:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi

Orjinalini görmek için tıklayınız: sen yoktun geri dönmeni bekliyorum
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
Nasıl da bakıyorum şimdi kendime... Kendimi nasıl görüyorum çatlak aynada? Sorunlu bir hesaplaşmanın arsız hükmü ile mağlubiyet bayrağını hala görebiliyorum avuçlarımda... Hala avuçlarımda tuttuğum göz yaşlarımın yanında...

Öylece duruyordum sadece... Öyle incitmiş öyle kırmıştın ki... Öyle hiç görümüştün ki beni... Öyle yok saymıştın ki gerçekliğimi, hayatındaki varlığımı, kısa zaman dilimlerinde geçirdiğimiz her cümlenin umut ile bittiği geçmişimizi... Öyle silmiştin ki beni...
O kadar hızlı gitmiştin kendinden... O kadar çaresiz kaçtın ki...
Dönüp arkana bir kez olsun bakmadan, çığlıklarımı duymadan, göz yaşlarımı saymadan... Bırakıp gitmiştin beni...

O kadar karanlık ki şimdi düştüğüm kuyu... Ayna o kadar sahte ki... Gözlerin öyle kayboldu ki...
Işık olmak için... Benim yolum olmak için o kadar sahtesin ki...
Çatlakların şimdi göremediğim duvarlarda bir kaç yama... Şimdi aklımda sadece senden bana kalan tek hatıra...

Bir kibrit çaktım... Son umudumu hiç düşünmeden yaktım... Tıpkı senin gibi.....
Yakıp gittiğin gibi ömrümü...
Yaktım umudumu...
Alev oldu... Ve senin benden gidişini izleyebilmem için ışık oldu... Son umudum nefer oldu gidişinin hüsranlı ben tarafında... Yüzünde gülen bir mutluluk oldu...

Sen mutluydun... Tıpkı olması gerektiği gibi... Tıpkı birinin diğerini karanlığa bırakması gerektiği gibi... Gittin... Sessizdin... Ve sağırdın... Çığlıklarımı duymadın... Göz yaşlarımı saymadın... Ve sen kibrit çöpünün alevinde giderken ben yanmaya başlamıştım...

"Boş ver." dedim... "Boş ver... Önceki hisler gibi bu da olması gerektiği gibi yaktı son kibrit çöpümü ve gitti..." dedim... Son derece emindim kendimden... Son derece korkak... "Ya gerçekse?" diye düşünceler denizinde boğulmaya başladım...

Sonra günler geçti... Ve bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar sayısız geceler... Teslim oldum gidişinin ve dönmeyişinin yanlızlığına...

Sevmeyeceğim... Tekrar tekrar söyledim... Tıpkı o gecelerde ölüp ölüp dirildiğim gibi...
Zaman senin adını benim adım olmadan söylemeye devam etti...
Çaresiz olan zamandı... Ben değil... Kabul edemezdim... Ölen bendim... Ve beni tutamayan zamandı...
Benim seni giderken tutamadığım gibi......Yalandı...

Evet... Sen yoktun... Ve çoktan unutmuştun belki... Ama ben yine o karanlık kuyuda... Senden kalan çatlaklarda kendimi arıyorum... Ve hala elimde mağlubiyet bayrağım... Söylediğin son sözlerinin akan göz yaşlarını tutuyorum...

Gittiğin gibi gidiyorum şimdi...
Yaşadığın kadar ölüyorum...

Ve ben şimdi...

Seni...

Son nefesimde bile söyleyebiliyorum...

Seni seviyorum...

Senin beni özlediğin yalanı kadar... Ben de senden kaçıyorum... Ellerimde tuttuğum göz yaşlarını da, şimdi arkandan döküyorum... Onlar gibi tekrar gözümden akabilmen için...

Geri dönmeni bekliyorum...
__________________