:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi

Orjinalini görmek için tıklayınız: Psikoterapi Türleri
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
Bütüncül Psikoterapi: Tüm psikoterapi tekniklerinin hangi hastaya ne zaman uygulanacağını ve bütünü izah etmeye yönelik bu terapi yöntemi farklı teknikleri entegre etmeyi sağlar. Esneklik sağlayan bu model evrensel uygulamalar için de uygundur.

Dinamik Psikoterapi: Dinamik psikoterapivirgs.gif yapıtaşı olan Freud'un Klasik Dürtü kuramını takip edenvirgs.gif Ego Psikolojisivirgs.gif Nesne İlişkilerivirgs.gif Kendilik Psikolojisi gibi diğer dinamik ekollerle devam etmiştir. Bu ekoller; psikopatolojilerin temelinde kişinin 0-5 yaş arasındaki dönemde yaşadıklarının olduğunu savunur ve hipnozvirgs.gif serbest çağrışım ve rüyalar yoluyla bunları irdeler.

Bilişsel Psikoterapi: Bilginin işlenmesi sürecinde; temel kabullerdeki hatalardan kaynaklanan işlevi olmayan şematik kavramlarvirgs.gif zamanla olumsuz otomatik düşüncelere dönüşür. Sonuçta ortaya çıkan düşünselvirgs.gif duygulanım ve davranış bozukluklarının sağıtımı bilişsel psikoterapinin alanına girmektedir. Kognitif terapi olarak da adlandırılmaktadır. Şema terapisivirgs.gif düşünsel duygulanımcı davranış terapisi de bilişsel terapiden kaynaklanmıştır.

Davranışçı Psikoterapi: Davranışta otomatik modelleme gibi öğrenmeler sonucunda ortaya çıkan bozukluklarda; duyarsızlaştırmavirgs.gif ödüllendirme gibi çeşitli teknikler yoluyla davranış değişikliği ya da davranışın frekansında azalma gibi sonuçlar sağlamaya yönelik terapilerdir.

Bilişsel - Davranışçı: Klinik uygulamalar ve gözlemler psikoterapi süreci içindevirgs.gif bilişsel-davranışçı yöntemlerin bir arada kullanılmasının etkin sonuçlar ortaya çıkarttığını görgül olarak göstermektedir. Günümüzde sıklıkla bu iki method bir arada kullanılmaktadır.

Varoluşçu Psikoterapi: Varoluşçu psikoterapi de önemli olan şimdi ve burada kavramlarıdır. Varoluşçular varolma yolunda kişinin en çok üzerinde durduğu 5 soruyu temel alarak bunlar yoluyla psikoterapiyi yapılandırmışlardır.
  • Hayatın anlamı nedir?
  • Geleceği belirlemek mümkün müdür?
  • Ölüm karşısındaki duruş
  • Sorumluluk kime ait?
  • Hayatta yalnız mıyız?
Transaksiyonel Analiz: Transaksiyonel analiz; bir kişilik teorisi ve kişisel değişim ve gelişimi amaçlayan sistematik bir psikoterapi ekolüdür. Transaksiyonel analiz teorisinin kurucusu Erick Berne'nin odak noktasıvirgs.gif kişiler arası ilişkilerin nasıl işlediği üzerinedir. Transaksiyonel Analiz; insanlarvirgs.gif yaşam ve değişim amaçları üzerine 3 temel felsefi önermede bulunur:

  • İnsanlar iyidirvirgs.gif yeterlidir.
  • Herkes düşünme kapasitesine sahiptir.
  • İnsanlar kendi yazgılarına karar verebilir ve bu kararları değiştirebilme kapasitesine sahiptir.
Sosyal Terapi: Grup merkezli bir psikoterapidir. Bireyin üyesi olduğu gruplar üzerine odaklanan bu post-modern yaklaşımvirgs.gif insanı grup içindeki davranışlarıyla ele alır. Fred Newman tarafından 1970'lerde ortaya atılan bu yaklaşımvirgs.gif özellikle sosyal terapi merkezi olarak anılan merkezlerdevirgs.gif hastanelerdevirgs.gif kliniklerde ve okullarda kullanılmaktadır. İnsanların grupla birlikte yaratıcılıklarını en iyi şekilde kullanabilmelerini ve duygusal sıkıntılarını bu yolla çözebilmelerini sağlar.


  • İnsanlar sosyal birer yapıdır. İnsanlar dış dünyayla sürekli bir iletişim içindedir.
  • İnsanlar işlev gösterirler. İnsanlar sosyal bir bağa sahiptir ve birlikte bir şeyler yaratırlar. Çalışmavirgs.gif üretmevirgs.gif oynama ve yaratıcı olma hep bir arada gerçekleşir.
  • İnsanlar gelişme gösterirler. Gelişebilirlikvirgs.gif insanların herkesle yaratıcı bir şekilde çalışabilmesini ve hayatın tüm sahnelerinde yer alan şeyleri mümkün kılar.
  • İnsanlar devrimcidir. Marx and Vygotsky'nin dediği gibi insanlar bulundukları ortam tarafından belirlenebilme ve bulundukları ortamı değiştirebilme kapasitesine sahiptir. Bu aktivitevirgs.gif devrimci aktivite olarak adlandırılır. Sosyal terapi bu radikal karşılıklı değişim teorisini savunur.
Oyun Terapisi: Çocuğun psikolojik gelişiminde önemli bir role sahip olan oyunvirgs.gif çocuğun dünyayı keşfetme sürecinde anlamlı bir bütün oluşturmasına ve hayal kırıklıklarını onarmasına yardım eder. Spontane bir şekilde ortaya çıkan bu süreçvirgs.gif oyunuvirgs.gif çocuklardaki psikoterapide önemli bir araç haline getirir.

Düşünsel - Duygulanımcı Davranış Terapisi(Rasyonel Emotif Davranış Terapisi): Albert Ellis tarafından yıllar içinde geliştirilen ve güçlü felsefi temellere dayanan bu yaklaşımvirgs.gif terapi ile yaşamda köklü değişiklikler yapmayı amaçlar. Bireylerin işlevselliğinivirgs.gif düşüncevirgs.gif duygu ve davranışı iç içe geçmiş bir sistem olarak açıklar. Birindeki bir değişim diğerlerini de etkiler. Duygularımız ve davranışlarımızvirgs.gif düşüncelerimizin birer projeksiyonudur. Rasyonel olmayan düşünceler kavramını kullanan ekolvirgs.gif sıklıkla bu düşünce biçimini kullandığımızı ve terapide bunu rasyonel düşünceler dönüştürmek gerektiğini savunur. Bu kuram bilişsel ve duygusal etkileşim üzerinde odaklanır ve insanların yaşadıkları duyguların üzerinde durur. Akılcı duygusal terapidevirgs.gif bir çok gelişme hastanın duygusal rahatsızlıklarını ve onları rahatsız eden kendi davranışlarını daha gerçekçi bir yaşam felsefesi oluşturarak azaltmasıyla devam eder ve onlara bir varış noktasına kadar rehberlik eder. Diğer önemli terapötik amaçlar yaşamdaki yanlışlıklar için kendini ve başkalarını suçlama eğilimini azaltmayı ve gelecekteki sorunlarla etkili bir şekilde baş etme yollarını öğretmeyi kapsar.

Hümanistik Psikoterapi: Hümanistik psikolojivirgs.gif Varoluşçuluk ve Fenomenoloji geleneğinden gelir. İnsanın biricikliğivirgs.gif irade özgürlüğüvirgs.gif bireysel kararlarını verme ve sonuçlarının sorumluluğunu üstlenmevirgs.gif kişisel tercihlerini belirleme ve yapma gibi kavramlarvirgs.gif hümanistik psikolojinin en çok üzerinde durulan kavramlarıdır . "Üçüncü güç" olarak da bilinen ve psikanaliz ile davranışçı yaklaşımlara bir tepki olarak ortaya çıkan hümanistik psikolojivirgs.gif 1960'larda Amerika Birleşik Devletleri'nde gelişmeye başlamıştır. Hümanistik Psikoloji Ekolü'nün temel ilkeleri doğrultusunda ortaya çıkan Danışandan Hız Alan ya da diğer adıyla Danışan Merkezli Terapivirgs.gif ilk kez Carl Rogers tarafından ortaya atılmıştır. Rogersvirgs.gif danışan merkezli terapilerin geçmişle ilgilenmediğinivirgs.gif bugün danışanla terapist arasındaki ilişkiye odaklandığını vurgulamıştır.








Sonuç olarak; terapilerde hangi yaklaşım kullanılırsa kullanılsınvirgs.gif terapistin güven sağlayıcıvirgs.gif iletişim becerileri gelişmiş ve ilgili olması en önemli noktadır.