:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi

Orjinalini görmek için tıklayınız: Tarihten alacağımız dersler vardır....
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
Sayfalar: 1 2
valla çok güsel bi apylaşım saollSmile
serhad_26 Adlı Kullanıcıdan Alıntı:
Çağdaşlaşma Yolunda


l930'lu yılların Türkiyesi'nin Urla gibi bir Ege şehrinde dahi açlıktan insanların öldüğünü...
Ortalama bir memurun aylık maaşının 50 lira olduğu bu dönemde, çağdaşlaşma yolunda(!) 75 000 lira gibi büyük paranlar ödeyerek heykel yaptırdığımızı (1)

Kendinizi Türklere Emanet Edin







Avrupa'da Akıncı Korkusu
1534 yılında Viyana'daki St. Stephen Katedrali'nde. Osmanlı akıncılarının yaklaştığını görüp çan çalarak haber vermekle vazifeli bir memuriyetin ihdas edildiğini ve bu memuriyetin ancak 1956 yılında, Viyana Belediye Meclisince. Artık bir Osmanlı tehlikesi kalmadığından, bu vazifenin lüzumu yoktur" diye bir karar alınarak iptal edildiğini...(6)

Cennette Yer
Osmanlı Devleti'nin zirvelerde şahlandığı, akıncılarının Avrupa içlerinde at oynattığı bir dönemde. kilisede bir papazın vaaz verirken"Dünya hakimiyetinin Türklere fakat Cennet'in de kendilerine ait olduğunu... " söylemesi üzerine. bu taksime aklı yatmayan cemaatten bazılarının büyük bir ümitsizlik içinde: "Dünyada bizi yurtlarımızdan çıkaran Türkler hiç Cennet'te yer bırakırlar mı?" dediklerini...(7)

Batışın Remzi
Yükseliş dönemimizin ruhunu yansıtan mütevazı Topkapı Sarayına karşılık, yıkılışımızı remzeden Varsay taklidi Dolmabahçe Sarayının Avrupa'dan borç alınan para ile, 9 ton altın ve 41 ton gümüş kullanılarak inşa edildiğini... (

Şefzade'nin Dolmabahçe Sefası
İsmet İnönü'nün Cumhurbaşkanlığı yaptığı dönemde, oğlu Ömer İnönü nün gerek talebelik gerekse daha sonraki yıllarda koskoca Dolmabahçe Sarayını ikametgah olarak kullanıp, yattığı bir oda için bütün sarayın kaloriferlerini yaktırdığın ve ayrıca bu şefzadenin sarayda kadınlı kızlı gece alemleri düzenlediğini...
Bütün bu olanların dönemin Millet Meclisinde ciddi tartışmalara yol açtığını ve o gün mecliste bulunan baba İnönü nün kulaklığı takılı olduğu halde müzakereleri işitmemezlikten geldiğini (9)

Ağaca Asılan Zekat Parası
Fatih Sultan Mehmet Han devrinde bir Müslümanın. günlerce dolaşıp yıllık zekatını verebileceği fakir birini arayıp bulamadığını
Bunun üzerine zekatının tutarı olan parayı bir keseye koyarak Cağaloğlu'ndaki bir ağaca asıp, üzerine de:
"Müslüman kardeşim, bütün aramalarıma rağmen memleketimizde zekatımı verecek kimse bulamadım. Eğer muhtaç isen hiç tereddüt etmeden bunu al" diye yazdığını..

Ve bu kesenin üç ay kadar o ağaçta asılı kaldığını (10

Urla Egenin bir şehri değil, İzmirin küçük bir ilçesidir.Kurtuluş savaşı sonrası paramız belki yoktu ama ONURUMUZ vardı.
Şimdi heykel yapılıyormu bilmiyorum ama vekillerimiz ve avaneleri için milyarlarca para harcanıp kaçıncı kez gitikleri bilinmeyen turistik seyehatler ve hac yolculukları yapılıyor, sizce farkı varmıdır?

Bu büyük Önder Atatürkün düsturudur, şimdi unultulsada.

Çanakkele boğazını geçemeyen emperyalit ülkelere, şimdi bütün kapıları ellerimizle açtık, yetmedi ülkemizin en nadide, en kıymetli yerlerini üç kuruşa sattık ve satmaya devam ediyoruz.

Cenneti herkes tekeline almış o zamandan bu zamana hep pazarlanıyor malesef.

Saray konusunda hemfikirim,saltanat hoyratlığı, tabi atalarımız Osmanlının.Aslında hoyratlık devam ediyor şimdide...

Şehzadeler tükenmez, şimdide şehzademiz Sarayı büro gibi kullanmakta, tabi sobamı yoksa kalorifermi kullanıyor bilemem ama sarayı kullanıyor, şehzade Ömer misali.

Şimdi zekat ağaca asılırsa izdiham çıkar, yeni trend evlere kömür ve koli olarak ulaştırmak.Malesef muhtaç insanlarımız giderek çoğalmakta...

Güzel bir paylaşım,teşekkürler arkadaşım, saygıyla...Confusedmiley17:
Sayfalar: 1 2