:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi

Orjinalini görmek için tıklayınız: Cennetime Hoşgeldin!
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
vei0k3r4zj9.gif

Cennetime Hoşgeldin!

Sesleniyorum, sesime ses ver…

Biz gerçek hayatlardık. Hayatın ne anlama geldiğini bilerek yaşamaya çalışan insanlar. Eksik yanlarımızı tamamlıyorduk. Gerçek olacak hayallere bir süreliğine son vermiştik. Zaman sadece yaşananları anlatmamıza yetiyordu. Geri kalan zamanlarımızda hep susuyorduk.

Susayarak susuyorduk…

Farklı açılardan aynı yolun sonunu gözetliyorduk. Beklentilerimiz tüm eksikliklere rağmen olması gerekenlerdi. Yüzlerimiz ne zaman aynı düzlemde buluşsa o zaman sorgulamaya başlıyorduk. Soru sormaktaki niyetimiz mükemmeliyetçilikten geliyordu. Biliyor olsak bile; takdir edilmek, kabul görmek gibi gereksinimlerimiz vardı.

Birbirimizi takdir ediyor, kabulleniyorduk…

Kimi zamanlar farkındaydık farklılığımızın. Melankolilik, paylaşılmazlık, yorgunluk, derin korkular, iç çekmeler ve en sonunda karşı koyamadığımız arzularımız.

Dilimiz bizi ele veriyordu …

‘’ CEHENNEMDEN GELİYORUM. CEZALANDIRILMIŞ AŞK ACISIYIM, CENNETİNDE HUZUR BULABİLİR MİYİM? ‘’

Kaygılar içinde kıvranarak el uzatıyorduk en uzağımızda ki yakınımıza. En büyük aşklarımız olan yalnızlığımızdan vazgeçmek cesaretini göstererek. İlk defa yüreğimizi çıkarıp yerinden avucuna bırakabileceğimiz bir faniyi karşımızda bulmuştuk.

Yollar tercihlerimizin kesişim noktasındaydı…

Neden tercihlerimiz birbirimizde kesişmişti? Bunu anlatabilmek, hayatımızı yeniden bir film şeridi gibi izlemek ve aktarmamızı gerektirecekti. Fakat yine zaman kısıtlıydı. Yeterince geç kaldığımızı iliklerimizde hissediyorduk.

Damarlarımızdaki kanların akışkanlığı hızlanıyordu…

Yaşanılmamışlıkları kelimelere dökmek zordu. Anladığımız, anlaşıldığımız, meydan okuduğumuz, amansız sustuğumuz kadar yaşıyorduk. Kimsenin uğramadığı eski bir durakta yenilikle çarpışmıştık. Çılgınlıktı belki de açlık. Lakin bir dizde huzur bularak uyumaya susamıştık. Bir elin saçlarımızda dolaşmasını, içimizin kıpır kıpır olmasını, göğüs kafesimizde biriken kanların can çekişmesini dilimizde bir dua gibi ezber yapmıştık.

Ezberimizi özlüyorduk…

Kendimizden bir parçayı başka tenlerde bulmayı arzuluyorduk. Aşka, sevgiye, karşılıksız paylaşmaya olan inancımızı yitirmeye başlamışken. Bir neden gelip aramıza girdi.
Geç kalınmış olsa da gözlerimiz yanmaya başladı gözlerimizde. Acıdan, acıtmaktan korkmadan sol yanlarımıza sarıldık. Göz yaşlarımızın tadı mutluluk, kokusu umuttu. Ve birleşen eller çığlık çığlığa ‘’ CENNETİME HOŞ GELDİN ‘’ diyordu.

Hoş geldin … Lütfen bu hayattan bir de sen gitme.
Çünkü; NEFESİMİN NEFESİNE İHTİYACI VAR.

vei0k3r4zj9.gif