:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi

Orjinalini görmek için tıklayınız: Sevgiliydi ve Gidecekti
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
Bir gün gidecekti yanık kozalarıma bir tane daha ekleyecektim… o gidecekti O yüzden bilsin istemedim
Ne içimi sancıtan bakışlarına yüklediğim anlamı ne de yüreğimi yüreğine yasladığım o baharı bilsin istemedim…


Gidecekti içime basa basa terk eyleyecekti ‘canım’ dese de ‘cananı’ içinde taşıyacaktı
Yüklemsiz yolcuklara çıkacaktı sevgili öznesini Haliç’e bırakıp gidecekti
Bilsin istemedim desem zamansız sevdalar büyüyecekti içimde büyük bir ihtimal yaşayacaktık en alını sevdanın desem eflatun gölgelerle yeşerecekti aşk
İhtimal ya Atilla İlhan’ın Pia’sı gibi olacaktım aşk tahayyüldür diyecektim ve başladığı yerde bitecekti
Müptelası olduğum o mistik düşlerimden yara alacaktım hem de en morundan ve o yarayı yok etmek için kısa mesafelerde yolculuk yapacaktım
Bir limana varacaktım renksiz gölgelerin peşinde onu kovalayacaktım bir yan flüt sesi duyduğumda sevdama yenik düşecektim
Öyle en alından gülecektim gözlerime oturttuğum Haliç’le gitme diyecektim ama o gidecekti fonda bir yan flüt sesiyle…sol yanım sızım olacaktı


hani o bırakıp giderken seni bu öksüz tavrını takmayacaktın
alnına koyarken veda buseni yüzüme bir türlü bakmayacaktın
gelse de en acı sözler dilime uçacak sanırdım birkaç kelime
bir alev halinde düştün dilime hani ey göz yaşım akmayacaktın



Hiç beklemediğim bir anda bir gün yanıma oturdu… Biz ikimizdik Anlamış gibi baktı göz bebeklerime Gözlerimin yeşilinde aradı sevdanın alını
Diyemedim ama yüreğimi yüreğine çoktan yaslamıştım İzinsiz Aşkta izin aramam ki ben sevgili O da yüreğini bana verdi

Ama diyemedi ki ‘ bu yolculuğa birlikte çıkalım’ Ama ben o yolculuğa çoktan çıkmıştım elimi eline verdim… ve kısa metrajlı bir film başladı…
O kendini anlattı ben susmanın erdemlik sayıldığı bir öğretiyle dinledim
En çok vapur yolculuğunu severdi vapura bindik içimden en sancılı şarkı sözleriları dinledim içimin sandığından tek tek çıkarıp…
Bu yolculuk hiç bitisin istemedim ‘karaya varmayalım sevgili olur mu’ dedim içimden utanarak Duymadı
Biz ikimizdik bir vapur yolculuğunda Film(mimiz) karaya vardığında bitecekti ya camdan maviye baktım yaklaşıyorduk

içime bakıp bakıp ona yaslandım içine almak istedi ama başkaları ‘başkaları’ diyordu biliyorum… sesine vermese de bu cümleyi duyuyordum
Sevgiliydi ve gidecekti Vapur karaya yanaştı hatırlayıp hatırlayıp yanaklarıma tuzlusu dökeceğim an geldi film bitti

Diyemedi suskular biriktirdi heybesine gözlerime yalancı baharlar yükledi Sessizce ‘hadi’ dedi Ben göğsüne yaslanıp ağlamak isterken o gitti
Yanımı yanına verdim ‘hayır’ demedi Ama gitti Bir başaksını taşıyordu içinde sevgili söylemese de suskularına asmıştı onu
Bindiğim bütün salıncakların ipine astığım aşk gibi… Tanımlayamadığım gülüşüyle yanımda oturuyordu

Beni dinlemek istedi bakamadım sevgiliye hala filmi düşünüyordum neden neden karaya vardık sevgiliNeden karaya vardık..


bozduk yeminleri yine düştük yollara bir yer var içimde sevdalar
bir yer var içinde korkular bir yer var ki yar gidemiyorum
bir yer var içimde sevdalar bir yer var içinde korkular bir yer var ki yar gidemiyorum
biri sana benzer gül gibi biri bana benzer kül gibi biri kana benzer akar gider biri yare benzer
biri sana benzer gül gibi biri bana benzer kül gibi biri kana benzer akar gider biri yare benzer



Tekrar sordu ‘ sevgili hayat nasıl gidiyor’: sığ bir soruydu anlamlar yüklemeye çalışmadım
Hala ikimizdik en yakınımdaydı elimi uzatsam tutar mıydı sevgili…?
Uyanıverdim sonraya eflatun düşlerimi içimdeki mezara gömdüm Filmin bazı karelerini yok saydım
Sorunun cevabını almak isteyen sevgilinin yüzü yüzümdeydi ne dememi bekliyordu ki ‘hayat mı’ dedim gülümsedim

Anlamıştı iç cebime iliştirdiğim hüzünlerimi Ben film gibi son bekliyordum içini toplayıp gitmesini ama hala yanımdaydı sevgili

Yüzüne baktım masum bir kent soyluluğu taşıyordu ‘ama’lı cümleler geçiyordu gözlerimden İçinde ‘doğrusu’nu bekleyen kırıkları vardı
Ortak edemedi beni kırıklarına ‘hadi’ dedi filmdeki gibi ayağa kalktı ‘doğrusu’na gidiyordu Beni yanına almadı ‘canım’ dedi ‘cananı’ geçemedi
Zaman affetmeyecekti niceleri gibi askıda bırakacaktık bu aşkı ve hep hatırlayacaktık bir muammanın peşinden neden koştugumuzu…

Karaya varmıştık Parmakları parmaklarıma kavuşmadı sevgili’nin… Parmağında ‘doğrusu’nun izi vardı kavuşamadı
Bildik aile terbiyesinin öğretisini taşıyordu suçtu kimilerine göre bu suça ortak etmekti gitti sevgili
Diyemedim yüklemsiz bir yolculuğa çıktı öznesini sulara bırakıp İçinin ‘doğrusu’na gitti şimdi




Şimdi hangi yolculuğa çıksam iç cebime iliştirdiğim hüzünlerimden alıyorum Ne zaman bir şiir yazsam ‘sevgili’ye diye not düşüyorum
Ama soramadım sevgil’ye kırıklarını öğrenemedim sevgilinin ‘Sol yanın acıdığı için’ diyemedim biliyorum ama sol yanını nerde acıttığını bilmiyorum
‘doğu’da mı acıttın yoksa giderken geride bıraktıkların mı acıttı Yüreğimi yüreğine yasladığımda içine söz geçiremediğin o an mı acıdı
Ne zaman sevgili? ne zaman

Benden duyamadıkların mı yoksa senin söyleyemediklerin mi acıttı…
Yaşantına ‘yaşantına ‘katık’ yapmadığın şimdi mi sevgili’ nerdesin yüreğinin en doğusun da mı? Eflatun gölgelerin kaldı geride…

‘Hadi’ bu kez ayrılık için değil yanını yanıma vermen için

‘HADİ’ EN ‘DOÄžU’ YANINLA SEV BENİ