:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi

Orjinalini görmek için tıklayınız: Yagmur Camlarda Tikirdiyor
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
Yagmur camlarda tikirdiyor...

Gece… Sessizlik,… camda yagmur damlalari… Perde,… Perdedeki hisirti… Ve ben pencerenin önünde; camlarda tikirdayan yagmurun esliginde yalnizligin keyfini cikardigimi ya da acisini cektigimi bilemeden, karanligi seyrediyorum.
Bir yandan da uykunun üzerime yürüyen agirligina karsi direniyorum. Ruhumun cismimle cekistigi anlarda yasadigim bu hale ne kadar asinayim; bunu beni taniyanlar biliyor..

Sen bilirsin.

Düsüncelerimle basbasa kaldigim saatlerdir bu saatler. Yalniz kendim icin düsünüyorum. Düsüncelerim, sirlarim...…
Kimseye acmaya cesaret edemedigim, cünkü anlatacagim zaman sanki bütün elbiselerimden arinmis gibi olacagimi sandigim bu düsüncelerin med-cezirinde geceyi bir pencerenin arkasinda, parmaklarimin arasina tutusturdugum sigaramdan cikan dumanin esliginde seyretmek; seyrederken hüzünlenmek, kendimi aglamak icin zorlamak, baskalariyla paylasilacak seyler degil.

Ben yasiyorum bunlari...

Baskalarina anlatirken, onlari dökecegim kalip, yani kelimeler bu duyguyu baskasinin benimle paylasmasini hep engelleyecek.
Kelimeler insanlar arasinda birer perdedir cünkü. Öyle düsünüyorum...…

Düsüncelerimin yüregimin drinliklerinde hareket ettigini, ahenkli bir bicimde saga sola nasil sallandiklarini, egilip büküldüklerini, arada o ahengin bozuldugunu görüyorum.
Yagmur sürekli artan temposuyla camlardaki tikirdamasini artirmis… Kimbilir belki de bana birseyler söylemek istiyor.
Kendisine yeterli iltifati gösteremedigimi düsünebilirmi yagmur?
-Sahi yagmur düsünebilir mi? Yagmurun dili var mi? Yagmur da aglar mi, güler mi?
Yoksa yagmur aslinda su sekline bürünmüs bir insan mi?

Bir yandan yagmurun insanlar gibi oldugunu düsünürken, diger yandan kendimi cemiyetin ortasinda bu fikirleri baskasina, ne bileyim örnegin cok yakinima, sevdigim birine, bir arkadasima, Baharyelime anlatirken görüyor, bu insanlarin nasil bir saskinlik icerisine düsecegini, hayir, hayir, onlarin da benim bu düsüncemi tasdikleyeceklerini hayal ediyorum.
Düsüncelerimin gerceklik payi ne olabilir? Bilemiyorum...
-Ne olursa olsun, deli degilim ve bundan eminim. Hayal kurmakla delilik arasinda belki ortak cizgiler var; bunlar bana kalirsa farkli seyler olmali.

Kocaman bir simsek camda olan gücüyle yansidi. Olusan aydinlikta aynalasan camda kendimi gördüm bir an.
Korktum kendimden.
Saclarim dagilmis, uykusuzluktan kizaran gözlerimin etrafinda mor, icice daireler olusmus sanki. Bir elimle elimle gözlerimi ogusturdum. Diger elimi kisa ve camda rengi belli olmayan saclarimin arasindan bir tarak gibi gecirdim.

Saclarim... Beni en cok ele veren saclarim.
Onlarin daginikligi, birbirine gecisi beni rahatsiz ediyor. Herkes benim ne düsündügümü, hangi hülyalarla ugrastigimi anlayacak ve bana gülecekmis gibi geliyor.
Saklanmak icin tariyorum onlari gündüzün.

Yeni aldigim bir nefesle birlikte düsüncelerimin zaman ve mekani degisiyor.
Gündüzü hatirliyorum.
-Yarin er gec olacak ve ben bir dünü daha yasiyacagim.
Allahim ne korkunc.
Her gün ayni dünü yasamak … Bir yandan da dünü ve yarini aradan cikarip hep bu günü yasamak düsüncesi, arzusu, sonsuz istegi…. Bu istegi gerceklestirmenin cabasi ile hep bir yogunlugu yasamak,… kontrastlar arasinda gidip gelmek.…
Diger yandan günü yakalama ihtimalinin cok oldugunu, bir takim zorlamalarla da olsa gerceklesebilecegini düsünmek...

-Bu delidir, diyerek isaret parmagiyla beni baskalarina göstertebilecek düsünceler bunlar.
Gerceklesebileceginden hicbir zaman süphe etmedigim, düsünürken tedirgin olmadigim, sadece gerceklestiremedigimden dolayi hep dövündügüm bu düsüncelerimi, bir parmak isaretiyle silip atmak isteyeceklerdir muhakkak...

-Cok seyi yasadim ben, gencligimin heyecanini duyamadim ama. Hayati hep kenarindan kösesinden takip edebildim.
Hayatin ortasinda kendimi bulacagim dönemlerde basimin üstünde, her an kafama düsünce altinda parca parca olacagim bir balyozun korkusuyla yasadim.
Etrafima örülen dört duvar arasinda, yabancisi oldugum bir hayatin ve mekanin derinlerden duyulan o cevelan akisinda, bana kendimi bulduracak iksiri ve daha önemlisi Seni bulamadim.
Günlerce agladigim oldu hickira hickira.
Yanaklarimdan iri yagmur taneleri dökülen yaslarin sesine o kadar asina oldum ki. O sesi benim kadar taniyan bir baskasinin ne, olabilecegini saniyorum, ne de bunu istiyorum! Acaba? Bilemiyorum...…
O ses yalnizca benim gözyaslarimin sesidir.
Degilmi? Soruyorum...…

Basim dönüyor. Gözlerim sonsuz yorgun. Vücudum agirligimi tartamiyor. Düsmemek icin pencerenin kenarina yaslandim.
Yagmur bana karsi ne kadar müsfik. Siddeti eskisi kadar degil. Müsfikligi giderek artiyor. Kücük fiskelerle camda tikirdiyor. Teselli veriyor ve düsüncelerimin cikmazindan beni korur gibi bir tavir takiniyor.
Sesine kulak veriyorum. Tikirtilar bir anne ninnisindeki nagmeleri kadar serin, sevgilinin kalp atislari kadar heyecan verici.
Bu yumusak, sevecen, candan nagmeler yalnizligima eslik ediyor. „
Iki yalniz“ yanyana ve kucak kucagayiz.
Bu yalnizligin ortasinda, ruhumda hissettigim aci mahlep cubugu darbelerini unutuyorum.
Artik gecmisi yasamayacagim.
Hersey „bir varmis, bir yokmus“la baslayan masallar gibi...…

Aynamin dilindeki “Hala gencsin, dincsin, dudaklarinda bitimsiz bir gülümseme, baskalariyla konusurken önüne egik gözlerin, kafan ve kalbinle cok seyi basarabilirsin,” sözlerini hatirladim.
Belki de serseri bir heves bu, veya kendimi aldatiyorum. Bilemiyorum...…
Ancak beni hayata baglamaya yetiyor.
-Dudaklarimdaki bitimsiz gülümseme ve ala gözlerim .. ve kalbim .. ve kafam, bana yeter. Diyorum...…

Sanki bunlari ilk kez hissediyormusum gibi sevindim. Bu sevincimi gizlemiyorum kendimden.
Camin önünde yagmurla vedalastim.
Hisslerimin üzerinden narince oksadim.
Odamin kenarindan gectim. Aynanin yanindan kendime kacak ve kücümseyen bir bakis firlatarak gectim, kendimi uykunun ve Senin kollarina birakmak icin usulca girdim yataga...

LetItBe