:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi

Orjinalini görmek için tıklayınız: Ben küçük bir kız çocuğu...
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
Korkmamalıyım senden, korkup kaçmamalı... Yoruldum yeni insanlardan, yoruldum. Kırmızı ayazlarda üşüyorum bilmediğince. Ve ben küçük bir kız çocuğu; O balon satan adamın peşinden, dolanıyorum tüm dünyayı.

Korkmama izin verme, kaçıp gitmeme, kendime dönmeme. Yaşlandım görmediğince, göstermediğimce.

Tut ellerimden, çek çıkart içimden O nu, yoruldum, korkmama izin verme. Kapkara bakıyor yüreğim, kapkara. Bir ışık bulsam, güneşler doğuracağım. Güneşler; tatmadığınca, bakmadığınca...

Ve diyorum ki sana; kırmızı içimdeki çocuk. Çocukluğumca varım, kendimce yokum, yokluğumca hiçim. Bak ve gör; Rüzgara inat yaşıyorum, sana inat, Tanrıya inat.Kaynakwh: smiley.gif

Savruluyorum, kanatlarım eksiliyor. Gökkuşağıydım, artık sadece kırmızı. Ama varım, unutma bu oyunda tek başına kalmana izin yok. İzin yok kendine kalmana.

Öyle çok işliyorsun ki içime... Her hücrem sana, her sözün bana... İstemiyorum yazılar yazmanı, onlarca şiir bize değil. Giydirme kelimelere, zarif giysiler, rugan ayakkabılar ve takma yakalarına kopartıp karanfiller.

Seni tanıyorum unutma, Sen benim, bense hiç kimse ... Ellerimi koyacak yer bulamıyorum. Yapışsa diyorum gözlerine bakarken. (bakamazken...) Anlamasan heyecanımı.

Korkuyorum yasak kelimelere saplanıp kalmaktan. Ve kıskanmak seni... Ölür müyüm?
Benim olmayacağını bile bile, yakmalı mıyım kendimi bu ateşte? Çıplak yüreğimle, basmalı mıyım yüreğine?

Unutma, ben uçmak istiyorum, uçmak. Düşünmeden dünyayı, vefadan uzak... Söksene beni benden. Gücüm yok kopartmaya kendimi. Kendim kendimden uzak.

Aynı gökyüzüne bakıyoruz her gece, Aynı telaşları yaşayıp, aynı özlemleri çekiyoruz. Karıştım gene, karmakarışığım... Bu bir günce, iki göğsümün arasına çizdiğim papatya gibi, tek bir amacı var, tek.

Ama sen bilme, Hatta kimse bilmesin. Aynada ki aksimde bilmesin, sesim sedam çıkmasın...

“Düşlerim var benim,
Hayallerim var.
Fikrim derya deniz
Fikrim geri getirir seni
Ne eserim ne yağarım
Durumum mateme dilsiz dağ gibi
Dualarım var
Duvarlarım var
Yazarım söylerim
Yana yana ismini”

Şarkılar söyleyeyim sade, sessiz çığlıklar atayım. Dur bakalım, bende kendi masalımı yaşayayım. Başka başka tenlerin, bilmediğim hikayelerini istemiyorum. Artık kendi hikayemi yazmalıyım.

Kendim koymalıyım noktaları, virgülleri; kendim çizmeliyim yolları, ağaçları. Fırtına da küçük bir balık olayım. Ağ at dünyama ve çıkart. Seni denizden seyretmektense, avuçlarının içinde öleyim.

Öleyim ve gideyim masalımın yoluna...

“Dönemem verdiğim sözden,
Böyle çabuk dönemem.
Gideceğini bile bile devam edemem.
Kaç kez yandı canım hasret acısıyla,
Artık seni sevemem...”

Nede kolay yalan söylüyorum. Yalan benim değil oysa, yalan bizim. Biz kim miyiz? Biz peşi sıra koşan günleriz, değmeden birbirimize, aynı çember içinde dönüp duranız. Dokunuşlar yakıcı, tenler istekli...

Ama,...

Oynadığını söyle bana, oynadığını bilirsem acımayacağım söz. Bilirsem ağlamayacağım. Avuçlarım kanamayacak. De ki bana;

Oynuyorum seninle aptal kız, oynuyorum kırmızı hayallerinle. Ben kötüyüm de,
Sen kötüsün de... Biliyorum, biz sonsuz bir aşkın kahramanları değiliz. Erken yaşlandım ben, çok erken... Bu yaşımda bilmek istemiyorum. Elinde elma şekeri, çocukluğumu istiyorum geri...

Kanarsa ellerim, biraz daha büyüyeceğim. Ne olur, ne olur yaşlandırma beni....