:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi

Orjinalini görmek için tıklayınız: İyi ki Ağladın Gönül Çiçeğim...
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
Sayfalar: 1 2 3 4 5
*******
Yine buğulusun gönül çiçeğim, yine damlıyorsun, yine ağlıyorsun.

Yüreklerdeki fırtınalara, dondurucu soğuklara rağmen damlarsın yüreklere sımsıcak. Gül kokmayan bir yürek gördün mü, salıverirsin damlalarını hemencecik.

Hep ağlıyorsun Gönül çiçeğim,

Riyasız, hesapsız, gönülden damlıyorsun. Güle ait gönül damlalarında riya olmazmış zaten. Uzaklardaki gülün kokusunu aldın mı buğulanır çiçeklerin. Gülden haber etmeyiversin bir söz, gülü anımsatmayıversin bir koku hemencecik aşka gelir ıslatıverirsin dikenlerini. Döküverirsin içinde ne varsa aşka dair. Kokuverirsin gül yaprağı yaprağı. Sevdaysa sevda, hasretse hasret, hüzünse hüzün ne varsa buğulu bulutlarında, yağmur eder sunarsın bahara.

İyi ki ağlarsın gönül çiçeğim,

Çiçeklerin umut kokar. Kar yağmış, don vurmuş ne gam. Sen çiçeklerini açtın ya. Bembeyaz ışıttın ya gönül baharlarını. Karakışa meydan okudun ya narin yapraklarınla. Ondandır ki bahara yeltenir oldu tüm ağaçlar. Çiçekler umutlanır oldu tomurcuklar içinde. Karlar altında kalmış olan bahar, meydan okur oldu karakışın dondurucu beyazlığına. Baharı bile umutlandırdın ya gönül çiçeğim, gam sana yakışmaz gayrı. Mahzunluk sana yakışmaz, mahcupluk sana yakışmaz. Gam bizim işimiz, hüzün bizim işimiz gayrı.

İyi ki ağladın gönül çiçeğim,

Sen beyaz çiçeklerinle açmasaydın, sen beyazlığını damla damla düşmeseydin karakışın hüküm sürdüğü buzdan yüreklere, hangi ağaç meyveyi umut ederek çiçeklerini salardı karakışın bağrına? Hangi çiçek güneşli güzel günleri umut ederek tomurcuğunu terk ederdi? Hangi beyaz kelebek, soğuktan kenetlediği titrek kanatlarını semaya açarak kanatlanırdı.

İyi ki ağladın gönül çiçeğim,

Çiçeklerini açarken, özünden döktüğün damlaların sahte olduğundan dem vuranlar olduysa da, zamansız ve hesapsın buğulandığını düşünenler olduysa da... Öze hüzün gerek değil. Sen damlamasaydın karlara, karların eriyişinden kim söz edebilirdi? Kardelenler nazlı çiçeklerini açar mıydı beyaz karlara inat? Kim beyazlığın sadece karda değil, çiçeklerde de olabileceğini düşünebilirdi.

İyi ki ağladın gönül çiçeğim,

İyi ki döktün beyaz yapraklarını. Sen de açmasaydın gönül çiçeğim, kara bulutların arkasındaki mavi gökyüzüne olan özlemler yeşermezdi dallarda. Belki hüzün savrulurdu sadece ağaçların kuru dallarında tipiyle karışık. Belki yağmur nedir bilinmezdi. Oysa sen hep gülü savurdun gökyüzüne, hep gülü koklattın rüzgarlara. Kelimelerin özüne hep gülü fısıldadın. Şimdi karakışın bağrında fırtına, boran da olsa hep senin dallarında açtığın beyazlığı savurur etrafa. Sen bilirsin ki bir çiçek ölmeden, meyve dirilmez.

İyi ki ağladın gönül çiçeğim,

Taze genç kızlar, senin sunduğun beyazlıktan esinlenerek, beyaz gelinlikler düşler oldu. Genç delikanlılar beyaz gelinlikli taze çiçekler düşler oldu. Adın baharla birlikte anılır oldu gönül çiçeğim. Rüzgarlarla karlara savrulan her yaprağın, karlara baharı hatırlattı. Çiçeklerin sıcak gözyaşlarıydı zira. Gözyaşları yağmuru, yağmur baharı hatırlattı sonra.

İyi ki ağlamışsın gönül çiçeğim,

Şimdi bildim, sürgünlüklerin, hasretliklerin, hüzünlerin neden senin dostun olduğunu. Sen gülü damladın karakışın rüzgarlarına. Gülü saçlarına takıp giden rüzgarlar, gözyaşlarını da taşıdı yedi iklime. Gül senin damlalarının özüydü çünkü. Gül sevginin özüydü. Hasretlikler, hüzünler, ayrılıklar gülün kokusudur çünkü. Sen gül kokuyorsun çünkü.

İyi ki ağladın gönül çiçeğim,

Şimdi senin çiçeklerinle sevgiliyle serenat eden, sevdalıların vardır.
Sonra, takıp rüzgarların terkisine beyaz çiçeklerini, savrulan ve hırpalanan ve dondurucu karlar üzerinde düşüp kalan narin ve fedakar çiçeklerin vardır. Hasretleri, beyaz gözyaşarında donup kalanların vardır. Gül diye karları avuçlayanların vardır. Biz savrulduk rüzgarlarda, biz donduk senin damlalarınla karlarda. Dedin ya; “Çiçekler ölmezse meyveler olmaz.’’ Tomurcuklar da yok olmazsa güller açılmaz. Kar taneleri arasından gül fideleri yeşerdi şimdi.

Ölürsem başucuma bir gül dikilsin,
Ölürsem başucuma bir gülle gelinsin,
Gönül çiçeğim,
Bak yine ağlıyorsun!...

*******
(Alinti)
çok güzeL oLmuş !!
Sen bilirsin ki bir çiçek ölmeden, meyve dirilmez.

Yüreğine sağlık...
Sizlerinde yuregine saglik..Sagolun, varolun..

Tesekur ederim...

SmileSmileSmile
emeğine sağlık....
*******
Bugünde gün geçti, bugünde açmadı gönül çiçeğim, bu günde pencereme konmadın, bugünde kapımı çalmadın.

Artık merhameti kalmadı sevdanın. Bak aşkının yaraladığı, ruhum kanıyor. Bir hastane koğuşunda düşlerime neşter atmak için uğraşıyor doktorlar. Bilmezler ki yara derinde bilmezler ki merhem sende. Sen bendesin ben sende.

Günlüğümün sayfaları doldu. Günlüğümle hayatım arasıda bir bağ var sanki, sayfalar bitince gideceğim sanıyorum. Kayacağım sanıyorum bir yıldız gibi Samanyolu’ndan en tenha karanlıklara. En tenha karanlıklara…
*******
Dönüyorum...
Düşselliğinden gerçekliğime, kendime kendimle olan benliğime yeniden. Yaşıyorum anlamsız bir hayatı, tüm gelgitlerimi geride bırakıyorum. Anlamı yok artık geçmişimin ne geleceğimin, bir yerinde tüketiyor beni katran karası geceleri bu hayatın. Bu sevda yükünü artık taşıyamaz oluyorum, tükeniyorum...

Anlıyorum...
Sensizlik çaresizlik, çaresizlikte bir o kadar sensizlik aslında. Sensizliğimden uzanıp uzun yolculuklara çıksamda, yine ve yeniden hep sana varıyorum...

Bitiyorum...
Seninle olan herşeyi teker teker yitiriyorum. Avuçlarımdan önce ellerin çekiliyor usulca, sonra ışıl ışıl ahenkli gözlerin uzaklaşıyor bakışlarımdan, bana sırtını dönüyorsun, yüzünde o donuk ifadeyle. başka bakışlara emanet öylece bırakıp gidiyorum gözlerini.

Yaşıyorum...
Bu acıyı en gizli kapaklı yerlerimde, kalbime saklıyorum sevgini. Sen olan yanlarımı, içim acıYASAK KELİME yaşamaya çalışıyorum...

Bliyorum...
Sen yokken zor olacak bulunduğun şehrin havasını solumak. Bir zamanlar senin olan bir yüreğimi yaşatmak tekrar aynı hevesle ve aynı tutkulu aşkla sarılmak yeniden sevda yüklü bir yüreğe.

Gidiyorum...
"Ayrılmak istiyorum" derken, dilim lal olsun istiyorum o anda... Çok zor olsa da sensizliğime kucak açıyorum, hiç istemeden.

Ağır geliyor be sevdiğim bu ayrılık, canım çok acıyor. senden alamıyorum kendimi, o kadar işlemişsin ki artık içime. Yüreklerimizle bir bütün olmuşuz, bir bedene bürünmüş benliklerimiz.

Severken ayrılmak, meğer nekadar da zormuş...



emegine ve yüregine saglık güzel paylaşım...
*******

Yüreğimi sana bırakıyorum... Gece değil gözlerinde yaşanan... Sanki sıcak bir deniz gibi gözlerindeki nem....
Bırak ne olur yüreğinden nefes alayım kurak topraklarıma... Bir dem çekeyim hücrelerinin ateşe vurulduğu saatlerde gönül çiçeğim ..

Ve karanlıklar üzerime çullanmadan gözlerindeki güneşi sereyim karanlıklarıma. Yağmurların fırtınalara sarılmadan ben yüreğindeki Cennete gireyim… Hadi ellerini uzat gönül çiçeğim ... Yıldızların içinde yeniden doğalım....
Ummanların derinliklerini korkutmasın seni... Yıldızlara kapat o gülen gözlerini.

********
Seninde yuregine saglik..Katkilarin icin tsk ederimSmile
çok güzeldi...
teşekkürler....
********

Yine güneşin üzerine zifiri karanlıkların örtüldüğü gecelerden sesleniyorum sana...
Yıldızların geceye, sevdanın yüreğime vurduğu saatlerdeyim yine.. Üç duvar ve duvarlara sinmiş yalnızlık..

İçimde sensizlik yalpalıyor sessizliği... Ürperiyorum sokağımı işgal eden yağmurlardan.
Acılarının bağdaş kurup oturmuş yalnızlıklarda dayanma sebebin olan gamzelerimden seni mahrum etmekten korkuyorum...
Sana sığınıyorum..

Göz çukurlarının altındaki ince cizgilere sığınıyorum..

...Seni yoklarda sayiyorum gonul cicegim ve hep yoklarda kalacaksin...


********
Sayfalar: 1 2 3 4 5