:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi

Orjinalini görmek için tıklayınız: Yasaklı Meleğin Sessiz Çığlığı
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
Yasaklı bir meleğim ben...Yasak yanlarım kırıyor kanatlarımı...Uçmak istiyorum
sana. Kanatlarım umutlarım benim. Yolculuğum sana, Aşka. Kanıyorum. Sağaltmaya
çalışıyorum yaralarımı gözlerinden içtiğim duygu şurubuyla...Olmuyor aşkım.
Yasaklıyım ben. Dudaklarım uzansa da şifaya, yasaklar dikiliyor
karşıma...Öpüştüğüm hayalinle kalıyorum başbaşa...Kanat çırpamam ben özgürlüğe,
bir halkayla bağlanmışım kurallara...Üç oda bir salon ahlak anlayışlarıyla çevrili koca
bir boşluk benim dünyam... Kırık benim kanatlarım...


Hayallerim bile çevrili tel örgülerle. Çırpınıyorum boğulduğum çaresizlik denizinde.
Sanki bir kulaç atsam, atabilsem, kurtuluşum olacak. Sesine sarılıyorum, "gel" diyen
sesine...
Dokunamıyorum sözcüklerine. Bir yakalayabilsem gözyaşlarını, kağıttan bir kayık
yapıp ulaşacağım gözlerine... Yakamozlar dost zannediyorum hayallerime. Ay kaçıp
gidiyor ışıklarını çalarak Denizimden...


Aşk sihirli bir elbise...İki kişinin bir olup içine girebileceği. Özel bir kumaş, özel bir
kesim. İkimiz tam geliyoruz o elbisenin içine. Senin üzerine tam oturdu ama ben
deneyemem tekrar. Öncem var benim. Geçmişim...Senden önce bir kez daha giydim
o elbiseyi...Şimdi dar geliyor, sığamıyorum bir zamanlar tutkuyla girdiğim
elbiseme...Ne yazık ki çıkamıyorum içinden. Biliyorum bir yerde, senin yüreğinle
kapladığın o yumuşacık yerde olmalıyım. Ben o kumaşa aitim. Ama olmuyor.
Yasaklıyım...


Kaçamak saatlerim var ancak sana adayabildiğim...Akreple yelkovan "senli"
saatlerde dost bana. Bazen düşünüyorum da yalnızca o bir saati yaşayabilmek için
yaşıyorum onlarca saati. Beni ayakta tutan o yasaklarla çevrili zaman dilimi...Nefes
alabildiğim, hissedebildiğim...Rüyaların dokunulabilir olduğu zamanlar...


Geride seni, geride beni yasaklı melek yapanı bıraktığım zamanlar adımlarım
şaşırıyor. Çarpıyorum beceriksizce sağa sola. Yalpalaya yalpalaya...İleri atılan
adımlarım aslında geriye gidiyor. Ve bunu benden başka kimse bilmiyor...Sen bile.
Paramparça olup tastamam görünebilmeyi başarıyorum.Bölünüp binlerce acıya,
bütünmüş gibi dimdik ayakta durabiliyorum...
Sessizliğim en deli haykırışım. Kendimle konuşup ucu sivri dikenlerimi kendime
batırıyorum. Bendeki sensizliği anlatmak, sendeki bensizliği anlamak kadar güç...


Sen benim eksiğim, eksik yanımsın...Yarım kalmışlığımsın. Bazen kocaman bir
gülümseme izin ister yayılmak için yüzümde, veririm o izni ve beklerim. Eksik kalır
gülümseyişim. Onu tamam kılacak ruh eşim yoktur. Kaçamak saatlerde
beklemektedir beni...Gözlerimin inci taneleri izin istemez, onlar bir parçasıdır
yüzümün. Ne çare onlar da hep yarım...Uzanıp onları dokunuşuyla anlamlı kılacak
parmaklarını bekler tamamlanmak için...Kaçamak saatleri bekler tıpkı gülüşlerim
gibi...

Geride bırakamadığım, yarınıma katamadığımsın.

Kazanamadığım, yenilgileri zafer, zaferleri yenilgi kılan savaşımsın...

Sen yasaklı erkeğim, yasaklarınla anlamlı öbür yanımsın.Sen.....