:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi

Orjinalini görmek için tıklayınız: Ayrılık kanatır...
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
678960yalnizligin-baskenti.jpg



Ayrılığın saltanatı başlamıştır.
Sevgilinin boynunu süsleyen,Sindrella'nın ayakkabısının kayıp tekinden yapılmış kolye,
genç bir savaşçının boynu için giyotin olur.
Acınızı bile idrak etmezsiniz,çünkü isminizi unutmanın üzerinden sanki bin yıl geçmiştir.
Hayatınız boyunca anlamsızlığın her türlüsünü önünüzde diz çöktürmüşken,hiç anlayamadığınız bir sebeble canınız yanar.


Birileri size "anlamak istemiyorsun" der.Siz de "ne farkeder" diye sorarsınız.
Bütün ahalisini kılıçtan geçirdikten sonra bir şehri ele geçirseniz ya da geçirmeseniz ne farkeder?
Ayrılığın hüküm sürdüğü bir mevsimde kral olmak ya da köle olmak ne farkeder?


Yaşamak kadar güçlü acıları tadarsınız.Arizona Çölü'nün ortasındaki bir piyanonun nağmeleri öğretir,
yaşamın zıddının ölüm olmadığını.Bir cinayete tanıklık eder gibi erirsiniz.
Aşk maktûl,sevgili katil,ayrılık cinayet,benliğiniz hiçtir.


Bir yerleriniz kanar derinlerde.
Elleriniz,kollarınız kana bulanıyor gibidir sürekli,
bir türlü bulamazsınız kanayan yerlerinizi.
Öğretmen karşısında ellerini koyacak yer bulamayan
çocuklar gibi nereye koyacağınızı bilemezsiniz aşkınıza sevgili tarafından verilmiş sözleri.
Aşk ile çıktığınız miraç'ta kabile savaşları ile karşılaşırsınız.


Ayrılık kanatır.


Kan kaybından öleceğinizden korkmazsınız.
Bilirsiniz bir aşk zaten durdurulamaz bir kan kaybıdır.
Ama gözlerinizi kaplayan kızıllığın,sevdanıza perdeler çekmesinden korkarsınız.
Kanın boğucu kızıllığı azgın bir sel gibi gözlerinize yürümektedir.
İstersiniz ki sevgilinin yüzü silinmeden ömür son bulmasın.
Son anda Sindrella'nın gümüş ayakkabılarının pırıltılarını gökyüzünün yıldızları yaparak görmek istersiniz sevdanın gözlerini.


En azından son defa..


Ama ayrılık hiç bir yakarışı duymaz.
Hiç bir randevusuna geç kalmaz.
İsyânkar havarilerin soylu boyunlarıyla buluşmak için sabırsızlanan cellat baltaları gibi acelecidir.
Ve Kleopatra,arenadaki cellatlara bakarak baş parmağını yere doğru işaret eder.
Ne çok ayrılık,ne çok hainlik..
Eylül...


Hoşçakal canım,güle güle bir tanem..
Bir şeye ihtiyacın olduğun da unuttuğum ismimi an yeter.