:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi

Orjinalini görmek için tıklayınız: Ah Şu Otobüsler
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link

Küçük bir şehirde yaşıyorsan otobüsler sorun değildir mesafeler 10-15 dakika. Binersin otobüse oturmuşun, ayaktaymışın hiçte önemli değildir. Ama İstanbul’da yaşıyorsan her şey sorundur otobüsü beklemek, otobüste oturmak, ayakta durmak… Yolculuk en az bir saattir koltuğuna sahip çıkman gerekir. Bu yazımda gençlere koltuklarına sahip çıkmaları için nacizane önerilerde bulunacağım…

Birincisi dışarıyı seyredersin ama kötü şeyler düşünmen gerekir. Sevgilinden ayrılmışın yalnızsın kimsen yok gibi.. Seni gören vah vah çocuk ne dertli demeli… Orta yaşlı ise ayakta olduğunu, yaşlı ise yaşlılığını unutmalı. Tüm kötü düşüncelere rağmen bu bakışı yapamıyorsanız size “Benim hiç babam olmadı amca…” diye başlayan küçük Emrah filmlerini izlemenizi tavsiye ederim bu son çare mutlaka işe yarayacaktır.

İkincisi otobüse binerken şöyle kitap,dergi gibi bir şey almaktır. En güzeli gazetedir ama. Açarsın kocaman kimseyi görmezsin okursun okursun… Biterse bir daha tersten başlar bitirirsin .Burada önemli olan gazeteyi hiç bitirmemektir, biterse Allah korusun ayaktasın, aman dikkat!

Üçüncüsü uyur numarası yapmak. Bu numara çok geçerli ve her zaman işe yarar ama yanınızda mutlaka hırka kazak gibi bir şey bulundurun ki kafanız camda rahat etsin. Bir de arada gözünüzü şöyle azcık açınki ineceğiniz durağı kaçırmayın. Numara yerine uyusam olmaz mı dediğinizi duyuyorum. Hiç tavsiye etmem ben denedim ve her seferinde son durakta buldum kendimi.

Dördüncüsü eline bir öss kitabı alırsın şöyle kalınlarından başlarsın çözmeye burada da kafanı kaldırmamak şart arada gözlerini ovar, boynunu kütletirsende süper olur. Etraftan şunları duyarsın vah vah şu gençliğin haline bak otobüste bile soru çözmek zorundalar vah vah…

Bazen tüm bunları yapmanıza rağmen size bir şey diyemeyen ama arasında “Gence bak nasıl oturuyor ayıp ayıp” gibi konuşan kimselerde karşınıza çıkacak duymamazlıktan gelin. Ama yanlarına da bırakmamak gerekir. İneceğiniz zaman sekerek kalkın otobüsten yavaşça inin ve indiğiniz gibi ilk kaldırımda bacağınızı kaldıramıyor gibi yapıp atın kendinizi yere. Sonra onların yüzüne bakın acılı bir ifadeyle işte o yüzlerindeki ifadeyi unutamayacaksınız otobüse rezil olmuşlar bir sakat biri hakkında konuşmuşlar onun ezikliği, vicdan azabı bide siz bakmışınız acılı acılı vah vah…. Yok ya yazdım ama bu kadar da acımasız olmayın.


Güzel bir gün tüm bunları yazdım gülerim eğlenirim şu üç günlük dünyada diye . Ben yaşlılara, bayanlara hep yer veririm sizinde yer verdiğinize eminim hoşçakalın.