:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi

Orjinalini görmek için tıklayınız: Sonu oLmayan Mektup..
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
Sana bir mektup yazmak istedim. Her satırında sana olan sevgimi bulacağın, her kelimesinde sana olan
aşkımı göreceğin. Aldım elime en sevdiğim kalemi, koydum masaya boş bir kağıdı. Başladım bişeyler
karalamaya. Önce normal bir giriş yaptım, selam ve hal hatır sorar türden. Sonra vazgeçtim direk
konuya girmek istedim. Ama ne yazacağıma bir türlü karar veremedim. Mektuba başlayamıyordum.
Birşeyler izin vermiyordu başlamama. Durup düşündüm biraz. O zaman anladım ki, ben sana ne
yazacağımı bilmiyordum aslında. Her satırda sevgimi ve her kelimede sana olan aşkımı görmeni
sağlamaya ne kelimeler yeterliydi ne de cümleler. Bunun başka bir tarifi olmalıydı. Bir şekilde
anlatılmalıydı hissedilenler. Seni tarif etmeye yetecek bir dağarcığa mı sahip değildim yoksa sen
gerçekten tarif edilemezmiydin. Bir süre durup öylece önümdeki kağıda baktım. Bembeyaz ve tertemiz
duruyordu önümde. Aynı içimdeki sen gibiydi. Sonra yeniden aldım elime kalemi. Bu sefer direkman
içimden geçenleri döktüm kağıda. Olmadı. Onlarıda beğenmedim. Yetersiz kalıyordu herşey. Oysa ben
öyle bir ifade, öyle bir tarif arıyordum ki okuyanın hiç düşünmeden okuduğunda mektubun özüne
ulaşabilmesi gerekiyordu. Başladım düşünmeye. İmkansız olamazdı bu tip bir ifadeyi bulmak. Zaten
imkansız kelimesine inanmazdım.
Biraz zaman geçti. Birden ürperdim. Üşüyordum. Bembeyaz karların ortasında kalmış gibi üşüyordum.
Şöyle bi toparlandım, etrafıma bakındım. Hava kararmıştı, akşam olmuştu ve sobada yanıyordu. Ama ben
hala üşüyordum. Uyuyakalmıştım masada. Hep olduğu gibi yine seni düşünürken gözlerimi kapatmam beni
kendimden geçirmişti. Yoktun yanımda. Zaten olsan üşümezdim. Üşüyemezdim. Konuşamaz, düşünemez
sadece gözlerine bakar ve kaybolurdum. Belki gözlerin aradığım o tarifi bulmama yardım ederdi.
Kararlıydım yazacaktım bu mektubu ve tam istediğim gibi olacaktı. Azimliydim. Resmini aldım elime.
Masamla duvarın bileştiği yere dikledim. Öyle sessiz, öyle güzel ve öyle sevgi dolu bakıyordun ki
bana birden mektubu unutup seni seyretmeye başladım. Hayatımda ilk kez gördüğüm bir güzellik yada ne
bileyim tarifsiz bir olaya şahit olurmuşcasına seni izledim. Ayıramıyordum gözlerimi resminden.
Kalemi kağıdın yanına bıraktım ve seninle konuşmaya başladım. Söylediğim şeylere cevap alamıyor
olsamda belki sana söylemeye başladığım kelimelerin arasında birden o sihirli ifadeyi sarfederim
diye durmadan sana seni anlatmaya başladım. Ama işte o an anladım. Ben bu mektuba başlamamalıydım.
Başlamamı engelleyen sebebi bulmuştum. Başlarsam bitirmem gerekecekti ki benim sana olan sevgim
sonsuzdu ve bitemezdi. O mektuba başlarsam asla sana yollayamazdım çünkü ben yaşadığım sürece o
mektup bitmeyecekti. O mektup yetmezdi ne sana seni ne de sana bendeki aşkı anlatmaya.
Kaldırdım kağıdı önümden. Koydum kalemi yerine. Anladımki bazı şeyleri daha iyi anlayabilmem için bu
mektubu yazmaya başlamam gerekiyordu. Anladım ki gerçekten bazı şeyleri yaşamamız gerekiyordu yerine
ve zamanına göre. Anladım ki bazı şeyler sonsuz olabiliyordu. Tıpkı hiç bir şeyin imkansız
olmadığına inandığım gibi. Sadece zaman gerekiyor. Oysa hep zamanın hiç birşeye ilaç olmadığına
inanırdım. Ama haklıydım. Zaman yetmiyordu. Daha nekadar zamanım olduğunu bilmiyordum. Günü
yaşamalıydım. Oysa baktım ki bir mektubu bitiremeyeceğimi bile zamanla anlamıştım. Hiç bir şey tam
istediğimiz anda olmuyordu.
Sonunda anladım ki, asla yazamayacağım, yazarak ifade edemeyeceğim, sonu gelmeyecek ve bitip
tükenmeyecek bir mektuptun sen. Okunduktan sonra bir köşede unutulup yıllar sonra eline geçtiğinde
tebessüm edebileceğin bir kağıt parçası değildik biz. Çünkü sana olan sevgim bir mektup gibi
okunulup bitebilecek birşey değildi. Sonsuzdu. Ebediydi. Seninle birlikte var oldu, benimle birlikte
toprak olacaktı. Bu mektuba başlamam aslında bana birşeyi daha öğretmişti. Kimsenin neden içindeki
bu hisleri tam olarak tarif edebileceği kelimeleri bulamayıp sadece o sihirli cümleyi kullandığını
anlamıştım artık. Aşk anlatılmazdı. Sadece yaşanırdı. Bende sana olan aşkımı anlatamıyor ve sadece
yaşıyordum. İşte bu yüzden benden öncekilerin yaptığı gibi sadece o sihirli cümleyi kullanmakla
yetinecektim....
Seni Seviyorum.....
teşeküürler eline sağlik....