuşmanın bir yolu yok mu...
Seni özlüyorum deli yâr...

mutluluklar en çok sana yakışıyor sevgili...




Ben'li çilelerin, ben'li pişmanlıkların bitti artık. Dilediğince özgürsün... Mavi gökyüzünün altında istediğin düş ülkelerine kanatlanabilir yüreğin...Dilediğin mevsimlerde delice ıslanabilir gözlerin... Bana çıkan tüm yolları adres defterlerinden sil artık.. Adımın üzerini kalın harflerle işaretleyip kaldır beni hatıralarının en tozlu raflarına...


Bana dair tek bir satır kalmasın , tek bir cümle olmasın dudaklarında..
Madem sana acı çektiriyorum, madem ben sende pişmanlığı anımsatıyorum bırak bitsin bu çile..Ben sana acı çektirmek için gelmemiştim.. Ağır yaralı yüreğine umut diye girmiştim oysa.. Şimdi sende " kanayan pişmanlık " olmuşken unut beni...Hiç yaşanmamış say yaşananları.. Ben'li hatıraların üzerine karanlığı ört ve kapat tüm perdelerini.....Bana kattıklarını, bana bıraktıklarını topla yüreğimden...
Sözlerini, yeminlerini sök dudaklarımdan...


Ama bir şeye dokunma ne olur...[SIZE=4]Seni " sen " diye seven yüreğime dokunma...
Dokunma, acıtır yalnızlığım yüreğini.. Dokunma, kanatır diz boyu karanlığım o ince dudaklarını....Hayatımda yenilmeye alışmışken senin yenilgine de alışırım ben...Ben nice yürekte canlı canlı gömüldüm senin zaferlerine de alışırım sevgili....


Bırak dokunma kanayan yaralarıma..

Cennet kokulu tenini sıçramasın kirli yüzümden akan yalnızlıklarım...Daha fazla acıtmasın pişmanlıklarda avutulmuş hatıralarım....Topla cümlelerini dudaklarımdan...
Her şey bitti artık...Ve her şey bitmişken, sana git demeyeceğim....

Gitsen de tek bir kelime bile etmeyeceğim..

Susmalıyım. Susuyorum...En derininden, en acısından suskunluğumda saklı cevaplarım sevgili... Belki de tüm cevaplarım soruların da saklı....

....Bana kalan acıları, bana bırakılan yenilgileri- sevgin için bedenimi yüreğimi semer bileceğim - sırtıma yüklenip gidiyorum...Kapıyı aralamana gerek yok sevgili..
Sana geldiğim yollardan gitmeyi de bilirim ben....Gerek yok " en iyisine sen layıksın " sözleriyle avutulmuş devrik cümlelere...Ben iyi bilirim tozlu yolları....Gidiyorum, tüm zaferlerin başkumandanı olarak ayrılığın ganimeti olarak tüm hatıraları yakabilirsin..


Ben'li tüm yaşananları da unutabilirsin...Artık söze gerek yok...Gitmeliydim ama bu kadar erken değildi..Gidiyorum bir bedende " yüreksiz " yaşamayı öğrenmeye gidiyorum..Gidiyorum öznesi çalınmış cümlelerde
sana " susmaya " gidiyorum....



Biliyorum sen bensiz de yaşabilecek kadar güçlüsün..Hayata kaldığın yerden devam edeceksin


...Noktasız, virgülsüz...Oysa ben..Oysa ben yaşadıkça hep bir eksik vereceğim sabah ictimalarında..Hep bir sen eksik olacak nefes almalarım..Artık öznesiz paragrafların içinde yarım cümlelik olarak adam sayılacağım...Artık ben " sensiz " varolacağım....


Topla cümlelerini dudaklarımdan..Bana vaat edilmemiş yarınlarımı da yanına al...Bir de benimle yaşadığın mutlulukları. Bir de sana yazdıklarımı.Kötü bir gününde gözyaşlarını kurulamak için kuru bir peçete niyetine kullanırsın senli satırlarımı...


Unutmadan bir teşekkür borçluyum sana; kısa bir süreliğine de olsa yarımlığımı, yalnızlığımı unutturduğun için

...Ve de yaşattığın tüm mutlulukların için....Teşekkürler sevgilim....Giderken sakın ardına bakma...Gözlerin pişmanlıklarında, günahlarında kalmasın...

Sana paylaştırılmış her acına ben yüreği kefil gösterdim..Sen yüzünü aydınlığa çevir sadece..İnan bana bensiz hayatta seni hep mutluluklar bekliyor olacak...Çünkü sensiz bir yerde yaşarken bile her nefesimde bin dua saklı olacak sana...

Artık mutluluğa kanatlanma zamanın geldi sevgili... Bensiz olsan da;
Her güneş, gözlerine doğmaya,
Her rüzgar, saçlarında dolaşmaya gelecek...
Hadi git....

[/SIZE]
Varlığımda acı çekmektense,
Yokluğumda mutlu ol....
Çünkü; mutluluklar en çok sana yakışıyor sevgili...

"Topla cümlelerini dudaklarımdan...
Her şey bitti artık... Maviler kadar özgürsün artık...
Dilediğince uçabilirsin....
Yolların hep Cennete çıksın sevgili...."


Bensiz hayatında mutluluklar dilerim...
Hoşcakal hüznüm/ hoşcakal yüreğimi adadığım ömrüm..../
O kadar yapmacik geliyor ki .. Biliyorum senin suçun degil,benim hatam,benim ayıbım ama işte olmuyo,yakıştıramıyorum sevgi sözcüklerini O'ndan başkasından duymayı ..

Ve sonra beceremiyorum elini tutmayı!!
Dönüp dolaşıp aynı yere geldiğimizi söyleyeceksin şimdi,bir daireye hapsolmuş gibi.....Ama elimde değil,uzaklaşamıyorum bu daireden....Gidersem eğer yokolacakmış gibi hayat,bir daha nefes alamazmışım gibi...

En çok "Neden? " demenden korkuyorum....Kararlı olsam da ellerini uzattığını görünce..Utanıyorum kendimden,başımı eğmek yetmiyor böyle zamanda....
Hani yemeğini tencereye boşaltıp dışarı kaçarken yakalanırsın da.."Yaaa annee yaa" der,anlamasını beklersin.
Dışarıda arkadaşların bekliyordur.Ağlarsın.
Ağlasam anlar mısın?

Daha yolun başındayken...Mutlu olma fırsatın varken,benden ayrılıp...
Bana ne kadar kızdığını biliyorum,seninle oynadığımı düşündüğünü..Ama..Eğer herşey farklı olsaydı..Çookkk çookk farklı olsaydı!
Sen beni tanıyorsun,anlamalısın bazı şeylerin zorla olmadığını.Yani düşünsene kaça bölündüm,kaç hayatta yaşamaya çalışıyorum,yaşatmaya çalışıyorum birşeyleri..

Nedenlerim yok..Bu yaptığıma bir karşılık olamaz ya da...
Git çocuklara anlat bu hikayeleri dersin,dinlemek istemezsin.Ben de bildiğimden cesaret edemem dahasına...
Keşke herşey farklı olsaydı.
Bana sesimi yükseltmeyi öğretmeseydin hayata karşı,"Sevdiklerin için..." demeseydin,affetmeseydin, kapasaydın kapılarını...
Ya da teslim olmasaydın hemen yalanlarıma,pişman olurdum ama bu kadar değil.
Şimdi günah çıkarır gibi yazıyorum olanları,ne benim sana anlatmaya yüzüm var ne de senin bunları dinleyecek gücün.Keşke bu yarayı gönlüne benden almasaydın.Keşke hiç almasaydın...
Yalancının mumu yatsıya kadar...Beni hiç affetme,olur mu?
Hiçbir sözümü dinleme daha,duymak isteme yalanlarımı.Yüzüme bakma,benimle konuşma...
Sevme de!
Beni hiç affetme,olur mu?

Ben en çok sende sevdim bayramları...
Sen güldüğünde yüreğimden geçen fener alaylarını..Havada süzülen renk renk balonları..Ceplerime doldurduğum şekerleri...Gelişini bin bayram sevinciyle beklemeyi sevdim...

Ben en çok sende sevdim çocuk olmayı..
Gül yanaklı çocuklarla kovalamaca oynamayı yada elimdeki simidi bir sokak çocuğuyla paylaşmayı...Bazen oyuncaklara sarılıp ağlamayı sevdim sende...Karanlıktan korkar gibi sensizlikten korkmayı..aklıma gelen ne varsa hepsini sana anlatmayı,Oyuncaklarıma ikimizin adını verip onları birbirine kavuşturmayı sevdim..Küçücük çocukların kocaman yürekleriyle sevdim...

Ben en çok sende sevdim yaşamayı....
Yollarda yürümeyi,duraklarda beklemeyi..Gökyüzünü seyretmeyi...Çiçek koklamayı,papatyalardan fal bakmayı...Acıkmayı,yemek yemeyi bir de sana susamayı sevdim...

Ben en çok sende sevdim tutsaklığımı...
Bu odada oturup umutla “görüş gününü “ beklemeyi..Sana halatlarla ,zincirlerle ,kelepçelerle bağlanmayı...Sevdana hapsolup günlerce adını sayıklamayı sende sevdim ...

Ben en çok sende sevdim inat etmeyi...
Belki umutsuz ama kocaman bir sevda büyütmeyi..Çok küçük bir ihtimal bile olsa bana gelişini inatla beklemeyi..

Ben en çok sende sevdim gökyüzünü...

Yıldızlardan dilek tutmayı,seninle aynı Ay’a bakıyor olmayı,aynı gökyüzünü paylaşmayı...Aynı gökyüzünden dökülen yağmurla ıslanmayı sevdim...

Ama ben en çok Seni sevdim her şeyin ötesinde...

Yüreğimdeki yerini sevdim...
Duruşunu,umman bakışlarını...
Susuşunu,konuşmanı..
Mutluluk veren sesini,o kocaman yüreğini ve bir de dokunamadığım ellerini sevdim....
Ben en çok sende sevdim seni sevmeyi....

Her gün birşey daha kaybediyorum senden öte..
Varlığın bir hiç gibi. Yokluğun bedenimi yakar...

Yine gördüm seni. Yanıma oturdun. Ama konuşmadın bile. Sessizlik çökmüştü içine sanki..
Sana sevdiğimi söylemek istedim.. ama sadece istedm.. /yapamadım/
Yanımdayken kokunu duydum ya.. Bittiğim an "o" andır..
İçime çektim doya doya. Hissettim yüreğimde. Kalbime söz geçiremedim yine...
İsmini bile bilmediğim sevdiğim.. Özledim seni!

Seninleydim "o" an. Sadece senindim.. Söylemek istedim sana. Haykırmak istedim dağa,taşa. ama sadece istedim.. /yapamadım/

Her gün birşey daha kaybediyorum senden öte..
Varlığın bir hiç gibi. Yokluğun bedenimi yakar...

Yüreğimin çarptığı, sana söyleyemediği an "o" andır..
Yine gördüm seni sevdiğim.. Sen ise hiç konuşmadın.. Bende sessizlik elbisemi giydim işte "o" an...

Yüreğimde çığlıklar...
Çok yalnızım sevdiğim..
Sana aç.. Sana susuz.. Sana hasret..

İsmini bile bilmediğim sevdiğim.. Yalnızım şimdi. Yoksun yanımda.
Ağladım gecelerce uğrunda.


Dinsin yüreğimdeki bu sancı.. Bedenim kavruluyo.. Yüreğim acıyo.. Dayanamıyorum..

Anlamsızlıklar içinde kayboldum. Çözüm yolu aranıyorum.. /Senden ba$ka/

Yalvarırım geri dön.. Yada yok dönme. Yada istersen dön.. Ama boşver. Sen sana yakışanı yap. Gitmeler sana yakışır!

Ayrılığın hakkını ver...
Anlamsız kıl tüm yaşanmışlığı...
Kalmayı BECEREMEDİN, Bari gitmesini öğren !
Ne bileyim vur sırtımdan mesela, Adı AYRILIK olsun !
Gidişlerden gidiş beğen, yeterki GİTMELER senin olsun...

Çok oluyorsun böyle gitmek mi olur !!!
Her gidişinde kendini bende unutuyorsun...!
bana ait olmayan kadınsın işte,
kadersizliğimin ortasında!

yok çarem
gelemiyorum…
seni ağlatan kaderin,
beni ağlatmaz mı sanırsın!

Çoğu kez yazılanları hayal ürünü sanırız,aslında yazılanlarda biz varız,bizi anlatır...acısıyla,tatlısıyla,
yüreğine sağlık,güzeldi,
Susmalıyım. Susuyorum...En derininden, en acısından suskunluğumda saklı cevaplarım sevgili... Belki de tüm cevaplarım soruların da saklı....
Gidiyorum öznesi çalınmış cümlelerde
sana " susmaya " gidiyorum....

Varlığımda acı çekmektense,
Yokluğumda mutlu ol....
Çünkü; mutluluklar en çok sana yakışıyor sevgili...
Okurken duygu yoğunluğu yaşadım,müthişti,gönlüne sağlık...teşekkürler.
Sayfalar: 1 2