:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi

Orjinalini görmek için tıklayınız: temelin ferrarisi:)
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
Temel yeni aldığı FERARİSİ ile otabana girerer, biraz gittikten sonra sağa çekmiş bir murat 124 görür. Araba bozulmuştur ve başında arkadaşı dursun beklemektedir, hemne yanaşır ;
Ne oldu ve dursun der ?
Dursun ; arabam bozuldu kaldım buralarda der.
Temel ; dur ben senin arabanı arkama bağlayayım otoban çıkışına kadar çekerim. Sen arabnada otur ben bazen hız yapmaya dalarsam bana arkadan selektör yapki seni çektiğimi hatırlayıp yavaşlayayım der.
Temel Ferarisi ile dursunun 124 nü çekerken temelin yanına bir porshe gelir ve temeli tahrik etmeye başlar. Temel çok sinirlernir arakadaki bağlı 124 ü unutur ve porshe ile kapışmaya başlar.
O sırada otobanda görev yapmakta olan otoyol helikopter polisi bu kapışmayı görür ve merkeze anons geçer.
Merkez merkez....
Merkez ; dinlemede
148 sinci oto yolda bir ferari ile bir porshe kapışmakta der.
Merkez ; eee normal biri porshe biri ferari der.
Helikopter polisi ; bunların kapışması normalde, arkadan 124 ün biri durmadan selektör yapıp yol istiyor, o normal değil der.
Kaplumbağaların yaşadığı bir köyde susuzluk sorunu ortaya çıkmış..

kaplumbağalar biraraya toplanmış ve çözüm aramaya başlamışlar..köyün en yaşlı ve en bilge kaplumbağası çıkmış ve bağırmış;

-Şu dağın arkasındaaa bir göl vaar...!!

bunun üzerine köyün en genç 2 kaplumbağası ,su getirmek için seçilmiş..

25 yıl sonra bu iki kaplumbağa dağı aşmış ve göle varmışlar..maalesef ki göle vardıktan sonra jeton düşmüş;

-ya biz kap almayı unuttuk!!napcaz şimdi!!?

"sen git.. ben burda beklicem biri gelip içmesin diye" ..diğeri: "yok sen içersin gölü.. ben gitmem sen git"..

"yaa arkadaşım vallahi billahi içmicem..burda bekliyorum hadii!!" demiş..

bunun üzerine 2. kaplumbağa "iyi tamam gidiyorum" diyerek oradan ayrılmış..

1.kaplumbağa beklemeye başlamış..30yıl -50yıl-60yıl.. en sonunda ;

"yeter biraz daha beklersem ben ölücem..hem zaten yaşlılar çoktan ölmüştür" diyerek boynunu göle uzatmış..

Tam o sırada çalılıklardan fırlamış 2. kaplumbağa;

"bak böyle yaparsan gitmem!!"
Padişahın biri,
- Bana yalan söyleyebilene bir küp dolusu altın vereceğim!
demiş. Yalancılar, hemen saraya koşuşturup başlamışlar yalana;
- Bir kuş, aslanı kapıp yuvasına götürdü.
- Bunun neresi yalan?.. Kuş kartaldır, Arslan da kuzu kadar minik bir yavru. Kaptı mı götürür tabii!..
- Komşu ülkede bir eşeği kral yaptılar!..
- Ülkenin kralı, pencereden bakınırken tacını düşürmüş. Taç da pencerenin altındaki eşeğin başına geçmiş. Taç kimin kafasındaysa, kral odur tabii!..
- Padişahım, ben gökyüzüne bir ok attım. Altı ay sonra geri döndü!
- Senin ok bir ağacın üstüne düşmüştür. Ağaç, sonbaharda yapraklarını dökünce, takılacak yer bulamayıp yere inmiştir.
Böylece padişah, her yalana gerçek bir bahane bulmuş ve kimse padişaha bu yalandır dedirtememiş. Ama bir gün bir Kayserili gelmiş;
- Padişahım, sen benim babamdan borç olarak bir küp dolusu altın almıştın. Şimdi geri almaya geldim. Yalandır dersen ödülümü ver. Yalan değil dersen borcunu ver!!!
Temel Dursuna arabasının öyküsünü anlatıyordu:
- "Bir gün otostop yapıyordum ki önümde, bu arabayla,mini etekli güzel bir bayan durdu ve beni arabasına aldı. Bir süre gittikten sonra kadın arabayı kuytu bir köşeye çekti.Mini eteğini iyice yukarı çekip,
- "Benden ne istersen alabilirsin" dedi ben de arabasını aldım.
Dursun: - "İyi etmişsin Temel, zaten mini etek sana hiç yakışmazdı."
Big GrinBig GrinBig Grin güsellll