:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi

Orjinalini görmek için tıklayınız: SeninLe Yaşadığım Her Saniye HayaLse GerçekLere Lanet OLsun
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
Her ne kadar sen demiş olsan da bana bu kez ben bunu yürekten söylemek istiyorum.
“Beni çok arayacaksın ve bir gün arkana dönüp baktığında yeniden birlikte yaşamak için her şeyi çok geç olmuş olacak…”


İnadını gururunu sende bıraktım… Bende sevgin kaldı. Çünkü içimde yaşayan hiçbir gurur ne seni aramama engel olabildi ne sormama… Sana göre gurursuzluğu hep ben yaptım. Belki o eski günleri yeniden geri getiririm diye çok uğraştım…


Bu uzun bir yazı olmayacak kısa ve öz bir yazıdır.

Ya da sonun yüklemi…

Senin dediğin bir şey daha vardı ve ben bunu hiç unutmayacağım.
Birlikte geçirdiğimiz zamanlar için şunu demiştin “Hayallerle uğraşamam. Artık gerçekleri yaşıyorum”
Öyle olsun. Yaşadıklarımızı “hayal” düş defterine...
“Gerçek dünyadakiler” mutlu edecekse seni; eyvallah…


Tutuyorum kendimi…
Bir hafta oldu elim telefona kaymadı sana mesaj atmadım.
Ki sen hiç atmadın bana…
Bir hafta oldu hiç sormadım adını kimseye…
Sildim telefonlarını fotoğrafların ve ardından kalan birkaç yazı…
“Hayal Dünyasından” arta kalan ne varsa; “gerçeklerle” yüzleşti birden…


Git…
Canın nereye isterse…
Sev kimi seversen…


Tükendim sana gelmeden gururunda boğulmaktan ve tükettim gerçeklerimi “hayallerinde” harcamaktan…


Aylarca yaşanmış delicesine bir aşka “hayaldi” dersin öyle mi?
Ve sen bu hayalden kotarıp kendini “gerçekleri” yaşamaya başlamışsın…

Seninle yaşadığım her saniye “hayalse” eğer “Gerçeklerine” lanet olsun!
Senivirgulll.gif sendevirgulll.gif sana rağmen yaşıyorum ben...

Hep senvirgulll.gif benimle tamamlanmış eksiklerine bakıp daha fazlasını isterkenvirgulll.gif ben sende yeni boşluklar yaşıyorum...

Daha çoğunu isterken senvirgulll.gif bense yarımlarında kayboluyorum...

Kaç kez vazgeç dedi bu yürekvirgulll.gif kaç kez yolun kenarındaki ormana girip yok olmak istedi...

Yaşadığım neydi? Senin varlığını bilmek bile yeterken banavirgulll.gif sende kendimi yok hissetmekvirgulll.gif "yok" olduğumdan başka ne düşündürebilirdi ki bana?..

Oysa düşünsenevirgulll.gif ne coşku doluydu yüreklerimiz başlarken yeni bir hayata...

Gecelerimizi devirgulll.gif gündüzlerimizi de adamaya hazırdık birbirimizdevirgulll.gif koşulsuzvirgulll.gif içten ve sımsıcak duygularımızla...

Yaşadığımız her an unutulmazvirgulll.gif doyumsuz ve vazgeçilmez olacaktı... Sen bir sonbahar rüzgarında savrulmuş bir gül yaprağı bense taç olacaktım sana...

Şimdilerdevirgulll.gif kim savruluyor ve kim onu sarmaya çalışıyor karıştırıyorum artık...

Ben bu uykularıvirgulll.gif böyle uykuları unutalı çok olmuştu... Acı uykusuvirgulll.gif hüzün uykusuvirgulll.gif korku uykusu...

Bir gece birininvirgulll.gif diğer gece bir başkasının sonsuzluğunda kayboluyorum... Ne garip ki kendimi kuşatma altındaki bir ordunun komutanı gibi görüyorum bu günlerde...

Ne çok a****** var bana ihanet eden... Düşmanla savaşmak değilvirgulll.gif bu arkadan vuruşlar beni kahreden...

Bir beyaz bayrak ve teslimiyet şu anda görünen... Ama çok sürmez esaretim biliyorumvirgulll.gif içimdeki bu yenilginin acısı sürse de yıllarcavirgulll.gif bir yolunu bulup kavuşurum özgürlüğüme...

Şimdi gitmek zamanı belkivirgulll.gif geride yaşanmış yada yarım kalmış anları bırakarak... Sen de tüm ürkekliğinlevirgulll.gif tüm hatalarınlavirgulll.gif tüm eksiklerinlevirgulll.gif tüm haklı gördüğün yanlarınla başbaşasın şimdi...

Hep bir şeyler tamamlanacak değil yavirgulll.gif bu da böyle yarım kalsın...
[b]Bir yaz yağmurunu nasıl beklerse toprakvirgulll.gif ağaçlarvirgulll.gif kuşlar .Nasıl bekler kurumuş çatlamış topraklar yağmuru... [/b]
[b] Öyle bekliyorum seni! [/b]
[b] Çaresizliğim ve vazgeçilmezliğin ardından gökten inen damlaların toprakla buluştuğu andaki özlem gibi... [/b]
[b] Sana sarılmak seni sende yaşamanın verdiği tadın ardından geçen bu zaman şimdi nedense çok uzadı sevgili!. [/b]
[b] Bir piknik alanına dönen yüreğimde yaz sıcağından bahar serinliğinevirgulll.gif kavurucu güneşten ıtır esen gölgelere sığındığımda gözlerinde tutsak kalan bu yüreğim şimdi neden acı çeker biliyor musun? Kaç gün oldu Yoksun! [/b]

[b] Şimdi güneşin ve zamanın adı sen oldun ! [/b]
[b] İyi ki var sın! [/b]

[b] ******[/b]
[b] Ey sevgili [/b]
[b] Ey sevgili söyle ciğer paremvirgulll.gif [/b]
[b] Hiç soğuk akar mı gözyaşları [/b]
[b] Hiç söze gelir mi yürek acıları... [/b]
[b] Göklerin hüznü yağmur amavirgulll.gif [/b]
[b] Ya yağmura kim ağlar? [/b]
[b] Yerleri ayakta tutan dağlarvirgulll.gif [/b]
[b] Ya dağlar hangi kalbe sırtını dayar.. [/b]
[b] Ey sevgili ciğer parem! [/b]
[b] Sevgi olmasaydı kim kime nasıl güvenir di [/b]
[b] Kim çarelere sığınırdı onca dağa rağmen [/b]
[b] Nasıl katlanılırdı ayrılıklara onca ırmağa karşın [/b]
[b] Nerede barınırdı dile tele gelmeyen sözcükler [/b]
[b] Kar boran zemheriye rağmen[/b]
Masal Bitmişse Ve Unutulmuşsan…
*Gece başlamışsa ve uyumak için acele etmiyorsa yüreğin; hala düşünecek hala
yapılacak bir sürü işin ve bir sürü planın olduğunu söylüyorsa beynin; buna
karşılık günün bütün yorgunluğunu belki de hiçbir şey yapmamana rağmen sana
hissettiriyorsa bedenin; konuşmak istiyorsa bir şeylere ulaşmak istiyorsa
kalbin ama sadece yalnızlığın o ağır o derin sesiyse hissettiğin…*

**
**
*Üşüyorsan ama soğuktan değil. Susuyorsan ama korkundan değil. Gidiyorsan
ama istediğin için değil ve arıyorsan ama bulmak için değil. Her dakika daha
ağır geçiyorsa ve geçen her dakika seni daha fazla yoruyorsa... Gelecek seni
güldürmüyorsa aksine geçmiş özletiyorsa kendini. En masum anında
lanetlenmişse bedenin ve yanıyorsa ateşler içinde belki de kutuplarda
yürürken. Ve sadece yalnızlığın sesiyse duyabildiğin…*

**
**
*Vazgeçmek istemediklerinin senden kaçarcasına uzaklaştığını görüyorsan ama
koşamıyorsan artık ve her bağırmak istediğinde düğümleniyorsa sözcükler
boğazına ve canını acıtıyorsa içinde kalan her bir harf. En çok yardıma
ihtiyacın olduğu anda aslında kimsenin sana yardım edemeyeceğini biliyorsan
buna rağmen medet umuyorsan sana yabancı gözlerden. Yaptıkların hep yapman
gerekenlerden farklı oluyorsa ve bunu anlayamıyorsan bir türlü...*

**
**
*Her sabah uyandığında uyumak istiyorsangeceyi istemiyorsan yalnızlığın
sesini ve yine bitmeyecek bir geceyi. Buna rağmen günler hep kısalıyorsa
sana inat ve geceler alay edermiş gibi üşütüyorsa seni. Buna rağmen
yanıyorsan o soğukta ve anlıyorsan kimsenin bunu bilmediğini. Özlüyorsan her
geçen saniye bir önceki geceyi. Ve yalnızlıksa tek duyabildiğin...*

**
**
*Eski fotoğrafları gördüğün zaman tesadüfen; içini garip bir mutluluk
kaplıyorsa. Ve son resim elinden düşerken anlıyorsan ne kadar özlediğini ve
çözemiyorsan bir türlü neden her şeyin değiştiğini. Susuyorsan... Ve
yalnızlığın sesiyse tek duyabildiğin…*

**
**
*Eski şarkılar daha çok dokunur olduysa bedenine ve en çok yardıma ihtiyacın
olduğu halde anlamaya başlamışsan yalnızlığını ve gece hala ilerlemiyorsa bu
gürültüde. Ve uyuyamıyorsan bir türlü. Her şey bir telefon kadar yakınsa ama
korkudan ayrı bir şeyse seni uzaklaştıran ve anlatamıyorsan bir türlü
anlayamadıklarını. Binlerce defa anlatılan bir masalı. Ve yüzü aklından hiç
çıkmıyor olsa da çıkaramıyorsan adını. O müthiş masal kahramanını...*

**
**

*Hiçbir çıkış yoksa ve yapayalnızsa bedenin. Bembeyaz duvarlar içinde. Bir
resim. Siyah beyaz… İçin yanıyorsa ve su içmek bile gereksiz geliyorsa.
Sigaranın dumanı içindeki ateşi belli ediyorsa dışarıya.Ama anlamıyorlarsa.
Söndürmeye bile çalışmıyorlarsa. Sormuyorlarsa. Yoldan geçen herkesi
tanıdığını düşünüyorsan ve belki de yanında yürüyeni bile bilmiyorken selam
veriyorsa herkes sana sırf sen onları tanıdığını düşünüyorsun diye. Ve oysa
tek bir yüz görüyorsan her zaman ama adını hatırlayamıyorsan bir türlü...*

**
**
*Sokaklarda insanlar azalıyorsa birer birer. Aklındaki düşünceler
gibi.Yürüyorsan yine de yapayalnızsan senin onları tanıdıklarını sananların
arasında. Ve dumanın hiç sönmüyorsa...*
**

**
*Aynı masalda ne yapacağını bilmeyensen. Isırılmış elma gibi düşüvermişsen
yere. Masal devam ediyorsa ve kimse seni düşünmüyorsa artık...*
**

**
*Yirmi senedir üzerinde uyuduğun yastıkları bir bir atıyorsan yataktan ve
bulamıyorsan kafanı rahatlatacak hiçbir şey o karanlıkta. Işıkları açmak
dağınıklığı görmek kadar dayanılmazsa…*
**

**
*Uyuyamıyorsan ve katlanamıyorsan yalnızlığa. Kendinle beraber
yaşayamıyorsan yalnız kalamıyorsan kendi başınayken. Sayfalar sıra sıra
bitiyorsa; kitaplar devriliyorsa raflardan ve sen okurken dakikalar
geçmiyorsa hayatından;yaşadığın bir masalsa artık ve başkalarının uyumaları
için yazılmışsa bütün bunlar…*

**
**
*Gökten düşen üç elmadan biriysen başkalarının mutluluğu için. Masal
bitmişse ve unutulmuşsan bir köşede;*
**

**
*Bir çığ gibi geliyor demektir "AYRILIK"…*


*Masal bitti… Kaç… Kurtar kendini…*



Alıntı
Aşk’tım
Aşık’tım
vazgecebilirdim
Geçtim.

Gitmelere dönüyordum
Nice seller götürüyordu
Yaşanmışlıklarımı beraberinde.
Bir ana sığdırdığım
Bin ömür hayatım.
Vazgeçmek aşkın kendisiydi
Ben seni değil
Aşkı sevmiş
Vazgeçmeyi kabullenmiştim...
Şimdi güncemde bana kalan
Sensiz yokluk
İçimde eriyen
İçimde eriten
İçimi sarsansenden bana kalan bir ömürlük alıntılar...

Ben seni kimseler olmadığı için değil kimse olamadığın için sevdim.Aşkı en masum yerimde yoklayıp sana yürümeyi yeni öğrenen bebekler gibi düşe kalka geldim.
Ellerimden tutmaya bilirdin.Beni sevmeye bilirdin.İçinde bana akan teninin adını “aşk” koymaya bilirdin ki sen yine bilirdin herşeyi bildiğin gibi...
Sen beni gizli seviyordun bense en aşikarlığındaydım sevdamın.Vazgeçmelerin bana düşeceğini nerden bileblirdim? ..
Bu senden kaçmak değil bu içimde yitirdiğim kendimdendir.Çünkü ben sana gelmekle tüm bildiğim öğrendiğim beni ben eden herşeyden vazgecerek geldim.Ben sana gelirken kendimden geçtim.
Aşk için şimdi senden geçiyorum.Bir ömrü bir ana sığdırarak kendimi senli düşlerin en törpüsüz yerine itiyorum.Her uykuya dalışımda törpülenmeyen yanlarının yüreğime tenime takılıp acıtsın diye...

Sen adını bana acı ile öğreten..
Adını biliyorum
Adını öğrendim
Adın Aşk...

Suretinse bir yokluk.
Suretinse unutulmaya mahkum
Suretinse hiç yaşamamışlığım
Aynaların aksinde...

Yoklukla barışmayan ruhum varlığına inandığı günlerde seni tanıdı.Sen ne cennet olabiliyordun ne de cehennem. Sendeliyordum seninle. Ne dokunabiliyorduk ne de yanabiliyorduk ellerimiz de...
Rüyalarımda gördüklerim aynadaki ters iz düşümleri gibiydi. Seni tanımıyordum Aşk’ı görüyordum. Yaklaştıkça sana...Sana yaklaştıkça biraz daha yabancı oluyordum.
Gecenin en son noktasında kendimden yitiyor sana doğamıyorken senin aşk’ında kayboluyordum...

Bizimkisi suretsiz bir Aşk’tı.
Sen beni bende seni tanımıyorduk.
Tanıdığımda ise Aşk’ın vazgeçmek olduğunu hatırlamak bana düştü...

Sen kendini karanlıklar olarak nitelerdin.Bense aydılığında yürüyordum senin.Aramızda ki yabancılık böyle başladı.
Sen ben de seni ben de sen de beni görüyorduk.
Aynalar yalancı Aşk ise gerçekti bize...

Susmalarının ardında saklanan sen aslında seni yansıtmıyordu.Ben sen de Aşk’ı görüyordum..Bunu farkettiğim de ise bana Aşk’ın vazgeçilmezi olan vazgeçmeyi kabullenmek kaldı...


Şimdi biz; bir birini tanıdığı kadar birbirine yabancı İki insan iki Adı konulmamış bir duyguyuz.

Aşk’tım
Aşık’tım
Vazgecebilirdim
Geçtim..
[FONT=arial narrow,sans-serif]ruhu içinden çıkartılmış gövdeydim
bir boşluğu doldururdum çoktan tükenmiş
kapıyı çalma sebebim kendimi arama gayretimdendi
buna ben bile inanabilirdim diyebilirdim

yoktum ben hakları gasp edilmiş bir melektim
boşaltırdım içimden mektepler
boşalır kan kusar kin tutmazdım
inancım tamdı çalınacaktı bir gün benim de kapım
diye sesli düşünen biriydim
batıl olan kusurlu olandı
kusurlu biriydim
bunu kendime bile itiraf edemezdim

inattım ben kelimeleri tekrar eder
solculuk oynar bazen de küser
gidip yakasına yapışayım
sarsayım derdim seni küçük prens
uyan derdim uyan uyanmazdı
yüzeye vardıkça dinginlik artardı sıradanlık da artar
kendime bile eğilemezdim kibrimden değil
kendimden kurtulmak istemediğimdendi
diye söylenebilirdim

nedensiz baş ağrısıydım badireler atlatmış
sessiz durur ders çalışır türlü numaralar ederdim
sağ kaşımın üzerinde bir kara hastalık gibiydi çekildiydi
tomografi
sonuç yoktu ağrı da benimle gelecekti
daktilo yazmıştı bunu ter kokardı
daha soğuk olduğunda ve önümü kapattığımda
korkuyorum diye bağırırdım ey sevgili korku
geçmişimden gelecekten devletten
yanlış bırakılmıştım bir kez dünya denen karanlığa
adımı sorsan kim bilir
diye söyleyemeyebilirdim

boşunaydı çünkü beklemek
sinirlerim alınmıştı yoklukla kutsanmışım artık
gelen geçen bakardı
itiraf etmek zordu ama
kapım çalınsa yine de korkmuyorum
benden sonra ölüm mü
bir makastar biçse ruhumu
artık ölemem ben

[/FONT]

[FONT=arial narrow,sans-serif][/FONT]
[FONT=arial narrow,sans-serif][/FONT]
[FONT=arial narrow,sans-serif][/FONT]
[FONT=arial narrow,sans-serif][/FONT]
[FONT=arial narrow,sans-serif][/FONT]
[FONT=arial narrow,sans-serif]* Akatalpa, Sayı: 121, Ocak 2010 [/FONT]
[FONT=arial narrow,sans-serif]Betül Tarıman[/FONT]