:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi

Orjinalini görmek için tıklayınız: İki Kum Tanesinin Hikayesi !
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
Günün birinde bir çölde iki kum tanesi karşılaşmış
ve birbirlerini çok sevmişler uzun bir süre çok yakın olmuşlar.
Birbirlerini yanlarında,
canlarında olarak sevmeyi öğrenmişler.



Derken bir rüzgar çıkmış kum tanelerinden
biri yerinde kalırken diğeri biraz uzağa savrulmuş.
Çok uzak değillermiş ama yinede göremiyorlarmış birbirlerini.

Sevgileri hiç azalmamış yine sevmeye devam etmişler.
Birbirlerine ulaştırabildikleri sesleriyle, haberleriyle yaşıyorlarmış
ve artık görmeden seslerinde sevmeyi öğrenmişler.

Bir gün biri diğerine
"Sevdamızın sonsuza erişmesi için aynı anda bir dilek dileyelim" demiş.
Ikisi de aynı anda bir dilekte bulunmuşlar
ve tam o sırada bir fırtına çıkmış.

Bu kavuşmamız, sevdamızın sonsuza dek sürmesi olabilir
diye ikisi de kendilerini fırtınaya bırakmışlar.
Gözlerini kapayıp fırtına dindiğinde
sevdalarının yanı başında olmuş
olmayı arzulamışlar.

Fırtına o kadar kuvvetliymiş ki
o güne kadar yıllarca yerlerinden kıpırdamayan kumlar
bile başka yerlere savruluyorlarmış.

Fırtına günlerce sürmüş kum taneleri de
oradan oraya savrulup durmuşlar.
Ikisini de bir sabırsızlık sarmış.
Fırtına durmuyor aksine artıyormuş.

Fırtına dinmek bilmedikçe onlarda sabırla sevmeyi öğrenmişler.
Günler geçmiş sonunda fırtına durmuş gözlerini açtıklarında
ikisi de başka alemlerde bulmuşlar kendilerini.

Bu fırtınanın onları birleştireceğine o kadar inanmışlar ki
birbirlerini yanlarında bulamayınca yüreklerinde
derin bir acı hissetmişler ve acıyla sevmeyi öğrenmişler.

Kendilerine birazcık geldiklerinde
ikisi de bu fırtınayla başka başka yerlere savrulduklarını anlamışlar.
Biran ölmek istemişler
ama sonra
birbirlerini hiç görmeden,mesafelere,

engellere rağmen sevmeyi
öğrenmişler.

"Eskisi gibi bağırsakta sesimiz ulaşmaz ki birbirimize"
demişler

Ikisi de yeni yerlerinde kimseyle konuşmamışlar
ve yıllarca hep susmuşlar.
Hep yeni bir fırtına ümidiyle birbirlerine ihanet etmeden beklemişler.
Böylece umutla sevmeyi öğrenmişler.

~~~

Yıllar geçmiş ama sevgileri hiç geçmemiş.
Birbirlerinden hep umutlu olarak yaşamışlar.

Bir gün ikisi de birbirlerinden habersiz aynı anda
gözlerini kapamışlar ve kavuşmak için yeniden fırtına çıkmasını dilemişler. Beklemişler beklemişler
ama
fırtına bir türlü çıkmamış.

Kendilerini tüm benlikleriyle fırtınaya bırakmak için
oldukları yerde dönmüş durmuşlar
ama hepsi nafile küçük bir rüzgar bile çıkmamış.
Sonunda durmuşlar ve gözlerini açmışlar.

Sevdiklerinin, sevdalarının,
yıllarca beklediklerinin tam karşısında
durduklarını görmüşler ve hemen ikisi de


yıllar önce diledikleri dileği anımsamışlar.

Dilek şöyleymiş

"Allah'ım bizi birbirimize her şeyiyle sevmeyi
öğrendiğimizde kavuştur.

Öyle kavuştur ki sevdamız sonsuza erişsin."

Sonunda anlamışlar ki birbirlerinden çok uzaklarda
geçirdiklerini sandıkları yılları aslında
birbirlerinin yanıbaşlarında geçirmişler.
Dileklerinin kabul olması için yılların geçmesi gerektiğini öğrenmişler
çünkü onlar sevmeyi her şeyiyle öğrenmeyi dilemişler.

Dilekleri kabul olmuş umutla, sabırla, acıyla, yakında, uzakta...
her şeyiyle sevmeyi öğrenip birbirlerine kavuşmuşlar.
Sevmeyi bildikten sonra
mesafeler, acılar, yıllar, aylar...asla sevdayı
söndürmez

ama sevmeyi bilmedikten sonra
yanı başındaki sevdiğini bile yıllarca göremeyebilir insan... :o
Çok güzeldi paylaşım için teşekkürler...