:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi

Orjinalini görmek için tıklayınız: Ayrılıkmış....ayrılık buymus demek....ღ♥ღ...
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
Ayrılıkmış....ayrılık buymus demek..

yyyyzm3.jpg


Gözlerime baktı..Gözlerinin içine diktim gözlerimi ve aradım kendimi..Yoktum..

Elini pervasızca saçlarımda gezdirdi.Bir çocuk ağlaması geldi içime sevgiye muhtaç,ne ben ağladım, ne ağlama hissi gitti..’’Oysa sevmiştim seni..’’ diyordu içimde bir ses, ‘’ama artık bitti..’’ Sevseydim ağlamayı başarabilirdim belki..Ama artık akmıyordu gözyaşım.Sadece büyük bir yabancılık duygusuyla içim eziliyordu.Yabancıydık...


Şarkıdaki gibi,iki yabancı gibi, birlikte ama yalnız iki yabancıydık.. Gitmek istesem de ayağımda beni bağlayan bir pranga var gibiydi.Yanında da olsam ,uzakta da olsam hiçbir hissim değişmiyordu aynı onun hislerinin değişmediği gibi.Ve özlemiyordum onu artık..Kendi içimde gezindim..Adını sayıkladım defalarca.Oysa adının anılmasında bile kalbim parçalanır gibi yerinden çıkardı, özlemle karışık buruk bir sevgiyle..

Şimdi hiçbirşey kalmamıştı.Yüzüne baktım.Sanki o vahşi güzellik kaybolmuştu,herkesten kıskandığım o eşsiz yüzden eser yoktu.Bana bakışından mıydı onu güzel bulmam bilemedim..Ama şimdi karşımda alışılmış,herkes gibi biri oturuyordu.Sadece alışkanlıktı bu.Birlikte olma alışkanlığı.Elele yürüme alışkanlığı,birbirine herşeyi anlatabilme alışkanlığı,sigara alışkanlığı, yüzündeki bene alışkanlık, tenindeki kokuya alışkanlık, elde edilmiş olmanın alışkanlığı,bir şey ispat etmeye çalışmama alışkanlığı, bir insanı baştan başa keşfetmiş olmanın verdiği rahatlıkla donanımlı yeni bir şeyler keşfetme ihtiyacı duymayan yorgun bir alışkanlık.. Ya sevgi,ya aşk?..

Hani bitmez sanırdım..Bitiyormuş..Uğruna ağlasan,ölsen, ne yaparsan yap bir dönem bir süre sonra bitiyormuş..Ne acı.. Herşey yalan mı oluyor yani birer birer ? Hafızalara kazınan ve hatırlandığında yürek hoplatan ne varsa siliniyor birer ikişer..

Hatırlıyomusun diye başlayan cümlelerimiz azalıyor aramızda.Birimiz hatırlasa,öbürü hatırlamıyor..Bunun için mi yaşadık oysa, ölümsüz kılmaktı hani amacımız ? Yalan oluyor herşey..Üstelik nefret de duymuyorum.Zamana mı nefret duymalıyım? Saçma,siliyor işte herşeyi olağanca..

Sana mı duymalıyım? Ne gerek var ki ,herkesten ne farkın var,sen de istemezdin belki..Kendime mi nefret duymalıyım? Benim senden ne farkım var ki!.. Aynıyız işte..İlk defa eşit dövüşüyoruz..

Ne kovalayan ,ne de kaçan var artık..İki tane yorgun insan var kovalamaktan ve kaçmaktan yorulmuş..Şimdi kalkıp gitsem yanından,bir daha aramazsın.Sen gitsen ben gelmem peşinden.Yorulmuşuz, gitme demeye bile halimiz yok. Gitmeye de halimiz yok..Buydu demek ki sonu.Her hikayenin sonu aynıymış demek..
Sen de çirkin olurmuşsun birgün,sende herkes gibi olurmuşsun..Ben de bıkarmışım birgün..

Ve gitmek zorunda kalmasa da kimse ,yürekler zaten gidermiş bedenlerden önce...

Ayrılıkmış..Buymuş...







melek


......
Gölgeler....
jjjjjjjjjjgjn7.png

Onun sevgisinden artakalan kaçak zamanlara sığdırdın benli,

gurursuz, günah zamanlarını. Kalbim kırıldıkça tutsaklığım

artıyordu sana. Öylesine pis, öylesine köhne,öylesine

iğrenç mekanlarda aşkımı paralayarak harcıyordun.

Bir bataklıktı bu sevda,kurtulmak için çırpındıkça dibe

batıyordum. Sevdiğin biri vardı biliyordum. Düşündüğün,

özlediğin, yanında olmak istediğin... Yüreğimi dağlayan,

içimi delice ezen, tanımadan nefret ettiğim bir sevdiğin

vardı hayatında...

Aralara sıkıştırılmış zamanlarda yaşıyorduk...

Yüzünü görememektense yaptığın her işkenceye

katlanıyordum yanında. Onun gölgesi aramızdaydı her

zaman karanlık bir gece gibi. Üç kişi oturuyorduk

sözde kahkaha attığımız parçalı bulutlu yapmacık masalarda...

Asla benim olmayacaktın. Öylesine çok ona aittin. Hatta

o gitse bile bana gelmeyecektin. Belki başka bir o ya sahip

olacaktın ve ben yine yalnız zamanlarında sığındığın

limanın olacaktım. Sonuçta sen de benden vazgeçemeyecektin...

İkimiz de bunu biliyorduk; söyleyemiyorduk..

Peki neden? Bu tutsaklık, bu bağlılık, bu vazgeçememezlik,

aramızdaki bu kuvvetli bağ, ne beraber oluşumuz, ne ayrı

yaşayabilişimiz neden? Bunu çözebildiğimiz an işte kurtulacağız birbirimizden...

Bu gözükara,özükara gelişlerimin sebebini kendi içimde anlamlandıramamışken sana sorular sormuyordum elbette.

Bir zaman girişsiz, gelişmesiz, sonuçsuz akıp gidiyordu öylece...

Sen de sormuyordun...
Beraber konuştuğumuz çok az şey vardı ve paylaştığımız

hiçbir şey. Oturup bir masada saatlerce konuşmadan etrafı

izlediğimizi hatırlıyorum. Sadece iş konuşabiliyorduk heyecanla.

O da bitince susuyorduk ve sessizlik büyüdükçe birbirimizden

sıkılıyorduk. O andan nefret edip kaçıp gitmek istiyordum yanından. Sorulacak çok soru, verilecek çok hesap varken sadece

etrafı izlemekle yetiniyorduk... Boğazımda düğümlenip

kalıyordu birçok şey ve seni iyice sıkmaktansa kendi içimde

ölmeyi tercih ediyordum...

Senden nefret ediyordum! Bir insanın olabileceği en aşağılık

konumda yaşıyordun. Kendinden başkasını düşünmeyen pis

serserinin tekiydin...
Ama vazgeçemiyordum...

Benden nefret ediyordun! Gülüşüme, konuşmama, ağzımdan

çıkan hiçbir kelimeye katlanmayacak durumda yaşıyordun...
Ama vazgeçemiyordun...

Vazgeçilemiyorduk...

Aramamaya görüşmemeye karar veriyorduk biribirimizden

uzaklaştığımız her buluşmanın ardından...
Ama dayanamıyor arıyordun her seferinde ve ben de

dayanamayıp geliyordum...

...

Üç kişi bile değiliz artık...
O yok, gitti... Daha kalabalığız artık. Üzerimizde onlarca

insanın gölgesi var ve biz yine beraber oturup etrafı izliyoruz

gölgeleri yok saymaya çalışıp...

__________________