:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi

Orjinalini görmek için tıklayınız: Rüyada Benden Bir Ders Istediler!
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
BU MESAJI OKUYUNCA SİZE BİR ZARAR GELMEYECEK AMA BELKİ BİR YARARI OLACAK
BU MESAJI BAŞKASINA GÖNDERMENİZE GEREK YOK AMA GÖNDERİRSENİZ BELKİ RABBİM SEVAP YAZACAK BAŞKALARINDA HAYATI DÜZELECEK!!!!

20.07.2006 perşembeyi cumaya bağlayan gecenin seher vaktinde bir grup insan rüyada benden bir ders istediler. Uyandığımda sabah ezanları okunuyordu. Unuturum korkusuyla verdiğim dersten aklımda kalanları hemen kaleme aldım.
Rüyamda onlara diyordum ki:
İnsandan başka, şu âlemde gördüğümüz canlı cansız her varlık, galiba akıllı olmadıkları içindir ki istediklerini yapma hürriyeti onlara verilmemiştir. Ne görev verilmişse, neleri yapmaya programlanmışlarsa hepsi itiraz etmeden görevlerini yapmakta, teslimiyet ve itaat içerisinde bir çeşit ibadetlerine devam etmektedirler. Bunlar için terakki yoktur. Mesela bir inek çalışa çalışa profesör olamaz. Yine bir manda çalışa çalışa zengin bir tüccar olamaz. Bu varlıkların ücretleri, lezzetleri ve cennetler bir çeşit hizmetlerinin içine konulmuştur.
Ama insan öyle değil. Yüce Yaratıcı ona paha biçilmez bir nimet olan aklı vermiş, bu sayede ona sonsuzluğa yükselmenin kapılarını açmış, iyi ve kötü yolları göstermiş, istediği yolu tercih etmekte onları hür ve serbest bırakmıştır. İyi olur ve iyilik yaparsa razı olacağını, cennete yollanacağını; kötü olur ve kötülük yaparsa razı olmayacağını ve cehenneme gönderileceğini açıklamıştır.
İnsanlardan bir kısmı, bu iyilik ikramından dolayı Yüce Allah’a şükretmiş, an be an, gün be gün şükrünü ve ibadetini arttırmış, hatta O’na sevdalanmış, O’nun uğrunda candan ve cananda geçmiş; bir kısmı da ne yazık ki gurur ve kibre kapılmış, isyan bayrağını çekmiş, akıl cevheriyle kâînatın sahibinin rızasını ve cennetini satın alacakken, bin doları bir kilo domatese veren haylaz bir çocuk gibi, cihandan ve cennetten pahalı olan aklını, bir hevesine mesela bir şişe rakıya veya üç kuruşluk ve üç dakikalık adi bir zevke vermiş, hürriyetini su-i istimal etmiş, iradesini kötülüklerde ve günahlarını tercihte kullanmış ve kendi eliyle kendini cehenneme atmıştır.
Ne garip tecellidir değil mi? Akılsız varlıklar itaat ve ibadet halinde, akıllı varlık olan insan isyan halinde. Adeta insan Yüce Yaratıcısına : “Sen misin bana akıl vermekle en büyük iyilik yapan! Ben de bu akılla sana isyan edeyim de gör!” derecesine küstah, zavallı fevkalade yanlış bir tavır sergileyebilmiştir.
Bu tavır insana yakışmıyor. Ona yakışan bir başı da olsa biniyle de secdeye kapanmak, şükür, ibadet, tâzim ve hürmetin en büyüğünü Allah’a takdim etmektir. Çünkü bu, insan olmanın gereğidir ve insan olmak bunu gerektirir. Aksi halde en büyük nimete nankörlük etmenin cezası olarak, dünyadaki ömrü tamamlanır tamamlanmaz tutulacak, kıllarına kelepçe vurulacak, tabuta konulacak; Yüce Yaratıcının “Tutunuz onu, zincire vurunuz, sonra da onu cehenneme sallayıveriniz”(Hakka, 69/30-31) hitanına muhatap olacaktır. Bu hitaba muhatap olmamak için insan olmanın gereğini yerine getirmek, farzlar eda etmek, beş vakit namazı kılmak, büyük günahları terk etmek, Allah’ın ve bütün insanların, hatta bütün varlıkların hukukunu gözeten bir insan olmak zaruri ve elzemdir.
Bir ara sordular :
Namaz neden bitmiyor? Her gün her gün istenmesinin sebebi nedir?
Üç sebebi var, dedim ve şöyle açıkladım
1- Namaz bir teşekkürdür. Bu teşekkürün devam etmesi gerekmektedir. Çünkü Yüce Allah’ın insanoğluna karşı nimetleri hem sayısız ve sınırsızdır hem de süreklidir. Her nimet bir iyiliktir. İyiliklere teşekkür etmek de insan olmanın gereğidir. Madem Yüce Allah’ın nimetleri, iyilikleri sayısız, sınırsız ve sürekli gelmektedir. Öyleyse insanoğlunun teşekkürünü, şükrü yani namaz ve sair ibadetleri de sürekli olmalıdır. Çünkü sürekli iyilik, sürekli teşekkürü gerektirir.
Şunu da hatırlamakta fayda görüyorum : Bir insan, günde beş vakit namazını kâmilen de kılsa şükrünü, teşekkürümü eda ettim havalarına girmemelidir. Çünkü namazın en mükemmelini kılan, tükenircesine ibadet ve taatini Allah’a takdim eden Rasûlullah Efendimiz : “Allah’ım Sana hakkıyla şükrümü takdim edemedim”demiş, Yüce Allah’ın sayısız ve sürekli nimetlerine karşılık eksiksiz şükür ve teşekkür takdim etmenin imkânsızlığına dikkat çekmiştir.
Gerçekten de buna güç yetirmek mümkün değildir. Çünkü biz, 24 saatin beş vaktinde hepsine bir saat harcayarak namazımızı kılıyoruz, duruyoruz, ama Allah’ın nimetleri ve iyilikleri durmuyor. Mesela hava nimeti her an değil de günde beş vakitte verilseydi halimiz ne olurdu? Sadece hava değil ki. Cenâb-ı Hakk’ın nimetleri 24 saat durmadan bize hizmet ediyor. En iyisi biz, malımız ve canımızla yaptığımız ibadetlerin yanında, Elhamdülillahi Rabbil âlemin = Hamdin bütünü âlemlerin Rabbi’ne mahsustur, diyelim de hiç olmazsa niyetimizle Cenâb- Hakk’a sonsuz şükürlerimizi arz etmeye çalışalım, Allah’ın lütfüyle da arz etmiş sayılalım.
2- Namaz bir zırhtır, bir kalkandır. Kılan adamı maddî ve manevî birçok bela ve musibetten, görünür görünmez düşmanlardan ve fuhşiyattan, hastalık ve sair afetlerden korur. İnsan bu zırhtan, bu kalkandan hiç uzak kalmamalıdır. Çünkü insanın her an korunmaya ve cismine takılan dünyalardan pahalı cihazlarını korumaya ihtiyacı var. Düşmanlarsa amansız. Boşluk bulur bulmaz hemen saldırıya geçiyorlar. Namazı terk ettiniz mi kalenizi, siperinizi ve zırhınızı terk etmiş oluyorsunuz. İnsî ve cinî şeytanlardan hangisi tarafından yutulacağınız belli olmaz. Namaz kılmakla bu fırsatı onlara vermeyelim. Namaz bizim korumamızdır; korumasız gezmeyelim.
3- Namaz, insana ibadet için yaratıldığını, şeytanın değil, Allah’ın kulu ve askeri olduğunu hatırlatır. İnsanı kullara kulluktan, nefis ve şeytana kulluktan kurtarır, gerçek hürriyetine kavuşturur. Namaz kılmayan adam, Allah’a kulluktan kurtulur ama başta nefis olmak üzere her şeyin kulu ve esiri haline gelir. Namazımızı kılalım ki her zaman Allah’ın kulu olma ve O’nun hıfz ve himayesinde kalma şeref ve mutluluğunu yakalamış olalım. Bir insanın yâr ve yardımcısı Allah olursa, artık onun sırtı yere gelemez. (Not: Rüyamda verdiğim derste aklımda kalan bunlar)

NASIL BİR İNSANDAN BİR YARDIM ALINCA İNSANA TEŞEKKÜR İSTİYORUZ BİZE SAYISIZ NİMET VEREN ALLAH’A NEDEN HAKKIYLA TEŞEKKÜR ETMEYELİM!!!
Peygamberimiz bir gece, gece namazında ayakları epey şişmişti.
Hz. Aişe Peygamberimize : Ya Resûlullah! Senin geçmiş ve gelecek günahlar affedildiği için kendini neden bu kadar hırpalıyorsun, bu kadar niye yoruyorsun diye sorunca ahir zaman Peygamberi Efendimiz:
:- Ya Aişe.. Şükredici bir kul olmayayım mı? Diye cevap vermişti. Ya biz neler yapıyoruz…

KİMİ İNSANLAR AÇ, KİMİLERİ HASTA, KİMİ DOÄžAL AFETLERDE, KİMİLERİ SAVAŞ HALİNDE AMA BİZ RAHAT BİR HAYAT SÜRÜYORUZ BUNUN İÇİN TEŞEKKÜR EDİYOR MUYUZ? HİÇ DÜŞÜNÜYOR MUYUZ? ALLAH BUYURUYOR Kİ :Eğer biz bu Kur'an'ı bir dağa indirseydik, muhakkak ki onu, Allah korkusundan baş eğerek, parça parça olmuş görürdün. Bu misalleri insanlara düşünsünler diye veriyoruz.” (Haşr -21/59) Bu ayete tefekkür edin…

TEŞEKKÜR EDERİM ALLAH’IM (ŞÜKÜR DUASI)
Teşekkür ederim Allah’ım!
Seni çok seviyorum Allah’ım!
Teşekkür ederim Allah’ım!
Seni çok seviyorum Allah’ım!
Sen, Gâni’sin, Sen Rahim’sin, Sen Kerim’sin Allah’ım!
Sen seversin, sevilirsin, sen bir teksin Allah’ım!
Sen, Gâni’sin, Sen Rahim’sin, Sen Kerim’sin Allah’ım!
Sen seversin, sevilirsin, sen bir teksin Allah’ım!
Bir gül aldım elime görmem için göz verdin
Koklamaya burnumu tutman için el verdin
Bir gül aldım elime görmem için göz verdin
Koklamaya burnumu tutman için el verdin
Teşekkür ederim Allah’ım!
Seni çok seviyorum Allah’ım!
Teşekkür ederim Allah’ım!
Seni çok seviyorum Allah’ım!
Anneciğimin sesini duymaya kulak verdin
Ondan dua öğrendim söylemeye dil verdin
Anneciğimin sesini duymaya kulak verdin
Ondan dua öğrendim söylemeye dil verdin
Teşekkür ederim Allah’ım!
Seni çok seviyorum Allah’ım!
Teşekkür ederim Allah’ım!
Seni çok seviyorum Allah’ım!
Sen, Gâni’sin, Sen Rahim’sin, Sen Kerim’sin Allah’ım!
Sen seversin, sevilirsin, sen bir teksin Allah’ım!
Sen, Gâni’sin, Sen Rahim’sin, Sen Kerim’sin Allah’ım!
Sen seversin, sevilirsin, sen bir teksin Allah’ım!
ALLAH’IM GÖRDÜÄžÜM, HİSSETTİÄžİM, BİLDİÄžİM, SEVDİÄžİM, YAŞADIÄžIM HERŞEY SENİN BİZLERE HEDİYENDİR. DOÄžRUYU ÖÄžRENMEMİZ İÇİN PEYGAMBERİMİZİ, GÜVENDE YAŞAMAMIZ İÇİN AİLEMİZİ, MUTLU OLMAMIZ İÇİN SEVGİMİZİ VERDİN.. ÖYLE ÇOK SEVDİN Kİ BİZLERİ HAYATI VERDİN.. BU HEDİYELERİN KARŞILIÄžINI ASLA VEREMEYİZ, AMA HAYATIMDA SEN’İN SEVECEÄžİN İŞLERİ YAPMAK İSTİYORUM. VERDİÄžİN NİMETLER İÇİN ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM ALLAH’IM!… SENİ ÇOK SEVİYORUM ALLAH’IM! TEŞEKKÜR EDERİZ ALLAH’IM!… SENİ ÇOK SEVİYORUZ ALLAH’IM!
Paylaşım için teşekkürler...