:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi

Orjinalini görmek için tıklayınız: İmkansız Aşk
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
Günlerden bir gün… Bir genç çalıştığı kırtasiyede patronu ile kavga eder ve işten çıkar. Hemen o akşamı bir medya grubunun gazetesinde matbaa bölümünde işe girer. Daha önceki yaşamında birçok sıkıntı vardır ve bu yeni işte huzur aramaktadır. Ve isteği olur. Aralık ayında işe girmiştir ve mart ayına kadar gayet huzurlu bir şekilde çalışır. Hayatı istediği gibi gitmektedir. Tek eksiği bir aşktır ve onu yaşamaktan korkmaktadır. Daha önce bir aşk yaşamış ve dili yanmıştır. Bu yüzden aramıyordur da aşkı. Korkmaktadır yine aynı acıları çekmekten. Ve mart ayının 12. günü matbaanın hemen yanındaki departman olan teknik serviste bir kız işe başlar. Kızın abisi de matbaada gencin yanında işe başlar. Kız insanlarla olduğu zaman güleç yüzlü, esprili ve konuşkandır. Ancak yalnız kaldığı zaman son derece huzursuz ve mutsuzdur. Genç bunun farkına varmıştır. Zamanla kız ve genç arasındaki muhabbet ilerler. Genç aynı zamanda aynı bölümde çalışmanın verdiği yakınlıkla abisi ile iyi arkadaş olmuştur. O sıralarda genç 18 kız 20 ve kızın abisi de 26 yaşındadır. Ve bizim zavallı genç yine tek zaafına yenik düşmüştür. Yine âşık olmuştur. Kendisine bile itiraf etmekten korkuyordur bu aşkı. Hoşlantı diye kandırıyordur kendini ama nafile. Sonunda aşk olduğunu anlar içindekinin ve kaybedecek bir şeyi olmadığını düşünür. Kıza internetten bir mail gönderir. Mailde kıza; Onu sevdiğini, eğer sevdiği ve birlikte olduğu birisi varsa kendisine yazmasını ve bu konunun kapanmasını, ancak eğer sevip de söyleyemediği birisi varsa ve o kişinin kendisi olma ihtimali 1000’de 1 bile olsa bunu bilmek istediğini söyler. Ancak kendisine deşifre etmek istememektedir. Bu yüzden mailde kıza belli bir şarkıyı sevdiği insanın yanında çalmasını istemektedir. Eğer o şarkıyı duyarsa kimliğini açıklayacaktır. Ancak duymazsa o kişinin kendisi olmadığını anlayacaktır.

Kız da o şarkıyı arkadaşına dinletirken genç de o esnada tesadüfen oradadır. Ve büyük bir hata yaparak şarkıyı kendisi için çalındığını zanneder. Ve kıza kimliğini açıklar. Fakat kız sadece mail atan kişiyi merak ettiğini ve bunu öğrenmek için maillere cevap verdiğini söyler. Kız sevdiği veya birlikte olduğu kimsenin olmadığını söyler. Çocuk iki büyük duyguyu; mutluluğu ve acıyı aynı günde yaşamıştır. Yine çökmüştür sevda ateşi yüreğinin en derinlerine. Acı dolu günler onu beklemektedir.

Fakat biraz da kızın yalnızlığını paylaşmak istemesi ile konuşmaya devam ederler. Kız kendisini çocuğa karşı geri çekmektedir. Çocuğa ne evet demektedir, ne de hayır. Bir sürü sudan sebepler sürer çocuğun önüne, ancak genç hepsini siler, geçer. Genç, kızın bir derdinin olduğunun farkına varmıştır. Kız sürekli kendisi ile beraber olsa bile gencin onu bir gün bırakıp gideceğine emin olduğunu söylemektedir. Gencin aklına birkaç şey gelir. Ancak bir şey diyemez. Ancak sıkıştırmaya devam etmektedir. Bir gece mesajlaşırken kız sonunda söyler büyük sırrını. Daha önce oturduğu şehirde bir şerefsiz tarafından tecavüze uğramıştır. Çocuğun dünyası yıkılır. Ne yapacağını bilememektedir.

Şunu da belirtelim; Genç tabuları olan biridir. Değerleri ve inançları için her şeyden vazgeçebilen bir yapıya sahiptir. Daha önce eline çok sayıda fırsat geçmesine rağmen, sırf evleneceği insandan (kim olduğunu bilmediği halde) da aynı şeyi beklediği için kimse ile yatmamıştır.

O gecenin sabahında genç tabuları ve aşkı arasında bir seçim yapmıştır. Tabi ki kalbine yenilmiş ve aşkı seçmiştir. Kızı her hali ile kabullenmiştir. Ve bu engeli de aşmıştır içinde. Uykusuz bir halde kızla buluşur. Kız da sefil bir haldedir. Bütün gece uyumadan ağladığı bellidir. Çocuk onu hala deli gibi sevdiğini ve onu ilk hali gibi tertemiz meleği olarak gördüğünü ve aşkına karşılık beklediğini söyler. (Genç kıza meleğim demektedir ) Ancak kız düşünmeye ihtiyacı olduğunu söyler ve ondan zaman ister. Açıkçası gencin kendisinden vazgeçmesini istemektedir. Ancak yüreğinde bu denli büyük bir aşk yaşatan gencin buna hiç niyeti yoktur. Kızla daha önce yaptığı birkaç konuşmada kızdan “seni seviyorum” kelimesini çok uğraşmasına rağmen duymuştur. Ancak arada yine de bir şey yoktur. Bunun verdiği ümitle beklemeye devam eder. Ancak aradan uzun bir zaman geçmesine rağmen kız hiçbir cevap vermemiştir. Bunun üzerine genç vazgeçer her şeyden ve unutmaya karar verir. Bunu da kıza söyler. Artık sabrının kalmadığını, elinden gelen her şeyi yaptığını ancak yine de sonucun en baştan farklı olmadığını söyler. Ve o günden sonra 13 gün kızla hiçbir şekilde bu konuda konuşmaz. Ama aşkın ördüğü bu tuzaktan kurtulamaz, Kalbinin çektiği acılara dayanamaz. Ve bir gece kızın ad ve soyadının baş harflerinden oluşan mükemmel bir şiir yazar. Bu şiiri kıza iletir. Kız bunun üzerine genci kabul eder ve çıkmaya başlarlar. Ancak sanki kız bunu gerçekten çıkmak için değil de, çocuğu kendisinden vazgeçirmek için kabul etmiştir. Şubat’ın 12. sinde çıkmaya başlarlar. 2 gün sonra sevgililer gününde genç kıza melek figürlü bir kolye alır. Kızın mutluluğu gözlerinden okunmaktadır. Çocuk o gözlerde kendisine dair sevgiyi görmüştür. Ancak ne enteresandır ki; bir kez bile yalnız kalamamışlardır. Genç bir kez bile kızın elini tutamamıştır. Kızı kırmaktan korkmaktadır. O ne isterse onu yapar, 21. yüzyılın kölesi olur. Ancak yine de acı çekmeye ve kız ile arasındaki uçurumun açılmasını görmeye devam eder. Genç bunun böyle devam edemeyeceğini anlar ve kıza Mart’ın 22’sinde ayrılmak istediğini söyler. Nedenini de şöyle açıklar; “Seni senle yaşamak ile seni sensiz yaşamak arasında hiçbir fark yok. Tek fark varsa o da bu durumda daha fazla acı çektiğim. Ben artık dayanamıyorum ve seni sensiz yaşamak istiyorum.”

Ve ayrılırlar. Ertesi gün yani 23 Mart gencin doğum günüdür. 18 yaşını doldurmuştur. Ve reşit olduğu bugünde hayatının en acı anlarını yaşamaktadır. Yalnız kalmaya tahammülü yoktur. Çünkü yalnız kaldığı an beyni programlanmış gibi kızı düşünmeye başlamaktadır. Uykuyu unutmuştur, sürekli sarhoş gibi bir hali vardır. Kendisine toplamaya, ayakta kalmaya çalıştıkça düşer. Bu aşk genci perişan etmiştir. Tek avuntusu bile yoktur. Ve kız 15 gün sonra işten çıkar. Bu genci ilk başlarda sevindirir. Belki unuturum diye. Ancak zaman geçtikçe, sigaradan yüz kere daha ağır bir bağımlılık olan aşk kafasında dönmeye başlar. Gece saat 2-3 gibi işi bitmektedir, eve gidip birkaç saat oyalandıktan sonra sabahın köründe işyerine gelmektedir. Ve akşama kadar sevdiğinin yolunu gözlemektedir. Belki gelir diye. Ama aradan zaman geçtikçe alışmaya ve biraz yaşamaya başlamıştır. Abisinin de aynı yerde çalışması sebebi ile kızı haftada 1-2 kere görebiliyor, ancak onda da gururunun daha fazla incinmesine razı olmaması sebebi ile yaklaşamıyordu bile.

Ve bir gün kızın abisi başka bir şehirde iş bulduğunu söyler. Müteakiben işten çıkar. Ve üç hafta sonra genç kızın evini kendi eli ile başka bir şehre taşır. Bir gece daha ailenin ısrarları ile onlarda kalır ve yardım eder. İki günlük aynı evde kalış süresince kafasını kaldırıp kıza bakması bile onun için büyük bir işkence olmuştur. Birkaç kere de kızın bakışlarını yakalar. Ancak hepsi budur. Ne doğru dürüst bir veda, ne son bir mektup… Ve ayrılık…


Genç şu an kızı unutmaya çalışıyor. Pek başarılı değil ama zaman her şeyin ilacı ne de olsa. Kızın ne halde olduğunu bilmiyor. Ve maalesef yine her gece kızı düşlüyor ve hala acı çekiyor…
Güzel hikaye ..........

Teşekkürler .

Sevg ...