:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi

Orjinalini görmek için tıklayınız: Hüzün ..
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
Sayfalar: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21
İnsan ömrü bir kitap misali değil midir?
Kimininki bir satırlık, kimininki bin sayfalıktır
Tek ortak noktaları bir gün biteceğidir...
Ben hüzün dolu bir kitabım

Benim acılarım sayfa, göz yaşlarımsa mürekkep oldu
Anlattılar birer birer, ama konu hep aynıydı
Hayat akışım bir çizgiydi, çizginin adı ise "hüzün"
Ben hüzün dolu bir kitabım

Senaryo baştan belliymiş, acılar benim kaderimmiş
Mutluluğu yakalamaya uğraşırken, tebessüm etmek bile
Yasakmış
İstesem de istemesem de oynamaya mecburum
Ben hüzün dolu bir kitabım

Aşk'tır karanlıkta insanı aydınlatan
O'dur insanın ruhunu, beynini güzelleştiren
Ben mahrum kaldım aşka, hala karanlıktayım
Ben hüzün dolu bir kitabım
ayakizimwl6.jpg


Ölümü teslim aldı Hüzün,
İçinde senden kalan cam kırıkları
Aynada sensiz Hüzün
Sensiz Hiç kimse dindiremedi bu hıçkırıkları
Bir gece yarısı
Ansınız göreceksin
Köşe başında nöbet tutuyordu Hüzün.
Öyle kolay değildir
Beni unutmak.
Hala sokaklarımdadır
AYAK İZLERİM...
Hüzün gülümseyişlerimde sevdadır dokunamadığım!
Bakamamaktır gözlerine sevgilinin,
Duymamaktır toprağın sesini,
Bilememektir belkide hüzün,bilinsede her şey!
Hüzün evimizin çatlak duvarından içeriye giren üşümektir!

Hüzün hiç bir zaman hiç kimseye anlatamadığımdır,
Yüregini ortaya koymaktır benim ülkemde hüzün
Bulut bulut dolaşıp kaybolmaktır birden bire gölgesiz!

Hüzün üşümektir temmuzunda güneşe inat!
Deniz olsanda ıslanamamaktır,
Özgür olsanda koşamamaktır,
Dalgasız kalmaktır limanı olmayan günlere!

Hüzün Özgür olmaktır bazen
Olamamaktır birde,
Olmamış gibi çaresizliktir
Nerde diye sormaktır hüzün!

Dilsiz olmaktır belkide hüzün
İzlemektir kör olsanda gideni ardından!
Hüzün Özgür gülümsemelerin en güzel rengine bakıp
Siyah beyaz kalmaktır!

Hüzün dudaklarındaki ter damlasına dokunamamaktır!
Yüregi yanmak,kül olmaktır hüzün,
Külünden yine yangınlara koşmaktır!
Uzun bir yolun sonundaki yolsuzlukla karşılaşmaktır belkide Hüzün
Kocaman bir boşluğa sarılmaktır!

Susmaktır Hüzün çığlık çığlığa!

S u s t u n!

S u s t u m!

S U S T U K!
HüZün uzakların çağrısıdır
Hergün yüzlerce binlerce defa uzaklara düşer de düşünceleriniz
Bedeniniz hapistir ve kurtulamazsınız
HüZün uzakların çağrısıdır, gidemezsiniz

Hüzün kaçıp giden trenin ardından bakakalmaktır
Gece yarıları garlarda

Hüzün üşümektir
Gece yarıları sizi almak için çırpınan
Karanlık dalgalara ve şehir ışıklarıyla oynaşan yakamozlara cevapsız kalırken...

HüZüN ağlayamamaktır
Ağlamak için çırpınırken ağlayamamak...

HüZüN aşk satmaktır duvarlara
HüZüN aşk da boğulmaktır
Ve kimsenin anlamamasıdır feryadınızı

HüZüN içten içe yanarken
üşümek ve ürpermektir...
HüZüN yalnızlıktır
Yalnızlıksa soylu bir duygudur
kristal kadehte size sunulmuş ve alışkanlık yapar...

HüZüN uzaklara ait olup
Yakınlara hapsolmaktır
Büyük bir uykudan ibaret sandım satırlarda yaşamayı. Kelimeleri vurdum kumsallara. Canımı ağrıttım ardında. Ve bir taş daha attım içimin karanlık dehlizine. Hüzün meskenine kilitli aşk hangi makamı kabul ediyordu ki sözlerine? Hangi yaram düşlerimi sana vurduğumda acı damlatmıyordu?

Gerçeğimde olmayan yâr gönlümden git!
Hadi git!

Ben sarsılan bir şehrin enkazı olmaya razıyım. Ben, yine kâbuslar saklarım yatak başlarımda. Ve sana şiirler biriktirmekten vazgeçerim.
Sessizliğimin sesini dinlerim bir sonbahar sabahında.

hznieimsinexelanceul8.jpg

Sen yine hüzün çiçeğimsin benim
Sonbaharda hüzünlenen
Yapraklarını döken
Sararıp solan, herkese gülümseyen
Yalnız kendine küsen
Hüzün çiçeğimsin

Yağmur yağdığında sen de ağlayan
Ama ağlarken hıçkırmayan
Belki de yağmurun saf damlalarıyla temizlenen
Yağmur gözlümsün


Kar tanesi kadar beyaz ve saf
Kardelen çiçeğinin sabrı kadar taş
Ama gönlü bir o kadar yumuşak
Beyaz gelinimsin benim


Güneşin aydınlattığı kadar ışık saçan
Ay’ın suya yansıttığı parlaklığı kadar berrak olan
Yakamozumsun benim
Ve hüznüme sevinç katan
Yinede solmayan
HÜZÜN ÇİÇEÄžİMSİN
st3lb9pd.jpg

Adı hüzün olsun bu gerçeğin.
Ayrılığın tekil sızısını hissetmenin
Ve senden sonraki yaşantımın,
Adı hüzün olsun!

Öteki renklerini aldığın,
Tek mevsimlik dünyamın,
Ve senden bana kalanların,
Rotasız başlayan yolculuğumun,
Her limanda yüzleştiğim sensizliğin,
Adı hüzün olsun!

Bir türlü gelmeyen geleceklerin,
Bir yarısı sende kalan geçmişin,
Ve her gün biraz daha kaybolan iyimserliğimin,
Adı hüzün olsun!

Gittikçe tuhaflaşan tavırlarımın,
Azalan ideallerimin,
Alışkanlık haline gelen sıradanlıkların
Birbirine benzeyen her günün
Adı hüzün olsun!

Aklımda kalan şarkı sözlerinin,
Anılarını sakladığım kirli odamın,
Yağan yağmurun,
Cama dayanmış soluk yüzümün,
İçimde ağlayan çocuğun,
Adı hüzün olsun!

Artık gelmeyeceğine olan inancımın,
Eksik yüreğimin, göremediğim renklerin,
Sensizliğin, yarım kalmışlığın,
Adı hüzün olsun!

Değişmeyen şeylerin,
Aynı filmin tekrarına benzeyen rüyaların,
Sadakatini elden bırakmayan gönlümün,
İçimdeki yalnız şairin, bu yaşantının,
Ve bu şiirin adı hüzün olsun!
Bugün hüzün vurdun sevdama
Korkutucu sessizlik
kirarken umutlarimi
Hüzün vuruyordu sevdama..

Ben,
dokunurken tomurcuk güllere
ellerimde soluyordu yapraklari
Agliyordum...

Gögsünü ararken yanaklarim
gözlerim sensizligin karanligindaydi
Hüzün vurdun sevdama...

Ben,
yüregim avuclarimda gelirken sana
sen,
yüzüme kapadin bütün kapilari
Gidemedim...
Senden uzaga gidemedim
Yüregim avuclarimda
bekliyordum seni esikte...
Tek bir adim atamadim...
Yara aldim...
ama...
kopamadim senden

Karamsar bulutlar
sararken mavili gökyüzünü
ismini fisildiyordum rüzgarlara
Sana sesleniyordum:
Yarami saracakmisin sevdigim...
Sevdama vurdugun hüzünü alip
umutlarla öpecekmisin yüregimi? '

Günes bulutlari dagitip
gözlerimde gülerken,
Sen,
kapadigin kapilari araliyordun...
Gökyüzünün mavisini alip
umutlarla öpüyordun YARALI yüregimi...
Çok güzel bu harika hatta teşekkürler (:
Hüzünçiçeğimsin çok güzeldi diğerlerini okuyamadım daha yinede teşekkür ederim Smile
söyleşir
evvelce biz bu tenhalarda
ziyade gülüşürdük
pır pır yaldızlanırdı kanatları kahkaha kuşlarının
ne meseller söylenirdi mercan koz nargileler
zamanlar değişti
ayrılık girdi araya
hicrana düştük bugün
ah nerde gençliğimiz
sahilde savruluşları başıboş dalgaların
yeri göğü çınlatan tumturaklı gazeller
elde var hüzün
o şehrayin fakat çıkar mı akıldan
çarkıfeleklerin renk renk geceye dağılması
sırılsıklam aşık incesaz
kadehlerin mehtaba kaldırılması
adeta düğün
hayat zamanda iz bırakmaz
bir boşluğa düşersin bir boşluktan
birikip yeniden sıçramak için
elde var hüzün
Sayfalar: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21